Filmlerin Görünmez Kahramanları |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Filmlerin Görünmez KahramanlarıFilmlerin görünmez kahramanları Filmlerde zor sahnelerin çekimlerinde her şeye göğüs geren dublörler konuştu Karagöz Hacivat Neden Öldürüldü?', 'Keloğlan Kara Prense Karşı', 'Neredesin Firuze', 'Kurtlar Vadisi', 'Ihlamurlar Altında', 'Acı Hayat', 'Komiser Şekspir', 'Hırsız Polis', 'Pusat', 'Kurtlar Vadisi Irak', 'O Şimdi Mahkum', 'Anlat İstanbul' Tüm bu prodüksiyonların arkasında o görünmez kahramanların da emeği var Kimlerden mi bahsediyoruz? Projelerde zor sahnelerin çekimlerinde her şeye göğüs geren dublörlerden 1978 yılında Türk sinemasına giren Burhan Kocataş, 2000 yılında kurduğu Şafak Dublör Okulu ile birçok öğrenci yetiştirmiş ve pek çok projede yer almış Hatta yine bununla ilgili dublornet adlı bir internet sitesi kurmuş İlkokula gittiği yıllarda okuldan kaçıp Türk filmlerini izlemek için sinemaya sığınan Kocataş, çocukken en büyük hayalinin Türk sinemasının içinde yer almak olduğunu söylüyor Karate bilmesinin avantajıyla bu hayalini gerçekleştirme imkanı bulmuş Bir filmde karate bilen dublörlere ihtiyaç olunca Kocataş da filmde yer almak üzere seçilmiş İlk yer aldığı film 'Kolsuz Kahraman Tarkan'a Karşı' Bu filmi sırasıyla 'Kara Murat', 'Deli Balta', 'Oruç Reis' izlemiş Bugün çoğunun adını bile anımsayamayacak kadar çok filmde oynamış Okul kurma fikri çok sonraları oluşsa da öğrenci yetiştirmekten hayli memnun olduğunu söyleyen Kocataş; "Ağabeylerim Mehmet Uğur, Mehmet Samsa ve Kadir Kökler, Türk sinemanın eski kavgacılarındandır Onlarla aramızda hep 'neden bir dublör okulumuz yok' diye konuşurduk Aslında okul kurma niyeti olan Mehmet Samsa'ydı ancak vefat edince iş başa düştü Ben onun yolunda gidip okul kurmaya karar verdim Türkiye'de ilk dublör okulunu ben kurdum Benden ayrılanlar da sonradan okullar açtı Bu işi ilk ben yaptım, diğer arkadaşlarım da geliştirsinler istiyorum Biz sporcu olarak dövüşürüz ama sinemada gerçek bir dövüş olmadığı için tekniklerini iyi bilmek gerekiyor Sporcu olmayan hiç kimse bu mesleği yapamaz" Eğitim vereceği öğrencilerinin de spor akademilerinden mezun olmalarına önem veren Kocataş, bu işe yönelmek isteyenlere judo, aikido, boks ve yer jimnastiğini iyi bilmelerini ve doğru takla atabiliyorlar olmalarını tavsiye ediyor YATIRIMI MALZEMEYE GİDİYOR Bugüne kadar yer aldığı projelerde pek çok kez gerçekten dayak yediğini anlatan Kocataş, birkaç anısını paylaşıyor bizlerle: "Cüneyt Arkın'la yer aldığım bir filmde dayak sahnesi var Cüneyt Abi, bana öyle bir vurdu ki çenem kırıldı Bir başka projede Yılmaz Köksal'la oynuyorum Bursa'da teleferikte kavga sahnemiz vardı Yılmaz Abi, bana vurunca dengemi kaybettim Neyse ki o zaman saçlarım uzundu ve Yılmaz Abi saçımdan yakalayıp hayatımı kurtardı Başka çekimde de attan düşüp omzumu kırdım Anlayacağınız sağlam bir yerim kalmadı" Küçükken Kadir İnanır'a özendiğini itiraf eden Kocataş, sonra ünlü oyuncuyla birkaç proje de yer almış Hatta bununla sınırlı kalmayıp yedi yıl boyunca da korumalığını yapmış YANMA SAHNELERİ RİSKLİDİR Yanma sahneleri için özel olarak Almanya ve Amerika'dan bir jel getirten Kocataş, bu jeli vücuda yedirdikten sonra yünlü bir yelek giyiyor Üzerine özel başka bir kıyafet giydikten sonra yanıcı ikinci maddeyi üzerine döküyor Ve kıyafet alev aldıktan sonra 26 saniyeye kadar oynayabiliyor Eskiden şartlar daha zor olsa da o işin tüm zorluğuna alışmış Bu işe ilk girdiği yıllarda yanma sahnelerinde nasıl bir çalışma yaptıklarını merak ettiğimizde ise şunları anlatıyor Kocataş: "Eskiden elbiseyi ıslatıp üzerimize bali sürer ateşe verirdik Teknik ekipteki arkadaşlar da ıslak battaniyelerle bizi beklerdi Şartlar çok daha zordu" Bugün şartlar düzelmiş olsa da yanma sahnelerini Kocataş sadece kendisi yapıyor Asıl idealiyse Türkiyede de bu işin tam profesyonel olabilmesi |
Filmlerin Görünmez Kahramanları |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Filmlerin Görünmez KahramanlarıYANMA SAHNELERİ RİSKLİDİR Yanma sahneleri için özel olarak Almanya ve Amerika'dan bir jel getirten Kocataş, bu jeli vücuda yedirdikten sonra yünlü bir yelek giyiyor Üzerine özel başka bir kıyafet giydikten sonra yanıcı ikinci maddeyi üzerine döküyor Ve kıyafet alev aldıktan sonra 26 saniyeye kadar oynayabiliyor Eskiden şartlar daha zor olsa da o işin tüm zorluğuna alışmış Bu işe ilk girdiği yıllarda yanma sahnelerinde nasıl bir çalışma yaptıklarını merak ettiğimizde ise şunları anlatıyor Kocataş: "Eskiden elbiseyi ıslatıp üzerimize bali sürer ateşe verirdik Teknik ekipteki arkadaşlar da ıslak battaniyelerle bizi beklerdi Şartlar çok daha zordu" Bugün şartlar düzelmiş olsa da yanma sahnelerini Kocataş sadece kendisi yapıyor Asıl idealiyse Türkiyede de bu işin tam profesyonel olabilmesi şu yanma sahneleri ztn filmlerin tadı tuzu:)) |
|