Hacı Hüsrev Camii Tanıtımı

Hacı Hüsrev Camii

Keşmekeş deryasında huzurdan bir damla Damlanın içi o deryadan koca bir dünya Yemyeşil bahçesinde çeşmeler, güller, çiçekli ağaçlar Yanı başında yatan dört sahabe, bir de fetih gazisi



Bir yanı tarihi Bizans suru, bir yanı modern zaman otobanı, hemen karşısı Haliç Taş yapılı mimarîsi, mütevazı duruşuyla Hacı Hüsrev Camii burası İstanbul'un kendine has hengâmesinde bunalmışlara, taze bir nefes arayanlara huzur iklimi sunuyor Bu huzur damlasına girebilmek için Topkapı'dan Eyüp'e inerken Feshane, Ayvansaray tabelasını görür görmez direksiyonu sağa kırıp arabayı park etmek yeterli

Bakımlı bir parktan farkı olmayan bahçeye adım atar atmaz, kıpkırmızı güller, dünyevî dertlerin stresini, yorgunluğunu kapı dışında bırakmaya yetiyor Bahçe çiçekli, meyveli ağaçlarla dolu Hacı Hüsrev Camii biraz ileride sağda Camiye girmeden önce sahabe kabirlerine uğrayıp ruhlarına bir Fatiha okumak daha hoş sanki Şadırvanı geçtikten biraz sonra sağa, Bizans surlarına doğru dönmek gerek bunun için Sağlı sollu güllerle, çiçekli ağaçlarla bezenmiş yol küçük bir sur kapısına uzanıyor Üstünde yazılar Sağda Allah, solda Muhammed, ortada 'La ilahe illallah Muhammeden Resulullah'

Sur içindeyiz Peygamber Efendimiz'in süt kardeşi Hz Şeybetül el Hudri'nin türbesi burada Yanında sahabe efendilerimizden Hz Ebu Ahmed el Ensari ve Hz Hamidullah el Ensari'nin kabirleri bulunuyor Bir de surlara bitişik bu kabristanda, Fetih gazisi Toklu İbrahim Dede yatıyor Türbedâr Mehmet Cürmen, Kur'an-ı Kerîm okuyor Sabah sekizden akşamın yedi buçuğuna kadar, ara vermeden, Kur'an-ı Kerim okuyormuş türbede Cürmen, "Burada olmam Allah'ın bana bir lütfu" diyor



Sur dışına çıkıyoruz tekrar Bahçedeyiz Biraz ileride, caminin hemen yanı başında bir türbe daha var Sahabelerden Hz Kab yatıyor burada Türbe, küçük bir mescidi andırıyor Bir köşesinde Hz Kab'ın sandukası bulunan türbede mihrap ve namaz kılınacak alan mevcut Şimdi sıra Hacı Hüsrev Camii'nde

Hacı Hüsrev Camii'nin ne zaman yapıldığı belli değil Fakat yanındaki Mehmet Ağa çeşmesinin 1691 yılında yapılmış olması bu konuda az çok fikir verebilir Cami, aslında on sene öncesine kadar burada da değilmiş 1970'li yıllarda geçirdiği yangınla harabeye dönmüş, 1998'de Haliç Köprüsü yapılırken resmî kararla şimdiki yerine taşınmış

Hacı Hüsrev Camii'ne girmek için yan yana duran, taştan yapılmış Mehmet Ağa ve Hacı İbrahim Efendi çeşmelerinin ortasından geçtik önce Ardından caminin basamaklarını tırmandık Dışı gibi içi de mütevazı ve huzurlu Hele bir de 'Namaz kılacaksanız cemaat yapalım evladım Sevabı çok' diyen tatlı bir amca karşılarsa sizi, huzurdan yana kuşkunuz olmasın Sol pencerelerden Haliç'i, sağ pencerelerden surları, dahası duvarlardaki usta işlemeleri seyrederken manevî havaya kapılıp gitmek pek mümkün Dalıp gittiğimiz hülyalardan erken uyandık 'Buyrun çay içelim' dedi biri Cami görevlisiymiş Meğer burada bir de çay ocağı varmış Gelip gidene çay ikram ederlermiş Eh biz de 'hayır' demedik bu davete Bahçeye çıkıp davet edildiğimiz masaya oturunca Müslüman ve mümin farkı üzerine dönen bir muhabbetin içinde bulduk kendimizi Muhabbet ortakları, imam Emin Kır, cami görevlileri Serdar Yalnız, Kurtuluş Kiremitçioğlu ve cemaatten Mustafa Osmanoğlu



Çaylarımızı yudumlarken imam Kır'ı dinliyoruz "Burası huzur diyarı" diyor İnsanların buraya sadece namaz kılmaya değil, huzur bulmaya geldiğini belirtiyor Zaten gelip gidenlerin çokluğundan bu duruma ilk elden şahit olduk Dört yıldır bu camide görev yapıyormuş Emin Kır Önceden Alibeyköy'deymiş 20 yıllık yerini bırakıp buraya gelmiş "Çok sevdim burayı" diyor Gelir gelmez bahçeye çay ocağı kurdurmuş Cemaate, ziyaretçilere çay ikram etmeye başlamış Tabii hoş muhabbetini de katmış işin içine Bahçe muhabbetlerinin müdavimleri oluşmuş zamanla Hatta geçtiğimiz gece saat bire kadar sürmüş muhabbet Bölgenin tinercisi, alkoliği de gelip gidermiş buraya Hatta imam, onların temizlenmesi için bahçeye bir de duş yeri yaptırmış Yardımseverlerin bağışladığı elbiseleri veriyormuş onlara "En azından buraya geldiklerinde içkiden, kötülükten uzak kalıyorlar" diye konuşuyor imam Kır Bir de cemaatten Mustafa Osmanoğlu'na kulak veriyoruz İşyeri Alibeyköy'deymiş Başakşehir'de oturuyormuş Hacı Hüsrev Camii'ne uğrayıp ikindi ve akşam namazını kılmadan evine gitmezmiş

ZAMAN