|
|
Konu Araçları |
arasıdaki, dayalı, farklılıklar, incile, katolik, nelerdir, ortodokslar, protestanlarla |
İncile Dayalı Protestanlarla Katolik Ve Ortodokslar Arasıdaki Farklılıklar Nelerdir? |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İncile Dayalı Protestanlarla Katolik Ve Ortodokslar Arasıdaki Farklılıklar Nelerdir?Söylediğimiz gibi gerçekte Katoliklerle Ortodokslar arasında (Ermeni resuli, Süryani kadim, Kildani vs…) çok büyük bir farklılık bulunmamakta, temelde bu kiliseler hemen hemen aynı öğretisel çizgiyi takip etmektedirler Bu üç kilise içinde öğreti ve uygulamalarıyla farklılığı hemen göze batan kilise Mesih İnanlıları veya İncili Protestanlardır Protestan kelimesi protesto eden anlamına gelip, kurulu kiliselerin İncilden uzaklaşmış, İncile ters düşen öğreti ve uygulamalarını protesto ettiklerinden bu isim kendilerine verilmiştir Katoliklerce uzun yıllar sapkınlar olarak ilan edilen Protestanlar Vatikan II Konsilinden itibaren ayrı kardeşler veya kardeş kilise olarak görülmeye başlanmıştır Aralarında bulunan farklılıklara geçmeden önce Mesih İnanlılarının Katolik ve Ortodokslarla birlik içinde olduğu şu bir kaç noktayı vurgulamamız şüphesiz yararlı olacaktır:
1 DAYANILAN YETKİ KONUSUNDAKİ FARKLILIK Katolik ve Ortodoks kiliseleri inanç ve uygulamalarının tespit edilmesi hususunda iki temel yetkiye dayanır Bunlar Kutsal Kitap ve Kilise gelenekleridir Kilise gelenekleri derken kilise babalarının öğretileri, Papanın öğretileri, kilise konsillerinde alınan kararlar ve kilise tarihi boyunca kiliseye sokulan öğreti, örf ve adetler anlaşılmaktadır Katolikler, Kutsal Kitap ve bu kilise geleneklerini eşit bir şekilde Tanrı sözü olarak benimsemektedirler Vatikan 1 ve 2 Konsillerinde bu düşünce şöyle ifade edilmiştir:
Fakat bunun karşıtında Protestanlar iki değil, yalnızca tek bir yetkiyi, yani Kutsal Kitap yetkisini kabul ederler Konsillerin, geleneğin, kilise babaları veya öğretmenlerinin değerini her ne kadar kısmen takdir etseler de bunların asla Kutsal Kitapa eşdeğer bir yetki veya Tanrısal söz olarak kabul edilemeyeceğini vurgularlar İşte Mesih İnanlılarını Katolik ve Ortodokslardan ayıran temel ve ana özellik budur Eğer herhangi bir Katoliğe veya Ortodoksa neden dolayı buna veya şuna inanıyorsun diye sorulursa genelde alınan yanıt şöyle olur: Böyle inanıyorum çünkü kilisemiz veya papazımız böyle öğretir Oysa aynı soru bir Mesih İnanlısına yöneltildiğinde O hiç tereddüt etmeden böyle inanıyorum, çünkü Tanrının sözü Kutsal Kitap böyle öğretir der Acaba bu görüşten hangisi doğru ve Tanrısal gerçeklere uygundur? Sadece Kutsal Kitapın yetkisinin kabul edilmesi mi yoksa Kutsal Kitapa başka kaynak, gelenek ve yetkilerin de eklenip bunların eşit derecede izlenmesi mi? Mesih İnanlılarının yanıtı kesin ve açıktır: <Sola Scribtura> yani yalnızca Kutsal Yazıların yetkisiYalnızca Kutsal Kitap Tanrının ilham edilmiş sözü olduğundan inanç ve uygulamalarımızın tespit edilmesi hususunda yalnızca o tek ölçü olmalıdır Kutsal Kitapın yanında veya dışında başka ek bir yetkiye bel bağlamak ancak karışıklığa ve sapıklığa götürür İsa Mesihin, onun elçilerinin ve ilk yüzyıl imanlılarının öğretisi daima bu doğrultuda olmuştur Onlar inanç ve uygulamalarını kesinlikle adetler üzerine değil ama yalnızca Tanrının sözü üzerine kuruyorlardı Örneğin İsa Mesih yeryüzündeyken dinsel adetlerin esiri haline gelmiş Ferisileri ve din bilginlerini geleneklerinden dolayı açıkça mahküm etmiş, öğrencilerini de bu insan icadı geleneklerin tehlike ve yıkımlarına karşı uyarmıştır:
Elçi Pavlus da gelenekler hususunda inanlıları şöyle uyardı:
Gelenekler kaygan kum gibi; ama Kutsal Kitap sarsılmaz, sabit bir kaya gibidir Gök, yer, insan ve gelenekleri gelip geçer veya bozulur ama Rabbin sözleri ebediyen durur (Mat24:35) İşte bizim geleceğimiz ve güvenliğimiz de yaşamımızı neyin üzerine kurduğumuza bağlıdır Acaba yaşamımızı geçici ve değişken insan gelenekleri üzerine mi yoksa değişmez ebedi Tanrı sözü üzerine mi kuruyoruz? İlk yüzyıldaki kilisenin inanılması gereken kitapları tespit edip yetkilendirme iddiası da yanlış olup, hiç de kilise veya geleneklerin Kutsal Kitaptan daha değerli ve önemli kılmaz Kilise, İncil kitabına yetki veya değer sağlamadı, ama zaten İncilde var olan yetkiyi ve değeri tanıdı, bir kuyumcunun önüne konulan metalın altın, gümüş veya bakır olup olmadığını tanıdığı gibi Kutsal Kitapın yalnızca kilise tarafından anlaşılıp yorumlanabileceği düşüncesi de Kutsal Kitapa göre yanlıştır Samimi bir şekilde, dua ile ve Kutsal Ruhun yardımıyla Kutsal Kitapı okuyanlar onun kurtuluş mesajını kolaylıkla anlayabilirler (bkz Yuh20:31; 2Tim3:15-17) Katolik ve Ortodoks kiliselerinin Kutsal Kitap konusunda diğer önemli bir yanılgısı da 1546da Protestanlara bir tepki olarak bazı sapık inançlarına destek buldukları Apokrifler olarak adlanan 14 kitapçığın Kutsal Kitapa eklenilmesidir Oysa ne İsa Mesih ne öğrencileri ne ilk çağlardaki inanlılar ne de kendilerine Kutsal Kitap sağlanan Yahudiler bu yazıları hiç bir zaman Tanrısal esinli kitaplar olarak görmemiş, inanç veya uygulamalarını desteklemek için onların yetkisine başvurmamışlardır Kutsal Kitapla eşdeğerde tutulup, Tanrının sözü olarak kabul edilen geleneklerin ve bu apokriflerin Kutsal Kitapa ve kiliseye sokulması İsa Mesihin şu sözlerinin açık bir ihlalidir:
|
|