![]() |
Fuzuli'de Gözyasi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fuzuli'de GözyasiFuzuli'de Gözyasi Fuzuli'de Gözyasi Hakkinda - Dr ![]() ![]() FUZÛLÎ?DE GÖZYAŞI Dr ![]() Malatya Fen Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Bu çalışmada, Fuzûlî?nin Türkçe Dîvân?ı ile Leyla vü Mecnun mesnevisinde geçen ağlamak ve gözyaşı kavramları tespit edildi ![]() Şairin bu kavramlara estetik bir fonksiyonun yanı sıra psiklojik, tasavvufi, dini ve sosyal bir fonksiyon yüklediği görüldü ![]() Gözyaşının bu fonksiyonları izah edilmeye çalışıldı ![]() Duyguların suyu diyebileceğimiz gözyaşı; ayrılık, hasret, yalnızlık, çaresizlik, sevinç gibi duyguların oluşturduğu yoğunluğunun ifadesi olarak dışa yansır ![]() İnsanoğlunun tepkilerini ifadede özel bir yere sahip olan gözyaşının dini ve tasavvufî hayatta da önemli bir yer tuttuğunu görürüz ![]() GİRİŞ Duyguların suyu diyebileceğimiz gözyaşı; ayrılık, hasret, yalnızlık, çaresizlik, sevinç gibi duyguların oluşturduğu yoğunluğunun ifadesi olarak dışa yansır ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hassas kalpliliğin ve devamlı mahzun olmanın bir bakıma düstur sayıldığı tasavvuf düşüncesine mensup ilk zahid ve mutasavvıflar arasında çok ağlama sebebiyle meşhur olmuş kimseler vardı ![]() Fuzûlî âşıkane şiirin, klasik şiirimizdeki en büyük temsilcisidir ![]() ![]() Hemen hemen bütün şiirlerinde aşkı ve aşkın hallerini coşkun bir lirizmle ifade eden şair; duyduklarını, hissettiklerini, hayal ve düşüncelerini kuvvetli bir tahsil ve ilmin neticesi olan üslubu ile yansıtmaktadır ![]() ![]() Dost bî-pervâ felek bî-rahm devrân bî-sükûn Derd çok hem-derd yok düşmen kavî tâli? zebûn G ![]() Beşeri ve ilahi aşkın çoğu zaman iç içe olduğu Fuzûlî?de; bu coşkunluğun, hassas kalpliliğin, aşk ve aşk acısının tabii sonucu olan gözyaşı beşeri ve ilahi özellikleri kapsayacak özellikte verilmiştir ![]() ?Onun şiirlerinin başlıca unsurları olan aşkın acılarına tahammül etmek, elem çekmek, halkın ayıplamasına (melamet), başkalarının (ağyar) cefasına katlanmak, sabır, alçakgönüllülük, bütün bunlar tasavvufun da dayandığı esaslarıdır ![]() ![]() hüznü yansıtan kanlı gözyaşı? Âşıklık alametlerinden sıkça bahseden Fuzûlî, bir beyitte söyle der: Tabîbâ kılmışum teşhîs derd-i ?aşkdur derdüm Alâmet âh-ı serd ü rûy-ı zerd ü eşk-i âlümdür G ![]() Bir bakıma şiirlerini aşk ve aşkın yaşattığı hüzün üzerine bina eden şairde bu yoğunluğun ve çaresizliğin ifadesi olan ağlamak ve gözyaşının ne Şekilde ele alınıp işlendiği önem arz etmektedir ![]() ![]() Şairin, Türkçe Divan?ı10 ile Leylâ vü Mecnûn11 mesnevisini incelediğimizde karşımıza çıkan sonuç şu oldu: Gözyaşı ve ağlama (eşk, sirişk, girye, yaş, nem) kavramları şairin Türkçe divanındaki kasidelerde 19 beyitte, gazellerde 234 beyitte, diğer nazım türlerinde/Şekillerinde de 25 yerde; Leyla vü Mecnun mesnevisinde 27 beyitte geçmektedir ![]() Çalışmamızda gözyaşı ve ağlamak kavramlarının daha sanatlı ve ustaca işlendiği gazel nazım türüne ağırlık verdik ![]() ![]() İncelememizde önce Fuzûlî?de gözyaşının estetik fonksiyonu üzerinde durup daha sonra gözyaşının; dini, tasavvufi, psikolojik ve sosyal fonksiyonlarını ele alacağız ![]() A ![]() Gerçek âlemde yaşanan sıkıntıların ifadesi olan gözyaşı; şairin muhayyilesinde göz pınarlarından dökülen tuzlu ve ılık bir su olmaktan çıkıp zihinde görsel ve işitsel çağrışımlara yol açan bir estetik bir objeye dönüşür ![]() Mübalağa ve benzetme sanatlarının belirgin olduğu bu beyitlerde gözyaşı; çokluk, süreklilik, Şekil, kıymet ve renk ilgisi göz önünde bulundurularak işlenir ![]() ![]() ![]() ![]() Şairin söz konusu hayallere odak noktası olan unsurları, başlıklar halinde göstermek mümkündür: 1 ![]() Şairin gözyaşı ile ilgi vurguladığı en önemli özellik çokluğudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan seyle Yamanlıkdur işün ?uşşāk ile yahşı mıdur böyle Mur ![]() Âşık her an, benliğini kaplayan sevgilinin hayaliyle yaşar ![]() ![]() Olmazam bir lahza bî-ra?d-i figān ü berk-i āh Kanda kim seyr eylesem giryān u sūzān ebrvār K ![]() Aşk bir sırdır, bu sırrı ifşa etmeden taşımak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Sırrumı rüsvālıāum fāş etmeden ?ālemlere Zār cismüm eşk gird-ābında pinhān olsa yeā G ![]() Gözyaşları bazen çağlayanlar gibi gürül gürül akar ve bu şiddetli akıştan dolayı su kabarcıkları oluşur ![]() ![]() Her habāb-ı eşküme bir ?aks salmiş peykerüm Şāh-ı mülk-i mihnetüm dutmişcihānı leşkerüm G ![]() Sevgilinin bakış kılıcının döktüğü kan, âşık üzerinde bir gömlek gibidir ![]() ![]() Andanam rüsvā ki seyl-āb-ı sirişküm çāk eder Zahm-i tîāün kanı giydirdükçe pirāhen bana G ![]() Aşkın değişmez kanunu, Leyla vü Mecnun mesnevisinde de boy gösterir ![]() ![]() Mecnûn, Leylâ?nın hasretiyle ?nâme? gibi büklüm büklüm olmuş ve gözlerinden ?hâme? gibi durmadan yaş dökmektedir ![]() Hāme gibi yaş döküp dem-ā-dem Nāme gibi kāmetin kılup ham LM ![]() Şifa için Kabe?ye götürülen Mecnun, kendisiyle Kâbeyi özdeşleştirir ![]() ![]() Göğsüne uran Hacer gibi taş Zemzem gibi gözden ahıtan yaş LM ![]() Çaresiz âşığın gözyaşları bazen öyle sürekli akar ki sahili olmayan bir deniz meydana gelir: Yaşum suyı oldı vara vara Bir bahr ki yok ana kenāre LM ![]() Leyla işveli bir Şekilde gezerken Mecnun?un gözlerinden, çeşme gibi durmadan yaş dökülmektedir: Leylî işi ?işve vü girişme Mecnūn gözi yaşı çeşme çeşme LM ![]() 2 ![]() Gözyaşı; sevgili için döküldüğünden ve Şekil özelliğinden dolayı, âşıkın en kıymetli varlığı olarak düşünülür ![]() ![]() ![]() ![]() Gözlerümden dökülen katre-i eşküm güheri Lebleründen saçılan lü?lü?-i şāhvāra fedā G ![]() Nisan yağmurunun damlaları istiridyenin içine düşüp zamanla inci tanesine dönüşür ![]() Göz ki peykānun hayāliyle saçar her yan sirişk Bir sadefdür katre-i bārānı eyler dürr-i nāb G ![]() Aşk denizinde dolaşan dertli âşığın her dem gözünde yaşlar vardır ![]() Çünkü yaş akmayan göz, içinde inci bulunmayan bir sadef gibidir: Girye-i zār ile hoş-hālüm ki bahr-i ?ışkda Eşksüz göz bir sadefdür lü?lü?-i şehvārsuz G ![]() Sevgiliden ayrı olma, Âşığı o kadar ümitsizliğe iter ki, âşık buna bir nihayetin olmayacağını düşünür ![]() Nezr etmişüm firākuna kim yoh nihāyeti Nakd-i sirişkümi ki tükenmez hızānedür G ![]() Âşık, her ne kadar aşkını gizlemeye çalışsa da gözlerinden dökülen kanlı yaşlar bu sırrı ifşa eder ![]() ![]() Ruhum üzre hatt-ı sirişkümi defe?āt ile kalem-i müjem Rakam etdügiyçün il okıyup bilür oldı rāz-ı nihānumı G ![]() Âşık, aşkı uğruna dünyasından vazgeçmiş; akıl sahiplerinin değer verdiği şeylere yüz çevirmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Gözyaşı, Âşığı maddi âlemin kesafetinden bir taht gibi kaldırıp yükseltir ![]() Ey Fuzūlî ben melāmet mülkinün sultānıyum Berk-i āhum tāc-ı zer sîm-i sirişküm tāht-i ?āc G ![]() Âşığın ayrılmaz yoldaşları olan ?ah, cevr ü cefa, bela vü derd? ve bütün bunların sebep olduğu gözyaşları ![]() Sirişk taht-ı revāndur bana vü āh ?alem Cefā vü cevr mülāzım belā vü derd haşem Müs ![]() 3 ![]() Gözyaşı renk hususiyeti göz önünde bulundurularak, normal akış halini ifade eden durumlar için ?sîm, sîm-âb?; kanlı akışı ifade eden durumlarda da ?gül, lāle, sarāb, serer, şerāre, la?l? kavramlarıyla ilişkilendirilir ![]() ![]() ![]() Sözgelimi; Leyla?sını arayan Mecnun, o kadar çok ağlar ki yaş yerine gözlerinden gül renkli kanlar akar: Bir gün akıdup sirişk-i gül-gūn Necd üzre oturmişidi Mecnūn LM ![]() Dert diyarının başı dönmüş âşığını bulmak isteyenler için delil, dolaştığı yollar üzerine döktüğü lale renkli gözyaşlarıdır ![]() Diyār-ı derd ser-gerdānıyum her kim beni ister Delîl-i rāh katre katre eşk-i lāle-gūnumdur G ![]() Sevgilinin çeşitli halleri ile âşık arasında parelellikler kurulur ![]() Gümüş göğüslü sevgiliye bedel civa renkli gözyaşı döken âşık, la?l gibi kırmızı dudaklara bedel Âşığın aynı renkteki gözyaşları gibi ![]() Gümüş göğüslü sevgiliden ayrılan şair, civa renkli gözyaşlarına boğulmaktadır: Sîm-āb-ı sirişk etdi beni āarka Fūzūli Tā devr cüdā kıldı büt-i sîm-berümden G ![]() Kanlı gözyaşları, renginden ve derinden akmayı ifade etmek için olsa gerek ciğerle irtibatlandırılır ![]() Göz döker isrāf ile hūn-ābe la?lün gūyā Kim ciger dāāında ol la?lin bulupdur ma?denin G ![]() Aşağıdaki beyitte şair, talihsizliğini dile getirmektedir ![]() Bezm-i ?ışk içre sirişkümdür şarāb-ı lāle-gūn Kıldı āam kaddüm büküp cām-ı şarābum ser-nigūn G ![]() Aşk adeta bir ateştir ![]() Gör sirişküm şeb-i hicrān dime kim kandur bu Zerre zerre serer-i āteş-i hicrāndur bu G ![]() ![]() B ![]() Fuzûlî?de ağlamak ve gözyaşı her ne kadar tasavvufî manada ele alınıp işlenmişse de bazı beyitlerde ağlamanın dini bakımdan önemine de vurgu yapılmıştır ![]() Müminlerin vasıflarından biri de yumuşak kalpliliğin ifadesi olan gözyaşıdır ![]() ![]() ![]() Bende-i mü?min olan çeşm ter ü giryān olur Çeşmi giryān olmayan elbetde bî-imān olur G ![]() Şair, aşk denizinde dolaşan Âşığın gözlerinden dökülen yaşlar adeta bir inci gibidir ![]() Gevheridür ?ışk bahrinün Fuzūlî āb-ı çeşm Lîk bir gevher ki lutf-ı Hak anadur müşterî G ![]() Sevgili için dökülen yaşlar bu dünyada çilenin ifadesi olsa da, ahirette bunun mükâfatı alınacaktır ![]() ![]() Mahşeri eşküm virür seyl-āba ger rūz-i cezā Olmasa makbūl-ı dergāhun sirişküm gevheri G ![]() İslam, insanın dünyada korku ile ümit arasında olmasını salık verir ![]() Defter-i a?mālümün hatt-ı hatādandur şiyāh Kan döker çeşmüm hayāl etdükçe hevl-i meşheri G ![]() C ![]() Engin ve ilahi bir aşkın meydana getirdiği dalgalanmalar, ayrılık acısı, maşuğun devamlı hayal edilmesi, vahdet-kesret tezadı gibi gönül merkezli hareketlilik ve dalgalanma neticesi gözyaşı dökülmektedir ![]() durumların ifadesi için bir anahtar olur ![]() ![]() Görmesem her göz açanda ol gül-i ra?nā yüzin Göz yumınca eşk-i gül-gūnum dutar dünyā yüzin G ![]() Maddi âlemde yaşayan şair, zaman ve mekândan münezzeh Allah?ın sığdığı ve tecelli ettiği gönlü içinde taşıyan bir varlıktır ![]() Bir katre olan âşığın, içinde taşıdığı ummandan dolayı coşması, dalgalanması da son derece tabiîdir ![]() Gözlerümden dökülen katre-i eşküm güheri Lebleründen saçılan lü?lü?-i şāhvāra fedā G ![]() Tasavvufta ağız ve dudak; yokluk, vahdet ve fenafillâhın sembolüdür ![]() Vahdete ulaşma hevesinde olan kalbin yanışını, gözden akan kanlı yaşlar ifşa eder ![]() ![]() ![]() Akan kanlı yaş, şairin kesretten kurtulmakta olduğunu belirtmektedir: Lahza lahza lebün anup edicek efgānlar Katre katre saçılur dîdelerümden kanlar G ![]() Şair, ?o?nu bulma yolunda akan kanlı yaşların samimiyet ifadesi olduğunu; ikilikten, kesretten tam anlamıyla kurtulduğunu belirtmek için sık sık akan yaşların bağrından ve ciğerinden süzülüp geldiğine işaret eder ![]() Gözüm kim baārumun kanın döker pergāle pergāle Dem-ā-dem ārzū-yi lâ?l-i cānān etdüāümdendür G ![]() Mâşuktan bir an bile ayrı olma, kesret vadisine düşme endişesi âşığın sararmış çehresini kanlı yaşlara boyar: Ey firāk-ı leb-i cānān cigerüm hūn etdün Çihre-i zerdümi hūn-āb ile gül-gūn etdün G ![]() Yüz (ruhsâr, ruh, ârız, yanak), boy (kâmet, serv) da vahdet sembolüdür ![]() İçinde yaşadığı âlemin aynadaki yansıma olduğunu anlayan âşık için, her bir varlık zatıyla değil, sevgiliden haber vermesi cihetiyle değer ifade eder ![]() ![]() ![]() akan kırmızı kanla birleşir: Yād-ı ruhsāriyle ol māhun gözüm kan yaş döker Her gören sa?ātde hūrşîd-i cihan-ārā yüzin G ![]() Gül, tasavvufta kesret ise de, bunun yanında bazen Hz ![]() ![]() Gālib oldı subh-dem sevk-i gül-i rūyun bana Seyr-i bāā etdüm ki būy-ı gül vire teşkîn ana Gül görüp yādunla dürr-i eşk saçdum her yana Tah ![]() Âşık, sevdiğini düşününce gözleri yaşarmaya başlar ![]() ![]() Hayāl-i ?ārızun cevlān eder bu çeşm-i pür-nemde Nicük kim mevclenmiş suda ?aks-i āftāb oynar G ![]() Zaten, âşık da samimiyet ifadesi olan gözyaşıyla sevgilinin feyzine mazhar olmak ister, bu nedenle her şeyde ona ait bir yol bulur: Düşmeseydi gözümün yaşına feyz-i nazarun Anı her servün ayaāına revān etmez idüm G ![]() Daha önce de belirttiğimiz gibi kan madde olduğundan sevgili uğruna dökülen yaşlar insanı kesafetten arındırır ![]() ![]() ![]() olur ![]() Gül-i ruhsāruna karşı gözümden kanlı akar su Habîbüm fasl-ı güldür bu akar sular bulanmaz mı G ![]() Âlem, çeşitli güzellikleriyle her an dikkatleri üzerine çekmekte adeta kendisine pereştiş ettirmektedir ![]() ![]() ![]() Kaçan kim kāmetünden ayrı seyr-i būstān etdüm Koparup eşk seyl-ābıyla ben servi revān etdüm G ![]() Şair, vahdet bilincine ermeye yönelince, gönlündeki aşk ve sevkden dolayı, içte yer bulamayan yaşlar göz penceresine yönelir: Cān eyledükçe meyl-i temāşā-yı kāmetün Göz revzenin sirişk-i revānum dutar G ![]() Sevgiliye duyulan iştiyak son hadde varınca çevredeki her şey kaybolmaya mahkûmdur ![]() ![]() ![]() Perde çek çehreme hicrān güni ey kanlı sirişk Ki gözüm görmeye ol māh-likādan āayrı G ![]() Yanak veya yüz vahdetin sembolü olunca, bunların üzerini kapatan veya değişik nedenlerle dikkatleri üzerlerine çeken saç ve saçın değişik biçimleri (kâkül, turra), hat (ayvatüyleri), göz ve gözden çıkan bakış, gamze (yan bakış), tasavvufta küfr ve kesret sembolüdür ![]() Kesret âlemindeki geçici güzellikler insanın başını döndürür ![]() ![]() Benüm kim bir leb-i handān içün giryānlıāum vardur Perîşān turralar devrinde ser-gerdānlıāum vardur G ![]() Tasavvufta hayret veya hayranlık Allah?ın yaratıcılığına, hikmetine karşı duyulan en son duygu mertebesidir ki ifadeye sığmaz ![]() ![]() Hak Âşığının, kâinatta değişik suretlerde tecelli eden Allah?ın sanatını gördükçe ve derk ettikçe, hayreti artar: Dutagör göz yolın ey eşk kim temkînüm eksikdür Bu sūret-hānenün gördükçe nakşın hayretüm artar G ![]() D ![]() Tasavvufa göre insan, Mevlana?nın ney sembolüyle ölümsüzleştirdiği gibi, asıl vatanından koparılarak gurbete gönderilmiştir ![]() ![]() N?ola aālarsa Fuzūlî ravza-i kūyun anup Lā-cerem giryān olur kılgaç vatan yādın āarîb G ![]() Âşığın yegâne gayesi maşuğuna kavuşmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âşığın içinde bulunduğu dramatik hali daha açık bir biçimde yansıtır ![]() Canın canandan ?iftirak?ının uzun sürmesi -yıllanmış şarabın keşkin olması gibi- hüznün derecesini arttıracak ve gözyaşı da bu hüznü yansıtacaktır: Artırur eyyām-ı hicrānun sirişküm hiddetin Müddet-i eyyām mey keyfiyyetin eyler füzūn G ![]() Gözyaşı, Âşığın mâşuktan ayrı kaldığı an saçtığı tükenmez bir hazinedir ![]() Nezr etmışüm firākuna kim yoh nihāyeti Nakd-i sirişkümi ki tükenmez hızānedür G ![]() Çiftçi, ürün elde etmek için nasıl ki tohumu ekip sabırla sonucu bekliyorsa, āşık da sevgilisine kavuşmak için gözyaşı dökmek ve semeresini almak için sabırla beklemek zorundadır: Döküp eşk kūyunda vaslın diler dil Saçar nef? için dāne topraāa hāris G ![]() Vuslat perdesini aralayamamış âşık, tam anlamıyla kesretin kesafetinden kurtulamamıştır ![]() ![]() Âşığın maşuğuna kavuşabilmesi için geldiği yerdeki saflığı kazanması ve sürdürmesi lazımdır: Vaslından ayrı n?ola dökilse kanum gül gül Ben gülbün-i firākum bu fasldur bahārum G ![]() Sevgilinin dışındaki her şey -masiva-, canı canandan ayıran kesret olduğuna göre âşık, hem hariçteki alakalardan hem de kendi benliğinden kurtulmak zorundadır ![]() Hūn-ābe döküp dide-i giryānumdan Sensiz boyadum yer yüzin öz kanumdan Rüb ![]() İnsanoğlunun doğuştan itibaren tanıştığı ve acziyetinin ifadesi olan gözyaşı, bedenen ve ruhen rahatlama ve sükûnet bulma demektir ![]() Teşkîn bulur cigerde harāret sirişk ile Sūz-ı dil ile sînede rāhat olur füzūn G ![]() Ağlamanın gamla dolu gönlünü açacağını, gözyaşı dökmenin de kanla dolu gönlünü boşaltacağını söyleyen şair, ağlama ve gözyaşı dökmenin de temel gerekçesini açıklamaktadır: Giryedür her dem açan āamdan dutılmişgönlümi Eşkdür hāli kılan kan ile dolmişgönlümi G ![]() Gözyaşı ?ılık olması gerçeğinden hareketle- gönlün ateşini yansıttığı için âşık yaş dökerek muvakkaten rahatlasa da, dökülen yaşların yaş kuru ayrımı yapmadan her şeyi yakabileceği gözden ırak tutulmamalıdır ![]() ![]() ![]() Demen gözyaşı ile def? olur ?ışk āteşi tenden Bu od her yere düşse fark kılmaz kurısın yaşın G ![]() Gözyaşı hasret ateşini teskin etme gibi bir fonksiyonu icra etse de Su Kasidesi?nde, Hz ![]() Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlare su Kim bu denlü dutuşan odlare kılmaz çāre su K ![]() Âşığın zayıf bedeni, gözden akan yaşların oluşturduğu dalgaların etkisiyle çer çöp gibi sürüklenip durmaktadır ![]() Eşk mevci gezdürür her yan tenüm hāsākini Mümkin olmaz eşk tahrîkiyle teşkînüm benüm G ![]() E ![]() Âşık, halk içinde Hak?la beraber olmak zorundadır ![]() ![]() ![]() Çünkü onlar sadece zahire bakarlar, Âşığın gönlünde kopan fırtınaların farkında değildirler: Dostlar kan yaş döküp kıldı beni rüsvā-yı halk Veh ki düşmen çıkdı āhir dide-i pür-hūn bana G ![]() Âşığın iç âleminin dışa yansıması olan gözyaşı şu Şekilde tasavvur edilir ![]() ![]() Ruhum üzre hatt-ı sirişkümi defe?āt ile kalem-i müjem Rakam etdügiyçün il okıyup bilür oldı rāz-ı nihānumı G ![]() Aşkın verdiği elemden gözüne uyku girmeyen, sabaha kadar yıldızları sayan ve gözyaşı döken Âşığın halini gaflet uykusunda olanların/gafil gözlerin bilmesine imkân yoktur: Gözi yaşlılarun hālin ne bilsün merdüm-i āāfil Kevākib seyrini seb-tā-seher bîdār olandan sor G ![]() Âşık, gaflet uykusundakilere sırrını vermektense zayıf bedeninin, döktüğü gözyaşlarının meydana getirdiği girdapta kaybolmasından yanadır ![]() Sırrumı rüsvālıāum fāş etmeden ?ālemlere Zār cismüm eşk gird-ābında pinhān olsa yeā G ![]() Âşık aşkın hallerine razı olduğu için kınamalar, Âşığı yolundan döndürmez ![]() nazarında birer çöpten farksızdır: Fuzūlî virmedi ta?n okları göz yaşına teşkîn Önin bend etmek olmaz hār ü hāsāk ile Ceyhūn?dur G ![]() Aşk ihtiyarı elden alır ![]() ![]() Ol ki her sa?āt gülerdi çeşm-i giryānum görüp Aālar oldı hālüme bî-rahm cānānum görüp G ![]() Aşka meyleden gafiller gözyaşını alelade bir su sanırlar ![]() Kıl sevāb ey göz döküp kan vākıf et āāfilleri Meyl edenler ?ışka bilsünler ciger kan olduāın G ![]() SONUÇ Fuzûlî, klasik şiirimizde önemli bir yer tutan aşk kavramını kuvvetli üslubu ile mükemmel bir Şekilde mısralara döken, verdiği tüm sıkıntılara rağmen aşkı hayat felsefesi haline getiren bir şairdir ![]() Mesnevi?de Kays?ı Mecnun edip Leyla?dan Mevla?ya ulaştıran şair, divanında da bunu kendi sahsında gerçekleştirmeye çalışır ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşadığı yer ve yetiştiği dönemin olumsuzlukları, ilim ve irfanına rağmen yeterli ilgiye mazhar olamama, istediği halde bulunduğu yerin dışına çıkamama gibi problemlerin de şairin ruh dünyasını derinden etkilediğini düşünürsek gözyaşlarından bu kadar sık bahseden şairin psikolojisini daha iyi anlamış oluruz ![]() ![]() Fuzûlî?de ağlama ve gözyaşı basit biyolojik bir olgudan ziyade; psikolojik, tasavvufi, dini ve sosyal özellikleri sebebiyle tasvir ve mecazlara konu olmuş, farklı hayallere kapı aralayan bir obje olmuştur ![]() ![]() kanatlanmakta olduğunu yansıtır ![]() Çoğu zaman kanlı ve taşkın gözyaşları döken ve hüznü kendisine şiar edinen Fuzûlî?de sevinç gözyaşlarına rastlayamayız ![]() Çünkü o, bu dünyanın zevk ve eğlence mekânı değil, ayrılık ve dert diyarı olduğu görüşündedir ![]() ![]() Fuzûli, engin ve çetin bir aşkın döktürdüğü yaşları, aşkın çeşitli özellikleri doğrultusunda gerçek ve daha çok sembolik anlamda ele alıp işleyerek ona estetik bir boyut kazandırmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
|