Türkiye'deki Antik Kentler - Pergamon | 
     
| 
	
			
			 | 
		#1 | 
| 
			
 
Prof. Dr. Sinsi
 
		
	
		
	
	 | 
	
	
	
	
		
		
			
			Türkiye'deki Antik Kentler - Pergamon![]() Bergamada kalıntılar Pergamon, günümüzde İzmir iline bağlı Bergama ilçesinin merkezinin yerinde kurulu antik kentin adıdır   Pergamon, eski çağlardada Misya  bölgesinin önemli merkezlerinden biriydi  İ Ö  282-133 arasında da  Pergamon Krallığı’nın başkentiydi  Pergamon adı, bir söylence kahramanı  olan Pergamos'tan gelir  Pergamos’un, Teuthrania kralını öldürdükten  sonra kenti ele geçirdiği ve kendi adını verdiği sanılır  Başka bir  söylenceye göre de Teuthrania Kralı Grynos savaşta Pergamos'tan yardım  istemiş, zaferden sonra iki kent kurdurarak birine onun onuruna  Pergamon, ötekine de Gryneion adını vermiştir![]() Yazılı belgelerde Pergamon'dan ilk kez İ  Ö 4  yüzyılın başlarında söz  edilir  Kent daha sonra Pergamon Krallığı'nın başkenti oldu  Bu dönemde  saray, tapınak, tiyatro gibi yapılarla yapıldı, kent kule ve surlarla  çevrildi  Pergamon, krallığın Roma'ya bağlanmasından sonra da Batı  Anadolu'nun sayılı kentlerinden biri olarak kaldı![]() Eski kentin kalıntılarını, 1870’lerde Batı Anadolu’da demiryolu döşenmesinde çalışan Alman mühendis Carl Humann buldu   Pergamon'da ilk  araştırma ve kazı çalışmalarına da 1878'de başlandı  Kazılar ve onarım  çalışmaları günümüzde de sürmektedir![]() Pergamon Akropolü Pergamon kentinin Akropol'ü ("kentin yukarı bölümü"), Bakırçayı'nın suladığı ovaya egemen bir tepenin üzerinde yer alır   Büyük bir kale  görünümündeki Akropol’ün ana kapısına varmadan solda Heroon'un  kalıntıları vardır  Heroon, Eski Yunan'da bir kahraman ya da yarı tanrı  adına yapılmış ve çevresi sütunlu bir galeriyle çevrili kutsal yerlerin  adıydı  Heroon’da, dinsel törenin yapıldığı oda (kült odası) geniş bir  ön galerinin arkasındaydı  Heroon’un kuzeyinde Helenistik dönemden kalma  bir dizi dükkândan oluşan uzun bir yapı bulunuyordu![]() ![]() Pergamon model kenti, Berlin Müzesi Kentin koruyucusu sayılan akıl ve savaş tanrıçası Athena adına yapılan Athena Tapınağı, Akropol'ün en önemli mekânıydı   Tiyatro terasının  üzerinde bulunan bu tapınak, Dor düzeninde yapılmıştı  Kazılarda Athena  Tapınağı’nın birçok parçası Berlin'e götürülerek aslına uygun biçimde  orada yeniden kurulmuştur  Pergamon'da ise yalnızca temelleri kalmıştır![]() Athena Tapınağı'nın kuzeyinde dört salonlu bir kütüphane vardı   Burası  Helenistik dönemin en büyük kitaplıklarından biriydi  Kütüphanede  "Pergamon derisi" olarak adlandırılan parşömen üstüne yazılmış 200 bin  kitap bulunduğu bilinmektedir  Romalı asker ve devlet adamı Marcus  Antonius, İ Ö  41'de kitapların tümünü Mısır Kraliçesi Kleopatra'ya  armağan etmiştir![]() Athena Tapınağı’nın güneyindeki bir terasta Zeus Sunağı yer alıyordu    Zeus Sunağı da Berlin'e götürülmüş ve onarılarak oradaki Pergamon  Müzesi'ne (Pergamon Museum) koyulmuştur  Helenistik dönemi mimarisinin  en güzel örneği olan sunağın Pergamon’da yalnızca temelleri kalmıştır   Zeus Sunağı'nın güneyinde Yukarı Agora bulunur  Agora, güney ve  kuzeydoğudan Dor düzeninde sütunlu galerilerle çevriliydi  Agora'da  toplanan halk, siyaset ve ticaretle ilgili konuları yönetimle görüşüp  konuşuyordu  Agora’nın kuzeybatısında Agora Tapınağı bulunuyordu   Akropol'ün en yüksek yerinde Pergamon krallarının sarayları  yükseliyordu  Günümüze bu sarayların yalnızca zemini ve temelleri  ulaşmıştır  Sade görünümlü bu yapılarda odalar sütunlu bir avlu  çevresine sıralanıyordu![]() Athena Tapınağı'nın batısındaki dik yamaçta, yaklaşık 10 bin kişilik bir tiyatro yer alır   Helenistik dönemde yapılan tiyatronun uçuruma bakan  ön tarafı setlerle sağlamlaştırılmıştı  Tiyatronun ahşap bir sahnesi  vardı ve bu sahne sökülüp takılabilecek biçimde yapılmıştı  Akropol’ün  bir başka tapınağı olan Dionysos Tapınağı, tiyatro terasının  kuzeyindeydi  25 basamakla çıkılan bir podyum üzerinde bulunan tapınağın  yalnız ön yüzünde sütunlar vardı![]() Orta Kent Bugün Orta Kent denilen yerleşme, eski Pergamon kentinin bir başka bölümüydü   Kentin yukarı bölümü Akropol’de, daha çok kral ailesi ile  yöneticiler, aydınlar ve komutanlar oturuyordu  Orta Kent ise halkın  rahatlıkla girip çıktığı yerdi  Burada doğrudan devlet yönetimiyle  ilgili olmayan yapılar, gençler için spor alanları, halka açık  tapınaklar bulunuyordu![]() Orta Kent’in önemli alanlarından biri Demeter Kutsal Alanı‘ydı   Bu alan  dikdörtgen bir platformda yer alıyordu  Bugün Yukarı Gymnasion'dan  gelindiğinde, eskiden bir çeşme ile kurban çukurunun bulunduğu alana  girilir  Buradan beş basamakla çıkılan iki sütunlu anıtsal girişe  (propylaia) ulaşılır  Kutsal alana buradan inilir  Alanın solunda  tapınak, ortasında ise sunak vardı  Sağ yandaki 10 sıralı oturma  alanında, Demeter ve Kore dinsel törenlerini 600 kişi izleyebiliyordu![]() Gymnasion Orta Kent’in en büyük yapı kompleksiydi   Burada çeşitli spor  dallarında çalışmalar ve yarışmalar yapılırdı  Gymnasion, yukarıya doğru  genişleyen üç teras üzerine kuruluydu ve bir bakıma üç ayrı Gymnasion  biçiminde inşa edilmişti  Üst terası yetişkinlere, orta terası gençlere,  alt terası ise çocuklara ayrılmıştı  Orta bölümünde galerilerle çevrili  alanda güreş, disk atma, uzun atlama gibi spor çalışmaları yapılırdı   Kuzeydeki galerinin arka bölümündeki salonlarda çeşitli konularda  dersler verilirdi  Bu salonlardan biri 1 000 kişi alabilecek  büyüklükteydi  Güney galerisinin altında bulunan üstü kapalı koşu yolu  212 metre uzunluğundaydı![]() Orta Gymnasion'un batısında gençlerin eğitim gördüğü yapılar vardı   Uzun  koşu yolu doğuda Herakles ve Hermes'e adanmış tapınağa açılıyordu   Yarışmalarda başarılı olan gençlerin adları tapınağın duvarlarına  yazılırdı  Küçük çocukların eğitimine ayrılan Aşağı Gymnasion 80 metre  uzunluğunda bir terasa kurulmuş yapılardan oluşuyordu![]() Yukarı Gymnasion'un batısında yer alan Asklepios Tapınağı’nın günümüze yalnızca temelleri ulaşmıştır   Hekimlik tanrısı Asklepios adına yapılan  tapınak dinsel özelliklerinin yanı sıra tıp alanında araştırma ve  deneylerin gerçekleştirildiği bir okuldu  Hastalar, bitkilerden elde  edilen ilaçlar, ameliyat, su ve çamur banyolarının yanı sıra, spor,  müzik, eğlence ve telkin yoluyla tedavi edilirdi![]() Aşağı Kent Pergamon’un Aşağı Kent olarak adlandırılan aşağı bölümünde, iki sütunlu galerilerle çevrili Aşağı Agora ile heykel okulu ve evler vardı   Evler  içinde en dikkat çekeni, sütunlu galerileri olan iki katlı Attalos  Evi‘dir  Buranın güneydoğuya açılan odası, kışın bile güneşle  ısıtılıyordu  İÖ 2  yüzyılda surlarla çevrilen kente güneydeki Eumenes  Kapısı yapılmıştı  Bugün bu kapıdan girenler, ince yapılı bir sütun  sırası ile karşılaşırlar  Mısır tanrısı Serapis'e adanmış tapınak, eski  Pergamon’un en büyük yapısıdır  Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl  Avlu olarak da adlandırılır![]() Roma Kenti Pergamon kentinin kuzeybatısı ile Bergama Çayı arasında Roma dönemi yerleşmesi bulunur   Burada 50 bin kişilik amfitiyatro ile 30 bin kişilik  tiyatro vardı  Günümüzde Viran Kapı denilen kalıntılar tiyatronun  ayakta kalan kemeridir![]() Pergamon, yapılan düzenli kazılarla büyük bölümü ortaya çıkarılmış bir ilkçağ kentidir   Burada kurulan Bergama Müzesi, Türkiye'nin ilk  arkeoloji müzesidir  Pergamon buluntularının birçoğu burada  sergilenmektedir![]() ![]() Bergamada antik tiyatro  | 
	
		
		
		
		
			 
		
		
		
		
		
		
		
			
		
		
		
	 | 
| 
		 |