Prof. Dr. Sinsi
|
Hz. Ebu Hureyre (R.A)
Hz Ebu Hureyre (R a) 15 04 2007 10:19:00
Hz Ebu Hüreyre (radıyallahü teâlâ anh), eshab-ı kiramın büyüklerindendir Adı Abdurrahmandır Eshab-ı kiram arasında Abdullah bin Ömerden sonra, en çok hadis bilen budur Yemenin Devs kabilesindendir Künyesi Ebu Hüreyredir Resulullah efendimiz, bir gün eteğinde kedi yavrusunu severken görünce kedi yavrusunu seven anlamında Ebu Hüreyre ismini verdi
Yemendeki Devs kabilesinin ileri gelenlerinden ve meşhur şair olan Tufeyl bin Amrın İslama davet etmesiyle Müslüman oldu Hicretin yedinci yılında, Tufeyl bin Amr ve diğer iman edenlerle birlikte, Hayberin fethi esnasında, Medineye geldi Bir daha, Yemene dönmeyip Medinede kaldı
Hz Ebu Hüreyre, müslüman olduktan sonra, annesinin de müslüman olmasını çok istiyor, bunun için çok uğraşıyordu Fakat bir türlü muvaffak olamıyordu Bu hususta şöyle anlatmıştır:
Bir gün Resulullahın huzuruna gidip, ya Resulallah, annemi İslama davet ediyorum, kabul etmiyor Bugün de müslüman olması için ısrar ettim Bana hoş olmayan sözlerle karşılık verdi, kabul etmedi Hidayete kavuşması için dua buyurunuz dedim Bunun üzerine Resulullah, (Allahım, Ebu Hüreyrenin annesine hidayet ver) diye dua buyurdu Duayı alınca sevinerek eve gittim Eve varınca annem, ya Eba Hüreyre, ben müslüman oldum dedi ve kelime-i şehadeti söyledi Ben sevincimden yerimde duramıyordum Tekrar Resulullahın huzuruna koştum, sevincimden ağlayarak annemin müslüman olduğunu müjdeledim Dedim ki, ya Resulallah, annemi ve beni müminlerin sevmesi için, bizim de müminleri sevmemiz için dua ediniz Resulullah, (Allahım, şu kulunu ve annesini mümin kullarına, müminleri de onlara sevdir) buyurarak dua etti Artık beni bilen ve gören her mümin sevdi
[Bu hadis-i şerif de gösteriyor ki, Ebu Hüreyre hazretlerini ancak mümin sever, ona ancak İbni Sebeci buğzeder ]
Hz Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizin yanına geldikten sonra, Ondan hiç ayrılmadı Ticaret, mal, servet gibi hiçbir meşgalesi yoktu Bunlarla hiç uğraşmadı Eshab-ı kiramın en fakiri olduğu için, Eshab-ı Suffa arasına katıldı Eshab-ı Suffa, Mescid-i Nebide kalır, hep ilimle meşgul olurdu Hz Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizin hep huzurunda bulunduğu için, pekçok hadis-i şerif işitmiş ve rivayet etmiştir
Hadis-i şerif öğrenme hususundaki gayreti çok fazlaydı Bir defasında Hz Âişe validemizden, Resulullahın sözlerini ve hallerini kim çok bilir diye sordular Şöyle cevap verdi:
(Resulullahın hâl ve sözlerini en iyi Ebu Hüreyre bilir Yemin ederim ki, Ebu Hüreyre bütün vaktini Resulullahın huzurunda geçirmiştir )
Hz Ebu Hüreyre, dört sene gibi bir zaman içerisinde, gece-gündüz Resulullahın huzurundan ayrılmamış, bütün işini, gücünü bırakmış, hep Peygamber efendimizin buyurduklarını dinleyip, ezberlemiştir Hatta günlerce aç kaldığı halde, dini öğrenme gayretiyle buna katlanmıştır
Bu hususta kendisi şöyle anlatır:
Bir gün açlığa dayanamayarak evimden çıkıp mescide gittim Günlerce bir şey yememiştim Oraya varınca, bir grup Eshabın da orada olduğunu gördüm Yanlarına varınca, bu saatte niçin geldin ya Eba Hüreyre dediler Açlık beni buraya getirdi dedim Biz de açlığa dayanamayarak buraya geldik dediler Bunun üzerine hep birlikte Resulullahın huzuruna gittik Huzuruna varınca, buyurdu ki:
(Bu saatte buraya gelmenizin sebebi nedir?)
Açlık ya Resulallah dedik Peygamber efendimiz bir tabak hurma getirdi Hepimize ikişer tane hurma verdi Ben birini yedim, birini sakladım Resulullah bana buyurdu ki:
(Niçin onu da yemedin?)
Birini anneme ayırdım dedim
(Onu da ye, sana annen için iki tane daha vereceğiz) buyurdu
Sonra annem için iki tane daha verdiler
Yine Hz Ebu Hüreyre anlatıyor:
Bir gün Resulullah efendimize bir kase süt hediye getirildi Ben o gün de çok açtım Resulullah bana buyurdu ki:
(Git Eshab-ı Suffayı çağır!)
Çağırmaya giderken, bu sütün hepsi bana ancak yeter diye hatırımdan geçti Eshab-ı Suffayı çağırdım, yüz kişi kadar vardı Resulullahın emri üzerine, o süt kasesini alıp her birine ayrı ayrı verdim Hepsi doyasıya içti Resulullahın mucizesi olarak süt hiç eksilmiyordu Sonra Resulullah buyurdu ki:
(Ben ve sen kaldık, sen de iç!)
Ben de biraz içtim Tekrar, (İç) buyurdular Tekrar içtim İçtikçe, (İç) buyurdular O kadar içtim ve doydum ki, artık hiç içecek hâlim kalmadı Sonra da kaseyi alıp, Resulullah efendimiz de içti
Hz Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizden bizzat işiterek ve Eshab-ı kiramdan, bilhassa Hz Ebu Bekir, Hz Ömer ve Hz Âişeden hadis-i şerif rivayet etmiştir Kendisinden de Abdullah ibni Abbas, Abdullah ibni Ömer, Enes bin Malik, Vasile bin Eska, Cabir bin Abdullah başta olmak üzere 800den fazla Eshab ve Tâbiin, hadis-i şerif rivayet etmiştir Rivayetleri toplanıp yazılmıştır Hz Ebu Hüreyrenin rivayet ettiği hadis-i şeriflere, bütün hadis kitapları yer vermiştir
Hz Ebu Hüreyrenin, Peygamber efendimizin vefatından sonra en çok sevdiği ve meşgul olduğu iş, hadis-i şerif rivayet edip yaymak olmuştur Hz Ebu Bekirin halifeliği sırasında idari işlerle meşgul olmayan Hz Ebu Hüreyre, Hz Ömer devrinde Bahreyn valiliğine tayin edildi Hz Osmanın halifeliği zamanında Mekke kadılığı yaptı Hz Muaviye zamanında da Medine valisi oldu
Hz Ebu Hüreyre, fazileti ve İslamı yaşamasıyla mükemmel bir numune idi Geceleri çoğu kere ibadetle geçirir, sabaha kadar namaz kılar, Kuran-ı kerim okurdu Her ayın başında üç gün oruç tutardı İbadetlerde çok ihtiyatlı hareket ederdi Hep abdestli bulunur, Resulullah, (Abdestli olan vücud azasına Cehennem ateşi dokunmaz) buyurdu derdi
Ömrünün son günlerinde hastalandı Hastalığını duyup gelenler, büyük bir kalabalık meydana getirdiler Bu sırada o, Allahım sana kavuşmayı seviyorum Bunu bana nasip eyle diye yalvarıyordu 676 (H 57) senesinde 78 yaşında iken, Medine-i münevverede vefat etti
En büyük hadis âlimi
Hz Ebu Hüreyrenin çok hadis rivayet ettiği için İbni Sebeciler tarafından kötülenmektedir Hz Ebu Hüreyre kötülenince, ahkam-ı şeriyyenin yarısı kötülenmiş olur Çünkü, ahkam-ı şeriyyeyi bildiren üç bin hadis-i şerif vardır Yani üç bin ahkam-ı şeriyye, sünnet ile belli olmuştur Bu üç binin yarısını haber veren Hz Ebu Hüreyredir Onu kötülemek, ahkam-ı şeriyyenin yarısını kötülemek olur
Hz Ebu Hüreyre, savaşta ve barışta Resulullahın yanından ayrılmazdı Hafızası çok kuvvetli olduğundan, çok hadis-i şerif ezberlemişti Eshab-ı kiramdan ve Tabiinden 800den fazla kimsenin, kendisinden hadis öğrendiği Buharide yazılıdır
Hz Ebu Hüreyre, (Bilerek bana yalan isnat eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın) hadisinin râvisidir Hadis rivayet etmek istediğinde bu hadisi zikrederdi Birçok sahabi, onun hadis rivayetindeki üstünlüğünü kabul edip, ondan hadis naklettiler (Hakim Nişaburi, III, 513)
Hz Ebu Hüreyre, sahabe ve muhaddisler nazarında son derece güvenilir, yüce bir şahsiyettir (İmam-ı Buhari)
O, benden daha hayırlı ve naklettiğini daha iyi bilendir (Abdullah ibni Ömer)
Elbette o, Resulullahtan bizim duymadığımız hadisleri işitmiştir (Hz Talha) (H Nişaburi,III, 511)
İmam-ı Şafii gibi büyük âlimler, (Hz Ebu Hüreyre, kendi dönemindeki hadis râvileri içinde, hafızası en sağlam olanıdır) buyurmuştur (İbni Hacer, el-İsabe fi Temyizis-Sahabe, IV, 205)
Hz Ebu Hüreyre, Resulullahın vefatından sonra 46 yıl yaşamıştır Hz Ebu Bekir gibi yaşlı ilk sahabilerin çoğu, Peygamber efendimizden sonra fazla yaşamadıkları için, çok hadis rivayet edememiştir Hz Ebu Hüreyrenin bildirdiği hadis sayısı 5374 değildir İmam-ı Ahmedin Müsnedinde Hz Ebu Hüreyreden alınmış 3848 hadis yer almaktadır Bu hadislerin yarısından fazlası (2269) mükerrer olup, hakikatte bütün Müsnedde, onun rivayetinde ancak 1579 hadis vardır
Çok hadis rivayet etmesinin sebeplerinden bazıları:
1- Peygamber efendimiz ile çok beraber olmuş ve ona hiç çekinmeden her çeşit soruyu sormuştur Hz Ebu Hüreyre, (Çok hadis rivayet etmemin sebebi şudur: Muhacirler, alış-verişle, ensar da kendi mal ve mülkleriyle uğraşırken, ben Resulullahın meclislerindeydim) demiştir (Müslim, Fedailüs-sahabe, Buhari, İlim)
2- İlme çok tutkundu Resulullah ona bildiğini unutmaması için dua buyurmuştu Hz Ebu Hüreyre anlatır: Resulullah efendimiz, (İçinizden hanginiz elbisesini çıkarıp yere yayar? Bazı şeyler söyleyeceğim Sonra elbisesini toplayıp, katlasın, sözlerimi hiç unutmaz) buyurdu Paltomu çıkarıp yaydım Resulullah efendimiz dilediğini söyledi Paltomu giydim Göğsümü kapadım Bundan sonra, işittiğim hiçbir şeyi unutmadım (Buhari, İlim 42)
Hakim Nişaburi, şu haberi vermektedir:
Bir zat, Zeyd bin Sabite bir mesele sordu O da Ebu Hüreyreye gitmesini söyledi ve şöyle devam etti: Çünkü bir gün ben, Ebu Hüreyre ve bir arkadaşla Mescitte oturuyorduk O sırada Resulullah geldi, yanımıza oturup, (Hepiniz Allahtan bir dilekte bulunsun) buyurdu Ben ve arkadaşım, Ebu Hüreyreden önce dua ettik, Resulullah da bizim duamıza âmin dedi Sıra Ebu Hüreyreye gelince, (Ya Rabbi, senden iki arkadaşımın isteği ile unutulmayan bir ilim dilerim) dedi Resulullah efendimiz bu duaya da âmin dedi Biz de, (Ya Resulallah, biz de, Allahtan, unutulmayan bir ilim isteriz) dedik Bize, (Devsli genç [Ebu Hüreyre] sizden önce davrandı) buyurdu (Müstedrek III, 508, Nesai, III, 440)
Hz Ebu Hüreyre anlatır:
(Ya Resulallah, kıyamette senin şefaatine nail olacak en mesud kişi kim) dedim Bana, (Ya Eba Hüreyre, senin hadise olan sevginin çokluğunu bildiğim için, böyle bir soruyu senden önce hiç kimsenin sormayacağını tahmin etmiştim Kıyamet günü şefaatime nail olacak en mesud kişi, La ilahe illallah diyen müslümandır) buyurdu (Buhari, ilim 339)
3- Büyük sahabilerle görüşüp onlardan birçok hadis almış ve böylece ilmi artmıştır
4- Resulullahın vefatından sonra 46 yıl yaşamış ve hadisleri yaymakla meşgul olmuştur Dört büyük halife ise devlet işleri ile meşgul olduğu için az hadis bildirmiştir
5- Hz Ebu Hüreyre, Resulullah efendimizden naklettiği hadisleri halka öğretmeyi, ilmi gizlemenin günahından kurtulmak için, kendine vazife kabul ediyordu (Buhari)
Bütün bunların neticesinde Hz Ebu Hüreyre, sahabe içerisinde hadisi en iyi bilen, hadis alma ve rivayet etme hususunda diğerlerinden daha üstün bir duruma gelmiştir İbni Ömer, onun cenaze namazında, (Resulullahın hadisini muhafaza eden) demiş ve ona rahmet dilemiştir Ayrıca, (Ebu Hüreyre, Resulullahın sohbetine en fazla devam eden ve onun hadislerini en iyi ezberleyen zattır) derdi (Tirmizi, Menakıb, 46)
Ebu Hüreyre hazretleri buyurdu ki:
(Bekara 159, Al-i imran 187 âyetleri olmasa idi, hiç bir hadis rivayet etmezdim ) (Buhari)
(İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet ediciler lanet eder ) [Bekara 159]
(Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!) [Al-i İmran 187]
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(İlmini başkasına bildirmeyen, hazineyi gömüp kimseye yardım etmeyene benzer ) [Taberani]
(İlmini gizleyene, denizdeki balıklardan, gökteki kuşlara kadar her şey lanet eder ) [Darimi]
(İlmini gizleyen kimseye, kıyamette ateşten gem vurulur ) [İbni Mace, Taberani]
|