Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadolu, batı, bayar, celal, dersi, detay, içerik, raporları, tarih

Tarih Dersi Celal Bayar Batı Anadolu Raporları Tarih Dersi İçerik Ve Detay

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarih Dersi Celal Bayar Batı Anadolu Raporları Tarih Dersi İçerik Ve Detay



1908 'de İttihat ve Terakki Cemiyeti Bursa şubesinde göreve başlayan Celâl Bayar, daha sonra bu Cemiyetin Bursa ve İzmir şubeleri genel sekreterliğini yaptı İzmir 'de ,Halka Doğru ” adıyla bir dernek kurarak, aynı adlı dergide Turgut Alp mahlasıyla iktisat yazıları yayınladı Mondros Mütarekesi 'nin imzalanışı sonrası İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmanî Cemiyeti 'ne katıldı Halkı, olası İzmir işgaline karşı örgütleme faaliyetlerinde bulunan Mahmut Celal Bey, İstanbul Hükûmeti 'nin kendisini tevkif girişimi üzerine İzmir 'den kaçarak, Aydın civarında Demirci Mehmet Efe ile buluştu ve Galip Hoca takma adıyla çalışmaya başladı İşgalden sonra çalışmalarına devam ederek, Akhisar Millî Cephesi Alay Komutanlığı yaptı 1919 sonunda yapılan seçimlerle Saruhan Mebusu olarak Meclis-i Mebusan 'a katıldı1 Mart 1920 'de saray politikasını eleştiren ve işgalcileri yeren bir konuşması üzerine hakkında tutuklama karan çıktı Bir süre İstanbul 'da saklandı ve Karakol Cemiyeti üyelerince Anadolu 'ya kaçırıldı Anadolu 'ya geçen Bayar, Millet Meclisi 'ne Bursa milletvekili olarak girdi2

Sevgili Gazimiz ve Büyük Rehberimiz Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine;

Aydın harekât-ı milliyesi hakkında hulasaten arz-ı malûmat etmekliğim emrini zat-ı fehimanelerinden şeref telâkki ettim O zamana ait hayatımın icabı ve nam-ı müstearla yaşadığımın neticesi olarak kâfi derecede vesika muhafaza edemedim Tesadüfen nezdimde kalan ve muhafazasını mümkün gördüğüm vesaikin bir kısmı da Bursa 'da Yunan işgali altında kalan ailem tarafından yakılmaya mecbur kalındığından, hafızama müracaatla çok kıymetli olan emirlerini ifaya bervech-i ati çalışacağım:

Aydın vakasının zuhurundan evvel İzmir 'de cereyan eden ve şüphesiz malûm-ı devletleri bulunan hadisatın da kısa bir surette nazardan geçirilmesini faydalı telâkki ederek maruzatıma buradan başlamaklığıma müsaadelerini istirham ederim

Harb-i Umumî 'de müştereken hareket ettiğimiz manzume-i devletin davayı kaybetmesi üzerine, tahsisen İzmir 'in elden gideceğini ve hiç olmazsa düşmanların burasını vaktiyle Girit ve diğer eyaletlerimizi de olduğu gibi ilhakı mukaddime olmak üzere işgal ve esaret altına alacakları mahallî surette fikirlerde yerleşmişti Mütarekenin aktinden evvel vücut bulan bu fikir üzerine İzmir Valisi Rahmi Bey 'in bazı teşebbüsleri olmuştu Rahmi Bey, İzmir 'in Düvel-i İtilâfiye tarafından umumî vatandan mutlaka ayrı tutulacağına hükmederek mütarekeyi idare eden hükümete aleyhtar İsmail Mahir ve İtilâfçılardan ileriye gelen ve muhalif tanınan birkaç kimseyi ve bu meyanda vilâyetin Umur-ı Ecnebiye Müdürü olan bir Rumu heyet halinde toplayarak İzmir 'in hususî bir idareye tâbi tutulmasını ve İzmir 'de Harb-i Umumî esnasında hasen muamele ettiği bazı İngilizleri alet olarak kullanarak mütarekeyi de bizzat yapıp İstanbul 'da teşekkül eden İzzet Paşa kabinesine karşı şahsî bir mevcudiyet izharı emeliyle bir hareket vücuda getirmişti ve hatta Umur-ı Ecnebiye Müdürü Rumu Akdeniz 'e çıkararak İngiliz kumandanlarıyla mülakat zemini aradığı da şayi olmuştu Bundan başka bu harekete İzmir 'de bulunan kuva-yı askeriyeyi de iştirak ettirmek için de çalışmıştı Rahmi Bey 'in bil-vasıta istihdam ettiği adamların Aydın 'da bulunan Nurettin Paşa kolordusunu da bu maksada hadim bir hale getirmek için müracatları neticesi olarak vaziyetten haberdar olan Nurettin Paşa, Rahmi Bey 'in temin edeceği şahsî kuvvetin yerine kendisini ikame edebilmek için İstanbul 'dan aldığı emr-i mahsus ile İzmir 'e karşı ani bir hareket yaptı Beraberinde getirdiği bazı zabitan evimde hususî ve mahrem surette acizlerini ziyaret ederek benden malûmat istihsal etmek istemişlerdi ve bu vesile ile keyfiyete ben de muttali olmuştum Çünkü hadisenin cereyanı esnasında İstanbul 'da bulunuyordum Bittabi Vali Rahmi Bey azlolundu ve Nurettin Paşa da o zamanki kabinenin mutemet bir adamı sıfatıyla İzmir Kolordusu Kumandanı tayin edildi Mütarekenin mahiyeti malûm olduktan sonra her tarafta umumî bir yes başgöstermişti İstanbul 'da hükümet yapan kabinelerin Rumları ve ecnebileri tatyib ve bu suretle Düvel-i İtilâfiyenin atıfetine mazhariyetle idame-i mevki ve tervic-i siyaset maksadını takip etmesi neticesi olarak Türklerin kuvve-i maneviyesi tezelzüle uğradı Rumların şımarıklıkları arttı Yunanistan 'dan Salib-i Ahmer namı altında Asya-yı Suğra Rum İhtilâl Cemiyeti 'ne mensup birçok komiteciler İzmir 'e akın ediyorlardı Mağdur Rumlara Yunan halkının şefkat eseri etiketi altında Salib-i Ahmer bayrağı ile silâh ve bomba iddihar edilmeye başlanıldığı da tahakkuk etti Şu halde İzmir için yakın bir felâketin zuhuruna şüphe kalmıyordu İzmir 'in bazı zevatı, o zaman için pek mevdu olan Wilson prensipleri esasatına göre bu havali ekseriyetinin Türklerde olduğunu müdafaa için bir cemiyet teşkili fikrini tervicen bendenize hususî surette müracaat ettiler Mahiyetleri pek malûm olan İtilâfçılarla aynı kıratta olan İstanbul 'daki kabinelerin büsbütün elinde kalmamak için böyle bir teşekkülün vücuda gelmesine yardım edeceğimi vaat ve kendilerine teşci eyledim

İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmanî Cemiyeti teşekkül etti Her sınıf halk bu cemiyete dahil oldu Fakat hasen idare edilemediği için içlerinde İtilâf devletleri işgal kuvvetinin İzmir 'deki mümessillerinden talimat alanlarla bilâhare yüzellilik listeye dahil olan kimseler de mevki sahibi idi Esaslı bir program ve hareketten ziyade dedikodu menbaı haline geldi Nurettin Paşa da cemiyet azasından bazılarının İstanbul 'daki teşebbüsleriyle vali tayin olundu ve cemiyetin de müzahiri bulunduğunu izhar etmeye başladı Şurasını da ilâveten arz etmek hakşinaslık olur: Bazıları da atufet temennisi ile millî siyasetin yürütülemeyeceği kanaati ile müsellâh bir teşkilât vücuda getirilmeye taraftar idi Bir gün bendenizi de müsellâh teşkilâtın esaslarını hazırlamak için yaptıkları aleni içtimaa davet ettiler Bu ictimada ,Bokston ” biraderlerin katili unvanını söylemekle müftehir olan Tahsin Bey namında bir genç ile beraber yüzellilik listede dahil olan Köylü Gazetesi sahibi Refet ve ecnebi mümessilleri ile sıkı münasebatta bulunduklarını yakınen bildiğim bazı kimseler de ihtimal ki tesadüfen hazır bulunuyorlardı Ciddî bir iş yapmak için silâhtan ve teşkilâttan burada bahsetmekliğin dahi tehlikeli olacağını biliyordum Orada verilecek herhangi bir kararın 24 saate varmadan düşmanlarımızın payitahtlarına kadar aksedeceğine emin idim Samimiyetine itimat ettiğim arkadaşlara hususî ve mahrem olarak orada böyle bir şeyin mevzu-ı bahs olamayacağını ikaz suretiyle ifade ettikten sonra ancak bu Müdafaa-ı Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti 'nin haricinde böyle bir iş için çalışılması lâzım geleceği tezini takip ettim ve bittabi bir şeye karar verilemeden dağılmaya mecburiyet hasıl oldu ve bu hareket arz eylediğim veçhile, her şeyden haberdar olan düşmanlarımızın nazarından kaçmadı Hepimizi İstanbul Hükûmeti 'nin casusları ile bareber muannidane bir surette takip ve tecessüre mebde teşkil eyledi

Ayrıca Nurettin Paşa 'nın kolordusunda güzide tanınan zabitan arasında hafi teşkilât yapılmağa başlanıldığı da kulaktan kulağa aksediyordu ve bendenizce ancak bu hareketin ciddî olabileceği kanaati vardı Yunanlıların âleti olan yerli Rumlardan mürekkep komiteler ve meşhur Metropolit Hrisostomos faaliyete başlamış bulunuyordu Türklerden hareket yapmaya muktedir zannolunanların habs ve nefyine, köylerde Türklerin kati ve imhasına ibtidar olunmuştu İzmir 'in Sivrihisar kazasından birkaç civar köylü hususî olarak gelip bendenizi buldular ve müsellâh teşkilât için hizmete amade olduklarını ifade ettiler Vaziyetleri ve hal ve tavırları emniyetbahşdı Lakayt kalmaklığı maksada bir hıyanet telâkki ettim ve kendim de gerek metropolithane ve gerek İstanbul Hükûmeti 'nin divan-ı harbi ve casusları tarafından takip olunduğum için aleni harekete iştirakten imsak ediyordum Bu saf köylülerin müdafaa-i nefs ve memleket için müracaatlarını Vali ve Kumandan Nurettin Paşa 'ya yaveri vasıtasıyla iblâğ ettim Bir ihtilâl harekâtının tertip ve icra olunabileceğini ve kendimin gözükmeyerek teşkilâtlarına faydalı olacağımı ilâve ettirdim Yine bilvasıta aldığım cevapta: İhtiyaçları olmadığını ve benim bu hareketle meşgul olmamaklığımın daha faydalı olacağını ve her şeyin düşünüldüğünü bildiriyorlardı Bu her şeyin düşünüldüğünden, ihtiyaç olmadığı ifadesinden, ordu zabitanı arasındaki şayi olan hususî teşekkülün başlamış olduğuna ben de inanarak sevindim Fakat bu sevincim çok temadi etmedi Millet ve ordunun güzide zabitanı hakikî bir heyecan içinde idiler Yalnız kendilerini muntazam bir sevk ve idare ile maksada teveccüh edecek kuvvetli bir ele ihtiyaçları var idi Yunanlıların ilk defa İzmir 'e resmî olarak gönderdikleri kuvvet Leon isminde bir torpidolarıdır Bu torpidonun geleceği haberi Rumları çıldırtmaya ve açık nümayişler yapmaya sebep teşkil etti Torpido gelmezden bir gün evvel Macar tebasından ihtiyar bir dostum beni bularak hükümetin nazar-ı dikkatini celp etmekliğine vasıta olmaklığımı rica etti ve hâlâ telâffuz ettiği cümle hatırımdadır: ,Rumlar toprido kaleden gözüktüğü zaman, ahali-i İslâmiyeye #8216;Comme me chiru engrage ' hücum edeceklerdir ” dedi Ertesi sabah her türlü kuyud-ı ihtiyatiyeyi bertaraf ederek bizzat Nurettin Paşa 'yı ziyaret etdim Macarın verdiği malûmatı nakleyledim Vali odasında ikimiz beraber bulunurken Yunan torpidosunun da İzmir kalesi önüne geldiği ve Rumların nümayiş harekâtının başladığı, Kordon 'da ve sokaklarda, Türk karakollarındaki bayraklarımızın yırtıldığı, gazinolarda bazı münevverlerin duçar-ı taarruz olduğu, Hüseyin Lütfi Bey namında mütekait bir zabit tarafından telefonla valiye ihbar ve ne tedbir alındığı soruluyordu Hükümet hâlâ muhafaza-i sükunet edecek ise milletin mukabeleye kudreti olduğu tehditkar bir lisanla söyleniliyordu Nurettin Paşa mikrofonu bırakarak bana Hüseyin Lütfı Bey 'in sözlerini naklettikden sonra: Bu zatın kim olarak işe müdahale etdiğini ve şahıs aleyhinde idare-i lisan ederek anlatıyordu Ben bundan sonra, mukabil tedbirin ne olacağını dinlemek istiyordum Anladım ki ne bir tedbir mevcuttur, ne de mukavemet fikri vardır Bu hadise de cereyan-ı tabiisinde geçti ve şüphesiz İzmir Türk halkının kalbini ezdi Müdafaa-i Hukuk-ı Osmanî Cemiyeti Wilson prensiplerini müdafaa etmek için, hükümetin de muaveneti ile, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir vilâyetlerinin bütün kazalarına varıncaya kadar muazzam bir kongre aktetmek peşinde bulunuyordu Ve aynı zamanda İstanbul 'dan bir İtalyan torpidosu ile gelen bir heyetin, İzmir 'i Yunanlıların işgalinden ise İtalyanlara karşı şemayil izharı için bir mahzarın imzalanması daha iyi olacağını beyan ediyordu Bittabi böyle bir mahzarın imzalanmasına mani olundu İzmir 'in Türk olduğu hakkında umumî bir mahzar imza ettirdik Bunlar İstanbul 'dan imza olunacak mazbatanın formülünü de beraber getirmiş ve Tevfık Paşa 'nın da bu formül üzerinde mutabakat reyi olduğunu söylemiş bulunuyorlardı İzmir 'de Müdafaa-i Hukuk-ı Osmanî Cemiyeti 'nin içtimai yapıldı Tarihin 15-18 Şubat 334 olduğunu zannediyorum Kongrede dahi esas müzakere olunurken şahsî ihtiraslar ve Müdafaa-i Hukuk-ı Osmanî Merkez-i Umumisine kimlerin intihap olunacağı, hali hazır heyet-i idaresinden kimlerin ıskat olunacağı hararetli mevzu-ı zemini teşkil ediyordu Ben kongreyi bu safhasında terk etmeye mecbur oldum Çünkü Balkan Muharebesini müteakip Ömer Naci Bey merhum ile İzmir Rumlarının tehcirinden dolayı Metropolit Hrisostomos ve bazı İtilâfçı Türk hasımlarımızın tahriki ile berâ-yı muhakeme divan-ı harbe celp ve ihzar olunmak üzere idim İzmir dahilinde de muntazam ve ciddî bir hareket yapabilmek için ümidim kalmamıştı 18 Şubat 334 zannediyorum, Afyon mebusu Ali Bey 'in İzmir 'e geldiğini ve benimle görüşmek istediğini haber almıştım Diğer taraftan İstanbul Polis Müdürü Arnavut Tahsin Bey 'in birkaç avanesi ile İzmir 'de gizli faaliyet yaptığını ve vasi tevkifat yaparak halkı İstanbul Hükûmeti 'nin siyasetine râm etmek istediğini de istihbar etmiş bulunuyordum Ali Beyle ilk defa bu tarihte görüştüm ve İzmir 'den hariçte teşkilât için firara karar verdik O gece iki arkadaşımla yola çıktık Bu tarihten itibaren İzmir 'in işgal tarihi olan -15 Mayıs 1335- tarihine kadar tanıdığım efeler nezdinde bulunarak onları müsellâh bir ihtilâle imaleye çalıştım Hareketimiz ve firarımız hükümetin nazar-ı dikkatini celp etti Vali olmasına tavassut eden İtilâfçıların şikayetleri ile Nurettin Paşa azlolunmuştu Malûm Kambur İzzet vali olarak İzmir 'e geldi O zaman Jandarma Umum Kumandanı olan Ali Kemal Paşa bulunduğumuz Ödemiş kazası merkezine kadar gelerek aleyhimizde nutuklar verdi Ve bir bölük askerle bizi takibe başladılar Az zaman sonra bölüğün hamiyetli kumandanı olan Yzb Hüsamettin Bey ile tamamen anlaşmak imkânını buldum Bölük Hüsamettin Bey 'in dalâleti ile elimizde bulunuyordu Jandarma Umum Kumandanı ve Vali İzzet Bey, memleketin asayişini ihlâl eden ve müdahale-i ecnebiyeyi davet için çalışan birer bolşevik olduğumuzu ilân ve işaadan geri durmuyorlardı Efelerden Gökçen ve Mürselli İsmail Efe maiyetlerindeki adamlarla beraber elimizde bulunuyordu O zaman Ödemiş 'te kaymakam bulunan -Şimdi Erzurum valisidir- Zühdü Bey tamamen bize müzahir ve geceleri bulunduğumuz yere gelerek bizimle teati-i efkâr eyliyordu

İzmir işgaline takaddüm eden zamanlarda İstanbul 'dan Şehzade Abdürrahim Efendi 'nin riyasetinde mütekait paşalardan mürekkep bir heyet İzmir ve civarında dolaşarak Padişah namına mühim nümayiş hareketi yapıyorlardı ve bunlar Hıristiyanlara karşı müşfik olduklarını izhar için köy papazlarının ayaklarına gidecek kadar haysiyet-şiken hareketlerden çekinmiyorlardı Ahali-i İslâmiyeye zulme başlayan Rumlara karşı bu nümayiş hareketi çalışmak için bir kuvvet menbaı oluyordu

15 Mayıs 335 tarihinde Yunan işgali vuku buldu Nadir Paşa emr-i kumandasında bulunan kolordunun bütün efrat ve zabitanı yollara döküldü Kolordu meyanında yapıldığını zannettiğimiz teşkilâtla temas için İzmir 'e memurlar gönderdik ve zabıta arasında vücut bulmuş olduğunu zannettiğimiz teşkilâtın mevcut olmadığını kemâl-i esefle gördük

Kolordunun başıbozuk dağılan efradından bulunduğumuz köye uğrayanların silâhlarını aldık Teşkilât için elde bulunduruyorduk Hareketimiz de böylece kesb-i aleniyyet etmiş bulunuyordu Şurasını da istitraden arz edeyim ki, Zühdü Bey 'in ' gösterdiği hamiyet ve fedâkârlıklardan dolayı kaldırmışlar ve halen bir yerde kaymakam olması muhtemel bulunan Bekir Sami Bey isminde birisini bu harekâtın önüne geçtiği taktirde vali yapmak vaadiyle Ödemiş 'e kaymakam tayin etmişlerdir

İzmir 'in işgali üzerine derakap kasabalarda halk hararetli ve heyecanlı müzakerelere başladı Silâha sarılmak için millî heyecan tezahür etmiş bulunuyordu Bu millî heyecanı söndürmek ve İstanbul Hükûmeti 'nin siyaseti veçhile, düvel-i muazzamanın atufetini temin için hocalar ve bazı eşraf aleyhte cephe almış bulunuyorlardı Hatta Tire müftüsü olan matuh bir hoca: ,Buralarını Paris Sulh Konferansı Yunanlılara vermiştir Düşman gelirken ve geldikden sonra silâh istimal edilmemesi selâmet-i Osmaniye namına diyanet iktizasındandır ” diye beyanname neşrediyor ve cami imamlarının bu hususa dikkat etmelerini rica ediyordu Bütün hedefimiz Yunanlıları ,Torbalı 'da ” karşılayarak fiili bir protesto olmak üzere bir müsademe yapmaktı Elimizde bulunan kuvvetlerden bazılarının bu teşettüt-i efkâr arasında zaafa uğramaları neticesi olarak muvaffak olamadığımızdan dolayı halen elem duymaktayım Muhitimizde bulunanlar dağlara çekilerek çete muharebesi yapmak suretiyle faaliyet gösterilmesini müdafaa ediyorlardı ki, gevşediklerinin en bariz alâmeti idi Çok zaman geçmeden bulunduğumuz yerleri Yunanlılar işgal ettiler ve biz dağlara çekilmeye mecbur olduk Bizden ayrılan kuvvetler -Mürselli İsmail Efe 'nin kuvvetleri dahi olduğu halde- Ödemiş 'in İlyas köyünde Yunanlılarla ilk müsademeyi yaptılar ve bittabi muntazam kuvvet karşısında dağılmaya mecbur oldular

Bu esnada Aydın ve Denizli civarında çok heyecanlı akisler oluyordu ve ben bu muhiti daha yakından tanıyordum Buraya geçmenin faydalı olacağını kabul ederek yola çıktım Haziran iptidalarında (335) ,Germencik ”de nahiye müdürünün evinde gizli bulunuyordum ve burası da bir Yunan taburu tarafından taht-ı işgalde idi Denizli 'de Topçu Binbaşısı -Şimdi zannedersem Miralaydır- Hakkı Bey 'in emrinde askeri nümayişler yapıldığı ve halkın Yunanlılara karşı harekete gelmesi için heyecan uyandırdığını haber alıyordum ,Çine ”de fırka kumandanı Miralay Şefik Bey 'in telkinatı ile ,Yörük Ali Efe ” ve taraftarları ele alınarak hareket tasmim edildiğini de istihbar ediyordum ,Germencik ”de bulunduğum zaman Bergama 'ya baskın yapıldığına dair Nahiye Müdürü vasıtası ile telgrafhaneden bir servisi elde etmiş bulunuyordum Halılı, İlyasköy, Bergama baskınlarını mübalâğalı müdahalelerle birbirine naklederek kendilerinin geri kaldığından şikayet ediyorlardı Halkın halet-i nahiyesini daha yakından tecrübe için telgrafları camilerde kapıların iç tarafına talik ettirdim Ramazan olduğu cihetle, camiler kalabalık ve Yunanlıların dahil olamadıkları yegâne mecma idi Necip milletimizin istiklâl aşkına ve kahramanlığa alâkasının en kuvvetli tezahürünü burada gördüğümü iftihar ile arz edebilirim Kapının arkasına talik olunan telgraflar adeta dindar kimselerin Beytullahı tavaf etmesi manzarasını veriyordu Ve bu halet-i nahiyeden kolaylıkla istifade olunabilirdi Nahiye Müdürü ile beraber köylere çıktım ve otuz kadar silâhlı teşkilât yaptım Otuz kadar silâhın o zamanlar için bir kolorduya malikiyet zevkini verdiğini ilâve etmek isterim Az zaman sonra ,Germencik ”deki Yunan taburunun karargahı alevler içinde kaldı ve bu meyanda malzeme depoları mahvoldu Haziran 335 evasıtında Aydın şehrinin etrafında Yunanlılara karşı kuva-yı milliye müfrezelerinin tahşidatı vuku bulmaya başladı Bu havalide ilk silâh hareketi ,Karapınar ”daki Yunan karakolunun baskını ile başlamıştır Ve bunu Aydın muhasarası takip etmiştir Muhasara hemen her silâhı olanın iştirakıyla umumiyet kesbetmiştir Yunanlılar fiili bir hareket görünce zulümlerine şiddet vermeye başladılar Köylerde silâh taharrisi bahanesiyle birçok fecaii irtikâp ediyorlar ve bazı köyleri de heyet-i mecmuası ile yakıp yıkıyorlardı Bu şiddetli hareketin tevlit eylediği aksülamelden kuva-yı milliye de kesb-i selâbet ediyordu


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.