![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )Fizilal-il Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) 1- Dalga dalga salınanlara, 2- Kasırga gibi esip savuranlara, 3- Her yana dağıtanlara, 4- Doğruyu eğriden kesin çizgilerle ayıranlara, 5- İlahi mesajı peygamberlere iletenlere andolsun ![]() 6- Ya bahaneleri boşa çıkarmak ya da uyarmak amacı ile, 7- Size söz verilen kıyamet kesinlikle kopacaktır ![]() Bu kesitle ele Alınan konu "Kıyamet günü" meselesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yüce Allah, surenin bu ilk ayetlerinde kıyamete ilişkin vaadinin gerçekleşeceği yolunda yemin ediyor ![]() ![]() ![]() Eski tefsir bilginleri bu "gizemli güçler"in ne olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürüyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Dalga dalga salınanlara ![]() Ayette geçen "salınanlar, gönderilenler" sahabilerden Ebu Hureyre'ye göre "melekler" demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-i Cerir de ilk ayetteki "Mürselât" sözcüğünün "Melekler" mi, yoksa "rüzgarlar" mı demek olduğu konusunda tereddüte düşerken, kesin hüküm vermekten kaçınırken ikinci ayetteki "Asıfat" sözcüğünün kesinlikle "rüzgarlar" anlamına geldiğini belirtiyor ![]() ![]() Abdullah b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bizim anladığımıza göre üzerinde yemin edilen bu sözcüklerde amaç, insanları meçhul ile korkutmaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HESAP GÜNÜ Bunun arkasından son hesap gününde evrenin dengesinde meydana gelecek olan alt-üst olmalara ilişkin sahnelerde gözlenen sert sarsıntı geliyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )8- Yıldızlar karardığı zaman, 9- Gök parçalandığı zaman, 10- Dağlar ufalanıp dağıldığı zaman, 11- Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman, 12- Bu tanıklık hangi güne ertelendi? 13- Hüküm gününe ![]() 14- Hüküm gününün ne olduğunu biliyor musun? 15- O gün inkarcıların vay haline! O gün yıldızlar kararır, gök parçalanır dağlar ufalanıp havada uçan toza dönüşür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu evrensel sahnelerde somutlaşan dehşetin yanısıra okuduğumuz ayetlerde kıyamet gününe ertelenen bir başka büyük olaya değiniliyor ![]() ![]() ![]() ![]() Ayette ifadede bu büyük olaya ilişkin bir korkutma vardır ![]() ![]() "Peygamberlerin tanıklık sıraları geldiği zaman, bu tanıklık hangi güne ertelendi? Hüküm gününe, hüküm gününün ne olduğunu biliyor musun?" Ayetlerin anlatım biçimi, son derece önemli ve korkunç bir olaydan sözedildiğini açıkça ortaya koyuyor ![]() ![]() "O gün inkarcıların vay haline!" , Bu uyarı üstün ve karşı konulmaz iradeli yüce Allah'tan geliyor ![]() ![]() ![]() ![]() Müşrikler, son hüküm gününün dehşetli olaylarına yönelik gezilerinden döner dönmez yeni bir geziye çıkarılıyorlar ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )16- Önceki inkarcı toplumları yoketmedik mi? 17- Sonraki inkarcıları da katarız onlara ![]() 18- İşte biz günahkârlara böyle yaparız ![]() 19- O gün inkarcıların vay haline! Görüldüğü gibi bir tek fırça darbesi ile "önceki" yokedilen toplum yığınları ve yine bir başka fırça darbesi ile "sonraki" yokedilmiş insan yığınları gözler önüne seriliyor ![]() ![]() "İşte biz günahkarlara böyle yaparız ![]() Bu sürekli geçerliği olan bir yasadır ![]() ![]() "O gün inkarcıların vay haline!" İNSANIN YARATILIŞI Yıkıntılar ve insan vücudunun kalıntıları arasında geçen bu geziden döner dönmez yaratmayı, can vermeyi, küçük-büyük her canlıyı belirli bir plâna, bir ön tasarıya göre geliştirme olgularını gözlememizi sağlayan yeni bir geziye çıkarılıyoruz ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )20- Sizi basit bir sıvı damlasından yaratmadık mı? 21- Sonra o sıvı damlasını korunaklı bir yuvaya yerleştirmedik mi? 22- Belirli bir sürenin sonuna kadar ![]() 23- Biz o sıvı damlacığın gelişmesini aşamalı bir plâna bağladık ![]() ![]() 24- O gün inkarcıların vay haline! Bu gezi, insan yavrusunun gelişme evrelerini izleyen uzun ve şaşırtıcı bir gezidir ![]() ![]() ![]() ![]() "Biz o su damlacığının gelişmesini aşamalı bir plana bağladık ![]() Hiç bir şeyi kapsam-dışı bırakmayan bu plânı bildiğimiz o tehdit izliyor: "O gün inkârcıların vay haline!" Arkasından yeryüzünde bir geziye çıkarılıyoruz ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )25- Biz yeryüzünü barınak yapmadık mı? 26- Ölüler için de diriler için de ![]() 27- Orada yüksek dağlar yaratmadık ve size tatlı sular içirmedik mi? 28- O gün inkarcıların vay haline! Bu yeryüzünü ölü-diri bütün yavrularını bağrına basan bir ana kucağı yapmadık mı? "Orada yüksek dağlar yaratmadık mı?" Dorukları bulutlu ve yaşamlarında tatlı su dereleri akıtan, yerlerinden oynamaz, yalçın dağlardır bunlar ![]() "O gün inkârcıların vay haline!" İNKARCILARIN KORKUNÇ SONU Bu sahnelerin sunuluşundan ve duygulara aşıladıkları etkilerin algılanışından sonra surenin akışı birdenbire yön değiştirerek o son hesaplaşma ve davranışlara karşılık belirleme duruşmasına dönüyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )29- Şimdi inkar ettiğiniz yere koşunuz! 30- Üç çatallı gölgeye koşunuz ![]() 31- Serinlik sağlamayan ve alevden korumayan gölgeye! 32- O saray gibi kocaman kıvılcımlar saçar ![]() 33- Her biri birer sarı deve gibi kıvılcımlar, 34- O gün inkarcıların vay haline! Uzun bir yargılanma işleminin tutukluğu ve zorunlu konukluğu arkasından artık serbest olarak gidebilirsiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yürekleri bu korkunun doldurduğu anda o bildiğimiz değerlendirme cümlesi yine karşımıza çıkıyor: "O gün inkarcıların vay haline!" Cehennemde somutlaşan maddi korkunun sunulmasını, insanı susturan, ona dilini yutturan manevi korkunun sunulması izliyor, böylece sahneye bütünlük kazandırıyor ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub ) |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Fizilal-İl Kuran Tefsiri - Mürselat Suresi Tefsiri ( Seyyid Kutub )35- Bugün onların konuşamayacakları bir gündür ![]() 36- Özür dilemelerine de izin verilmez ![]() 37- O gün inkarcıların vay haline! Buradaki korkunç suskunluk, ürkütücü siniklik ve ürpertici çekingenlik, duyulan dehşeti yansıtır ![]() ![]() ![]() Kıyamet gününe ilişkin başka sahnelerde günahkarların hayıflanmaları, pişmanlıkları, yeminleri ve özür dilemeleri dile getirilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 38- Bugün sizi ve sizden öncekileri biraraya getirdiğimiz bir hüküm günüdür ![]() 39- Eğer bana karşı oynayacağınız bir oyununuz varsa haydi, oynayın bakalım ![]() 40- O gün inkarcıların vay haline! Bugün özür dileme günü değil, hüküm verme günüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İNANANLARIN MUTLU SONU 41- Kötülüklerden sakınanlara gelince anlar ağaç gölgeleri altında ve pınar başlarındadırlar ![]() 42- Canlarının çektiği meyvalarla başbaşadırlar ![]() 43- "Yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak şimdi afiyetle yiyiniz ve içiniz ![]() 44- Biz iyilik yapanları, İşte böyle ödüllendiriniz ![]() 45- O gün inkarcıların vay haline! Evet, kötülüklerden sakınanlar cennet ağaçlarının gölgeleri altındadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Yapmış olduğunuz iyiliklerin karşılığı olarak şimdi afiyetle yiyiniz, içiniz ![]() ![]() Aman Allah'ım! Yüceler yücesi Allah'tan gelen ne büyük lütuf ve ne büyük onurlandırma! Sonra: "O gün inkârcıların vay haline!" Bu tehdit, az önceki nimetlerin ve onurlandırıcı ağırlamanın tam karşıtıdır ![]() ![]() ![]() 46- Şimdi yiyiniz, azıcık safa sürünüz, sizler suçlusunuz ![]() 47- O gün inkarcıların vay haline! Böylece ardışık iki kesitte sunulan iki sahnede dünya ile ahiretin bütünleştikleri görülüyor ![]() ![]() ![]() ![]() "O gün inkarcıların vay haline!" Sonra bu zavallıların şaşırtıcı tutumlarından sözediliyor ![]() ![]() 48- Onlara "rükûa varın" dendiğinde rüküa varmazlar ![]() 49- O gün inkârcıların vay haline! Bunca ayrıntılı yol göstermelere, bunca ısrarlı uyarılara rağmen takındıkları tutum budur İşte ![]() 50- Onlar Kur'an'a inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar? Yalçın kayaları sarsan, sıra dağları depreme tutulmuş gibi sallayan bu söze, bu Kur'an'a inanmayan kimse artık hiç bir söze inanmaz ![]() ![]() Bu sure özü ile, ifade yapısı ile müzikal ahengi ile, çarpıcı sahneleri ile, yüksek ateşi ile doğrudan doğruya bir saldırıdır ![]() ![]() Kur'an'ı indiren ve ona bu yüksek etkileme gücünü bağışlayan Allah ne kadar yücedir! |
![]() |
![]() |
|