Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
amasya, gidilir, içilir, tanıtım, yenir

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



AMASYA'NIN KONUMU
Amasya Karadeniz Bölgesinin orta bölümünde yer alır Kuzeyden Samsun, batıdan Çorum, Doğu Güneyden Yozgat ve Güneydoğudan Tokat illeri ile çevrilidir
35°00 ve 36° 30 doğu boylamı, 40°15', 41 °03' kuzey enlemleri arasındadır

*Yüzölçümü 5690 km2
*Rakım 392
*Yıllık ortalama yağış miktarı 453 mm
*Yer altı suyu potansiyeli 129 hm3/ yıl
*Yerüstü suyu potansiyeli 4983 hm3/ yıl
*2000 Genel Nüfus Sayımına göre yaklaşık genel nüfusu 365231'dir Nüfus yoğunluğu kilometrekareye 65 kişi düşer

Amasya şehri Yeşilırmak nehrinin doğu-batı doğrultusunu aldığı kesimde bu nehrin iki kıyısında kurulmuştur Yeşilırmağın kuzey kıyısında kale kalıntıları, kral mezarları ile Yeşilırmak arasında yerleşim alanı dar olduğundan, yerleşme ince bir şerit oluşturur Şehrin asıl yerleşim ve gelişim alanı Yeşilırmağın güney kıyısındadır Yeşilırmak tarafından ikiye ayrılan mahalleler nehir üzerindeki 7 köprü ile birbirine bağlanır

Amasya şehrinin önemi, bu şehrin dar bir vadide kurulmuş olmasıdır Yeşilırmak, Amasya ovasından çıkıp, Ferhat Boğazından geçtikten sonra âdeta saklı bir vadiye girmektedir Her döneminde şehrin ilk kurulduğu yerde bulunmasının sebebi bu konumuyla ilgili olmalıdır

Vadi tabanında dar bir kesim yerleşmeye elverişlidir Şehir geliştikçe vadi yamaçlarına doğru gelişmiştir, ama elverişsiz konumu nedeniyle yamaçlardan fazla yükselmeye imkan bulunmamıştır; bu da şehrin Yeşilırrmak vadisi boyunca doğu-batı doğrultusunda uzunlamasına yayılma göstermesine sebep olmuştur Böylece şehir eski çekirdeğini kısmen de olsa korumayı başarmıştır

Günümüzde şehir bir vadide saklı konumunu korumakta ve Anadoluda "V" şekilli bir vadi tabanında kurulmuş tek büyük şehir olarak varlığını devam ettirmektedir Şehrin gelişimi, ekonomik nedenleri hızlı olamamıştır Bu da şehrin günümüze kadar korunarak gelmesini sağlamıştır Bu özelliği ile Amasya turizm açısından çekici olmakta, bozulmamış kültürel değerleri ile ilgi çekmektedir

Merkez ilçe ile birlikte 7 ilçe, bunlara bağlı 23 belde ve 348 köyü vardır

İLÇELERİ
Amasya Merkez İlçe: Yüzölçümü 1730 km2, nüfusu 133207 kişi olup, 74393ü il merkezinde, 58814ü ise belde ve köylerde yaşamaktadır Aydınca, Doğantepe, Ezinepazar, Uygur, Yassıçal, Yeşil Yenice ve Ziyaret olmak üzere 7 beldesi ve 100 köyü bulunmaktadır

Göynücek İlçesi : Yüzölçümü 578 km2, nüfusu 17614 kişi olup, 2776sı ilçe merkezinde, 14838i ise belde ve köylerinde yaşamaktadır

Gümüşhacıköy İlçesi : Yüzölçümü 653 km2, nüfusu 29795 kişi olup, 14057si ilçe merkezinde, 15738ide belde ve köylerde yaşamaktadır

Hamamözü İlçesi : Yüzölçümü 202 km2, nüfusu 6161 kişi olup, 1511i ilçe merkezinde, 4650si köylerde yaşamaktadır

Merzifon İlçesi : Yüzölçümü 970 km2, nüfusu 67281 kişi olup, 45613ü ilçe merkezinde, 21668i köy ve beldelerde yaşamaktadır

Suluova İlçesi : Yüzölçümü 516 km2, nüfusu 54123 kişi olup, 42715i ilçe merkezinde, 11408i belde ve köylerde yaşamaktadır

Taşova İlçesi : Yüzölçümü 1041 km2, nüfusu 57050 kişi olup, 15556sı ilçe merkezinde 41494ü belde ve köylerde yaşamaktadır

Amasya şehrinin bilinen ilk adı "Amaseia"'dır İlk kuruluş yeri günümüzdeki kalenin olduğu tepe olara kabul edilir

İKLİMİ
Amasya genel olarak, Karadeniz İkliminin etkisi altında olmakla beraber, deniz etkilerine maruz kalmadığı için karasal iklim özelliklerini göstermektedir

Amasya meteoroloji istasyonu verilerine göre yıllık ortalama sıcaklık 139°c dir Sıcaklığın yıl içerisindeki dağılımında aylık ortalama sıcaklık mayıs ayında 18 oc yi aşar ve aylık ortalama değerler eylül ayını da içine alarak bu değerin üstünde kalır Yaz aylarındaki ortalama aylık sıcaklık 20ocyi aşar Sıcaklığın zaman zaman yüksek değerlere çıktığı görülür Gündüz ile gece arasındaki farkları 14-16oc arasındadır Nemin yüksek olmaması yaz sıcaklıklarına dayanma gücü verir Yaz mevsiminde bu değer 55-60 arasındadır

Yıllık ortalama yağış tutarı yarım metrenin altındadır En fazla yağış alan mevsim kıştır İlkbaharda azalarak devam eden yağış Temmuz ayında büyük düşüş gösterir En az yağış Ağustos ayında düşer Eylül ayından itibaren yağışlar aratarak devam eder Yaz mevsiminde yağışlı gün sayısı 2-7 gün arasındadır Kar yağışları açısından şehrin kuzeyindeki AKDAĞ uygun şartlara sahiptir Karın yerde kalma süresi çok kısadır Sadece Merzifonda Tavşan Dağı Radar mevkiinde kar uzun süre kalır

Amasyanın nemlilik bakımından Karadeniz kıyılarından farklıdır Karadeniz kıyılarının ılık kışları yerini soğuk kışlara,çok sıcak olmayan yazlara bırakır Günlük sıcaklık farkları yüksektir Yağış miktarında ölçüde azalma görülür Nem oranı yaz aylarında azalır Bu nedenle Amasyadaki iklim Karadeniz iklimi ile İç Anadolu İklimi arasında bir geçiş özelliğini taşır

Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



ANTİK ÇAĞDA AMASYA
Yapılan arkeolojik araştırmalar, Amasya'nın çok eski bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir Suluova çevresinde yapılan kazılarda höyüklerden çıkarılan çanak, çömlek ve savaş aletleri, kalkolitik dönemde (MÖ 5500-3500) Amasya'nın bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koymaktadır Tokat-Amasya sınırları yakınlarında yapılan kazılarda Bronz çağına ilişkin vazolar bulunmuştur
HİTİTLER
Anadolu'da MÖ 1900-1200 yılları arasında hüküm süren Hititler, MÖ 14 yy'ın sonlarında Amasya'dan “HAKMİŞ” olarak bahsetmiştir Bu yerleşim merkezi, Amasya'da kurulan şehir kültürünün de başlangıcı olmuştur

FRİGLER, LİDYALILAR, KİMMERLER, PERSLER
Hitit devleti MÖ 1200'lerde batıdan gelen Friglerin akınları sonucunda yıkıldı Anadolu'da, Amasya'yı da içine alan bir devlet kuran Friglerin hakimiyeti 500 yıl sürdü Kısa bir süre için Amasya'ya hakim olan Kimmerler'in yerini (MÖ 650) Lidyalılar aldı Lidya'lılar ile Persler arasında yapılan savaştan (MÖ 585) sonra, Amasya Perslere bırakıldı

PERS-PONTUS DEVLETİ
Perslerin Amasya'da hakimiyetleri sadece idari yönden kendini göstermiştir Uzun bir süre Pers satrabı (valisi) tarafından yönetilen Amasya daha sonra I Mitridat tarafından kurulan Pers-Pontus devleti egemenliğine girmiştir

Batıdan Anadolu'ya ilerleyen Romalılar, Kapadokyalılar ile Galatlar'ı birleştirip Pers-Pontus krallığı üzerine sürdüler ve Pontusluları zayıf düşürdüler VI Mitridat zamanında dengeler değişti ve Romalılar MÖ 123'te bütün güçlerini geri çekmek zorunda kaldılar Tarihte "Mitridat Savaşları" olarak bilinen mücadelelerde Romalılar Anadolu'da en büyük yenilgilerini aldılar Fakat Mitridat Romalıların bitmek bilmeyen saldırılarına daha fazla dayanamadı ve MÖ 70 yılında Roma Generali Lukullus Amasya'yı ele geçirdi ( Kral Kaya Mezarları)

ROMA EGEMENLİĞİ
Amasya yaklaşık 400 yıl boyunca Roma egemenliğinde kalmıştır Roma İmparatorluğunun MS 395'te ikiye bölünmesiyle, Amasya'nın yönetimi Doğu Roma'ya geçmiştir Beş patrikliğe bölünen Bizans (Doğu Roma) İmparatorluğunun, patriklik merkezlerinden biri de Amasya'dır

(Alçak Köprü) (Strabon)

Amasya, MS 8 yüzyıldan sonra Araplar (Emeviler ve Abbasiler) ile Bizanslılar arasında sürekli olarak el değiştirmiştir 1071 yılında Alparslan'a yenilen Bizans İmparatoru Diogenes, tahttan indirildiğini Amasya'da öğrendi Amasya 1075 yılında Danişmend Ahmed Gazi tarafından ele geçirilerek Selçuk idaresine sokulmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



BAĞIMSIZLIK KIVILCIMI
AMASYA TAMİMİ

Birinci Dünya Savaşı'na Almanya ve müttefikleri safında katılan Osmanlı Devleti yenilgiyi kabul ederek, İngiltere ve müttefikleriyle 30 Ekim 1918'de Mondoros Mütarekesini imzalamıştır İtilaf devletleri, aralarında yaptıkları gizli anlaşmalara göre kendilerine düşen payı almak için derhal harekete geçerek, mütareke şartlarına aykırı olmasına karşın, Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlamışlardı 15 Mayıs 1919'da İzmir'in işgaline kadar Fransızlar, İngilizler, Yunalılar ve İtalyanlar Anadolu'nun çeşitli bölgelerini işgal etmişlerdi bile

İşgallerin yanı sıra, azınlıkların çalışmaları da gittikçe yoğunlaştı Ermeniler Paris Barış Konferansı'nda bir muhtıra sunarak Doğu Anadolu'nda bazı bölgelerin kendilerine verilmesini istediler ve bu istekleri İtilaf Devletleri tarafından kabul gördü Rumlar da Osmanlı Devleti toprakları üzerinde yeni bir devlet kurmak amacıyla "Pontus Cemiyeti"ni kurmuş, faaliyetlerini artırmışlardı

13 Kasım 1918'de Yıldırım Orduları Grup kumandanlığından istifa eden Mustafa Kemal Paşa, İzmir'in Yunanlılar tarafından işgalinin ertesi günü, maiyetiyle birlikte İstanbul'dan ayrılıp 19 Mayıs'ta Samsun'a çıktı 9 Ordu Müfettişliğine geniş yetkilerle tayin edilmişti Resmi görevi, yerli Rumların Karadeniz bölgesinde çıkardıkları karışıklığa son vermek ve böylece İngiltere'nin, Mondoros mütarekesinin 7 maddesine dayanarak bölgeyi işgal etmesini engellemekti

Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da kaldığı süre içerisinde Erzurum'daki On Beşinci Kolordu Komutanlığı ve Ankara'da bulunan ve Ali Fuat Paşa tarafından kumanda edilen 20 Kolordu ile ülkenin içinde bulunduğu durum hakkında telgraflaşıyordu

Paşa Samsun'da fazla kalmadı, Havza'ya geçti Havza'nın ileri gelenleri kendisini ziyarete geldiğinde onlarla şöyle konuştu: "Düşmanın niyeti bizi mezarımıza diri diri gömmektir Şimdi, çukurun tam kenarında bulunuyoruz Fakat son bir gayretle toparlanırsak, kendimizi kurtarmak mümkündür Zaten başka türlü de avdet (dönmek) imkanı yoktur"

Mustafa Kemal 12 Haziran'da Amasya'ya geçti Burada eski Bahriye Nazırı Rauf Bey; 20 Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ve 3 Kolordu Kumandanı Refet Bey ile buluşup toplantılar yaptı Görüşmeler, Saraydüzü Kışlasında yapılıyordu 12 Kolordu Kumandanı Mersinli Cemal ve 15 Kolordu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa'ların da görüşleri alındıktan sonra bazı düzeltmelere uğrayan metin, 21/22 Haziran gecesindeki son toplantıda kesin şeklini aldı Bu "Amasya Kararları" ertesi gün, yani 22 Haziran 1919'da asker ve sivil ilgililere telgrafla bildirildi

En gönülden ve coşkun karşılama Amasya'da oldu Başlarında Müftü Efendi'nin olduğu beldenin mümtaz heyeti bizi şehrin dışında karşıladı Bu merasim Paşa'nın gözlerini yaşarttı Müftü Efendi itimat telkin eden beşuş ve nurani çehresiyle ilerleyerek Paşa'ya yüksek sedâ ile: "Paşam Bütün Amasya emrinizdedir, Gazânız mübarek olsun!" dedi Asla beklemediğimiz bu hitap aynı zamanda istikbalin teşhisi idi
(9 Ordu Erkan-ı Harbiye Binbaşı Hüsrev Bey)

AMASYA TAMİMİ

Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir İstanbuldaki hükümet, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine getirememektedir

Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır

Milletin durumunu ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir Anadolunun her yönden en güvenli yeri olan Sivasta ulusal bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç delegenin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir Her olasılığa karşı bu iş, ulusal bir sır gibi tutulmalı ve delegeler gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmelidirler

Doğu illeri adına 10 Temmuzda Erzurumda toplanması gereken kongre için sözü geçen vilayetlerin Müdaffa-i Hukuk ve Redd-i İlhak Cemiyetlerinden seçilmiş üyeler zaten Erzuruma doğru yola çıkarılmışlardır O vakte kadar diğer vilayetlerimizin temsilcileri de Sivasa geleceklerinden Erzurum Kongresinin üyeleri belirlenecek zamanda genel toplantıya katılmak üzere Sivasa hareket edecektir

Askeri ve sivil kuruluşlar hiçbir surette kaldırılmayacaktır Kumanda hiçbir şekilde terk edilmeyecektir Vatanın herhangi bir tarafından yeniden yapılacak düşman işgal hareketleri bütün orduyu ilgilendirecek ve meydana gelen duruma göre memleketin savunmasına birlikte girişilecektir Bu sebeple komutanlar derhal birbirlerini haberdar edeceklerdir

Silah ve savaş malzemesi kesinlikle elden çıkarılmayacaktır

Mustafa Kemal

AMASYA TAMİMİNİN ÖNEMİ

Amasya Tamiminin birinci maddesinde önce durum tespiti yapılır: "Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir" Sonra kurtuluş çaresi gösterilir: "Her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş ulusal bir kurulun varlığı çok gereklidir" Nihayet uygulama kararı alınır: "Sivasta ulusal bir kongrenin tez elden toplanması kararlaştırılmıştır"

Adı geçen kararlarda vatan bütünlüğünün korunması gereği üzerinde de durulmuştur Gerçekten 6 maddede yer alan "Vatanın herhangi bir tarafından yeniden yapılacak düşman işgal hareketleri bütün orduyu ilgilendirecek ve meydana gelen duruma göre memleketin savunmasına birlikte girişilecektir" cümlesi bunu doğrular

Amasya kararlarında merkezi hükümete isyan da söz konusudur Çünkü 6 maddede şu ibare yer alır: "Askeri ve sivil kuruluşlar hiçbir surette kaldırılmayacaktır" Demek ki, bu hususlarda İstanbul'dan gelen emirler dinlenmeyecektir Bu ise düpedüz isyandır
İstanbul Padişah'ın, Amasya ise Şehzadelerin karargâhı idi Padişah öldüğü ya da tahtı bıraktığı zaman, yani İstanbul'daki üstün irade sükut ettiğinde onun yerini Amasya'da oturan şehzadenin iradesi alırdı Bu yüzden Mustafa Kemal'in İstiklal Beyannamesini şehzadeler şehri ve önemli bir kültür merkezi olarak tarihimizde yerini alan Amasya'da ilan etmesi mânidardır

1919'da İstanbul'da hem padişah iradesi hem de Osmanlı iradesi sükût etmiştir İşte Amasya'da Amasya Tamimi ile, Osmanlı iradesinin yerini Türk Milletinin milli iradesinin, padişahın iradesinin yerini de milletin şehzadesi ve milli iradenin sembolü olan Mustafa Kemal'in iradesinin aldığı ilan ediliyordu
(Prof Dr Bayram KODAMAN)

Kayda değer bir başka nokta, Osmanlı Devleti'nin Müttefiklerle imzaladığı Mondros Mütarekesinin tanınmamasıdır Zira, 6 maddenin "Silah ve savaş malzemesi kesinlikle elden çıkarılmayacaktır" şeklindeki son cümlesi, mütarekenin 20 maddesine ters düşmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



ŞEHZADELER ŞEHRİ: AMASYA

Amasya bir çok Osmanlı şehzadesinin valilik yaptığı bir şehirdir Amasya'da valilik yapan şehzadelerden altısı daha sonra Osmanlı tahtına çıkmıştır

AMASYA'DA VALİLİK YAPAN ŞEHZADELER

Şehzade Bayezid (Yıldırım Bayezid): 1386

Şehzade Çelebi Mehmet (I Mehmet): 1389-1402 1403-1423

Şehzade Murad (II Murad):1415 - 1421

Şehzade Ahmet Çelebi: 1435

Şehzade Mehmed (Fatih Sultan Mehmet): 1438

Şehzade Alaeddin:1442

Şehzade Bayezid (II Bayezid): 1454-1481

Şehzade Ahmed: 1481-1511

Şehzade Murad: 1511-1512

Şehzade Mustafa: 1540-1553

Şehzade Bayezid: 1557-1558

Şehzade Murad (III: Murad): 1566

DAHA SONRA PADİŞAH OLAN ŞEHZADELER

YILDIRIM BAYEZİD

I Murad'ın oğlu olan Yıldırım Bayezid, 1386 yılında Amasya'yı Osmanlı sınırları içine almış, 1389'da da Amasya valiliğine atanmıştır Aynı yıl içerisinde de Osmanlı tahtına davet edilmiştir

ÇELEBİ MEHMET

Yıldırım Bayezid'in oğlu olan Çelebi Mehmet, babasında sonra Amasya valisi olarak tayin edilmiştir 1402 yılında Ankara Savaşı'ında Timur'a yenilen ve dağılan Osmanlı birliğini Amasya'daki dirayetli yönetim anlayışı ile yeniden sağlamıştır

II MURAD
1404 yılında Amasya'da doğmuştur 1415'te 11 yaşındayken Amasya valiliğine atanmıştır Babası Çelebi Mehmet'in 1421 yılında vefatı ile birlikte tahta davet edilmiştir:

FATİH SULTAN MEHMET
Kardeşi Şehzade Ahmet'in Amasya valiliği sırasında ölümü üzerine (1438) yerine atanan Şehzade Mehmet, bu görevini bir yıl kadar sürdürmüştür

SULTAN II BAYEZİD
1454 yılında 7 yaşındayken Amasya'ya vali olarak gönderilen Şehzade Bayezid, 27 yıl bu görevde kaldıktan sonra 1481 yılında Osmanlı tahtına çıkmıştır

III: MURAD
II Selim'in oğludur 1566'da Amasya valiliğine tayin edilmiş olup, yaklaşık bir yıl bu görevinde kalmıştır Amasya'da valilik yapan son şehzade olmuştur

YAVUZ SULTAN SELİM (I SELİM)
Amasya valisi Şehzade Bayezid'in (II Bayezid) oğludur 1470'te Amasya sarayında doğmuş, 11 yaşına kadar babasının yanında Amasya'da eğitim almış ve 1481'de Trabzon'a vali olarak atanmıştır

ŞEHZADE MUSTAFA
1540 -1553 yılları arasında Amasya valiliği yapan Şehzade Mustafa, veliaht olarak yetiştirildi Amasya halkı tarafından da çok sevilen Şehzade, 1553 yılında boğdurularak öldürüldü

Alıntı Yaparak Cevapla

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Amasya Tanıtım (Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir)



Amasya il merkezinin kuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerindedir Harşena Kalesi adıyla da bilinir Kale Erken Tunç Çağı'nda inşa edilmiştir (MÖ 3200) Kalenin iç duvarları kesme taş, surları moloz taştan yapılmıştır

AMASYA KALESİ HAKKINDA AYRINTILI BİLGİLER

Amasya kalesi, Amasya il merkezinin kuzeyini kaplayan Harşena Dağı üzerindedir Harşena Kalesi adıyla da bilinir Amasya Kalesi'nin kurulduğu kaya kütlesi, denizden 700m, Yeşilırmak'tan ise 300m yüksekte bulunmaktadır Arap tarihçilerine göre kaleyi ilk defa Kumandan Karsan veya Harsana yaptırdığı için Harşana / Harşena ismini almış olabileceği söylenmektedir Batılı tarihçilere göre ise Kale, Pontus kralı Mitridates tarafından yaptırılmıştır

Amasya Kalesi, askeri çalkantılar içinde de sık sık el değiştirmiş ve tahrip olmuştur Pers Hakimiyeti ile Roma, Pontus ve Bizans hakimiyetlerinde de defalarca saldırılara maruz kalan Amasya Kalesi, yüzyıllar içinde yıkılmış ve tekrar tekrar inşa edilmiştir Roma ve Pontuslular arasında kanlı geçen çarpışmalar sırasında önemli oranda tahrip gören Harşena Kalesi 1075te Türklerin Amasyayı fethetmesiyle birlikte önemli oranda onarım görmüştür
18 yüzyıla kadar kullanılan Kale, bu yüzyıldan sonra askeri önemini kaybetmiştir

Günümüz Amasya şehrinin kuzey bölümünü kaplayan kale, aşağıdan yukarıya doğru üç bölümden meydana gelir

Hatuniye Mahallesi (İçeri Şehir)

Kızlar Sarayı

Yukarı Kale (Harşena Kalesi)

Hatuniye Mahallesi (İçeri Şehir) Yeşilırmak Nehri kıyısı boyunca, İstasyon Köprüsü ile Hükümet köprüsü arasında uzanan yaklaşık 800 metrelik bir alanı kaplar Yeşilırmak'ın kuzey kenarlarından hemen yükselen antik sur duvarları üzerinde Amasya evleri, hamamlar ve camiler inşa edilmiştir Aşağı Kale olarak da adlandırılan bu bölüme Alçak Köprü'den, İstasyon Köprüsü'nden, Sultan Bayezid Camii karşısında bulunan Mağdenüs Köprüsü'nden ve Hükümet Köprüsü'nden girilebilir

Kızlar Sarayı, demiryolu vasıtasıyla Hatuniye Mahallesi'nden ayrılmış durumdadır Buraya ulaşmak için, Hatuniye Mahallesi'ndeki demiryolu alt geçidinden girilerek yukarı çıkılır

Yukarı Kale (Harşena Kalesi): Bu bölüme çıkmak için İhsaniye Mahallesi'ndeki yol kullanılır Kale kapısına kadar özel araçla gitmek mümkündür, buradan sonra yaya olarak kale gezilebilir

İÇ KALE

Enderun Kalesi olarak da bilinir Sarayın bulunduğu teraslar güzel ve temiz bir görünümdeki destek duvarlarından başka bir şey kalmamıştır Kanuni Amasya'da iken burada olan gezgin Dernscwam'a göre, saray 16 yy'a kadar kullanılmıştır Dernscwam, sarayın dış bölümünün taştan, iç kısmının tuğla ve ahşaptan olduğunu, Osmanlı ordusunun çadırlarının burada bulunduğunu anlatır Bu iç kaleyi, Pontus Kralı Mitridates MÖ 250 dolaylarında yaptırmıştır 1146'da iç kaleyi onartan Selçuklu Sultanı I Mesud Amasya'yı merkez yapıp İç Kale'de cami, medrese, hamam ve saray yaptırmış, ölünceye kadar da burada oturmuştur

CİLANBOLU KUYUSU

Amasya kalesinde çok sayıda dehliz ve su kuyuları bulunmaktadır Bu kuyuların en ünlüsü Cilanbolu diye isimlendirilen yerdir Cilanbolu kuyusu, Harşena kalesinin orta yerinde, büyük kapının hizasında bulunan yüksek yerde, güneyden kuzeye doğru gider Yüz elli kadar basamakla aşağıya inilir Daha aşağılarda tahribat sonucu merdivenler kaybolmuştur Kuyunun girişi geniş ve yuvarlaktır Önce kagir olarak başlayan kuyu, daha aşağılarda kayaların oyulması biçiminde devam etmektedir

KIZLAR SARAYI

İç kalenin üzerinde bulunan mağaraların altındadır Sinop mutasarrıfı (valisi) İsfendiyar Bey'in torunu Doğrak Hatun Amasya'ya geldiği zaman, Selçuk Sarayına girmeyince, Kızlar Sarayı yaptırılmıştır Bu sarayın yapımından sonra İsfendiyar beyleri, çevrede yaptıkları fetih ve savunmalarda Amasya'yı bir üs gibi kullanmışlar ve Kızlar Sarayında ikamet etmişlerdir

Kızlar Sarayı, 150 yıldan uzun bir süre Osmanlı şehzadelerine, hatunlarına ve valilerine mekan olmuştur 1852 yılına kadar faal bir biçimde hizmet vermiştir Bu tarihten sonra Amasya âyânına terk edilmiştir Daha sonra tamamen harap olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.