![]() |
İnsan Hayatının Gayeleri Nedir |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İnsan Hayatının Gayeleri Nedirİnsan Hayatının Gayeleri Nedir İnsan Hayatının Gayeleri ![]() ![]() ![]() ![]() Soru: 11 ![]() Cevap: Varlıkların var oluş nedenleri üzerinde insanlar sürekli kafa yordukları halde vahyin dışındaki düşünceler karanlık bir yolda önünü el yordamı ile belirlemeye çalışan kişilerin görüş mesafesini aşamamışlardır ![]() ![]() Peygamberler vahyin taşıyıcıları olarak bu varlıkları yaratan zatın doğru habercileri olarak kâinatın, varlıkların ve insanın yaratılış gayelerini çok net ve ittifakla aynı şekilde açıklamışlardır ![]() Kur’an-ı Kerim’in ayetleri ışığında bu konuda akla gelebilecek soruları da göz önünde bulunduran Said Nursi, varoluş nedenleri ve yaratıcının “yaratma” isteğini, Allah’ın kendini kitabında vasıflandırdığı isimlerle (esma-i Hüsna ile) izah etmektedir ![]() Esmanın eşyada tecelli ve tezahürleri varlığı ve yaratma faaliyetinin nedenini anlamada anahtar kavramlardır ![]() Said Nursi ayrıca insana verilen pek çok duygu ve cihazların da bu konuyu (hayatın ve varlıkların gayelerini) anlamada bir vahid-i kiyasi (bir ölçü aleti) olarak nazara vermektedir ![]() Özellikle insana takılan “ene” yani “ben duygusu”nun yaratıcının fiillerini anlamada ölçü olarak kullanılması, konuyu açıklığa kavuşturmada önemli bir ipucu olmuştur ![]() ![]() Kâinatta görülen sonsuz güzellikteki varlıkların teşhir edilerek sergilenmelerinin nedeni olarak Allah’ın Cemal ve Kemal sıfatlarının bir tezahürü, yansıması ve gereği olduğunu Nur Risalelerinin çeşitli yerlerinde anlatan Bediüzzaman, bu isimlerin tezahürlerini seyretmek üzere, müştak seyircilerin ve mütehayyir istihsan edicilerin (hayretle Allah’a sığınanların) varlığının gerekliliğine vurgu yapmıştır ![]() İnsanların yaratılışının gerçek gayesinin bu âlem sergilerine davet edilen şuur sahibi varlıklar olarak, hayret içinde tebrik ve teşekkür duyguları ile harika sanatları takdir edebilme kabiliyetleridir ![]() Peygamberleri de bu âlemin sergi saraylarına davet edilen şuurlu varlıkların muallimi, onları davet eden zatın habercileri ve onları bu âleme davet eden zatın davetlilerden nasıl razı olacağını anlatan ve bu sergi saraylarında nasıl gezileceğini bildiren birer öğretici olarak anlatmaktadır ![]() Esma-i Hüsna ile ebedi bir hayatın, ölümden sonraki dirilme ve bâkî bir hayatın ispatının anlatıldığı “Haşir Risalesinde (10 ![]() Allah’ın Cemal ve Kemal sıfatlarına sahip olduğu ve bu isimlerin tezahürleri olan misilsiz güzellikleri ve gizli defineleri olan yaratıcının, bunları önce bizzat kendisinin müşahede ettiği, daha sonra başkalarının nazarıyla bakmak için şuur sahibi varlıkları da yarattığı belirtilmiştir ![]() “İşte şu derece âli, nazirsiz (Benzersiz), gizli bir cemal (güzellik) ise, kendi mehâsinini(güzelliklerini)bir mir'atta (aynada)görmek ve hüsnünün derecâtını (güzelliğinin derecelerini) ve cemâlinin mikyaslarını (kıyaslamalarını) zîşuur (şuurlu) ve müştak (çok istekli) bir aynada müşahede etmek (görmek) istediği gibi, başkalarının nazarıyla yine sevgili cemâline bakmak için, görünmek de ister ![]() ![]() ![]() ![]() (10 ![]() ![]() İşaratu’l-İ’caz adlı tefsirinde de; “… ![]() ![]() Şöyle ki: Cenab-ı Hak, insanı, kâinata câmi (her şeyi içinde toplayan) bir nüsha ve on sekiz bin âlemi hâvi (ihtiva eden) şu büyük âlemin kitabına bir fihrist olarak yaratmıştır ![]() ![]() Eğer insan, maddî ve manevî her bir uzvunu Allah'ın emrettiği yere sarf etmekle hamdin şubelerinden olan şükr-ü örfîyi (âdet olan şükrü) îfa (eder) ve şeriate (Allah’ın emirlerine) imtisal ederse (uyarsa), insanın cevherinde vedîa bırakılan o örneklerin her birisi, kendi âlemine bir pencere olur ![]() ![]() O vakit insan, ruhuyla, cismiyle âlem-i şehadet (görünen âlem) ve âlem-i gayba (görünmeyen âleme) bir hülâsa (öz) olur ve her iki âleme tecellî eden, insana da tecellî eder ![]() ![]() Nitekim Muhyiddin-i Arabî, “Ben gizli bilinmez bir hazine idim ![]() ![]() ”(İşaratü’l-İ’caz, s: 23; Hadis Kaynağı için bkz ![]() Hadîs-i şerifinin beyanında, "Mahlûkatı yarattım ki, Bana bir ayna olsun ve o aynada cemâlimi göreyim ![]() ![]() Bu ifadeleri 11 ![]() “Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemâlini görmek ve göstermek istemesi sırrınca, o sultan-ı zîşan dahi istedi ki, bir meşher (gösteri yeri) açsın, içinde sergiler dizsin, ta nâsın enzarında (insanların nazarlarında) saltanatının haşmetini, hem servetinin şaşaasını, hem kendi san'atının harikalarını, hem kendi marifetinin garibelerini izhar edip göstersin ![]() Ta, cemal ve kemâl-i mânevîsini iki vecihle müşahede etsin: Bir vechi, bizzat nazar-ı dekaik-âşinâsıyla (Kendi çok hassas nazarıyla) görsün ![]() Diğeri, gayrın (başkasının) nazarıyla baksın ![]() ![]() İnsan Hayatının Gayeleri 1-İnsana takılan çok çeşitli duyguların terazileri ile ilahi rahmet hazinelerinden sunulan nimetleri her bir duygu ile hissederek “KÜLLİ ŞÜKRETMEK”, 2-İnsanın fıtratına konulan, yaratılıştan insana verilen cihaz ve aletlerin anahtarları ile Allah’ın Kudsi isimlerinin gizli definelerini açarak o zatı o esma ile “TANIMAKTIR”, 3-Dünya denilen (teşhirgah-ı âlemde) sergilerde diğer mahlûkat nazarında esma-i ilahiyenin tezahürleri olan garip sanatlarını ve latif cilvelerini BİLEREK hayatınla TEŞHİR VE İZHAR etmektir ![]() ![]() ![]() 4- Hayatı veren ve onu devam ettiren Allah’ın Rab isminin tecellisi olan hayatın devamında lisan-ı kal (söz) ve lisan-ı hal dilleri ile Rububiyetine karşı ubudiyetini ilan etmektir ![]() ![]() ![]() 5- Hayatın bir diğer gayesi, hayatı yaratanın huzuruna görünmektir ![]() ![]() 6- Hayat sahipleri hayatları ile bu hayatın teşekkürünü TAHİYYAT, TESBİHAT VE ARZ-I UBUDİYET ile bilerek yaratıcılarına sunmak ve tefekkürle ŞEHADET etmektir ![]() 7- İnsan hayatının bir önemli gayesi de insana verilen ve insanın gücü ve kuvveti ile sınırlı olan “cüz’i ilim”, “cüz’i kudret” ve cüz’i irade” gibi duygular sayesinde Allah’ın mutlak ve sınırsız olan “mutlak ilim, kudret ve irade” sıfatlarını anlamada bir ölçü (vahid-i kiyasi) yaparak anlamaktır ![]() 8- Hayat ile insan, şu alemdeki mevcudatın her birisinin kendine mahsus diller ile yaratıcılarının vahdaniyetine ve Sani’lerinin Rububiyetine (Sanatkarlarının terbiye ediciliğine) dair yaptıkları ilanları fehmetmek/anlamaktır ![]() 9- İnsan hayatındaki “acz-zaaf”, “fakr-ihtiyaç” ikilemleri ile yaratıcının kudret ve gınasını/ zenginliğini ölçebilmektir ![]() ![]() ![]() (Bkz ![]() ![]() ![]() ![]() Alıntı: Ekrem AKMAN |
![]() |
![]() |
|