Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
devletlrinde, ekonomi, islamiyetten, ticaret, türk, önce

İslamiyetten Önce Türk Devletlrinde Ekonomi Ve Ticaret

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İslamiyetten Önce Türk Devletlrinde Ekonomi Ve Ticaret



Ekonomi
Hayvancılık
Türkler at ve koyun sürüleri besliyorlardı Bunların yanında deve ve sığır sürülerine de sahiptiler Hayvancılığın Türklerin hayatındaki yeri ve önemi daha önce belirtilmişti Türkler yiyecek, içecek ve giyecek ihtiyaçlarını, bu hayvan sürülerinden temin ediyorlardı Koyun yününü eğirerek ip yapıyorlar ve bunlardan halı, kilim ve keçe dokuyorlardı
Keçe; ev sergisinde, çadır sergilerinde, çobanların ve seyahat edenlerin giyiminde, ticaret alanında ve ordunun giydirilmesinde önemli bir yer tutuyorduTürkler, tarım ayini veya bayramı niteliğinde örüş saya (koyun ayinibayramı) yapıyorlardı Bugün Anadolu’da bu çeşitten koyun bayramına sadece saya denilmektedir (Saya koyunları sayarak teslim etmek anlamına gelmektedir)
Mayıs ayı başlarında (9 Mayıs), ağılda, harada veya köy odasında koyun bayramı yapılırdı Bayramda, çoban ve sürü sahiplerinin sıhhatli, hayvanların sağlıklı, bereketli, yılın karlı ve karın uğurlu olması için dua edilirdi İlkbaharın ilk ayına Marta (oğlak); ikinci ayına Nisana(büyük oğlak) ve üçüncü ayına Mayısa (süt ayı) diyorlardı
Türkler, hayvan posüannı işleyerek deri elde ediyorlardı Derilerden elbise, börk, çizme, kemer, binek takımı, koşum takımları, su kabı (matara) gibi eşyalar yapıyorlardı Böylece günlük kullandıkları eşyalarını, giyeceklerini, çadırlarını, çeşitli örtü ve yaygılarını vb ihtiyaçlarını hayvan sürülerinden elde ettikleri ürünlerden karşılıyorlardı Komşulan domuz besledikleri halde Türkler, Islamiyetten önce de bu hayvanı beslemiyorlar ve etini de yemiyorlardı
Ziraat
Türkistan’ın çoğunluğunu bozkırlar meydana getirmekte ise de, ziraate elverişli yerleri de bulunuyordu Çin kaynaklan, Hunlann buğday ve dan ekip biçtiklerini bildirmekte; bir Hun buğday cinsi ile Hun fasulyesinden söz etmektedir
Göktürklerde her ailenin ekip biçtiği, suladığı arazisi bulunuyordu 696′da Kapağan Kağan’ın Çin ile yaptığı anlaşmada; Çin’in Göktürklere 3000 ziraat aleti ile 1250 ton tohumluk darı teslim edeceği hükmü yer almıştı Altaylarda Hunlar zamanında açılmış sulama kanalları bulunmuştur
Selenga-Baykal Gölü arasındaki lvolgi ve tlmova’da saban demirleri, oraklar, değirmen taşlan bulunmuştur Aynca, hububat muhafaza etmeye yarayan çukurlar(kuyu-lar, depolar) görülmüştür Selenga bölgesinde, kurganlardan Göktürklere ait kürek ve pulluklar çıkarılmıştır
Göktürkler zamanında kullanılan 10 km uzunluğundaki Tötü Kanalı ortaya çıkarılmıştır Altaylarda, son derece güç, kayalık bir arazi açılmış ve iki vadi birleştirilerek Tötü Kanalı meydana getirilmiştir Ruslar 1935′te aynı Göktürk kanalını iyileştirmişler ve kullanmaya başlamışlardır Arazide daha iyi bir şeklin bulunmadığı ve Türkler tarafından burada Mö I yüzyıldan beri bitki ve hububat tarımı yapıldığı, Rus arkeologlan tarafından ifade edilmiştir
Türk ülkesini ziyaret eden Çinli elçi Vang Yen-Tö (981-984) seyahatnamesinde: “Uygurlar ovadan geçen nehrin üzerinde barajlar kurmuşlar, sulama kanalları açmışlar ve sulu ziraat yapmaktadırlar Bağ ve bahçelerini, sebzelerini, kavun ve karpuz bostanlarını ve geniş ekin tarlalarını sulu yorlar Ovadan geçen nehrin kenarında su ile işleyen ve un öğüten pek çok değirmen gördüm Turfan şehrinde geniş üzüm bağlarının arasından geçtim Bilhassa bezelye, fasulye, bakla ve kişniş ekmektedirler
Türkler pirinç, şeker kamışı yetiştiriyor ve şeker imâl ediyorlar Türkler ziraatın üstadı olmuşlar ve ziraatı şaşılacak derecede mükemmelleştirmişlerdir Yalnız sulu ve verimli topraklarda değil, kanallarla suyu çok uzaklara götürerek susuz ve verimsiz topraklar üzerinde de ziraat yapıyorlar” demektedir Bu sözlerden, Uygurlann ziraatte çok ileri gittikleri, tahıl üretiminden başka meyve ve sebze yetiştirdikleri, üzümden bol miktarda pekmez ve şarap yaptıktan anlaşıl maktadırköy ve kasabalar gelişerek büyük ve kalabalık şehirler haline geldi Zenginleşen Uygurların refah seviyesi yükseldi
Uygurlarda Ticaret
Türk ülkelerinde ticarete en fazla önemi Uygurlar vermişlerdir Uygurlar; Çinliler, Kıtaylar ve diğer komşuları ile iyi ilişkiler kurmuşlardı İpek yolu ticaretini daima canlı tutmuşlardı Batıdan gelen malları alıyorlar, kendi kervanları ile Çin’e götürüyorlar ve satarak para kazanıyorlardı Ticaret yüzünden Uygur ülkesi bakımlı ve halkı da mutlu idi Çinli elçi Vang Yen-Tö seyehatnamesinde: “Bu ülkede fakir yoktur Yiyeceği yeterli olmayanların sıkıntıları giderilir Zenginler at eti, fakirler ise koyun ve ördek eti yiyorlardı” demektedir Ticaret sayesinde köy ve kasabalar gelişerek büyük ve kalabalık şehirler haline geldi Zenginleşen Uygurların refah seviyesi yükseldi
Hazarlarda Ticaret
Hazar ülkesinden başlayıp UralGüney SibiryaAltaylarSayan Dağlan üzerinden Çin’e ulaşan, canlı ticari faaliyetlere sahip yola “Kürk Yolu”deniyordu Kürk Yolu, İpek Yolu’na kuzeyden paralel uzanıyordu Hazar ülkesi ticarete çok uygun bir yerde ve aynı zamanda Kürk Yolu üzerinde bulunuyordu
Güneyden kuzeye, Araplardan İskandinav ülkelerine, Bizans’tan doğuda Çin’e kadar uzanan nehir, deniz ve kara yollan Hazar ülkesinde kesişiyordu Hazarlar, tüccarlara çok büyük kolaylıklar ve imkanlar tanımışlardı
Tilki, samur, kakım, kunduz, sansar, sincap, vaşak vb hayvanlann kürkleri ve bunlardan imal edilen sahtiyan, pantolon, ceket, çizme ve ayakkabı gibi giyecekler, tahıl, maden, ipek gibi her türlü mal Hazar ülkesinde değiştokuş ediliyordu
Tüccarların ödedikleri gümrük vergileri, Hazar Devleti’nin başlıca gelir kaynağını teşkil ediyordu Ticaretin zayıflaması, Hazar Devleti’nin çöküşünü de hızlandırmıştır
Türk Devletlerinde Gelir ve Giderler
Türklerde ülke topraklarının tamamı devletin malı sayılıyordu Boy ve oymaklar, otlak olarak kullandıktan ve ziraat yaptıklan topraklar için, devlete belli bir oranda vergi ödüyorlardı Bu vergiler cardı hayvan ve ürünlerden (ayni) ibaretti
Devlete, mağlûp ve tabi ülkelerden altın, madeni para veya ayni olarak alınan vergi ve hediyeler de gelir kaynağı idi Hunlarda görevli memurlar vergi topluyorlardı Göktürk, Uygur, Hazar, Avar ve Volga Bulgarlannda vergi toplama görevini “Tudun” lar yürütüyorlardı
Altaylardaki demir; Tann Dağlan’nda KaşgarKuça havalisindeki altın, gümüş, bakır, kurşun, kükürt maden ocaklanmn işletilmesi ve ticaretten alınan gümrük vergisi de Türk devletlerinin başlıca gelir kaynaklan idi
Bütün bu gelir “ağılık” denilen devlet hazinesini meydana getiriyordu Ordu masrafları başta olmak üzere her türlü gider, devlet hazinesinden karşılanıyordu


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.