Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
genel, karamanmaraş, tanitimi

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Genel Bilgi


Akdeniz Bölgesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer alan Kahramanmaraşın doğusunda Malatya ve Adıyaman, güney ve güneydoğusunda Gaziantep, batı ve güneybatısında Adana, kuzeybatısında Kayseri, kuzeyinde de Sivas illeri bulunmaktadır İlin yüzey şekilleri Torosların güneydoğu parçaları olan, yükseklikleri 3000 mye ulaşan dağlar, bunların arasında kalan platolar ve tektonik kökenli düzlüklerden oluşmaktadırGüneydoğu Torosların uzantıları olan Engizek Dağı, Ahırdağı, Amonos ( Nur) Dağları, Nurhak Dağları, Kandil Dağları, Sarımsak Dağı, Düldül Dağı ve Binboğa Dağı il topraklarını engebelendirmektedir Bunlar jeolojik dönemlerde, üçüncü zamanın Alp sistemi kıvrım dağların olup, çeşitli aşınmalarla düzleşmiş ve Neojen dönemin sonunda yükselmiş kırıklı ve kıvrımlı dağ sıralarıdır

İl toprakları 350-3000 metre arasında değişen geniş ovalarla kaplıdır Ceyhan Vadisi boyunca sıralanan bu ovaların başlıcaları Elbistan Ovası ,Göksun Ovası ve Kahramanmaraş ovalarıdır Ayrıca Gâvur, Maraş, Göksun, Aşağı Göksun, Afşin, Elbistan, Andırın, Mizmilli, Narlı ve İnekli Ovaları da onları tamamlamaktadır


İl topraklarını sulayan önemli akarsuyu, 509 km uzunluğundaki Ceyhan Nehridir Orta Toroslarda Nurhak Dağından Söğütlü deresi ismi ile çıkan, Hurman ve Göksun Çaylarının birleşmesi ile Ceyhan ismini alan bu nehir, Çukurovadan geçerek İskenderun Körfezine dökülür Bu arada dağlardan küçük akarsular da ona katılır Ceyhan Nehrinin bir diğer kolu ise Aksu Çayıdır İldeki diğer akarsular, Deliçay, Erkenez Çayı, Körsulu Çayı, Peynir Dere, Kerhan, Geben, Nurhak, Söğütlü, Hurman, Üngüt, Mismilli, Göksu ve Gökpınardır

Kahramanmaraşta Gavur Gölü bataklık olduğundan, DSİ tarafından kurutulmuş ve bunun dışında da ilde doğal göl bulunmamaktadır Ahır Dağlarında tektono-karstik özellikteki Karagöl ile Küçük Göl yer almaktadır Ayrıca İl alanında Kartalkaya Barajı (Aksu çayı üzerinde,sulama amaçlı ve taşkınların korunması amaçlı, bitmiş durumda), Sır Barajı (Ceyhan nehri üzerinde, enerji üretim amaçlı,bitmiş durumda), Ayvalı Barajı ( Erkenez çayı üzerinde, içme ve sulama amaçlı, yapımı devam etmekte ve Kılavuzlu Barajı (Ceyhan nehri üzerinde,enerji üretimi amaçlı,yapımı devam etmekte), Menzelet Barajı (Ceyhan Nehri üzerinde, enerji üretim amaçlı) Berke Barajı (Ceyhan Nehri üzerinde, enerji üretim amaçlı) yer almaktadır


Kahramanmaraşta yükseltiye bağlı olarak bitki örtüsü de değişmektedirBurada Orman, Alpin ve Maki Formasyonu olmak üzere üç çeşit bitki formasyonu görülmektedir Bunlardan Çalı Formasyonu 500-1200 metreler arasında yer almaktadır Maki Formasyonu içinde , Kermes meşesi, Mazı meşesi, Laden, Sandal, Zeytin, Diş budak, Sumak, Akça Kesme, Karaçalı, Erguvan gibi bitki türlerine rastlanır Orman Formasyonunda iğne yapraklı ağaçlardan Kızılçamlar çok sayıda bulunmaktadırBunların arasında, Karaçam, Göknar, Sedir, Ardıç ve Meşe türleri bulunmaktadır Alpin ot formasyonunda Geven, Burçak, Menekşe, Gelincik, Yumak, Çoban Yastığı gibi bir bitki örtüsü bulunmaktadır

Kahramanmaraş üç ayrı coğrafi bölgenin, Akdeniz Bölgesi ,Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesinin birbirine en çok yaklaştığı alanda yer almaktadır Coğrafi konumu ve diğer faktörlerinde etkisi ile üç farklı iklim tipi arasında “Bozulmuş Akdeniz İklimine daha yakın bir iklim özelliği gösterir Kahramanmaraşta merkezde görülen iklimin aksine kuzeye doğru gidildikçe yükseltiye bağlı olarak tamamen karasal iklim özellikleri görülür


Deniz seviyesinden 568 m yükseklikteki KMaraşın yüzölçümü 14346 km2 olup,
2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre, 1002384tür

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır Kahramanmaraşın doğal yapısı ve farklı iklim özellikleri her türlü tarım ürününün burada yetiştirilmesine olanak sağlamaktadır Ayrıca Kartalkaya Barajının tarım alanlarını sulaması ile de sebze ve meyve üretimi geniş ölçüde artmıştır Yetiştirilen başlıca ürünler; buğday, arpa, şeker pancarı, nohut, çiğit, pamuk, patates, soğan, fasulye, üzüm, elma, domates, patlıcan, lahana, salatalık, armut, zeytin, kayısı, dut, ceviz, şeftalidir Hayvancılıkta büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmakta olup, sığır, koyun, at, kıl keçisi, inek yetiştirilmektedir Kümes hayvancılığı ve arıcılık da yapılmaktadır Ormancılıkta, yakacak ve kerestenin yanı sıra, reçine ve defne yaprağı elde edilir Kahramanmaraş kalkınmada öncelikli iller kapsamına alındığından sanayii tesisleri kurulmuştur Bunlardan başlıcaları; Pamuklu Sanayii Müessesesi, Süt Endüstrisi Kurumu, Et Balık Kurumu, Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, Türkiye Elektrik Kurumudur Bunların yanı sıra özel sanayii kuruluşları da bulunmaktadır İldeki yer altı kaynakları ise; Afşin yöresinde çimento hammaddesi, Elbistan yöresinde alüminyum ve demir, Pazarcık yöresinde manganez, tuğla ve kiremit hammaddesi, merkezde barit yataklar bulunmaktadır Ayrıca ilin çeşitli kesimlerinde maden suyu kaynakları vardır


Maraş adının nereden geldiği ve anlamının ne olduğu konusunda bazı görüşler ileri sürülmüştür Herodot, Maraş şehrini Hitit komutanlarından Maraj adlı birisinin kurmasından dolayı şehre bu ismin verildiğini belirtmektedir Hitit İmparatorluğu ( MÖ 2000 - 1200 ) döneminde Hititlerin önemli merkezlerinden biri olan şehrin ismi, Hitit tabletlerinde Maraj ve Markasi şeklinde geçmektedir Asur kaynaklarında da şehrin ismi yine Markaji şeklinde geçmektedir Asur krallarından Sargon döneminden kalan Boğazköy yazıtlarında ise kentin adına rastlanmaktadır Hitit Devletinin merkezlerinden biri olan Maraşın adı bu dönemde Gurgum şeklinde belirtilmektedir MS I yüzyılda Romalılar yönetimine geçince bu kentin ismi Germanicia olmuştur Roma ve Bizans İmparatorluğu döneminde Germenicia olarak anılan şehir, Araplar tarafından ele geçirilince eski ismi olan Maraj olarak kullanılmıştır Arap alfabesinde "j" harfi olmadığından bu isim Meraş şekline dönüşmüştür Osmanlılar döneminde şehrin adı bölgede Dulkadiroğulları Beyliğinin kurulmasından dolayı Zülkadir olarak da anılmıştır


Kahramanmaraşın tarihi oldukça eski yıllara inmektedir Döngele Köyündeki mağaralarda yapılan araştırmalarda yörede, ilk yerleşimin Üst Paleolitik Çağda (MÖ45000-15000) başladığı, Neolitik Çağda (MÖ8000-5500), İlk Tunç Çağda (MÖ3500-2000) sürdüğü anlaşılmıştır Orta Tunç Çağında (2000-1500) Kapadokya ile Anadolunun bazı kesimlerini Mezopotamyaya bağlayan kervan yollarının kavşağında bulunuşundan ötürü yöre, tarih boyunca önem kazanmıştır Hitit devletlerinden Gurgumun merkezi olan bu şehrin günümüzdeki yerine taşınmadan önce iki kez yer değiştirdiği söylenmektedir Bunlardan birine göre ilk Maraşın bugünkü şehrin 20 km güneyinde Erkenez Çayı kenarında Elmalar Köyüne yakın Himli Höyük civarında, Asurlular tarafından MÖ2500 yıllarında kurulduğu iddia edilmiştir Ancak burada günümüze ulaşan kalıntıları büyük bir şehir merkezine ait olamayacağı izlenimini vermektedir Büyük olasılıkla burası bir Asur ticarî koloni kasabası idi Maraşın ikinci yerinin günümüzde Karamaraş diye anılan ve Namık Kemal Mahallesinin bulunduğu yer olduğu da söylenmektedir Maraşın, buraya Hamdanoğulları Hükümdarı Seyfüddevle tarafından (MS 944-967) bugünkü yerine taşındığı sanılmaktadır Şehrin şimdiki kale ve çevresine ise, Dulkadiroğlu Alaüddevle tarafından taşındığı da bir başka iddiadır Mağaralı Mahallesinin bulunduğu yerde şehrin kurulduğu da söylenmektedir Nitekim Mağaralı Mahallesi civarında yukarıda da belirtildiği gibi bulunan arkeolojik bulgular, burasının çok eski dönemlerden beri yerleşim merkezi olduğunu ispatlamıştır

Hititler MÖ 2000-1200 yılları arasında Anadoluda hakimiyet sürdükleri dönemde Maraş bölgesinde de egemen olmuşlardır Hititler döneminde bu şehrin adına Maraj ve Markasi denilmektedir Hititler döneminde Maraş bölgesinin Elbistan, Pazarcık ve Türkoğlu ilçeleri sınırları içinde bir çok yerleşim merkezinin olduğu görülmektedir Elbistanın Karahöyük harabelerinde yapılan kazılarda Hititlerin hüküm sürdüğü bu alanda Asur ticaret kolonilerine ait çanak, çömlek, tunç ve kemik buluntuları ele geçirilmiştir Hititlere ait anıtsal yapılara rastlanmıştır Elde edilen eserler Hititlere ait olmamakla beraber Hitit figürlerini üzerinde taşımaktadır

Hitit İmparatorluğu dağılınca onun yerine kurulan Genç Hitit devletlerinden Gurgum şehir devleti Maraş bölgesine hakim olmuştur Asur kaynaklarına göre bu devletin başkenti Markasidir Gurgum şehir devleti günümüze, iki önemli eser kalmıştır Bunlardan biri Maraş Aslanıdır Bir zamanlar Maraş Kalesinde bulunan bu aslan heykeli Hititlerden kalan en önemli eserdir Diğeri de Hitit döneminden kalan Fırtına Tanrısı kabartmasıdır Maraş bölgesinden çıkarılan bir çok eser XIXyüzyılın sonları ile XXyüzyılın başlarında yabancılar tarafından Avrupa ve Amerika müzelerine götürülmüştür


MÖ VIIIyüzyıl sonlarında Asur krallarından Sargon II zamanında (MÖ721-705) Gurgum şehir devleti yıkılmış ve Maraş bölgesi Asurlulara bağlanmıştır Asurlular döneminde şehir bir ara Urartuların yönetimine geçmiştir Ardından Kimmerler ve İskitler Maraşı ele geçirmişler ve Maraş, ticaret yolları üzerinde bulunması sebebiyle önemini korumuştur

MÖ612 yılında Med devletinin kralı Keyaksases, güney komşusu Babillerin de yardımı ile Asur başkenti Ninovayı alarak bütün Asur ülkesinin kalelerini yağmalayarak bu devlete son vermiştir Bir süre sonra da Güneybatı İranda Ahameniş soyundan gelen IIKiros, Medleri ortadan kaldırarak İranda Pers İmparatorluğunu kurmuştur(MÖ550) Anadoluyu istila eden II Kiros, diğer Anadolu şehirleri gibi Maraşı da topraklarına katmıştır Pers kralı I Darius zamanında Anadoluda ele geçirilen şehirler yönetim bölümlerine ayrılmıştır Bu arada Maraş şehri de Kapadokya Satraplığının (Eyalet) sınırları içinde kalmıştır MÖ333te Anadoluyu ele geçiren Büyük İskender, Pers İmparatoru IIIDariusu Issosda yenerek bu devleti yıkmış ve Maraşı da ele geçirmiştir Afşin, Göksun ve Maraşta bulunan Makedonya dönemine ait sikke, sütun başları ve heykeller bunu kanıtlamaktadır MÖ323de Büyük İskenderin ölümünden sonra Makedonya İmparatorluğu, onun generalleri arasında paylaşılmış ve Maraş şehri de İskenderin generallerinden Seleukosun payına düşmüştür MÖ192 yılında Romalılar, Anadoluya girerek Toroslara kadar Batı ve İç Anadoluyu Seleukosların elinden alarak kendilerine bağlamışlardır Maraş, Roma ile Pontus krallığı arasında sürekli el değiştirmiş, sonunda Romalı komutan Lucullus 1064te yöreyi kesin olarak Roma topraklarına katmıştır Roma imparatoru Calligula onuruna kente Germanikeia ismi verilmiştir Bu arada kent Sasanilerin saldırılarına uğramıştır MS 605-611 yıllarında Maraş yöresi Sasanilerin eline geçmiştir Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) döneminde yöredeki Sasanilerle olan çatışmalar devam etmiş, Araplar zaman zaman yöreye akınlar yapmıştır Bunun sonucu olarak da Bizans ve Araplar arasında Maraş yöresi el değiştirmiştir Maraş 1079da Urfa Haçlı komutanlığına bağlanmış, ardından Kilikya Krallığı, Eyyubi yönetiminden sonra, 1103te Selçukluların eline geçmiştir İlhanlıların yöreyi işgalinden sonra Maraş Memluklulara bağlanmış, çevresine Türkmenler yerleştirilmiştir 1339da Dulkadiroğulları buraya hakim olmuştur(1339) Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşından (1514) sonra Dulkadiroğlu beyliğini ortadan kaldırmıştır Maraş ve çevresi 1515te Osmanlı topraklarına katılmıştır Yavuz Sultan selim Dulkadiroğlu topraklarının yönetimini Şehsuvaroğlu Ali Beye vermiş ancak, Şehsuvaroğlu Ali Beyin Dulkadiroğulları hükümdarı mı, yoksa Osmanlı valisi mi olduğu açıklık kazanamamıştır Şehsuvaroğlu Ali Bey, Maraş ve Elbistan civarından asker toplayarak, Yavuz Sultan Selimin Memlükler seferine katılmıştır Nizip civarında yapılan Mercidabık Savaşında (1516) Osmanlı ordusu Memlük ordusunu ağır bir yenilgiye uğratmıştır Kanuni Sultan Süleyman döneminde Dulkadiroğullarının bağımsız bir devlet gibi davranması üzerine, Şehsuvaroğlu Ali Bey oğulları ile birlikte 1552de idam edilmiş ve Dulkadiroğulları Beyliği de tamamen Osmanlı topraklarına katılmıştır


Osmanlı döneminde yörede çeşitli isyanlar çıkmış ve bunlar bastırılmıştır Maraş, 1898de Halep vilayetine bağlı bir sancak merkezi olmuştur

IDünya Savaşından sonra Mondros Mütarekesinin imzalanmasından sonra 22 Şubat 1910da Maraş İngilizler tarafından işgal edilmiştir İngilizlerin kısa bir süre sonra Musula karşılık, Anadoludan çekilmeleri üzerine 30 Ekim 1919da Fransız birlikleri Maraşa girmiştir Bu karışık dönemde Ermeniler kendi amaçları doğrultusunda bağımsız bir Ermenistan devleti kurmak istiyorlardı Bunun için de Ermeniler Osmanlı ordusunu arkadan vurarak yeni bir cephe açmışlar, Doğu Anadolu Bölgesinde Ruslarla savaşan Osmanlı ordusunun kuvvetlerinin buraya aktarılması ile, zayıflatmışlardır Ermenilerin isyanını bastırmak üzere, Maraş Mutasarrıfı Haydar Bey buraya asker göndererek isyanı kısmen bastırmıştır Ancak Haydar Beyin Urfa Mutasarrıflığına tayin edilmesi ile Ermeni isyanı yeniden şiddetlenmiştir Maraş yöresinde Ermeni isyanları birbirini izlemiştir Osmanlı hükümeti, önlem olarak 1915 yılında Tehcir Yasasını çıkarmış, bu yasa ile Anadoluda yaşayan, isyan halinde olan ve Türk ordusunu arkadan vuran Ermeniler; yine bir Türk toprağı olan ve cephe gerisi sayılan Suriyeye göç ettirilmiştir Bu arada yöreyi işgal eden Fransızlara Ermeniler katılmış, yerli halka eziyet etmeye başlamışlardırMaraşlı kadınlara kötü davranışta bulunan Ermenilere karşı, küçük bir dükkanda süt satan, Sütçü Hacı İmam silahla karşılık vermiştir İşgalcilere karşı ilk kurşun böyle atılmış ve Sütçü İmam şehit edilmiştir Bu olaya karşı Maraş halkı, ayaklanmış, şehirde çatışmalar başlamıştır Fransızlar Maraşı top ateşine tutmuş ve sonunda Fransızlar 11 Şubat 1920de şehri terk etmişlerdir


Lozan Antlaşmasının imzalanması ile (24 Temmuz 1923) Maraş, yeni Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir ili konumunu sürdürmüştür Maraşın, Kurtuluş Savaşı sırasında halkın gösterdiği direnişten ötürü ismi Kahramanmaraş (1973) olarak değiştirilmiş ve İstiklal Madalyası ile şehir ödüllendirilmiştir
Kahramanmaraş yöresinde günümüze gelebilen eserler arasında; Pazarcık yöresinde Evri ve Tilkiler antik kalıntıları, Andırında Gökahmetli ve Çokak kalıntıları ve yöredeki Osmanlı ve Bizans Kale kalıntıları, Süleymanlıdaki Bizans dönemi yapı kalıntıları, Maraş Kalesi (MÖI-MSIIyüzyıl), Dulkadiroğulları zamanından kalma Taş Medrese, Taş Han, Ulu Cami (1496), Haznedarlı Camisi, Hatuniye Camisi, İklime Hatun Mescidi (1549), Tuz Han (XVIIIyüzyıl), Hışır Han (XIXyüzyıl), Sütçü İmam Anıtı (1936), Afşindeki Eshab-ı Kehf Külliyesi, Dulkadiroğulları zamanında yapılmış Elbistan Ulu Camisi, Haznedarlı (Duraklı) Camisi (XVyüzyıl), Katip Hanı (XVIIIyüzyıl), Çukur Hamamı, Tüfekçi Hamamı, Acar Hamamı, Paşa Hamamı, Ceyhan Köprüsü (XIV-XVIyüzyıl) bulunmaktadır Kahramanmaraş'ta Türk sivil mimarisinin özelliklerini taşıyan evler de dikkati çekmektedir Ayrıca Kahramanmaraşta Döngel mağarası, Gümüşkaya Mağarası, Savruk Mağarası ve Bulut Deliği Mağarası gibi doğal oluşumların yanı sıra; Güvercinlik, Fırnız Vadisi, Ali Kayası, Tekir, Pınarbaşı, Kumaşır Gölü, Atatürk Parkı, Kapıçam, Menzelet Baraj Gölü, Sır Baraj Gölü gibi piknik ve mesire yerleri bulunmaktadır Ilıca Kaplıcası, Ekinözü İçmeleri de halkın ilgi gösterdiği yerlerdendir

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Gezgin Gözüyle




Kahramanmaraş Kalesi
Kahramanmaraş kent merkezindeki yığma tepenin üstündedir Günümüze değin birçok onarım geçiren kalenin İÖ I İS II yy arasında yapılmış olacağı düşünülmektedir150x75 metre boyutlarında dikdörtgene yakın planlıdır Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü duvarların bir bölümünü ve üç burcu onartmıştır Bunlardan biri kalenin eski giriş yapısıdır Kare planlı burcun dış duvarları kesme taş, iç duvarları ise moloz taştır Yarıdan çoğu yıkılmış iç duvarlarda iç kapı koridoru ile kapı söve yerleri onarılmıştır Burcun güney yüzünde sivri kemerli, çift kanatlı kapı yer alır Ahşap kapı kanatları, kalın saç kaplanarak iri başlı çivilerle perçinlenmiştir Burcun doğusu maz-gal deliklidir İçten haç planlı burç, haçın uzun kolu üstündeki başka bir kapıyla kaleye açılır Kale surlarının içi park olarak düzenlenmiştir Açık çay bahçeleri, çocuk parkı ve dinlenme mekanları bulunmaktadır Kahramanmaraş çevresindeki diğer Kale kalıntıları; Çukurhisar Köyünde Çukurhisar Kalesi, Yaylaüstü Köyünde Yaylaüstü Kalesi, Doluca Köyünde Orçan Kalesi, Pazarcık Şallıuşağı Köyü yakınlarında Köroğlu Kalesidir

Camiler




Ulu Camii
Kahramanmaraş Kalesinin güneyindeki meydandadırTaçkapı üstündeki yazıttan Dulkadiroğullarından Süleyman oğlu Ala Üd-Devle Beyin 1496 da yaptırdığı anlaşılmaktadır Camiinin kuzeyine sonradan eklenen son cemaat yeri düz ve ahşap çatılıdır Dikdörtgen planlı ana mekan, mihrap duvarına dikey uzanan yedi nefe ayrılmıştır Doğuda alanın durumu nedeniyle alttan dolgulu nefte, paye yerine kısa sütunlar kullanılmıştır Üçgen mihrap nişi, dört bordürlü ve mukarnaslıdır Mukarnas, Palmet, Lotüs motiflerinden oluşan bordürler özenli işçilikleriyle ilgi çeker Camiden bağımsız minare özgün yapısını koruyabilmiştir Kare taban üstünde silindirlik gövde bir silmeden sonra çok köşeli yapılmıştır Üst kısmı onarımlarla değişmiştir

Haznedarlı Camii (Duraklı Camii) Duraklı Mahallesindedir Camideki çok sayıda yazıt yapımla ilişkili değildir Mimari ve bezemesinden XV yy yapısı olduğu sanılmaktadırAyrıca mihrabın olduğu düşünülen mermer kesme taşlardaki bezemeler de aynı yüzyıl özellikleri göstermektedir

Hatuniye Camisi Kurtuluş Mahallesindedir Yavuz Selim Sultan (XVyy) adına yaptırılmıştır Avlu giriş kapısı üstünde XIXyy başlarından onarım yazıtı vardır Kesme taştan, son cemaat yeri ve ana mekanı ahşap çatılı bir yapıdır Son cemaat yerinin solundaki sivri tonoz örtülü, dikdörtgen planlı türbeye, birkaç basamakla inilen yalın kapıdan girilir

İklime Hatun Mescidi Kurtuluş Mahallesindedir Ala Üd-Devle Beyin kızı İklime Hatun adına 1549da yaptırılmıştır Mescit ve Türbe kesme ve moloz taştandır Ortada paye, yanlarda duvarlara dayanan iki sivri kemerden oluşan son cemaat yeri tonoz örtülüdür Son cemaat yerinin sağında türbe, solundaki kemer içinde mescidin kapısı yer almıştır Kare planlı mescidin kubbesi yıkılmıştır Silindirlik mihrap nişi sütunların taşıdığı yarım kubbeyle örtülüdürMihrap duvarının solundaki kapıdan türbeye girilir Düzgün olmayan dörtgen planlı yapı, sivri kemerli tromplara oturan kubbe ile örtülüdür Türbede iki gömüt vardır

Medrese




Taş Medrese
Kalenin güneyindeki meydandadırXIVyyda Ala Üd-Devle Beyin kızı adına yapıldığı öne sürülen yapı yazıtsızdır Türbedeki beş satırlık yazıt ise bozulmuştur Taş Medrese, düzgün olmayan dörtgen planlı açık avlu çevresinde sıralanmış bölümlerden oluşmaktadır Avlunun sağında medrese odaları, girişin karşısında dikdörtgen planlı mescit ve solunda da piramit çatılı türbe yer alır Medrese odaları dikdörtgen planlı, tonoz örtülüdür Taş Medresenin Mescit ve Türbe kısımları vardırOnarımı yapılmış olan Taş Medrese kentin önemli bir meydanında yer almaktadır

Hanlar




Taşhan
Kapalı Çarşıya bitişiktirDulkadiroğulları döneminde yapıldığı öne sürülen, moloz taştan kare avlu çevresinde iki katlı bir yapıdır Girişin karşısındaki çapraz tonozlu mekan, sivri kemerlerle avluya açılır Kuzeydoğuda, hanın ambarı olduğu düşünülen tonozlu uzun bölüm vardır Girişin sağındaki tonozlu mekanların sonuncusundan bir koridorla ahıra geçilir Girişin solundaki küçük bölüm depodur İkinci kat sonradan ahşap olarak yapılmıştır Basamaklarla, arkasında han odalarının yer aldığı gezinti yerine çıkılmaktadır Girişin karşısındaki bölümlerden belediye çarşısına ikinci bir kapı açılmıştır Taşhanda halen küçük imalat ve depolar vardır Bakımsız olup restorasyonu gereklidir

Katip Hanı Ulu Caminin güneyindedir XVIII yyda yapıldığı sanılmaktadır Belediye, Bakırcılar ve Demirciler Çarşılarının yer aldığı Çarşıbaşı kesimindedir Yapının iki kapısından biri, bu çarşılara açılmaktadır Kapıdan hole, buradan da üç yanı ahşap revaklı kare avluya geçilmektedir Güneyi revaksızdır Avlunun çevresinde iki katlı han odaları vardır Batıdaki kargir, tonoz örtülü iki büyük odanın solunda sivri kemerli niş içinde çeşme ve helalar yer alır Güneybatıda depo olarak kullanılan ortaları tek sütunlu iki oda bulunmaktadır Bunların solundaki odadan ahıra geçilir Hanın ikinci katı yangından sonra ahşap olarak yapılmıştır Tuzhan metruk ve bakımsızdır Restore edilmek suretiyle kullanıma açılmalıdır

Hışırhan Yıkılan eski bedestenin 100 metre batısındadır XIX yy yapısı olduğu sanılan hanın yalnızca kuzeyi sağlamdır Revaklı avlunun çevresinde yer alan yapı bakımsız olup onarımı gerekmektedir Sağlık (Kaplıca-İçme) Turizm İmkanları: Ilıca Kasabası Zeytun Kaplıcaları, Ekinözü İlçesi Cela İçmeleri, Göksun Büyükkızılcık İçmesi ve Şerefoğlu Köyü Çamur Ilıcası sağlık turizmi yönünden önemli bir konuma sahiptir




Köprü


Ceyhan Köprüsü Kahramanmaraş-Göksun eski yolunda, Ceyhan Irmağı üstündeki köprü, yeni yolun dışında kalmıştır XIV ya da XVI yy yapısı olduğu konusunda değişik görüşler vardır 15660 metre uzunluğunda, altı gözlü bir köprüdür Çeşitli dönemlerdeki onarımlarla özgünlüğünü yitirmiştir

Hamamlar

Çukur Hamamı Kahramanmaraş kentinde kalenin eteğinde toprak seviyenin altında yapılmıştır Kitabesi yoktur Kale ile arasında bir geçit olduğu söylentileri olmasına karşın bugün belirli bir emare yoktur Çeşitli devirlerde onarım ve ilaveler yapılmıştır

Tüfekçi Hamamı Sarayaltı Mahallesinde demirciler çarşısındadır Kitabesi yoktur Soyunmalık, iki soğukluk ve sıcaklıktan oluşmaktadır

Acar Hamamı Kale caddesi üzerindedir Kitabesi yoktur Kagir bir yapıdır Soyunmalık, soğukluk ve sıcaklık kısımlarından oluşmaktadır Üzerleri kubbelerle kapatılmıştır

Paşa Hamamı Kurtuluş Mahallesinde bulunmaktadır Bugün terkedilmiş, koruma önlemi alınmadığı için tahrip olmuştur

Mağaralar

Döngel Mağarası Kahramanmaraş-Kayseri karayolu üzerindedir Şehir merkezine uzaklığı 45 kmdir Mağaralar prehistorik devirde iskan edilmiştir 1956-1960 yıllarında prehistorik araştırmalara sahne olmuştur İçerisinden Döngel Çayı denen sular çıkmaktadır Büyük bir çağlayan yaparak dereye akmaktadır Yanında ayrıca Gençlik Spor İl Müdürlüğünün izcilik kampı bulunmaktadır Önemli turistik bir yerdir

Gümüşkaya Mağarası Zeytin Süleymanlıdan geçip Afşine giden yolun karnıyarık mesire yerinden geçerek Ericek Kasabasından geçen tarihi İpekyolunun hemen yakınında bulunmaktadır Gümüşkaya mağarası yer yer breşik özellikler gösteren Paleosen yaşlı kireç taşları içinde gelişmiştir 20 - 30 m uzunluğunda koridor boyunca sağlı sollu tabandan dikitler, tavandan da sarkıtlar oluşmuştur Yer tabanının mermer olduğu bembeyaz bir güzellikle karşılaşılmıştır Ayrıca mağaranın içerisinde bir krater gölü olup, içerisindeki suyun berrak ve temiz olmasından suyun içilebilirliği anlaşılmaktadır




Savruk Mağarası
Savruk, Savran, Sarıkız diye tanımlanan mağaramız, Süleymanlı Ilıca Kasabası, Beşen Eleman Mezrası, Karamanlı Köyü ve Hacınınoğlu Köyü yerleşim yerlerinin arasında bulunan tarihi izler taşıyan bir doğa harikası arasına gizlenmiş ön kısmında bir şelale ve piknik alanı sayılacak tepe tarafında daha geniş bir ovayla süslenmiş turizm elçimiz olacak bir mağaradır Ulaşım bakımından sağlık turizmine bölgesel olarak modern dünyaya ayak uydurmuş, Ilıca beldemizden araçla 20 dk ve mağaranın 400 m yanına kadar ulaşabilmektedir Mağaranın iç kısmı Damlataş Mağarasını aratmayacak sarkıt ve dikitlerle bezenmiştir Ayrıca mağaranın ön kısmında 20 - 30 m altında Ceyhan nehri konum olarak tabiat harikası olarak akmaktadır

Bulut Deliği Mağarası Pazarcık ilçesinin güneybatısında bulunan Bulut Deliği Mağarası, yer yer breşik özellikler gösteren Paleosen yaşlı kireç taşları içinde gelişmiştir Toplam uzunluğu 114 m olan (ana galeri 80 m) gelişimini tamamlamış fosil bir mağaradır Coğrafi konumu Pazarcık ilçesine yakınlığı, ulaşımın kolay oluşu ve doğal çevrenin güzelliği içerisinde zengin damlataşları, sarkıt, dikit, sütun ve duvar damlataşları ile kaplı olması nedeniyle turizm amaçlı kullanıma uygundur




Çeşme Şeyhadil Çeşmesi
Kahramanmaraş mutasarrıflarından İsmail Kemal Bey tarafından 1913-1915 tarihleri arasında, 3X6 metre ebadında kesme taştan yaptırılmıştır Güney cephesinde ikiz kemerli iki diş açılmış, bu kemerlerin ayaklarından çıkan ikiz sütunlarla cephe teşkilatlandırılmıştır Doğu ve Batı cephelerinde birer kemerle açılmış nişlerle de çeşme mimarisi tamamlanmıştır

Gezi Ve Mesire Yerleri

Güvercinlik Şehrin 15 km kuzeybatısındadır Güvercinlik ormanlık bir bölgedir ve yazları yemyeşildir Çevre önemli mesire yerlerinden olup, tabii su kaynakları mevcuttur

Fırnız Vadisi Kahramanmaraşın 54 km kuzeybatısında yer alır Kumarlı Köyü yakınındaki kaya altı suyu ile Fırnız vadisinden çıkan kaynak su yatağının yamaçları 4 mevsim yemyeşildir Su kenarlarında ve vadi yamaçlarında yer alan çınar, çam, gürgen ve meşe ağaçları ile sarp kayalıklar buraya ayrı bir güzellik verir Kara avcılığı ile alabalık avcılığının yapılmasına uygun bir rekreasyon alanıdır

Ali Kayası Kahramanmaraş-Kayseri karayolunun 32 kilometresindedir Sarp ve heybetli bir yapısı vardır İki sarp yalçın kayanın arasında çağlayanlar halinde akan suların etrafı çam ve meşeliklerle kaplıdır Heybetli görünüme sahip olan Ali Kayasının yüksekliği 148 metredir Şimdiki durumuyla Menzelet Baraj Gölü içerisinde kalmıştır

Tekir Kahramanmaraşın 63 kilometre kuzeyinde yer alan ve havası, suyu, ormanlığı ve önemli su kaynaklarının burada olması bölgeye daha güzel bir görünüm kazandırmaktadır İç ve dış turizme hizmet veren 9 adet yol boyu dinlenme tesisi vardır Balı, alabalığı, eti, yoğurdu ile meşhurdur

Pınarbaşı Kahramanmaraşın topraklarından fışkıran suların süslediği bu mesire yerimiz halkın piknik ihtiyacını karşılaması yanında, üst kesimlerinde çamlarla örtülü gazinoları bulunan, turistlerin ilgisini çeken önemli rekreasyon alanıdır

Kumaşır Gölü Kahramanmaraş- Adana yolu üzerinde ve şehre 9 kilometre uzaklıktadır Dağın eteğindeki kaynakların beslediği tatlı suyun meydana getirdiği göl ve etrafını çevreleyen yeşillik, eşsiz manzaraya sahip olup, halkın hem piknik yapıp hem de balık avladığı bir yerdir

Diğer Mesire Yerleri İse Şunlardır: Atatürk Parkı, Kapıçam, Menzelet Baraj Gölü ve Sır Baraj Gölü Çevreleridir

Sağlık (Kaplıca) Ve Dağ Turizm İmkanları

Zeytun Kaplıcası Ilıca (Zeytun) Kaplıcası Kahramanmaraşın 72 km kuzeyinde eski Elbistan-Kahramanmaraş kervan yolu üzerinde Berit Dağı eteklerindeki Ilıca Beldesinde yer almaktadır Kükürt petrol artığı ve az miktarda yağ karışımı ile meydana gelen şifalı suyun; Romatizmal hastalıklara, kırık-çıkık sekselleri ve kadın hastalıklarında olumlu etki yaptığı belirtilmektedir Suyun sıcaklığı 45*C dir Belediyenin yaptırmış olduğu kür merkezi ve dinlenme salonları ile birlikte büyük bir bay ve bayan havuz yaptırılmıştır Ilıcanın doğal deseni ve iklimi de sağlık turizmini geliştirmeye elverişli yayla özelliği taşıyan doğasının yanısıra Kahramanmaraşa yakınlığı ve ulaşım kolaylıkları da turizme olan talebi artırıcı unsurlar olarak ortaya çıkmaktadır Bu faktörlerin etkisiyle ılıca turizmi gelişen ve diğer hizmet sektörlerini de geliştiren bir ekonomik faktör olarak ortaya çıkmaktadır Ilıca Kaplıcaları kapasitesi ve su nitelikleri itibariyle yerel ölçekte hizmet verebilecek özelliklere sahiptir Kaplıcalar 1500 yatak kapasiteli bir termal merkez potansiyeli yaratmaktadır Ilıcada konaklama turizm belgesi olmayan 21 pansiyonda 386 oda, 767 yatakla yapılmakla beraber, Belediye Belgeli 3 otelde 78 oda,192 yatak mevcuttur İki adet motelin 63 odası ve 126 yatak kapasitesi vardır Ilıca Belediyesinin yaptırmış olduğu kür merkezi ve sauna hamam faaliyette olup her türlü imkan mevcuttur Turizm


mevsimi Nisan ortasından Kasım ortasına kadar 7 ay sürmektedir Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları en yoğun dönem olup, bu üç aylık dönemde doluluk oranı %80, diğer aylarda %20-30 dolayındadır Konaklama süresi 3-15 gün arasında değişmektedir Ilıcada 2 kaplıca tesisi (Hamam) vardır

Ekinözü (Cela) İçmeleri Ekinözü İçmeleri KMaraşa 150 km uzaklıktadır Ekinözü yerleşmesi, yakın çevresinde yer alan 3 kaynaktan oluşmuştur İnsan sağlığı üzerinde olumlu etkileri bulunan kapasite ve kaynak nitelikleri bakımından ülkemizin 10 büyük içmesinden biridir Ekinözü İçmeleri; Yukarı İçme, Orta İçme ve Aşağı İçme olarak 3 bölümden oluşmaktadır Yapılan tetkik ve analizlerde başta böbrek, idrar yolları, safra kesesi, mide, bağırsak, cilt, basur, nefes darlığı,iç guatır, şeker, sinir hastalıkları, karaciğer,ve damar sertliği rahatsızlıklarında etkili olduğu ve tedavi sağladığı ortaya çıkan Ekinözü İçmelerinin suyu içilerek, banyosu yapılarak ve özel çamuru cilde sürülerek dertlere deva olmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Cami ve Mescitleri

Ulu Cami (Merkez)


Kahramanmaraş Ekmekçi Mahallesinde, kalenin güneyindeki meydanda bulunan Ulu Camiyi kitabesinden öğrenildiğine göre; Dulkadiroğullarından Süleyman oğlu Alâ Üd-Devle Bey 1496 yılında yaptırmıştır

Ulu Cami, 40x27 m ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, yapımında kesme taş kullanılmış, üzeri de ahşap hatıllarla örtülmüştür Caminin kuzeyine sonradan ahşap çatılı yedi paye ve bir de duvar uzantısından meydana gelen bir son cemaat yeri eklenmiştir Bu sütunlar birbirlerine yuvarlak kemerlerle bağlanmışlardır Caminin doğu bölümünde arazi konumundan ötürü paye yerine kısa sütunlar kullanılmıştır Caminin girişi güzel bir taş işçiliğini ortaya koymaktadır Dört kademeli dikdörtgen bir korniş içerisine alınan giriş kapısı sekiz kademeli stalaktitlerle sonuçlanmaktadır Bunların üzerine de dikdörtgen kitabesi yerleştirilmiştir


İbadet mekanı mihraba paralel iki sıra halinde, altışar sütundan oluşmuş dikey olarak da yedi sahna ayrılmıştır Bu sütunlar birbirlerine sivri kemerlerle bağlanmışlardır Batı kenarındaki bölüm daha sonradan asma kat şekline dönüştürülerek kadınlar mahfeli yapılmıştır Caminin içerisi ortadaki aydınlık feneri dışında doğu yönünde sekiz taş kaplama pencere, batı cephesinde altta altı, üstte de sonraki dönemde kadınlar mahfeli için açılan sekiz tane mihrap duvarında da değişik ölçülerde mihrap nişi şeklindeki pencerelerle aydınlatılmıştır

Caminin üzeri içten düz bir tavanla, dıştan da iki kademeli bir çatı ile örtülüdür Değişik zamanlarda yapılan onarımlar sonucu bu üst örtü orijinalliğinden uzaklaşmıştır

Mihrap dikdörtgen bir pano içerisinde olup, çevresi çeşitli geometrik motiflerle bezelidir Mihrap nişinin içerisinde üç küçük niş bulunmakta hepsinin üzeri de stalaktitlerle sonuçlanmaktadır Minber gül ağacından yapılmış, sedef kakmalarla bezenmiş olup, üzerindeki yazıdan da 1317 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır

Son cemaat yerinde camiden 160 cm geride bulunan, 2663 m yüksekliğindeki minare, cami duvarından ayrı olarak yapılmıştır Kare kaide üzerine silmelerle onikigene dönüşen silindirik gövdeli minare stalaktitlerle genişleyen beş bordürden sonra şerefeye ulaşılmaktadır Şerefeye taş oymalı dişler ve küçük çini karolar yerleştirilmiştir Şerefenin üzeri ahşap bir kafesle korunmuş ve bunun üzerine de önce büyük, sonra da küçük ahşap bir külah ile örtülmüştür

Haznedarlı Camii (Duraklı Cami) (Merkez)

Kahramanmaraşın güneydoğusunda, Kara Maraş denilen yerde, Duraklı Mahallesinde bulunan Duraklı Camisinde onarım yazıtları bulunmasına rağmen yapımı ile ilgili bilgi bulunmamaktadır Bununla beraber caminin mimari yapısı ve bezemesinden XVyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Cami Dulkadiroğullarından Alâ Üd-Devlenin hazinedarı tarafından yapılmıştır Caminin 1732 yılında onarım geçirdiğini belirten kitabesi kaybolmuştur

Cami kesme taştan yapılmıştır Mihrabı da XVyüzyıl üslubunda kesme taştan yapılmıştır Cami, 1971 yılından sonra birkaç metre yükseklikteki duvarları üzerine eski plan özelliği korunmuş ve betonarme olarak yenilenmiştir İbadet mekanı ortadaki iki payenin taşıdığı düz bir tavanla örtülüdür

Caminin önünde bugün camekanla kaplı üç gözlü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Minaresi oldukça basit, kübik bir kaide üzerinde silindirik gövdeli ve tek şerefelidir

Hatuniye (Şems Hatun) Camisi (Merkez)

Kahramanmaraş Kurtuluş mahallesinde bulunan Hatuniye Camisi Yavuz Sultan Selim döneminde, XVyüzyılda yapılmıştır Giriş kapısı üzerinde bulunan kitabesi daha sonra avlu duvarına yerleştirilmiş ve bugün tamamen okunamayacak durumdadır Bu nedenle de yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır XIXyüzyıl başlarına ait onarım kitabesinde de caminin yapım tarihi belirtilmemiştir Arif Paşaya göre bu camiyi, Şehit Rüstem Beyin kızı Şems Hatun 1509 yılında yaptırmıştır

Cami kesme taştan dikdörtgen planlıdır İbadet mekanının üzeri ahşap bir çatı ile örtülüdürCami önündeki son cemaat yerinin solunda dikdörtgen planlı, son cemaat yeri ile birlikte üzeri tonozla örtülü Şems Hatunun türbesi bulunmaktadır Türbe günümüzde orijinalliğinden uzaklaşmış durumdadır

Caminin sağ ön kısmında bulunan ve camiden ayrı olan minaresi Ulu Cami minaresi ile benzerlik göstermekte olup, kare kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve şerefe üstü çatılı olarak yapılmıştır Bu tür minareler Maraş minarelerinin ortak özelliğidir

İklime Hatun (Üdürgücü) Mescidi (Merkez)

Kahramanmaraş Kurtuluş mahallesinde bulunan bu caminin günümüzde tamamen silinmiş bulunan kitabesini Arifi Paşa okumuş ve caminin, Alâ Üd-Devlenin kızı İklime Hatun adına 1547de yaptırıldığını belirtmiştir

Cami kare planlı olup, kesme ve moloz taştan yapılmıştır Caminin önünde iki yan duvarların uzantısı ve iki sivri kemerden oluşan tonoz örtülü bir son cemaat yeri bulunmaktadır Caminin kubbesi yıkılmıştır Mihrap nişi ise silindirik sütunların taşıdığı yarım bir kubbe ile örtülüdür

Mihrap duvarının solunda bir türbe bulunmaktadır Türbe ile birlikte camiyi oluşturan bu yapı topluluğunda minare bulunmamaktadır

İsa Divanlı Camisi (Merkez)

Kahramanmaraş İsa Divanlı Mahallesinde bulunan bu cami, Sultan IISelim tarafından Hacı Osman isimli bir duvarcı ustasına 1570 tarihinde yaptırılmıştır Bu cami Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde Ese Divane Camisi olarak geçmektedir Camideki kitabelerden 1723 ve 1823 yıllarında onarıldığı anlaşılmaktadır Son olarak Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1961 yılında onarılmıştır

Eski camiden günümüze yalnızca minaresi gelebilmiştir İlk yapımında dikdörtgen planlı olduğu anlaşılan caminin üzeri doğu ve batı yönündeki birer payenin taşıdığı betonarme kubbe ile yenilenmiştir

Şekerli Camisi (Yukarı Oba Camisi) (Merkez)

Kahramanmaraş Divanlı Mahallesinde bulunan Şekerli Camisi XVIyüzyıl sonlarında yapılmıştır Halk arasında Yukarı Oba Camisi ismi ile tanınan bu caminin son cemaat yerinde 1204 ve 1696 tarihli iki kitabesi bulunmaktadır Ancak 1204 tarihli kitabenin bu yapı ile bir ilgisi bulunmamaktadır

Cami dikdörtgen planlı olup, mihrap bölümü dikdörtgen olarak dışa çıkıntılıdır İbadet mekanını merkezi bir kubbe örtmektedir Mihrap üzerinde de yarım bir kubbe bulunmaktadır Caminin önündeki kare kaideli minaresi burmalı gövdeli ve tek şerefelidir

Şeyh Camisi (Merkez)

Kahramanmaraş Divanlı Mahallesinde bulunan bu cami XVIyüzyılın sonlarında yapılmıştır Minare üzerindeki kitabeden öğrenildiğine göre, minare 1797 yılında onarılmıştır

Caminin planı Şekerli Caminin planının aynen tekrarıdır Cami dikdörtgen planlı olup, mihrap bölümü dikdörtgen olarak dışa çıkıntılıdır İbadet mekanını merkezi bir kubbe örtmektedir Mihrap üzerinde de yarım bir kubbe bulunmaktadır

Caminin minaresi dışında orijinalliği tamamı ile yok olmuştur Minare alçak boyda bir kaide üzerine yuvarlak gövdeli olup, üzerinde kısa bir petek bulunmaktadır Üzeri çatılı Kahramanmaraş minarelerinin bir tekrarıdır

Şazi Bey Camisi (Merkez)

Kahramanmaraş Dumlupınar mahallesinde Şazi Bey Camisini Yavuz Sultan Selimin Mısır seferi sırasında oradan getirdiği Müftü Ali Efendi yaptırmıştır Evliya Çelebinin Seyahatnamesinde Sâdiye Camisi olarak ismi geçen bu cami XVIyüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır

Cami kare planlı 1320x1320 m ölçüsünde olup, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır Üzeri ahşap piramidal bir çatı ile örtülüdür

Restebaiye (Küçük Çavuşlu) Camisi (Merkez)

Kahramanmaraşta bulunan bu cami 1702 yılında Osman Ağa tarafından yaptırılmıştır Halk arasında yanlışlıkla Küçük Çavuşlu olarak tanınmaktadır

Moloz taştan yapılan çatılı, basit bir cami olup, özelliğini yitirmiştir

Nuh Camisi (Merkez)

Kahramanmaraş Turan Mahallesinde bulunan Nuh Camisinin kitabesinden öğrenildiğine göre yapımına 1721 yılında başlanmış, uzun bir süre sonra da 1766 yılında tamamlanmıştır

Kesme taş ve moloz taştan yapılan bu cami özelliğini yitirmiştir

Eshab-ı Kehf Camisi (Afşin)

Kahramanmaraş Afşin ilçesinde, Eshab-ı Kehf Külliyesinin bir bölümünü oluşturan bu cami, bir Bizans kilisesinden camiye dönüştürülmüş, Selçuklular zamanında 1232 yılında da onarılmıştır

Caminin önünde biri küçük kubbeli, diğeri tonozlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır Yapılan onarımlarla cami orijinal durumundan oldukça uzaklaşmıştır Bununla birlikte orijinalliğini koruyan mihrap ve mihrap önü kubbesi tuğladan kemer tonozlarla birleştirilmiş ve böylece Selçuklu Ulu Cami geleneği burada da sürdürülmüştür

Ulu Cami (Elbistan)


Kahramanmaraş Elbistan ilçesinin Güneşli Mahallesinde bulunan Elbistan Ulu Camisinin giriş kapısı üzerinde kitabesi bulunmamaktadır Bununla beraber, Osmanlıların Elbistanı ele geçirdikten sonra, XVIyüzyılda yaptırıldığı sanılmaktadır

Camide bulunan 1239-1240 tarihli sülüs yazılı bir kitabede Selçuklu Sultanı IIGıyaseddin Keyhüsrevin ve Emir Mübarizeddin Cavlının isimleri geçmektedir Araştırmacılara göre bu kitabeler bir başka yapıdan buraya getirilmiştir Cami üzerindeki kitabelerden 1520-1566, 1815-1816, 1922 ve 1932 yıllarında onarıldığı anlaşılmaktadır

Elbistan Ulu Camisi mimari yönden klasik merkezi plan şemasını yansıtan bir örneğidir Bu bakımdan merkezi plan tipinin daha sonra geliştirilecek, klasik hale dönüştürülecek erken uygulamalarından örnektir

Cami kuzey-güney doğrultusunda, kesme taş, mermer, tuğladan yapılmıştır Cami, son cemaat yeri ile birlikte 2195x2812 m ölçüsünde dikdörtgen planlı bir yapıdır Caminin önünde, doğu batı yönünde dikdörtgen planlı bir son cemaat yeri bulunmaktadır İbadet mekanı birbirlerine kemerlerle bağlanmış dört paye ile üç bölüme ayrılmıştır İbadet mekanı 1797x1804 m ölçüsündedir Üzeri sekiz köşeli kasnak üzerine oturan merkezi bir kubbe ile örtülüdür Bu kubbe mihrap ve iki yan kenardaki altı köşeli kasnaklı kubbelerle desteklenmiştir Merkezi kubbenin her yüzünde yuvarlak kemerli birer pencere bulunmaktadır

Güney duvarının ortasında bulunan mihrap yedi cepheli olup, beş sıralı mukarnasla sonuçlanır Mihrapta kullanılan çift renkli taşlarla renkli bir görünüm sağlanmıştır Minber mermerdendir Mihrabın iki yanında birer, uzun kenarlarda da alt sırada birer pencere ile aydınlatılmıştır Üst sırada simetrik olmayan bir şekilde ikişer pencere bulunmaktadır Caminin içerisi XIX-XXyüzyıl onarımlarında kalem işleri, bitkisel bezemeler ve yazı frizleri ile doldurulmuştur

Caminin kuzeybatı köşesinde kübik bir kaide üzerine, pahlı, pabuçluklu, silindirik gövdeli, tek şerefeli, konik külahlı, bodur bir minaresi bulunmaktadır Erken devir özellikleri gösteren minare 1834 yılında halk tarafından onarılmıştır

Çarşı Atik Camisi (Elbistan)


Kahramanmaraş Elbistan ilçesinde, çarşı içerisinde bulunan Çarşı Atik Camisi Alaüddevle zamanında, XVIyüzyılın başlarında yapılmıştır Caminin mimarı bilinmemektedir
Cami kesme taş ve yer yer tuğladan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır İbadet mekanı sütunlarla üç sahna ayrılmış, bunlar üst örtü olan tavanı desteklemektedir Mihrap yuvarlak bir niş şeklinde olup, orijinalliğinden uzaklaşmıştır Üst örtü ahşap kırma çatı ile kapatılmıştır
Camiye bitişik olan minare orijinalliğini korumuştur Dikdörtgen bir kaide üzerine Türk üçgenlerinin yardımı ile taştan yuvarlak gövdeli ve tek şerefeli gövdeye geçilmektedir Kahramanmaraş camilerinde olduğu gibi bu caminin de şerefesi balkon şeklindedir Minare ve cami Hatay Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nce 1997-2005 yılları arasında yapılan onarımla yenilenmiştir

Himmet Baba Camisi (Elbistan)

Kahramanmaraş Elbistan ilçesinde bulunan Himmet Baba Camisinin kitabesi bulunmadığından ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Yapı üslubundan kesin olmamakla beraber XIVyüzyılın sonlarına tarihlendirilmektedir Burada öncelikle Himmet Babanın türbesi yapılmış, daha sonra bu cami eklenmiştir

Cami moloz taştan yapılmış, kareye yakın dikdörtgen planlı olup üzeri içten kubbe, dıştan da konik bir çatı ile örtülmüştür

Ardıl Köyü Camisi (Pazarcık)

Kahramanmaraş Pazarcık ilçesi Ardıl Köyünde bulunan bu caminin kitabesinden öğrenildiğine göre; Molla Ali bin-il Haç tarafından 1574 yılında yaptırılmıştır

Kesme taştan dikdörtgen planlı cami, içerisindeki sütunlarla dört nefe bölünmüş, üzeri de ahşap bir çatı ile örtülmüştür Kahramanmaraş minarelerinin bir benzeri olan minaresi caminin güneydoğusunda, kare tabanlı, silindirik gövdeli ve tek şerefelidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Medreseleri

Kahramanmaraşta Selçuklular, Beylikler ve Osmanlılar döneminde yapılmış medreselerden örnekler günümüze gelememiştir Kahramanmaraşın en eski medreselerinden, Dulkadir Beylerinden Nasreddin Mehmetin yaptırdığı Kadı Medresesi (Begtunlu) de günümüze gelemeyen medreselerdendir Sonraki yıllarda bu medresenin yanına Alaüddevle Bozkurt bir mescit yaptırmıştır Günümüze gelemeyen diğer Kahramanmaraş medreseleri arasında Alaüddevlenin yaptırdığı Begdudiye (Bektutiye) Medresesi ile İmaret Medresesi bulunmaktadır Dulkadiroğullarından Alaüddevle zamanında yapılan Neveviyye Medresesi de yanındaki imaret ile birlikte yıkılmıştır

Taş Medrese (Merkez)


Kahramanmaraşta kalenin güneyinde, Ulu Caminin yakınında bulunan Taş Medresenin Alaüddevlenin kızı adına yapıldığı sanılmaktadır Besim Atalaya göre medrese yanındaki Alaüddin Devlenin oğlunun türbesindeki 1521 tarihi dikkate alınacak olursa medresenin XVIyüzyılın başında yapıldığı ortaya çıkmaktadır

Taş Medrese düzgün bir plan göstermemekle beraber dikdörtgen şekildedir Kesme taş ve moloz taştan yapılmış, kemerlerde tuğlalara yer verilmiştir Medrese açık avlulu plan tipindendir Açık bir avlunun etrafında sıralanmış odalardan meydana gelmiştir Avlunun sağında dikdörtgen planlı üzerleri tonozla örtülmüş medrese odaları sıralanmıştır Bu odalar avluya birer pencere ve kapı ile açılmakta olup, içlerinde ocakları bulunmaktadır Oldukça sade dikdörtgen, dışarıya taşkın, içten yuvarlak kemerli girişin karşısında dershane-mescit, sol tarafta da Alaüddevlenin oğlu Mehmetin piramidal çatılı türbesi bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Eshab-ı Kehf Külliyesi


Kahramanmaraş Afşin ilçesinin 6 km kuzeybatısında, kayalık bir arazide Eshab-ı Kehf ismi ile tanınan mağaranın çevresinde, cami, ribat ve kervansaraydan (han) oluşan yapı topluluğu bulunmaktadır Bu yapı topluluğunu, burada görevli olan Emir Nusreteddin Hasan bin Abdullah 1204-1234 yılında yaptırmıştır

Maraş Emiri olan Nusreteddin Hasan bin Abdullah, Sultan Alaaddin Keykubat (1220-1237) tarafından 1234 yılında öldürülmüştür Yapı topluluğunun kesin tarihini veren bir kitabe günümüze gelememiştir Bununla beraber ribatın 1215te, caminin onarımının da 1232 yılında yapıldığı sanılmaktadır Bunlara dayanılarak hanın da diğerlerinden ayrı olarak 1232-1234 yıllarında yapıldığı düşünülmektedir

Eshab-ı Kehf Mağarasının önünde bulunan cami Bizans kilisesinden dönüştürülmüştür Caminin önünde biri küçük kubbeli, diğerleri de tonozlu bir son cemaat yeri bulunmaktadır Ancak yapılan onarımlar sonucunda caminin yapısı büyük ölçüde değişmiştir Bununla beraber orijinalliğini koruyan mihrap ve mihrap önü kubbesi tuğladan kemer tonozlarla birleştirilmiş ve Selçuklu Ulu Cami geleneğini burada sürdürmüştür

Ribatın bir bölümü kayalara oyulmuş iki katlı bir yapı konumundadır Alt katı keme taştan üzeri de tuğladan yapılmıştır Ribata güney yönündeki oldukça görkemli bir taç kapıdan girilmektedir Dışarıya doğru taşkın olan dikdörtgen çerçeveli bu taç kapı iç içe geçmiş iki bordürle çevrilmiştir Bu bordürde mukarnaslar, yıldızlar, bitkisel ve geometrik motiflere yer verilmiştir Girişten uzun bir koridora buradan üç kemerle açılan bir salona geçilmektedir Salonda birbirlerine kemerlerle bağlanmış bir mescit ve bir de eyvan bulunmaktadır Girişin solunda, yan tarafta dört oda ve bir de koridoru olan bir eyvan daha bulunmaktadır Girişin sağındaki basamaklardan beşik tonozlu bir yer altı mağarasına inilmektedir Dulkadiroğullarının buraya eklemiş oldukları bölümler yıkılmış ve günümüze gelememiştir

Külliyenin araziye uyumlu olarak yapılan bir de kervansarayı (han) bulunmaktadır Kuzeydoğu doğrultusunda uzanan yapı topluluğu kervan yolları üzerinde bulunmadığından bu yapının Eshab-ı Kehfe ziyarete gelenler için yapılmış olduğu sanılmaktadır Kervansaray, 800x2100 m ölçüsünde açık bir avlunun çevresinde sıralanmış odalardan meydana gelmiştir Köşeler yerleştirilmiş olan eyvanlar çapraz tonozlarla örtülmüştür Ayrıca bu yapının batısında ahır olarak yapılmış L biçiminde bir bölüm daha bulunmaktadır
Eshab-ı Kehf Kervansarayı 1959 yılında yıkılmış ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yenilenmiştir Bu çalışma sırasında da orijinalliğini büyük ölçüde yitirmiştir

Eshab-ı Kehf mağara arkadaşları anlamına gelmekte olup, Kuranın 18suresinde Eshab-ı Kehf ile ilgili ayetler bulunmaktadır Eshab-ı Kehf hakkında bir çok eser yazılmış ve içlerinden en detaylı bilgiyi devrin bilim adamlarından Taberi yazmıştır Sonraki yıllarda bir çok bilim adamına ışık tutan bu bilgilere göre; Efsus ya da Yarpuz denilen yerde Dakyanus adında bir hükümdar halkı kendisine ve putlara tapmaya zorluyormuş Oysa Tanrıya iman eden Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernûş, Debernûş, Saznûş, Kafestatyûş isimli gençler putperestlikten kaçmışlar, Dakiyanus onları yakalamaya çalışmışsa da bu gençler Nihlus isimli bir mağaraya sığınmışlardır Bu arada bir çobana ve köpeği Kıtmire rastlamışlar, çoban da onlara katılmıştır Kralın veziri mağarayı bulmuş, ancak içeriye girememiş, içeride kalsınlar diyerek mağaranın girişini duvarla ördürmüştür


Bu gençler orada yorgunluktan uykuya dalmışlar ve 309 yıl uyumuşlardır Uyandıklarında acıkmışlar ve içlerinden Yemlihayı şehre ekmek almak üzere göndermişlerdirAncak Yemliha Dakianus zamanından kalma parayı fırıncıya verince halk ondan şüphelenmiş ve onu mahkemeye çıkarmışlar Yemliha mahkemede olup biteni anlatmış, uzun süre uyuduklarını söylemiş ve onları mağaranın önüne getirmiştir Bundan sonra arkadaşlarının korkacağını söyleyerek içeriye girmiş ve bu gençler bir anda yok olmuşlardır
Eshab-ı Kehf olayı Kuranda ve diğer din kitaplarında yeniden dirilme inancının delilleri arasında gösterilmektedir

Eshab-ı Kehf ile ilgili mağara ve inanışlar Anadolunun bazı yerlerinde bulunmaktadır Bunların başında Ephesosdaki Eshab-ı Kehf mağarası ile Diyarbakır Licede ve Tarsusta da bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Hanları

Kahramanmaraşta Dulkadiroğulları bazı hanlar yaptırmışsa da bunlardan Alaüddevlenin yaptırmış olduğu ismini taşıyan han günümüze gelememiştir Ulu Cami yakınında olan bu handan hiçbir iz bulunmamaktadır

Taş Han (Merkez)

Kahramanmaraşta Köprübaşında, bedesten ve kapalı çarşı ile birlikte yaptırılmış olan Taş han XVIyüzyılın başında yaptırılmıştır

Taş Han iki katlıdır ve kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır Han, 1500x1500 ölçüsündeki kare bir avlunun etrafında sıralanmış odalardan meydana gelmiştir Girişin karşısında üzeri tonozla örtülü,sivri kemerlerle avluya açılan bir mekan bulunmaktadır Bugün günümüze gelememiş kapalı çarşıdan beşik tonozla örtülü bir koridor ile hanın içerisine girilmektedir

Taş Han Osmanlı döneminde yapılmış olan hanlarla, özellikle Merzifon, Tokattaki hanlarla mimari yönden benzerlik göstermektedir

Tuzhan (Cumhuriyet Hanı) (Merkez)

Kahramanmaraş Çarşıbaşında bulunan Tuzhanın kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır Bununla beraber mimari yapısından XVIIIyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır

Hanın Bakırcılar ve Demirciler çarşılarından iki girişi bulunmaktadır Bu kapılardan birisinde geniş bir hole, oradan da üç yanı ahşap revaklı kare planlı bir avluya geçilmektedir Bu avlunun çevresinde iki katlı odalar sıralanmıştır Hanın güney kısmında revaklar bulunmamaktadır Alt katta batıdaki kagir tonozlu iki büyük odanın sol yanına sivri kemerli bir niş içerisinde çeşme ve helalar sıralanmıştır Hanın güneybatısında ise depo olduğu sanılan tek sütunlu iki oda daha bulunmaktadır Bu odalardan soldakinden ahırlara geçilmektedir

Tuzhan XIXyüzyılda yangın geçirmiş, zarar gören ikinci kat ahşap olarak yeniden yapılmıştır Cumhuriyetin ilanından sonra hana Cumhuriyet Hanı ismi verilmiştir

Hışırhan (Merkez)

Kahramanmaraşta yıkılan eski bedestenin yakınında bulunan Hışırhan XIX yüzyılda yapılmıştır Kitabesi bulunmadığından kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır

Han iki katlı, moloz ve kesme taştan yapılmıştırOsmanlı Han Mimarisinin bir örneği olup kare planlı bir avlunun çevresinde odalar sıralanmıştır

Günümüze yıkık bir durumda gelen hanın yalnızca kuzey cephesi yakın zamanlara kadar ayakta kalmıştır

Kuruhan (Elbistan)

Kahramanmaraş Elbistan ilçesinde bulunan Kuruhanın kitabesi günümüze gelemediğinden ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Mimari yapısından XI-XIIIyüzyılda Selçuklular döneminde yapıldığı sanılmaktadır

Günümüze oldukça harap bir durumda gelen han, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır Hanın girişi doğu yönünde olup, dikdörtgen çerçeve içerisine alınmış bir portali bulunmaktadır Buradan dikdörtgen planlı bir avluya girilmektedir Bu avlu etrafında odalar sıralanmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Kaleleri

Maraş Kalesi (Merkez)


Kahramanmaraşın merkezinde, şehrin güneyinde yığma bir tepe üzerinde bulunan bu kale bir çok kez onarım geçirmiştir Kalenin ne zaman yapıldığı konusunda kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamakta olup, kitabesi de günümüze gelememiştir Kalenin MÖVIIIyüzyılda Hititler tarafından yapıldığı ileri sürülmüştür Ancak bunu kanıtlayacak bir belge veya buluntuya rastlanmamıştır Bununla beraber MÖI- MSII yüzyıllarda Roma döneminde yapıldığı sanılmaktadır Bizanslılar da bu kaleyi kullanmışlardır

Kale dikdörtgen planlı olup, yaklaşık 150x75 m ölçüsündedir Kalenin çevresinde hendek bulunmamaktadır Kalenin dış duvarları kesme taştan, iç duvarları da moloz taştan yapılmıştır Kale duvarları 160 m kalınlığındadır Ancak iç duvarların büyük bir bölümü yıkılmıştır Bu duvarların bir bölümü ile üç adet burcu Kültür Bakanlığınca onarılmıştır Onarılan burçlardan birisi de kalenin ilk yapıldığı dönemden kalmış olan giriş kapısıdır Buradaki burcun güney cephesinde sivri kemerli çift kanatlı bir kapı bulunmaktadır Yapıldığı dönemden kalmış olan bu kapı ahşaptır ve üzeri maden ile kaplanmıştır Bu üst kaplama iri çivilerle kapı üzerine perçinlenmiştir Kale kapısında bulunan Maraş Aslanı heykeli bugün İstanbul Arkeoloji Müzelerindedir


Osmanlı döneminde de kale içerisinde önemli bir yerleşim olduğunu Evliya Çelebiden öğreniyoruz Evliya Çelebi, Yavuz Sultan Selimin İran seferine giderken bu kaleyi ele geçirdiğini belirtir Ardından burada yaşayanlar Kanuni Sultan Süleyman zamanında isyan etmişler ve o zamana kadar harap durumdaki kale yeniden yapılmıştır Yine Evliya Çelebiye göre; “…Etrafı altı yüz adım ve dört köşedir Etrafında hendeği yoktur Kapısının dışındaki kalelerin birbirine bakan dört tane aslan tasviri vardır”

Kale kapılarından biri üzerinde Yavuz Sultan Selim döneminde h915 (1509) yılında kalenin yeniden yapıldığını gösteren bir tarih bulunmaktadır Bunun dışında Kanuni Sultan Süleyman döneminde kalenin onarıldığını gösteren 1054 (1644) tarihli bir onarım kitabesi daha bulunmaktadır Kanuni Sultan Süleyman zamanında Süleyman Han Camisi yapılmış ve bunun çevresinde de yüz evlik bir mahalle kurulmuştur Maraş Kalesinin yapıldığı antik dönemlere ait yeterli bir bilgi bulunmamaktadır Ayrıca Osmanlı dönemine ait yapılar da günümüze gelememiştir Yalnızca kalıntılara dayanılarak haç planlı, beşik tonozlu bir yapının burada bulunduğu sanılmaktadır

Günümüzde orijinalliğini büyük ölçüde kaybetmiş olan bu kalenin içerisi park olarak düzenlenmiştir Kale içerisinde Fransızların Maraşı işgali sırasında Maraşın onlara karşı koymasının anısına 1936 yılında Kurtuluş Anıtı dikilmiştir

Hurman Kalesi (Afşin)


Kahramanmaraş Afşin ilçesi Marabız Köyünde sarp bir kayalık üzerinde Hurman Kalesi bulunmaktadır Bu kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Kalenin kitabesi de günümüze ulaşamamıştır Büyük olasılıkla Hurman Kalesi Bizans döneminde yapılmıştır

Kale moloz ve kesme taştan yapılmış, 10-15 m yüksekliğinde surlardan meydana gelmiştir Ayrıca bu surlar sekiz yuvarlak burçla güçlendirilmiştir Kalenin girişi batı cephesinde olup, avlusunda kilise, su ve erzak depoları da bulunmaktadır

Kale günümüze oldukça harap bir durumda gelmiştir

Kız Kalesi (Elbistan)

Kahramanmaraş Elbistan ilçesi Kaleköyünde yüksek bir tepe üzerinde kurulan kalenin ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Kız Kalesi isminin buraya veriliş nedeni de bilinmemektedir

Günümüze gelebilen kalıntılarından kalenin moloz ve kesme taşlardan iki ayrı bölüm halinde yapıldığı anlaşılmaktadır İki ayrı burçtan meydana gelen ana mekan içerisinde, duvarlardaki deliklerden bu burçların ahşap katlarla birbirlerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır

Ak Kale (Andırın)


Kahramanmaraş, Andırın ilçesinin 2 km güneydoğusunda bulunan Ak Kale, derin bir vadi üzerindeki sarp kayalar üzerindedir

Ak Kale Kadirliden Göksuna, oradan da kuzeye giden yolu kontrol altında tutan ve stratejik önemi olan bir kaledir Aynı zamanda bölgede geçit veren boğaza da hakimdir Bu kalenin ne zaman yapıldığı konusunda kaynaklarda herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi kitabesi de günümüze gelememiştir Bununla beraber kalenin üzerindeki izlerden Roma döneminde, ardından da Bizans döneminde kullanıldığı anlaşılmaktadır

Kale iç ve dış surlardan meydana gelmiş, 30000 m2lik bir alana yayılmıştır Duvarları kesme taş ve moloz taştan örülmüş, yer yer de kayalardan yararlanılmıştır Kalenin doğusu yıkılmış, batı yönü ise günümüze daha iyi bir konumda gelebilmiştir Altı burç ve iki kapısı bulunduğu kalıntılardan anlaşılmaktadır Kale içerisinde sarnıç, kemerli ve tonoz örtülü bazı yapılar bulunmaktadır

Anacık Kalesi (Andırın)


Kahramanmaraş Andırın ilçesinde, Andırından Kadirliye giden yolun güneyinde, kayalıklar üzerindedir Kaynaklar da yapım tarihi ile ilgili yeterli bilgi vermemektedir Bununla beraber, Roma döneminde yapılıp, Bizanslılar tarafından da kullanıldığı sanılmaktadır Kalenin güney duvarında bulunan iki kitabesi günümüze gelememiştir

Kum Kalesinin 12 km kuzeyinde 200 m2lik bir alana yayılmış, vadiyi koruyan bu kalenin bir karakol kalesi olduğu sanılmaktadır Kesme taş ve moloz taştan yapılan kale iki katlı olup, katlar arasında ahşap döşeme olduğu duvardaki izlerden anlaşılmaktadır

Azgıt Kalesi (Andırın)


Kahramanmaraş Andırın ilçesinin 5 km kuzeyinde Yeniköy (Azgıt) yakınında, oldukça sarp bir kaya üzerinde bulunan Azgır Kalesi Göksun ve Kapadokyayı Kilikyaya bağlayan yolu kontrol eden karakol kalesidir Kitabesi günümüze gelememiş olup, kaynaklarda da ne zaman yapıldığı konusunda bir bilgi bulunmamaktadır Kalenin mimari yapısından Roma döneminde yapıldığı ve Bizans döneminde de onarıldığı ve kullanıldığı anlaşılmaktadır

Kale iç ve dış olmak üzere iki bölümden meydana gelmiş, kesme taş ve moloz taştan yapılan oldukça kalın surlarla çevrilmiştir Kale güney yönünde 40-50 m, doğu yönünde de 150 m yüksekliktedir Kalenin yapımı üzerinde bulunduğu kayalara uyum sağlamıştır Giriş kapısı oldukça geniş olup, duvarlarında mazgal delikleri bulunmaktadır Aynı zamanda burada Bizans dönemine tarihlenen haç kabartmaları da vardır İç kale 1600 m2lik bir alana yayılmıştır

Burunönü (Çöğdür) Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi Yeşilova beldesinde bulunan Burunönü Kalesi Roma döneminde, MSIIyüzyılda yapılmış, Bizans döneminde de kullanılmıştır

Moloz taş ve kesme taştan yapılan kale, oldukça geniş bir alana yayılmıştır İç içe geçmiş üç ayrı surdan meydana gelmiştir Kahramanmaraş yöresindeki en geniş ve en büyük kale olan Burunönü Kalesinin dış surları yaklaşık 150, orta surları 30, iç surları da 12 dönümlük bir alana yayılmıştır Kalenin iç ve dış surlarında altı burçla duvarlar desteklenmiştir Kalenin iki büyük giriş kapısı ile bir de küçük kapısı günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Bunların yanı sıra surların altına gizlenmiş olan bir geçit kapısı bulunmaktadır Vadiden kaleye çıkan yolun döşeme taşları yer yer görülmektedir Kalenin dış surları bütünüyle tahrip olmuş pek az kalıntısı günümüze gelebilmiştir Bu kalenin bir özelliği de 5 km uzağındaki Betceğiz Pınarından toprak künklerle kale içerisindeki sarnıçlara su taşıyan su yollarının bulunmasıdır

Kale çevresinde mezarlara, yerleşim birimlerine, kilise kalıntılarına da rastlanmakta olup, bunlar son derece harap ve yıkık durumdadır

Bozfenk Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi Sumaklı Köyünün doğusunda, Düldül Dağı vadisinin hakim bir tepede kurulan Bozfenk Kalesi yaklaşık 5000 m2lik bir alana yayılmıştır MSIIyüzyılda, Roma döneminde yapılmıştır

Kale moloz ve kesme taştan yapılmıştır Ancak kalenin dış surları büyük ölçüde tahrip olmuş, günümüze yalnızca dört burcu, ana giriş kapısı ve tonoz kemerli olan kalenin birinci katı gelebilmiştir

Copçalar Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi Efirağızlı Köyünde, Beylikyurt Sarayına 3 km uzaklıktaki Copçalar Kalesinin kitabesi bulunmamasına rağmen, yapı üslubundan MSIIyüzyılda, Roma döneminde yapıldığı sanılmaktadır

Kale yüksek olmayan ormanlık bir tepe üzerinde, önündeki iki vadiye hakim bir konumdadır Moloz taş ve kesme taştan yapılan kale günümüze tamamen harap durumda gelebilmiştir

Çuhadarlı (Mitel) Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi sınırları içerisinde bulunan ve yaklaşık 500 m yükseklikte bir tepe üzerinde olan bu kale MSIIyüzyılda Roma döneminde yapılmış ve Bizans döneminde de kullanılmıştır

Kalenin duvarları moloz taş ve kireç taşı ile örülmüştür Günümüze yalnızca sur duvarlarının kalıntıları ile dört burcu ve iç kaledeki su sarnıcı gelebilmiştir Kalenin ana girişi, iki küçük kapısı iyi bir durumdadır Özellikle batı yönündeki duvarlar ayakta olup, doğu tarafındaki duvarlar tamamen yıkılmıştır

Haştırın Kalesi (Andırın)


Kahramanmaraş Andırın ilçesinde, Kahramanmaraş-Andırın yoluyla Kadirli-Andırın yolunun kesişim noktasında bulunan Haştırın Kalesi oldukça sarp bir kaya kütlesi üzerindedir Kale Bakımanı olarak da isimlendirilen bu kale bir karakol kalesidir Ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber, tarihinin Hititler dönemine kadar indiği sanılmaktadır Sonraki dönemlerde Roma ve Bizanslılar tarafından da kullanılmıştır

Kale 60 m2lik bir alana yayılmış, oldukça küçük bir kaledir Moloz taştan yapılan kalenin iki kapısı ve iki burcu günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir

Hisar Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi Ayşepınar Köyünde bulunan Hisar Kalesi ormanlık bir alanda, kayalık bir tepe üzerindedir Kalenin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir

Kale moloz taştan yapılmış olup, yalnızca batı surları ayakta günümüze gelebilmiştirBu kalenin yakınında Kale Kısığı Kalesi bulunmakta olup, her iki kale birbirlerinin göz uzaklığındadır

Kale Kısığı Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesinde Gökgedik Köyünün batısında bulunan Kale Kısığı KalesiKör Sulu Çayı Kanyonundan 100 m yüksekliktedir Karakol kalesi niteliğinde olup, yakınında Hisar Kalesi bulunmaktadır

Kale 150 m2lik küçük bir yapı olup, moloz taştan yapılmıştır Günümüze yalnızca güney surlarının kalıntıları gelebilmiştir

Kaleboynu Kalesi (Andırın)


Kahramanmaraş Andırın ilçesi, Kargaçayırı Köyünde, Kaleboynu Mezrasının kuzeyinde bulunan Kaleboynu Kalesi MSIIyüzyılda Roma döneminde yapılmış ve Bizans döneminde de kullanılmıştır

Oldukça sarp bir tepe üzerinde 3500 m2lik bir alana yayılmış olan kale, moloz taş ve kireç taşından yapılmıştır Günümüze yalnızca iç surları gelebilmiştir Kuzey ve doğu surları tamamen yıkılmıştır Kalenin üç burcu ile içerisindeki su sarnıcı iyi bir durumdadır Kale girişi ile sarnıcı tonoz kemerli ve kireç harcı da kullanılmıştır

Kudret Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi, Alameşe Köyünün Bocalan Mevkiinde bulunan Kudret Kalesi sarp bir kaya kütlesi üzerindedir Babikli veya Alameşe Kalesi ismi ile de tanınan bu kale MSIIyüzyılda Roma döneminde yapılmış, Bizans döneminde de kullanılmıştır

Kale 6500 m2!lik bir alana yayılmış olup, doğu yönünde yüksekliği 50 m, batı ve güneyinde de 120 mdir Duvarları yöresel kızıl renkli kesme taştan ve kireç harcı ile örülmüştür Kuzey ve güney surları tamamen çökmüştür Giriş kapısı ile dört burcu günümüze sağlam bir durumda gelebilmiştir

Rıfatiye Kaleleri (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi, Çokak Köyünün 6 km güneybatısında, Rıfatiye Köyünde iki karakol kalesi bulunmaktadır Bu kaleler plan olarak oldukça basit olup, Andırından Kilikya bölgesine inen yolları korumak amacı ile yapılmıştır Bunlardan birinci Rıfatiye Kalesi yolun doğu kanadına paralel dağların eteğinde, kayalıkların üzerinde kurulmuştur

Birinci Rıfatiye Kalesinin üç kulesi ve girişi ayakta bulunmaktadır Yapımında kireçtaşı ve moloz taş kullanılmıştır Kalenin girişi güneybatısında olmasına rağmen günümüze bununla ilgili herhangi bir iz gelememiştir Kalede daha çok doğal kayalardan yararlanılmıştır Bu duvarların üzerindeki kuleler iki katlı olup, doğu yönünde bir kapısı ve kapının arkasında da kubbeli bir mekan bulunmaktadır

İkinci Rıfatiye Kalesi, Rıfatiye Köyünün kuzeybatısında tepe üzerinde, önünden geçen yolu kontrol eden bir karakol kalesidirRoma döneminde MSIIyüzyılda yapılmış olup, Bizans döneminde de kullanılmıştır

Kale bulunduğu tepenin etrafında köşeli bir plan şekli göstermesine rağmen çok harap olduğundan planını tam çıkarmak mümkün olamamıştır Kalenin yapımında moloz taş, kireçtaşı ve yer yer de kayalardan yararlanılmıştır Güneybatısında kare şeklinde kule kalıntıları görülebilmektedir

Geben Kalesi (Andırın)


Kahramanmaraş, Andırın ilçesinde Geben-Göksun yolu üzerinde, Gebene 3 km uzaklıktaki Geben Kalesi yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur Kalenin ne zaman yapıldığı kesin olmamakla beraber Roma öncesinde yapıldığı sanılmaktadır

Kale Geben Vadisine hakim olup, önünden geçen iki önemli yolu kontrol amacı ile Roma Bizans ve Ermeni Krallığı dönemlerinde de kullanılmıştır Kale dış surları ile birlikte 12000 m2lik bir alana yayılmış olup, kale iç ve dış surlar olmak üzere iki bölümden meydana gelmiştir Yapımında moloz taş, kireçtaşı ve kesme taş kullanılmıştır Kale içerisine tonoz kemerli kapalı mekanlar ve su sarnıçları yapılmış olup, bunlar günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir Dış surların büyük bir bölümü tahrip olmuş, yalnızca altı burcu ile mazgalları günümüze gelebilmiştir Bizans, Roma dönemlerine ait taşlar üzerinde monogramlar ve haç motifleri bulunmaktadır

Tırtatlı Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş Andırın ilçesi Sumaklı Köyünde ormanlık bir tepe üzerinde bulunan Tırtatlı Kalesinin ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Bununla beraber bu yapının kaleden çok bir konaklama yeri olduğu sanılmaktadır Yapının duvarları moloz taştan örülmüş, dikdörtgen planlıdır

Kalası Kalesi (Andırın)

Kahramanmaraş, Andırın ilçesinde Kahramanmaraş ile Azgıt kalesi arasındaki yolu kontrol amacı ile yapılmış bir karakol kalesi olan Kalası Kalesi kayalık bir tepe üzerindedir Kalenin Bizanslılar tarafından yapıldığı, daha sonra da Ermeniler tarafından kullanıldığı sanılmaktadır Bununla beraber bu kale ile ilgili kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır Yalnızca bu yörede Bizanslılara ve Ermenilere ait sikkeler ele geçmiştir

Kaleden günümüze kayalık zirvenin tepesindeki kuleden başka herhangi bir kalıntı gelememiş olup, bu da mimari yapısı hakkında bir bilgi vermekten çok uzaktır

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Köprüleri

Ceyhan Köprüsü (Merkez)


Kahramanmaraşa 10 km uzaklıkta bulunan Ceyhan (Göksu) Köprüsü, Ceyhan Nehrinin üzerindedir Köprünün ne zaman yapıldığı bilinmemektedir Buradaki eski bir köprünün temelleri üzerine Fatih Sultan Mehmet zamanında, XVyüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır

Köprü 15460 m uzunluğunda 6 sivri gözden meydana gelmiştir Kemerlerden ortadaki en büyük olup, kemer açıklığı 2450 mdir Moloz taştan yapılan köprü değişik zamanlarda yapılan onarımlara rağmen özgünlüğünü koruyabilmiştir

Korsulu Köprüsü ( Merkez)

Kahramanmaraş Yeniyapan Köyünde bulunan köprü Ceyhan Nehri üzerindedir Kitabesi bulunmamaktadırbununla beraber Ceyhan Köprüsü ile aynı tarihte, Fatih Sultan Mehmet döneminde XV Yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır

Moloz taştan köprü günümüze kısmen yıkılmış olarak gelmiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Müzesi


Kahramanmaraşta müzelik eserlerin toplanmasına 1907 yılında başlanmıştır Bundan sonra toplanan eserler XVIyüzyılda yapılmış olan Taş Medrese binasında 1947 yılında toplanmıştır Müzenin 1957 yılından sonra arkeolojik, etnoğrafik eserleri sayıca artmış, çok sayıda sikke de onlara eklenmiştir Bundan sonra, kale üzerinde bulunan yapının Bakanlık tarafından müze olarak kullanılması uygun görülmüş ve müze buraya taşınmıştır

Kahramanmaraş ve çevresinin arkeolojik alanları ve eski eserler yönünden zengin oluşundan ötürü bu müze de gereksinimi karşılayamamış ve yeni bir müze binasına ihtiyaç duyulmuştur Bu nedenle Azerbaycan Caddesi üzerinde yeni müze binasının yapımına 1970 yılında başlanmış ve müze 1974 yılında tamamlanmıştır Bundan sonra eserlerin teşhir ve tanzim düzenlemesine başlanmış, 29 Kasım 1975 yılında ziyarete açılmıştır


Kahramanmaraş müzesi arkeoloji, etnoğrafya ve taş eserler bölümlerinden meydana gelmiştir Müze bahçesinde de büyük ölçüdeki eserler sergilenmiştir

Müzenin arkeolojik eserler bölümünde, Prehistorik Çağlardan başlayarak Hitit, Demir Çağ, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait heykeller, bronz malzemeden deliciler, iğneler, fibulalar, kaplar, idoller, cam koku şişeleri, vazolar, gözyaşı şişeleri, bilezikler, pişmiş topraktan figürinler ve çeşitli boyutlarda çanak çömlekler sergilenmektedir Bunların yanı sıra Türkoğlu ilçesi Gavur Gölü Mevkiinde bulunan Prehistorik Çağa ait iki mamut heykeli de bu bölümde sergilenmektedir

Müzenin taş eserler bölümünde Kahramanmaraş Merkez ilçe ve köylerinde bulunmuş Geç Hitit Dönemine (800-700) ait mezar stelleri sergilenmektedir Bu steller üzerindeki kabartmalı tasvirlerde de genellikle ziyafet sahneleri görülmektedir Bunların aynı sıra Asur Kralı IIIAdad Nirarinin çivi yazılı sınır taşı da bulunmaktadır Kahramanmaraşa özgü bir eser olan Maraş Aslanı ismi ile tanınan Maraş Kalesi kapısındaki aslanın bir kopyası bu bölümdedir Bu aslanın orijinali İstanbul Arkeoloji Müzelerinde Eski Şark Eserleri bölümündedir Bu heykelin gerçek yeri olan Kahramanmaraşa getirilmesi yerinde olacaktır


Müzenin etnoğrafik eserler bölümünde bölgenin etnoğrafik eserlerinden derlenmiş kumaşlar üzerine işlemeli kadın ve erkek giysileri, bindallı ve cepkenler, çeşitli ziynet eşyaları, ateşli ve kesici silahlar koleksiyonu, Kahramanmaraşa özgü bakır işleri sergilenmektedir Ayrıca sedef kakmalı çerçeveler, gümüş ve sedef kakmalı kutular, saat köstekleri, tespihler, el yazmaları da bu bölümde sergilenmiştir İslami dönemlere ait İlhanlı ve Osmanlı sikke koleksiyonu da etnoğrafya bölümündedir

Müze bahçesinde Roma dönemine ait kitabeli ve kabartmalı mermer mezar stelleri, girlantlı lahitler, sütun başlıkları, Geç Hitit devrine ait bazalt taşından değirmenler ile Elbistan ilçesi Sevdilli Köyü Kaplandağ Mevkiinden getirilmiş Hitit dönemine ait bir aslan heykeli de burada bulunmaktadır

Azerbaycan Bulvarı, Yenişehir Sokak No:43
Tel : (0344) 223 44 88
Fak : (0344) 223 44 87

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Sivil Mimari Örnekleri


Kahramanmaraşta eski Türk evlerinden pek az örnek günümüze gelebilmiştir XIXyüzyılın sonlarında başlayan Ermeni ayaklanmaları, IDünya Savaşı sırasında Fransız işgali, şehirde çıkan yangınlar, depremler sivil mimari örneklerinin büyük bir kısmının ortadan kalkmasına neden olmuştur Bununla beraber günümüze gelen örnekler de Kahramanmaraş sivil mimarisi hakkında yeterli bilgi vermektedir

Kahramanmaraş evlerinin tamamı güneye yöneliktir Avlu içerisindeki bu evlere Enikli Kapı (Kuzulu Kapı) denilen bir kapıdan girilmektedir Bu kapı bazen kemerli bazen de düz atkılıdır Çoğu evlerde bu kapılar iç ve dış olmak üzere ikiye ayrılmaktadır Avlular çoğunlukla taş kaplı olup, ortalarına yuvarlak, oval veya köşeli şadırvanlı havuzlar yerleştirilmiştir Bazı örneklerde de havuzlar evin içerisine, birinci kata da alınmıştır


Kahramanmaraş evlerinin bazılarında Su Koçu denilen su pompaları bulunmakta olup, bunlar aynı zamanda hidrofor görevini üstlenmişlerdir Bu pompanın yardımı ile sular üç ve dördüncü kata kadar çıkarılabiliyordu

Kahramanmaraş evleri çoğunlukla iki katlı olup, üç katlı olanlara da rastlanmaktadır Bu evler yüksek avlu duvarları ile çevrili alanlarda yer almış olup, düzgün kesme taştan yapılmışlardır Evlerin altındaki mahzenler aynı zamanda ahır olarak kullanılmış, zemin katta kiler, mutfak, depo gibi birimlere yer verilmiştir Evlerin üst katları daha çok günlük yaşama uygun biçimde düzenlenmişlerdir Evlerin ikinci katında Gezintiye denilen bir sofa bulunmaktadır Bu sofanın çevresi camla kapatılmamış, dışarıya açık olarak bırakılmıştır Odalar da doğrudan doğruya bu sofaya açılmaktadır Kapıları ahşap, iki veya tek kanatlıdır Kahramanmaraş evlerinde pencerelerin ayrı bir özelliği vardır Bunlar tabandan tavana kadar büyük ve üzeri süslü tahtalarla şekillendirilmiştir Ancak, ışık ve hava alan kısımları oldukça küçük tutulmuştur Bunlara çeşitli şekillerde hareket edebilen veya panjurlar da eklenmiştir


Bazı evler harem ve selamlık olarak iki ayrı bölümden meydana gelmiştir Üst katlarda açık eyvan düzenlemeleri ile balkon ve sofalar önemli yeri tutmuşlardır Evlerin çoğunun üzeri ahşap çatı ile örtülmüştür

Kahramanmaraşta evler planlarına göre sekiz ayrı tipe ayrılmıştır Bunlar ön cephe veya orta merdivenli, boydan boya açık sofalı evler; yandan merdivenli, T planlı sofalı evler; önden çift merdivenle çıkılan açık sofalı planlı evler; yandan merdivenli boydan açık sofalı evler; yandan merdivenli yarım sofalı planlı evler; evin arka duvarı içerisinden çıkılan çift merdivenli sofalı evler; merdivenleri sofanın cephesinden çıkan evlerdir


Kahramanmaraş sivil mimari örneklerinde merdiven korkulukları ahşaptan yapılmıştır Genellikle dolaplar, raflar işlemeli, kapılar çivisiz, sedir ağacından geçmeli olarak yapılmışlardır Taşıyıcı sistemler taştan veya ahşaptandır Taş duvarlar üzerine çoğu kez ahşap bir taban oturtulmuştur Bu arada taş sütun başlıkları üzerine de ahşap kolonlar yerleştirilmiştir Döşemeler, çatı çıkmaları ve sofalar ahşap konstrüksiyonludur Üst katlarda bağdadi şekilde korkuluk ve kemerler yapılmıştır Evlere uygulanan sıvalar pamuklu (kendirli) kireç kaymapı ve kum karışımıdır Ayrıca bağdadi sıva üzerine tutkal karıştırılarak çıta üzerine yapılmışlardır Bunlar hem içte hem de dışta kullanılmıştır

Günümüze gelebilen, Aktar Halil Efendinin Evi, Arıkanlar Evi, Yüzbaşı Şerif Evi, Çelebiler Evi, Aytemizler Evi, Remzi Çuhadır Evi, Kadıoğlu Evi, Müftünün Evi, Hacı Hakkı Dulkadiroğlu Evi, Kadıoğlu Konağı, Kocabaşlar Evi, Ekenler Evi, Zeloğlu Konağı, Deligönüller Evi, Büyükçaparlar Evi, Abdullah Aydemir Evi ve Cemil Çiftaslanın Evi geleneksel Kahramanmaraş evlerine verilecek tipik örneklerdir

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Türbe ve Mezarları

Alaüddevlenin Kızı ve Oğlunun Türbesi (Merkez)


Kahramanmaraş Kalesinin güneyindeki meydanda bulunan Taş Medresenin yanında Alaüddevlenin oğlu Mehmet Beyin ve bir kızının türbesi bulunmaktadır Türbe XIVyüzyılda medrese ile birlikte yapılmıştır

Türbe kesme taştan, kare planlı olup, içten kubbe ile örtülmüştür Türbe içerisinde Alaüddevlenin kızı ve oğlunun mezarları dışında altı mezar daha bulunmaktadır Bu mezarların kimlere ait olduğu bilinmemekle birlikte yakın tarihlerde buraya gömüldükleri sanılmaktadır

Sütçü İmam Türbesi (Merkez)


IDünya Savaşında, Kahramanmaraşın Fransızların işgali sırasında şehit edilen Sütçü İmamın türbesi 1936 yılında yapılmıştır

Türbe kireç taşından yuvarlak planda, üzeri kubbeli ve etrafı açık olarak yapılmıştır Kubbenin altında Sütçü İmamın dikdörtgen mezarı bulunmaktadır

Sütçü İmam Türbesi mimari yönden herhangi bir özellik taşımamasına rağmen, Kahramanmaraşın tarihi yönünden önemlidir Ayrıca şehir içerisinde Sütçü İmamın anısına bir de çeşme yapılmıştır

İklime Hatun Türbesi (Merkez)

Kahramanmaraş Kurtuluş Mahallesinde Alaüddevlenin kızı İklime Hatun adına 1549da yaptırılan mescidin yanında türbesi de bulunmaktadır

İklime Hatun Türbesi caminin son cemaat yerinin sağındadır Kareye yakın dikdörtgen planlı olan türbenin üzeri sivri kemerli trompların taşıdığı bir kubbe ile örtülmüştür Türbe kesme ve moloz taştan yapılmıştır Türbe içerisinde İklime Hatunun mezarı dışında bir mezar daha bulunmakta olup, bu mezarın kime ait olduğu bilinmemektedir

Himmet Baba Türbesi (Elbistan)


Kahramanmaraş Elbistan ilçesinde bulunan Himmet Baba Camisinin yanında Himmet Babanın türbesi bulunmaktadır Caminin yapım tarihi bilinmediği gibi türbe ile aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır Cami ve türbe, mimari üslubundan ötürü XIVyüzyıla tarihlendirilmektedir

Türbe kesme ve moloz taştan kare planlı olarak yapılmıştır Üzeri içten kubbe, dıştan da konik bir çatı ile örtülmüştür

Himmet Baba ile ilgili yörede bir de söylence bulunmaktadır Bu söylenceye göre; Selçuklular döneminde Elbistanın askeri valisi olan Himmet Baba, adaletli yönetiminden ötürü halk tarafından sevilen ve sayılan bir kişi idi Elbistana yapılan bir akın sırasında şehri korurken bir kılıç darbesi ile başı kopmuş, ancak Himmet Baba başını eline alarak savaşın sonuna kadar mücadelesini sürdürmüştür Bunu gören bir kadın “Şu yiğide bakın” deyince de olduğu yere düşmüş ve bir daha da kalkmamıştır Bundan sonra halk Himmet Babayı düştüğü yere gömmüştür Daha sonra da burada cami ve bir de türbesi yapılmıştır

Dulkadiroğulları Mezarı (Andırın)


Kahramanmaraş Andırın ilçesinin Çuhadarlı Köyünün 5 km kuzeyinde Gökçebel yaylasında bulunan dört mezarın Dulkadiroğullarına ait olduğu sanılmaktadır Tarihçi Besim Atalay bu mezarların yerini ilk kez bulmuştur

Günümüzde son derece harap olan bu mezarlardan bir tanesi yumuşak yöresel sarı taşlardan yapılmıştır Ancak, defineciler tarafından tahrip edilmiştir Bu mezarın bulunduğu yerde Alaüddevle Beyin öldürüldüğü söylenmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #12
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Mağaraları

Döngel Mağarası (Merkez)


Kahramanmaraşa 45 km uzaklıkta, Kayseri karayolu üzerinde bulunan Döngel Mağarası Prehistorik Çağlarda yerleşime sahne olmuştur Bu mağarada 1956-1960 yılları arasında araştırmalar yapılmıştır

Mağara içerisinden Döngel Çayı başta olmak üzere bir takım yer altı suları çıkmaktadır Bunlardan Döngel Çayı büyük bir çağlayan oluşturarak Döngel Çayına akmaktadır

Günümüzde bu mağaranın yanında Kahramanmaraş Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün İzcilik Kampı bulunmaktadır Aynı zamanda da çevresi mesire yeridir

Gümüşkaya Mağarası (Göksun)

Kahramanmaraş Göksun ilçesi Ericekte tarihi İpek Yolunun geçtiği yerde bulunan Gümüşkaya Mağarası Paleosen dönemde oluşmuştur Kireçtaşından oluşan mağarada 20-30 m uzunluğunda bir koridorun çevresinde sıralanmış dikitler ve sarkıtlar bulunmaktadır

Mağara içerisinde bir krater gölü bulunmaktadır Mağaranın tabanı mermeri andıracak şekilde kireçli olup, beyaz bir görünümdedir

Savruk Mağarası (Merkez)

Kahramanmaraşta Süleymanlı Ilıca, Beşen, Eleman Mezrası, Karamanlı ve Hacınınoğlu Köyü arasında bulunan Savruk Mağarası Paleosen dönemde oluşmuştur İçerisinde sarkıt ve dikitler bulunmaktadır

Mağaranın ön kısmında, 20-30 m altında Ceyhan Nehri geçmektedir Aynı zamanda burada bir de şelale bulunmaktadır Mağaranın çevresi yörenin mesire ve piknik alanıdır

Bulut Deliği Mağarası (Pazarcık)

Kahramanmaraş Pazarcık ilçesinin güneybatısında bulunan Bulut Deliği Mağarası Paleosen dönemde oluşmuş, daha sonra yaşlı kireçtaşları içerisinde gelişmiştir Mağara 114 m genişliğinde olup, 80 msi galeri niteliğindedir Jeolojik çağlarda gelişimini tamamlamış fosil mağaralar grubundandır

Mağara içerisinde sarkıt, dikit, sütun, damlataşları ve duvarlarında damlataşları bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #13
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Kapalı Çarşısı


Kahramanmaraş il merkezinde bulunan Kapalı Çarşının XVyüzyılda yapıldığı sanılmaktadır Kapalı Çarşı, Bedesten ile Bakırcılar çarşısı arasında iki ayrı bölümden meydana gelmiştir Çarşı koridor çevresinde sıralamış dükkanlardan meydana gelmiş, üzeri yuvarlak bir tonozla örtülmüştür Aydınlatma da üstteki tonozlara açılan pencerelerden sağlanmıştır Yapımında moloz ve kesme taş kullanılmıştır

Osmanlı kapalı çarşılarının en erken örneklerinden biri olup, ortasındaki dua kubbesi ile dikkati çekmektedir

Kapalı çarşının kuzeyinde 2300x2300 m ölçüsünde bedesten yer almakta olup, her iki yapı da birbirine bitişiktir Bedesten ortada bulunan dört payeye oturan tonozlu dokuz bölüm halindedir Kare planlı olan bedestene her cephede bulunan dört ayrı kapıdan girilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #14
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Hamamları

Kahramanmaraş su yönünden oldukça zengin oluşundan ötürü çok sayıda hamam yapılmıştır Şehirde sıcak su kaynaklarının çokluğu da “Girçık Hamamı” denilen küçük ölçüde yıkanma yerlerinin ön planda olmasına neden olmuştur

Çukur Hamam (Merkez)

Kahramanmaraş il merkezinde Kahramanmaraş Kalesinin eteğinde bulunan Çukur Hamamın kitabesi günümüze gelememiştir Bu bakımdan yapım tarihi ve kimin tarafından yaptırıldığı belli değildir Yakınındaki kale ile arlarında bir geçit olduğu söylenirse de bununla ilgili bir bulguya rastlanmamıştırEvliya Çelebinin de Seyahatnamesinde isminden söz ettiği bu hamamın mimari yapısı da bu bilgilere eklenince hamamın XVIyüzyılda yapıldığı ortaya çıkmaktadır

Klasik Osmanlı Hamam Mimari planında yapılan hamam soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuştur Yapımında moloz taş kullanılmış, hamamı oluşturan bölümlerin üzerleri, kasnaklı kubbelerle örtülmüştür

Tüfekçi Hamamı (Merkez)

Kahramanmaraşta il merkezinde, Çarşıbaşı semtinde Demirciler Çarşısında bulunan Tüfekçi Hamamının kitabesi bulunmadığından yaptıran ile yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır XVI-XVIIyüzyıllarda yapıldığı sanılan hamam moloz taştan yapılmıştır İki soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden oluşmaktadır Osmanlı mimarisi içerisinde iki soyunmalığı olan hamamlara ender rastlanmaktadır Bu hamamında üzeri kubbelerle kaplanmıştır

Acar Hamamı (Merkez)

Kahramanmaraşta kaleye çıkan yolun başında bulunan bu hamamı, Kanuni Sultan Süleyman kaleyi tamir ettirdiği yıllarda yaptırmıştır Hamam kale onarımında çalışan işçilerin yıkanması için yaptırılmıştır Hamamın üzerinde kitabesi bulunmamaktadır XVIyüzyıl yapısıdır

Hamam moloz taştan yapılmış olup soyunmalık, iliklik ve sıcaklık bölümlerinden oluşmuştur Bu bölümlerin üzeri pandantifli kubbelerin yardımıyla ayrı ayrı kubbelerle örülmüştür

Paşa Hamamı (Merkez)

Kahramanmaraşta Kurtuluş Mahallesinde bulunan Paşa Hamamı XVIIyüzyılda yapılmıştır Ancak terkedilmiş, uzun süre harap durumda kalmış ve büyük bir bölümü yıkılmıştır Yakın tarihlere kadar görülebilen kalıntılarından moloz taştan yapıldığı ve içerisinin mermer kaplı olduğu anlaşılmaktadır

Kahramanmaraşta bu hamamlar dışında XVIIIyüzyıla tarihlendirilen Uzunoluk Hamamı 1975 yılında özel bir kişinin mülkiyetinde olduğundan onun tarafından yıktırılmıştır Bu hamamların yanı sıra XIXyüzyılda yapılmış Kayabaşı semtindeki Çiçekli Hamam ve Divanlı Cami yakınlarında 1900 yılında yaptırılmış Divanlı Hamamı bulunuyordu

Alıntı Yaparak Cevapla

Karamanmaraş Genel Tanitimi

Eski 11-04-2012   #15
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Karamanmaraş Genel Tanitimi



Maraş Çeşmeleri

Kahramanmaraşta çeşmeler mahalle ve sokak aralarında bulunmaktadır Şehirde büyük ölçüde anıtsal bir çeşmeye rastlanmamaktadır Bunlardan bazıları da camilerin yanı başındadır

Galip Paşa Çeşmesi (Merkez)


Kahramanmaraşta Küçük Çavuşlu (Restebaiye) Camisi yanındaki Çocuk Parkında bulunan bu çeşmeyi Maraş Mutasarrıfı Galip Paşa l902 yılında yaptırmıştır

Kesme taştan olan çeşmenin ön cephesinde Karışık üslupta iki sütunun çevrelediği mermer bir ayna taşı önünde yalağı ve arkasında da su haznesi bulunmaktadır Çeşmenin yalak taşı yolun yükseltilmesi ve yeniden düzenlenmesi ile çukurda kalmıştır Ön cephedeki iki duvara yapışık sütunun üzerinde dışarıya çıkıntılı geniş bir konsol vardır Sütunların başlıkları sitilize edilmiş İon başlığı ile Mısır başlığı arasında karmaşık bir düzen göstermektedir Bu konsolun üzerinde kartuşlar içerisine kabartma olarak Galip Paşa'nın ismi ve çeşmenin yapım tarihi yazılmıştır
Galip Paşa Çeşmesi geç devir, XIXyüzyıl çeşmelerinin tipik bir örneğidir Mimari yönden fazla bir özellik taşımamaktadır

Kanlıdere Çeşmesi (Merkez)

Kahramanmaraş Kayabaşına çıkan cadde üzerinde bulunan bu çeşme, kitabesinden öğrenildiğine göre Mehmet Ağazade Salih Ağa tarafından 1906 yılında yaptırılmıştır

Kesme taştan dikdörtgen bir çerçeve içerisindeki çeşme ayna taşı, su haznesi ve yalaktan meydana gelmiştir

Şeyhhadil Çeşmesi (Merkez)


Kahramanmaraş, Şeyhhadil mahallesinde, İtfaiyenin karşısında bulunan bu çeşmeyi kitabesinden öğrenildiğine göre, Maraş Mutasarrıflarından İsmail Kemal Bey 1913- 1915 yılında yaptırmıştır

Çeşme 3x6 m ölçüsünde kesme köfeki taştan yapılmıştır Güney cephesinde ikiz yuvarlak kemerli iki niş açılmıştır Aynı zamanda burası kemer ayaklarından çıkan iki sütunla da daha hareketlendirilmiştir Böylece doğu ve batı cephelerindeki kemerlerle çeşme daha görkemli görünüm kazanmıştır Sütunların ve sütun başlıklarının üzeri dışarıya taşkın bir kornişle tamamlanmıştır

Uzunoluk Çeşmesi (Merkez)

Kahramanmaraş, Uzunolukta bulunan bu çeşme üzerindeki kitabesinden öğrenildiğine göre 1920 yılında yapılmıştır

Ayna taşı, yalaktan meydana gelen çeşme mimari yöndün bir özellik taşımamaktadır

Sütçü İmam Çeşmesi (Merkez)


Fransızların Kahramanmaraş'ı işgali sırasında bir Türk kadınına sarkıntılık eden Fransız askerini öldüren Sütçü İmam anısına 1936 yılında bu çeşme Belediye tarafından yaptırılmıştır
Çeşme mermerden olup, mimari bir özellik taşımamaktadır Bununla beraber, Sütçü İmam'ın anısını ve Kahramanmaraş'taki önemini yansıtmaktadır
Çeşmenin ön cephesinde Sütçü İmam'ın anısına yapıldığına dair bir kitabe, yanında da aynı zamanda abdest alma musluğu ve burada oturacaklar için de dikdörtgen L şeklinde bir kademesi bulunmaktadır

Maraş Su Kemeri

Kahramanmaraş Gazipaşa Mahallesinde bulunan bu su kemerinin yapımıyla ilgili iki iddia bulunmaktadır Bazılarına göre Alaüddevle, bazılarına göre de Kanuni Sultan Süleyman zamanında yapılmıştır Kemer Pınarbaşından gelen suyu Yürükselim su deposuna akıtıyormuş Ancak bu su deposu günümüze gelememiştir

Çok harap bir durumda kalıntıları günümüze gelebilen su kemerinin XVIyüzyılda Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapılmış olması olasıdır

Su kemeri vadi üzerinde tek ve geniş bir kemerle oturtulmuştur Uzunluğu yaklaşık 125 mdir Düzgün olmayan kesme taşlar ve moloz taşlardan yapılmıştır Taşlar, horasan harçla birbirlerine tutturulmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.