Prof. Dr. Sinsi
|
Atilla Dorsayın Kaleminden Son Hava Bükücü Ve Deney Filmi
Atilla Dorsayın Kaleminden Son Hava Bükücü ve Deney Filmi
SON HAVA BÜKÜCÜ (The Last Airbender)
**
Yönetim ve senaryo: M Night Shyamalan
Görüntü: Andrew Lesnie
Müzik: James Newton Howard
Oyuncular: Noah Ringer, Nicola Peltz, Dev Patel, Jackson Rathbone, Jessica Andres, Cliff Curtis, Aasif Mandvi, Shaun Toub, Francis Guinan
UİP (Paramount) filmi
Bükücüler, göçebeler ve yaratıklar arasında
BU yıl yaz filmleri genelde düşkırıcı olmaya devam ediyor Bu haftanın iddialı, ama kof iki filminin de gösterdiği üzere  Hint kökenli Amerikan yönetmeni M Night Shyamalan, benim için özel bir sanatçı olagelmiştir İlk büyük filmi Altıncı His'si, çoğunluğun tersine çok sevememiştim Olağanüstü bir hikâyesi olan, ama iyi anlatılmamış bir film olarak gözükmüştü bana  Benim naçizane görüşüm şu ki, yönetmen giderek ilerledi Gerçi Unbreakable-Ölümsüz ve İşaretler de ciddi biçimde eleştirdiğim filmler oldular Ama The Village-Köy bence yönetmenin başyapıtıdır Sonraki filmleri Sudaki Kız ve Mistik Olay da, açık zaaflarına karşın büyük yönetim ustalıkları taşır
Sanatçının yazar, yönetmen ve yapımcı olarak tümüyle sahip çıktığı bu yeni film, aslında büyük bir düşkırıklığı Ama bunu illa da yönetmenin anlatımıyla bağdaştırmak istemiyorum Tersine, Shyamalan bu zor işin altından belli bir saygınlıkla kalkıyor Bizler izlemesek de Nickelodeon adlı çocuk kanalında üç yıl boyunca yayınlanıp, kendisine büyük bir hayran kitlesi edinmiş bu mistik hikâyeyi ustalıkla görselleştiriyor Sayısız özel efekti bir orkestra şefi gibi hikâyesine yedirerek, gencecik oyuncularından iyi oyunlar alarak, aksiyon sahnelerinde artık çok başvurulan başdöndürücü bir kurgu yerine, bize aksiyonun tadını çıkarma fırsatı veren daha ağır bir tempoyu yeğliyerek  Bunlar az şey değil
Ama yönetmen neredeyse imkânsızı denemiş ve elbette başaramamış Bu filmden ne o diziyi izlemiş çocukların, ne de baştan sona perdeye dalgın bir gözle bakmak zorunda kalan yetişkinlerin keyif alması olanaksız gibi
Çünkü, dram sanatının hiçbir gereği yerine gelmiyor Öncelikle ortada ne özdeşleşebileceğimiz kimse, ne de doğru-dürüst izlenecek bir hikâye var Bilinmeyen bir çağda, tuhaf bir dünyada, Ateş, Hava, Toprak ve Su olarak bilinen dört temel elementi simgeleyen dört halkın tarihten sürüp gelen düşmanlıkları, her birinin içinde varolan yetenekli 'bükücülerin' çeşitli marifetlerini sergilerken birbirleriyle takışmaları, ayrıca Hava Göçebeleri denen bir takımın, şöyle bir gözüküp kaybolan garip hayvanyaratıkların, dev kuşların cirit attığı, asıl 'oğlanın' yakın zamanda çok daha üstün bir filmle aşina olduğumuz biri, yani bir 'Avatar' olduğu bu hikâye, temelde Uzakdoğu kültürüne dayanıyor
Budizm ve Hinduizm öğretilerinden ödünç alınmış, stilize edilmiş Uzakdoğu dövüş sanatlarıyla şenlendirilmiş, bilinen Batı kökenli toplumsal veya bireysel psikoloji verileriyle hiç çakışmayan bu öykü, sonuç olarak izlenmesi hayli zor, giderek sıkıcı bir hal alıyor
Böylece filmin beğenilme şansı azalıyor Hatta asıl seyircisinin beğenisini yansıttığı varsayılabilecek ünlü imbd internet sitesindeki notu bile hayli düşük (siteye pek güvenmediğim için, bu notu burada vermiyorum) Ancak biz has sinemaverlerin bile filme pek arka çıkacağını sanmıyorum Belki her şey diğer bölümlerde daha iyi açığa çıkacak; çünkü bir üçleme tasarlanıyor Ama oraya dek gidilebileceğinden kuşkuluyum
DENEY (Splice)
**
Yönetmen: Vincenzo Natali
Senaryo: V Natali, Doug Taylor, Antoinette Terry Bryant
Görüntü: Tetsuo Nagata
Müzik: Cyrille Aufort
Oyuncular: Adrien Brody, Sarah Polley, Delphine Chaneac, Brandon Mc Gibbon, David Hewlett
ABD-Fransa ortak-yapımı
Laboratuarda canavar yaratmak
En çok Cube (1997) filmiyle tanıdığımız 1969 doğumlu Amerikan yönetmeni Vincenzo Natali, bizlere iddialı ve ilk başta çok çekici gözüken bir film sunuyor Ama sonuç olarak iddialarını tümüyle de doğrulayamıyor
Film, DNA dediğimiz modern bilimin sihirli sözcüklerinden birinin peşine düşmüş ve insanla hayvan DNA'larını birleştirrek deneyler yapan bir çiftin öyküsü Clive ve Elsa'nın temel amaçları, böylece öğrendiklerini kullanarak kimi onulmaz hastalıklara çare aramak Parayı bastıran şirket ise bir an önce somut bir sonuç elde edip piyasaya sürülecek bir ürün peşinde  
Sonunda insan ve hayvanın birleşimi, hayli ürkünç bir tür bebeğe yol açıyor: oldukça deforme duran ve hayvan özellikleri ağır basan bir yaratık 
Ama Nerd-İnek sözcüğünün tersine çevrilmesiyle oluşan Dren adı verilen bebek gelişiyor ve alımlı bir genç kıza dönüşüyor Ancak kuyruğu, pençeleri ve en kötüsü, ölümcül bir iğnesi olan tehlikeli bir dişi  Ve gerilim artıyor
Aslında bilim uğruna canavar yaratma, fantastik edebiyatın ve sinemanın eski uğraşıdır Dr Frankenstein de aynı haltı yemişti, Dr Jekyll da, hatta Dr Strangelove da! Ancak film ayrıca perdenin 'ucube-yaratık' temasını işleyen filmlerini de hatırlatıyor: Peter Bogdanovich'in Maskesi'nden Sandra Locke'un Ratboy-Fare Çocuk'una  Bu açıdan, ilk yarısı oldukça ilgiyle izleniyor Hele Adrien Brody'nin ince ve soylu silueti ve Sarah Polley'in hep iyi, inandırıcı olan oyunlarıyla  
Ama giderek işler biraz karışıyor Hadi, dijital çekimin kaçınılmaz sonucu olan çiğ renkleri ve madeni gürüntüleri bağışlayalım, hatta filmin sanki belgesel yanını destekliyor diyerek bağrımıza basalım Ama film giderek yolunu şaşırıyor ve körü körüne bilimsel araştırma parodisi, postmodern korku filmi ve psikolojik gerilim arasında kararsız kalıyor İlginç, ama yeterince başarılı değil
Kaynak : Sabah
|