11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Doğa Severlere Eğrigöz Dağlarında Huzur
Doğa Severlere Eğrigöz Dağlarında Huzur
Dağların zirveleri çok hoşuma gider; sessiz sâkin hâlinizle, kendi başınıza, yüreğinizle beraber yalnız yaşarsınız Yıllar sonra iki arkadaşla beraber ikinci defa gittik Kütahya Emet'in "Eğrigöz" dağlarına

Zirvesindeki krater gölü doğa sevenlerce pek bilinmeyen, bâkir bir yer
Geçmiş yıllarda göçebe yörüklerin yol aldığı bu yerlere; artık ciple çıkabiliyoruz Rüzgâr gökyüzünü kaplayan bulutları silmiş süpürmüşçesine aydınlık bir gündü Koca dağın içine doğru, tozlu-topraklı yolları aşarken kolları iki yana açılmış çam dalları sanki bize "Hoş geldiniz!" diyordu
Eğrigöz Dağları muhteşem bir coğrafya Yukarılara doğru çıktıkça havanın oksijeni damarlarınızı açıyor ve arada bir de esnetiyordu insanı
Toprağa karışmış eski yörük mezarlarının yanından geçerken; ötüşen kuşların sesleri bile hüzünlüydü Saygılarından olsa gerek! İnceden esen rüzgârlar da, hoş şarkılar söyler gibiydi; ben de gönlümce eşlik ettim Bilmece gibi duran heybetiyle bu koca dağda! 
Eğrigöz ormanlarında o eski yörükler de obaları da yoktu Bu dağlar; sadece sayıları birkaçı geçmeyen dağseverlere kalmıştı
Çadırlarımızı gündüz gözüyle kurduk Çeşme birazcık ilerimizde, çalı çırpı toplayıp yaktığımız ateşin keyfine seyre dalarken temiz havada acıkan karnımız sesleniyordu 
Satırlara yazılamayan bu "sessizlik" ânı ve zamanı âdeta bir hikâye gibi geliyordu bana Bazen de kendiliğinden düşen kozalakların sesleri yankılanıyordu ve ilgisiz olmadığımızı hatırlatıyordu Rüzgârların arada bir gelen uğultusu ise ayrı bir huşu veriyordu insanın içine Kendinizi dinleme duygusunu taşıdığınız sessizliğinizde Kulaklarınıza gelen ise sadece, çıtırdayan ateşin sesi oluyordu Ocaktaki alevlerin gölgelerinin toprağa vurmasıyla da yavaş yavaş yatma vaktinin geldiğini anlıyordunuz
Bilir misiniz, bulutlar etrafında dönerken mehtabın, dönüş seyrindeki dansını Gökyüzünün o güzelliğine doyum olmazken, semanın akisleri çam dallarının arasında oynaşıyorlarken çadırın penceresinde bu manzarayı seyretmeyi, bilmiyorum hiç yaşadınız mı? Arada bir yere düşen kozalakların yuvarlanışı da olmasa, neredeyse karıncaların ayak seslerini bile duyar gibi olacaksınız
Sabah vakti bir başkadır zirvedeki güzelliğin esrarını içinize çekebilmek için Sessizliğin bu kadar güzel ve hoş olduğunu ancak o anda fark edebilirsiniz Şu dünyanın koşuşturmasına karşılık üç günlük de olsa Eğrigöz'ün zirvelerinde kuş sesleriyle hep birlikte olabilseydik 
Doğanın âşığı bir arkadaş; (Avcı) Osman Dilsiz kahvaltıyı hazırlamış Köz olmuş ateşin üzerindeki demlik içerisindeki dem ise bir hârika Allah neler vermişse şükürler ediyoruz Tam bu ortamdaki çok uzaklardan tepelerden aşarak gelen koyunların çan seslerine karışan melemeleri ile taştan taşa sekerek kuyruk sallayan kuşların "tizli" sesleri birbirine karışarak; âdeta özgürlüğün nağmeleri yankılanıyordu Bu hava içerisinde sırtındaki ağır yükü ile suya giden tosbağa ise başını çevirmiş, alışık olmadığı biz ademoğullarına garip garip bakıyordu Ertesi günü; akşam yemeğinde 'nostalji olsun' diyerek yaktığımız "tay mumları" gecenin içinde, birer yıldız gibi, bizleri, böceklerden, -âdeta yıldızlar etrafında dönen pervane böcekleri gibi- uzak tutmuş oluyordu Bu dağlarda gecenin sessizliğini içimize sindirerek kamp yaparken; âdeta cam fanus içindeki bu yaşamımızda, bizlere atılan taşların uzağında bulunuyor ve bu kısa fasılalarla da olsa, yalnız kalabiliyorken; değmeyin keyfimize efendim! Dağların zirveleri bir başka oluyor Hoşnutluk ve hoşluklar içerisinde dinlenirken; Allah'ımıza şükürler edip günlerimizi öylesine geçirmiş oluyoruz
*Kütahya'da yaşayan dünyaca ünlü çini ustası
YAZI SITKI OLÇAR
ZAMAN
|
|
|