Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
idrak, ilahi, kapısı

İlahi İdrak Kapısı

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlahi İdrak Kapısı



İLAHİ İDRAK KAPISI
ALPEREN GÜRBÜZER

Sahabenin ilah-i idrak kapısı açıktı Ashabı kiram Resulüllahın huzurunda nefes nefese idi Beraber solukluyorlardı aynı meclisi Ayetlerin nuraniyetini Allah resulünün mübarek lisanından işitiyorlar ve kalplerine kadar nakşediyorlardı Öyle ki ayeti kerimelerin tesirinden kalan Sahabe-i Güzinden kimi haftalarca, kimi aylarca kendilerine gelemeyenler, hatta düşüp bayılanlar, hasta olanlar ve cezbeye tutulanlar oluyordu Ashabı Kiram Resulüllahın meclisinde fani olmuşlardı hep Nitekim Kuran ahlakı vücutlarını her zerresine kadar işleniyordu Peki, Kuran günümüz insanında niye aynı ölçüde tesir yapmıyor Üstelik sahabenin dinlediği aynı Kuranı bizler de işitiyor olduğumuz halde Ebetteki Kuran okuyoruz, fakat ruh iklimimizde herhangi bir kıpırtı olmuyor, neden acaba? Öyle anlaşılıyor ki ilahi idrak kapımız kapalı Kalbimizin üzerindeki sis perdesi ayetlerin nuraniyetinden bizleri uzak kılıyormuş meğer İlahi idrak kapısının açık olması için ihlâs, aşk ve teslimiyet gerekli Okuduğumuz ayeti celiler bir ses, bir tılsımın ötesinde kalbimizi aydınlatan nurani bir cevhere dönüştürmediğimiz müddetçe ilahi idrak kapımız ışık görmeyecek demektir Şayet İslamı hakiki manada yaşadığımız zaman, ilahi idrak penceremizin ruhumuzda açıldığını ister istemez hissedeceğimiz muhakkak
İmam-ı Gazali Hzleri İhya-ı Ulumiddin adlı eserinde; Dünya halini enbiyanın ve evliyanın sırrı ile anladım diyor(Bkz3cilt Sh500) Dikkat edin şunun ilmiyle, bunun ilmiyle demiyor, Enbiya ve evliya diyor Ashabı Kiram Resulüllahı görüp uyanışa geçtiler, ayetlerin tesirini tüm bedenlerinde hissettiler Madem Sahabe Peygamberimizi görmekle ilahi uyanışa geçiyordu, o halde bugünün insanı da enbiyanın varisi hükmünde olan ilmiyle amil olmuş evliyaların dizinin önünde diz çöküp onlara sevgi duyarak içimizdeki benliği tek tek eritmemiz elbette mümkün olacaktır Hatta ilahi idrak kapısını açabiliriz pekâlâ Bu yüzden İmamı Rabbani(ks) Ne mutlu murat bir mürşit bulana demiştir O demiyor ki; ne mutlu muradı olana, murat bir mürşit bulana diyor
Zamanın padişahı atıyla birlikte kabristana geliyor Atından iner bir bakar ki Beyazıd-ı Bestami Hzlerinin mezarında bir sofi ruhuna fatiha okuyor Padişah sofiye sorar:
—Sizin Şeyhiniz hayattayken ne derdi?
Sofi cevap verir:
—Bizim Şeyhimiz derdi ki; beni gören kurtuldu
Padişah bu cevaptan hoşnut olmaz, der ki;
—Hadi sende, öyle şey mi olur, Ebu Cehilde Peygamberimizi gördü, kurtuldu mu ki?
Sofi şeyhinin mezarın başından murakabeye dalar ve şeyhinin ervahından himmet ister ve başını kaldırır:
—Ebu Cehil Peygamberimizi Peygamber olarak görmedi, Onu Abdullahın yetimi olarak gördü, onun için kurtulamadı diyerek son noktayı koyar
Evet, demek ki her şey görmeden görmeye değişiyormuş Bakış açısı çok mühimmiş meğer Demek ki; bir insan evliyayı Allahın velisi veya dostu olarak görürse kurtulabiliyor ancak Ebu Cehil Abdullahın yetimi değil de Peygamber olarak görseydi sahabe şerefine nail olacaktı Bu yüzden Seyda(ks) öyle der: Millet Gavs Hzlerini göremedi, sırtında cübbe, başında sarık molla gördü, birçoğu hakikatini göremediler
Evliya-i Kiram Allahın Halilleri (dostları) olup, her devirde evliya silsilesi var olacaktır, olacaktaYunusu yunus yapan Tabduktur, Mevlanayı da Şemsi Tebrizi terbiye etmiştir Anlaşılan üstat talebe ilişkisi kıyamete kadar devam edecek, yani bu yol tükenmeyecek, tükenmezde Nice insanlar üstat talebe ünsiyetiyle ilahi idrak kapısının kapılarını açmış, böylece okunan Kuran ayetlerinin nuraniyetini öz benliklerinde hissetmeyi başarmışlardır
Davudi Tahi Hzlerine bir gün gayb âleminden bir ses:
—Dünya fena, ahiret beka evidir!
Bu sesi işitir işitmez ruhunda fırtınalar kopar, can evinden vurulmuşa döner sanki
Düşünsenize yirmi yıl bir süreyle İmamı Azama talebelik yapıyor, bunca sene ilim tahsil ediyor bir kez olsun rengi sararmamış, bir tek kelam işitiyor o an ne oluyorsa biranda ilahi dirilişe geçiyor Demek ki İmamı Azamın talebesi de olsan ilahi idrak kapısı açılmadıkça intibaha gelinemiyor Nuraniyet kesb edebilmek için gönlün açılması gerekiyormuş, buradan bu anlaşılıyor çünkü
Gönül kapılarının açılması ancak irşat sarayına dalmakla gerçekleşebilir İrşat sarayında Sultanın huzurunda irşat olunmadan ilahi idrakimiz açılamaz, bu böyle biline
Ayeti kerimeleri hafızlar gibi hıfzetsek dahi ruhumuzda nuraniyet peyda olmadıkça bunca çaba boşuna Kuranı Kerimi çok güzel okuyabiliriz, ama ayetlerin nuraniyetinden uzak isek okuduğumuz ayetler Yunusun dediği daha nice okumakla kalıp kalbe inemeyecektir Hatta Ayeti Kerimelerin ne manaya geldiğini bilsek bile, şayet bildiklerimizle amel edip hayatımıza geçiremiyorsak hiçbir fayda göremeyiz Bir gün, S Sıbğatullah Arvasi Hzlerinin oğlu camii de vaaz verir Ayet, hadis ne varsa hepsini anlatır cemaate O sırada ezan okunur, namaza durulacağı sırada SSıbğatullah Arvasi (ks) müezzine:
—Hadi kamet getirin der
Cemaat Kamet getirin cümlesini işitir işitmez cezbeye gelir, cezbeden dolayı cami yankılanır adeta
Bu duruma hayret eden Seyyid Sıbğatullah Arvasi Hzlerinin oğlu cami dışında sorar:
—Baba sen camiye gelmeden önce ne kadar ayet ne kadar hadis varsa aktardım milletin kılı kıpırdamadı, fakat sen müezzine Kamet getirin der demez cemaat yerlere yıkıldı, bu ne iştir?
SSıbğatullah Arvasi (ks):
—Oğul, iş lafın zahirinde değil manevi tasarruftadır diyerek manevi tasarrufatın gücünü ortaya koymuştur
Şu halde bir insanın manevi feraset sahibi olması için Kuran ve sünnet üzere yaşaması lazım ki, irşat edebilisin Yani lafızların manaya, teoriğin pratiğe yansıması gerekir İç ve dış bir bütün olmalı ki ayeti celiler başucumuzda bir nur, kalbimizde bir ışık olarak melekiyet kazanabilsin Allahü Teala; Onlar ticaretle bile meşgul olsalar dahi Allahın zikri alıkoymaz buyruğunun ne demek olduğu böylece anlaşılmış olacaktır
Kuranı Mucizül Beyan evlerimizde duvara asmak, ya da ölülerimize okumak için nüzul olmadı Yani Kuran boşluğa inmemiştir O doğrudan hayata inmiştir Çünkü hakikat boşluk tanımaz Madem hayatın içindeyiz, o halde hayatımızı Kurana göre tanzim etmek biricik vazifemiz olmalı Kuranı Mucizül Beyan hayat dinidir Bütün sosyal hayatın unsurlarına hitap eder, muhatabı tüm insanlık Yusuf İslam nasıl ki kendini Kuranda buldu ise, bütün beşeriyette Kuranla hayat bulabilir pekâlâ
Kuranı sırf lafız olarak algılamayıp ruhumuza da emdirerek ancak kurtuluşa erebiliriz Sözün özü ilah idrak kapımızın açılması Kuranı hayatımıza tatbik etmekle mümkün, gerisi laf-ı güzaf
Vesselam

alıntı-akrap1

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.