Prof. Dr. Sinsi
|
Ebru Şallı İle Dr.Murad Cilt Sağlığı Ve Bakımı Üzerine Röportajı
Ebru Şallı ile Dr Murad cilt sağlığı ve bakımı üzerine röportajı
Ebru Şallı, Murad markasının 45 ülkede yayınlanan kataloğunda yer alarak 2009da markanın yüzü oldu
Amerikaya en son gidişinde, Murad markasının yaratıcısı ve dünyanın en iyi dermotologları arasında gösterilen Dr Howard Murad ile bir röportaj gerçekleştirdi İşte o çok özel dialogları sizinle paylaşıyoruz
Ebru: Birçok kez Türkiyeye geldiniz Türk insanları sizde nasıl etki bıraktı? Özellikle cilt bakımı açısından baktığımızda, Türk kadınları nelere odaklanmalılar?
Murad: Bir kere, Türk kadınları çok güzel Senin kadar güzel olmasalar da güzeller
Ebru: Teşekkür ederim
Murad: Ama, aslında biliyor musun, gözlemlediğim şey temel olarak çoğu kadın cilt bakımına çok özen gösteriyor Birçok kadının güneş koruyucusunu ihmal etmediğini farkettim, ciltlerine bakım kremlerini mutlaka kullanıyorlar Ayrıca Türk yiyecekleri de benim önerdiklerim ile çok iyi örtüşüyor Çünkü çok farklı sebze ve meyve yetişiyor, faydalı yağlar var, balık var Bu nedenle ciltlerine ve kendilerine iyi baktıklarını düşünüyorum
Ebru: Türkiyeye bir daha gelmeyi planlıyor musunuz?
Murad: Kesinlikle! Özledim bile  
Ebru: Murad markasının 2009 Uluslararası Yüzü olarak beni nasıl seçtiniz?
Murad: Aslında çok kolay oldu İlk olarak, sadece dışarıdan değil, içerisi de güzel olan tanıdığım en güzel kadınsın Seninle beraber vakit geçirme şansım olduğunda, sahip olduğun enerjiye, tutkuya ve ruhsal durumuna ne kadar dikkat ettiğine inanamadım Çünkü, iyi duygular yayıyorsun, sana gelen herkese mutluluk yayıyorsun Her zaman gülümsüyorsun ve hep mutlusun Hep çevrendekileri önemsiyorsun ve yardım etmeye çalışıyorsun
Ebru: Pozitif enerji!
Murad: Kesinlikle, sadece dış güzellik değil seninkisi
Ebru: İngilterenin tanınmış gazetelerinden The Observer, sizi “kadınları en iyi anlayan 50 erkekten biri” olarak gösterdi Kadınları bu kadar iyi tanıyabilmeniz nereden ileri geliyor?
Murad: Öncelikle, mükemmel bir annem ve mükemmel iki kız kardeşim var Bu yüzden kardeşlerim sayesinde daha bebeklikten gelen bir bilgi var Ve şu zamana kadar, hatta sadece muayene ettiğim kişileri düşünecek olursak, çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor Bu nedenle zaten kadınlar ile ilgili daha çok bilgi sahibi olmak durumundayım Ayrıca kadınları gerçekten anlayabildiğimi de hissediyorum Kadınlar erkeklerden çok farklılar Evet dışardan bakıldığında da bu çok açık zaten ama kadınların duyguları vesaire çok farklı Uzun yıllardır çoğunluğunu kadınların oluşturduğu binlerce hastam olmasından ve ailemin etkilerinden kaynaklanıyor kadınları iyi tanımam
Ebru: Cildimizi canlı ve sağlıklı tutabilmek için her gün yapmamız gereken şeyler nelerdir?
Murad: Az önce konuştuklarımız ile aynı şey aslında Cildimizi taze ve canlı tutabilmek için önce vücudumuzu daha sağlıklı hale getirmeliyiz, unutulmaması gereken nokta bu Mesela senin için her gün pilates yapmak, vücut sağlığın için önemli ve seni mutlu ediyor, kendini daha iyi hissettiriyor
Ebru: Duruş düzeltiyor  
Murad: Evet, daha düzgün duruyorsun Yine önemli ikinci nokta doğru yiyeceklerle beslenmek Hiçbir şeye dikkat edemezseniz bile gökkuşağını hatırlayın ve ne kadar renkli sebze ve meyve ile beslenirseniz o kadar iyi olduğunu unutmayın Tahıllar, hazmetmesi daha kolay olan bezelye, tohumu olan sbezeler ya da yumurtadan protein almak da yararlı Ve iyi yağlar tabii ki  
Ebru: Balık?
Murad: Evet, balık da önemli
Ebru: Peki su? Ama çok fazla değil?
Murad: Çok fazla su içmenin önemi yok çünkü o kadar çok suya ihtiyacın olmayacak Zaten iyi beslendiğin zaman hücrelerini tamir ederek suyu hücrenin içine çekmeyi başarabiliyorsun
Ebru: Evet bu nokta çok önemli
Ebru: Cildimizin her gün maruz kaldığı hasarı nasıl azaltabiliriz?
Murad: Öncelikle, cildinizin hasar görmesi demek vücudunuzun hasar görmesi demektir Çünkü cilt ile vücudun geri kalanı birbirine bağlantılıdır Bu nedenle vücudunuzu daha sağlıklı hale getirmek için yapacağınız her şey, cildinizin de daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır Bunun için 3 adım var:
Birinci adım: Varolan hasarı azaltacak, cildin daha az hasar görmesini sağlamak için cildin bariyer fonksiyonunu güçlendirecek uygun cilt bakım ürün kullanmak; ürünlerin formülünde mutlaka hem antioksidanların hem antienflamatuvarların olmasına dikkat etmek
İkinci adım: Doğru beslenmek Sağlık sürahisi dediğim bir besin listem var Çiğ sebze ve meyve tüketimi sürahinin en alt kısmında, yani en çok tüketmemiz gereken besinler; sonra bir üstte tahıllar gibi karbonhidratlar yer alıyor Daha üstte tüketilmesi gereken iyi proteinler var; mercimek, tohumu olan bitkiler gibi
Ebru: Ya yeşil mercimek?
Murad: Evet, yeşil mercimeğe özellikle bayılırım Ve sonra da faydalı yağlar dediğimiz zeytinyağı, keten tohumu yağı, fındık gibi tüketilmesi gereken besinler geliyor En üstte de günlük ihtiyacımız olan eksiksiz olarak vücudumuza aldığımızı garanti altına almak için gıda takviyeleri geliyor
En önemli sonuncu adım ise, cildimiz ve vücudumuz için ruhsal sağlığımıza dikkat etmek Stres içerisinde yaşam sürmek her şeyi kafamıza takmak yerine  
Ebru: Mutlu olmak mı?
Murad: Evet mutlu olmaya çalışmalıyız, aynı senin gibi!
Ebru: Ayrıca sizin gibi! Teşekkürler Yaşlanmanın 3 farklı çeşidinden bahsediyorsunuz Bunlar nelerdir?
Murad: 3 farklı yaşlanma çeşidinden birincisi genetik Genetik yaşlanma, yaşınızla birlikte zamanla oluşan yaşlanma çeşididir Yerçekiminin etkisi vardır Burnunuz uzamaya başlar, kulaklarınız aşağıya doğru uzar, çizgileriniz başlar Bu belirtiler genetik yaşlanmanın belirtileridir İkincisi, çevresel yaşlanmadır Bu yaşlanma çeşidinin belirtileri, kılcal damarların cildinizde belirginleşmesi, pigmentasyon yani leke probleminin ortaya çıkması ve cildin kurumaya başlaması
Ebru: Lekeler mi?
Murad: Evet çok fazla lekeler oluşur Göz çevresinde ince çizgiler oluşmaya başlar Bunlar çevresel yaşlanmanın belirtisidir Ve genetik yaşlanma ile beraber ortaya çıkar Son yaşlanma çeşidi hormonal yaşlanmadır
Ebru: Çok kötü galiba?
Murad: Hayır değil aslında Zaman içerisinden hormonlar değişime uğrar Ve bunun neticesinde cildiniz daha da kurumaya başlar, parlaklığını ve canlılığını kaybeder Yüzde tüylenme problemi, ara sıra sivilecelenme problemi yaşanabilir Ve yine cilt donuk bir görünüme bürünür Aslında tüm bu belirtileri çok basit bir şekilde azaltmak mümkün Benim benimsediğim komple bir yaklaşım Yani sadece cildinize sürdükleriniz tek başına yeterli değil, çünkü cildiniz ve vücudunuz bağlantılı Bu nedenle benimsemiş olduğum yaklaşım su prensibine dayanıyor ve bununla amaç, hücrelerdeki su miktarını artırmak Bunu başardığımızda tüm belirtilerin azalmasını sağlamış oluyoruz
Ebru: Mükemmel  
Ebru: Çevrenin ve güneşin yaşlanma üzerindeki oranı ne kadardır?
Murad: Bazı insanlar güneş hasarının, yaşlanma belirtilerinin %80inin nedeni olduğunu belirtiyor Ben buna katılmıyorum Bu şekilde bir yüzde vermek aslında çok zor Mutlaka yüzdesel olarak etkiliyor ancak yaşlanma genetiğe, hormonal değişimlere yani birçok faktöre bağlı olarak gelişiyor Bu nedenle yaşlanmanın tam olarak ne kadarı güneşten kaynaklanıyor kesin rakam vermek zor Ama benim fikrim diğer faktörleri de düşününce, muhtemelen yaşlanmanın %30ı güneş hasarından kaynaklanıyor diyebiliriz
Ebru: Güneş lekeleri, yaşlılık lekeleri gibi istenmeyen bu lekelerin oluşmasını nasıl engelleyebiliriz?
Murad: Bunu engellemk için mümkün olduğunca güneşten kaçınmak gerekir Cilde dışarıdan uygulanan kremlerin yanında içeriden de desteklemek gerekir Nar özü tableti, güneş hasarını azaltıyor Aynı zamanda cildinize süreceğiniz koruma faktörleri de etkili olacaktır
Ebru: Nar, çok güçlü ve mükemmel bir antioksidan  
Murad: Nar kesinlikle mukteşem Ve en güzel tarafı ne biliyor musun? Bu meyve Türkiyede yetişiyor!
Ebru: Evet, biz çok şanslıyız Bu lekeler iyileştirilebilir mi?
Murad: İyileştirilebilir Aslında belli bir ölçüde iyileşme sağlamak mümkün, inanılmaz sonuçlar elde edilebiliyor Cilde uygulanan C vitamini, leke problemini ve güneş hasarını gerçekten engelliyor Diğer etken maddeler de aynı şekilde Mesela cilt bakım merkezlerinde yaptıracağınız kimyasal peeling gibi işlemler büyük değişimler yaratabilir Ama problem şu ki, eğer lekelenmeye eğilimli iseniz, bakımınızı aksatmadan düzenli olarak gerçekleştirmelisiniz Tamamen yok edilse bile tekrar ortaya çıkacaktır, bu nedenle mutlaka her gün güneş koruyucunuzu kullanmalısınız; taze ve çiğ sebze ve meyve ile beslenmelisiniz; nar özü almalısınız ve cildinize de mümkün olduğunca bakımını ihmal etmemelisiniz
Ebru: Narın koruyucu etkisini dünya ile paylaşan kişisiniz Bu aralar üzerinde çalıştığınız yeni meyveler var mı Murad ürünlerinde görebileceğimiz?
Murad: Kesinlikle Sürekli yeni şeyler üzerinde çalışıyoruz Yakın zamanlarda üzerinde çalışma yaptığım durian özüydü Durian, Endonezya ve Filipinlerde yetişen bir meyve ve özelliği suyu hücrelerin içine çekerek hücreleri daha sağlıklı hale getirebilmesi Bunun dışında üzerinde çalıştığım birçok bitki var ancak ürünlerin içine eklemeden önce mutlaka çok önemli bir etkiye sahip olduğuna emin olmam gerekiyor Çünkü özellikle bazı bitkiler gerçekten çok önemli etkilere sahip olabiliyor Her zaman bitkinin anavatanının neresi olduğuna da dikkat ederim Çünkü bu önemli bir nokta Mesela narın anavatanı ortadoğudur Çok güneşli ve sıcak bir bölge Ve çalışmalarımın sonucunda şunu buldum ki nar güneş hasarının giderilmesi üzerinde etkili bir meyve Yani bu meyvenin bu faydasından dolayı orada yetişmesinin ve oradaki insanların tüketmesinin bir sebebi var
Diğer meyve goji berry ise Himalayalarda yetişir Bu meyvenin özelliği besleyici açıdan çok yoğun olması Himalayalarda yetişiyor çünkü orada çok fazla bitki yetişemiyor Bu nedenle bu meyveden yiyen oradaki insanlar ihtiyaçları olan aminoasitler, B vitaminlerini, eser mineralleri tek bir meyveden alabiliyorlar; bu nedenle çok faydalı Dolayısıyla farklı ve özel bitkiler üzerinde araştırma yapmak gerçekten cilt bakımında çok büyük farklar yaratacak sonuçlara ulaşmanızı sağlayabilir Aynı anda üzerinde çalıştığım 4-5 farklı meyve var Ama yakın zamanda nar, goji berry ve durian gibi yeni bir bitki daha olacak
Ebru: Verdiğiniz bilgiler için size çok teşekkür ederim
|