![]() |
Kurân'da Yansıma (Onomatopoeia) Sanatı |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kurân'da Yansıma (Onomatopoeia) SanatıKurân'da Yansıma (Onomatopoeia) Sanatı Yansıma" (Onomatopeia), doğadaki seslerin insanlar tarafından taklit edilmesine [1], bir hadiseyi ses unsurunu kullanarak zihinde kullanarak zihinde tablolaştırma sanatına verilen addır ![]() ![]() ![]() Grekçe olan bu terim, Latinceye oradan da Batı dillerine geçmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onomatope terimini Marouzaeau, "Bir şeyin çıkardığı sese benzeyen, o sesi andıran seslerle yapılan kelime" diye tanımlar ![]() Onomatope (yansıma) kelimeler, canlı ve cansız varlıklardan çıkan seslere benzetilerek çıkarılan seslerdir ![]() ![]() ![]() ![]() Meselâ, Alfred Lord Tennyson, "The Princess" isimli şiirinde M sesini tekrar ederek okura bir arı sesinin vızıltısını duyurur: [7] «So waste not thou; but come; for all the vales Await thee; azure pillars of the hearth Arise to thee; the children call, and I Thy shepherd pipe, and sweet is every sound, Sweeter thy voice, but every sound is sweet; Myriads of rivulets hurrying thro' the lawn, The moan of doves in immemorial elms, And murmuring of innumerable bees ![]() Bu vızıltıları şiirin çevirisinde de duymak, çok zordur ![]() Bir "Onomatopoeia" örneği de Lee Emmett'in "RUNNING WATER" şiirinden: «water plops into pond splish-splash downhill warbling magpies in tree trilling, melodic thrill whoosh, passing breeze flags flutter and flap frog croaks, bird whistles babbling bubbles from tap» [9] Türkçede de yansıma ile türetilmiş pek çok kelime mevcuttur ![]() ![]() Kurân-ı Kerîm'de "yansıma" sanatını birçok âyette görmek mümkündür ![]() (بسم الله الرحمن الرحيم) فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى Feelgâhē feizē hayyetün tes'â ![]() «Mûsâ da onu attı ![]() Yukarıda, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَى Gâle hiye asâye etevekkeü aleyhē ve ehüşşü bihē alē ğanemî ve liye fîhē meâribu u[k]hrâ ![]() «Mûsâ dedi ki: “O, benim değneğimdir ![]() ![]() ![]() Üstteki âyette de gördüğümüz gibi, Mûsâ Aleyhisselâm, "Elindeki nedir yâ Mûsâ" sorusuna; "O, benim değneğimdir ![]() ![]() ![]() ![]() وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْناً عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ Vevessaynel insēne bi vēlideyhi hamelethu ümmühû vehnen alē vehniv-ve fisâluhû fî âmeyni enişkurlî velivâlideyke ileyyel masîr ![]() «İnsana da, anne babasına iyi davranmasını emrettik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üstteki âyetin bir kısmının Arapça okunuşu şöyle: "Hamelethu ümmühû vehnen alē vehn" ![]() ![]() يَاأَيُّهَا النَّاسُ كُلُوا مِمَّا فِي الْأَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًا وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ Yē eyyühennēsü külû mimmē fil ardi halēlen tayyibev-ve lē tettebiû [k]hutuvētiş-şeytân ![]() ![]() «Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin ![]() ![]() Üstteki âyette geçen, "ve lē tettebiû [k]hutuvētiş-şeytân" ifâdesi, "Şeytân'ın adımlarına tâbi olmayın, onun izinden yürümeyin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() حُنَفَاء لِلَّهِ غَيْرَ مُشْرِكِينَ بِهِ وَمَن يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَكَأَنَّمَا خَرَّ مِنَ السَّمَاء فَتَخْطَفُهُ الطَّيْرُ أَوْ تَهْوِي بِهِ الرِّيحُ فِي مَكَانٍ سَحِيقٍ Hunefēi lillēhi ğayra müşrikîne bih(î) ![]() ![]() «Allah'a yönelen, ona ortak koşmayan kimseler (olun) ![]() ![]() Ayet, Allah'a şirk koşanın kökü ve dalları olamayacağını, bekâ ve istikrârının kalmayacağını açıklamak istiyor ![]() ![]() ![]() Bir anda cereyân eden bir olay ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "[K]harra" kelimesi, yüksekten düşmeyi ifâde eder ![]() ![]() ![]() ![]() وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ الَّذِي ءَاتَيْنَاهُ ءَايَاتِنَا فَانْسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِينَ «Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz halde onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberini onlara anlat ![]() Yukarıdaki âyetin Arapça okunuşundaki "Fensele[k]ha = sıyrılıp gitti" kelimesi, soyunup sıyrılma mânâsının gölge ve nağme olarak haşin, hareketli bir resmini çizer ![]() يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ الدَّاعِيَ لَا عِوَجَ لَهُ وَخَشَعَت الْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْساً «O gün kendisinden yan çizmek mümkün olmayan davetçiye (İsrâfile) uyarlar ![]() ![]() ![]() İşte bir şükût ve sessizlik sahnesi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mahşerde Allah'ın huzurunda, artık korkunç sükût ve yaygın sükûn, her tarafı kaplıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkçe'deki Yansıma Sözcük Örnekleri Cangıl cungul, cazur cuzur, cazırtı, cazırdama, cazırdamak, cızır cızır, cızırtı, cızırdama, cızırdamak, çangıl çungul, çangır çungur, çıtır çıtır, domdom, efil efil, fıkır fıkır, fıkırtı, fıkırdama, fıkırdamak, fıkırdanmak, fıs fıs, fısıltı, fısıldama, fısıldamak, fısır fısır, fiskos, fokur fokur, fokurdamak, gıdak, gıdaklama, gıdaklamak, gır gır, gurul gurul, gurultu, guruldama, guruldamak, gür gür, gürleme, gürlemek, gürül gürül, gürültü, gürüldeme, gürüldemek, güm güm, gümleme, gümlemek, gümletmek, hav hav, havlama, havlamak, havlayış, hır hır, hırlama, hırlamak, hırlayış, hırıl hırıl, hırıltı, hırıldama, hırıldamak, hırıldanmak, hışır hışır, hışırtı, hışırdama, hışırdamak, homur homur, homurtu, homurdanmak, hor hor, horlama, horlamak, horul horul, horultu, horuldamak, hey, hay, harıl harıl, haşır huşur, hışır hışır, hüngür hüngür, ıslık, inlemek, katır kutur, küt küt, kütlemek, kütletmek, kütür kütür, kütürtü, kütürdeme, kütürdemek, löp löp, Lapır Lupur, meleme, meleyiş, mırıl mırıl, mırıltı, mırıldanmak, miyav miyav, miyavlama, miyavlayış, of, oh, öf, pat pat, patlama, patlamak, patır patır, patırtı, patırdama, patırdamak, pöf, pört pört, pörtleme, pörtlemek, pörtletmek, püfür püfür, rap rap, şakır şukur, şakırtı, şakırdama, şakırdamak, şapır şupur, şapırtı, şapırdama, şapırdamak, şıpır şıpır- şıpırtı, şıpırdama, şıpırdamak, şırıl şırıl, şırıltı, şırıldama, şırıldamak, takır tukur, takırtı, takırdama, takırdamak tık tuk, üf, üfleme, üflemek, üfür üfür, üfürüm, üfürmek, vız vız, vızıltı, vızıldama, vızıldamak, vızır vızır, zırlamak, zart zurt, zırt pırt ![]() |
![]() |
![]() |
|