Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında BilgiYörük Nedir Hakkında Bilgi Yörük, göçebe yaşam tarzını seçmiş insandır Türkçe yürümek kelimesinden türetilmiştir Anadolu'da yaylak-kışlak hayatı yaşayan Türkmen aşiretleri için de kullanılır 1990'lara kadar azalarak devam eden yörüklük geleneği günümüzde orta ve batı Toroslar'da yaşayan 500 den fazla aile tarafından hala devam ettirilmektedir Bu geleneğin gelecekte alternatif bir turizm anlayışı içinde değerlendirilerek yaşatılabilmesi için çalışmalar yapılmaktadır Karagöl derki: Yörüklük sadece yazın yaylak alanda kışın şehirde geçirilen bir hayat tarzı değildir Maddiyatçılığı ve aidiyetliği reddeden, insanın ve doğanın birbiriyle uyum içinde yaşayabileceğini kanıtlayan, şehirde yaşayan insanların rahatlığına ve sıradanlığına nazire yaparcasına zor ama bir o kadar zevklidir Not: Yörük Türkmenlerin aşireti olmaz, "oba"ları olur Yörükler kimdir? Yörükler, atlı - göçebe Türk kültürüne uygun yaşantılarını diğer bir çok Türk topluluğuna göre daha uzun süre devam ettiren ve yerleşik düzene nispeten yakın zamanlarda geçen Türk topluluklarından birisidir Bu hayat tarzı onların karakterlerine yansıyan ve onların temel özellikleri haline gelmiş bir takım hasletleri vardır Mesela Yörükler hoşgörülü insanlardır Sürekli olarak yer değiştirirler ve farklı anlayışa sahip bambaşka yaşantı tarzları olan insanlarla sürekli olarak karşılaşırlar Bu durum onların daha hoşgörülü insanlar olmasını sağlar, çünkü onlarla barış içinde yaşamanın tek yolu hoşgörüden geçer Kendi hayat tarzlarını korumanın başkalarının hayat tarzına saygı duymakla mümkün olduğunu görmüşlerdir Yörükler yardımsever insanlardır, yüksek yaylalarda çarşı pazardan uzak yaşadıkları için ihtiyaç duydukları şeyleri yine başka yörüklerden karşılamak zorundadırlar Bu mecburiyet onlara imece sistemini ve paylaşmayı çok iyi öğretmiştir Çalışkandırlar, hayatlarını yaylalarda sürdürmek ve daha rahat yaşamak için ihtiyaç duydukları şeyleri kendileri üretmek zorundadırlar Bu yüzden her yörük obası aslında bir tür entegre fabrika gibi çalışır Peynir, yağ, yoğurt yaparlar, koyunlarından yün elde ederler, bu yün ile kilim, halı, çadır çulu, pantolonluk kumaş dokurlar, kazak, eldiven, çorap gibi giysiler örerler, deriyi işler, post, çarık, çanta, peynir tuluğu yaparlar Kısacası her yörük obası bağımsız bir ekonomik birimdir Yörükler temiz insanlardır, Bir kere hep su kenarında konaklarlar Bu sadece kendileri ve hayvanları için içme suyu teminine yönelik bir şey değildir Temizlik de bu seçimin en önemli sebeplerinden birisidir Hijyen şartları göz önüne alındığında o zamanların en sağlıklı ortamları mikropların yayılma riskinin en az olduğu yüksek dağ başlarıydı Çadırında kaynatılmış temiz bezler ve kaynatılmış sıcak su kullanılarak doğum yaptırılan bir yörük gelini (geçmişin gelişmemiş sağlık şartları göz önüne alındığında) acaba gerçekten kötü şartlarda mı doğum yapıyordu Yörükler özgürlüklerine de düşkündürler, Özgürlükleri için tehlike olarak gördükleri ev-bark, tarla-bahçe sahibi olma işine hiç meyletmemişler, Anadolu'nun uçsuz bucaksız yaylalarında o pınar başı senin bu pınar başı benim dolaşıp durmuşlardır yerleşmeleri için yapılan baskılara uzun süre direnmişlerdir Yörükler bir süreliğine de olsa yerleştirilseler dahi bir fırsatını bulup yine eski yaşantılarına dönmüşlerdir Çabalarının özeti şu dizededir: Ferman Padişahınsa dağlar bizimdir Kurtuluş savaşında ülkemizi işgale yeltenen düşmana karşı Anadolu'da başlayan direniş hareketlerine hemen katılmışlar, bir çok şehitler vermişler ama Türk vatanseverliğinin en güzel örneklerini göstermişlerdir Göçebeliğin Mirasçıları Yörükler Oba, oymak, yurt yeri, hatta çadır ve göç gibi kavramlar artık unutmaya başladığımız kelimeler Aslında hepimizin aşina olduğu ya da başka türlü anlamlarda kullandığı bu sözcükler, daha çok geçmişimizdeki yaşam tarzımızla ilgili Zira, kültürümüzün temelinde göçebelik olunca bunlar da onun bir parçası oluyor haliyle Bizler göçebeliği terk edeli uzun yıllar oldu ama, içimizden birileri zamana inat bu geleneği sürdürüyorlar: Yörükler Onlar göçebeliğin günümüzdeki temsilcileri Hayvanlarına daha iyi otlaklar bulmak amacıyla mevsimler boyu göç edip duran topluluklar “Yörük” kavramının ortaya çıkıdı ve kaynağı konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmekle birlikte, 12-13 yüzyıllardan sonra Türklerin hızla göçebelikten yerleşik hayata geçtikleri süreçte, göçebeliği devam ettirenlere Yörük denildiği ve o zamanlardan beri bu adın kullanıldığı görüşü dahaçok kabul görüyor Yakın tarihlere kadar tamamen göçebe veya yarı göçebe bir hayat süren Yörüklerin bugün ekseriyeti yerleşik hayata geçmişler Fakat, günümüzde Anadolunun çeşitli yörelerinde, hala göçebe olarak yaşayan Yörüklere de rastlanmakta Ne var ki, şimdilerde onların kervanı da bir tükenişe doğru yol alıyor Yörükleri, belki her yönüyle böyle bir yazıda ele almak mümkün olmayacağı için, onların sadece sanatından ve Türk sanatına katkılarından söz edeyim istedim bu yazımda Ta ki son kervan göçüp gitmeden Yürüklerde sanat, onların yaşam biçimine, yani göçebeliğe bağlı olarak gelişmiştir Bu yüzden ortaya koydukları ve geliştirdikleri sanat unsurları taşınabilir niteliklidir Bunun da en başında dokuma gelir Dokumanın Anadoluda ve Orta Asyada binlerce yıldır yapıldığı biliniyor Fakat, halının ilk mucitlerinin Altaylarda yaşayan göçebe Türkler olduğu bir gerçektir Altay Dağlarında Pazırık Vadisindeki 5 Nolu Hun Kurganında yapılan kazılardan ele geçirilen ve bulunduğu yerden dolayı Pazırık Halısı olarak adlandırılan bir halı bunu ispatlamaktadır Tarihi tam olarak tespit edilemeyen eser, bulunduktan sonra uzun yıllar tartışmalara konu olmuş, başka kültürlere mal edilmek istenmiş; ancak sonunda kesin biçimde Türk eseri olduğu bilim dünyasında kabul edilmiştir Tarihi tam olarak tespit edilemeyen; fakat MÖ 5-3 yüzyıllar arasındaki bir tarihte dokunduğu dokunduğu var sayılan bu halı hem teknik hem de motif ve kompozisyon açısından bir sanat şaheseridir Üzerindeki süslemeler Türklerin binlerce yıldır süregelen yaşam biçimine, geleneklerine ve inanışlarına ilişkin önemli ipuçları sunmaktadır Türk halı sanatının ortaya çıkışında ve gelişmesinde çok önemli katkıları olmakla birlikte Yörükler Anadoluda genelde kendi ihtiyaçları doğrultusunda düz dokuma çeşitleri üretmişlerdir Bugün de küçük yerleşim birimlerinde onların ürettiği kilim, zili, sumak, heybe, torba, çul çuval gibi dokumalarda yüzyılların dokuma gelenekleri ve motifleri yaşatılmaktadır Soğuk kış mevsimlerini arazide geçiren Yörükler için keçenin ayrı bir yeri ve önemi vardır Günlük hayatta birçok amaçla kullanılan keçe özellikle çadırların iç döşemelerinde ve binek hayvanlarının teçhizatında yaygın şekilde kullanılmıştır Ayrıca çobanların soğuğa karşı korunmak için sırtlarında taşıdıkları kepenekler de keçeden yapılmıştır Türklerde göçebelik kültürünün bir ürünü olan keçeciliğin çok eski bir geçmişi vardır Yine Orta Asyada Altaylardaki Pazırık kurganından elde edilen aplike keçeler bunların ilk örnekleridir Ancak hem Orta Asyada hem de Anadoluda o dönemlerden beri keçecilik geleneksel bir sanat haline dönüşerek varlığını sürdürmüştür Hatta bugün Anadoluda kimi keçe sanatçıları yaptıkları keçeleri dünyaya tanıtmaya çalışmakta ve eserleri dış ülkelerde çok büyük ilgi görmektedir Bilindiği gibi, Türklerde çadır kültürü de doğrudan göçebeliğe dayanmakladır Başka bir deyişle göçeb enin evi olan çadır, Türklerde başlı başına bir sanat eseri olarak gelişme göstermiştir Dolayısıyla Yürüklerin kullandıkları çadırlar ve onların döşemeleri Türk sanatının gelişmesinde ve birçok mimari yapının şekillenmesinde de ilham kaynağı olmuştur Diğer bir ifadeyle, tarihi süreç içerisinde göçebe Yörüklerin tamamen yerleşik hayata geçmeleri ile onların taşınabilir nitelikli sanat unsurları mimaride de etkisini göstermiştir Bunu ayrıntıya girmeden iki tür yapı ile örneklendirmek mümkündür Birincisi Türk türbe ve kümbetlerinin çadırlardan kaynaklanan bir yapı türü olduğu tartışması bir gerçektir Gerek Orta Asyada, gerekse Anadoludaki Türk türbe ve kümbetleri incelendiğinde böyle bir ilişki mimarı görünüş itibariyle hemen anlaşılmaktadır Diğer yandan, öbür dünya inancına ilişkin olarak çadır formunun seçilmesi daha başka anlamlar da taşımaktadır; ki, dünya evi olan çadır böylece ahiret evi olan kabre biçimini vermesiyle sonsuzluğa yol alacaktır Nitekim, ünlü Selçuklu Sultanı Sancarın sağlığında Mervde kendisi için çadır formunda bir türbe yaptırırken, onu “ahiret evi” olarak adlandırmasının bu görüşümüzü teyid ettiğini belirtmek isterim Çadırların bir de dünya evine yansıması vardır Pek az dile getirilmiş olsa da, Türk evinin mekân organizasyonu ve oluşumunda göçebe çadırlarının doğrudan etkisi görülmektedir Türk evinde, evin ana mekânını oluşturan sofa ile odalar arasındaki ilişki, Yörüklerin yaylalarda kurduğu grup halindeki aşiret çadırlarıyla, onların aralarındaki orta atan arasındaki düzenlemeye benzemektedir Burada sofa, çadırlar arasındaki orta alanı, odalar da çadırları ifade etmektedir Sözünü ettiğimiz mekanların iç düzenlemesine baktığımızda da bu durum açıkça kendim göstermektedir Şöyle ki; eskiden sofaların bir yüzü dışa açık olarak yapılmıştı Böylece ev doğayla oldukça yakın bir ilişki içindeydi Hatta bazı durumlarda adeta onun bir parçası halini alırdı Odalar dış dünyayla böylesine iç içe olan bu sofaya açılırdı Onların iç düzenlemesi de tam anlamıyla göçebe anlayışının etkilerinde şekillenmişti Tıpkı çadırlarda olduğu gibi, bu odalar çok işlevli olarak kullanılırdı Geleneksel Türk evinde sofaya açılın odalar, günümüzde olduğu gibi yatak, yemek, çocuk odası şeklinde bölümlendirilmemişti Onun yerine hemen her odanın içinde oturulabilir, yatılabilir, yemek pişirilebilir, yemek yenilebilir ve hatta yıkanılabilirdi Bir oda için bu çok işlevli durum oda içindeki çoğu eşyanın taşınabilir nitelikli olmasıyla sağlanmıştır Tıpkı Türk evlerinin bu kendine özgü biçimlenişinde olduğu gibi,Türk sanatının bütününe de Yürüklerin katkısı olmuş; göçebeliğin çok renkli, hareketli ve sürekli yenilenen yaşam biçimleri bir ölçüde adeta Türk sanatının ana karakteristiği halini almıştır Nitekim Türklerin yaşam biçimlerinin zamanla değişimi ile sanatta da özünden uzaklaşan yozlaşmalar görülmeye başlamıştır Halbuki, göçebeliğin zamanla değişimi kaçınılmaz bir olgu iken, sanatımıza esas kimliğini veren sanat geleneğimizin sürdürülmesi bir esastır ve bütün olumsuzluklara rağmen çok önemlidir Kuşkusuz bu, kervanları yola koyup göçebeliğe yeniden dönüş demek de değildir Açık ifadesiyle, kültür kimliğimizin temelindeki değerleri sahiplenme ve onları gelecek kuşaklara sağlıklı bir biçimde taşıma sorumluluğudur |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgibayram aydın samsun ondokuz mayıs yörükler |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgibende yörüğüm gurur duydumsağolunkardeslerim |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgiyörük yörük yürüdü kıllı derı sürüdü yörük tür aslımız türkmendir dostumuz |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgibende yörüğümgurur vericihehhehh) |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgibende yörük oldum artık sevim bu işi :D |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgierik dalı gefrektir,eğmeye gelmez yörüğün, kalbini kırmaya gelmez arkadaş |
Yörük Nedir Hakkında Bilgi |
11-04-2012 | #9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yörük Nedir Hakkında Bilgiyagmur suları kadar saf pınar suları kadra temiz insanlara yörük denir |
|