![]() |
Dünya Tarihindeki En Büyük İnsanlık Ayıbı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Dünya Tarihindeki En Büyük İnsanlık AyıbıTARİH Kapıları açan benim, kapıları birer birer… İkinci Dünya Savaşı’nın en korkunç yüzü Japonya’nın iki kentine ABD uçakları tarafından atılan atom bombasıydı kuşkusuz… 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima’ya atılan bombanın gücü tam 15 bin TNT kalıbı kadardı ![]() ![]() 9 Ağustos’ta Nagazaki’ye bırakılana ise “Şişman Adam” denilmişti ![]() ![]() Bombalar atıldığında derhal ölen insanların sayısı 250 bine yakındı ![]() Ama yayılan radyasyon farklı nesillerden milyonlarca insanı öldürmeye, sakat bırakmaya devam etti, ediyor ![]() Dünyanın görüp bildiği en vahşi, en acımasız, en geniş katliamdı bu… Nazım Hikmet bu inanılmaz olayı bir kız çocuğunun ağzından anlatmıştı şiirle… Ölü bir kız çocuğunun ağzından: “Kapıları çalan benim Kapıları birer birer Gözünüze görünemem Göze görünmez ölüler…” ** Yüz binlerce “sıradan”, “suçsuz” ve de “isimsiz” insanın yaşamına mal olan bir savaşın dehşetini anlatabilmek için bundan daha zekice bir üslup ve yöntem bulunamazdı ![]() Çünkü savaşlarda ölenler “şehit”tir ![]() Onları gözümüzün önünde ete-kemiğe büründürmeyiz ![]() Televizyon ekranında, bilgisayarda bir “savaş oyunu” gibi gelir çoğumuza, yaşanan savaşlar… Orada çekilen acıların, işlenen insanlık suçlarının detayıyla uğraşmayız ![]() Adı üstünde “izleyici”yiz biz! ![]() ![]() İster iki ülke arasında, ister aynı ülke içinde sürüp giden kanlı çatışmaların beynimizde işgal ettiği bölge çoğunlukla “hangi ulus/ülke hangi ulus/ülkenin toprağına saldırdı? Hangi taraftan kaç ölü, kaç yaralı var? Taraflar masaya oturdu mu? Liderleri ne dedi?” sorularının yanıtlarından öteye gitmez maalesef… Oysa o coğrafyalarda acı, kan, barut, kin gibi unsurlardır hayata yön veren… Ve hayatları karartan… Ama hayatları karartılanlar, yani çatışmaların kurbanları birer “nesne”dirler ancak… ** İnsanın “özne” olmadığı, olamadığı her coğrafyada insanlık ayıpları vardır mutlaka… Nazım Hikmet mısralarına dökmeseydi eğer “ölü kız çocuğu”nu, belki de farkına bile varmayacaktık, o lanet olası bombaların çocukları da yok ettiğini! ![]() ![]() Kimse içselleştirmeyecek, “ya benim çocuğum olsaydı o kız” düşüncesine kapılmayacaktık! ![]() ![]() İzlenenin bir “trajedi” olduğunu kavramakta güçlük çekecektik kim bilir… O bombaları başına yiyenlerin de, ama aynı zamanda onları bulanların da, üretenlerin de, atılmasına karar verenlerin de “insan” olduğunu düşünmeyecektik hiç! ![]() ![]() Bir film tadında görecektik belki birkaç nesil önce yaşanan bu olayı… Tarih kitaplarının formatında “bomba atıldı, insanlar öldü, Allah rahmet eylesin” modunda algılayacaktık ![]() “Zaten Japonlar da Amerikalıların Pearl Harbour Limanı’na saldırdıydı” mazeretini önüne koyup legalize edecektik bu korkunç insanlık ayıbını… Savaşların insani boyutunu anlamakta çok daha fazla zorlanacaktık ![]() ** Bugün 23 Nisan 2009… Bundan tam 6 yıl önce, 23 Nisan 2003 günü Kıbrıs’ta da “kapı”lar gündemdi… Kapıları çalan vardı, evet… Kapıları birer birer… Hangi kapıları? Sınırdakileri! ![]() ![]() Sınırlarımız var ya bu küçücük ülkede… Yetmedi ya bu topraklar üzerinde beraber yaşamaya… Sınır koyduk ara yerine, yıllardır ![]() Dahası, birbirimizi yememek için yamyamlar gibi, araya “koruyucu”lar da istedik Birleşmiş Milletler’den! ![]() ![]() İşte o kapılardı tam 6 yıl önce çalınan… - Tak tak! ![]() ![]() - Kim o? - Benim, aç lütfen… - Sen kimsin? - Küçük kız! ![]() ![]() - Hangisi? - Henüz ölü olmayan! ![]() ![]() - Peki, buyur gel… “Özne”ler açmıştı Kıbrıs’ta 30 sene kapalı tutulan sınır kapılarını… “İnsan”lar yani! ![]() ![]() Ölülerin iradesi yok zaten… |
![]() |
![]() |
|