11-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Balıklarda Ağlar
Balıklarda Ağlar
Aslında denizler mavidir bilir misin ya da biraz yeşil  
Griye bulanmış sulara, siyaha bulaşmış derinliklere deniz demeye dilim varmıyor benim
Varnalının kızıyım ben
Geldiğim yer suyun öte yakası
Kanım ayak uyduramıyor kasvetine Anadolunun
Hüzün kokusu alıyorum buram buram dağlarda uçuşan martılardan
Düşlerimdeki bembeyaz martılar; dünya barışının beyaz güvercinlerine inat, huzurla yüzerlerdi bir zamanlar, maviliğinde içimin denizlerinin  
Artık içimi temelli terk ettiklerini keşfetmiş bulunuyorum Zaten çoktan, çağdaş resimden çıkarılıp atıldı bulutların kenarına iliştirilen martı siluetleri
Şimdi tuvallerden siyah kargalar sarkıyor salkım saçak
Sebebini merak ettim bir süre ve sonunda çözdüm
Entelin biri açıklayıverdi sıvazlayarak keçi sakalını
"martılar çöplüklerde uçmaya alıştılar denizi terk ettiler… Ve onlar artık çevre kirliliğinin bir simgesi" dedi ve asla resme giremezlermiş kirlenmiş beyaz giysileri ile Nasıl mantık ama! Tüm yaşamım boyunca; bu tür keskin ve zekâ ürünü tanımlamalar yapabilmeye özenmişimdir
Oysaki fazla zeki biri değilim
Bu yüzden içim sızlayarak martıların giysilerini temizleyebilmeyi düşlüyorum Hala! Denizimin kokusu Denizimin kıyısı… Mavisi Biraz da yeşili… Nerede şimdi? Hışırtısını dinleyemediğim dev dalgaların Yüzümde serpintisi dolaşamadığında tuzlu rüzgârın ve başlıyorum usuldan Yaşam bu mu ya da başka bir deyişle bu yaşamak mı, diye Hem bilir misin ki balıkların sesi çok neşelidir aslında Ağız dolusu seslenirler birbirlerine kaygan derilerine tutunmuş yaşamlarının gücü yettiğince Denize düşme talihsizliğine uğramış bir simit parçasını paylaşmaya çağırırlar birbirlerini Ve bu seslenişle bilirler ki her boyda balık gövdesi icabet edecek bu çağrıya Ve yine bilirler ki büyük balık küçük balığı yutar Ama seslenişleri donmaz dudaklarında
Islak gövdelerindeki kıpırdaşma; yaşam kavgasının erdemine dönüşüp yüzgeçlerinde soluklanır ve belki de; son bir kuyruk darbesine takılır kalır Ama ne gam Sudaki yaşamda gam yoktur bilir misin? Yeter ki suyun içinde olmaması gereken bir nesneye tutunmasın yazgıları Bir olta iğnesine kanmak ve çırpınmak, gergin misinayı sallayarak Yazgıları değildir aslında Ya da olmamalı Şimdi kirli ve pis bir kentteyim Sevda, paslı iğnesine takmış zokayı… Misina gergin Yazgım bu değil aslında Ya da olmamalı Bana ait olmayan havalarda soluk almayı bilmiyorum Ben rahimdeki suyun usta dalgıcıydım Şimdi ise; yüreğimdeki cenin, yüzgeçlerine sevdalı bir piranha gibi, akciğer solunumuna geçmeyi reddediyor
Çok net olarak görüyorum ki; kıyılarımda sarı çizmeleriyle suya girmiş adamlar var Ellerinde; kirli soluk ışıklarıyla göz kırpan gemici fenerleri ve ağırlaşmış ağlar, çığlıklar atıyorlar O sarı çizmeli adamlar var ya Varnalının kızı; işte o adamlar… Büyük balık küçük balığı yutar kuralını bile bozdular Şimdi ise eğri büğrü gövdeleri ve kirli elleriyle ördükleri ağlarını topluyorlar Ağlar gergin ve ağır Yarı bellerine kadar suya girmiş adamlar sarı çizmeli Ağlarında ise; balıklar var Sana, asla yanıtlamak zorunda olmadığın son bir soru daha sevdiğim Balıklar da ağlar… Bilir misin?
|
|
|