![]() |
O'nun İçin Neler Dememişlerdi? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() O'nun İçin Neler Dememişlerdi?Kimi «mecnun» demişti kimi «kâhin» ve kimi de «şâir» demişti ![]() ![]() ![]() ![]() İçlerinden biri; "Hac mevsimi yaklaşmış bulunuyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu fikir kabul edildi ![]() ![]() İçlerinden bâzıları "Kâhin diyelim" dediler ![]() Amma Velid ibn-i Muğîre buna; "O Kâhin değildir ![]() ![]() Bâzıları; "Mecnun diyelim ![]() ![]() Velid ibn-i Muğîre; "Olmaz mecnun desek kim inanır ![]() ![]() "Şâirdir diyelim ![]() ![]() Velid ibn-i Muğîre; "Bu da olmaz okudukları şiir değildir ![]() ![]() (Hâşâ) "Sihirdir diyelim" diyenler oldu ![]() Velid ibn-i Muğîre; "Bu da aslâ olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlü Ekrem hakkında ne diyeceklerine karar veremediler ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle bir mûcizeden habersiz olarak hâlâ O'nun bir peygamber olduğuna inanamamaları ne acı ve hazîn bir nasipsizlik değil mi? Nihâyet Hac mevsimi geldi çattı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fâtiha-i Şerife'yi okudu ![]() ![]() "Çok güzel çok güzel ![]() Oğlu cevap verdi: "Daha güzelleri bile var" Bedevî Araplardan biri "Fesdağ bimâ tü'mer ![]() ![]() ![]() Bir diğeri de Sûre-i Yûsuf okunurken îmâna gelmişti ![]() ![]() ![]() (80 ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Zer bile kardeşinin sözlerini duyduktan sonra îmâna gelmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Mekkeliler O'nun hakkında ne diyorlar?" Enis; "Şâirdir kâhindir sihirbazdır diyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enis'in kardeşi Ebû Zer hiç fırsat kaybetmeden müslüman oldu ![]() ![]() Kur'ân-ı Kerîm'in hiçbir şeye benzememesi sâdece kendisine benzemesi O'nu daha da yüceltiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Müşrik Arap ulemâsından bâzıları Kur'ân-ı Kerim gibi bir kitap meydana getireceklerini söyleyerek çalışmalara başladılar ![]() ![]() ![]() Muallâkat-ı Seb'a Kâbe duvarlarında asılı idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Belağatın en âlâ derecesinde olan Kur'ân Âyetleri nâzil olmağa başlayınca şâirler arasında da çözülmeler başladı ve şu Âyet-i Kerîme'yi; (estaîzübillâh) "Ve Kîle yâ ardubleî mâeki veya semâü aklıi ve ğîzel'mâü ve gudiyel'emrü vesteved alel' cûdiyyi ve Kîle buğden lil kavmizzâlimîn [Meâl-i şerif: Allâhu Teâlâ tarafından denildi ki; "Ey arz suyunu yut ey gök sen de tut ![]() ![]() ![]() ![]() O vakitler Muallakâtı Seb'a şâirlerinin en meşhuru İmri-ül Kays'dı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Doğruca Kâbe'ye giderek kardeşinin şiirini indirdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok kimseler bu Âyetlerin Allah Kelâm'ı olduğuna inanmışlardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne var ki en büyük bir mûcize olarak Cenâb-u Hak bir anda geçmişlerin ve geleceklerin ilmini Habîbi Muhammed'ül Mustafa (S ![]() ![]() ![]() ![]() alıntı |
![]() |
![]() |
|