![]() |
Tarihten Bugüne Gelen Efsaneler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihten Bugüne Gelen EfsanelerGelin Kayası Efsanesi Ordu'dan Çamalan Yaylasına doğru, kâh tepelerin eteklerinden dolanan, kâh derin vadilere yükseklerden bakarak uzanan yayla yolundan gelip - geçen bütün yolcular ![]() ![]() ![]() ![]() Gelin Kayaları Efsanesini civarın yaşlıları söyle anlatıyorlar: Melet Irmağına doğru inen sarp tepenin, ormanlarla örtülü yamacında çok fakir ve yaşlı biri varmış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızının bu halini güren babası, yanına yaklaşmış: - "Kızım, değirmen tası bizde kalsın ![]() diyecek olmuş ![]() ![]() İçlerinden biri: - Emmi veriver şu değirmen taşını kızınada, biz de yola düzülelim ![]() Yaşlı baba: - Olmaz, o bana lâzım ![]() Onunla geride kalan çoluk çocuğumun nafakasını sağlayacağım, veremem, diyerek karşı koymuş ![]() O sırada, yeni gelin : - Babam benden bir taşı esirgiyor ![]() ![]() ![]() Düğüncüler yaşlı babanın geçimini nasıl sağladığını bilmediklerinden, bu değirmenin aile için ne derece kıymetli olduğunu kavrayamamışlar ![]() - Hadi, emmi bu kadar da nekeslik etme ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Bir taşı bize çok görenleri Allah ne etsin ![]() ![]() ![]() ![]() Ertesi gün, karşı tepelerden be geçeye bakanlar, Melet ırmağına doğru inen dik bir yamacın, bıçak gibi çıkıntılı bir kısmında, acayip şekilli kayalar görmüşler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Evlât, Gelin Kayaları, baba bedduası alan, ailesinin geçim kaynağını kurutan, taş ruhlu insanları bizlere göstermektedir ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihten Bugüne Gelen Efsaneler |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihten Bugüne Gelen EfsanelerUzun Kızlar Efsanesi Yüzlerce yıl önce Mesudiye yöresinde üç Türkmen kardeş yaşarlarmış ![]() ![]() ![]() Karababa, Karaaslan ve Eriçok adındaki bu üç kardeş, canlı kelekti koyunları, yağız at sürüleriyle mutlu bir şekilde yaşayadururlarken, günlerden bir gün büyük bir düşman ordusu çıkagelmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü ve en kuvvetli kardeşin askeri daha çökmüş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kızlar çeşmede suyu doldurmuşlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Allah'ım demişler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Tanrı onların bu masum isteklerini kırmamış ![]() ![]() ![]() Uzun bir mücadeleden sonra Eriçok Tepesi düşmüş ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Tarihten Bugüne Gelen Efsaneler |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tarihten Bugüne Gelen EfsanelerAsarkaya Efsanesi Yıllarca önce bu köyde iki kardeş varmış ![]() ![]() ![]() ![]() - Zedef, demiş, ben yorgunum, sen biraz odun yar, akşama ateşimiz bol olsun, Zedef baltayı alıp, odun yarmağa başlamış ![]() Zedefin odun yarışını seyreden Mehmet, birden heyecana kalkmış ![]() -Zedef, sen erkek değil kızsın ![]() ![]() ![]() ![]() Yıllardan beri saklanan sırrın meydana çıktığını gören Zedef'in elindeki balta yere düşmüş ![]() ![]() ![]() - Artık bir arada bulunmamız imkânsız ![]() ![]() ![]() ![]() Kavalıyla başbaşa kalan Mehmet'in günleri hep üzüntülü geçiyormuş ![]() -Ah, diyormuş Zedef'in odun yararken kız olduğunu anlamasaydım; ondan ayrılmasaydım ![]() ![]() Günün birinde uzak ellerden gelen eşkiyalar sürüyü basmışlar, köpeği öldürüp, Mehmet'in kollarını kayışla bağlıyarak, davarları önlerine katıp, yola koyulmuşlar ![]() Bu halden büyük üzüntü duyan Mehmet, tek kurtuluş ümidini, kavalına bağlamış, eğer haramiler izin verirse, başına gelen felâketi kavalıyla Zedef'e duyurmaya çalışacak ![]() -Ya Zedef evde bulunmazsa? Bu düşüncelerle kafası allak, bullak olan Mehmet, köyünün karşısındaki sırta varınca, baskıncılara yalvarır: -Ağalar, köyümün karşısında son bir ayrılık kavalı çalmama izin verir, ne olur?der ![]() -Haydi çal der ![]() Mehmet bir kayanı dibine çöker, köyüne döner, kavalını üflemeye başlar ![]() Artık kurtuluş ümidi sadece bundadır ![]() Çoban Mehmet kavalıyla Zedef'e şunları söyler: Haramiler bizi bastı, Ala köpek kanlar kustu, Can kayışı kolum kesti, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet ![]() ![]() Dokuz kişi haramiler, bir Mehmet bunlara neyler, Merhametsiz azgın şerre, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet ![]() ![]() ![]() Buralar viran olmasın, yuvayı baykuş almasın Hasret mahşere kalmasın, Emmim kızı Zedef sana kaldı Medet ![]() ![]() Gül fidanı gölgesinde gergef işlemekte olan Zedef, uzaklardan gelen kaval sesiyle felâket haberini duyunca, dişi kaplan gibi kükremiş: -Sürü basıldı yetişin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diye avazı çıktığı kadar haykırmaya başlar, köy ayaklanır ![]() ![]() ![]() Bugün o kayanın adı (Asarkaya) diye anılır ![]() ![]() Not: Bu efsane Sıtkı Çebi'nin henüz basılmamış "Ordu Efsaneleri" adlı kitabından alınmıştır Asarkaya Efsanesi Yıllarca önce bu köyde iki kardeş varmış ![]() ![]() ![]() ![]() - Zedef, demiş, ben yorgunum, sen biraz odun yar, akşama ateşimiz bol olsun, Zedef baltayı alıp, odun yarmağa başlamış ![]() Zedefin odun yarışını seyreden Mehmet, birden heyecana kalkmış ![]() -Zedef, sen erkek değil kızsın ![]() ![]() ![]() ![]() Yıllardan beri saklanan sırrın meydana çıktığını gören Zedef'in elindeki balta yere düşmüş ![]() ![]() ![]() - Artık bir arada bulunmamız imkânsız ![]() ![]() ![]() ![]() Kavalıyla başbaşa kalan Mehmet'in günleri hep üzüntülü geçiyormuş ![]() -Ah, diyormuş Zedef'in odun yararken kız olduğunu anlamasaydım; ondan ayrılmasaydım ![]() ![]() Günün birinde uzak ellerden gelen eşkiyalar sürüyü basmışlar, köpeği öldürüp, Mehmet'in kollarını kayışla bağlıyarak, davarları önlerine katıp, yola koyulmuşlar ![]() Bu halden büyük üzüntü duyan Mehmet, tek kurtuluş ümidini, kavalına bağlamış, eğer haramiler izin verirse, başına gelen felâketi kavalıyla Zedef'e duyurmaya çalışacak ![]() -Ya Zedef evde bulunmazsa? Bu düşüncelerle kafası allak, bullak olan Mehmet, köyünün karşısındaki sırta varınca, baskıncılara yalvarır: -Ağalar, köyümün karşısında son bir ayrılık kavalı çalmama izin verir, ne olur?der ![]() -Haydi çal der ![]() Mehmet bir kayanı dibine çöker, köyüne döner, kavalını üflemeye başlar ![]() Artık kurtuluş ümidi sadece bundadır ![]() Çoban Mehmet kavalıyla Zedef'e şunları söyler: Haramiler bizi bastı, Ala köpek kanlar kustu, Can kayışı kolum kesti, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet ![]() ![]() Dokuz kişi haramiler, bir Mehmet bunlara neyler, Merhametsiz azgın şerre, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet ![]() ![]() ![]() Buralar viran olmasın, yuvayı baykuş almasın Hasret mahşere kalmasın, Emmim kızı Zedef sana kaldı Medet ![]() ![]() Gül fidanı gölgesinde gergef işlemekte olan Zedef, uzaklardan gelen kaval sesiyle felâket haberini duyunca, dişi kaplan gibi kükremiş: -Sürü basıldı yetişin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diye avazı çıktığı kadar haykırmaya başlar, köy ayaklanır ![]() ![]() ![]() Bugün o kayanın adı (Asarkaya) diye anılır ![]() ![]() Not: Bu efsane Sıtkı Çebi'nin henüz basılmamış "Ordu Efsaneleri" adlı kitabından alınmıştırAsarkaya Efsanesi Yıllarca önce bu köyde iki kardeş varmış ![]() ![]() ![]() ![]() - Zedef, demiş, ben yorgunum, sen biraz odun yar, akşama ateşimiz bol olsun, Zedef baltayı alıp, odun yarmağa başlamış ![]() Zedefin odun yarışını seyreden Mehmet, birden heyecana kalkmış ![]() -Zedef, sen erkek değil kızsın ![]() ![]() ![]() ![]() Yıllardan beri saklanan sırrın meydana çıktığını gören Zedef'in elindeki balta yere düşmüş ![]() ![]() ![]() - Artık bir arada bulunmamız imkânsız ![]() ![]() ![]() ![]() Kavalıyla başbaşa kalan Mehmet'in günleri hep üzüntülü geçiyormuş ![]() -Ah, diyormuş Zedef'in odun yararken kız olduğunu anlamasaydım; ondan ayrılmasaydım ![]() ![]() Günün birinde uzak ellerden gelen eşkiyalar sürüyü basmışlar, köpeği öldürüp, Mehmet'in kollarını kayışla bağlıyarak, davarları önlerine katıp, yola koyulmuşlar ![]() Bu halden büyük üzüntü duyan Mehmet, tek kurtuluş ümidini, kavalına bağlamış, eğer haramiler izin verirse, başına gelen felâketi kavalıyla Zedef'e duyurmaya çalışacak ![]() -Ya Zedef evde bulunmazsa? Bu düşüncelerle kafası allak, bullak olan Mehmet, köyünün karşısındaki sırta varınca, baskıncılara yalvarır: -Ağalar, köyümün karşısında son bir ayrılık kavalı çalmama izin verir, ne olur?der ![]() -Haydi çal der ![]() Mehmet bir kayanı dibine çöker, köyüne döner, kavalını üflemeye başlar ![]() Artık kurtuluş ümidi sadece bundadır ![]() Çoban Mehmet kavalıyla Zedef'e şunları söyler: Haramiler bizi bastı, Ala köpek kanlar kustu, Can kayışı kolum kesti, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet ![]() ![]() Dokuz kişi haramiler, bir Mehmet bunlara neyler, Merhametsiz azgın şerre, Emmim kızı Zedef sana kaldı medet ![]() ![]() ![]() Buralar viran olmasın, yuvayı baykuş almasın Hasret mahşere kalmasın, Emmim kızı Zedef sana kaldı Medet ![]() ![]() Gül fidanı gölgesinde gergef işlemekte olan Zedef, uzaklardan gelen kaval sesiyle felâket haberini duyunca, dişi kaplan gibi kükremiş: -Sürü basıldı yetişin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diye avazı çıktığı kadar haykırmaya başlar, köy ayaklanır ![]() ![]() ![]() Bugün o kayanın adı (Asarkaya) diye anılır ![]() ![]() Not: Bu efsane Sıtkı Çebi'nin henüz basılmamış "Ordu Efsaneleri" adlı kitabından alınmıştır |
![]() |
![]() |
|