Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dili, edebiyatı, hikaye, manzume, türk, şiir

Türk Dili Edebiyatı Manzume Şiir - Türk Dili Edebiyatı Manzume Hikaye

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türk Dili Edebiyatı Manzume Şiir - Türk Dili Edebiyatı Manzume Hikaye



Manzume ve Şiir

SİTEM

Önde zeytin ağaçları arkasında yâr

Sene 1946

Mevsim

Sonbahar

Önde zeytin ağaçları neyleyim neyleyim

Dalları neyleyim

Yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim

Yâryâr

Seni kara saplı bir bıçak gibi sineme sapladılar

Değirmen misali döner başım

Sevda değil bu bir hışım

Gel gör beni darmadağın,

Tel tel çözülüp kalmışım

Yâryâr

Canımın çekirdeğinde diken

Gözümün bebeğinde sitem var ( Bedri Rahmi Eyüboğlu )

Şiirde, duygu ses akışıyla birlikte verilmiştir "Yar" sözcüğünün sık tekrarı, -ar ve -ım uyaklarının değişik aralıklarla kullanılması ses akışını sağlamıştır Sözcüklere yan anlamlar yüklenmiştir Bireysel duyguların yansıtıldığı bir gerçeklik vardır Bu gerçeklikte çağrışım ön plandadır Bu sebeple metin yapı bakımından "şiir" özelliği taşımaktadır

Dizeleri cümleler şeklinde yazıp şiiri düz yazıya çevirmeye çalışalım:

"Önde zeytin ağaçları, arkasında yâr var Sene 1946, mevsim son*bahar Önde zeytin ağaçları neyleyim, dalları neyleyim, yâr yoluna dökülmedik dilleri neyleyim"

Görüldüğü gibi ses akışıyla ve çağrışımlarla sağlanan duygu yönü, şiir, düz yazıya çevrilince bozuluyor Çağrışım yönü güçlü olan şiirlerin düz yazıyla ifade edilmesi zordur ve anlam kaybına sebep olur Sitem adlı şiirin olay örgüsünü çıkaramayız Çünkü şiirlerde olaylar değil, olayların karşısındaki bireysel seziş, duyuş ve hayal dile getirilir Bu şiirde amaç, bireysel duygunun anlatılmasıdır

Şiirde, duygu anlatıldığı için soyut yönü ağır basar, çağrışım yönü güçlüdür, anlam çok yönlüdür

Manzume ve Manzum Hikâye

KÜFE (Manzum Hikâye Örneği)

Beş - on gün oldu ki, mu'tâda inkıyâd ile ben

Sabahleyin çıkıvermiştim, evden erkenden

Bizim mahalle de İstanbul'un kenarı demek:

Sokaklarında gezilmez ki yüzme bilmeyerek!

Adım başında derin bir buhayre dalgalanır

Sular karardı mı, artık gelen gelir dayanır!

Bir elde olmalı kandil, bir elde iskandil,

Selâmetin yolu insan için bu, başka değil!

Elimde bir koca değnek, onunla yoklayarak,

Önüm adaysa basıp, yok, denizse atlayarak,

- Ayakta durmaya elbirliğiyle gayret eden,

Lisân-ı hâl ile amma rükûa niyyet eden-

O sâl-hûrde, harab evlerin saçaklarına,

Sığınmış öyle giderken, hemen ayaklarına

Delilimin koca bir şey takıldı Baktım ki:

Genişçe bir küfe yatmakta, hem epey eski

Bu bir hamal küfesiymiş Aceb kimin?

Derken; On üç yaşında kadar bir çocuk gelip öteden,

Gerildi, tekmeyi indirdi öyle bir küfeye:

Tekermeker küfe bitâb düştü ta öteye

- Benim babam senin altında öldü, sen hâlâ

Kurumla yat sokağın ortasında böyle daha!

O anda karşıki evden bir orta yaşlı kadın

Göründü:

-Oh benim oğlum, gel etme kırma sakın!

Ne istedin küfeden, yavrum?

Ağzı yok dili yok,

Baban sekiz sene kullandı

Hem de derdi ki:

"Çok uğurlu bir küfedir, kalmadım hemen yüksüz"

Baban gidince demek kaldı, adetâ öksüz!

Onunla besleyeceksin ananla kardeşini

Bebek misin daha öğrenmedin mi sen işini?

Dedim ki ben de:

- Ayol dinle annenin sözünü!

Fakat çocuk bana haykırdı, ekşitip yüzünü:

- Sakallı, yok mu işin

Git cehennem ol şuradan?

Ne dırlanıp duruyorsun sabahleyin oradan?

Benim içim yanıyor: Dağ kadar babam gitti

- Baban yerinde adamdan ne istedin şimdi?

Adamcağız sana, bak hâl dilince söylerken

- Bırak hanım, o çocuktur, kusura bakmam ben

Adın nedir senin oğlum?

- Hasan

- Hasan, dinle

Zararlı sen çıkacaksın bütün bu hiddetle

Benim de yandı içim anlayınca derdinizi

Fakat, baban sana ısmarlayıp da gitti sizi

O bunca yıl çalışıp alnının teriyle seni

Nasıl büyüttü? Bugün, sen de kardeşini,

Yetim bırakmayarak besleyip büyütmelisin

- Küfeyle öyle mi?

- Hay hay! Neden bu söz lâkin?

Kuzum ayıp mı çalışmak, günah mı yük taşımak?

Ayıp: Dilencilik, işlerken el, yürürken ayak

- Ne doğru söyledi! Öp oğlum amcanın elini

- Unuttun öyle mi? Bayramda komşunun gelini:

"Hasan, dayım yatı mekteplerinde zabittir;

Senin de zihnin açık Söylemiş olaydık bir

Koyardı mektebe Dur söyleyim" demişti hani?

Okutma sen de hamal yap bu yaşta şimdi beni!

Söz anladım ki uzun, hem de pek uzun sürecek;

Benimse vardı o gün pek çok işlerim görecek;

Bıraktım onları, saptım yokuşlu bir yoldan

Ne oldu şimdi aceb, kim bilir, zavallı Hasan?

Mehmet Akif Ersoy

Kelimeler:

mu'tâd: Alışkanlık

buhayre: Göl

lîsan-ı hâl: Hal dili

inkıyad: Uymak

İskandil: Denizin derinliğini ölçmeye yarayan alet

rükû: Eğilme

salhurde: Eski, asırlık

delil: Kılavuz, baston

zabit: Subay

* Metinde duygu, ses akışıyla birlikte verilmiştir

* Her iki dizede bir değişen redif ve uyaklarla ve a a b b c c uyak düzeniyle ses akışı sağlanmıştır

* Ritim, aruz ölçüsüyle sağlanmıştır

* Sözcükler ağırlıklı olarak gerçek anlamıyla kullanılmıştır

* Metinde anlatılanlar yaşanması mümkün olan olaylardır Gerçek ha*yattan yapılan gözlemler bire bir anlatılmıştır

Metni düz yazıya çevirelim:

"Ben on gün önce, alışmış olduğum gibi, sabahleyin evden erkenden çıkıvermiştim Bizim mahalle, İstanbul'un kenarı demek, sokaklarında yüzme bilmeyerek gezilmez"

Görüldüğü gibi metin düz yazı şeklinde anlatılmaya daha uygundur

Metnin olay örgüsü:

1 Şairin mahallede yürümesi

2 Değneğe küfenin takılması

3 Hasan ve annesiyle konuşmaları

4 Hasanın okumak istemesi

5 Şairin oradan ayrılması

* Metinde yaşanmış veya yaşanabilecek olaylar anlatıldığı için olay ör*güsünü çıkarabiliriz

* Bu metinde amaç, doğal gerçekliği bulunan bir konuyu anlatmaktır Bu yüzden metnin anlatım yönü güçlü, çağrışım yönü zayıftır

* Metinde somut anlamlılık ön plandadır

* Bu metin yapı bakımından "manzum hikâye" özelliği gösterir

Manzume

* Ölçülü ve uyaklı manzum parçalardır

* Öğretici konular ve akılda kolay kalması istenen düşünceler bu nazım şekliyle yazılır

* Estetik kaygı taşımazlar

* Çağrışım yönü ve imgeleme zayıftır

* Manzum hikâyeler birer manzumedir

Manzum Hikâye

* Toplumu ilgilendiren olaylar işlenir

* Mensur hikâyelerdeki gibi olay, yer, zaman, kahramanlar vardır

* Daha çok ders veren, eğitici, öğretici, etkileyici konular seçilir

* Ölçü ve uyağa dikkat edilir

* Anlam, alttaki dizelerde devam eder

* Karşılıklı konuşmalara yer verilir

* Dizelerin uzunlukları aynı olmayabilir

* Bu nazım şekli edebiyatımıza Tanzimat Dönemi'nden sonra girmiştir

Manzume ve Şiir Arasındaki Ayırıcı Özellikler

("Sitem" ve "Küfe"yi dikkate alınız)

* Şiirde anlatılanları düz yazıyla ifade edemeyiz, manzumede anlatılanları düz yazıyla ifade edebiliriz

* Şiirde olay örgüsü yoktur, manzumede olay örgüsü vardır

* Şiirde bireysellik duygu ve çağrışım ön plandadır; manzumede toplumsal konular yaşanmış ya da yaşanabilecek olaylar işlenir

* Şiirde çok anlamlılık ve imge ağır basarken manzumede sözcükler genellikle gerçek anlamında kullanılır

* Manzumeler genellikle didaktik metinlerdir

Şiirde Ahenk

Şiirde ahengi sağlayan öğeler şunlardır:

-Ölçü (Hece Ölçüsü, Aruz Ölçüsü)

-Uyak/Redif/İç uyak

-Aliterasyon

-Asonans

-Ses akışı

-Vurgu ve tonlama (Söyleyiş tarzı)

Şiirde ahenk unsurları nelerdir?

AHENK UNSURLARI

1Şiirde şekil ve muhtevanın ideal uyumudur

2Dizeleri oluşturan kelimelerdeki şiiri oluşturan dizelerdeki seslerin uyumu demektir

3Şiirle düz yazıyı birbirinden en önemli özellik ahenktir

4Ahenk unsurları armoni ve ritm olmak üzere iki başlık altında ele alınır

ARMONİ

1Ard arda gelen dizelerdeki seslerin uyumu demektir

2 Bu uyum birbirine yakın ünlü ve ünsüz seslerin tekrar edilmesiyle sağlanır

Aliterasyon: ünsüz seslerin ard arda tekrar edilmesiyle elde edilir

Bir büyük boşlukta bozuldu büyü

Canımdan canına nice can aksın ey can

Asonans: ünlü seslerin ard arda tekrar edilmesiyle elde edilen armonidir

Ayağın sakınarak basma aman sultanım

Dökülen mey kırılan şişe-i rindân olsun

RİTM

1Şiirde uyak ve ölçünün ustalıklı kullanılmasıyla elde edilen ahenktir

Târik-i gülzâr-ı âlem / mâlik-i mülk-i âdem

Münkirine mahz-ı mâtem / müminine sûrsun (Itrî)

Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyim

Gündüzler size kasın verin karanlıkları

Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim

Örtün üstüme örtün serin karanlıkları (Necip Fazıl Kısakürek)

Yukarıdaki birinci şiirde ritim hem iç uyakla hem de aruz ölçüsüyle ikinci şiirde ise ritim hem uyakla hem de hece ölçüsüyle sağlanmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.