Türkiye'deki Antik Kentler - Sagalassos | 
     
| 
	
			
			 | 
		#1 | 
| 
			
 
Prof. Dr. Sinsi
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Türkiye'deki Antik Kentler - SagalassosSagalassos, Antalya'ya 110 km uzaklıkta, Burdur'un Ağlasun ilçesinin 7 km kuzeyinde yer alan antik kenttir ![]() Batı Toroslar'ın bir parçası olan Ağlasun Dağı'nın güney eteklerinde, 1450 - 1700 m yükseklikteki meyilli bir arazi üzerine kurulu kentin kalıntıları doğu - batı yönünde 2  5 km, kuzey - güney yönünde de 1 5  km'yi kapsayan bir alana yayılır  İlk olarak 1706'da Fransız gezgin Paul  Lucas tarafından keşfedilen Sagalassos'ta arkeolojik kazılar 1990'da  başlatıldı  Çeşmelerinin görkemiyle anılan Sagalassos, dünyanın en yüksek rakımlı, 9  000 kişilik tiyatrosu ve kendine has kaya mezarlarıyla bilinir   Sagalassos'ta bulunan ve Traian dönemine tarihlenen Ares, Herakles,  Hermes, Zeus, Athena ve Poseidon büstleri, antik dönem  heykeltıraşlığının önemli örneklerinden sayılıyor  Ayrıca içinde pek çok  havuz bulunan Roma Hamamı da iki katı korunmuş şekilde günümüze (2005)  ulaşmıştır  Sagalassos’dan Günümüze Ulaşan Antik Yapılar: Dor Mabedi Kentin bulunduğu alanın üst noktasındaki Dor üslubundaki mabedin kazılarına 1990 yılında başlanmış olup, kazılar günümüzde de devam etmektedir   İlk  kazılarda büyük olasılıkla                              MS I yüzyıla  tarihlenen bu yapının arazi konumundan                               ötürü zaman zaman değişikliğe uğradığı ortaya                               çıkmıştır  Özellikle orijinal merdivenlerin yerini                               üç ayrı teras almıştır  Mabet üzerindeki son                               değişiklik M S V yüzyılda kentteki diğer yapılardan                               toplanan malzemelerden yararlanılarak yapılmıştır                                Bu arada ön duvar daha yüksek olarak  yeniden inşa                              edilmiştir  Bu değişiklikle o  dönemde dini amaçlar                              için kullanılmayan  yapı, geç sur duvarı ile                              birleştirilerek  bir kuleye çevrilmiştir Bu                              değişikliğin  kenti Isauria kabilesine (M S 404-406)                               karşı korumak için yapıldığı sanılmaktadır  Geç                               döneme tarihlenen surun, güneyine dıştan 1 10-1 60                               m , içeride de 1 80-2 m  genişliğinde bir çeşit                               rampa, duvarı sağlamlaştırmak için düzenlenmiştir                               Sagalassos 1992 yılı kazılarında bölge kültü ile ilgili yerli binici tanrı Kakasbos kültüne dair adak eşyaları dışında herhangi bir buluntu ile karşılaşılamamıştır    Yalnızca 10-30 cm                               kalınlığındaki üst  katmanın içinden yapı malzemeleri                              dışında  kap kacak, cam ve metal objeler bulunmuştur                                Bunun dışında geç Roma mozaik parçaları, dikine                               yerleştirilmiş pişmiş topraktan bir boru sistemi,                               Hadrianus , Julianus ve diğer dönemlere ait sikkeler                               ile zengin çeşitli adak eşyaları ile                               karşılaşılmıştır Bunlar MS VII yüzyıla                               tarihlendirildiği gibi üslupları, Roma Erken                               İmparatorluk döneminin özelliklerini taşımaktadır                               Apollon Klarios Mabedi Apollon Klarios Mabedine ait kalıntılar yapılan kazılar sonucunda tamamen ortaya çıkarılmıştır  Mimari parçalar oldukça iyi korunmuş,                               daha öncekilerden farklı olarak son derece sade                               oldukları da dikkati çekmektedir  Belki de kente                               zarar veren depremlerden ötürü bu tür bir                               yapılanmaya gidildiği de düşünülmektedir  Apollon Klarios Mabedi M  S I  yüzyılın sonu  ile II                               Yüzyılın başlarına  tarihlendirilmektedir  Mabedin                              bezeme  yönünden dikkati çeken elemanları daha çok                               İyon sütun başlıklarıdır  Bununla beraber kazı                               çalışmalarını yürüten araştırmacılar mabedin                               kalıntıları arasında birbirlerinden farklı dört ayrı                               üslupta sütun başlıklarına da rastlamışlardır                                Bezeme yönünden süslü olan bu sütun başlıkları dönem                               dönem daha sadeye dönüşmüşlerdir   Günümüzde ortaya                              çıkarılan sütunlar ve  başlıklar MÖ  II yüzyıl ile                              I yüzyıl  sonlarına İmparator Augustos dönemine                               tarihlendirilmektedir  Bu noktalar göz önüne                               alındığında mabedin Erken İmparator Döneminde                               yıkıldığı ve sonra da Augustos döneminde yenilendiği                               açıklık kazanmaktadır  Mabet M:Ö  V yüzyılda                               kiliseye dönüştürülmüştür  Bouleterion MÖ    II yüzyıl sonları ile I yüzyıl                              başlarında  yukarı agoraya bakan teras üzerinde                               Bouleterion’un kalıntıları ortaya çıkarılmıştır                                1993 kazı döneminde agoranın batı kenarı boyunca bir                               çok sütun ve sütun başlıkları ortaya çıkarılmış ve                               bunlar bir araya getirilmiştir  Bu parçaların  bir                              çeşit galeriye ait olduğu  sanılmaktadır  Bir çeşit                              korkuluk duvarı  üzerine oturtulan bu kalıntılar                              Helenistik  dönem üslubunu yansıtmaktadır  Ayrıca üst                               kattaki iki korinth üslubundaki sütunun iç                               yüzeylerine Athena ile Ares’in kabartmaları                               işlenmiştir  Aşağı Agora Apollon Klarios tapınağı ile doğuda geniş Roma hamamları arasında kalan, şehrin tam ortasına yerleşmiş küçük bir meydanda 1993 yılında kazı çalışmalarına başlanmıştır   Bu alan kuzeyde yüksek                               bir terasın tepesindeki Nymphaeum, güneyde yeni bir                               giriş kapısı ve şehrin kuzey-güney eksenine açılan                               bir kapı ile sınırlandırılmıştır  Kentin önde                               gelenleri ile imparatorlar için yapılmış  oldukları                              sanılan bu girişlerin uzun  kenarlarından alınan                              parçalar, meydanın bu  düzeninin Helenistik Dönemden                              kalmış  olduğuna işaret etmektedir  M S I yüzyılda                               aşağı agoranın doğu kenarı boyunca, 5 20m                               genişliğinde iyon sütunlarının bulunduğu bir yapı                               ile karşılaşılmıştır  Bu yapı ayrı bir giriş ve                               hamamların önündeki bir sıra dükkanla bağlantıyı                               sağlıyordu Büyük olasılıkla MS I yüzyılın sonlarına                               doğru, doğu girişindeki bazı dükkanlar  kapatılmış ve                              onların yerine daha basit  dükkan ve konutlar                              yapılmıştır Yüzyılın  sonlarına doğru da bunlara su                              tesisatı  eklenmiştir  Buradaki buluntular içinde 10                               parçadan oluşan, tunç ve bakırdan yapılma aletlerle                               karşılaşılmıştır  Bunların içerisinde MS 556 ve                               MS 607-8 yıllarına tarihlendirilen sikkeler de                               bulunmuştur  Yukarı Agora Sagalassos’un Yukarı Agorası 1992 yılında kazılmaya başlanmıştır   Düzgün olmayan yamuk                               şekildeki agoranın M Ö II yüzyıldan önceki döneme                               ait olmadığı da açıktır  Bunun da nedeni agoranın                               ortasında ve çevresinde yer alan kaldırım ve şeref                               anıtlarının Roma İmparatorluk Döneminden kalmış                               olmalarıdır  En iyi korunmuş olanları da  M S I yüzyıl                              ile II yüzyıl arasına  tarihlendirilmektedir  Agoranın güney tarafında Erken İmparatorluk Dönemine ait özellikleri olan, büyük olasılıkla Augustus için yapıldığı düşünülen kare planlı, bezemeli, dört sütunlu bir yapı ortaya çıkarılmıştır   Bu yapının                               erken devirlerde yapılmış ve MS IV yüzyılda yeniden                               kullanıldığı sanılmaktadır  Buradaki iki kaide                               üzerinde İmparator Valentinious I ve Gratianus’un                               isimleri geçen yazıtlar 375 yılında  kazınmıştır                               Ayrıca İmparator Valens ve  oğlu Valentinious II ve                              Büyük Constantinus  adına yazıtlara da burada                              rastlanmıştır  Bu  dönemlere ait, meydanın güney                              kenarı  boyunca uzanan bir portikonun (sütunlu giriş)                               bulunduğu da olasıdır  Yukarı Agorada yapılan kazılarda MS  V yüzyıla ait                              sikkelere rastlanılmamış  oluşu bu dönemlerde                              agoranın terk  edildiğine işarettir  Kentin savunma                              amaçlı  duvarlarının yapılmasından sonra Yukarı Agora                               bunların arkasında kalmış, Aşağı Agoranın önem                               kazanmasına neden olmuştur  Tiyatro Sagalassos’un en iyi korunmuş yapılarından birisi de tiyatrodur   Yaklaşık 1574 m  yükseklikte                               olan tiyatro Antik dönem tiyatrolarının en yüksekte                               olanlarından birisidir  Sırtını yaslandığı tepeye                               oturma sıraları yerleştirilmiştir  Bununla beraber                               yer yer de mimari parçalardan yararlanılmıştır                                Tiyatro kentin güneydoğu doğrultusu  üzerindedir                               Koridorların oluşturduğu alt  yapı bir bakıma oturma                              sıralarını  desteklemektedir  Scene (Sahne) bir kat                               yüksekte olup, MS 180-200 yıllarına                               tarihlendirilmektedir  Oturma sıraları tiyatronun                               arkasına yaslandığı granit taşlarından                               yararlanılarak yapılmıştır  Antoninus Pius Mabedi Kentin aşağı teraslarında şehre hakim bir yerde kurulan Antonius Pius Mabedi güneydoğudaki teras duvarları ile daha da güçlendirilmiştir   Mabet                               68 80 x 40 m  lik bir alan üzerinde olup 7 20 m                                genişliğindeki porticolarla dört taraftan                               çevrilmiştir  Böylece mabet, yaklaşık 82 40 x 60 40                               m lik bir alan içerisindedir  Buradaki batı  temenos                              duvarı caddeye bakar ve her iki  kenarı da yarım                              pilasterlerle  süslenmiştir Bu duvarın merkezinden                               propylon’a geçilir Mabet Korinth üslubunda olup kısa                               kenarlarında 6, uzun kenarlarında da 11 sütun                               bulunmaktadır  Ayrıca derin bir pronaos ( 8 m) ve                               oldukça kısa bir cellası (9 30 m) vardır  Kentteki                               diğer yapılarla karşılaştırıldığında işçilik  ve                              mimari elemanları yönünden oldukça  ileri bir düzeyde                              olduğu görülmektedir   Mabedin yapımı uzun sürmüş;                              Hadrianus  döneminde yapımında başlanmış ve İmparator                               Antoninus’un il dönemlerinde de tamamlanmıştır  Bir                               deprem sonucu pronaosun üst kısmı yıkılmış, buradan                               çıkan taşlar daha sonra diğer yapılarda                               kullanılmıştır  Roma Hamamı Roma Hamamı aşağı agoranın doğusundaki doğal tepenin üzerine ve şehrin içinden geçen yolun güneyinde kurulmuştur   Doğu-batı yönünde 80 m  ve                               kuzey-güney yönünde 55 m  genişliğindedir ve üç                               kattan oluşmaktadır  Bu hamamın ölçüleri Asta’daki                               antik hamamların en büyüklerinden biri olmasını                               sağlamıştır  Aşağı agoranın batısında  kurulmuş ve                              tepenin keskin bir eğim yaptığı  güney tarafında                              Antonınus Pıus Mabedi,  hamamı tepeden ayırmaktadır                               En alt kattan  ısıtma sistemiyle ilgili bölümler ve                              servis  odalarını bulunmaktadır  Buraya aşağı                               agoranın doğu porticosuna açılan bir kapıyla                               ulaşılmaktadır  Hamamda kullanılan yapı tekniği                               yukarı agoranın kuzey duvarı ile benzerlik                               göstermektedir  Bu yüzden hamam büyük olasılıkla M S I yüzyıl                               sonlarında yapılmıştır  Su gereksinimi de  kentin                              doğusundaki kaynaktan kanallar  vasıtası ile                              sağlanmaktadır  Makellon (Kamu Yönetim Binası) Yukarı agoranın güneybatısında birkaç metre altında Kamu Yönetim Binası yer almaktadır   Yapının                               arka duvarı şehrin kuzey-güney doğrultulu ana                               caddesine bakmaktadır  Makellon kenarları en az                               21x21 m  ölçüsünde kare bir alana sahiptir ve                               kenarlarında porticolar yer alır  Makellondan daha                               yüksek bir seviyedeki, 5 50 m   genişliğindeki bir                              cadde, yukarı agorayı  Makellonun batısına bağlar                               Makellon’ un  güneyinde ana girişi vardır ve bunun                               dışında iki giriş daha bulunmaktadır  Makellon’ un mimari kalıntıları oldukça düzensiz bir işçilik göstermektedir    Blokların yüzeyleri pürüzlü                              olup, yalnızca  görülebilen kısımların yüzeyleri                               düzeltilmiştir  Bu nedenle boyutlarda önemli                               değişiklikler gözlenmektedir  Makellon Antik Devirde                               hasar görmüştür  Bu da bazı blokların tamir edilmiş                               ve ön taraftaki kenar bloklar arasına eklemeler                               yapılmış olmasından anlaşılmaktadır  Makellon  şehir                              merkezindeki diğer yapılarla  karşılaştırıldığında                              daha alt düzeyde  mimari bir üslup ve işçilik                              gösterir  Kütüphane Helenistik çeşmenin ilerisindeki caddenin kuzey kenarında yer alan kütüphanenin üç ayrı girişi vardır   Giriş duvarlarına nişler açılmıştır  Yapının                               önünde 40 m2 boyutunda ve üzerinde büyük yıldızların                               tasvir edildiği siyah-beyaz bir mozaiğin yanı  sıra,                              binanın içinde de 60 m2 boyutunda  daha kaliteli yine                              siyah-beyaz, geometrik  desenlerden oluşan bir mozaik                              daha yer  almaktadır![]()  İç kısımdaki mozaiğin ortasında                               Thetis, Achilles ve Phoenix görülmektedir  Bina 11  80 x 9 90 m ölçülerinde iyi korunmuş  bir                              odadan oluşmuştur  Antik zamanda hasar  görmüş olan                              yapının arka duvarları 3-6 m  arasında                              yüksekliklerini korumaktadırlar  Arka duvar üzerindeki uzun bir yazıta göre bina, M  S                              120’ den sonra T  Flavius  Severianus Neon tarafından                              yaptırılmıştır   Bu yazıtta ayrıca binayı yaptıran                              şahsın  aile fertlerinden ve sahip oldukları                               konumlardan da bahsedilmektedir  Büyük olasılıkla                               adı geçen aile şehrin en önemli ailelerinden biridir                               ve yalnızca şehirde değil Roma ordusunda ve Mısır’ın                               yönetiminde de söz sahibidirler  Heroon Heroon büyük olasılıkla yabancı bir hükümdar ya da önemli bir kahtaman için yapılmış anıttır   M Ö II yüzyıl sonlarına tarihlenir                                Xanthos’taki Nereidler Anıtı’ndaki gibi toprak bir                               tabandan oluşur ve küçük tapınak şeklindedir  Anıt                               6 07 x 5 20 m lik 3 basamaklı bir platformu                               destekleyen bir korniş tarafından korunmaktadır                                Anıt üzerindeki kabartmalarda birbirlerinin  eldiven                              ve pelerinlerini tutarak dans eden  kız figürleri                              görülmektedir  Odeon Antik Çağın en büyük odeonlarından biri olan Sagalassos odeonu 24x24 m   Ölçüsünde olup, arka                               duvarı oldukça iyi korunmuştur  M S I  yüzyıla                               tarihlendirilen bu yapı, daha sonraki yıllarda                               birkaç kez onarılmıştır  Toplantı salonuna,                               auditoryuma birisi batıdan, diğer ikisi değişik                               seviyelerde doğudan olmak üzere üç adet tonozlu                               giriş bulunmaktadır  Nymphaeum Hadrianus döneminin sonlarına doğru yapılan odeon, aşağı agoraya bakmaktadır   Ön duvarı                              tiyatronun  scenesi ile aynı döneme ait olduğu yapı                               malzamesinden anlaşılmaktadır  Nymphaeumun uzunluğu                               14 m , yüksekliği ise 13 m dir  Arka duvarı önündeki                               sütunlar ikinci katı destekleyen düz bir podyumu                               oluşmaktadır  Arka duvarı üzerinde iki adet  yuvarlak                              kemerli niş görülmektedir  Helenistik Su kanalları Sagalassos’ un doğu tarafındaki vadideki kaynaktan iki su kanalı kente su gelmesini sağlamaktadır   Helenistik dönemde yapılan bu su                               kanalları kayaların oyulması ile oluşturulmuştur                                Ancak bunlar çeşitli depremler ve erozyonlar                               nedeniyle zarar görmüştür  Yukarıdaki su kanalı                               diğerinden daha iyi korunmuştur  Aşağı ve yukarı su                               kanalları arasındaki bağlantı ve yapım  tarihleri                              kesinlik kazanamamıştır  Yalnızca  ortak noktaları                              aynı kaynaktan su taşımış  olmalarıdır  Roma Su Kanalları Helenistik su kanallarının kestiği tepelerin aşağısında yer alan Roma su kanalları, vadinin diğer tarafındadır   Günümüzde de buradaki                              sudan  yararlanılmaktadır  Kazılar sırasında burada                               bir kaynak evi ortaya çıkmış ve büyük olasılıkla da                               kent içerisindeki Roma hamamına su sağlamak amacıyla                               yapılmıştır  ![]()  | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
		 |