Prof. Dr. Sinsi
|
Anlatım İfade Ve Anlatım Biçimleri
Anlatım İfade ve Anlatım Biçimleri
Anlatım (İfade) Nedir?
Bir dilin kendi zevk ve kurallarına uygun bir şekilde yazılıp söylenmesine anlatım adı verilir Hem gelişigüzel, hem de edebî nesirde anlatım güzelliği ve doğruluğu şarttır Lise ve ortaokullardaki kompozisyon çalışmalarının amacı öğrencilere, doğru bir anlatım gücü sağlamaktır Anlatım, üslûptan apayrı bir kavram değildir Ana dili, daha şahsî ve üstün bir zevklekullanmayı başaran anlatıma üslûp denir
Anlatım Yolları (Anlatım Biçimleri)
Nesirde ve nazımda dört türlü anlatım yolu görülür:
1 Tasvir
2 Tahkiye
3 Hitap
4 Söyleşme
Bu tarzlar, aşağıda, örnekler verilerek incelenecektir Fakat hemen söyleyelim ki, bu anlatım yollarını, Edebî Türler ile karıştırmamak ve bağımsız yazı çeşitleri sanmamak gerekir Aynı eserin hatta aynı yazının örgüsü içinde, yazar bunların hepsini kullanabilir ve anlatım tarzını değiştirebilir Bir tasvirden tahkiyeye, oradan hitaba geçmek ve yine tasvire dönmek çok yazıda görülen husustur Bütün bir eserde tek anlatım yolu tutulmasına pek az rastlanır
1 Tasvir (Description)
İç ve dış âlemdeki her nesnenin yazı, çizgi, ses, madde veya söz vasıtasıyla tanıtılması (resmedilmesi) demektir Çizgi ve renkkullanarak tasvir resimde; ses ve âhenkle tasvir musikîde; taş ve madenle tasvir heykelde ve mimarlıkta görülür Konumuz olan edebî tasvir ise yazı ve söz vasıtasıyla yapılır
Tasvir, bütün edebî türlerde görülen bir anlatım çeşididir Canlı ve cansız olan her şeyi ve türlü ruh hallerini tanıtmak için tasvire başvurulur
Tasvir yapılırken, beş duyu organından, yani görme, işitme, koklama, dokunma, tatma organlarından faydalanılır Bu beş organla elde edilen duyumlar (ihsas) hepsine birden müşahede (gözlem) adı verilir, demek ki tasvir bir nesne üzerinde yapılan gözlemlerin, sıraya konularak tespit edilmesi ve yazıyla anlatılması demektir
Müşahedeleri sıraya koymak bir hünerdir Her anlatımda olduğu gibi tasvirde de az kelime ile çok şey söylenmelidir Dış âlemi tanıtmak için göz alıcı noktalar bulunmalı, gereksiz ayrıntılardan kaçınılmalıdır Tasvir objesinin sırf kendine mahsus olan ve başkalarına benzemeyen özellikleri bulunmalı, ayırıcı vasıflarını belli etmelidir Meselâ bir bahçe veya hayvan tasvirinde o bahçe veya hayvanı, milyonlarca benzerinden ayıran tarafların belirtilmesi gerektir ?Pullu bir balıktı? ?Gövdesi tüylü bir kediydi? veya ?Yeşil ağaçlar bulunan bir bahçeydi? gibi tasvirler bir değer taşımaktan uzaktır Balığın pulunda kedinin tüyünde, bahçenin ağaçlarında bir özellik varsa ancak sözü edilebilir
Tasvir yapılırken parçadan bütüne ya da bütünden parçaya doğru gidilebilir Bir evin bütün görünüşünü anlattıktan sonra özellik taşıyan ve meramımıza uygun olan bir odası üstünde durmak, bütünden parçaya doğru bir tasvirimizdir Bir hayvanın çok dikkati çeken gözlerinden başlayarak bütün vücudunu tanıtmaya çalışmak, parçadan bütüne doğru bir tasvir yapmaktır
Tasvir, bir edebiyat türü değildir Yani sırf tasvir için tasvir yapmak gerekmez Tasvir, yazıda bir şeyi tanıtmak içindir, ya bir konu anlatılacak ya bir fikir söylenecek yahut bir tip çizilecektir Bunun için tasvir, konu, fikir veya tipe yaradığı kadar olmalı, fazlalık bulunmamalıdır
Klâsik, romantik, realist ve çağdaş yazarların tasvire verdikleri anlam ve değer birbirinden ayrılır O konular gelince, bu husus da incelenecektir
1 1 Tasvir Çeşitleri
Buraya kadar tasvirin genel kavramı üzerinden duruldu Aynı temel vasıfları taşımakla birlikte, yazı hizmetleri değişik olan tasvir çeşitleri vardır ki her biri özel adlarla anılmaktadır Bunlar aşağıda örnekleri ile inceleyeceğimiz Panorama, Tahlil, Portre ve Dekor'dur
1 1 1 Panorama
Yunanca Pan (tüm) ve Orama (görüş) sözlerinden yapılmıştır Bir büyük manzaranın yücelerden görünüşü anlamına gelir Edebiyatta panorama, bir şehrin, bir ormanın, bir geniş çevrenin umumî görünüşünü tasvir etmektir
1 1 2 Portre
Aslında resim terimi olan Fransızca bir sözdür Bir kişiye veya başka tek bir varlığa tıpatıp benzeyen resimlere Portre adı verilir Edebiyatta, bir şahsın dış görünüşünü (çehre, kıyafet, boy, baş, vücut ve yüz hareketleri) tanıtan yazılara portre denmektedir
1 1 3 Tahlil (Çözümleme ? Analyse)
Tahlil bir nesnenin (obje) yüzeyinde kalmayıp iç yüzüne, derinliğine ulaşmak çabasıdır Sözgelişi bir kişinin huy ve özelliklerini, olayın bir yazıcı, tahlil yapıyor demektir
1 1 4 Dekor
Daha çok tiyatro terimi olan Fransızca bir sözdür Bilindiği gibi, oyun temsillerinden çevre, yazı ve söz ile değil, çizgi, desen yahut nesneler koymak suretiyle göz önüne serilir Bu, kişilerin yaşadığı yerin bir çeşit temsili demektir Oyun yazarları, sahnenin nasıl bir çevre içinde geçeceğini ve ne türlü eşya (aksesuar) ile donatılacağını her perdenin başında kısaca belli ederler İşte canlı olarak göz önüne serilen bu tasvir çeşidine Dekor denir
Tasvir örneği
HARZ DAĞLARI
Gönlüm neşe dolu, dağlara tırmanmaya başladım Çok geçmeden, çamları göklere kadar yükselten bir orman ülkesine girdim; bu çamlar içimi her bakımdan saygı ile dolduruyordu
  Sincaplar çam dallarına tırmanıyor, aşağıda da çok parlak tüylü geyikler dolaşıyordu Böyle sevimli bir hayvanı görürüm de akıllı uslu insanların onu nasıl öldürebileceğini bir türlü anlayamam
Güneşin altın ışıkları çam ağaçlarının sık, koyu yeşilli yaprakları arasından tatlı ve neşeli süzülüyordu Ağaç kökleri tabiî merdiven basamakları gibiydi Her tarafta kapalı yosun sedirleri vardı Taşlar kadifeden minderler gibi, bir kadem yüksekliğinde en güzel yosunlarla örtülmüştü Tatlı bir serinlik Rüyada duyulur gibi bir pınar şırıltısı  Yer yer, suyun, taşların altından gümüş parlaklığıyla nasıl sızladığı, çıplak ağaç köklerini, kayaları nasıl yıkadığı görünüyordu İnsan tabiatta olup bitenleri şöyle bir eğilip kulak verse, nebatların esrarlı oluş hikâyesini, dağlardaki kalbin sessiz atışını işitir
Su, bazı yerlerde, taşların arasından, köklerin dibinden daha kuvvetle fışkırıyor, ufak çağlayanlar yapıyor Oralarda oturmak ne hoş Dört taraftan harikulade güzel sesler geliyor; kuşlar, kavuşma isteğiyle zaman zaman şarkılar söylüyorlar Ağaçlar, bin bir kızın dileğinden fısıldaşıyor Garip dağ çiçekleri, bin bir kızın gözüyle bize bakıyor, biçim biçim acaip yapraklarını bize doğru uzatıyolar
  Brocken oteline giriş bende tuhaf masallarda duyulanlara benzer bir his uyandırdı Çamların kayalıkların arasında, insan tek başına, uzun bir dağ yolculuğu yaptıktan sonra, kendini birden bire, bulutlar içinde bir evde buluveriyor Şehirler, dağlar, ormanlar, hepsi ayağınızın altında ve şimdi, yükseklerde, garip şekilde bir araya toplanmış, çeşit çeşit yabancılardan meydana gelmiş bir insan topluluğuna rastlarsınız Böyle yerlerde âdet olduğu üzere, kalabalık sizi, beklenen bir dostuymuşsunuz gibi yarı merak, yarı lâkaytlıkla karşılar  
(H Heine Seyahat tabloları, Cilt:1, Türkçesi: P N Boratav)
Açıklama
Harz Dağları, Almanya?da Hanovre ile Brunswcik arasında uzanan bir dağ silsilesi Madenleri ile meşhur ve birçok efsanelerin yatağıdır H Heine; Seyahat Tabloları?nda, bu masal ve efsanelerin ilhamlarına büyük yer ayırmıştır
Henri Heine (1797 ? 1856), Romantik çığıra bağlı meşhur Alman şairidir Istıraplı ve alaycı şiirleriyle tanınmıştır
2 Tahkiye (Narration)
Çok başvurulan anlatım yollarından biri de tahkiyedir Arapça olan bu kelime: ?bir olayı anlatmak, anlatış düzeni? demektir Kısaca, bir olayın hikâye edilişine tahkiye denir
Tasvir gibi tahkiye de bir edebiyat türü olmayıp her türde kullanılabilen bir anlatım tarzıdır Üslûp güzelliğinin önemli bir unsuru da tahkiyede gösterilen ustalıktır Olayları bir sıraya koymak, anlatılan bir vakayı ötekine karıştırmamak, esas ve ayrıntıları iyice belirtmek, ilk okunuşta anlaşılır olmak iyi bir tahkiyenin vasıflarıdır
Tahkiye üç şekilde olabilir:
1 Yazar, olayı kendi başından geçmiş gibi anlatır
2 Olay üçüncü şahısların başından geçmiş gibi anlatılır
3 Yazar, olayı başka bir kimseden işitmiş gibi anlatır, nakleder
Her üç halde de anlatılan vaka gerçek veya tasarlanmış olabilir
3 Hitap (Oration)
Çok başvurulan anlatım yollarından biri de hitaptır Arapça olan bu söz, tek kişinin karşısındaki birine veya bir kabalığa karşı konuşması, anlamına gelir
Öbür anlatım yolları gibi hitap da roman, oyun, hikâye, makale, fıkra  gibi her edebiyat türünde görülebilir Nutuk, konferans, masal vb sözlü verimlerde sırf hitaba dayanan edebiyat türleridir Fakat nutuk, konferans gibi türlerle bir anlatım yolu olan hitap kavramlarını karıştırmamak gerekir
Bu anlamda hitap denince ille de bir kişinin uzun uzadıysa söylediği sözler anlaşılmamalıdır Bilgi veren kitaplar, gazete haberleri, mektuplar vb de aslında bir kişinin bir veya daha çok kimseye seslenişleri olduğuna göre buralarda hitap anlatım tarzı kullanılıyor demektir Hitap nesirler gibi manzum eserlerde de önemli yer tutar
Tiyatro türünde hitabın özel bir adı vardır Bir kişinin kendi kendine ya da seyircilere karşı uzun uzun söylenmesine Tirat adı verilir
4 Söyleşme (Muhavere- Dialogue)
Her türlü eserde çok başvurulan anlatım yollarından biri de söyleşmedir Yazılı ve sözlü bir eserde iki veya daha çok kişinin karşılıklı konuşmaları demektir Kişiler bu konuşma arasında tahkiyeler, tasvirler ve hitaplar da yapabilirler
Söyleşme anlatım yolu, ötekilerden bilhassa biçim bakımından ayırt edilir Söyleşmeyi belirtmek için sözü, satır başına geldikçe bir (--) işaretiyle, satır ortalarına düşerse ? ? arasında göstermek gerekir
Kişileri söyleştirirken başarı sağlamak hayli zordur Bunun için halkın konuşurken kullandığı kelime ve deyimleri dikkatle incelemek ve yerli yerine koymak gerekir
Herkesçe bilinmeyen uydurma veya çok az rastlanan kitâbî sözleri, cıvıl cıvıl hareketli olması gereken bu anlatıma katarsak yapmacık, soğuk üslûptan kurtulamayız
Sait Faik, hikâyelerini yazarken kendisine en zor gelen şeyin ?kişileri konuşturmak? olduğunu söylemektedir
Söyleşme, hikâye, roman, fıkra, deneme ve bütün edebî türlerde görülebilir Bazı manzumelerde, fabllerde, manzum hikâyelerde de yer alır Ancak seyirlik (tiyatro) eserler ve diyaloglar sırf söyleşme üstüne kurulmuştur Yalnız söyleşmeden ibaret hikâyeler, fıkra ve sohbetler de olabilir
Paragrafta yazarın herhangi bir düşünceyi ya da durumu ortaya koyma biçimine anlatım denir Çeşitli amaçlara yönelik olarak gerçekleştirilen anlatımın etkileyici olması için çeşitli yöntemlere başvurulur Anlatım gerçekleştirilirken başvurulan bu yöntemlere ?anlatım biçimleri? denir Yazar aktaracağı duruma uygun bir anlatım biçimi seçemezse, yazısının etki gücü azalır Bir bilgiyi aktarmakla bir olayı hikaye etmek ya da bir manzarayı betimlemek farklı bir anlatım gerektirecektir
Paragraflarda duygu ve düşünceleri aktarırken anlamı belirginleştirmek, daha iyi ve etkili kılabilmek için birtakım yollardan yararlanılır Bu anlatım yolları hem yazının kolayca anlaşılmasını sağlar, hem de düşüncelerin kanıtlanmasına, inandırıcı kılınmasına yardımcı olur
Anlatımı yönlendiren, biçimlendiren yazarın amacıdır Bir yazar, acaba söz veya yazıyla başvururken neyi amaçlar? Kendini dinleyecek ya da okuyacak olanlar üzerinde nasıl bir etki yaratmak ister?
Konuşmaları ve yazıları bu sorular açısından değerlendirilenler başlıca şu amaçları saptamışlardır:
* Kavramları tanımlamak
* Bir durum ya da karakteri incelemek
* Bir düşünceyi aydınlatmak
* Varlıkları belirgin özellikleriyle tanıtmak
* Bir olayı aktarmak
* Yerleşmiş duygu, düşünce, davranış ve kanıları değiştirmek
* Gözlemlenen varlıkları başkalarının zihninde canlandırmak
* Kişileri, tasarlanan olaylar içinde yaşatarak duygu ve izlenim kazandırmak
Bu amaçlara bağlı olarak dört anlatım biçimi kullanılır:
* Açıklayıcı Anlatım
* Tartışmacı Anlatım
* Betimleyici Anlatım
* Öyküleyici Anlatım
Bu anlatım biçimleri çoğu zaman tek başlarına kullanılmaz Birkaçı bir arada bulunabilir
1 Açıklayıcı Anlatım
Her türlü konuya uygulanabilen bu anlatım biçiminde amaç bilgi vermek, herhangi bir düşünceyi aydınlatmaktır Bu bakımdan en çok kullanılan anlatım biçimidir
Açıklayıcı anlatım, üzerinde durulan konuyla ilgili 'Niçin?, Nedir?, Nasıl?" gibi soruların yanıtını vermeye yarar
Bu anlatım biçimiyle bir olay anlatılır, bir şeyin olu şu belirtilir, bir durum, davranış nedeniyle ortaya konur, kavramlar tanımlanır, varlıklar belirgin nitelikleriyle tanıtılır, düşünceler aydınlatılır
Açıklama, bilgi verme amacı taşıdığı için ansiklopediler, ders kitapları, gazeteler, açıklamalı sözlükler, yemek tarifi kitapları  bu anlatım biçimini kullanır Yine bir düşüncenin aydınlanması amaç edinildiğinde makale, fıkra, deneme, eleştiri, röportaj  gibi yazı türlerinde bu anlatım biçimine diğerlerine oranla daha çok yer verilir
Açıklamada bir konuyu berraklaştırmak, geliştirmek, anlaşılır duruma sokmak ön planda olduğu için sanatlı kullanımdan kaçınılır
Açıklayıcı anlatım biçimi uygulanırken tanımlama, karşılaştırma, örnekleme  gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanılabilir
Örnekler
* Milyonlarca kişi kitap okuyor, müzik dinliyor, tiyatroya sinemaya gidiyor Neden? Belli ki kendisini aşmak istiyor insan Gerçek anlamda insan olmak istiyor Ayrı bir birey olmakla yetinmiyor; bireysel yaşamının kopmuşluğundan kurtulmaya, bireyciliğinin bütün sınırlarıyla onu yoksun bıraktığı ama yine de onu sezip özlediği bir dostluğa, daha anlamlı bir dünyaya geçmek için çabalıyor
Bu paragrafta insanların kitap okuma, müzik dinleme, sinema ve tiyatroya gitme nedenleri açıklayıcı anlatım biçimiyle veriliyor Yazara göre bunların nedeni "insanın kendini aşma isteği, daha anlamlı bir dünyada yaşama arzusu"dur
* Ankara'daki yoksul halka parasız ilaç dağıtacak belediye eczanesi dün hizmete açılmıştır Açılış töreninde Belediye Başkanı, amacın, yoksul ve dar gelirli halka hizmet götürmek olduğunu belirtmiştir Bu eczane, Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğüne bağlı olacaktır Eczaneden yararlanmak isteyenlerin, mahalle muhtarlarından yoksulluk belgesi almaları gerekmektedir Söz konusu belge ile belediye hastanelerinin yazdığı reçetelerdeki ilaçlar hiçbir ücret alınmadan hastalara verilecektir
Bu parçada da "belediyenin yoksul ve dar gelirli halka sağlık hizmetleri konusunda yapacağı çalışma" açıklanmıştır
2 Tartışmacı Anlatım
Bu anlatım biçimi, herhangi bir düşünceyi savunmak, okuyucuyu ya da dinleyiciyi bu düşünceye inandırmak amacıyla kullanılır
Aslında tartışmacı anlatım, açıklayıcı anlatımın biçim değiştirmiş şeklidir Bu anlatım biçimini açıklamadan ayıran yön, okuyucunun ya da dinleyicinin yerleşmiş kanılarını, düşünce ve davranışlarını değiştirmeye yönelmesi, savunulan düşüncenin doğruluğunu kanıtlamaya çalışmasıdır
Tartışmacı anlatım biçiminin uygulanabilmesi için öne sürülen önermenin tartışmaya, delillerle kanıtlanmaya uygun olması gerekir Herkesin üzerinde anlaştığı bir düşünce bu yolla işlenmez Ancak böyle bir düşünce yerleşmiş anlayışlara aykırı bir taraf bulunduğu zaman tartışmacı anlatımla işlenebilir
Tartışma, çok yaygın olarak kullanılan bir anlatım biçimidir Örneğin deneme, fıkra, makale, söyleşi ve eleştirilerde, roman ve öykülerde; konuşma ve konferanslarda kısaca görüş ayrılığını gidermek için yapılacak her türlü anlatımda yer alır
Tartışmacı anlatım biçimini uygularken, düşünceyi geliştirme yollarından tanık gösterme, kanıtlama, örneklendirme  kullanılabilir
Örnekler
* Günümüzde yaygın bir yanlış vardır: Bilimin kesin olduğu inancı; çağdaş yaşayışın, çağdaş uygarlığın değişmez temeli olan bilimsel kesinlik Oysa sürekli bir değişikliktir bilimi var edip ayakta tutan Bilim bilgi üretir; bilimsel doğrulardır bunlar Ancak bilim sonsuz bir yenilenme içindedir Bilimde öne sürülen her doğru, yanlış olduğu henüz kesinlikle belgelenmemiş olan doğrudur Birtakım koşutlardan ötürü doğru sayılan bilgilerdir bunlar
Bu paragrafta yazar, mantık yoluyla bilimsel doğruların, henüz yanlışlığı belgelenmemiş doğrular olduğunu, her bilginin değişebileceğini kanıtlamaya çalışıyor
* Kimi şair ve yazarlar, yazdıklarını anlayabilmek için okurların çaba harcamasını, zorlanmasını isterler Bence bu, kendini beğenmişliktir Yazdıklarımı anlayabilmek için okur zorlanacağına, onları anlatabilmek için ben zorlanmalıyım Bence okur bir kitabı, bir yazıyı okurken, salt anlamak için değil, okuyup anladıktan sonra birtakım sonuçlar çıkarabilmek için çaba harcamalıdır
Bu paragrafta da yazar, "bir yazar, anlatacağını açık seçik anlatmalı", düşüncesini kabul ettirme çabasındadır İnandırıcı, etkileyici olmak için tartışmacı anlatım biçimini kullanmıştır
3 Betimleyici Anlatım
Betimleme, varlıkları sözcüklerle görünür kılmadır Betimlemede varlıkların duyu organları ile algılanan nitelikleri belirtileceği gibi bu niteliklerin iç dünyamızda uyandırdığı izlenimleri de yansıtabilir
Bu anlatım biçiminde amaç, varlığı belirgin nitelikleriyle tanıtmak, varlık hakkındaki izlenimlerimizi belirtmektir
Betimleme, anlatıcının amacına göre iki gruba ayrılabilir:
* İzlenimsel (Sanatlı) Betimleme
* Açıklayıcı Betimleme
3 1 İzlenimsel (Sanatlı) Betimleme
Yazar, gördüklerini duygularının, düşüncelerinin etkisiyle betimler Bu bakımdan kişisel kanı ve beğenileri ön plandadır Yazarın amacı, varlıkların kendisinde bıraktığı kişisel izlenimleri duyurmak, başkalarının zihninde de aynı izlenimleri yaratmaktır Bundan dolayı roman, öykü gibi sanatsal türlerde bu anlatım biçimi ağırlık kazanır
Bu anlatım türünde yazar, varlığın nitelikleri arasında seçme yaparak en belirleyici olanları verir Bunları ise üzerinde bıraktığı etkiye göre görme, işitme, tatma, dokunma ve koklama duyularından birine ya da birkaçına diğerlerinden daha çok yer vererek anlatır
Örnek sorular
1 Kenar mahalleler  Birbirine geçmiş, yaslanmış tahta evler  Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kiminin balkonu biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir Hepsi hastadır; onları seviyorum; çünkü onlarda kendimi buluyorum
Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
A) Betimleme (tasvir)
B) Tartışma
C) Açıklama
D) Öyküleme
E) Örnekleme (1987/II)
ÇÖZÜM: Yazarın amacı, kenar mahallelerdeki evleri tanıtmak, onları okurun gözünde canlandırmaktır Ancak yazar, tanıttığı evlerle kendisi arasında benzerlik kurarak, bu varlıkları duygularının etkisiyle betimlemistir
YANIT: A
2 Turna katarları geçiyordu gölün üstünden, gölgeleri maviye dönüşerek Van Gölü, günün her anında bir renk cümbüşünde yunup arınıyordu Bir bakmışsın, göl bir anda som turuncuya kesmiş Bir bakmışsın, gölün ucundan bir mor şimşeği girmiş,bütün gölü som mora boyayarak öteki ucundan çıkmış, ak köpüklü dalgalarla bütün gölü süsleyerek
Bu betimlemede bulunmayan özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Doğa olaylarını kişileştirme
B) Ayrıntılar üzerinde yoğunlaşma
C) Görsel öğelere ağırlık verme
D) Doğayı devinim içinde yansıtma
E) İşitsel öğelere yer verme (1982/1)
ÇÖZÜM: Betimlemede insan dışındaki varlıklar ya da doğa olayları insana özgü nitelikleriyle anlatılarak kişileştirilebilir "Van Gölü, yunup arınıyordu " sözüyle kişileştirme yapılmıştır Varlığa ait nitelikler (renk, biçim) ayrıntılarıyla verilebiiir, böylece görsel öğelere dikkat çekilmiş olur Bu paragrafta "Göl mora kesmiş  som mora boyanarak  ak köpüklü dalgalar" gibi ifadelerle görsel ögelere yer verilmiştir Betimlemede varlıklar devinim içinde yansıtılabilir Parçada "turnaların geçişi  gölün gün içindeki her anı, şimşeğin akması" devinim unsurlarıdır Yazar, Van Gölü'nün görünümünü ayrıntılarıyla sunmuştur Bu betimlemede bulunmayan özellik işitsel öğeler sesler, konuşmalar) dir
YANIT : E
3 2 Açıklayıcı Betimleme
Bu betimlemede yazar nesnel bir bakış açısıyla varlığa ait nitelikleri sıralar Burada amaç, varlığı tanıtmak, okura bilgi vermektir Yazarın varlıklar karşısındaki kanı ve beğenileri yer almayacağından dolayı bu betimleme yalnız görüneni belirleyen bir fotoğraftan farksızdır
Açıklayıcı betimleme daha çok ders kitaplarında kullanılır (coğrafya kitapları gibi)
Örnek
Akdeniz Bölgesi'nin çatısı, Toros dağları tarafından oluşturulmaktadır Dağlar bazı yerlerde denize çok sokulur, kayalık ve az girintili çıkıntılı bir kıyı üzerine dikine inerler Bazı yerlerde ise kıyı çizgisi ile dağ sıraları arasına Adana Ovası gibi geniş düzlükler girer
Betimleme bir yazı türü değil, anlatım biçimidir Ancak betimlediği varlıklara göre bazı gruplara ayrılmaktadır:
* Kişi Betimlemeleri
Kişilerin dış görünüşlerini (fiziksel) ve karakterlerini (ruhsal durum) tanıtan betimlemedir
Kişi betimlemelerine portre denir Portre; fiziksel portre ve ruhsal portre olarak ikiye ayrılır
* Fiziksel portre: Kişilerin dış görünüşlerinin anlatıldığı betimlemedir Betimlemede kişiyi, diğer kişilerden ayıran fiziksel özellikler belirtilir Portresi çizilen kişi hakkında özel görüş ve izlenimler de verilebilir
* Ruhsal portre: Kişilerin karakter özelliklerinin anlatıldığı betimlemedir
* Hayvan Betimlemeleri
* Cansız Varlık (eşya) Betimlemeleri
* Doğa Betimlemeleri
Bütün bu varlıklar izlenimsel ya da açıklayıcı betimleme ile verilebilir Sınavlarda, çoğunlukla kişilerin karakter özellikleriyle ilgili sorular verilmektedir Biz bu betimleme çeşitlerinden yalnızca kişi betimlemelerini işleyeceğiz
Örnek sorular
1 Sinema perdesinde dünyayı gülmekten katıltan bu adamın, aslında ne dokunaklı, ne derin, ne acılarla dolu bir ruhu ve bu ruhun o yüze ne hazin bir yansıması vardı Milyonlarca insanın kim bilir ne kadar şen şakrak diye tanıdığı bu adam, özel yaşamında karamsar, mutsuz bir felsefe taşıyan, insanoğlunun trajedisini ta içinde duyan, "sonsuz bir üzgün"den başkası değildi
Bu parçada nasıl bir insandan söz edilmektedir?
A) Duygularını başkalarına anlatmaktan kaçınan
B) Yaşadığı olaylar yüzünden insanlardan kaçan
C) Mutlu görünmesine karşın son derece mutsuz olan
D) Olaylara ve insanlara olumsuz bir yaklaşımla bakan
E) Mutluluğu çektiği sıkıntılarda, acılarda arayan (1990 / II)
ÇÖZÜM: Parçada tanıtılan komedyen, milyonlarca insanı güldürdüğü için mutlu ve neşeli bir kişi izlenimi bırakıyor herkeste Ancak o aslında acılarla dolu bir ruhu olan, üzgün bir kişidir Bu sözlerle tanıtılan bir kişinin karakter özelliği mutsuz olduğu hâlde mutlu görünmesidir
YANIT: C
2 Yazılarımı bin bir güçlükle yazarım Yazıp bitirdikten sonra hiçbir ferahlık duymam Zira, o kadar sıkıntıyla, zahmetle meydana getirdiğim yazı, benim yazmak istediklerimin soluk bir gölgesi gibidir, Onun için çok defa bunları nefretle bir yana atarım Şunu da itiraf edeyim ki, eserlerim, kitap hâlinde ya da parça parça yayımlandığında büyük bir pişmanlık duyarım Ama yazma gücümü ve daha iyiye ulaşma umudumu da asla yitirmem
Kendinden böyle söz eden bir yazar, aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Kusursuzu arayan
B) Zor beğenen
C) Karamsar
D) Kararlı
E) Açık sözlü (1990/1)
ÇÖZÜM: Bu parçadaki yazar kişilik özelliklerini yarattığı eserler karşısındaki tutumu ile veriyor Yazarın "Meydana getirdiğim yazı, yazmak istediklerin--soluk bir gölgesidir " sözünden "kusursuzu arayan" ve "zor beğenen" birisi olduğunu; "Yazma gücümü ve umudumu asla yitirmem " Sözlerinden kararlı olduğunu ve "şunu da itiraf edeyim ki" sözünden "açık sözlü" olduğunu anlıyoruz "Karamsarlık" yazarın özelliği olarak verilmemiştir
YANIT: C
4 Öyküleyici Anlatım
Öyküleyici anlatımda düşünceler, olaylar aracılığıyla anlatılır Bu anlatım biçiminde amaç, olmuş ya da olabilecek bir olayı oluşuyla, gelişmesiyle vermekj okuyucunun da gözünde canlandırmaktır
Öykülemede olay; kişi, zaman ve yer öğelerine bağlanarak verilir Bu anlatım biçimi, yazarın amacına bağlı olarak ikiye ayrılır:
1 Açıklayıcı Öyküleme
2 Sanatsal Öyküleme
4 1 Açıklayıcı Öyküleme
Bu öyküleme türünün amacı, gerçek bir olayı anlatarak okuyucuya bilgi vermektir Açıklayıcı öykülemede sanat amacı ön planda değildir
Anı, gezi yazısı, yaşamöyküsü (biyografi), tarih gibi yazı türlerinde bu anlatım biçimine yer verilir
Örnekler
* Ünlü şairin ölüm haberini radyodan işiten kişiler bir an sustular Ne kadardır bu an? Bir saniye mi? O kadar işte! Sonra hiçbir şey olmamış gibi geçtiler gündelik konuşmalara Bu kadarcıktı bir şairin,hem de tanınan, sevilen bir şairin ölümünün uyandırdığı yankı, tepki Böyle mi olmalıydı? Yüreğimi burkan bu soru geldi, takıldı kafama
Yazar, ünlü bir şairin ölümüne insanların gösterdiği tavrı gözlemlemiştir Bunları da olay içinde yansıtarak vermiştir
* İşini olabilecek titizlikte yürütür, dükkânını tertemiz tutardı Dükkânında her şeyin bir yeri vardı Bir gün acele bir alışveriş anında, titrek parmaklarıyla toz şeker tartıyordu Biraz ekliyor, terazinin dengesi bozulunca azıcık çıkarıyor, gene denk getiremeyince biraz daha katmaya özen gösteriyordu
* "Oluversin canım" dedim "Ne titizleniyorsun?"
* Gözlüklerinin üstüne kalkan kaslarıyla şaşarak baktı: "Ama fazla veren eksik de verir "
Bu paragrafta yazar "doğruluk" konusunu işlemektedir Bu düşünceyi vermek için bir kişinin "tartı" konusundaki titizliğini oluş hâlinde, öyküleyerek anlatmıştır
4 2 Sanatsal Öyküleme
Olmuş ya da tasarlanmış olayların anlatımında kullanılan bir anlatım biçimidir Sanatsal öykülemede amaç, okuru bir olayın içinde yaşatmak, onun duygu ve düşüncelerini zenginleştirmektir
Öykü ve roman gibi edebî türlerde kullanılan temel anlatım biçimidir Bu anlatım biçiminde olay, kişi, zaman ve yer temel öğelerdir Öykü, bir ana olayın etrafında gelişirken romanda birden çok olay vardır Olay, gerçek olabileceği gibi tasarlanmış da olabilir Ancak olayda gerçeğe benzerlik aranır
Kişiler insan dışındaki varlıklar da olabilir Zaman genellikle bilinen geçmiştir Yazar, zamanı tarih vererek, mevsim, ay, gün belirterek ya da döneme ait özelliklerle (eşyalar, dil, kılık, kıyafet  ) verebilir
Yer; dış ve iç mekânlar olarak yansıtılır Dış mekânlar; meydan, sokak vb İç mekânlar; kapalı yerler
Anlatıcı ya üçüncü tekil kişi (her şeyi bilen, gören kişi) ya da birinci tekil kişi (olayın içinde yaşayan) olabilir Bazen her ikisi bir arada verilebilir
Örnek
O sabah koşup dolabı açtığım zaman, dondum kaldım Oyuncak bebeğim yerinde yoktu Bebeği, annemle üstüne oturttuğumuz raf, katı bir yürekti sanki Hemen anneme koştum; yeri süpürüyordu Karşısında hiçbir şey söylemeden duruyordum Durmuş, hep anneme bakıyordum Annem ise durmadan yeri süpürüyordu Bin yıl süpürdü, yüz bin yıl süpürdü o yeri; başını bir türlü kaldırmıyordu Sandım ki bundan böyle annem hep o daracık sofayı süpürüp duracak Başını kaldırmayacak Yüzüme bakmayacak Bana, yiten bebeğimden hiç haber vermeyecek
Bu parçada küçük bir çocuğun yaşadığı olay, okuyucunun kafasında canlandırılacak bir biçimde anlatılmıştır Okuyucu da bir an için kendini o eylemin içinde hissetmiştir Kişi, zaman ve yer öğelerine bağlı kalınmıştır
Örnek soru
Köyden kasabaya taşınmıştık Cadde üstünde, sol tarafta bahçesi olan, beyaz boyalı bir ev satın almıştık Bahçemizden, komşu bahçeden gelen küçük bir su yolu geçiyordu Bu su, yan duvarın altından aşağıdaki bahçelere akıyordu Bizim bahçenin bir köşesinde ufak bir tel kümes vardı Dip tarafta domates, biber, yeşil salata ekilmişti Cadde tarafında sardunyalar, pembe karanfiller, hanımelleri bulunuyordu
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangilerine başvurulmuştur?
A) Açıklama - öyküleme
B) Tartışma - betimleme
C) Öyküleme - betimleme
D) Açıklama - tartışma
E) Örneklendirme - öyküleme (1991 / II)
ÇÖZÜM: Bu parçada bir kişinin yaşadığı olaylar, okuyucunun kafasında canlandırılacak biçimde anlaılmıştır Eylem içinde yaşatma söz konusudur Bir metinde olayların, olguların, yaşantının aktarılmasına öyküleme denir O hâlde paragrafta öyküleyici anlatım kullanılmıştır Ayrıca anlatılanlar, okuyanın kafasında görünür kılınmış bahçe betimlemesi yapılmıştır Hem betimleyici anlatım hem de öyküleyici anlatım bir arada kullanılmıştır
|