Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gerçek, hepside, karanlık, sayfaları, tarihin

Tarihin Karanlık Sayfaları Ama Hepside Gerçek

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tarihin Karanlık Sayfaları Ama Hepside Gerçek



Tarihin karanlık sayfaları

Kızgın kerpetenler, çivili sandalyeler, büyük huniler, parmakları sıkıştıran mengeneler, ölüm askıları Tüm bunlar, 20 yüzyılda siyasi muhaliflerini susturmak ve sindirmek için, totaliter rejimlerin kullandığı zindan aksesuarları değil Bu işkence aletleri, bir dönem, Katolik Kilisesi'nin vazgeçilmez yardımcılarıydı ve engizisyon mahkemelerinin utanç dolu sayfasını oluşturuyordu

1633 yılının 22 Haziran günü, Roma, tarihinin en önemli günlerinden birine tanık oluyordu Engizisyon mahkemesinde yargılanan Galileo Galilei'nin son sözleri merakla bekleniyordu Ünlü bilgin acaba düşüncelerinde direnecek miydi, yoksa "itiraf" mı edecekti? Yüzlerce izleyici ve jüri sıralarını dolduran onlarca din adamının ortasında, kendisini tarihle hesaplaşmak üzere bir av gibi hisseden Galilei'nin ağzından şu sözler döküldü: "Ben, 'Güneş evrenin merkezindedir' dediğim için yargılanıyorum ve bu tür aykırı görüşleri nefretle kınıyorum, lanetliyorum Aynı zamanda Kutsal Katolik Kilisesi'ne yapılan tüm yanlışları da"

69 yaşındaki bilim adamı, kendisi gibi Güneş'i merkez kabul eden görüşü savunanlardan Giordano Bruno'nun kazığa bağlanıp yakılmasından sonra, pek kahramanca davranamamıştı Ama yine de, bugün engizisyon denince akla "Galileo Gallilei'nin duruşması" geliyor Nitekim 2000 yılında papa, binyıl kutlamalarını fırsat bilerek, başta büyük bilim adamları olmak üzere, bir zamanlar din adına gerçekleştirilen bu uygulamalardan dolayı özür diledi

Üç büyük engizisyon Gerek kararları, gerek siyası ve dini erki nedeniyle üç büyük engizisyon adından çok söz ettirdi Ortaçağ Engizisyonu, Valdensesler ile Katharlar'ın kurulu düzeni sarsan öğretiler yaymaya balamaları üzerine, 1231'de Papa IX Gregorius tarafından kuruldu
İspanyol Engizisyonu ise, Castilla kraliçesi I Isabella'nın ısrarı üzerine, Papa IV Sixtus tarafından 1483 yılında onaylandı Müslümanlar'la Yahudiler'in kendi inançlarına bağlanmalarını sağlamak hedeflenmişti Bu nedenle, 200000'e yakın Yahudi, 1492 yılında İspanya'yı terk etti
Roma Engizisyonu, Roma Katolik Kilisesi'nin savunduğu öğretiyi korumak için III Paulus tarafından 1542'de kuruldu Genel olarak Calvin ve Lutherciler'e savaş açtı Roma Engizisyonu, cadılık ve büyücülükle de uzun yıllar mücadele etti

Bir manastıra ya da piskoposun sarayına yerleşen engizisyon sorgucusu, daha sonra halkı kilisede toplayıp uzun bir vaaz veriyordu Amaç, yerel halkla ilişkileri sıcaklaştırmak ve onların güvenini kazanmaktı

Engizisyon mahkemeleri, çoğunlukla "ihbar" müessesesi üzerine kurulmuştu Eğer bir kişi kendi günahlarını gelip bir ay içinde itiraf ederse ve "özür dilerse" affedilirdi Ancak bu süre içinde böyle bir davranışta bulunmazsa, ona karşı dava açılırdı Davalı, mahkemede kendisini kimin ihbar ettiğini asla öğrenemezdi

Sorgucunun katedralde verdiği vaaz, daha sonra yazılı olarak kiliselerin kapılarına asılırdı Böylece hiç kimse "benim, mahkemenin geldiğinden haberim olmadı" diyemezdi Bu ilandan sonra, sorguculara ihbarlar yağmaya başlardı Mahkeme bir ay boyunca bu ihbarları okur, değerlendirir ve ihbar edilenlerin kendilerini göstermelerini beklerdi İhbarların tümü noter tarafından kayda geçirilir ve bir temele dayanıp dayanmadıkları ya da sadece çamur atma olup olmadıkları araştırılırdı

1593 yılında tutuklanan ünlü bilim adamı Giordano Bruno, önce Venedik Senatosu'na sevgilisi olan bir kadının kocası tarafından zina suçuyla ihbar edilmişti Halkın tepkisinden korkan Senato, bu ihbarı kendisi değerlendirmek yerine engizisyon mahkemesine havale etmişti

Mahkeme tutanaklarından, engizisyona gelen ihbarların yüzde ellisinin ciddiye alınmadığı açıkça görülüyor Öte yandan, bugüne kadar pek bilinmeyen bir nokta, yanlış ihbarlarla suçlamada bulunan kişilerin de işkenceyle cezalandırılmasıydı

İhbarın üzerinden bir ay geçtikten ve iyice değerlendirildikten sonra, engizisyon bir ön sorgulama yapardı Bu noktada çok dikkatli davranılır ve suçlanan kişinin saygınlığını yitirmemesine özen gösterilirdi Çok nadir olarak, ön sorgulamadan önce tutuklama yapılır ve bu durumda mutlaka iki tanık gösterilirdi Ancak, ön sorgulamadan sonra, suçlanan kişi "tehlikeli" olarak tanımlanırsa, hemen tutuklanır veya piskoposluk sarayının ya da kraliyet mahkemesinin zindanına atılırdı
Engizisyon kurallarına göre, tutukluların her türlü bakımından ve harcamalarından kilise sorumluydu Belgeler, bu konuda oldukça ilginç uygulamalara tanıklık ediyor Örneğin, bazı mahkûmlar pahalı şaraplar sipariş ediyor; hatta bazıları, geceyi eşleriyle birlikte geçirmeyi talep ediyorlardı 1632 tarihinde engizisyon, mahkeme boyunca Galileo Gallilei'yi üç odalı bir evde ağırlamış ve kendisine bir de hizmetçi tahsis etmişti

Mahkeme işlemleri basitti Sanık ya piskoposluk sarayında ya da bir manastırda yargılanırdı Mahkeme bir sorgucu kurulundan, noterden ve iki hukuk uzmanından oluşurdu Bu uzmanlardan biri kilise dışından seçilebiliyordu Mahkemelerde suçlanan kişinin bir avukatı yoktu Sadece, sorgulamalarda itiraf edip etmediğine tanıklık etmek için bir kraliyet temsilcisi hazır bulunuyordu Sorgucular, mahkemede suçlamalarını hem Latince hem de suçlunun anadilinde yapmak zorundaydılar Sorgucular, çoğunlukla suçlu sıralarından çok daha yüksekte bulunan bir kürsüde otururlardı Sorgucu konuşmasına, önce suçlunun kimliğinden, işinden, ailesinden söz ederek başlar ve daha sonra sözü işlenen suça getirirdi Sorgucular psikolojik taktik konusunda çok uzmandılar Suçluyu çelişkiye düşürüp, erken ve acele bir itiraf peşindeydiler Bazı sorgucular bu konuda öyle uzmanlaşmışlardı ki, suçluyu giyiminden, bakışından ve duruşundan saptayabiliyorlardı Engizisyon sorgucularının en ünlülerinin başında Bernardo Gui geliyordu Çeyrek yüzyıl boyunca kendini soruşturmalara adayan bu Dominiken din adamı, sorgulamalarının büyük bir çoğunluğunu, 1324 yılına kadar Fransa'nın Toulouse kentinde sürdürdü Başpiskopos ilan edildiğinde, o güne kadar tam 930 kişiyi yargılamış ve cezalandırmıştı

Suçunu itiraf etmekte direnenler için işkence uygulanması, belki de engizisyon adının bu denli tiksinti ve ürperti yaratmasının nedeni

Aslında, Ortaçağ boyunca bu yönteme çok fazla rağbet edilmemişti İşkence uygulamasının kurumlaşması 14 yüzyıldan sonra Roma hukukunun kabul edilmesinden sonra gerçekleşti İşkence, mahkeme boyunca söylediklerinde çok büyük kuşkular ve çelişkiler olan suçlular için, ancak ve ancak başpiskoposun onayıyla yapılırdı Engizisyon mahkemelerinin uyguladığı işkenceler konusundaki tartışma, günümüzde de tüm hızıyla sürüyor Bir grup tarihçi, bu işlemlerin acımasızlığını ve zalimliğini dile getiriyor Onlara göre, bazı yazılı kaynaklarda işkence gören kimi suçluların vücutlarının normalden 30 santim daha uzadığı belirtiliyordu Yine kurbanın ağzına, büyük hunilerle bir seferde litrelerce su, hatta kimi zaman idrar boşaltılıyordu Günahkârların kalçaları kızgın kerpetenlerle sıkılıyordu 1486 yılında Alman engizisyon sorgucuları tarafından kaleme alınan "Cadıların Tokmağı" adlı el kitabı, engizisyon mahkemesinin uyguladığı bazı işkence yöntemlerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu

Dini doktrinlere karşı çıkanlar

Katolik kilisesi, Ortaçağ'da gücünü sağlamlaştırdıktan sonra, kabul edilmiş doktrinlere karşı çıkanları toplum düşmanı olarak ilan etmeye başladı Ancak, pişmanlığı reddedenler de vardı:

Roger Bacon (1220-1292)

Britanya İmparatorluğu'nda yaşayan Kelt bilim adamı, deney yöntemini ilk savunan Ortaçağ aydınlarındandı Büyüteci bulan ilk olarak tarihe geçti Fransisken öğretisini eleştirdiği için 15 yıl hapis yattı

Ockhamlı William (1285-1347)

İngiliz filozof, varlık konusundaki yalınlık ve tutumluluk ilkesiyle ünlü "Nesneler zorunlu olanlar dışında çoğaltılmamalıdır" sözü, "Ockham'ın usturası" şeklinde adlandırılıyor Papalığa karşı imparatorluğu desteklemenin İncil'e uygun olduğunu söylediği için mahkum edildi Ancak, Münihe kaçarak yaşamını burada sürdürdü

Giardano Bruno (1548-1600)

Aristotelesçi kapalı evren görüşünden ilk sıyrılanlar arasında yer alan İtalyan filozof, Kopernik'in tezini savundu Evrende, Dünya'dan başka birçok gezegenin bulunduğunu söyledi Aykırı görüşler beslediği için Roma'da kazığa bağlanıp, diri


















Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.