Sağlıklı Beslenme - Sebzeler - Havuç |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sağlıklı Beslenme - Sebzeler - HavuçHavuç Latince Adı: Daucus carota L Faydaları
Tavşanları hepimiz tanırız Hareketli ve çok sevimli hayvanlardır Tavşanlar çok hızlı çoğalan hayvanlardır Bu hayvanların çok hızlı çoğalmalarının arkasındaki etken kendisiyle özdeşleşen bitkidir ve bu da havuçtur Havuç, **** hormonlarını aktive eden bir sebzedir İşte, havucun tavşanla özdeşleşmesinin arkasında yatan en önemli sebep budur Tavşanın havucu severek tükettiğini hemen herkes bilir Ancak, havucun cinsel arzuyu tetikleyen özelliğinin olabileceğini düşünmek kimsenin aklına gelmezdi Son birkaç yıldan bu yana yapılan araştırmalar havucun hem düşünme gücünü artırdığını hem de iktidarsızlığa karşı mükemmel bir önleyici güç olduğunu ortaya koymaya başlamıştır Havuç, cinsel dürtüyü de artırma özelliğine sahiptir Kısaca şunu söyleyebilirim, tavşanların hızlı üremelerinde etken olan lokomotif güç, havuçtur Kanser ve Havuç Havucun içerdiği falcarinol etkin maddesinin iki önemli etkisi vardır Birincisi, tümör oluşumuna engel olabilmesidir Tıp dili ile söylemek gerekirse, falcarinol maddesi anti-neoplastik özelliği olan etkin bir maddedir Bu bakımdan havuç kansere karşı önleyicidir İkincisi ise, bu etkin maddenin tümörün büyümesini yavaşlatabilme gücünün olmasıdır Diğer bir ifade tarzıyla antitümör etki göstermektedir Değerli okuyucu, havucun bu özelliğinden istifade edebilmeniz için onun kürünü yapmak gerekir Yemeklerinizde veya salatanızda tercihli olarak kullanacağınız havuç bir beslenme şeklidir Eğer, onun tedavi veya önleyici gücünden faydalanmak istiyorsanız, mutlaka kürünü uygulamanız gerekir Aşağıda, havuç kürlerinin hangi durumlarda ve nasıl uygulanması gerektiğini açıklamış bulunuyorum Hangi kürün en uygun olduğuna okuyucunun kendisi karar verebilir Havuç, özellikle deri ve akciğer kanserine karşı mükemmel bir önleyicidir Prostat, pankreas veya meme kanserine karşı bu önleyici gücü yoktur Bir bitkinin kansere karşı önleyici gücünden bahsediliyor ise, mutlaka hangi kanser türüne karşı etkili olduğu sorulmalı ve öğrenilmelidir Aksi, taktirde falanca bitki kanseri önlüyormuş veya tedavi ediyormuş demek kesinlikle yanlıştır Örneğin, rahim ağzı kanserini (cervix cancer) önleyebilen en güçlü bitki enginardır Meme kanserini önleyebilen ve eğer başlangıç aşamasında ise durdurabilen ve de tedavi gücü olan arslanpençesidir Her bitkinin yaratılış nedeni ve sebebi vardır Bu sebebin arkasında yatan neden genel değil özeldir Havuç kürü, insan vücudunda bulunan OGG1 (8-OxoGuanine DNA Glycosylase) enzimini aktive etme özelliğine sahiptir OGG1 enziminin aktivitesinin düşüklüğü, akciğer kanserinin oluşumunda oldukça etkilidir Akciğer kanserine yakalanmış hastalarda OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olduğu gözlenmiştir Yapılan klinik deneyler OGG1 enziminin aktivitesinin düşük olması durumunda, akciğer kanserine yakalanma riskinin on misli artış gösterdiğini ortaya koymuştur Taze sıkılmış havuç suyu kürü, OGG1 enziminin aktivitesini yükselterek, bu kanser türüne karşı güçlü bir önleyici özellik göstermektedir Bu özellik aynı zamanda keçiboynuzu (harnup) küründe de bulunmaktadır Göz Sağlığı ve Havuç Havucun neye yaradığını kime sorsanız sorun, hemen gözlere iyi geldiği cevabını alırsınız Benim yapmış olduğum araştırmalara göre, gözlerimiz için havuçtan çok daha faydalı olan sebze domatestir Şüphesizki, havuçta gözler için faydalı bir kaç tane önemli etkin madde bulunmaktadır Örneğin, beta-cryptoxanthin, A-vitaminini aktive etmekte etkilidir Ancak, taze sıkılmış domates suyu (TSDS) ile taze sıkılmış havuç suyu mukayese (TSHS) edildiği zaman, TSDS gözler için çok daha etkili ve faydalıdır Havuç, bol miktarda A vitamini içerdiğinden dolayı gözler için faydalıdır Ancak, burada bilmemiz gereken nokta A vitamininin yağda çözünen bir vitamin olmasıdır Havuç suyunu doğrudan içtiğimiz taktirde içerdiği A vitamininden tam anlamıyla istifade edemeyiz İçerdiği A vitaminini büyük bir oranda vücudumuza kazandırmak istiyorsak, bu taktirde bir bardak havuç suyunun içerisine iki-üç damla sıvı yağ damlatmamız gerekir Damlatılan bu sıvı yağ havucun içerdiği A vitamininin çok daha büyük oranda vücudumuz tarafından emilmesini sağlıyacaktır Çünkü, A vitamini yağda çözünen bir vitamindir Avrupanın bazı şehirlerinde taze meyve suyu satan dükkanlarda havuç suyu sipariş ettiğiniz zaman, “bir kaç damla sıvı yağ damlatalım mı?”diye sorarlar Boşaltım Sistemi ve Havuç Havuçta bulunan alpha-phellandrene, cinnamic acid maddeleri güçlü bir laxative özelliğe sahip olduğundan, barsak sisteminin sağlıklı çalışmasında ve dışkının kolay ve bol olarak dışarı atılmasında oldukça etkilidir Taze sıkılmış havuç suyu bununla da kalmayıp, barsaklarda oluşan ve barsak kanserine yol açabilen nitrozamini, nötralize edebilen, zararsız hale dönüştüren (antinitrosaminic) etkin maddelere sahiptir Belirtmekte fayda var; A ve E-vitamini hücre içerisinde denge halinde bulunurlar Bazı insanlar hekimlerine danışmadan iki veya üç günde bir E-vitamini tableti alırlar Birincisi, fazla alınan E-vitamini yorgunluk yapmaktadır İkincisi ise, yukarıda belirttiğim gibi A- ve E-vitaminleri hücre içerisinde karşılıklı olarak denge halinde bulunduklarından, çok fazla E-vitamininin alınması demek, A-vitamininin hücre içerisinden dışarı atılması demektir Aynı şekilde çok fazla A-vitamininin kullanılması demek hücre içindeki E-vitamininin belirli oranda dışarı atılmasına neden olur Bu da, hücre içindeki A- ve E-vitamin dengesinin bozulması anlamına gelir Hekiminize danışmadan A- ve E-vitamin tüketimini alışkanlık haline getirmeyiniz veya uzun vadeli olarak kullanmayınız Genel olarak yağda çözünen tüm vitaminlerin (A, D, E ve K) hekime danışılmadan alınması doğru değildir Mide ve Havuç Havuç suyunun önemli bir özelliği yemek borusu ve mide yanmasına karşı olan gücüdür Mide yanması çekenler için bir bardak havuç suyu bulunmaz bir nimettir Eğer, mevsiminden dolayı veya herhangi bir nedenle havuç bulunamıyorsa, sadece ve sadece iki yudum olarak içilecek olan soğuk sütün, yemek borusu ve mide yanmasına karşı nasıl etkili olduğunu içtikten 3-4 dakika sonra hissedeceklerdir Yemek borusu ve mide yanmasında bir yudum SÜT mucizedir Aradan bir kaç dakika veya saat geçtikten sonra yanma eğer tekrar başlıyorsa, bu taktirde tekrar sadece iki yudum süt içiniz Yanma başladığında her defasında iki yudum süt kullanarak, mide yanması zaman aralıklarının giderek açıldığını ve bu konudaki yanma şikayetinizin ortadan tamamen kalktığını hayretle gözleyebilirsiniz Süt bu konuda gerçek bir mucize yaratır Ve sizi tedavide edecektir Bu uygulama bir hafta veya on gün sürebilir İki-üç gün içerisinde yanma şikâyetlerinin tamamen ortadan kalktığını belirtenler de vardır Yıllardır mide yanması çekipte iki yudum sütle tüm şikâyetlerini ortadan kaldırmış çok sayıda insan tanıyorum Daha çabuk veya daha hızlı etki eder ve mide yanmamdan kurtulurum düşüncesiyle, kesinlikle iki yudumdan fazla almayınız Kullanacağınız sütün, soğuk veya oda sıcaklığında olmasına da dikkat ediniz Sıcak sütü yudumlamanın bu durumlarda faydası çok daha azdır Mide yanması veya yemek borusu yanması başlamasın diye önleyici olarak sadece iki yudum süt içebilirsiniz Piyasada satılan kapalı pastörize sütler bunun için çok uygundur Alzheimer Hastalığı Alzheimer Hastalığının ilk defa tanımlanması, Alman hekim Alois Alzheimer tarafından 1900 lü yılların başlarında yapılmıştır Üzerinden tam bir yüzyıl geçmiş olmasına rağmen henüz bu hastalığın kesin tedavisinin ve de kesin olarak nedeninin veya nedenlerinin ne olduğu bilinmemektedir Her ne kadar bu konuda kesin neden bilinmiyor ise de, bilim adamları farklı bir kaç teori ortaya atmışlardır Hemen hemen gelişmiş tüm ülkelerde bu konu üzerinde araştırmalar yıllardan beri büyük bir hızla devam etmektedir Bu konudaki temel bulgu, hastalığın yavaş yavaş hafıza kaybına neden olmasıdır Beyin hücrelerine nöron adı verilmektedir Bu hücrelerinin ölümü sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır Bazı bilim adamları bunun sebebini genetik yatkınlığa bağlamaktadırlar Beyin hücrelerinin ölümü geri dönüşümsüzdür (irreversible) Alzheimer hastalığında, duygu, davranış, düşünce, konuşma ve yeteneklerde de değişik derecelerde etkilenmeler gözlenmektedir Çünkü, hücre ölümlerinin en belirgin olduğu beyin bölgeleri, konuşma ve hafıza merkezlerinin bulunduğu temporal bölgedir Alzheimer kısa zamanda gelişen bir hastalık değildir Başlangıcı yaklaşık en az 15-18 yıl öncesine dayanır Bu hastalığın belirtileri ortaya çıktığında, bilinmelidirki en az onbeş yıl önce bu hastalık oluşmaya başlamış demektir Sinsi bir şekilde ilerleyen bir hastalıktır Semptomlarını (belirtileri) göstermeye başladığında Alzheimer en az on yıl önce gelişmeye başlamış demektir Bu konuda yapılan araştırmaların başka bir hedefi de Alzheimerin erken teşhisini (başlangıç aşamasını) yapabilmek için hangi parametrelerin ölçüleceğidir Ne yazıkki günümüzde henüz Alzheimer hastalığının başlangıcını veya gelişmeye başladığını ortaya koyabilecek ölçme veya belirleme yöntemi yoktur Bu kitabı hazırlamaya başladığım Haziran 2005 tarihinde, Amerikada Washington DC de çok sayıda ünlü bilim adamının katılımıyla 18-21 Haziran 2005 tarihlerinde gerçekleşen uluslararası katılımlı “Bunama ve Korunma Yolları” adlı kongre yapıldı Bu kongrede ortak görüş olarak Alzheimer Hastalığının genetik yapıyada bağlı olduğunu savundular Ayrıca, genç yaşlarda tedavi edilmeden uzun dönemli olarak geçirilen enfeksiyonların Alzheimer Hastalığına yakalanma riskini en az dört misli artırdığını belirttiler Uzun vadeli enfeksiyonlara örnek olarak, dişlere bağlı tedavi edilmeyen iltihabi durumlarda gösterilmiştir Ayrıca, eğitimli ve mesleğinde uzun dönem aktif olarak çalışanlarda, çok okuyanlarda Alzheimer Hastalığına yakalanma riskinin önemli ölçüde azaldığını da belirtmişlerdir Teşhis için en önemli kriter, bellek değişiklikleridir İleri yaşlardaki her bellek değişikliği bunama (demens) olarak da yorumlanmamalıdır Ancak, yaşantıyı etkileyen ciddi unutkanlıklarda yaşlılığın bir gereği olarak değerlendirilmemelidir Hemen belirtmekte fayda görüyorum, her unutkanlık da Alzheimer değildir Ayrıca, yine belirtmekte fayda gördüğüm bir nokta da şudur, Alzheimer belirtileri ile normal yaşlılığın verdiği belirtiler büyük benzerlikler göstermektedir Bu nedenle bu ayırımı ancak bir hekim yapabilir Alzheimer Hastalığı ve Havuç Her bitkinin kökleri kendine özgü bir yapıya sahiptir Köklerin içerdiği bazı maddeler, o bitkinin yapraklarının, saplarının ve hatta çiçeklerinin içerdiği etkin maddeleri bulmamızda anahtar vazifesi görür Havuçun köklerinde acethylcolin maddesi bulunmaktadır Acethylcolin beyin hücrelerinde (nöron) bulunan bir maddedir Bu maddeye neurotransmitter da denilmektedir Acethylcolin seviyesinin, Alzheimer hastalarında düşük olduğu bir çok klinik deneyler ile ortaya konmuş ve bu konuda yüzlerce makale yayınlanmıştır Havuç, sinir sistemi ile ilgili olarak doğrudan etkili bir çok değişik etkin madde içermektedir Özellikle ****üel hormonlar doğrudan sinir sisteminin kontrolünde olan hormonlardır Taze sıkılmış havuç suyu (TSHS) içerdiği bazı etkin maddeler bakımından aynı zamanda mükemmel bir ***üel hormon grubu uyarıcısı, aktifleyicisi ve de dengeleyicisidir Bu nedenle, geçici cinsel isteksizliğe veya yaşlılığa bağlı giderek azalan iktidarsızlığa karşı mükemmel bir önleyici ve de takviye edicidir TSHS kürünü uygulayanlar zamanla cinsel güçlerin deki ve sperm sayısının ve prostat sıvısındaki hacimli artışını rahatlıkla gözleyebilmektedirler İleri yaşlarda algılama gücü giderek zayıflar TSHS kürü aynı zamanda algılama gücünü mükemmel bir şekilde artırır TSHS kürünü uygulayanlar aynı zamanda da algılama güçlerinin artığını hissedebileceklerdir Alzheimer hastalığına karşı taze sıkılmış havuç suyu kürünün önleyici etkisi çok çok yüksektir TSHS, Alzheimer hastalığına karşı çok yönlü olarak etkisini gösterir Önleyici gücünün arkasında yatan etkenlerden bir tanesi frataxin proteininin artışını sağlamasıdır Frataxin insan vücudunun ürettiği antioksidan özellikli bir proteindir Frataxin, hücreye zarar veren, hücre ölümüne neden olan serbest radikalleri zararsız hale getiren bir proteindir İnsan vücudunda frataxin proteininin azalması, hücre ölümünün artması anlamına gelirki, bu da yaşlanmayı (aging) hızlandıran bir durumdur TSHS kürü, antioksidan özellikli frataxin proteininin artışını sağlayarak, serbest radikallerin hücre ölümlerine sebep olmasını engeller Değerli okuyucu, son yıllarda antioksidanlar üzerine çok şey yazılmaya başlandı Antioksidanları taze sebze ve meyve tüketerek vücuda almak en doğrusudur Ayrıca, insan vücudunun kendisinin ürettiği tabii antioksidan özellikli proteinleri (frataxin gibi) artırıcı kürleri uygulamak da çok çok önemlidir Hatırlatılanması gerekli önemli bir nokta şudur; vücudun normal ihtiyacı olan karbonhidrat (genel anlamda şeker) miktarının üzerine çıkılması durumunda, alınan her fazla karbonhidrat, serbest radikal üretimini artırır Serbest radikal üretimi ne kadar fazla ise, hücrelerimizin de o kadar fazla zarar görme ihtimali yükselir Bu nedenle, çikolata, baklava, ekmek kadayıfı gibi çok fazla şekerli besinlerin tüketiminde ölçülü olmak gerekir Damağa verdiği lezzetin etkisiyle kolaylıkla ölçünün dışına çıkılmaktadır Alzheimer hastalığının bir çok evreleri ve aşamaları olmasına rağmen (bu evreleri ancak uzman hekim belirleyebilir) genelde erken dönem, orta dönem ve ileri dönem olmak üzre üç evrede tanımlanmaktadır TSHS kürünün, tedavi gücü ise bu hastalığın evrelerine göre değişiklikler göstermektedir Başlangıç aşamasındaki bir Alzheimer hastasının TSHS kürü ile tamamen sağlığına kavuşması mümkündür Alzheimer hastalığı ileri yaşlardaki bir çok insanın korkulu rüyasıdır Eğer, Alzheimer hastalığına yakalanmaktan korkuyorsanız, zaman zaman (TSHS) kürünü uygulayınız Havuç suyu kürünü uygulamaya başladıktan bir kaç hafta sonra yavaş yavaş hatırlama yeteneğinizin arttığını, daha hızlı düşünmeye başladığınızı ve düşünce gücünüzün belirgin bir şekilde arttığını, diğer bir anlamda düşünme ve hatırlama yeteneğinizdeki yavaşlığın ortadan kalktığını hissedebileceksiniz Taze sıkılmış havuç suyunda, Alzheimer hastalığını önleyici güce sahip etkin maddelerin sayısı en az 17 tanedir Bunlar arasında alpha-terpinene, gama-terpinen, tryptophan, thyamin, carotol, daucic asit, daucine, choline, camphor, borneol ve terpinen-4-ol etkin maddeleri bulunmaktadır Camphor etkin maddesi havuçta çok çok az bulunmasına rağmen, beraberinde glutamate türevi içermesi camphorun etki gücünü artırarak beyinde plaque (plak) oluşumuna engel olabilmektedir Bunlardan terpinen-4-ol ve borneol etkin maddeleri acetylcholinesterase-inhibitörü görevi yaparak, acethylcholinin beyin hücrelerinde (nöron) azalmasına (yıkımına, yok edilmesine) engel olur Yapılan klinik deneylerde, Alzheimer hastalarında acethylcholin seviyesi düşük olarak gözlenmektedir methyl-pentosans ve lupeol maddesinin tüm bu etkin maddeler ile birarada bulunması, taze sıkılmış havuç suyu kürünü Alzheimer hastalığının önlenmesinde, durdurulmasında ve de tedavi edilmesinde tartışmasız kılmaktadır Havuç suyunun içerdiği etkin maddelerin tamamını bir bütün olarak düşünmek gerekir Birini veya bir kaçını bir arada saf halde tedavide uygulama yöntemi olarak düşünmek kesinlikle yanlıştır Burada bu durum bir örnek ile açıklanabilir Aşağıdaki tabloda havucun en az 19 tane sedative (sedatif, dinlendirici, rahatlatıcı) etki gösteren, kimyası da birbirlerinden tamamen farklı etkin maddeler içerdiğini göreceksiniz Lavantada ise sedative etki gösteren 14 tane farklı etkin madde bulunmaktadır Bu demek değildir ki, havuç, lavantaya göre çok daha sedative etkili olacaktır Bu durum bitkinin içerdiği farklı etkin maddenin sayıca fazla olması ile izah edilemez Gerçekten de, lavantada sedatif etkili etkin maddeler sayıca, havuca göre çok daha az olmasına rağmen, lavanta havuca göre çok daha sedatiftir Yani, lavanta daha dinlendirici, daha rahatlatıcıdır Havuçta rahatlatıcı ve dinlendirici etkin madde sayısı daha çok olmasına rağmen, TSHS içildiği zaman herhangi bir rahatlama veya dinlenme hissetmek mümkün olmaktadır Bu durum ancak ve tamamen o bitkinin kimyasına bağlıdır ve yine kimya yoluyla açıklanabilir Son yıllarda fareler üzerinde yapılan klinik deneyler, A-vitamininin beyin hücre ölümünü engellediği gerçeğini de ortaya koymuştur Genel olarak, fareler üzerinde yapılan başarılı bir klinik deneyin aynı şekilde insanlar için de başarılı olacağı diye bir kural yoktur Fareler üzerinde başarılı olan bir çok klinik deney, insanda aynı başarıyı göstermemekte ve hatta bazı komplikasyonlar da gösterebilmektedir Ancak, Alzheimer hastalığına karşı etkili olan sadece, TSHS da bulunan A-vitamininin olmadığının bilinmesi gerekir A-vitamini zengin olarak domates, portakal, marul, erik, kayısı ve maydanozda da bulunmaktadır Buna rağmen Alzheimer hastalığına karşı hiç bir sebze veya meyve kürü, A-vitamini bakımından ne kadar zengin olursa olsun, taze sıkılmış havuç suyu ile kıyaslanamaz Çünkü, TSHS da, A-vitamininin dışında, onlarca farklı etkin madde Alzheimer hastalığına karşı etkilidir Zaten, A-vitamini tek başına Alzheimere karşı çözüm getirmiş olsa idi, bu vitamin takviyesi ile tedaviye gidilebilirdi Kaldıki, daha bu hastalığın nedenleri ve sebepleri henüz kesin olarak bilinmemektedir Alzheimer ve Taze Sıkılmış Havuç Suyu (TSHS) Tedavi amaçlı kullanılacak olan ilaçların (maddelerin) insanlar için etkili ve güvenli olduğunu kanıtlamak şarttır Bu nedenle araştırmalar hem çok uzun bir zaman almakta hem de çok büyük maliyetler getirmektedir Taze Sıkılmış Havuç Suyu Kürünün (TSHSK) Alzheimer hastalığını önlemedeki gücü bulunmaz bir imkandır Çünkü, TSHSK nün her şeyden önce insanlar için güvenli olması, bu kürü tartışmasız kılmaktadır Taze Sıkılmış Havuç Suyu Kürünün herhangi bir yan tesiri de söz konusu değildir Alzheimer hastalığına karşı TSHSK, şu sıralar en etkili önleyici, en etkili durdurucu ve de tedavi edici imkânı sağlayabilmektedir Alzheimer hastaları bu kürü uygularken sonuçlarını bir iki haftadan önce alamazlar Ancak, ikinci haftadan sonra Alzheimer hasta yakınları, TSHSKnün olumlu sonuçlarını ve dikkate değer ölçüde olumlu gözlemlerini yapabilmektedirler Diğer tüm kürlerde olduğu gibi, bu kürün de her Alzheimer hastasında yüzde yüz etkili olacağı söz konusu değildir Bu durum, modern tıbbın imkânlarında da (örneğin ilaçlar) böyledir Bir ilacın veya uygulanan kürün başarılı olabilmesi, o insanın genetik yapısına, bağışıklık sistemine, başka rahatsızlıklarının olup olmadığına, sürekli bir rahatsızlığının olup olmadığına (örneğin şeker hastalığı gibi), yaşına, hamile olup olmadığına ve bunun gibi bir çok faktörlere bağlıdır Alzheimer hastalığı ile ilgili olarak bir noktayı önemle vurgulamak istiyorum Bu hastalık, genel olarak bir kaç ayda ani olarak ortaya çıkan bir hastalık değildir Başlangıcı, en erken on ile yirmi yıl öncesinden yavaş yavaş ve sinsi bir şekilde gelişmeye başlamaktadır Yeterli düzeye gelmeden bu hastalığı erken teşhis etmek mümkün olmamaktadır Bulguların doğrultusunda teşhis konulduğunda, hastalık yerleşmiş ve kendisini bariz şekilde belli etmeye başlamıştır Bu nedenle önleyici veya durdurucu olarak TSHSKnün orta yaşlardan itibaren kullanılmasını tavsiye ederim Günümüzün modern tıbbı bu hastalık için: “Son yıllarda hastalığın seyrini değiştiren bazı tedavi seçenekleri ortaya çıkmış olmasına rağmen, iyileştirilebilir ya da düzeltilebilir bir hastalık değildir Ancak hastalığın ilerleme hızını yavaşlatmak, hastalık seyri sırasında ortaya çıkan bazı rahatsız edici bulguları düzeltmek, ortadan kaldırmak mümkündür” ifadesini kullanmaktadır Bugün için Alzheimer hastalığını doğrudan tedavi edebilecek bir ilaç henüz geliştirilememiştir Ancak, Alzheimer hastalığının neden olduğu bazı şikâyetlerin tedavisi mümkün olmaktadır Ayrıca, Alzheimer hastalığının başladığını tayin edebilecek herhangi bir analiz yöntemi de henüz geliştirilememiştir Taze sıkılmış havuç suyu kürünün, Alzheimer hastalığını tedavi gücü yaklaşık %30 oranındadır Bu oranın çok daha yukarılara çekilmesi mümkündür Bu da ikinci bir bitkinin promotor veya medyatör olarak kullanılması ile mümkün olabilecektir TSHSK'nün yaklaşık %30 oranındaki tedavi gücü, Alzheimer hastalığının başlangıç evresinde olanlar için geçerlidir Alzheimer hastalığının son evresinde olanlar için tedaviden ziyade, hastalığın ilerlemesini belirgin bir şekilde durdurduğunu gözlemek mümkün olmaktadır Sigara ve/veya Alkol Tüketenler Avusturalya ve Yeni Zellanda üzerinde Ozon Tabakasının inceldiği son yıllarda yapılan ölçümler ile ortaya konmuştur Ozon Tabakasının incelmesi demek güneş ışığında bulunan UV- ve daha kısa dalga boylu ışığın bu bölgelere (Avusturalya ve Yeni Zelanda) daha yoğun bir şekilde giriş yaptığı ve bu yörede yaşayan tüm canlıları olumsuz etkilediği bir gerçektir Ozon Tabakasının incelmeye başlamasından sonra, bu ülkelerde yaşayan insanlarda deri ve cilt kanserlerinde büyük artış gözlenmiştir Beta-karotenin deri ve cilt kanserini önlediği bilinmektedir Bu nedenle bir grup Avusturalyalı bilim adamı, beta-karotenin bu gücünü ortaya koymak için klinik deney başlatmışlardır Yapılan bu klinik deneylerin sonucunu, 21 Mayıs 2003 tarihinde, Journal of the National Cancer Institute dergisinde açıkladılar Bu araştırmanın sonuçları oldukça şaşırtıcıdır Alkol veya sigara içenler beta-karoten aldıkları taktirde bağırsak adenomlarında, bağırsak kanserinin ön basamak oluşumlarında enaz iki misli artış gözlenmiştir Alkol ve sigara kullanmayan larda ise, tam aksine %44 azalma gözlenmiştir Bu nedenle sigara veya alkol tüketenlerin zengin beta-karoten içeren besinlerde ölçülü olmaları önerilmiştir Havuç, zengin bir bata-karoten kaynağıdır Eğer, sigara veya alkol tüketiyorsanız havuç kürü uygulamayınız Şayet, sigara veya alkol tüketmiyorsanız, bu taktirde uygulayacağınız havuç kürü veya zengin beta-karoten kaynaklı besinler tüketmeniz, aynı zamanda bağırsak kanserine karşı %44 daha az yakalanma riskine sahipsiniz anlamına gelmektedir Kısaca, beta-karoten içerikli besinler, sigara veya alkol kullananlarda bağırsak kanserine yakalanma riskini iki kat artırırken, sigara veya alkol tüketmeyenlerde ise, bağırsak kanserine yakalanma riskinide %44 oranında önleyebilmektedir Değerli okuyucu, eğer sigara veya alkol tüketiyorsanız havuç kürünü uygulamayınızTaze sıkılmış havuç suyunda bulunan etkin maddelerin özellikleri Havuç kürünü uygulayanlar, sigara tiryakisi iseler, havuç suyu kürünü uygularken bol bol balgam sökmeye başlarlar Bu anlamda havuç suyu kürü aynı zamanda sigara içenler için iyi bir balgam söktürücüdür Kalp Sağlığı ve Havuç Bilinen bir gerçek vardı ki, bu da serbest radikallerin neden olduğu oksidasyonun hücreye zarar verdiğidir Eğer, hücre zarar görüyor ise, ve bunlar dokuyu oluşturan hücreler olduğuna göre, zamanla dokunun önemli bir kısmıda zarar görecektir Zarar görmüş bir hücre çalışmasına devam edebilir ancak, görevini tam yerine getiremez Görevini tam olarak yerine getiremeyen hücreler topluluğu aynı şekilde görevini tam olarak yapamayan dokuyu meydana getiriyor demektir Unutmayınızki, dokular topluluğu da organları oluşturmaktadır İşte, oksidasyonun zarar verdiği hücrelerin sayısının giderek artması, dokunun zarar görmeye başlaması anlamına gelmektedir Sonuçta, dokulardan oluşan organ tahrip olmaya başlamış demektir Belli bir noktadan sonra organın önemli bir kısmı görevini yerine getiremiye ceğinden dolayı hastalık ani olarak kendisini gösterir Ani olarak ortaya çıkan kalp krizi de böyle bir durumdur Kalp krizi geçirmekte olan bir kimse, bu krize çok daha önceden hazırlanmaya başlamıştır Kalp krizine neden olan sebep bardağı taşıran son damladır Halbuki, bardak çok önceden dolmaya başlamış, taşmak için son damlayı beklemektedir Son yıllarda hücreye zarar veren serbest radikaller üzerine çok şey yazılıp çizilmeye başlandı Hücreye zarar veren serbest radikallerin oksitleyici gücünü ortadan kaldırmak veya oksitleyici gücüne engel olmak amacıyla karşı güç kullanmak gerekir Bu karşı gücün adına antioksidan denilmektedir Antioksidanlar, serbest radikallerin zarar veren oksitleyici gücünü nötralize derek ortadan kaldırmaktadır Antioksidanlar sayesinde, hücrelerin zarar görmesi ve bu sayede de dokunun zarar görmesi engellenmektedir Dokunun olumsuz etkilenmemesi demek organın olumsuz etkilenmemesi anlamına gelir Sağlıklı beslenmenin temel taşlarından bir tanesi de yeterli düzeyde antioksidan içeren besinlerin tüketilmesidir Çok sayıda değişik antioksidanlar vardır Bunlar ağırlıklı olarak taze sebze ve taze meyvelerde bulunmaktadır Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, domateste ve üzümde bulunan lycopen, brokolide bulunan sulforafen, havuçta bulunan beta-karoten ve E-vitamini, antioksidanlara birer örnektir Son yıllarda çok sayıda değişik antioksidan tabletleri sunulmaya başlanmıştır Bunların ne dereceye kadar etkili olup olmadığını kitabımın değişik bölümlerinde açıklamaya çalıştım Bir noktayı tekrar vurgulamakta fayda görüyorum, hiçbir bitkisel etkin madde, buna antioksidanlar da dahil, tek başına yeterli ölçüde etkili değildir Etkili olabilmesi için, o etkin maddenin beraberinde bulunan yardımcı, fonksiyonel, segonder ve medyatör maddelerin de alınması gerekir Bu da ancak, ilgili sebzenin veya meyvenin tamamını tüketmekle mümkündür Unutmayınız, günümüzde halen bitkilerin içerdiği etkin maddelerin ancak, %1 ni tanıyoruz Bu %1 in de etki mekanizması üzerine bildiklerimiz maalesef %1 i geçmemektedir Kalp krizi geçirme riski altında olanlara taze sıkılmış havuç suyu kürünü ihmâl etmemelerinde fayda vardır Kalp krizinin oluşmasında birinci sırayı alan en önemli risk faktörleri; damar sertliği, yüksek kolestrol ve yüksek triglyseriddir TSHS damarsertliğine karşı (antiatherosclerotic) en az onüç tane etkin madde içermektedir Ayrıca, gerek kolestrol düşürücü (hypocholestrolemic) olarak, gerekse de triglyseridlere karşı (antitriglyceride) etkin rol oynayan bir çok etkin madde içermektedir TSHS da bulunan heraclenin maddesi kanın pıhtılaşmasına karşı (antikoagulant) etkin rol oynadığından, kanın damarlarda daha rahat akmasına yardımcı olmakta ve bu sayede kalbin yükünü hafifletebilmektedir Her akşam yatağa gitmeden önce bir bardak taze sıkılmış havuç suyunu içmek benim yıllardır uyguladığım alışkanlıklarımdandır Satın aldığınız havuçların taze ve olgunlaşmış olmasına mutlaka özen gösteriniz Kolay bükülebilen veya tazeliğini kaybetmiş olan havuçları satın almayınız Kolayca eğilebilmesi havucun tazeliğini yitirmiş olduğu anlamına gelir Tam olgunlaşmadan (genç) toplanmış olan küçük havuçlarda şeker oranı yüksektir (yaklaşık %6) Havuç olgunlaştıkça içerdiği şeker oranıda azalır Havucun rengi ne kadar güçlü ise, içerdiği beta-karoten maddesi de o kadar fazladır A-vitamini (retinol) ihtiyacımızı genel olarak hayvansal besinlerden alırız Bitkilerde moleküler yapıları birbirlerinden farklı çok çeşitli karotenler vardır Karotenler, A-vitamininin ön basamaklarıdır Bunlardan molekül yapıları uygun olanlar, insan vücudunda kısmen A-vitaminine dönüştürülürler Bu dönüşüm için molekül yapısı en uygun olan karoten, beta karotendir Unutkanlığa Karşı Havucun gücü bulunmaz bir nimettir Ancak, bu amaç için yemeklerde veya salatada bolca havuç kullanmak, örneğin redelenmiş şekilde çözüm değildir Bu şekilde havucun sadece besin değerlerinden istifade etmiş olunur Unutkanlığa karşı havuçun aşağıda belirtildiği kullanma şekline mutlaka uyulması gerekir Aksi taktirde sonuç almak mümkün değildir Bu kitapta belirtilen tüm kullanma şekillerine mutlaka uyulması gerekir Salatada kullanılan havucun hiç mi faydası yok, diye sorarsanız, tabiki var, ancak, istenilen düzeyde ve güçte değildir Bu durum diğer bütün sebzeler ve bitkiler için de geçerlidir Değerli okuyucu, taze sıkılmış havuç suyu kürünün tüketim zamanı da oldukça önemlidir Örneğin, sabah aç karna veya öğle yemeğinden sonra içilmesi tamamen farklıdır Özellikle unutkanlığa ve Alzheimer hastalığına karşı kullanılırken akşam yemeklerinden en az iki sonra içilmesinin arkasında yatan nedenlerden bir tanesi, beyinde üretilen bazı hormonların durumundan dolayıdır Uyarı: Akşam yemeğinden iki saat sonra uygulanacak TSHS kürünün özel durumları vardır Eğer, o akşam bir gerilim filmi seyrediyorsanız, işiniz gereği geç saatlere kadar çalışmak durumunda iseniz veya henüz uykunuz gelmemiş ise havuç suyunu akşam yemeğinden iki saat sonra içeceğim diye kendinizi programlamayınız TSHS kürünün uygulanmasında en önemli nokta uykunuzun gelmiş olmasıdır Uygulamadaki en kolay yol ve en doğrusu yatağa giderken içmektir Çünkü, yatağa gitmeye karar verdiğinizde uykunuz gelmiş ve de beyindeki bazı hormonların da seviyeleri değişmeye başlamış demektir Menopoz Dönemi Menopoz dönemindeki bayanların östrojen hormonu dengelenmesinde TSHS kürünün olumlu etkisi dikkate değer ölçüde etkilidir Bu konuda en az dokuz tane etkin madde içermekte olup,TSHS nun içerdiği apigenin, beta-sitosterol, coumarin ve özellikle de diosgenin maddesi doğrudan östrojenik etki yapmaktadır Cilt Sağlığı ve Havuç Derimizi ve cildimizi, hem korumak hem de direncini artırmak için TSHS kürü, tabiat ananın insana sunduğu mükemmel bir imkândır Güneş ışığında bulunan UV- ışığına karşı (sunscreen) deriyi güçlendiren ve koruyan bir çok etkin madde içermektedir Chlorogenic acid ve alpha-amyrin bunlara sadece iki örnektir Spesifik olarak deri enflamasyonuna karşı (antidermatitis) öylesine güçlü etkin maddeler içerir ki, deriyi enflamasyonlara karşı adeta zırh gibi korur TSHS bununla da kalmayıp derideki mantarlara karşı da (fungicide) çok sayıda etkin madde içermektedir Ciltleri hasas olanlar veya derileri basit bir kaşımayla kolay tahriş olanlar TSHS kürünü uygulamakla bu şikâyetlerinden nasıl kurtulduklarını hayretle gözleyebilirler Ciltlerinde akne şikâyeti olanlar için de TSHS kürü mükemmel bir yardımcıdır Hekiminizin derideki mantara karşı verdiği ilacı kullanırken beraberinde TSHS kürünü uygulamak mükemmel bir takviye oluşturacaktır Mantar ilacı kullanıyorsanız, taze üzümden ve ceviz tükeminden kesin olarak uzak durunuz Yaz aylarında bol güneş altında kalanların TSHS kürünü uygulamalarında çok büyük faydalar vardır Migren, Kronik Baş Ağrıları ve Baş Ağrısı Migren ağrıları, kronik baş ağrıları ve sık sık baş ağrısı şikâyeti çekenlere taze sıkılmış havuç suyu kürü (TSHSK) bulunmaz bir nimettir Baş ağrılarından şikâyeti olanların başlangıçta hem sabah kahvaltısından sonra hem de akşam yemeğinden iki saat sonra birer bardak içmeleri en doğrusudur Baş ağrısına karşı olan başlangıç kürü 20 gün uygulanır ve daha sonra sadece akşam yemeklerinden iki saat sonra bir bardak olmak üzre iki ay boyunca devam edilir Daha sonra zaman zaman içilerek (haftada 3-4) devam edilir Bir kaç hafta sonra baş ağrılarından şikayet edenlerin giderek bu şikâyetlerinin nasıl azaldığını hayretle gözleyebileceklerdir TSHS etkisini en erken on-onbeş gün geçtikten sonra göstermektedir Çünkü, içerdiği bazı etkin maddelerin vücutta belirli bir seviyeye kadar depolanmaları gerekmektedir Ancak, bundan sonra etkili olmaya başlamaktadır Bu durum sadece TSHS na özgü bir durum değildir Kitabımda önerdiğim diğer bazı kürler içinde bu durum aynen böyledir Yani, uygulanan kürün etkili olabilmesi için öncelikle istenilen düzeyde vücutta depolanmaları gerekmektedir Dikkat: Migren ağrıları, şeker ve de çikolata Migren şikâyeti olan kişilerin çikolatadan mutlaka ve kesin olarak uzak durmaları gerekir Çikolata migreni tetikleyen (start veren) bir besindir Eğer, zaman zaman (dönem dönem) migren ağrıları yaşıyorsanız ve şeker tüketimi açlığı baş göstermeye başlıyor ise, anlayınız ki migren ağrılarınızın başlayacağı evreye (döneme) giriyorsunuz veya bu dönemin içerisindesiniz Kısaca, şeker tüketimi veya şeker açlığının başlaması migren ağrılarının kısa bir zaman sonra başlayacağına işaret eder Bu konuyu burada belirtmemin nedeni de, küçük şeker havuçlarının, taze sıkılmış suyunun bu amaçla (migrene ve Alzheimere karşı) kullanılmaması gerektiğindendir Çünkü, küçük havuçlar (yaklaşık parmak uzunluğunda olanlar) yüksek oranda şeker içerirler Bu nedenle, tüketilmemeleri gerekir Gerek migren ve gerekse de Alzheimere karşı kullanılacak olan havuçların mümkün olduğu kadar en irileri, gevrek ve taze olanları seçilmelidir Çünkü, genelde iri havuçlarda şeker oranı düşüktür Eğer, migren hastası iseniz, şeker oranı düşük olan havuç türünü seçtiğinizden mutlaka emin olunuz Şeker oranının düşük olduğundan emin değilseniz, migren şikâyetine karşı havuç kürünü uygulamayınız Alzheimer hastaları için böyle bir durum söz konusu değildir Ancak, Alzheimer hastalarının da mutlaka iri, taze ve gevrek olan havuçları kullanmaları gereklidir Çünkü, Alzheimere karşı etkili olan etkin maddeler hem miktar olarak hem de çeşit olarak iri havuçta çok daha fazladır Antidot olarak Havuç Taze sıkılmış havuç suyu kürü, toksin özellikli bir çok ağır metale karşı antidot gücü oluşturabilmektedir Beslenmemiz esnasında besinler üzerinden eser miktarda da olsa her defasında toksin (zehir) özelliği olan metalleri de vücudumuza almaktayız Bu ağır metaller gerek yağ dokusunda gerekse de öncelikle akciğer, karaciğer ve böbreklerde depolanmaktadırlar Bu birikimler zaman içerisinde belli bir seviyeye geldikten sonra zararlı olmaya başlamaktadırlar İşte, TSHS da, zehirli ağır metallere karşı andidot (panzehir) vazifesi gören en az sekiz tane aktif etken madde bulunmaktadır Bitkisel Sağlık Rehberi |
|