Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşkın, elif, kitap, kuralı, özeti, şafaktan

Elif Şafak'tan Aşk'ın 40 Kuralı Kitap Özeti

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Elif Şafak'tan Aşk'ın 40 Kuralı Kitap Özeti





Elif Şafak'tan Aşk'ın 40 Kuralı Kitap Özeti

Elif Şafak'tan Aşk'ın 40 Kuralı Roman Özeti - Elif Şafak Aşk'ın 40 Kuralı Kitap Özeti - Aşk'ın 40 Kuralı Kitabı Hakkında - Aşk'ın 40 Kuralı Kitap Özeti - Elif Şafak Kitap Özetleri

Aşk romanındaki 40 kuralı biraraya getirdik Aşk romanının ve hayatın bir özeti 40 kuraldan biri: Başlı başına bir dünyadır aşk Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde
Karşınızda Elif Şafak?ın ?Aşk? romanında bahsedilen ?40 kural? Sizce kırk kuralın bu kadar özel olmasının, bizi kalbimizden vurmasının sebebi nedir?

Benim zeminimde bunun karşılığı, kendi içimizde özümüze yaptığımız yolculukta karanlıkta kaldığımız anlarda bize ışık tutan kurallar olduğudur Duygularımızın iki tane ucu varsa biri korku ise diğeri sevgidir 40 kural içimizdeki Öz?le birleşme, hakikati bulma yolculuğumu karşımızsa çıkan Aşk?ın kurallarıdır

O en uç noktada öyle büyük bir sevgi vardır ki, olsa olsa adı ilahi sevgi olur İşte bu ilahi sevginin bir diğer adı da her yerde aradığımız, özellikle karşı cinste buluruz sandığımız ?AŞK''tır Hayat ne ironik değil mi? Dışarda sandığımız şeyler, aslında içimizde durmakta ve bizim onların farkına varmamızı beklemekte

40 KURAL

Birinci Kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla Yok eğer Tanrı dendi mi evvele aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut demektir

İkinci Kural: Hak Yolu?nda ilerlemek yürek işidir, akıl işi değil Kılavuzun daima yüreğin olsun, omzun üstündeki kafan değil Nefsini bilenlerden ol, silenlerden değil!

Üçüncü Kural: Kuran dört seviyede okunabilir İlk seviye zahire manadır Sonraki batıni mana Üçüncü batıninın batınisıdır Dördüncü seviye o kadar derindir ki kelimeler kifayesiz kalır tarif etmeye

Dördüncü Kural: Kainattaki her zerrede Allah?ın sıfatlarını bulabilirsin, çünkü O camide, mescitte, kilisede, havrada değil her an her yerdedir Allah?ı görüp yaşayan olmadığı gibi O?nu görüp ölen de yoktur Kim O?nu bulursa sonsuza dek O?nda kalır

Beşinci Kural: Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır Akıl temkinlidir Korka korka atar adımlarını ?Aman sakın kendini? diye tembihler Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ?bırak kendini, ko gitsin!?
Akıl kolay kolay yıkılmaz Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur Ne varsa harap bir kalpte var!

Altıncı Kural: Şu dünyada çatışma, önyargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır Sen sen ol, kelimelere fazla takılma Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir Aşık dilsiz olur

Yedinci Kural: Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat?i keşfedemezsin Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin

Sekizinci Kural: Başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği bir patika açar Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir

Dokuzuncu Kural: Sabretmek öyle durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir Allah aşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir

Onuncu Kural: Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney -çıktığın her yolculuğun içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi sonunda arzı dolaşır
On Birinci Kural: Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz, ana rahminden bebeğe yol açılmaz Senden yepyeni ve taptaze bir ?Sen? zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir

On İkinci Kural: Aşk bir seferdir Bu sefere çıkan her yolcu, istese de istemese de tepeden tırnağa değişir Bu yollara dalıp da değişmeyen yoktur

On Üçüncü Kural: Şu dünyada semadaki yıldızlardan daha fazla sayıda sahte hoca şeyh şıh var Hakiki mürşit seni kendi içine bakmaya ve nefsini aşıp kendindeki güzellikleri bir bir keşfetmeye yönlendirir Tutup da ona hayran olmaya değil

On Dördüncü Kural: Hakk?ın karşısına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın? Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir ?diye endişe etme Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

On Beşinci Kural: ?Allah, içte ve dışta her an hepimizi tamama erdirmekle meşguldur Tek tek hepimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz Yaşadığımız her hadise, attığımız her badire eksiklerimizi gidermemiz için tasarlanmıştır Rab noksanlarımızla ayrı ayrı uğraşır çünkü beşeriyet denen eser, kusursuzluğu hedefler?

On Altıncı Kural: Kusursuzdur ya Allah, O?nu sevmek kolaydır Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan?dan ötürü yaratılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne layıkıyla sevebilirsin

On Yedinci Kural: Esas kirlilik, dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir

On Sekizinci Kural: Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir Şeytan dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir Şeytanı kendinde ara; dışında, başkalarında değil Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükafat olarak Yaradan?ı tanır

On Dokuzuncu Kural: Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı sevin Yakında gül yollayacak demektir

Yirminci Kural: Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün Gerisi zaten kendiliğinden gelir

Yirmi Birinci Kural: Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı Farklılıklara saygı göstermemek, kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hak?ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir

Yirmi İkinci Kural: Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil

Yirmi Üçüncü Kural: Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki ağlar, perişan olur onun için Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz
Aşırılıklardan uzak dur Sufi ne ifrattadır ne tefritte Sufi daima orta yerde?

Yirmi Dördüncü Kural: Madem ki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi, attığı her adımda Allah?ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile, gene de başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir

Yirmi Beşinci Kural: Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama İkisi de şu an burada mevcut Ne zaman birini çıkarsız, hesapsız ve pazarlıksız sevmeye başarsak, cennetteyiz aslında Ne vakit birileriyle kavgaya tutuşsak; nefrete, hasede ve kine bulaşsak, tepetaklak cehenneme düşüveririz

Yirmi Altıncı Kural: Kainat yekvücut, tek varlıktır Her şey ve herkes görünmez iplerle birbirine bağlıdır Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının hele hele senden zayıf olanın canını yakma Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir

Yirmi Yedinci Kural: Şu dünya bir dağ gibidir, ona nasıl seslenirsen o da sana sesleri öyle aksettirir Ağzından hayırlı bir laf çıkarsa, hayırlı bir laf yankılanır Şer çıkarsa, sana gerisin geri şer yankılanır
Öyleyse kim ki senin hakkında kötü konuşur, sen o insan hakkında kırk gün kırk gece sadece güzel sözler et Kırk günün sonunda göreceksin her şey değişmiş olacak Senin gönlün değişirse, dünya değişir

Yirmi Sekizinci Kural: Geçmiş zihinlerimiz kaplayan bir sis bulutundan ibaret Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz Sufi daima şu an?ın hakikatini yaşar

Yirmi Dokuzuncu Kural: Kader, hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir Bu sebepten? ne yapalım kaderimiz böyle ? deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir Kader yolun tamamı değil sadece yol ayırımlarını verir Güzergah bellidir ama dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir Öyleyse ne hayatın hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin

Otuzuncu Kural: Hakiki Sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa, hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kelime kötü laf etmez
Sufi kusur görmez Kusur örter

Otuz Birinci Kural: Hakk?a yaklaşabilmek için kadife gibi bir kalbe sahip olmalı Her insan şu veya bu şekilde yumuşamayı öğrenir Kimi bir kaza geçirir, kimi ölümcül bir hastalık; kimi ayrılık acısı çeker; kimi maddi kayıp? Hepimiz kalpteki katılıkları çözmeye fırsat veren badireler atlatırız Ama kimimiz bundaki hikmeti anlar ve yumuşar; kimimiz ise, ne yazık ki daha da sertleşerek çıkar

Otuz İkinci Kural: Aranızdaki bütün perdeleri tek tek kaldır ki, Tanrı?ya saf bir aşkla bağlanabilesin Kuralların olsun ama kurallarını başkalarını dışlamak yakut yargılamak için kullanma Bilhassa putlardan uzak dur, dost Ve sakın kendi doğrularını putlaştırma İnancın büyük olsun ama inancınla büyüklük taslama!

Otuz Üçüncü Kural: Bu dünyada herkes bir şey olmaya çalışırken sen HİÇ ol Menzilin yokluk olsun İnsanın çömlekten farkı olmamalı Nasıl çömleği tutan dışındaki biçim değil, içindeki boşluk ise, insanı ayakta tutan da benlik zannı değil, hiçlik bilincidir

Otuz Dördüncü Kural: Hakk?a teslimiyet ne zayıflık ne edilgenlik demektir Tam tersine, böylesi bir teslimiyet son derece güçlü olmayı gerektirir Teslim olan insan çalkantılı ve girdaplı sularda debelenmeyi bırakır; emin bir beldede yaşar

Otuz Beşinci Kural: Şu hayatta ancak tezatlarla ilerleyebiliriz Mümin içindeki münkirle tanışmalı, Tanrıya inanmayan kişi ise içindeki inananla İnsan-ı Kamil mertebesine varana kadar gıdım gıdım ilerler kişi Ve ancak tezatları kucaklayabildiği ölçüde olgunlaşır

Otuz Altıncı Kural: Hileden, desiseden endişe etme Eğer birileri san tuzak kuruyor, zarar vermek istiyorsa, Tanrı?da onlara tuzak kuruyordur Çukur kazanlar o çukura kendileri düşer Bu sistem karşılıklar esasına göre işler Ne bir katre hayır karşılıksız kalır, ne bir katre şer
O?nun bilgisi dışında yaprak bile kımıldamaz Sen sadece buna inan!

Otuz Yedinci Kural: Tanrı kılı kırk yararak titizlikle çalışan bir saat ustasıdır O kadar dakiktir ki sayesinde her şey tam zamanında olur Ne bir saniye erken, ne bir saniye geç Her insan için bir aşık olma zamanı vardır, bir de ölme zamanı

Otuz Sekizinci Kural: ?Yaşadığım hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım?? diye sormak için hiçbir zaman geç değil Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün
Tek bir gün bile tıpatıp aynıysa yazık Her an her nefeste yenilenmeli Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli

Otuz Dokuzuncu Kural: Noktalar sürekli değişse de bütün aynıdır Bu dünyadan giden bir hırsız için bir hırsız daha doğar Ölen her dürüst insanın yerini bir dürüst insan alır Hem bütün hiçbir zaman bozulmaz, her şey yerli yerinde kalır, merkezinde? Hem de bir günden bir güne hiçbir şey aynı olmaz
Ölen her Sufi için Yeni bir Sufi daha doğar

Kırkıncı Kural: Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır Acaba ilahi aşk peşinde mi koşmalı, mecazi mi, yoksa dünyevi, semavi ya da cismani diye sorma! Ayrımlar ayrımları doğurur AŞK?ın ise hiçbir sıfat ve tamlamaya ihtiyacı yoktur
Başlı başına bir dünyadır aşk Ya tam ortasındasındır, merkezinde, ya da dışındasındır, hasretinde

Bu kuralların sadece ekranda okuduğunuz yazıdan ibaret olmamasını, hayatınızın içinde yer almasını ve karanlık noktalarınızı aydınlatan ışık olmasını dilerim


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.