Prof. Dr. Sinsi
|
İndirgenemez Kompleks (İrreducible Complexity)
İndirgenemez karmaşıklık (İng: Irreducible complexity), içindeki parçaların herhangi birinin kaldırılması durumunda işlevini yitiren sistemleri tanımlamakta kullanılan bir terimdir Akıllı tasarım iddiaların temel taşlarından biridir Organizmalardaki bazı sistemlerin, daha küçük işlevsel birimlere ayrılamayacağını, bu nedenle evrilmiş olamayacaklarını iddia eder
Doğadaki bazı canlı yapılarında indirgenemez karmaşıklık örneklerine rastlanıldığı iddia edilir Bu iddiaya göre kompleks bir organ daha basit yapılara başka parçalar eklenmesiyle oluşamaz Kompleks bir yapının birbirinden bağımsız pek çok yapının bir arada son derece uyumlu bir şekilde çalışması bu iddiaya tartışmalı bir şekilde kanıt olarak gösterilir
Biyokimya Prof Michael J Behe indirgenemez karmaşıklığı bir makalesinde şöyle tanımlamıştır:
İndirgenemez karmaşıklıkla söylemek istediğim birçok etkileşimli parçadan oluşan, temel bir görevi yerine getiren ya da katkıda bulunan tek bir sistemdir Bu tür bir sistem, tedricen, küçük, başarılı öncü değişikliklerle üretilemez Çünkü doğal seçilim işleyen bir görevi seçmeye dayanır Bir indirgenemez karmaşık sistemin, eğer böyle bir şey varsa, doğal seçilim için tam bir bütün olarak çalışır halde aniden oluşması gereklidir
Kompleks yapıya sahip pek çok organ vardır Akıllı tasarım savunucularının iddiası şöyledir:
İnsan gözü, 40 kadar küçük dokunun uyum içinde çalışması sayesinde işlev yapar Gözü dış etkilerden koruyan göz kapakları, gözü nemlendiren ve yağlayan özel salgı bezleri, ışığın kırılarak içeri alınmasını sağlayan mercek, bu merceği odaklayan küçük kaslar, göze girecek ışık miktarını ayarlayan iris, antibakteriyal göz sıvısı ya da ışığı "yorumlayan" retina tabakası, bu 40 ayrı parçanın bazılarıdır Önemli olan gözün tüm parçalarının doğru yerde, doğru büyüklükte, doğru işlevde olmasıdır Eğer bu parçaların biri bile olmasa, ya da işlev göremese, insan kör olur Gözün bu özelliği, bilimsel literatürde "indirgenemez komplekslik" denen özelliktir Bu göruse göre gözü daha basite indirgeyemez, daha ilkel hale getiremezsiniz; tek bir eksiklik, körlükle sonuçlanır Bilim insanları bu tarz bir argümanın yanlış olduğunu, belirli bir yapının baska fonksiyonları olamıyacağı varsayımına dayandığını söyler
Akıllı tasarımı savunanlar gözün birbirini takip eden küçük tesadüfi değişiklerle oluşamayacağını iddia ederler Ama bu görüş bilim insanlarının büyük bir bölümü tarafından kabul edilmez Gözün nasıl adım adım evrimleşebileceğiyle ilgili bilimsel açıklamaları yaptıklarını iddia ederler
İndirgenemez karmaşıklık, savunucuları tarafından Akıllı Tasarım (A T )'ın önemli delillerinden biri olarak kabul edilir
İndirgenemez karmaşıklık, bugün kabul edilen temel bilimsel kriterlerden hiçbirisini karşılamadığı gerekçesi ile bilim insanlarının çok büyük bir bölümü tarafından çöp bilim (junk-science/pseudo-science) olarak sınıflandırılmıştır Çeşitli bilim insanları İndirgenemez Karmışıklık argümanının bilimsel olmadığını ve çürütüldüğünü iddia eder ve üzerine herhangi bir bilimsel araştırma programının bina edilemiyeceğini söyler İndirgenemez karmaşıklık konusunda, hakemli (peer-reviewed) bir dergide yayınlanmış herhangi bir bilimsel makale bulunmamaktadır, hiçbir araştırma programına konu edilmemiştir
"Eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkansız olduğu gösterilse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır Ama ben böyle bir organ bulamadım  " diyen Charles Darwin 1800'lü yıllarda yaşadığı için canlıları gerektiği kadar inceleyememişti İyi inceleyebilmiş olsaydı evrim teorisini hiçbir zaman ortaya atmazdı
Şu anda okuduğunuz cümleler, elinizde tuttuğunuz bu dergi ve çevremizde gördüğünüz her ürün mutlaka bir tasarımın sonucunda ortaya çıkmıştır İşe giderken bindiğimiz araçtan, televizyonun kumandasına, içinde yaşadığımız gezegenden, canlı organizmalara kadar herşey 
"Tasarım" kısaca, az veya çok sayıdaki parçaların bir amaca yönelik olarak düzenli bir biçimde bir araya getirilmesi demektir Bu tanımlamayı esas alarak bir otomobilin tasarım olduğunu tahmin etmekte güçlük çekmezsiniz Çünkü ortada bir amaç vardır: İnsan ve yük taşımak Bunu gerçekleştirmek için de araba motoru, lastikler, ve diğer mekanik aksamlar bir fabrikada planlanarak bir araya getirilmişlerdir
Tüm canlılar için de aynı muhteşem plan söz konusudur Örneğin zürafayı ele alalım Bu canlı dünyadaki en verimli çalışan kalp sistemine sahiptir, kalbi -oldukça yüksek kabul edilen
350 mm Hg'lik yüksek bir basınçla kan pompalayacak kadar güçlüdür ve yaşamını korumak için 250 metre uzaklığa kadar yayılan bir koku salgılar Sadece bu iki bilgi dahi söz konusu canlının bir tasarım ürünü olduğunu açıklamaya yetmektedir Açıkça var olan bir tasarım ise, tüm canlıları dilediği gibi şekillendiren, tüm evrene hakim olan, üstün güç ve akıl sahibi bir Yaratıcının var olduğunu bize gösterir
Allah'ın Kuran'da, "O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir En güzel isimler O'nundur Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir O, Aziz, Hakimdir " (Haşr Suresi, 24) ayetiyle de belirttiği bu gerçek tüm canlıları sarıp kuşatmıştır Allah'ın bu kusursuz yaratma gücünü ve sanatını daha iyi anlayabilmek için zürafanın sahip olduğu vücut sistemini daha detaylı inceleyelim:
Zürafanın kan pompalamasındaki sır Zürafa beş metreye varan boyuyla karada yaşayan en büyük hayvanlardandır Yaşayabilmesi için kalbinden iki metre yukarıdaki beynine kan göndermesi şarttır Bunun içinse çok güçlü bir kalbe ihtiyacı vardır Nitekim zürafanın kalbi 350 mm Hg 'lik bir basınçla kan pompalayacak kadar güçlüdür
Normalde bir insanı öldürebilecek kadar güçlü olan bu sistem, özel bir haznenin içinde bulunur Hazne, basıncın bu ölümcül etkisini kaldırabilmek için küçük damarlarla kuşatılmıştır Baştan kalbe kadar giden bölümde; yukarı çıkan ve aşağı inen damarların oluşturduğu bir U sistemi bulunur Ters yönde akan kan damarları toplam basıncı sıfırlar, böylece hayvan ani kanamalara neden olacak iç basınçtan kurtulmuş olur
Antibiyotik üreten Zürafalar
Zürafaların derilerinde bakteri ve kenelere karşı çok etkili bir savunma sistemiyle karşılaştılar
California, Humboldt Üniversitesi biyologlarından Willliam Wood, kokuları çok uzaklardan bile algılanabilen Giraffa camelopardalis reticulata türüne ait zürafaları inceledi Bu koku o kadar güçlü ki zürafadan 250 metre uzakta olan bir insana ulaşabiliyor Wood, böylesine güçlü bir kokunun zürafalara bir faydası olup olmadığını merak etti Çalışmasında, kokunun zürafada nasıl oluştuğundan çok, kokunun özellikleri üzerinde odaklandı
Zürafanın boyun ve ense kısmından kıl örnekleri alan Wood, kokulara neden olan kimyasalları araştırdı Yaptığı incelemeler sonucunda zürafaların derisinde her biri koku yayan tam 11 farklı kimyasal bulunduğunu belirledi
Zürafanın derisinde bulunan güvenlik kalkanı sayesinde, bakteriler, mantarlar ve hatta keneler hayvanın derisinden uzak duruyor Üstelik bu kimyasallar birbiriyle karışınca, tek başlarına olduklarından daha etkili oluyorlar
Bu kokulu savunma sistemini kendi başına üretebilmesi için zürafanın, öncelikle düşmanı olan bakteri ve mikropları tanıyor olması gerekir Bu yüzden zürafa da bakteri ve mikropların metabolizmasının detaylarını bilmeli, onların solunum veya sindirim sistemine hangi kimyasalları sokarak onları etkisiz hale getirebileceğini belirlemelidir Gerekli kimyasalların hangi özellikte bileşikler olduğunu, bunlar için hangi elementlerden ne kadar gerektiğini, bunları ne şekilde birbirine bağlayacağını da biliyor olmalıdır Elbette zürafanın farkında olmadığı bu korumayı yaratan Allah'tır
Kimyager Zürafalar
Zürafanın koku kimyasallarında bulunan Indole adlı kimyasalı içeren bir ilaçtır Bu ilaç uzman kimyagerlerin uzun deneyleri sonucunda üretilmiştir Belli bir amaca yöneliktir ve etkisi kanıtlanmıştır Bilinçli olarak üretildiğine şüphe yoktur Zürafanın derisindeki kimyasalların tesadüfen oluştuğunu iddia etmek, bu ilacın da yağmur, rüzgar gibi doğa olaylarıyla tesadüfen oluşabileceğini kabullenmek anlamına gelir ki, hiç kimse bu iddiayı savunmaz
Zürafanın bakteri ve mikroplara karşı korunmasını var eden güç, hem zürafayı hem de bakteriyi yaratmış olmalıdır Allah, tüm canlıları yoktan var etmiş ve onları bir örnek edinmeksizin yaratmıştır Şüphesiz böyle mükemmel bir yaratılışın bir amacı vardır Allah, yarattığı canlılarda bizim düşünmemiz için ayetler bulunduğunu bir Kuran ayetinde şöyle haber vermektedir:[size="3">"]
[/size]
|