Prof. Dr. Sinsi
|
Dünya Savaşlarına Farklı Bir Bakış
Savaş, tarihin en eski çağlarından beri var oldu Siyasi ya da ekonomik çıkar çatışmaları, insanları birbirleriyle kavgaya sürükledi
Silahlarla birlikte ordular da gelişti Ve savaşlar da giderek daha büyük ve daha kanlı hale geldi
Ancak 20 yüzyıla kadar, savaşlar hemen her zaman "cephe savaşı" şeklinde yaşanırdı İki ordunun askerleri bir cephe üzerinde karşı karşıya gelir ve savaş, bu eksen üzerinde geçerdi Bu savaşlarda sadece askerler ölürdü
20 yüzyılda ise yeni bir savaş türü doğdu Artık sadece askerler değil, tüm insanlık savaşın hedefi olacaktı Hem de savaş, sadece birkaç ülkeyi değil, tüm dünyayı avucunun içine alacaktı
Savaşlar tarihin birçok döneminde toplumlara büyük acılar ve kayıplar yaşatmıştı
İnsanlığa gönderilmiş pek çok peygamber ve elçi, kavimlerini yeryüzünde karışıklık ve bozgunculuk çıkarmaya karşı uyarmışlardı
1 Dünya Savaşı
19 yüzyıl Avrupası, sömürgeciliğe dayanıyordu İngiltere ve Fransa gibi büyük Avrupa devletleri, dünyanın dört bir yanına yayılarak dev sömürge imparatorlukları kurmuşlardı
Siyasi birliğini geç sağlayan Almanya ise sonradan girdiği bu yarışta yükselmeye çalışıyordu
Çıkar ilişkileri, 20 yüzyılın başında Avrupa'yı iki ayrı güç blokuna ayırdı Bir tarafta İngiltere, Fransa ve Rusya, diğer tarafta ise Almanya ve Alman soylu Habsburg hanedanı tarafından yönetilen Avusturya-Macaristan imparatorluğu yer aldı
İki güç bloku arasında giderek gerginleşen ilişkiler, 1914 yılındaki bir suikastle patlak verdi Avusturya-Macaristan imparatorluğunun veliahtı olan Franz Ferdinand, bu imparatorluğun balkanlardaki etkisini yok etmek isteyen Sırp milliyetçileri tarafından vurularak öldürüldü
Bu olayın ardından gelen karşılıklı savaş ilanları, bir anda tüm Avrupa'yı savaşın içine çekti Önce Avusturya-Macaristan Sırbistan'a savaş ilan etti Sırpların geleneksel müttefiki olan Rusya, Avusturya-Macaristan'a savaş açarak buna karşılık verdi
Almanya, İngiltere ve Fransa da birbiri ardına savaşa girdiler Fitil ateşlenmişti
Savaşın öncesinde Alman Genel Kurmayı bir plan yapmış ve ani bir saldırıyla Fransa'yı dize getirmeyi hesaplamıştı
Almanlar bu planı uygulamak için önce Belçika'ya girdiler ve ardından sınırdan geçerek Fransa'yı işgale giriştiler
Çabuk toparlanan Fransız ordusu, Almanları Marn nehri kıyısında durdurdu ve karşı saldırıya geçti
Her iki ordu da ağır kayıplar vermesine rağmen cephede bir ilerleme olmadı Her iki taraf, bombardımandan korunmak için siperlere sığındı Aylar süren karşılıklı saldırılar sonucunda Fransızlar 400 bin asker yitirdi Almanların can kaybı ise 350 bindi
Bu arada I Dünya Savaşı'nın korkunç savaş stratejisi de belirlenmiş oluyordu: Siperler Askerler gelecek yıllar boyunca, bu siperlerin içinde kalacaklardı
Siperlerde yaşam çok zordu Askerler, sürekli devam eden düşman bombardımanı altında, aylarca korku ve stres içinde yaşıyorlardı Bombardıman sırasında ölenler uzun zaman siperde kalıyor, askerler arkadaşlarının parçalanmış cesetleri ile birlikte uyuyorlardı Yağmur yağdığında ise tüm siper çamurla doluyordu
1 Dünya Savaşına katılan 20 milyondan fazla asker, 4 yıla yakın bir süre bu siperlerde acı çekti Çoğu da burada öldü
1914 yılındaki Alman saldırısıyla kurulan Batı cephesi, ilk bir kaç haftadan sonra kilitlendi Karşılıklı siperlere sığınan ordular, birbirlerine sadece birkaç yüz metre mesafede kapana kısıldılar
Bu kapanı açmak için yapılan her saldırı, korkunç can kayıpları ile sonuçlanacaktı
1916 yılı başında, Almanlar kilitlenen Batı cephesini yarmak için yeni bir plan geliştirdiler Fransızların gururu sayılan Verdan kentine ani bir saldırı başlatacaklardı Saldırının amacı, savaşı kazanmak değil, Fransızlara çok ağır can kayıpları verdirmek ve dirençlerini kırmaktı Alman general Volkenheim, 1 Alman askerine karşılık 3 Fransız askerinin öleceğini hesaplamıştı
Saldırı 21 Şubat’ta başladı Alman komutanlar askerlerine "siperlerden dışarı" emrini verdiler Ancak siperden çıkan her asker ortalama 1 dakika içinde ölüyordu Aylar süren savaşa rağmen Almanlar Verdan'ı alamadılar
İki taraftan toplam 1 milyona yakın asker öldü Cephe hattı ise sadece 12 kilometre geriye kaydı 12 kilometre için, 1 milyon kişi can vermişti
Almanların Verdan saldırısına, İngilizler Som muharebesiyle yanıt verdiler Bu saldırı için İngiltere'nin tüm sanayii seferber edilerek yüzbinlerce top mermisi üretildi
General Douglas Haig, İngiliz ordusunun önce bir hafta boyunca kesintisiz bombardıman yapmasını, sonra da piyadelerle saldırıya geçmesini planlamıştı Haig'e göre sadece ilk günde 14 kilometre ilerleme kat edilecek ve Alman hatları bir hafta içinde tamamen yarılacaktı
Saldırı 1 Haziran’da başladı İngiliz topçuları 1 hafta boyunca Alman hatlarını aralıksız dövdü Ve 1 haftanın sonunda İngiliz subaylar askerlerine "siperlerden dışarı" emrini verdiler Ancak bombardıman Alman birliklerini sanıldığı gibi yok edememiş, kazdıkları derin siperlerde beklemişlerdi İngilizler ilerlerken Alman makinalıları ateşe başladı Savaşın sadece ilk birkaç saati içinde tam 20 bin İngiliz askeri öldü Gece karardığında, iki cephe arasındaki bölge, onbinlerce ölüyle ve geriye sürüklenmeye çalışan yaralılarla doluydu
Som muharebesi General Haig'in 2 haftalık planının aksine tam 5 ay sürdü Generaller, askerlerini ısrarla ve defalarca ölüme gönderdiler Savaş sonunda her iki taraftan toplam 900 bin kişi kaybedilmişti Cephe ise sadece 11 kilometre kaydı 11 kilometre için, 900 bin can verilmişti
1 Dünya Savaşı boyunca her iki taraf da daha pekçok saldırı düzenledi Bunların hepsi katliamdan başka bir şey değildi Belçika'nın İpr adlı kasabasında 3 kez üst üste savaş yapıldı Sadece üçüncüsünün bilançosu, 500 bin ölüydü
Her saldırının sonucu aynıydı: Sadece birkaç kilometre ilerlemek için, yani bir hiç uğruna verilen yüzbinlerce ölü
Hiçbir haklı ve meşru nedene dayanmayan bu korkunç savaş boyunca sayısız masum insan katledildi Bir o kadar insan da evinden-barkından oldu, ailesini ve yakınlarını kaybetti Belli ideolojik çevrelerin siyasi ihtirasları ve çıkar arayışları bu kitlesel felaketin ve bozgunun en önemli nedeniydi
Yeni Bir Savaşın Tohumları
2 Dünya Savaşı
I Dünya Savaşı, çatışmayı ve kan dökmeyi "doğanın vazgeçilmez yasası" zanneden bir felsefenin ürünüydü Savaş bitti, ama bu felsefe yaşamaya devam etti Yaşadığı için de, savaşın hemen ardından daha da büyük ve korkunç bir savaşın ağlarını örmeye başladı Bu yeni tehlikenin merkezi ise, Almanya'ydı
I Dünya Savaşı'na son veren Versay Barışı, Almanya'ya çok ağır bir ekonomik tazminat dayatmıştı Zaten savaşın yıkıntıları içinde olan Almanya, büyük bir ekonomik krize sürüklendi
Bir taraftan da farklı siyasi gruplar arasında kanlı çatışmalar başladı Bu karmaşa ortamı içinde fanatik bir siyasi akım giderek yükseldi: Bu, Hitler'in önderliğindeki Nazi partisiydi
Nazizm, gerçekte Sosyal Darwinizm'in bir yorumundan başka bir şey değildi
Hitler, Darwin'in teorisinin temeli olan "ırklar arasındaki yaşam mücadelesi" fikrini aynen benimsemişti Hitler'e göre, Almanların mensup olduğu Ari ırk, sözde evrim sürecinin en üst basamağındaydı ve diğer ırkları yönetme hakkına sahipti
Bunun gerçekleştirilmesinin tek yolu ise, yeni bir savaştı Almanya'nın tüm dünyaya hakim olmasıyla sonuçlanacak bir savaş
Başta ise yine zalim ve gözünü iktidar hırsı bürümüş idareciler vardı
Nazizm, 1939 yılında yeni bir dünya savaşını başlattı Nazi orduları ani bir saldırıyla Polonyayı işgale girişti Almanya sadece üç hafta içinde Polonyayı dize getirdi Başkent Varşova Alman uçakları tarafından acımasızca bombalanırken, pek çok sivil can verdi
Tüm dünya bir sonraki hedefin ne olacağını bekliyordu Alman genel kurmayı ise, bu yeni saldırıların planını yapıyordu
Bu arada bir başka totaliter güç, savaşa adım attı Bu, Stalin'in kanlı diktasıyla yönetilen Sovyetler Birliğiydi
Ağustos 1939'da Stalin Hitler ile saldırmazlık paktı imzaladı Polonya'yı paylaşmak için anlaştılar Ancak Stalin bununla yetinmedi Kızılordu ani bir saldırıyla Latviya, Estonya ve Litvanya'yı işgal etti Sonra da kuzeye yönelerek Finlandiya'yı işgale başladı Bu işgal, 270 bin kişinin hayatına mal olacaktı
Nisan 1940'ta, Hitler'in birlikleri yeni bir saldırı başlattılar ve sırasıyla Danimarka, Norveç, Belçika ve Hollanda'yı işgal ettiler Mayıs 1940'ta ise Alman orduları Belçika üzerinden Fransa'ya girdi Onbinlerce sivil insan, Nazi vahşetinden korkarak kaçmaya başladı
13 Haziran'da Alman orduları Paris sokaklarına varmıştı Hitler, Eyfel Kulesi'nin önünde kameralara poz verdi Almanya ilerleyen aylarda Bulgaristan, Yugoslavya ve Yunanistan'ı da işgal etti Tüm Avrupa, Hitler ve müttefiklerinin çizmesi altındaydı
Almanya'nın en büyük işgal planı ise, Rusya'ya karşıydı "Barbarossa Operasyonu" adı verilen bu işgal, 22 Haziran 1941'deki ani bir saldırıyla başladı
Hızla ilerleyen Alman ordusu 12 haftada Kiev'i ele geçirdi, bir ay kadar sonra ise Moskova yakınlarına kadar ilerledi
Bundan sonraki 3 yılda, Nazi Almanyası ile Sovyetler Birliği arasında korkunç bir savaş yaşandı Tarihin en kanlı savaşı olan bu çatışma, 30 milyondan fazla insanın yaşamına mal oldu Ve bu savaşın her iki tarafı, yani Nazizm ve komünizm, insanlığa karşı korkunç suçlar işledi
Sonuç olarak, savaşta çarpışan ideolojiler hiçbir ahlaki ve insani ilke tanımadan sırf kendi dünyevi çıkar ve beklentilerini gerçekleştirmeyi amaçlıyordu Bu uğurda milyonlarca insanın katledilmesine de acımasızca göz yumuyorlardı
II Dünya Savaşı gerçekte bir savaştan da öte, katliam ve soykırım girişimiydi Bunun temelinde, Hitler'in "yaşama alanı politikası" adı verilen ırkçı teorisi yatıyordu
Hitler Almanya'nın, Alman milletine yeterli bir toprak oluşturmadığını, Ari ırkın burada "sıkıştığını" ileri sürmüştü Ona göre Doğu ülkelerinin toprakları ele geçirilmeli ve Almanlar için "yaşam alanı" haline getirilmeliydi Bu topraklardaki onmilyonlarca masum insan ise, acımasızca katledilecekti
Bu nedenle, Nazi orduları Doğu Avrupa'da işgal ettikleri her bölgede, kitle katliamları yürüttüler
Özellikle de, Nazilerin sözde aşağı ırk olarak gördükleri Yahudiler, Çingeneler, Polonyalılar ve Slavlara karşı akıl almaz bir vahşet yürütüldü
Nazilerin katliam için kurdukları özel SS birlikleri, tüm işgal bölgelerinde başta Yahudiler olmak üzere hedef alınan grupları bulup öldürmeye başladılar Nazilerin işgal ettiği her bölge, acımasızca katledilmiş masumların cesetleri ve onlar için gözyaşı döken zavallı insanlarla doldu
Din adamları ve ibadethaneler, Nazilerin başlıca hedefleri arasındaydı Geçtikleri her yerde, kiliseleri yakıp yıktılar, dindar insanları katlettiler
Nazi vahşetinin asıl uygulama alanı ise, toplama kampları oldu Yahudiler, Çingeneler, savaş esirleri, Katolik din adamları gibi farklı grupların birer köle gibi çalıştırıldıkları bu kamplar, 1942 yılında birer insan mezbahasına dönüştü İnsanları topluca katletmek için özel olarak dizayn edilen sistemlerle, milyonlarca masum erkek, kadın ve çocuk vahşice öldürüldü Savaşın sonlarında bu kampları kurtaran müttefikler, onbinlerce ceset ve neredeyse ceset haline gelmiş zavallı tutsaklarla karşılaştılar Nazi toplama kamplarında toplam 11 milyon suçsuz insan öldürüldü
Nazilerin savaşı kaybedeceği, 1943 yılından itibaren belli oldu Sovyet birlikleri, Hitler'in ordularını Stalingrad'da büyük bir bozguna uğrattı Almanlar Stalingrad'ın ardından, Kursk bölgesinde yaşanan ve tarihin en büyük tank savaşı olarak bilinen muharebeyi de kaybettiler Artık çöküş kaçınılmazdı Ancak Naziler, geriye çekilirken kan dökmeye devam ettiler Hitler'in emri üzerine, çekildikleri her yeri yakıp yıktılar ve sivilleri katliamdan geçirdiler Alman ordularının ardında, bir hiç uğruna katledilmiş milyonlarca insan ve bu insanlar için ağlayan gözü yaşlı kadınlar ve çocuklar kaldı
Müttefik orduları Berlin'e ulaştıklarında, Nazizm'in çöküşü de belgelenmiş oluyordu Ancak Berlin'e ulaşan Kızılordu birlikleri, bir başka vahşet ideolojisinin temsilcisiydiler Nitekim Stalin'in ve Kızılordu'nun zulüm hususunda Hitler'in gerisinde kalmadığı ilerleyen yıllarda ortaya çıkacaktı Stalin'in toplama kamplarında da en az Hitler'in kamplarındaki kadar masum insan öldü Stalin'in işgal ettiği bölgelerde de, Hitler'inkine benzer katliamlar gerçekleştirildi
Ve II Dünya Savaşı denen cinnet, tam 55 milyon insanın hayatına mal oldu Yeryüzü, bir kez daha şeytani bir kan dökme ayinine sahne olmuştu
|