Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
haşhaşiyla, uşak, ünlü

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak ili, Ege Bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde, Ege Bölgesi ile İç Anadolu bölgesinin birbirlerinden ayrıldığı İçbatı Anadolu eşiğinin bat kenarında, 38 derece 13 dakika ve 38 derece 56 dakika enlemleri ile 28 derece 48 dakika ve 29 derece 57 dakika boylamları arasında yer alır Kuzeyde Kütahya, doğuda Afyon, güneyde Denizli ve batıda Manisa illeri bulunmaktadır 5 341 km 2 alana sahip olan Uşak yüzölçümü itibariyle iller sıralamasında plaka numarası gibi 64 sıradadır Ülke yüzölçümünün % 07 lik kısmını oluşturmaktadır
Murat Dağı, Bulkaz Dağı ve Ahır Dağı ilin kuzey, kuzeydoğu ve doğudaki doğal sınırlarını oluştururlar İl topraklarının batısı, Gediz vadisi ile Ege Bölgesine açılır İl toprakları bir çok vadiyle yarılmış dalgalı yaylalar görünümündedir Bu yaylalar kuzeydoğudan güneybatıya doğru alçalarak bazı kesimlerde hafif dalgalı bir görünüş alırlar
İl arazisi genel olarak dalgalı plato görünümündedir Kuzey ve doğu kesimleri dağlık, güney ve batı kesimleri ise ovalar ve dalgalı arazilerden oluşmaktadır İl topraklarının % 57,5i platolardan, % 37 si dağlardan ve % 55 i de ovalardan meydana gelmektedir
Zengin bir bitki örtüsü, sıcak-soğuk su kaynakları ve doğal güzelliğe sahip olan Murat Dağının zirvesini 2309 metre yükseklikte bulunan Kartaltepe oluşturmaktadır Zirve noktası Kütahya ili sınırları içinde bulunan Murat dağının Uşak sınırları içersinde kalan tepelik alanlarının ortalama yükseltisi 1500 m civarındadır
Bulkaz Dağı, Sivaslı ilçesinin doğu ve güneydoğusunda bulunmaktadır Zirve noktası 1930 m de bulunan dağın yapısında kireçtaşları hakim durumdadır Kabaca kuzey-güney istikametinde uzanan Bulkaz Dağı, aynı zamanda Uşak-Afyon illerinin doğal sınırını oluşturmaktadır Zengin su kaynaklarına sahip olan dağ, bitki örtüsü bakımından fazla zengin değildir
Uşak ve çevresinin MÖ 4000 yılından itibaren yerleşime açıldığı anlaşılmaktadır Özellikle bronz çağında yerleşimin daha yaygınlaştığı görülmektedir2000 de Anadolu'da ilk siyasi birliği kuran Hititlerin 1000 de ise Frizlerin batı sınırını oluşturan Uşak ve çevresi bu kültürlerden ziyade İon Kültürünün etkisi altında kalmıştır
7 Yüzyılda Kral Gyges'in Lidya İmparatorluğunu ele geçirmesi ile topraklarının büyük kısmı Lidya'da kalan Uşak 620'de tamamen Lidya'nın egemenliğine girmiştir Dünyada ilk kez parayı basan ve kullanan, döneminin en zengin krallığı olan Lidya'nın hakimiyeti MÖ 546 yılına kadar devam etmektedir Bu süre içerisinde Efes'ten başlayan kral yolu yapılmış ve yol Gediz (Hermos) nehrini takip ederek Uşak ili sınırları içerisinde Güre köyü, Uşak-Keromon-Agora kentlerine uğrayarak devam etmiştir
546'da Lidya'nın son kralı Kroisos ile Pers Kralı Kyros arasındaki savaşta Lidya'nın tarihten silinmesi sonucu bölge İran'dan gelen Perslerin hakimiyetine girmiştir Pers egemenliği MÖ 334 yılına kadar devam etmiştir Bu tarihte Makedonya lı Büyük İskender' in Anadolu seferi sonucu bölge tüm Anadolu gibi Büyük İskender in hakimiyetine girmiş, İskender' in ölümünden sonra ise bölge, Büyük İskender' in generallerinden Antigon' un payına verilmiştir Daha sonra bir süre Bergama krallığına bağlanan Uşak ve çevresi MÖ 189 yılında Roma Konsülü Montius' un himayesine, başka bir ifadeyle Roma hakimiyetine geçmiş, Kavimler Göçünden sonra Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması neticesinde Doğu Roma sınırları içinde kalan Uşak, MS 12, Yüzyıla kadar Bizans hakimiyetinde kalmıştır 1071'den sonra yöre, zaman zaman Selçuklular ile Bizanslılar arasında el değiştirmiş, 1176 yılında Selçuklu Sultanı II Kılıçarslan ile Bizans İmparatoru Manüel Komnenos arasında yapılan Miryakefalon (Kumdanlı) Savaşı sonucunda Selçuklulara geçmiştir
Sultan IIKılıçarslan yeni bir fetih hareketine girişerek 1182'de Uluborlu, daha sonra Kütahya civarını fethetti Uşak yöresinin de bu sefer sırasında Selçuklu hakimiyetine geçtiği muhakkaktır Çünkü; Selçuklu sınırları Denizli'ye kadar yaklaşmıştı Bu arada Sultan ll Kılıçarslan 1185 tarihinde ülkeyi 11 oğlu arasında paylaştırdı Bu taksimat sonunda Kütahya-Usak-Uluborlu bölgesi Gıyaseddin Keyhüsrev' e verildi Bu taksimattan sonra kardeşler arasında hakimiyet mücadelesi haşladı l Gıyaseddin Keyhüsrev 1192 tarihinde devletin başına geçmeyi başardıysa da diğer kardeşlerini bertaraf edemedi ve 1196 da II Süleyman Şah tarafından sürgüne gönderildi Kardeşler arasındaki bu taht mücadelesinden yararlanan Bizans Kütahya-Uşak civarını geri aldı Bizans Hakimiyeti 1233 tarihine kadar sürdü B u tarihten itibaren Uşak civarı artık tamamen Türk hakimiyetine geçti
Uşak, Anadolu Selçukluları döneminde bu devletin bir anlamda sınır şehri olmuştu Sultan Alaaddin Kevkubad zamanında, Kütahya ve Uşak civarının kesin olarak Türk hâkimiyetine girmesini takip eden yıllarda, bölgeye kesif bir Türkmen yerleşmesi olmuştur Bundan sonra Uşak ve çevresini Germiyanoğulları Beyliği' nin hakimiyetinde görüyoruz, XIII Yüzyılın ilk yarısında Anadolu Selçuklu Devleti'nin hizmetinde olarak Malatya taraflarında meskun bulunan Germiyan Asireti'nin, muhtemelen 1241'de Baba İshak isyanının bastırılmasından sonra II Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında veya bir müddet sonra Kütahya-Uşak bölgesine yerleştirildikleri anlaşılmaktadır Çünkü Cimri (Alaaddin Siyavuş) hadisesinde Germiyanlıların faal bir rol oynamaları bu aşiretin Cimri hâdisesinin ortaya çıkısından (1277) önce Kütahya- Uşak yöresine yerleştiklerini göstermektedir Bu hâdise sırasında Sahip Ata Oğulları emrinde görülen Germiyanlılar, bundan sonra artık Batı Anadolu'da en kuvvetli beylik haline gelmiştir
Beylikler döneminde Germiyanoğulları na tabi olan Uşak ve çevresi, 1391 de Yıldırım Bayezid' in Germiyanoğulları hakimiyetine son vermesi ile Osmanlılara dahil olmuş, Fetret Devrinde beylikler tekrar canlanmış, 1429 yılında Germiyanoğulları nın son hükümdarı II Yakup Bey' in vasiyeti ile Osmanlı Devletine kalmıştır Uşak, Osmanlı hakimiyetine girdikten bir süre sonra yapılan idari taksimata göre Anadolu Eyaletine bağlı Kütahya Sancağının bir kazasıdır Her ne kadar Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivindeki 16yüzyıla ait 48 numaralı Kütahya Sancağı Tapu Tahrir Defterinde Uşak nahiye olarak geçmekte ise de Mustafa Çetin Varlık'ın "16Yüzyılda Kütahya Sancağı" (1980) isimli kitabında, 1513 tarihinde Uşak Kütahya Sancağının kazaları arasında gösterilmektedir Uşak bu statüsünü 1530 tarihinde de muhafaza etmektedir
16yüzyılda detaylı şekilde bilgi bulabildiğimiz Uşak kazası hakkında daha sonraki yıllarda belgelere dayalı fazla bir bilgiye rastlanmamaktadır 17yüzyıla ait bilgiler çoğunlukla seyahatnamelerde mevcuttur Bu yüzyılda yaşayan Katip Çelebinin (1605-1658) "Cıhannüma" adlı eserinde ; "Uşak, Kütahyadan doğuya bir merhale Murat Dağı yakınında, bir dere içinde kaleli bir kasaba, 150 adet köyü bulunan mamur bir kazadır Kasabası geniş bir ovanın doğusuna düşüp köyleri o ovada bulunmaktadır Seccade ve halısı meşhurdur" diye bahsedilmektedir
Uşak hakkında aynı yüzyılda yazılmış bir diğer kaynak da Evliya Çelebi'nin "Seyahatname" adlı eseridir Bu eser Katip Çelebi'nin Cihannümasından daha sonraki yıllarda yazılmıştır Verilen bilgiler kesin olmamakla birlikle Katip Çelebi'nin anlattıklarını teyit eder niteliktedir
Seyahatnameye göre Uşak; Kütahya Sancağı dahilinde bulunan bir kaza olup, Gevher Sultan 'Has'sıdır Şehir, doğuda Banaz, kıble tarafında Honaz, güneyde Komar, batıda Kule, kuzeyde Gediz olmak üzere beş kapısı olan bir kale ile çevrilidir Eserde kalenin özellikleri ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır Buna göre; kalenin müstahkem olmadığı, beş arşın yükseklikte , şeklinin kare olduğu, Buğday Pazarı kapısında hendek bulunduğu ve 1598 tarihinde Uşak halkının Celali İsyanlarından dolayı bu kaleyi tuğla ve taşlarla tamir ettikleri anlatılmakladır
Uşak Osmanlı yönetimi altında l7 ve 18 yüzyıllarda münferit olaylar hariç uzun süre barış içinde yaşamıştır 19 yüzyılda siyasa! açıdan sakin bir dönem geçiren Uşak canlı bir ticaret şehri haline gelmiştir Özellikle halı ve kilimleri İzmir yoluyla İngiltere ve Fransa'ya kadar ulaşmıştır Alaşehir-Afyon Demiryolunun 1869 yılında tamamlanmasıyla İzmir Metropolü ile Uşak arasında ulaşım kolaylaşmış ve ticari hayat daha da canlanmıştır 19yüzyılın ikinci yarısındaki Uşak hakkında "La Turquie d'Asie" adlı eserinde bilgi veren Vital Cuinet, evlerin büyük çoğunluğunun pişmemiş tuğladan yapıldığını, 1890 da ise hem daha sağlam hem de daha zarif olan ahşap evlerin tercih edildiğini belirtmekledir
İzmir'in işgalinden sonra Batı Anadoluda Gediz ve Menderes vadilerinde ilerlemeyi planlayan Yunan kuvvetleri; 25 Mayısta Manisa'yı, 29 Mayısta ise Turgutlu'yu işgal etti Bu işgaller karşısında Alaşehir'de Kuvayı Milliye teşkilatı kuruldu Akabinde Uşak'ta da kıpırdanmalar başladı İzmir'in işgali sırasında 17Kolordudan ayrılarak Uşak'a gelen Selanikli Kaymakam Fuat Bey, Yüzbaşı Hakkı Bey, ve Sökeli Hilmi Bey burada gizli bir cemiyet kurdular Ödemiş'in 1 Haziranda istilaya uğraması üzerine Uşak'a gelen Alaşehir Mevkii Kumandanı Süleyman Sururi Bey'in Teşkilatı Mahsusa ile bir irtibatı vardı Sururi Bey'in etkisiyle bu cemiyetin adı "Müdafaa-i Hukuk Heyeti Milliyesi" şeklinde değiştirilerek Karakol Cemiyeti ile bağlantısı sağlandı Kuvayı Milliyeye karşı olan kaymakam ve belediye reisinin bütün baskılarına rağmen Uşak'ta milli hareket sindirilemedi
Gizli cemiyetin çalışmaları neticesinde Salihli Cephesinden ayrılan bir bölük Eşme'den takviye alarak 17 Temmuz 1919 günü Uşak'a girdi ve şehre hakim oldu Ardından Gediz ve Simav'da Kuvayı Milliye teşkilatı kurulduKuvayı Milliyecilerin Uşak'ta hakimiyeti ele geçirmesi, İstanbul ve İşgal kuvvetlerine "Kuvayı Milliyeciler hrıstiyan nüfusa saldırdı" şeklinde aksetti Düşman kuvvetleri İstanbul Hükümetine baskı yaparak Uşak'ta asayişin sağlanmasını istedi Hükümet, Afyonda bulunan l 500 kişilik 23 Fırkayı Uşak'a göndermek istedi General Milne fırkanın Kuvayı Mılliye'ye katılabileceğin i düşünerek bunu kabul etmedi
Eski bir ittihatçı olan İbrahim Tahlakılıc (Dalkılıç) gizli bir cemiyet olan "Müdafaa-ı Hukuk Heyet-î Mılliyesi" cemiyetinin içinde yer almadı Hatta bu cemiyetin zarar vermesinden endişe duyarak 30 Temmuz 1919 da "Redd-i İlhak" cemiyetini kurdu İbrahim Bey'in başkanı olduğu bu cemiyet milli kuvvetlerin halka zarar vermelerini önlediği gibi Uşakta Kuvayı Milliye hareketini yaygınlaştırdı
İzmir'in işgalinin ardından Uşak'ta bu gelişmeler yaşanırken, bütün Batı Anadoluyu kapsayacak bir üst kongre niteliğinde "Alaşehir Kongresi" 15-16 Ağustos tarihinde toplandı Kongreye; Balıkesir, Manisa-Alaşehir, Sındırgı, Buldan, Gördes, Uşak, Ödemiş, Bozdağ, İnegöl, Denizli-Nazilli, Akhisar ve Ayvalık'tan temsilciler katıldı Kongrede Hacım Muhittin Çarıklı başkan, Uşak temsilcisi İbrahim Bey ise Başkan yardımcısı seçildiler II ve III Balıkesir kongrelerinin ardından Ekim Ayı içerisinde Uşak'ta bir kongre toplandığına dair bilgiler bulunmakla birlikte oldukça sınırlıdır Alaşehir Kongresinde kurulması kararlaştırılan "Alaşehir Heyet-i Merkeziyesi" 14 Eylül 1919 da ilk toplantısını yaptı Daha sonra, Heyet-i Merkeziye Talimatnamesi nin 8 Maddesi olan "Heyet-i Merkeziye, karargahını kendisi için muafık göreceği mahalle nakil edebilir" hükmüne istinaden merkezini Uşak'a nakletti Heyet-i Merkeziye Uşak'ta ilk toplantısını İbrahim Bey'in başkanlığında gerçekleştirdi Sivas Kongresinde bütün cemiyetlerin Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında toplanması karan alınmasına rağmen, Uşak'ta Heyet- i Merkeziye "Hareket- i Milliye Redd-i İlhak Cemiyeti Heyeti-i Merkeziyesi" adını korudu Bu isimden daha önce Uşak'ta kurulan Redd-i İlhak Cemiyeti ile Heyet-i Merkeziyenin bütünleştiği anlaşılmaktadır Uşak Heyet-i Merkeziyesinin görevi sadece cepheye asker göndermek değildi Cephe gerisinde de ihtiyaçları gidermek için büyük gayretler sarf ediyordu
Sivas Kongresinin toplanmasından sonra Yunan kuvvetlerinin harekete geçmesiyle İzmit, Eskişehir ve Konya livaları en hassas bölgeler haline geldi İstanbul Hükümeti bu bölgelerde Kuvayı Milliye teşkilatının kurulmasını önlemeye calıştı Heyet-i Temsiliye ise İstanbul Hükümetini istifaya zorlayarak bu bölgelerde gücünü arttırmak istiyordu Bu karmaşa içinde Garbi Anadolu Umum Kuvayı Milliye Kumandanlığına Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Eskişehir Mıntıka Kumandanlığına Atıf Bey, 23 Fırka Kumandanlığına Ömer Lütfi Bey getirildiler Harbiye Nazırı Mersinli Cemal Paşa, Batı Cephesinde yaptığı yeni düzenleme ile 23 Fırkayı Konya'da bulunan 12 Kolorduya bağladı Heyet-i Temsiliye yaptığı çalışmalar neticesinde 23 Fırkayı kendi denetimi altına aldı
23 Fırkanın 68 Alayı bir taburu eksik olarak Uşak'a yerleşti 8 Ocak 1920 tarihinde 23 Fırkanın kumandanlığına Aşir Bey tayin edildi Fırkanın içinde milis tümeni de vardı İbrahim Bey'in isteğiyle kurulmuş olan Uşak Hücum Taburu Ocak 1920 tarihinde milis tümeninin içinde yer aldı
Yunanlılar silah zoruyla Sevr Antlaşmasını Osmanlı Devletine kabul ettirebilmek için 22 Haziran 1920 tarihinde taarruza başladılar Yunan kuvvetlerinin bir kolu Bursa tarafına, bir kolu da İzmir'in doğusuna doğru harekete geçti 29 Ağustosta Uşak'ı işgal etti Yunanlılar Uşak'a girdikleri zaman eşraftan ve köylülerden pek çoğunun evlerini yağmaladılar Ayrıca işgal sırasında Yunan askerleri pek çok kişiyi öldürdü Bu katliamda ne suç tespiti yapıldı ne de mahkeme kararı alındı Yunanlılar işgalden sonra şehre yerleşmek için bazı evlere el koydular Uşak'ta yerli halkı sindirmek gayesiyle nüfuzlu kişileri, Atina ve Yunan adalarındaki esir kamplarına sürdüler Sürgüne gönderilen 300 kadar vatandaşımız 10-12 ay sürgünde kaldılar Bunlar Kuvayı Milliyeye katıldıklarından dolayı sudan bahanelerle suçlandılar 29 Ağustos 1920 de işgal edilen Uşak, iki yıl iki gün süren Yunan işgalinden 1 Eylül 1922 günü kurtuldu
Milli mücadele yıllarında Uşak, maddi ve manevi bakımdan zarara uğramasına rağmen, Cumhuriyet Türkiyesinde ilkgirişimlerle sanayi hamlesini başlatmıştır
Osmanlı devrinde Hüdavendigar Vilayetinin Kütahya Sancağına bağlı bir kaza olan Uşak, 20 Nisan 1924 tarihli 491 Sayılı Teşkilat-i Esasiye Kanunu ile yapılan idari düzenlemede yine Kütahya Vilayetinin bir kazası olarak kaldı Türkiye Cumhuriyetinin yeni idari yapısı içinde Banaz, Sivaslı, Karahallı ve Ulubey Nahiyeleri, Uşak Kazasına bağlandı 9 Temmuz l 953 tarih ve 6129 Sayılı kanunla vilayet haline getirilen Uşak'a Manisa ilinden Eşme ilçesi bağlandı Nahiyeler ilçe statüsüne getirildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak





ILIN ADI : USAK
IL TRAFIK KODU : 64

Genel Bilgiler
Yüzölçümü : 5341 km
Genel Nüfus : 322313
Toplam Ilçe Sayisi : 5
Toplam Belde Sayisi: 18
Toplam Köy Sayisi : 242

İlimizin MÖ 4000 yıllarından itibaren yerleşim bölgesi olarak kullanıldığı anlaşılmaktadırHitit Krallığı egemenliğinde bulunan bölge, MÖ 2500lerde Luvi istilasına uğramış, Hitit Krallığı dağıldıktan sonra, MÖ 1000 yıllarında Ege göçleri ile boğazlardan gelen Frigyalıların egemenliğine girmiştir MÖ 7yüzyıllarda Lidyalılar ile Frigyalılar arasında paylaşılmıştır Dünyada ilk kez parayı kullanan Lidyalılar,Uşakın batısında hakimiyet sürmüşlerdirLidyalılar zamanında Ege bölgesini yakın doğuya bağlayan tarihi “Kral Yolu” Uşaktan geçmiştirMÖ 6yüzyılda bütün Anadolu Pers İmparatorluğuna bağlanmıştır
MÖ 4yüzyılda Büyük İskenderin Pers İmparatorluğunu yıkmasıyla bölge önce Makedonya Devleti daha sonra Bergama Krallığı ve MÖ2yüzyılda Roma İmparatorluğu, MS395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasıyla 700 yıl boyunca Bizans hakimiyetinde kalmıştır
1071 Malazgirt Zaferinden sonra, Anadolunun fethi ile görevlendirilen 1Süleyman Şah, Uşakı Selçuklu Devletine katmıştırSelçukluların dağılmasından sonra ki beylikler döneminde Germiyanoğulları bölgede hakimiyet sürmüş, 1391 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanoğullarına katılmıştır Fetret devri boyunca Karamanlılar elinde kalmış,1414 de tekrar Germiyanoğullarına geçmiş, 1429 da Osmanlı Devletine katılmıştır Uşakın İstiklal savaşımızda önemli bir yeri vardır Yunan Orduları Komutanı General Trikopis merkez Göğem Köyünde esir alınmıştır 1 Eylül 1922 de Uşak işgalinden kurtulmuş , 2 Eylül 1922 de Atatürk ve İnönü şehre gelerek karargah kurmuşlar, Trikopisin kılıcını bugün Atatürk ve Etnografya Müzesi olan evde teslim almışlardırKütahya İline bağlı bir ilçe iken 15 Temmuz 1953 yılında çıkarılan 6129 Sayılı Kanunla İl statüsüne kavuşmuştur
İLİN ADININ TARİHÇESİ
Uşak kelimesi; Çağatay Türkçesinde “Oğul,Torun” , Arapçada “Aşıklar” ,halk dilinde ise “Esir,Köle” olarak üç anlam ifade etmektedirBir yer adı olarak Uşak, ne Anadoluda Türklerden önce yaşayanların verdiği bir adın uzantısı,ne de Türkçe bir kelimedirUşak adının birden çok anlamı olmasına rağmen bir yerleşim bölgesine isim olarak verilmesi arasında bir bağlantı kurmak güçtürEvliya Çelebi Seyahatnamesinde şeddeli olarak verdiği bu yer adını veriliş nedenini şöyle açıklamaktadır Bazen “Uşşak” bazen de “Uşak” şeklinde yazılan şehrin adı hakkında bir takım efsanevi rivayetler bulunmaktadırBu rivayetlere göre şehrin güneyindeki Mende Köyü büyük bir kasabadır ve adı Menostur Oğuz Türkmenleri buralara inince Menosu istila etmişler ve adını “Mende” diye kendi hançerelerine kolay gelecek şekilde değiştirmişlerdir O zaman Uşakın olduğu yer boştur ve Mende beyinin mandırasıdır Mandıraya oğullarını oturtmuşturBey mandıraya her gidişinde oğullarını murat ederek “Ben Uşaka gidiyorum” haberini bırakır Bolca tekrarlanan bu deyim, bir semt ismi olarak buralara alem olur kalırBaşka bir rivayete göre de Mende köyü yine büyük bir şehir ve Uşakın olduğu yer Mende beyine ait bir mandıradırMende beyi buraya yedi kişilik yönetici,bakıcı bir topluluk oturmuşturZamanla anlar ki ,bu yedi kişinin her biri bir dalda aşık insanlardırKimisi işine aşık,kimisi sanatına aşık,kimisi de manevi hasletlerine,ruh yüceliğine malik aşıklar ortada bir sekizinci aşık daha vardırO da bizzat beydirBey, mandıradaki bu yedi aşıkın aşklarına aşıktırVe içinden biricik güzel kızını bunların en küçüğüne vermeyi geçirmektedirFakat kızının gönlünü bilmeden tereddüt etmektedirBir gün içinden geçeni kızına açar ve öğrenir ki kızı da o yedi aşıktan en küçüğüne aşıkBabanın ve kızın katılmaları ile sayıları dokuza çıkan aşıklar,mandırada dokuz gün süren düğün yaparlarMendeden göç ederek buraya yerleşirlerDokuz aşıkın yerleştikleri bir yerde,yakışan ismi kendiliğinden alır
Uşak adının konulmasının sebebi;daha kaynaklarda tespit edilememiştirAncak “XIyüzyılın sonlarından itibaren Anadoluya gelen ve XII Yüzyılın ikinci yarısından,özellikle son çeyreğinden itibaren kendi şartların yaratan Selçuklu çağının oluşturduğu bir iskan yeri,yani bir Türk şehri olsa gerektir” 1255 tarihinde yaptırılan Çanlı köprü Uşakın Selçuklular devrinde meydana gelen bir tür şehri olduğu tezini güçlendirmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



İLÇELER:

Uşak ilinin ilçeleri; Banaz, Eşme, Karahallı, Sivaslı ve Ulubey'dir

NASIL GİDİLİR?

Karayolu: Ankara-İzmir devlet karayolunun üzerinde yeralan Uşak, Ege Bölgesi ile İç Anadolu bölgesini birbirine bağlayan bir geçiş merkezi durumundadır Otobüs Terminali kent merkezindedir

Otogar Tel: (+90-276) 212 31 35

Demiryolu: Demiryolu ile Uşak'a ulaşım mümkündür

İstasyon Tel: (+90-276) 227 39 07 - 227 39 06

Havayolu: Uşak havaalanı, kent merkezine 4 km mesafededir Ulaşım şehir içi minibüslerle sağlanmaktadır

Havaalanı Tel: (+90-276) 253 37 40

GEZİLECEK YERLER

Müze ve Örenyerleri

Arkeoloji Müzesi

Adres: Kurtuluş Mah Doğan Sok No: 1 - Uşak

Tel: (276) 227 39 30

Etnografya Müzesi

Bozkurt Mah Hisarkapı Sok No: 77 - Uşak

Tel: (276) 227 39 81

Örenyerleri

Uşak Arkeoloji Müzesi

Akmoneon - Banaz - Ahat

Sebaste - Sivaslı - Selçikler

Blaumdus - Ulubey - Sülümenli

Mesotimalos - Eşme - Düzköy

Güre Tümülüsleri - Güre

Sebaste (Selcikler) : Sebaste şehri, Roma İmparatoru Augustus tarafından MÖ 20 yılında Sebaste adıyla kurulmuştur Roma döneminde 12 önemli şehirden biridir MS 9 yüzyılda yakın çevresindeki kentlerin piskoposluk merkezi haline gelmiştir En görkemli çağlarını Bizans döneminde yaşayan kentte büyük ve küçük olmak üzere iki kilise bulunmaktadır

Blaundus (Sülümenli) : Ulubey ilçesi Sülümenli köyü yakınlarında, Büyük İskender'in Anadolu seferinden sonra Makedonya'dan gelenler tarafından kurulmuştur En önemli yapıları kale, tapınaklar, tiyatro, stadyum ve kaya mezarlarıdır

Uşak'ta gezilip görülecek ören yerleri arasında, Alaudda (Hacımköy), Mesotimolos (Düzköy), Akmonia (Ahatköy) yer almaktadır

Karun Hazineleri

1960'lı yılların ortalarında Uşak'ın Güre Köyü yakınındaki Lidya Tümülüsünde yapılan kaçak kazılarda bulunan eserler, götürüldüğü Amerika'dan 1993 yılında mahkeme yoluyla geri alınan MÖ 6 yüzyıl Lidya dönemi eserleridir Büyüklü küçüklü 450 parçadan oluşan bu hazine 1996 yılından bu yana Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir

Antik Çağda Anadolu'nun batısında yeralan, tarihçi Heredot'a göre üç ********n yönettiği Lidya İmparatorluğununun son sülalesi Mermnadlar, ülkeye yaklaşık 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya'nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır MÖ 7yyılın başında parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlardan birini gerçekleştiren Lidya'nın, devrinin en zengin ülkesi olmasının önemli nedeni, Tmolos (Bozdağlar) dağlarından çıkan ve Hermos (Gediz) nehrine karışan Sart deresinin alüviyonları içerisindeki altındır Birtakım entrikalarla ülkeyi ele geçiren üçüncü ********n son kralı Kroisos, MÖ 560 yılında tahta geçmiş ve akılalmaz zenginliği ile Karun kadar zengin değimi ile ününü günümüze kadar taşımıştır

Karun Hazineleri, MÖ 560-546 yılları arasında ülkesini yöneten bu kralın dönemine ait, Uşak ilinin 25 km batısında, Uşak-İzmir karayolunun üzerinde bulunan Güre Köyü yakınlarındaki Lidya Tümülüslerinden çıkan eserlerdir Kaçak kazılarda bulunan ve yurtdışına kaçırılan eserler, mahkeme yolu ile ülkemize tekrar geri getirilmiş ve Uşak Müzesinde sergilenmektedir Lidya döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen bu eserler altın gümüş bronz ve mermerden meydana gelmiştir

Camiler

Burma Cami : 14 yüzyıl Osmanlı Dönemi yapılarındandır Yapım tarihi kesin belli değildir 1862-1922 yıllarında yangın geçirmiş, 1988 yılında iki kez onarım görmüştür Minaresinin yapısından dolayı Burma Cami adını alan cami iki kubbelidir

Ulu Cami : Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, yapı tarzı Germiyan Beyliği Devrinin mimari özelliklerini yansıtmaktadır Cami, 1 büyük 6 küçük kubbeden oluşmaktadır

Hanlar

Paşa Hanı : 19 yüzyılda bir Fransız mimar tarafından yapılan Paşa Hanı, önceleri han olarak kullanılmış, restorasyondan sonra da otel haline getirilmiştir

Bedesten : 1901'de İtalyan Mimar tarafından, iki katlı ve 30 odalı olarak kesme taştan yapılmıştır Birinci katı sarraflar çarşısı olarak, üst katı ise çeşitli iş kolları için kullanılmaktadır

Köprüler

Lidyalılar tarafından yaptırılan Cılandıras Köprüsü ile, Osmanlı Dönemişnden kalma Hacı Gedik Köprüsü, Çataltepe Köprüsü , Beylerhan Köprüsü ve Çanlı Köprüsü Uşak'ın önemli tarihi köprüleridir

Cılandıras Köprüsü : Karahallı ilçesinde, Banaz Çayı üzerinde bulunan köprü, Lidyalılar tarafından, kral yolu üzerinde yaptırılmıştır Kalemle işlenmiş kemerin taşları birbirine kenetlendirilmiştir

Çataltepe Köprüsü : Gediz nehri üzerinde, Osmanlı Dönemine ait 3 kemerli bir köprüdür Eski kervanyolku üzerinde bulunan köprü, bugün de kullanılır durumdadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Genel Bilgi



Ege Bölgesinin İçbatı Anadolu bölümünde yer alan Uşak, kuzeyde Kütahya, doğuda Afyon, güneyde Denizli ve batıda Manisa illeri ile çevrilidir İl arazisi genel olarak dalgalı plato görünümündedir Kuzey ve doğu kesimleri dağlık, güney ve batı kesimleri ise ovalar ve dalgalı arazilerden oluşmaktadır İçbatı Anadolu Bölümünün orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerinde kurulmuş olan Uşakın kuzeyini Murat Dağı, doğusunu Ahır Dağı( 1915 m) ile Bulkaz Dağlarının batı uzantıları engebelendirir İlin en yüksek noktası Murat Dağında Kartaltepedir (2309 m) İl merkezindeki Elma Dağı (1805 m), Tahtalı Tepe (1644 m) ve Kocatepe (1298 m) ilin diğer yükseltileridir Bunlardan Elmalı Dağının üzerinde geniş yayla ve otlaklar bulunmaktadır

İl toprakları vadilerle yarılmış, engebeli yaylalar görünümündedir Gediz vadi tabanının genişlediği alanlarda Küçük Banaz ve Uşak ovaları bulunmaktadır Bu ovalar akarsuların taşıdığı alüvyonlarla kaplı olup, il yüzölçümünün %5,5luk bölümünü kaplarlar Uşak Ovası il merkezinin kenarında, deniz seviyesinden 890 m yüksekliğinde, doğu-batı yönünde uzanmaktadır Bu ovanın üzerinde yüksekliği az olan volkanik tepeler sıralanmıştır Büyük Menderes Nehrinin önemli kollarından Banaz Çayı kenarında, kuzeydoğu-güneybatı yönünde uzanan Banaz Ovası yer almaktadır

İl topraklarından kaynaklanan sular Büyük Menderes Nehri ve Gediz Nehri aracılığı ile Ege Denizine dökülür Kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda akan Banaz Çayı Ulubeyin yakınlarında Kazancı (Yavu) Deresi ile birleştikten sonra il sınırları dışında Büyük menderes Nehrine katılır İl topraklarından kaynaklanan Hamam Çayı da yine il sınırları dışında Büyük Menderes Nehrine katılır Karayol (Güre) Çayı ise kuzeybatıdaki Gediz Nehrine katılır Büyük Menderes Nehri üzerindeki sulama, enerji ve taşkınları önleme amaçlı Adıgüzel Baraj Gölünün kuzey kesimi de il sınırları içerisindedir Bunun dışında il toprakları içerisinde doğal bir göl bulunmamaktadır



İlin yüzölçümü 5341 km2 olup, 2000 Yılı Genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 322313tür

Akdeniz iklimi ile Karasal iklim arasında geçiş özelliği gösteren bir iklime sahiptir Sıcaklık ve yağış, Ege bölgesine göre düşük, İç Anadolu bölgesine göre daha yüksektir Kışlar Egeye göre daha sert geçmektedir Yağışlarda ilkbahara doğru bir kayma dikkati çekmektedir
Yıllık sıcaklık ortalaması değeri 12,3 derecedir

Uşakın bitki örtüsü genelde step görünümünde olup, Nehir boylarında söğüt, kavak ağaçları ve tarım alanları yer almaktadır İlin yüksek kesimlerinde meşe, kızılçam, karaçam ve ardıç ağaçlarından oluşan ormanlar bulunmaktadır

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık, ormancılık, dokumacılık, turizm ve sanayie dayalıdır İlde yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında; arpa, buğday, şeker pancarı, nohut, mısır, yulaf, soğan, tütün, baklagiller, armut, vişne, karpuz, üzüm, domates ve diğer sebze çeşitleri ve gelmektedir Az miktarda da pamuk, haşhaş, anason ve susam yetiştirilir Hayvancılıkta sığır, koyun, kıl keçisi yetiştirilir Tavukçuluk ve arıcılık da yapılmaktadır

Uşak ve yöresinde üretilen Uşak halıları XVIyüzyılda büyük bir üretim merkezi konumunda idi Burada üretilen halılar Osmanlı saray ve camilerinde kullanılmış ve aynı zamanda da ihraç edilmiştir Eski Uşak halılarında kiremit rengi bazen de lacivert zeminli madalyonlar sonsuz sıralar halinde birbirini izlemiştir Bu madalyonlarda mavinin çeşitli tonları, kahverengi, sarı ve beyaz renkler uygulanmıştır Ayrıca baklava biçimli ve sekiz köşeli yıldız motiflerinin bulunduğu halılar da halı sanatı yönünden önem taşımaktadır Kuş motifli halılar yörenin önemli halı örneklerinden olup, bunlar Türk ve İslam Eserleri Müzesi başta olmak üzere yerli ve yabancı müzelerde bulunmaktadır XVIII ve XIXyüzyıllarda yan yana mihrap desenlerinin bulunduğu Uşak halılarının da ayrı bir değeri vardır



Uşak,Türkiyede ilk sanayi kuruluşlarının ortaya çıktığı yörelerimizden biridir XIXyüzyılda yabancı sermayeli Osmanlı Bankası, Uşak ve Alaşehirde şube açmıştır Uşakta imalat sanayiinin kurulmasında halı ve kilim dokumacılığının büyük payı olmuştur Geleneksel metotlarla üretilen halılar daha sonra fabrikasyon üretime geçmiştir İlk olarak 1905 yılında iplik fabrikası kurulmuş, bunu 1910da açılan iplik ve şayak fabrikası izlemiştir Türkiyedeki ilk şeker fabrikası da 1926da Uşakta açılmıştır Cumhuriyetin il yıllarında Türkiyenin sanayileşme çalışmalarına Uşak öncülük etmiştir Tarihi MÖVyüzyıla kadar inen dericilik Uşakta önde gelen ve sürekli gelişen bir sanayii dalıdır Ayrıca ilde tekstil giyim ve deri sanayii de önde gelmektedir İlde, gıda, tütün, taş, metal eşya, makine ve teçhizatı, kereste ürünleri, kimya ve plastik sanayii dallarında faaliyet gösteren işletmeler bulunmaktadır

İl toprakları yer altı kaynakları yönünden zengindir Banazda asbest, civa, kaolin ve manganez, Eşmede uranyum, Sivaslıda asbest, Ulubeyde zımpara taşı yatakları bulunmaktadır Ayrıca maden suları da değerlendirilmektedir

Uşak yöresinde yapılan kazı ve araştırmalar yöredeki ilk yerleşmenin MÖ4000 yıllarında Kalkolitik Çağda başladığını göstermektedir Bu yerleşim İlk Tunç Çağında daha da yoğunlaşmış, MÖ2000de Anadoluda ilk siyasi birliği kuran Hititler yöreye yerleşmiştir Hititler Assuvalılarla savaşmış, MÖXIIyüzyılda yöreye yerleşen Frigler Assuvalılarla kaynaşmıştır Friglerden sonra MÖ676da Kimmerler ardından da MÖVIIyüzyılda Lidyalılar buraya hakim olmuştur Dünyada ilk sikke basan ve dönemin en zengin krallığı olan Lydialılar, MÖ546 yılında Persler tarafından yıkılıncaya kadar yöre ticaretinde Kral Yolundan da yararlanarak etkili olmuşlardır546da Lydia kralı Kroisos ile Pers kralı Kyros arasında Sardeste yapılan savaştan sonra Persler yöreye egemen olmuşlardır Bu durum MÖ334e kadar devam etmiştir Makedonya kralı Büyük İskenderin Anadolu seferi sonunda da Persler Anadoludan çekilmiş, yöre Büyük İskenderin egemenliği altına girmiştir Büyük İskenderin ölümünden sonra Uşak yöresi generallerinden Lysimakhosun payına düşmüştür Bundan sonra Pergamon Krallığı yöreye egemen olmuştur189 yılında Pergamon Kralı IIIAttalosun topraklarını vasiyet yolu ile Romaya bırakmasından sonra da Romalılar buraya hakim olmuşlardır



Roma İmparatorluğunun 395te ikiye ayrılmasından sonra Anadolunun bir bölümü ile birlikte Uşak yöresi de Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun hakimiyetine girmiştir Bizans döneminde Anatolikon Themasının sınırları içerisinde olan yöre, zaman zaman Selçuklular ile Bizanslılar arasında el değiştirmiştir Selçuklu sultanı IIKılıçarslan ile Bizans İmparatoru Manuel Komnenos arasında yapılan Miryakefalon Savaşı sonucunda yöre Selçukluların yönetimine geçmiştir Bundan sonra Anadolu Selçukluları sınırlarını Denizliye kadar genişletmiştir Sultan IIKılıçarslan 1185te topraklarını on bir oğlu arasında paylaştırmıştır Bunun sonucunda da Kütahya, Uşak ve Uluborlu bölgesi Gıyaseddin Keyhüsrevin payına düşmüştür IGıyaseddin Keyhüsrev 1192 tarihinde devletin başına geçmeyi başarmışsa da bu durum fazla uzun sürmemiş, 1196da kardeşi IISüleyman Şah tarafından sürgüne gönderilmiştir Selçuklu sultanlarının aralarındaki bu mücadeleden yararlanan Bizanslılar da Kütahya ve Uşak yöresini yeniden ele geçirmişlerdir Bu durum 1233 tarihine kadar sürmüştür

XIIIyüzyılın ilk yarısında Alaaddin Keykubat Uşak yöresini Anadolu Selçuklu topraklarına katmış ve bu dönemde Malatya yöresinden gelen Germiyanoğulları Uşak ve çevresine yerleşmişlerdir Germiyanoğulları 1300 yılında burada bağımsızlığını ilan etmiş, bu durum Yıldırım Beyazıtın 1390da yöreyi Osmanlı topraklarına katmasına kadar sürmüştür Ancak Yıldırım Beyazıt Ankara Savaşında (1402) Timura yenilince, Timur yöreyi yeniden Germiyanoğullarına vermiştir Uşak ve yöresi 1429da Germiyanoğullarının son hükümdarı IIYakup Beyin vasiyeti ile kesin olarak Osmanlı topraklarına katılmıştır



Osmanlı döneminde Anadolu eyaletinin Kütahya sancağına bağlı bir kaza konumunda olan Uşak, XVIyüzyılda Celali İsyanlarından, XVIIIyüzyılda da Ayânların baskılarından etkilenmiştir XIXyüzyıl sonlarında Hüdavendigâr (Bursa) vilayetinin Kütahya sancağına bağlı bir kaza olarak yönetilmiştir 1867 yılında Belediyesi kurulmuştur

Balkan Savaşları ve IDünya Savaşından sonra Makedonya ve Trakya göçmenlerinin bir bölümü buraya yerleştirilmiştir Kurtuluş Savaşı sırasında 29 Ağustos 1920-2 Eylül 1922 arasında Yunan işgalinde kalmıştır Yunan generali Trikopis Uşakta Elma Dağında Türk kuvvetlerine teslim olmuştur Bu dönemde Uşak yakılmıştır Bu yangında Uşak kaza merkezindeki Kurtuluş Mahallesinin yarısı, Hamidiye, Sarayaltı ve Durak Mahallesinin tamamı yanmıştır Uşak Ticaret ve Sanayi Odası tarafından yapılan incelemelerde 650 ev, l resmi bina, 3 hamam, 2 mektep, l hastane, 5 han ve otel 5 cami ve mescit 4 medrese 2 kiremithane 2 fabrika 26 çeşme ve su terazisinin yandığı tespit edilmiştir

Cumhuriyetin ilanından sonra Uşak, Kütahya vilayetinin bir kazası olarak kalmış, Teşkilat-i Esasiye Kanunu ile Banaz, Sivaslı, Karahallı ve Ulubey Nahiyeleri, Uşak Kazasına bağlanmıştır 1953 yılında Uşak il konumuna getirilmiş, Manisa İlinden Eşme buraya bağlanmış ve diğer nahiyeler kaza konumuna getirilmiştir



Uşak ve çevresinde günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Blandaus Antik Kent kalıntıları, höyükler, Tümülüsler, Sivaslıda Antik Sebaste kenti Roma ve Bizans kalıntıları, Ulubey Kanyonları, Selçikler Erice Köyü Ballıkaya Kilisesi, Bulkaz Dağı yamacındaki Delikkaya Kilisesi, Uşak Ulu Camisi (XVyüzyıl), Burmalı Cami (XVIyüzyıl), Çakoloz Camisi (XIXyüzyıl), Şeyh Hacı kemal Türbesi (1892), Aliağa Çeşmesi (XVIyüzyıl), Ciccim Çeşmesi (XIXyüzyıl), Cankış Çeşmesi (1901), Çanlı Köprü (1256), Beyler Han Köprüsü, Halı Pazarı Köprüsü ve Türk sivil mimari örneklerinden Uşak evleri bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Gezgin Gözüyle





Karun Hazineleri:1960'lı yılların ortalarında Uşak'ın Güre Köyü yakınındaki Lidya Tümülüsünde yapılan kaçak kazılarda bulunan eserler, götürüldüğü Amerika'dan 1993 yılında mahkeme yoluyla geri alınan MÖ 6 yüzyıl Lidya dönemi eserleridir Büyüklü küçüklü 450 parçadan oluşan bu hazine 1996 yılından bu yana Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir Antik Çağda Anadolu'nun batısında yeralan, tarihçi Heredot'a göre üç sülalenin yönettiği Lidya İmparatorluğununun son sülalesi Mermnadlar, ülkeye yaklaşık 141 yıl egemen olmuşlar, Lidya'nın bölgede siyasi ve ekonomik yönden en önemli ülke olmasını sağlamışlardır



MÖ 7yyılın başında parayı icat ederek insanlık tarihindeki en önemli buluşlardan birini gerçekleştiren Lidya'nın, devrinin en zengin ülkesi olmasının önemli nedeni, Tmolos (Bozdağlar) dağlarından çıkan ve Hermos (Gediz) nehrine karışan Sart deresinin alüviyonları içerisindeki altındır Birtakım entrikalarla ülkeyi ele geçiren üçüncü sülalenin son kralı Kroisos, MÖ 560 yılında tahta geçmiş ve akılalmaz zenginliği ile Karun kadar zengin değimi ile ününü günümüze kadar taşımıştır
Karun Hazineleri, MÖ 560-546 yılları arasında ülkesini yöneten bu kralın dönemine ait, Uşak ilinin 25 km batısında, Uşak-İzmir karaolunun üzerinde bulunan Güre Köyü yakınlarındaki Lidya Tümülüslerinden çıkan eserlerdir Kaçak kazılarda bulunan ve yurtdışına kaçırılan eserler, mahkeme yolu ile ülkemize tekrar geri getirilmiş ve Uşak Müzesinde sergilenmektedir Lidya döneminin en görkemli eserleri olarak bilinen bu eserler altın gümüş bronz ve mermerden meydana gelmiştir



Sebaste: (Selcikler) Sebaste şehri, Roma İmparatoru Augustus tarafından MÖ 20 yılında Sebaste adıyla kurulmuştur Roma döneminde 12 önemli şehirden biridir MS 9 yüzyılda yakın çevresindeki kentlerin piskoposluk merkezi haline gelmiştir En görkemli çağlarını Bizans döneminde yaşayan kentte büyük ve küçük olmak üzere iki kilise bulunmaktadır
Blaundus: (Sülümenli) Ulubey ilçesi Sülümenli köyü yakınlarında, Büyük İskender'in Anadolu seferinden sonra Makedonya'dan gelenler tarafından kurulmuştur En önemli yapıları kale, tapınaklar, tiyatro, stadyum ve kaya mezarlarıdır Uşak'ta gezilip görülecek ören yerleri arasında, Alaudda (Hacımköy), Mesotimolos (Düzköy), Akmonia (Ahatköy) yer almaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Sözlü Tarih

Avşar Beyi Söylencesi:Avşar Beylerinden biri ava çıkmıştırAv peşinde koşarken Bizans sınırına girmiştirTtusak olarak Tekfurun huzuruna çıkarılırTekfur:"buralarda ne arıyorsun?" diye sorarAvşar Beyi:,"Hiç, canım sıkılmıştı şöyle bir çıkıp gezeyim bir kale fethhedeyimdedim" derTekfur güler,"Kaleyi tek başına mı alacaksın" derAvşar Beyi de gülümser " Hayır dağın öbür yamacında silahlı 10000 askerim varbirkaç saat içinde dönmezsem buraya üşüşüp taşüstünde taş koymayacaklar,çok kan dökülecektir" der

Tekfur korkar onbin atlıyla başedeccek askeri yokturBir çare aramaya koyulur"Aramızda bir antlaşma yapalım ben size yılda bin altın beşyüz koyun bir o kadar da deve at versem,bu savaştan vaz geçermisiniz?"Afşar Beyi şöyle bir düşünür:"Kan dökülmesini istemeyen bir insansınızHatırınız için önerinizi kabul ediyorumHemen hazırlayın ben döndükten sonra da yollayın,sakın ola ki yola asker çıkarmayın,atlılarım üzerime asker saldırdığınızı düşünüp kaleye saldırabilirleristeklerimi de tam zamanında gönderin"derBizans tekfuru böyle bir belayı savuşturduğu için memnundurTek başına bir kaleyi aldığı için namı artan Afşar Beyi zamanla bölgeye tamamıyla hakim olur
Ali ile Kezban söylencesi:Yörede yaşayan zengin bir alenin Kezban adında çok güzel bir kızı vardırDağ eteğinde sürüsünü otlatan çoban bir gün kızı görür ve sevdalanırKezban da ona tutulmuşturAli yıllarca sırrını saklar ama bir gün gelir artık dayanamaz ve anasını kızı istemeye gönderir ana yüreği dayanamaz ve varır kız kapısına kızı ailesinden isterBey kızar:"Oluna söyle yüksek dağların başı dumanlı olurBaş döndürürBaşını yükseklerde gezdireceğine,dağın eteğinde sürüsünü otlatsın kendi dengini bulsun "derBu sözler Hem Ali yi hemde Kezban'ı derinden yaralar iki aşık kaçmaya karar verirlerGece yarısı bir pınar başında buluşurlarama pusu kuran beyin adamları ikisinide öldürürlerOlay tüm çevreyi etkilerHer ikisininde ardından türküler yakılır
Evren Dede söylencesi:Bir zamanlar Banaz ilçesinin günümüzde Evren Dede koruluğu denilen yerde türküler çalıp söyleyen bir Türkmen koca yaşamaktadırEzgiler öylesine yankılanır ki duyan sese doğru koşar ve Evren Dede susmadıkça yanından ayrılamazmışBir gün gelir artık koruluktan ses gelmez olur koruluğa gidenler Evren Dede den hiçbir iz bulamazlarAma sazından gelen nağmeler koruluğa sinmiştirYel estikçe sesler dökülürçamların uğultusuna karışıp Uşaklılar a Evren Dede'nin ezgilerini dinletirGünümüzde de yel estiğinde yörede aynı namelerin geldiği ne inanılır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Cami ve Mescitleri

Ulu Cami (Merkez)



Uşak il merkezinde bulunan Uşak Ulu Camisinin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, Germiyanoğulları dönemi mimari özelliklerini yansıtmaktadır Caminin giriş kapısı üzerindeki Arapça yazılı sülüs kitabesi bulunuyorsa da bu kitabe cami ile bağlantılı değildir Bir çeşmeye ait olan bu kitabe caminin yapım tarihi ile ilgili bir bakıma bilgi vermektedir

Bu kitabede “Germiyan illerinin beyi Süleyman Şah oğlu Yakup Bey h822 (1419) yılında yaptırdı ve suyunu getirdi” yazılıdır

Cami ile ilgili araştırma yapan Mahmut Akok: “Meskür çeşme evvelce camiin kuzey avlusunun bir kenarında iken son yapılan tamirler ve avlunun tanzimi sırasında buradan kaldırılmış ve üzerinde bulunan kitabe de caminin yapılış tarihine uyması bakımından bugün bulunduğu yere konulmuştur” demektedir

Uşak Ulu Camisi Germiyanoğulları devri, özellikle Beylikler devri ile Osmanlı mimarisi arasında bir geçiş dönemini yansıtmaktadır Bununla beraber bu yapı daha geç dönemlerde onarılmış, XIX yüzyılda ampir üslubunda bezenmiştir Yine bu dönemde önüne bir son cemaat yeri eklenmiştir

Cami kesme taştan bir yapı olup, önündeki son cemaat yeri ve ibadet mekânı ile bütün halinde tek bir kütle görünümündedir Avlusunun mihrap ve kısmen de doğu yönünde bir mezarlık bulunmaktadır Taş döşeli avlusu ise günümüzde yol seviyesinden birkaç metre daha aşağıda kalmıştır Caminin doğu duvarına sonradan bitişik olarak yapılan minaresi de ayrı bir kütle görünümündedir Son cemaat yeri pandantifli, dıştan sekiz köşe kasnaklı beş kubbe ile örtülü, üç kapılıdır Cephe görünümünü geniş sivri kemerlerin oluşturduğu kalın taş sütunlar oluşturmaktadır Son yıllarda bu taş sütunlar camekânla kapatılmıştır



Son cemaat yerinden ibadet mekânına ampir üslubunda bir kapıdan girilmektedir İbadet mekânı 1850x2200 m ölçüsünde dikdörtgen planlıdır İbadet mekânı dört kütlevi paye ile üç sahna bölünmüştür Bunlardan girişin önünde sivri tonozla örtülü bir nevi giriş holü, bunun arkasında 10 m çapında büyük bir kubbenin örttüğü asıl ibadet mekânı bulunmaktadır Bu bölümün üzerini örten kubbe geniş kemerlerin yardımı ve payeler ile çevre duvarlarının üzerine oturtulmuştur Bunun yanı sıra kubbe dışında kalan iki yan bölümler üçer küçük kubbe ile örtülüdür

Mihrap taş oymadan olup, geç dönemlerde yapılan onarımlar sırasında orijinalliğinden oldukça uzaklaşmış ve bezemelerle de ampir üslubuna dönüşmüştür Minber ise orijinalliğinden uzak bir görünümdedir Eski minbere ait bazı parçalar yeni yapılan minber üzerine eklenmiştir

Uşak Ulu Camisi kendine özgü bir yapı olmasına rağmen aynı dönemde yapılmış diğer yapılarla da ortak benzerlikler göstermektedir Edirne Eski Cami, Sofya Büyük Cami ve Filibe Cuma Camisi ile plan yönünden ilginç benzerlikleri vardır Bu konuda araştırma yapan Mahmut Akok; “Orta sahna verilen kıymet ve burada yaratılmış olan genişlik ve irtifa ile müteakip çağlarda inkişaf ettirilmiş merkezi tek sahanlı camilerin bir nevi prototipi gibi durmaktadır” demektedir

Caminin yanındaki minare beden duvarlarına kadar yükselen dikdörtgen taş kaide üzerinde Türk üçgenlerinin yardımı ile tek şerefeli yuvarlak gövdeye geçilmektedir

Burmalı Cami (Merkez)



Uşak İl merkezinde, şeker fabrikaları ile Buğday Pazarını ayıran yolların köşesinde bulunan bu caminin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir Ayrıca kitabesi de günümüze gelemediğinden banisinin ve mimarının isimleri bilinmemektedir Bununla beraber yapı üslubundan XVI yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Caminin giriş kapısının sağında yer alan onarım kitabesinden de h1185 (1769) yılında onarıldığı öğrenilmektedir

Kitabe:
“Çün harabe müşerref oldu bu cami ey hüncaz
Hoş delalet kıldı tamirine Abdullah izam
Hayre sai olduğu içün ol azizi muhterem
Yeğinle buldu hayatı kubbe şadırvan can
Çün minare giyecek başına bir zerrin külah
Dedi tarihi bir müferriş camii oldu bu tamam hicri sene 1185 (1769)

Kesme taştan yapılmış olan camiye merdivenli bir avludan girilmektedir Giriş portalinin önü sonradan camekânla kapatılmıştır İki kare mekânın birleşmesinden meydana gelen caminin ibadet yerinin önündeki bölüm basık kubbelidir Bu kısmın sonradan eklendiği sanılmaktadır Son cemaat yeri niteliğindeki bu kısmın duvarlarında sivri kemerli nişler bulunmaktadır Bu bölümün üzerini örten kubbe sekizgen bir kasnak üzerine oturmaktadır Böylece ibadet mekânını örten ana kubbeye uyum sağlanmak istenmiştir

İbadet mekânının duvarları 150 m kalınlığında olup, 900x900 m ölçüsünde kare planlıdır Bu bölümün üzerini örten kubbe sekizgen kasnak üzerine oturtulmuştur Kubbenin basık oluşu iç mekâna ağır bir görünüm vermiştir İbadet mekânı küçük pencerelerle aydınlatılmış olmasına rağmen iç mekân loştur İç mekânı süsleyen bezemeler XIX yüzyılda yapılmıştır

Mihrap üçgen bir niş şeklinde çıkıntılı olup, taşa oyulma sureti ile yapılmış, üzeri mukarnasla sonuçlandırılmıştır Geç devirde yapılmış olan ahşap minberin üzerine eski minbere ait eski parçalar da eklenmiştir

Girişin sağında yer alan minare ilk mekânın uzantısı ile birleştirilmiştir Sekizgen kaide üzerine kırmızı tuğladan silindirik olarak yapılan gövde tek şerefelidir Gövde üzerindeki kırmızı tuğladan yivler helezoni bir şekilde dizilerek minareye değişik bir görünüm kazandırılmıştır

Çakoloz Camisi (Merkez)



Uşak il merkezi Kurtuluş Mahallesi, Çakoloz Cami Sokağında bulunan bu caminin de kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber portal üzerinde bulunan Sultan II Abdülhamite ait tuğradan XIX yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır Ayrıca caminin mimari üslubu da bunu açıkça göstermektedir Cami çeşitli tarihlerde yangın geçirmiş ve onarılmıştır Uşaklı Çakoloz ailesinin bu onarımlarda büyük payı olduğundan camiye Çakoloz ismi verilmiştir Caminin gerçek ismi ve banisi de bilinmemektedir

Cami kesme taştan yapılmış olup, dikdörtgen bir avlunun güneydoğu kenarındadır Kütlevi bir görünümü olan yapıda XIX yüzyıl mimarisinin batı etkileri açıkça görülmektedir Cephe görünümünde kırmızı kemerler, duvarlara gömülmüş ayaklar üzerine oturtulmuş volütler, diş kesimleri ve kornişlerle hareketlilik verilmiştir XX yüzyılda caminin önüne bir de son cemaat yeri eklenmiştir Bu bölüm sivri kemerlerle birbirine bağlanmış dört kalın sütun ve bunların üzerini örten üç küçük kubbeden meydana gelmiştir Son cemaat yerinden rokoko üslubunda bir portalle ibadet mekânına girilmektedir Bu portal kademeli kırma kemer şeklinde olup, akantus yaprakları ile bezenmiştir Kemerin üzerine oturduğu konsollar kompozit sütun başlıklı yivli sütunlara dayanmaktadır Kırma kemerin ortasına da kabartma çiçek ve karanfil yaprakları yerleştirilmiştir Bunun üzerinde de Sultan II Abdülhamitin tuğrası bulunmaktadır

İbadet mekânı doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, bugün üzeri oldukça yüksek bir çatı ile örtülmüştür İlk yapımında kubbeli olduğu sanılmaktadır Mihrap dışarıya çıkıntı yapan bir niş şeklindedir Ahşap minberin ise hiçbir mimari ve sanat tarihi yönünden özelliği yoktur

Son cemaat yeri ile ibadet mekânını birleştiren köşeye minare yerleştirilmiştir Minare kare kaide üzerinde tek şerefeli ve silindirik gövdelidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Türbeleri

Şeyh Hacı Kemal Türbesi (Merkez)

Uşak il merkezinde, Kurtuluş İlköğretim Okulunun arkasında bulunan bu türbenin Germiyanoğulları zamanında Uçbeylerinden Hacı kemale ait olduğu söylenmektedir Bir başka söylentiye göre de Hacı kemal Sultan Yıldırım Beyazıtın karısı Devlet Hatunun kızkardeşi Cemile Hatun ile evli idi Türbe içerisinde iki lahit bulunmaktadır Ancak bu söylentilere açıklık getirecek bir belgeye rastlanmamıştır

Şeyh Hacı Kemalin mezarı üzerinde h1311 (1892) tarihli kitabe bulunmaktadır

Kitabe:
“İadei şeref eyledi Hacı Kemal Sultan himmeti kutsiyyesi yerini buldu Mamur sağ olsun âlemde din vatan hayhuhan kıldılar bu eseri necate sebebi magfur 1311

Şeyh Hacı Kemalin Germiyanoğulları zamanında Uçbeyi olduğu söylenirse de mezar taşındaki tarih ile arada büyük bir fark bulunmaktadır

Türbe kesme taştan dikdörtgen planlı olup üzeri yüksek kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür Türbenin kuzey cephesinde dikdörtgen şeklinde bir kapıdan içerisine girilmektedir Bu kapının iki yanına birer pencere yerleştirilmiştir Kapı ve pencerelerin üzerleri tuğladan yassı kemerli nişlerle şekillendirilmiştir Ayrıca doğu yönündeki cepheye de sivri kemerli bir pencere daha açılmıştır Türbe içerisinde herhangi bir bezeme elemanına rastlanmamaktadır

Hacim Sultan Türbesi (Sivaslı)



Uşak ili Sivaslı ilçesisi Hacım Köyü mezarlığında bulunan türbe üzerinde kitabe yeri olmasına rağmen kitabe yeri boş bırakılmıştır Yalnızca h1223 ( 1808) tarihi yazılıdır Bu tarihin türbenin yapımı ile ilgili olup olmadığı da kesinlik kazanamamıştır Ancak türbe içerisindeki kalem işlerinin XIX yüzyılın başına ait olduğu da görülmektedir

Bu türbenin Hacim Sultana ait olduğu söylenmekte olup, Hacim Sultanın Hazreti Pirin üçüncü halifesidir Onunla birlikte Horasandan Anadoluya geldiği rivayet edilmektedir

Türbe düzgün kesme taştan sekizgen planlı olup, yüksek kasnaklı içten pandantifli kubbe, dıştan çatı ile örtülüdür Giriş kapısı önünde yuvarlak kemerli bir giriş bulunmaktadır Bu bölümün sonradan türbeye eklendiği sanılmaktadır Türbenin giriş kapısı üzerinde geometrik motifli mermer bir plaka üzerinde iki palmet motifine yer verilmiştir

İç mekân muntazam kesme kalker taşından yapılmış, yer yer de devşirme parçalardan yararlanılmıştır Türbenin içerisi oldukça sade olup, pandantiflerde XIX yüzyıla ait kalem işleri görülmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Çeşmeleri

Cankış Çeşmesi (Merkez)

Uşak Aybey Mahallesinde, Eski Hükümet Konağı yakınında bulunan bu çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre h1320 (1901) yılında, dönemin zengin ağalarından olan İbrahim Ağanın kızı Emine Hatun tarafından yaptırılmıştır Söylentiye göre Emine Hanım üç günlük gelin iken ölmüş, babası İbrahim Ağa tarafından onun ruhu için yaptırılmıştır

Kitabe:
“Ve sahabüz rabbühün saraban tahura
Gerek Allah kıldı bu çeşmeyi Emine
Hatun fi sebilullah akıttı böyle
Bu ab-ı revan hem delil oldu
Bu çeşmeyi pederi İbrahim Ağa
Dai duada satlabı (dar)
Canan ola 1320 (1921)”

Çeşme kesme taştan yuvarlak bir niş şeklindedir Bu yuvarlak kemer yanlardaki yivli konsollar üzerine oturtulmuştur Niş içerisinde kabartma bir bordür çepeçevre dolaşmaktadır Çeşme günümüze iyi bir durumda gelmiştir

Ali Ağa Çeşmesi (Merkez)

Uşak il merkezinde Ali Ağa denilen bir semtte Ali Ağa Sokağında, dört yol ağzında bulunmaktadır Çeşmenin yapım tarihi bilinmemekle beraber, üzerindeki onarım kitabesinden h 1202 (1787) yılında onarıldığı anlaşılmaktadır

Onarım Kitabesi:
“Maşallah bu mekânda çeşme
Müminler geçip akıttı içreye
Bu Hamdüllillah vücut buldu geh-i
Cümlemizin sayi olmasın leh-i
Ali Ağa çeşmesi diye buldu şöhret
Mahalle-i Kamer ehalisi bünyad
Sene 1202sinde buldu hitam

Çeşmenin orijinal yapısı bilinmemektedir Bugünkü hali ile XVIII yüzyıl geç dönem çeşmelerini yansıtmakta olup, kesme taştan yapılmıştır Günümüzde çukurda kalan çeşme, iki yuvarlak kemerli bir niş şeklindedir Bu kemerler düz yivli konsollar tarafından taşınmaktadır

Cimcim Çeşmesi (Merkez)

Uşak il merkezi Cimcim Sokağı başında, Halit Ziya İlköğretim Okulunun yakınında bulunan bu çeşme kitabesinden öğrenildiğine göre; h1316 (1896) yılında yaptırılmıştır Banisi bilinmemektedir

Kitabe:
“Toplanıp ehli mürüvvet yaptılar bu çeşmeyi
Oldu çari ab feyz harü şevrullah ile
Görmek istersen eğer dünyada ab-ı kevseri
Çeşme-i Cimcimden iç bi kâse aşkullah ile
Sene 1316 (1896)

Çeşme muntazam kesme taştan yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür İkiyüzlü olan çeşmenin her iki yüzünde basık yuvarlak silmeli kemerler, akantus yapraklı yivli ayaklar üzerindeki konsollara oturmaktadır Köşe dolgularında kabartma ay yıldız motifleri bulunmaktadır Çeşmenin cephesi oldukça hareketli natüralist bitki kıvrımları ile barok dönemi sanatını yansıtmaktadır Ancak kıvrımlarındaki incelik taş oyma sanatının en güzel örneğini yansıtmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Köprüleri

Beylerhan Köprüsü (Merkez)

Uşak il merkezi, Selendi yolunda, Gediz Nehri üzerinde bulunan bu köprünün kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir Yapı üslubundan Germiyanoğulları dönemi veya Osmanlının ilk döneminde yapıldığı sanılmaktadır Köprü h1309 (1892) yılında Beylerhan Köyünden Mıdıkoğlu Sabit Ağa tarafından onarılmıştır Bunu belirten kitabe de köprünün büyük gözü üzerine yerleştirilmiştir Köprü halk arasında Köprübaşı, Sarıkız, Güre ve Beynihan isimleri ile tanınmıştır

Kesme taştan yapılmış olan köprü yuvarlak altı gözden meydana gelmiştir Bunlardan üç göz büyük, üç göz de küçüktür Bunlardan büyük gözün su seviyesinden yüksekliği de 750 m dir Köprünün uzunluğu 60 m genişliği 3 m olup, en büyük kemer açıklığı da 10 m dir

Köprü günümüzde iyi durumda olup, halen kullanılmaktadır

Buğdaylı Köprüsü (Buğday Pazarı Köprüsü) (Merkez)

Uşak il merkezinde, şehrin içerisinden akan Dokuzsele Deresi üzerinde bulunan bu köprüyü kitabesinden öğrenildiğine göre Hüseyin Ağa isimli bir kişi 1600 yılında yaptırmıştır

Köprü sarı kesme taştan, iki yuvarlak gözlü olarak yapılmıştır Uzunluğu 850 m genişliği 4 m dereden yüksekliği de 2 m dir

Köprü günümüzde iyi bir durumdadır

Çataltepe Köprüsü

Uşak ili, Uşak-İzmir karayolu üzerinde, Gediz Çayı üzerindeki bu köprünün yapım tarihini belirten bir kitabesi günümüze gelememiştir Bununla beraber yapı üslubundan Selçuklular döneminde yapıldığı sanılmaktadır Köprü 1900 yılında yıkılmış ve aynı tarihte Olucak Köyünden Hacı Mustafa Oğlu Ahmet Ağa tarafından onarılmıştır Köprünün büyük gözü çatlamış ve iki yandan demir putrellerle kuvvetlendirilmiştir

Köprü kesme taştan, üç gözlüdür Uzunluğu 45 m eni 350 m dir Gediz Nehrinden büyük gözün yüksekliği 750 m dir

Hacı Gedik Köprüsü (Merkez)

Uşak il merkezinde, Uşak-Karahallı yolunda, Banaz Çayı üzerinde bulunan bu köprünün kitabesi günümüze gelememiştir Bazı kaynaklarda Uşaklı Hacı Gedikoğlu Hacı Mustafa Efendi tarafından 1880 yılında yaptırıldığı belirtilmektedir

Köprünün yapımı ile ilgili bir de söylence bulunmaktadır Araştırmacı Gülgün Tunçtan öğrenildiğine göre; köprüyü yaptıran Hacı Mustafa Efendi halı ticareti ile uğraşan bir kişi imiş Bir gün sırtında halı ile köprüden geçerken düşme tehlikesi geçirmiştir O anda “Ulu Tanrım beni zengin et de buraya bir köprü yaptırayım” diye dua etmiştir Aradan yıllar geçmiş Hacı Mustafa Efendi zengin olmuş ve verdiği sözü tutarak bu köprüyü yaptırmıştır

Köprü kesme taştan üç gözden meydana gelmiştir Uzunluğu 26 m genişliği 450 m dir Köprünün bir büyük orta ayağı, iki de daha küçük yan ayağı bulunmaktadır Tabliye kısmı ahşap olup, bunun dışında kalan bütün bölümleri kesme taştandır Ahşap tabliye Uşak Valiliği tarafından 1955 yılında beton olarak yenilenmiştir

Halı Pazarı Köprüsü (Merkez)

Uşak il merkezinde Dokuzsele Deresi üzerinde bulunan bu köprünün kitabesi günümüze gelememiştir Kaynaklarda köprünün 1550 yılında yapıldığına dair bazı notlar bulunmaktadır Ayrıca Evliya Çelebi de 1671 yılında bu köprüden geçtiğini belirtmiştir

Kesme taştan yapılmış olan köprü tek gözlü olup, uzunluğu 12 m eni 5 m dir Dokuzsele Deresinden kilit taşına kadar olan yüksekliği de 250 m dir Köprü günümüzde iyi durumdadır

Çanlı Köprü (Merkez)

Uşak il merkezine 5 km uzaklıkta, Uşak-Denizli karayolunda, Banaz Çayına dökülen Dokuzsele Deresi üzerinde bulunan bu köprüyü, kitabesinden öğrenildiğine göre Sipahsalar Şecaüddin isimli bir kişi h653 (1255) yılında yaptırmıştır Köprü büyük olasılıkla Selçuklu döneminde yapılmıştır

Kesme taştan yapılmış olan köprü tek gözlüdür Uzunluğu 8 m genişliği 3 m dere suyundan yüksekliği de 5 m dir Köprü günümüzde harap bir durumdadır

Tabakhane Köprüsü (Merkez)

Uşak il merkezini ikiye bölen ve Dokuzsele Deresi üzerinde bulunan bu köprü eski Tabakhane Semtindedir Köprünün kitabesi günümüze gelememekle beraber 1800 yılında Osmanlı döneminde yapıldığı bilinmektedir

Beyaz kesme taştan yapılan köprü tek gözlü olup, uzunluğu 550 m genişliği de 6 m dir Dere üzerinden yüksekliği 2 m ye yakındır

Köprü günümüzde kullanılmakta olup, Dokuzsele Deresi üzerinde bundan başka birkaç köprü daha bulunmaktadır

Cılandıras (Ceylandras) Köprüsü (Karahallı)



Uşak il merkezine 35 km uzaklıkta, Karahallı ilçesinde, Banaz Çayı üzerinde bulunan bu köprünün, bazı kaynaklarda MÖ600 yıllarında Lydialılar tarafından yaptırıldığı belirtilmiştir Bazı kaynaklarda da Roma dönemine ait olduğu yazılmıştır Büyük olasılıkla bu köprü yöreden geçen kral yolunun bir parçasıdır

Kayalar üzerine yapılan bu köprü kesme taştandır Hafifi sivri tek gözlü olan köprü 24 m uzunluğunda, 175 m genişliğindedir Bu ölçüler dikkate alınacak olunursa ve tabliye kısmının da çok az oluşundan ötürü köprünün yalnızca yaya geçitlerine ayrıldığı sanılmaktadır

Köprü değişik zamanlarda onarım geçirmiştir Karahallı Belediyesinin yapmış olduğu onarımla da köprünün tabliyesi betonlaştırılmış ve iki yanına da birer korkuluk yerleştirilmiştir

Taş Köprü (Ulubey)



Uşak ili Ulubey ilçesinde, kuru bir dere yatağı üzerinde bulunan bu köprünün kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi bilinmemektedir Yapı üslubundan XVII-XVIII yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır

Köprü moloz taştan yapılmış olup, yuvarlak kemerli tek gözden meydana gelmiştir Köprü iki yönden kemer gözünün orta noktasına kadar yükselmektedir Köprü üzerinde kesme taştan koruma duvarları yapılmıştır Yalnızca yayalara mahsus olan bu köprü günümüzde iyi bir durumdadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Müzeleri

Uşak Müzesi (Merkez)



Uşak yöresi antik çağın Lydia Bölgesinin önemli bir yerleşim alanı idi Bu bölgede Heredotostan öğrenildiğine göre; Lydia hükümdar sülalelerinden Heraglikler hâkim olmuş, onları Lydia imparatoru Kroisos izlemiştir Yörede bu dönemlere ait çok sayıda eserle karşılaşılmış ayrıca kazılar yapılmıştır Bu arkeolojik çalışmaların sonucu olarak da Uşakta bir müze kurulmasına karar verilmiştir Uşak Müzesi olarak kullanılan bu yapı 1967 yılında yapılmaya başlanmış ve 1970 yılında da tamamlanmıştır

Uşak Müzesi yeni yapılan binasında 23 Mayıs 1970 tarihinde ziyarete açılmıştır Öncelikle arkeoloji ve etnoğrafya müzesi olarak düzenlenen Uşak Müzesi 1 Eylül 1978de Atatürk ve Etnoğrafya Müzesinin açılmasından sonra yalnızca arkeolojik eserlerin sergilendiği bir müze durumuna getirilmiştir Karun Hazinesi olarak isimlendirilen Lydia Krallığına ait eserlerin Amerikadan hukuk yolu ile getirtilmesinden sonra yeni baştan düzenlenmiştir

Müzede Neolitik dönemden başlayarak Osmanlı dönemine kadar uzanan, oldukça uzun bir zaman sürecini kapsayan eserler bir araya getirilmiştir Bunların arasında idoller, baltalar, kaplar, Lydia kültürünü yansıtan gümüş tabak, kadeh, bilezik ve vazolar; Helenistik ve Roma Çağı kandilleri, tıpta kullanılan aletler; altın gümüş ve bronz sikkeler, çeşitli adak taşları, heykeller ve lahitler bulunmaktadır



Müzenin en önemli koleksiyonu olarak tanımlanan Karun Hazineleri ise ayrı bir bölümde sergilenmektedir Lydia eserleri olarak bilinen bu hazine 1965–1968 yıllarında kaçak kazılarda ortaya çıkarılmış, illegal yollardan Amerikaya kaçırılmış ve 1993 yılında Türk Hükümetinin çalışmaları sonucunda ülkeye getirilmiştir Bu eserler çıktıkları bölgeden ötürü Uşak Müzesinde teşhir edilmiştir Bu koleksiyon içerisinde altın ve gümüş takılar, içki ve koku kapları, bronz kalıplar, süs eşyaları bulunmaktadır VI yüzyıla ait olan Karun Hazineleri 363 parça eserden meydana gelmiştir

Uşak Müzesi bahçesinde mermer sütunlar, sütun başlıkları, heykeller, lahitler, steller, çeşitli mimari parçalar, adak taşları, sunaklar ve küpler sergilenmektedir

Kurtuluş Mahallesi Doğan Sokak No:1
Tel : (0276) 227 39 30
Faks : (0276) 223 59 01

Atatürk ve Etnografya Müzesi (Merkez)



Uşak il merkezi, Bozkurt Mahallesi, Hisarkapı Sokağında Uşaklı Kaftancı ailesi tarafından 1910 yılında yaptırılan iki katlı bina, Atatürkün doğumunun 100Yıldönümü nedeni ile onarılarak 1 Eylül 1981de Atatürk ve Etnoğrafya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır

Bu konakta Kurtuluş Savaşı sırasında, Uşakın kurtuluşundan 2 gün sonra 2 Eylül 1922de Uşaka gelen Atatürk, İsmet İnönü ve diğer komutanlar 3–4 gün kalmışlar ve burasını karargâh olarak kullanmışlardır Ayrıca İstiklal Savaşı sırasında Yunan Kuvvetleri Başkomutanı General Trikopisin esir alınarak Atatürkün huzuruna çıkarılmıştır

XIX yüzyıl Osmanlı mimari örneği olan bu konağın giriş katında yöresel etnoğrafik malzemeler sergilenmiştir Bu bölümde XVI-XVII Yüzyıl Uşak halıları, takılar bulunmaktadır Müzenin ikinci katında Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili fotoğrafların yanı sıra Ankara Anıtkabir Müzesinden getirilen Atatürkün özel eşyaları sergilenmektedir

Bozkurt Mahallesi Hisarkapı Sokak No:77
Tel : (0276) 227 39 81
Faks : (0276) 223 59 01

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Kervansaray ve Hanları

Paşa Hanı (Taşhan) (Merkez)



Uşak il merkezinde bulunan bu hanı Tiritoğlu Mehmet Paşa bir Fransız mimara yaptırmıştır Yapım tarihini belirten bir kitabe günümüze gelememekle beraber XIX yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır

Han kesme taştan iki katlı olarak yapılmıştır Alt katta yuvarlak kemerler içerisine alınmış dükkânlar, üst katta da 30 civarında oda bulunmaktadır

Günümüzde özel bir şahsın mülkiyetinde otel olarak işletilmektedir

Hacı Gedik Hanı (Merkez)

Uşak il merkezinde Halı Pazarı Mevkiinde bulunan bu hanın kitabesi bulunmadığından yapım tarihi bilinmemektedir Yapı üslubundan XIX yüzyılın ikinci yarısına ait olduğu sanılmaktadır

Kesme taştan iki katlı olarak yapılan bu hanın alt ve üstünde 30 civarında oda ve dükkan bulunmaktadır

Kervansaray (İnay Hanı) (Ulubey)



Uşak ili Ulubey ilçesi İnay Köyünde bulunan bu kervansarayın yapım tarihini belirten kitabesi günümüze gelememiş olup, kaynaklarda da onunla ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır Yapı üslubundan XIII-XIV yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır

Günümüzde harap bir durumda olan kervansaray kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır Cephe görünümünde kesme taşa ağırlık verilmiş dikdörtgen planlıdır

Giriş kapısından dikdörtgen bir avluya geçilmektedir Giriş kapısı yayvan yuvarlak kemerli olup, Selçuklu yapılarındaki görkemli portallere burada rastlanmamaktadır Avlunun çevresinde yuvarlak kemerli mekânlar sıralanmıştır Avlunun üzeri tuğla hatıllı beşik kemerlerle örtülmüştür

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Bedestenleri

Bedesten (Merkez)



Uşak il merkezinde bulunan bu bedestenin kitabesi günümüze gelemediğinden yapım tarihi ve banisi kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber bazı kaynaklarda bir İtalyan mimar tarafından 1901de yaptırıldığına dair bilgi bulunmaktadır

Bedesten kesme taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmış, dikdörtgenin iki ucu arasına da birer giriş kapısı yerleştirilmiştir İnce uzun bir koridorun çevresinde odalar sıralanmıştır Yapı üslubu XX yüzyılın başlarına ait herhangi bir ekole uymamaktadır Bedesten uzun süre harap durumda kalmış 1980li yıllarda restore edilmiştir Bu restorasyon sırasında tamamen özgünlüğünden uzaklaşmış olup, XX yüzyılın sonlarına ait modern bir mimari özelliği göstermektedir

Günümüzde Sarraflar Çarşısı olarak kullanılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Sivil Mimari Örnekleri



Uşak yöresinde sivil mimari doğal koşullara ve iklime uygun olarak yapılmıştır Dar sokaklar çevresinde sıralanmış oymalı konsollar, çıkmalar, cumbalar ile dışa açılan evlerin yanı sıra bahçe içerisinde iki veya üç katlı konak türü yapılar da bulunmaktadır Bununla beraber, Uşaktaki deprem ve yangınlar yöredeki sivil mimari örneklerinin günümüze ulaşmasını engellemiştir Ayrıca yeni yapılanmalar da sayıları çok az olan bu örneklerin yok olmasına neden olmaktadır Günümüzde yalnızca Aybey Mahallesinde az sayıda da olsa XIX yüzyıla tarihlendirilen evler bulunmaktadır

Evliya Çelebi; Uşak evlerinin bağ ve bahçeler içerisinde, toprak damlı olduklarından söz etmiştir XIX yüzyılın sonlarında Uşaka gelen Cuinet kerpiç evlerin yanı sıra ahşap evlerin de büyük çoğunlukta olduğunu belirtmiştir Ne var ki bu evlerin çoğu yanmış ve yerlerine yeni yapılar yapılmıştır O dönemde yapılan evlerin taş temelli, alt katlarının kerpiçten, üst katlarının da ahşaptan olduğu, üzerlerinin de ahşap bir çatı ile örtüldüğü anlaşılmaktadır

Uşakta bahçe içerisindeki evler genellikle iki katlı olup, dışa kapalı sofaların etrafında odalar sıralanmıştır Alt katlar kışlık, üst katlar da yazlık olarak düzenlenmiştir Evlerin tümünde sofalar çok geniş tutulmuş ve ev yaşantısında önemli bir rol oynamıştır Bu sofaların arkasında, özellikle yer katında depo ve kilerler, üst katlarda da günlük yaşamın geçtiği odalara yer verilmiştir Katlar arasındaki bağlantıyı ahşap merdivenler sağlamıştır



Uşakın konak tipi evlerinde ana kapıdan taş veya toprak örtülü bir avluya girilmektedir Yer katında üzeri çardakla örtülü bir sofa, avlunun bir kenarında ahırlar, diğer yanında da hizmetkârlara ait odalar bulunmaktadır Bu yer katında da depo, kiler önemli bir bölümü meydana getirmektedir

Üst katların avluya bakan yüzlerinde geniş sofalara yer verilmiş bu sofalardan öndeki yazlık kuzeye bakan arka sofa da kışlık olarak düşünülmüştür Ev içerisindeki odaların tümü bu sofalara açılmaktadır Avluya bakan ön sofa ahşap direklerle desteklenmiş bağdadi kemerlere, kafeslere yer verilmiştir Üst katlar ise boydan boya dışa dönük ve çıkmalıdır Bu çıkmalar üzerinde ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri görülmektedir

Uşak evlerinin en büyük özelliği de orta ve üst katta bulunan Sohbet Odası denilen mekânlardır Oldukça büyük ölçüdeki bu odada yaşmaklı ocaklara, ahşap tavanlara, dolaplara, yüklüklere, sergenlere, nişlere özen gösterilmiştir Ev halkının toplandığı sohbet odasının yanında Aş Odası denilen ve yemek yenilen bir oda daha bulunmaktadır Evlerin bu bölümlerindeki odalar ailelerin maddi koşullarına göre ahşap işçiliğinin en güzel örnekleri ile bezenmiştir Özellikle yaşmaklı ocaklar, dolap, yüklük kapakları, çıta ve göbekli tavanlar, bitkisel ve geometrik motiflerle bezeli kapı ve panolar bunların tipik örnekleridir



Evlerin tabanları genellikle ahşapla kaplanmıştır Dışa açılan dikdörtgen pencerelerin üzerlerine geometrik motifli alçı tepe pencereleri sıralanmıştır Evlerin çoğu ahşap çatılı ve kiremit örtülüdür

Uşak yöresindeki köy evlerinde bile ahşap bezemeli odalara, dolap, pencere ve kapılara rastlanmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Haşhaşiyla Ünlü Uşak

Eski 11-04-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Haşhaşiyla Ünlü Uşak



Uşak Doğal Güzellikleri

Uşak ili İç Batı Anadolu Eşiği üzerinde yer alıp, il alanının kuzey, kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde dağlıktır Bunun dışında kalan alanlar geniş platolar halindedir İl topraklarının % 58i platolarla, % 37si de dağlarla kaplıdır Ovalık alanlar ise % 555i bulur İldeki dağlık alanlar vadilerle yarılmıştır İlin en önemli yükseltileri Ahır Dağı (1915 m), Tahtalı Tepe (1644 m), Kemer Dağı (1197 m) ve Koca Dağdır (934 m) İl merkezinin kuzeyindeki Elinoğlu Tepesi de 1387 mye yükselmektedir

Ahır Dağı

Uşakın doğusunda yer alan Ahır Dağı Afyonkarahisar ile Kütahya arasındaki dağ sınırını oluşturur ve bu dağın bir bölümü de Uşak il toprakları içerisindedir Eyüp, Kartal ve Sümbüllü tepeleri Ahır Dağının başlıca yükseltileridir Bunlar zengin bir bitki örtüsü ile kaplıdırlar Bunun yanı sıra Omur Baba, Ahmetler, Kemer ve Kurt Dağı tepeleri bitki örtüsü bakımından yoksuldur

Murat Dağı

Uşak-Kütahya il sınırını oluşturan Murat Dağının önemli bir bölümü Uşak il merkezi ile Banaz ilçesi arasındadır Bu dağ 2309 m yüksekliği ile ilin en yüksek noktasıdır Zengin çam ormanları ile kaplı olan bu dağ volkanik bir oluşumdur Doğusunda da Tahtalı Tepe (1644 m) bulunmaktadır

Elma Dağı

Uşak il merkezinin kuzeyinde Murat Dağının güneyinde yer alan Elma Dağı 1805 m yüksekliğindedir Çevresi geniş otlak ve yaylalarla kaplıdır

Akarsuları

Uşak il topraklarında Büyük Menderes Nehrinin kollarından Banaz Çayı ile Gediz Irmağı bulunmaktadır Bunların çok sayıdaki küçük kolları da Uşakın kuzeyindeki dağlık alanlardan doğmaktadır

Gediz Irmağı

Gediz Irmağı Murat ve Eğrigöz dağlarından kaynaklanır ve Uşakın en önemli akarsularından birisidir Kütahya il sınırları içerisinde akan Gediz Irmağı Emirfakılı Köyünün kuzeyinden Uşak topraklarına girmektedir Bundan sonra Güre Bucağına kadar kuzey-güney yönünde akar Güre yakınlarında batıya yönelir ve Manisa topraklarına girerek İzmirde Ege Denizine dökülür

Gediz Irmağının Uşaktaki en önemli kolu Karabol Çayıdır Uşak il merkezinin 1 km batısından doğan bu çay Güre Bucak merkezine kadar ulaşır ve orada Gedize katılır

Banaz Çayı

Büyük Menderesin Yukarı Havzasından kaynaklanan Banaz Çayı Uşakın en önemli akarsuyudur Kuzey-güney doğrultusunda akarak Denizlide Büyük Menderese katılır Banaz Çayının Murat Dağından kaynaklanmasından Büyük Menderese kadar olan uzunluğu 165 km dir Bu alan içerisinde Kocadere ile birleşir Demirciler Deresi de en önemli kollarından birisidir Demirciler Deresi Ulubey ilçe merkezinden geçtikten sonra Banaz Çayına katılır Banaz Çayı ve kollarının zaman zaman taşkınlıkları çevreye zarar vermektedir

Göletler

Uşak-Ankara karayolu üzerindeki Göğemden 7 km içeride Göğem Göleti bulunmaktadır Göletin çevresi ormanlık olup, özel mülkiyetin yapıları burada bulunmaktadır

Örencik-Eşme yolu üzerinde Takmak bucağına 2,5 km uzağında sulama ve içme amaçlı yapılan Takmak Göleti bulunmaktadır Bu gölet tarım alanları ile çevrili olup, aynalı sazan balığı yetiştirilmektedir

Uşak il merkezi ile Karaağaç Köyü arasında 1993 yılında Karaağaç Göleti yapılmıştır Yöre halkı tarafından gölet çevresi mesire yeri olarak kullanılmaktadır

Bu göletlerin dışında Tokmak, Üçpınar, Karaahmetli, Yeleğen, Yeşilkavak, Alahabalı, Güneyköy, Altıntaş, Baltalı, Kızılhisar, Kuşdemir, Yenice, Dümenler göletleri bulunmaktadır

Vadiler ve Ovalar

Uşak il topraklarının %5,5ini kaplayan ovaların en önemlileri Banaz Ovası ile Uşak Ovasıdır Bu ovalar tarıma elverişli olup, toprakları kalkerli, demir oksitli, manlı ve yer yer de taşlıktır

Banaz Ovası

Uşakın kuzey-güney doğrultusunda yer alan Banaz Çayı vadisindeki Banaz Ovası, kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda olup, ilin en yüksek ovasıdır Banaz Çayının taşıdığı alüvyonların burada birikmesinden ötürü de önemli bir tahıl alanıdır

Uşak Ovası

İlin doğu-batı doğrultusunda bulunan bu ovanın kenarında Uşak il merkezi kurulmuştur Deniz seviyesinden 890 m yüksekliğindeki bu ovanın tabanı kalın bir alüvyonla örtülüdür Güneyinde 100 m yüksekliğe ulaşan tepeler bulunmaktadır Ova 5500 hektar yüzölçümünde olup, uzunluğu da 12 km dir

Bu ovanın doğusunda Çanlı Çayı Vadisi bulunmakta olup, Uşakın önemli bir tarım merkezidir

Kanyonlar

Uşak ilinin güney ve güneybatı kesiminde doğal oluşum olan kanyonlar bulunmaktadır Bu kanyonlar Kazancı Deresi ile Banaz Çayının oluşturduğu Ulubey ilçesinin Uşak-Karahallı karayolunun doğusunda bulunmaktadır Bu kanyonlar antik Blaundus kenti ile bir bütünlük sağlamaktadır

Ulubey Kanyonu



Uşak ili Ulubey ilçesindeki bu kanyon ABD'deki Grand Kanyonu'ndan sonra uzunluk bakımından dünyanın en büyük 2 kanyonu olma özelliğini taşımaktadır

İlin güney ve güneybatı kesimlerinde jeolojik yapının özelliğinden dolayı oluşan Ulubey Kanyonunda her yıl 27–28 Mayıs tarihlerinde Ulubey Kültür Turizm ve Kanyon Festivali yapılma çalışmaları yürütülmektedir Planlanan festival çalışmaları kapsamında kanyonun dibinden geçen Dokuzsele Deresi temizlenecek ve kanyon turizme açılacaktır

Uşak Kaplıca ve İçmeleri

Uşak il toprakları şifalı su kaynakları bakımından oldukça zengindir Banaza 7 km uzaklıktaki Hamamboğazı şifalı suları ile Ulubeydeki Aksaz Hamamı bunların başında gelmektedir

Hamamboğazı Kaplıcası (Banaz)

Uşak ili Banaz ilçesinin 7 km kuzeydoğusunda bulunan şifalı suların tümüne Hamamboğazı Şifalı Suları ismi verilmiştir Çevresi çam ağaçları ile kaplı olan kaplıcanın bulunduğu yer deniz seviyesinden 1047 m yüksekliktedir Kaplıcada gazoz, sarı kız ve kara kız denilen üç ayrı su bulunmaktadır Gazoz; kükürt, demir ve diğer şifalı madenleri içermektedir Sarı kız; kükürtlü ve ılık, kara kız orta sıcaklıktadır Toplam debi 40 lt sn olup sıcaklık 60 derecedir Fiziksel, kimyasal ve bakteriyolojik analizleri yapılmış ve sağlık açısından çok yararlı görülmüştür Kişi başına günlük su tüketimi 700 lt olarak kabul edilen kaplıcanın suyunun Mide, Karaciğer, Bağırsak ve özellikle kronik romatizma hastalıklarına iyi geldiği tespit edilmiştir

İstanbul üniversitesi Tıbbi Ekoloji ve Hidro, Klimataloi Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından yapılan analizlere göre; hareket sistemi, gerektiren nöroloji hastalıklarına banyo kürü şeklinde iyi gelmektedir

Hamamboğazı Kaplıcaları Çevre ve Orman Bakanlığının onayı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı adına 49 yıl süreyle tahsis edilerek, Bakanlar Kurulunun 22102004 tarih ve 2004/8328 sayılı kararları ile Turizm Merkezi olarak ilan edilmiştir

Aksaz Kaplıcası (Ulubey)

Uşak ili Ulubey ilçesine 25 km uzaklıktaki Aksaz Kaplıcası deniz seviyesinden 650 m yüksekliğindedir Ağaçlık ve çamlık bir alanda bulunan kaplıcanın suyu Aksaz Çayı kenarındaki büyük bir granit kayasının dibinden, beş ayrı yerden kaynamaktadır Sularının toplam debisi sn de 20 ltdir Suyu kükürtlü olup 39 derecedir Bu su sülfatlı karbonatlı sular kapsamı içerisindedir Kaplıcanın suyu ağrılara, sancılara, felçlilere ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir

Emirfakılı Kaplıcası (Merkez)

Uşak il merkezine bağlı Güre Bucağı, Emirfakılı Köyü yakınlarındaki bu kaplıca Roma döneminden itibaren kullanılmaktadır İl bazında önemli bir kaplıca olup, özel kişi mülkiyetindedir 1976dan bu yana halka hizmet vermektedir 6 lt/sn debiye sahiptir 36 derece sıcaklıktadır

Örencik Kaplıcası (Merkez)

Uşak-İzmir karayolu üzerinde bulunan bu kaplıcanın suyu 38 derece sıcaklıkta olup, 14 lt/sn debiye sahiptir Kişi başına günlük su tüketimi 700 lt dir

Kaplıca yakınında kadın ve erkek hamamları olup, suyu karaciğer, mide ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır

Mesire Yerleri

Akse Çamlığı (Merkez)



Uşak il merkezinin kuzeydoğusunda ve 3 km uzağında bulunan bu mesire yeri orman içi dinlenme yeridir

Çamlığın çevresinde kızılçam, söğüt ve kavak ağaçlarının ağırlıklı olduğu bir bitki örtüsü vardır Çamlıkta piknik yapılacak alanlar ve turistik tesisler bulunmaktadır

Ilıcak Subaşı Parkı (Merkez)

Uşak-İzmir yolu çıkışında bulunan bu park alanı 10 bin m2lik bir alanı kaplamaktadır Hafif eğimli dere kıyısında bulunan bu alan uzun süreden beri yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır Bu alanda piknik ve dinlenme alanları, oyun alanları, futbol sahası, tenis kortları, yüzme havuzu ve spor tesisleri bulunmaktadır

Göğen Köyü Çamlığı (Merkez)

Uşak il merkezine 15 km uzaklıktaki Göğen Köyü çamlık bir alan olup, buradaki mesire yeri yöre halkınca kullanılmaktadır Çevresinde özel mülkler ve bazı tesisler bulunmaktadır

Çokkozlar Mesire Yeri (Merkez)

Uşak il merkezine 3 km uzaklıkta Sorkun Köyü ile Dereyolu Bağları arasında bulunan bu mesire yeri söğüt ağaçları ile kaplıdır 10 m2lik bu alan yöre halkı tarafından mesire yeri olarak kullanılmaktadır

Evrendede Mesire Yeri (Banaz)

Uşak ili Banaz ilçesine 4 km uzaklıkta bulunan bu mesire yeri 15 hektarlık bir alanı kaplamaktadır Mesire yeri karaçam ve kızılçamlarla kaplı olup, burada bir de yüzme havuzu bulunmaktadır Çevre düzenlemesi yapılan bu alanda çeşitli turistik tesisler vardır

Evrenli Mesire Yeri (Sivaslı)

Uşak ili Sivaslı ilçesine 1 km uzaklıkta, Bulkaz Dağı eteklerindeki mesire yeri ağaçlık bir alandır Çevresinde turistik tesisler bulunmaktadır

Çokrağan Mesire Yeri (Banaz)

Uşak ili Banaz ilçesinin Yukarı Karacahisar Köyü yakınında çamlık bir alandır Gediz Irmağının ana kollarından birini oluşturan Çokrağan Suyu buradaki çamlıktan doğmaktadır Yaz aylarında mesire yeri olarak kullanılmaktadır

Ulubey Çamlığı (Ulubey)

Uşak ili Ulubey ilçesi girişi yakınında bulunan 80 bin m2lik bu alan Ulubey Kanyonuna açılmaktadır Çamlık alanından kanyona inen merdivenler bulunmakta olup, çevresinde dinlenme tesisleri bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.