Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
düzceden, muazzam, yerler

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Genel Bilgi





Karadeniz Bölgesinde yer alan Düzcenin kuzeyinde Akçakoca, kuzeydoğusunda Yığılca, kuzeybatısında Çilimli ve Cumayeri, batısında Gümüşova ile güneydoğusunda Gölkaya ilçesi bulunmaktadırDüzce, Bolu ili topraklarının batı ve kuzeyinde, Sakarya ilinin doğusunda ve Zonguldak İlinin güneybatısında yer alır Kuzeyinde Karadeniz ile sınırdır Diğer illerle sınırlarını tabii sınırlar oluşturur Bu sınırlar kuzeybatıda Sakarya ile Melen Çayı, batı ve güneyde dağların üst kısımları oluşturur İli çeviren dağların ortasında Düzce Ovası yer alır Düzce Ovasını Büyük ve Küçük Melen çayları, Aksu ve Uğur Suyu sulamaktadır Efteni Gölünün (Melen) kuzeybatısından çıkan Büyük Melen Çayı kuzeyde Karadenize dökülür Babadağının eteklerinden kaynaklanarak batıya doğru akan Küçük Melen Çayı Efteni Gölünü besler Küçük Melenin üzerinde Hasanlar Barajı kurulmuştur Hasanlar Baraj Gölü de ilin en büyük gölüdür Deniz seviyesinden yüksekliği 160 m olan Düzcenin yüzölçümü 2593 km2 olup, toplam nüfusu 314266dır

Düzcenin jeolojik yapısı, I Jeolojik (paleozoik) zamanda oluşmuş arazi üzerinde II Jeolojik (Mezozoik) zamanda biriken tortulların III Jeolojik (Tersiyer) dönem başlarında, Alp - Himalaya kıvrımları oluşurken ortaya çıkmıştır Zamanın ortalarındaki aşınmadan sonra bütün halinde tekrar yükselmiştir Bu yükselme esnasında Kuzey Anadolu Fay Hattı oluşmuştur Bu hat Düzce ovasının güneyinden geçmektedir



İlin ekonomisi, tarım, hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır Düzce Ovasında çeşitli ürünler yetiştirilmektedir Belli başlı yetiştirilen ürünler; şeker pancarı, patates, buğday, mısır, soğan, fındık, elma ve armuttur Sanayi bitki ürünleri de son yıllarda artmıştır Eski yıllarda tarımın temelini oluşturan, kendine özgü kokusu olan ve nikotin oranının düşüklüğü ile ünlü Düzce tütünü önemlidir Hayvancılık ilde önemli bir yer tutmakta olup, büyükbaş hayvancılık, koyun, keçi ve özellikle kıvırcık koyunu yetiştirilmektedir

Düzcenin tarihi ile ilgili bilgiler veren kaynak Konuralptir Düzcenin 7 km kuzeyindeki Konuralpin kuruluşunun Helenistik Çağ öncesine dayandığı bilinmektedir Kieros, Bthynia Kralı IProusias yöreyi ele geçirdikten sonra Prousias adını almıştır Romalılar döneminde, bu isimle anılan diğer kentlerden ayırmak için adına ad Hypium eklenmiştir Prousias ad Hypium, Hypiosdaki Prousias demektir Hypios, o yöredeki Melen Suyunun İlkçağdaki adıdır Kentin IIyüzyılda geliştiği ve surlarının dışına kadar yayıldığı günümüze gelebilen kalıntılardan anlaşılmaktadır



Konuralp ve çevresinde Antik Dönemden kalma çok sayıda eser bulunmuştur Bunlar arasında bronzdan ve pişmiş topraktan kandiller, sikkeler, yüzük taşları, heykelcikler, ünlü Milo Venüsünün benzeri bir heykelcik sayılabilir Bu buluntuların en ilginçlerinden biri Tepecik yöresindeki mezarlıkta bulunan Iyüzyıla tarihlendirilen büyük mermer lahittir Buluntuların en önemlisi kentin koruyucu tanrıçası Tychenin IIyüzyıldan kalma 2,60 m boyundaki heykelidir Bunların yanı sıra, IIIyüzyıldan kalma mermer bir çocuk başı, Sophocles biçimi giyimli bir erkek heykeli sayılabilir Bu yapıtların bir bölümü İstanbul Arkeoloji Müzesinde, bir bölümü de Üskübü Müzesinde sergilenmektedir Konuralp MÖ 74 yılına kadar Bilecik, Bolu, Kocaeli ve Sakarya şehirlerini kaplayan bir alanda hakimiyet süren Bithynia Devletinin önemli şehirlerinden birisiydi Kısa bir süre Pontus istilasına uğrayan şehir, ardından Roma hakimiyetine geçmiştir



Osman Gazinin komutanlarından Konuralp Bey, Düzce ve çevresini 1321-1323te Bizans tekfurları ile yapmış oldukları savaşlar sonrasında Osmanlı topraklarına katmıştır XIVyüzyıldan sonra bölgeye Konuralp ili veya Konrapa denilmiştir Bolunun fethinden sonra da Düzce, Bolu sancağına bağlı bir nahiye olmuştur XVIyüzyılın ikinci yarısında Düzce, çevredeki köylerin Pazar yeri konumuna gelmiş ve buraya Düzce Pazarı denilmiştir

Ormanlık bir bölgede bulunuşundan ötürü, Osmanlı donanmasının kereste gereksinimi Düzceden sağlanmış, Anadolu ile İstanbulun ulaşım yolu üzerinde bulunuşundan dolayı önemi daha da artmıştır XVIII Ve XIXyüzyıllarda Kafkasyadan, Doğu Karadenizden, Doğu Anadoludan ve Rumeliden gelen göçmenler buraya yerleştirilmiş ve onlara ücretsiz toprak verilmiştir 1869 yılına kadar Düzce nahiye olarak Göynüke bağlıydı 1870 yılında kaza oldu ve Kastamonu vilayetinin Bolu Sancağına bağlandı 30 Ekim 1918de Mondros Mütarekesinin imzalanmasıyla Fransız askerleri komşu kazalara kadar çıkartma yapmışlardır Bu dönemde Bulgaristan göçmeni Nuri Bey, Düzce Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurmuştur



Milli Mücadeleye karşı 13 Nisan 1920de Düzcede başlayarak kısa sürede Bolu, Gerede, Mudurnu, Beypazarı ve Nallıhana yayılan Düzce Ayaklanması İstanbul Hükümetince yaptırılmıştır Ancak isyancılar Ankara yakınlarına kadar ilerlemişler, Kuvayi Milliye bütün güçleri ile isyana karşı koymuş, 26-27 Mayısta bu isyan bastırılmıştır Cumhuriyetin ilanından sonra Düzce Boluya bağlı ilçe konumuna getirilmiş, 1999 yılında da İl statüsüne getirilmiştir

Düzce 1944 Düzce Depremi, 1957 Abant Depremi, 1967 Adapazarı Depremi ve 17 Ağustos Körfez Depremlerinden büyük ölçüde etkilenmiştir 12 Kasım 1999 Düzce Depremi ise şehri yerle bir etmiştir Deprem yaralarının daha kolay ve hızlı sarılabilmesi amacıyla Bakanlar Kurulu kararınca Düzce “Türkiyenin 81 ili” olmuştur

İlde günümüze gelebilen eserler arasında; Prousias ad Hypium kentinden tiyatro, surlar, mozaik döşemeler, su kanalları, mermer köprü, su kemerleri, Bizans dönemi kilisesinin yerine yapılan Konuralp Camisi (1323), Konuralp Hamamı bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Gezgin Gözüyle

Tarihi Yerler- Konuralp Müzesi



18 Kasım 1994 tarihinde açılan, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin sergilendiği Konuralp Müzesinde, 3 teşhir salonu, 1 laboratuar, 2 depo, 1 konferans salonu, idari kısım ve hizmet odası mevcuttur Müzede 1831 arkeolojik, 456 etnoğrafik ve 3837 adet çeşitli devirlere ait sikke olmak üzere toplam 6124 eser yer alıyor Arkeoloji ve etnoğrafya salonlarında birbirine bağlı duvar vitrinleri yer alan müzenin arkeoloji salonunda 4 adet sikke vitrini bulunuyor
Antik Şehir: Prusias Ad Hypium (Konuralp)
Düzceye bağlı Konuralp beldesinde yer alan antik şehrin tarihi, milattan önce 3 yüzyıla kadar dayanıyor Konuralp ilk olarak tarih sahnesine Hypios adı ile çıkıyor Doğudan batıya uzanan, Küçük Melen ve Tabak Çayları yakınında, ovada son bulan bir tepenin üzerine kurulan kasabanın adı Hypiosdan sonra Kieros olarak anılmaya başlamış



Kierosun tarihi de tam olarak aydınlatılamamıştır Mariandynlere ve Herekleia Devletine karşı harekete geçen Bithynler, kralları 1 Prusias (MÖ283 - MÖ183)ın eliyle Sangariosun doğusundaki Kierosu zaptettiler Buraya Bithyn kolonisi yerleştirerek kısa zamanda eskisine göre daha bayındır hale getiren 1 Prusias, şehri bir çok abidelerle süsledi ve tahkim ettirdikten sonra adını da değiştirdi Böylece Kieros MÖ 2 yüzyıl sonlarında tarih sahnesinden çekildi Burası Kralın adına izafeten “Prusias” ismini aldı Bursa ve Gemlikdeki diğer Prusias şehirlerinden ayırt edilmek için bu yeni kente Prusias Pros Hypios, yani “Melen Kenarındaki Prusias” adı verildi Prusias Pros Hypios, MÖ 74 yılına kadar Bithyn hakimiyetinde yaşadı Kral, 4 Nikomedes, Philopater zamanında, siyasi çalkantılara maruz kaldı Büyük Pontus Kralı Mithridatesin diğer Bithynia şehirleri gibi Prusias Pros Hypiosu istila ederek Pontus hakimiyetine soktu Bithynia Kralı Nikomedes ise ölmeden önce krallığını Romalılara vasiyet yolu ile bıraktı MÖ 74den sonra, Roma hakimiyeti başladı Bu devrede Prusias Pros Hypios, Latin kültürünün tesiri altında kaldı Merkezi Nikomedia olan Bithynia Pontus eyaletinin şehri olarak ve “Prusias ad Hypium” adıyla yaşayışına devam etti Keşfedilen ve Fransız arkeologlardan Georges Perrotnun ilim alemine kazandırdığı bir kitabeden, Prusias ad Hypiumda on iki kabile ve her birinin iki başının olduğu anlaşılmaktadır Ekonomik hayatın Roma Çağı boyunca canlı olduğu, hemen hemen bütün devlet reislerine ait paralardan ve mimari eserlerden anlaşılmaktadır Şehrin sembolü olan Tanrıça Tyche heykeli ve bu gün Tabak Çayı yatağında toprakla kapanmaya yüz tutan Roma Köprüsü, 3 kemerli ve 10 metre boyundadır Prusias ad Hypiumun ilk çağlarına ait surlardan ise belirli bir iz kalmamıştır



Roma Devri, 395de sona ermiştir Özellikle, imparatorluğun her yerinde olduğu gibi Prusiasda da dini akımların mücadelesi görüldü Zira Hıristiyanlık önce gizli, sonra açıkça, eski ve Roma dini inançlarına meydan okuduğu gibi mağlup etmeyi de başarabilmişti Roma Devrinin sonlarına doğru, bilinmeyen sebeplerden dolayı İmparator 1 Teheodosius (378-395) 384 ve ya 385de Paphlogonia ve Bithynia Eyaletlerinden bazı şehirleri alarak, bunlarla oğlu Honoriusun adını verdiği Honorius Eyaletini kurmuştu Yeni düzenlemede Prusias ad Hypium da bu eyaletin sınırları içinde önemli bir şehir mevkiini koruyabilmişti 535 yılına doğru Prusias (Konuralp), Claudiopolisten sonra bölgede ikinci önemli şehir oldu Konuralpde bulunan Hac işaretli mezar mermerleri de bu devre ait arkeolojik kalıntılardandır 395de Büyük Theodosius öldü ve Roma İmparatorluğu resmen Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü Bu dönemde Prusias ad Hypium da Doğu Roma İmparatorluğu sınırlarında kaldı Düzce, Osman Gazinin beyliği sırasında Türk hakimiyetine katıldı Orhan Gazinin mahiyetinde Geyve, Alp Suyu, Karacebüş hisarlarını fetheden Konur Alp, Akçakoca ve Abdurrahman Gazi, Bizans devrinde Regio Tarsia adı verilen Akovaya akınlara başladı Konuralp, Bolu topraklarına karşı bir sefer düzenlemiş, Düzbazarı ele geçirdikten sonra da, şimdi yeri hala belirlenemeyen Uzunca-Belde Bizanslılarla iki gün vuruşmayarak beklemiş ve arkasından son darbeyi vurmuştur Osman Gazi, Düzce Pazarı (yani ovayı) ve Bizans Prusiasını, Konur Alpin yönetimine verdi 14 yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bu bölge Konur Alp ili ve kısaca “Konrapa” diye anılmıştır

Antik Tiyatro(40 Basamaklar):



Konuralpin etnik zenginliğini gösteren en önemli kalıntılarından biri de tiyatrosudur Halk arasında 40 Basamaklar olarak da bilinen antik tiyatro, MS birinci yüzyıla kadar yöreye hakim olan Prusias Krallığı döneminin sanatsal zenginliğini gösteren en canlı eserler arasındadır Adı her ne kadar 40 Basamaklar olarak anılsa da, tiyatro ilk zamanlarından bu güne, sahnesi yıkılmış, oturma kademeleri ise yarı yarıya yok olmuş bir eser olarak kalmıştır Tepenin üst kısmına yaslanmış olarak duran tiyatro, yarı daire şeklinde olup, iki ucu kesilmiş , oturma kademeleri yarı daireden daha kısa bir şekil almıştır Güneye bakan tiyatronun uzunluğu 100 metre, genişliği ise 74 metredir Beyaz, sağlam ve mahalli güzel kalkerli taşlardan yapılmıştır Üst kısmındaki oturma kademelerinin yarısı iyi korunabilmiş durumdadır Aslan pençeleri ile süslenmiş olan oturma kademelerini bölümlere ayıran yedi merdiven bulunuyor Sahne binası büyük dikdörtgen şeklinde olan tiyatronun, sağda ve solda bir koridora açılan kemerli geçitleri ile orkestranın bulunduğu kesime geçiliyor Kemerlerden yalnızca en sağdaki, yarı daire şeklinde ve örtülü olanı bugüne kadar ayakta kalmıştır Sahnenin önündeki üç büyük kemerli kapıdan ise bu gün yalnızca biri sağlam olarak duruyor Cephede korniş altında büyük harflerle yazılı Yunanca kitabeden ise küçük bir parçası bugüne kadar muhafaza edilebilmiştir Yaklaşık 2000 yıllık tiyatronun alanı içinde kalan yapıların istimlak edilmesi, Konuralp Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi ve aydınlatmasının yapılmasından sonra düzenlenen çeşitli etkinliklerle yeniden canlandırıldı Antik Tiyatro son yıllarda düzenlenen festival ve konserlere de ev sahipliği yapıyor

Mermer Köprü: Konuralpin batısından geçip, Efteni Gölüne dökülen Tabak Deresi üzerinde; Akçakoca yolu ile Çilimli yol ayrımındaki mermer köprünün bu gün yalnızca 10 metrelik üç kemeri görülebiliyor Beyaz mermer bloklardan ve hiç harç kullanılmadan yapılmış olması köprünün en büyük özelliği olarak tanımlanıyor Akçakoca Yolu Konuralp çıkışında bu gün kullanılmakta olan yeni köprünün arkasında kalan tarihi mermer köprünün, 50 yıl kadar önce, halen faaliyette olan yeni köprü yapılıncaya kadar kullanılmış olduğu biliniyor Ancak ne zaman ve nasıl yarısının yıkıldığı konusunda kesin bir bilgi yok Yarısı yıkılmış olmasına rağmen bu gün bile taş yapısı bozulmamış olan köprünün de MS birinci yüzyıla ait olduğu sanılıyor Kısa bir süre öncesine kadar çevresindeki evlerin bahçesinde kaybolan köprünün yoldan ancak bir bölümü fark edilebiliyordu Akçakoca yolu üzerinde sürdürülen yol genişletme çalışmaları kapsamında dere üzerine yapımına başlanan ikinci köprünün kazıları sırasında tarihi mermer köprü de çevresi açılarak gözler önüne çıkartıldı

Mozaikler: İlk olarak 1959 yılında Konuralp şehir merkezinin güneyinde, Akçakoca yolu kenarında Eski Roma Yolu olduğu tahmin edilen kanal mevkiinde tesadüfen iki büyük ve önemli mozaik bulunmuştur Daha sonra bu mozaiklerin bulunduğu alanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri adına kazı yapılmıştır Mozaikler o tarihte yeterli ödeneğin olmaması nedeni ile çıkartılamamış ve üzeri yeniden kapatılmış 1997 yılında Konuralp Turizm Tanıtma Derneği tarafından başlatılan girişimler sonucunda Kültür Bakanlığından izin alınarak Bolu Müze Müdürlüğünün gözetiminde mozaik için yeniden kazı başlatıldı 1959 yılında bulunan ve üzeri kumla kapatılan mozaikler ortaya çıkarıldı 40 metrekarelik mozaik zeminde lir çalan Orpeus, çevresinde hayvanlar ve dört köşesinde dört mevsim tasvirli kadın başı figürleri bulunuyor Diğer mozaikte ise Achilleus ve annesi Thetisle ilgili ve bir sahne resmedilmiştir Mozaik zeminin MS 1 yüzyılda Roma Devrinde yaşayan zengin bir Romalının evinin salonuna ait zemin döşemesi olabileceği tahmin ediliyor

Surlar: Roma çağına ait olan kale duvarlarından hiç bir kalıntı görülmüyor Ancak, MS 253-268 yıllarında İmparator Gallienus zamanına ait sikkede, Prusias-ad-Hypiumun iki kuleli şehir kapısının tasviri görülmekte Bizans çağı surlarının 200 metrelik bir kısmı ise hala ayakta Bu surlar, Akçakoca Yolu kenarında, Antik köprünün bulunduğu yerin tam karşısından başlayarak Hamam Sokağına kadar devam ediyor Evlerin bahçelerinde kalan surların bir kısmı bugün kimi yerde evlerin temelini kimi yerde de bahçe duvarlarını oluşturuyor Yine şehir merkezinin güneyinde; Düzceden gelen ana caddenin sağında Antik tiyatroya uzanan dar bir yol üzerinde bulunan ve “Atlı Kapı” adı ile anılan bir kapı bulunuyor Sokağa da adını veren Atlı Kapının ikinci defa kullanılmış olan mahal taştan büyük bir lentosu bulunuyor Üzerinde at tasviri ve Yunanca bir kitabe bulunan taşın, bir Prusias vatandaşı tarafından annesine mezar kitabesi olarak yapıldığı sanılıyor Surlar buradan itibaren bir süre daha güneydoğu istikametine doğru devam ediyor ve kare şeklinde bir kule ile son buluyor Kale duvarları, bir biri üzerine konan kitabeli sunaklar, kaideler, tiyatroya ait oturma kademeleri ve büyük bloklarla yapılmış Bizans dönemine ait olan surların büyük bir kısmı yarı yarıya toprak altında kalmış Toprak üstünde bulunanlar ise ya evlere temel taşı olarak ya da bahçe duvarı gibi çeşitli amaçlarla kullanılıyor Diğer tarafta şehrin yüksek kısmında, akropolde, Osmanlı dönemine ait surlar bulunuyor Bu surların bulunduğu çevrede yörenin meşhur ağası Topçuoğlu Ailesinin konağının bulunduğu belirtiliyor

Su Kemerleri :Şehrin eski su tesisatından kalma 11 tane istinat ayağı, akropol tepesi ile Kemer Kasım Köyü yolu üzerindeki tepeler üzerinde sağlam olarak duruyor Üzerinden geçen su kanallarını taşıdığı sanılan su tesisatı moloz taş ile yapılmış Tesisat kimi kaynaklara göre Osmanlılar dönemine, kimi kaynaklara göre ise daha eski dönemlere ait olarak belirtiliyor Su tesisatının 500 metre kadar doğusunda, Çan Kule denilen yerde kitabeli bir lahit ile mozaik döşeme kalıntıları ve kilise olması muhtemel bir harabe mevcut

Tyche Heykeli : 1931 yılında bulunan ve halen İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenen; 260 metre yükseklikteki heykel Bereket Tanrıçası Tycheyi tasvir etmektedir MÖ 4 yüzyıldaki heykeltıraşlık mekteplerinin tesiri altında, MS 2 yüzyılda yapılmış olan bu büyük heykelle birlikte bir de, üzerinden 10 satırlık kitabesi bulunan heykel kaidesi ortaya çıkarılmıştır Şehrin sembolü olan Tanrıça Tychenin sol eli çeşitli meyve ve toprak ürünlerinden meydana gelen bir bereket boynuzu tutmakta Aynı kolu üstünde ise elinde üzüm salkımı ile bir çocuk bulunmakta ve başında da bir taç bulunmaktadır





Antoninus Pius Büstü : 1991 yılında, Konuralpin güneyindeki bir tarlada Roma İmparatoru Antonıus Piusun (MS 138-161) büstü bulunmuştur Büst Konuralp Müzesinde sergilenmektedir

Heykeller : Konuralpden çıkarılıp 1901de İstanbul müzesine alınan diğer heykeller de Lateran Müzesindeki Sophocles tipi, kumaş katları sade giyimli bir erkek heykeli ile Helenistik bir tipin Roma Çağında (MS 2 yüzyıl) yapılmış bir kopyası olan oturan mermer kadın heykelidir 1949 yılında Konuralpin Sarafiye mevkiinde bulunan ve MS 3 yüzyıla ait Mermer Çocuk heykeli de yine İstanbul Müzesine gönderilen eserler arasında Milo Venüsü tipinde Venüs heykelciği, mermerden yapılmış ve sandalını çözen Afrodit Heykeli, MS ikinci yüzyıla ait çok sayıda küçük plasto başlığı, duvarlar önünde; zırhında çelenk tutan iki zafer ilahesi ile süslü olan bir Roma imparatorunun zırhlı heykelinin parçaları da bölgeden çıkan önemli eserler arasındadır





Lahit : Konuralpin batısındaki Tepecik Nekrapolünde 1937 yılında bulunmuştur Eser, Konuralp Müzesi bahçesinde sergilenmektedir Mermerden yapılan bu eser 120 metre yükseklik, 122 metre genişlik ve 247 metre uzunluğa sahiptir Lahitin tüm yüzeyinde kabartma boğa başlarıyla birbirlerine bağlanan girlandlar içinde rozet ve insan başları işlenmiştir Ön yüzde, içinde kitabesi olmayan bir tabula ansata ile altta aslan, kartal, yaban domuzu ve balıkçıl kuşu tasvirleri bulunmaktadır Lahit MÖ 1 yüzyıla tarihlendirilmektedir

Mezar Stelleri ve Heykel Kaideleriİ : Genellikle dikdörtgen prizma şeklinde ve altı üstü profilli olan bu eserler; üzerinde yer alan kitabeleri ile antik Konuralp hakkında önemli bilgiler vermektedir Şehirde çok sayıda ele geçen mezar steli ve heykel kaideleri Konuralp Müzesi bahçesinde sergilenmektedir

Konuralp Hamamı : Konuralp Beldesinde bulunan Hamamın dışında her hangi bir kitabe olmaması nedeni ile hangi döneme ait olduğuna dair kesin bir bilgi yoktur Ancak, şehrin Fatihi Konur Alp tarafından tesis edildiği rivayetler arasındadır Güney dış duvarı büyük mermer antik bloklarla yapılmış olan bina şehrin en eski Türk yapısıdır

Konuralp Camii : Düzceye bağlı Konuralp Beldesinde bulunan Konuralp camii 14 yyda yapıldığı ve yüz yıl kadar önce Dilaver Ağa isimli bir şahıs tarafından onarılarak bugüne kadar korunabilmiştir Caminin eski bir kilisenin yerine yapıldığı, altından çıkan kiliseye ait olduğu sanılan mermer taban döşemelerinin kaldırılarak müzede koruma altına alındığı edinilen bilgiler arasındadır

Tatil Şehri Akçakoca



Düzcenin kuzeyinde ve Karadeniz kıyısında yer alan şirin ilçesi Akçakoca, bir tatil ve turizm cennetidir Karadeniz sahilinde doğal yapısı ile dikkat çekin bu ilçe yaz ayları boyunca özellikle çevre ilçelerde yaşayanların ve bir çok turistin uğrak yeridir Pırıl pırıl denizi ve yalnızca Akçakocaya özel ince, kara kumu gerçekten övgüye değerdir Bu sahil şehrinde çok sayıda kaliteli otel, pansiyon, kamping ve restorantlar turizme hizmet vermektedir





Akçakoca: Ceneviz Kalesi ve Plajı : Akçakocanın 25 km batısında, fındık bahçeleri ve ormanın eteğindeki tarihi kalenin doğu ve batısında eşsiz bir kumsalı olan iki koy arasında yer almaktadır Kalenin surları moloz taşlarla ve kiremit kullanılarak yapılmıştır Kalenin yarım yuvarlak çıkıntıları ve kara tarafında yüksek bir kulesi vardır Kale Cenevizliler tarafından inşa edilmiş olup, Cenevizliler, Bizans ve Osmanlılar tarafından kullanılmıştır Kale avlusu içinde 5,30 metre ölçülerinde bir de sarnıç vardır Kale içinde Akçakoca Belediyesince işletilen bir piknik alanı ve plaj mevcuttur Akçakoca ve çevresinin önde gelen dinlenme ve eğlenme yeri olan Kale, yaz aylarında insanlarla dolup taşmaktadır





Melenağzı Köyü ve Plajı : Akçakocanın 13 km batısında bulunan bu Melenağzı Köyünde balıkçılık hayli önemlidir Köy içinden geçerek Karadenize dökülen Melen Çayı, balıkçı teknelerinin barındığı doğal bir liman görünümündedir Irmak boyunca teknelerle gezi imkanı vardır Sahil boyunca geniş plajlar, kır kahveleri, gazinolar ve kamping alanları bulunmaktadır

Karaburun Köyü ve Plajı : Akçakoca ilçesine 10 km uzaklıktadır Yeşil ile mavinin içiçe geçtiği Karaburun Plajı, doğal kumsalı, şirin ev ve pansiyonları, kır kahveleri, lokanta ve gazinolarıyla yaz aylarının en önde gelen dinlenme ve eğlenme yerlerindendir

Edilli Ağzı Plajı : Ormanla denizin adeta kucaklaştığı bu alanda geniş ve doğal plajlar, özellikle sakin yer arayanlar için ideal bir ortamdır

Çayağzı Kumpınar ve Akkaya Köyü : Karadeniz Ereğli yolu üzerinde, Akçakoca merkezinin 7 km doğusunda başlayan ve sahl boyunca uzanan geniş doğal plajları büyük rağbet gören bu yörede, ormanlar arasında akan derelerde balıkçılık yapılabiliyor Orman içi piknik ve yürüyüş alanları bulunan bölge kuş avcılığı için de uygundur

ŞELALELER





Güzeldere Şelalesi : Düzcenin Gölyaka ilçesinin sınırları içerisinde Düzceye 28, Gölyakaya ise 16 km mesafedeki Gölyaka Güzeldere Köyündedir ve rakımı 630 metredir Güzeldere Köyü7nden geçen Bıçkı Deresi üzerinde bulunan Güzeldere Şelalesi 135 m yüksekliktedir ve estetik yönden yörede ayrıcalıklı bir konuma sahiptir Güzeldere Şelalesi Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “Orman İçi Dinlenme Yeri” olarak tescil edilmiştir Elmacık Dağı (1700 m)na uzanan bu şelale ve çevresi orman yapısı ile de dikkat çekmektedir Şelalenin bulunduğu alanda, Kayın, Gürgen, Köknar, Porsuk, Sarıçam, Karaçam, Kestane, Ihlamur, Akçaağaç, Dişbudak, Ceviz, Orman Kavağı, Orman Söğüdü, Orman Gülü, Kara Yemiş, Papaz Külahı ağaçları; Böğürtlen, Üvez, Alıç, Taflan, Kantaron Otu, Kardelen, Arap Sümbülü, Siklamen, Menekşe, Düğün, Eğrelti, Fiğ, Burçak gibi bitkiler de görülmektedir Yaban hayatı yönünden de bu bölge zengindir Boz Ayı, Kurt, Tilki, Çakal, Vaşak, Karaca, Geyik, Yaban Domuzu, Sansar, Karatavuk ve Ağaçkakan gibi hayvanlar da bu bölgede görülmektedir





Samandere Şelalesi (Tabiat Anıtı) : Düzce'nin güneydoğusunda, il merkezine 26 km mesafede yer alan Samandere Şelalesi, Samandere Köyü sınırları içinde bulunmaktadır Bulunduğu köye adını veren, tabiat olaylarının meydana getirdiği özellikler ile oluşan Samandere Şelalesi, doğal oluşum özellikleri ile Milli Parkar Kanunu gereğince, Orman Bakanlığınca “Tabiat Anıtı” olarak tescil edilmiştir Samandere Şelalesinin de bulunduğu 500 metrelik dere boyunca, anıt ağaçlar, 3 adet şelale ve 1 de Cadı Kazanı adı verilen derin bölüm bulunmaktadır Samandere Şelalesinde, büyük ağaçların arasından şiddetle akan sular, beyaz köpükler halinde dökülerek “Cadı Kazanı” içinde, derin kayalıkların arasında adeta kaynamaktadır Şelalenin arkasındaki kayanın içinde, doğal olarak oluşan mağara ile bir ara kaybolan sular biraz ilerden tekrar ortaya çıkarak akışını sürdürüyor Biranda insanın içine ürperti ile birlikte ferahlık veren suyun şiddetli akışında şekillenen kayalarıyla da Samandere Şelalesi, görülmeye değer güzelliklere sahiptir

Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri : Akçakoca ilçesine bağlı Aktaş ve Sarıyayla Köyleri sınırları içinde bulunan şelalelerin çevresi, piknik ve yürüyüş yapmak için ideal ortamlar sunmaktadır

GÖLLER





Efteni Gölü Kuş Cenneti : Efteni Gölü 100 metre yükseklikte, Düzce ile Gölyakanın sınırları içinde kalmaktadır Düzcenin 14 km güney batısında, Elmacık Dağı silsilesinin eteğinde Asar, Uğur, Küçük Melen sularının ve yan derelerin oluşturmuş olduğu tatlı su gölüdür Ana çıkış noktası, Büyük Melen nehrini oluşturur Efteni Gölü, göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan önemli ve ender merkezlerden biridir Göl, 1992 yılından Orman Bakanlığı Milli Parlak Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “koruma” statüsüne alınmıştır Efteni Gölünde avlanmak yasaktır Son zamanlarda kuruma tehlikesi geçiren Efteni Gölüne, su kaynakları tekrar verilmektedir Ancak yine de göl, eski yatağına kavuşamamıştır Bunun nedeni ise geçmiş yıllarda tarımsal alan açmak için yoğun bir şekilde yapılan kurutma çalışmalarıdır Yaklaşık 150 çeşit su kuşu türüne ev sahipliği yapan gölde, Kuğu, Karabatak, Flamingo, Su Tavuğu, Boz Kaz, Yeşilbaş Ördek, Sakar Meke, Sumru, Kız Kuşu, Çulluk, Balık Kartalı, Balıkçıl, Yılan Boyun, Angıt ilk göze çarpan kuş türleridir Göl ve çevresi üzerinde gerek geçici ve gerekse kalıcı kuş varlığıyla gelecek nesillere aktarılması amacıyla 580 hektarlık kısmı Orman bakanlığınca “Düzce Efteni Gölü Su kuşları Koruma ve Üretme Sahası” olarak tesis edilmiş ve koruma altına alınmıştır Efteni Gölü çevresinde Gölün izlenebilmesi için Kuş Seyir Terasları ile ziyaretçilerin bilgi alabileceği bir de tanıtım merkezi bulunuyor Efteni Gölü kuş türlerinin yanısıra bünyesinde ender bitki türlerini de barındırmaktadır Gölün içinde; Nilüfer, Süsen, Düğün Çiçekleri, Kamış, Nane, Su Mercimeği bitkileri kenarlarında ise; Söğüt, Dişbudak, Kızılağaç, Çınar gibi sucul karakterli ağaçlar ilk göze çarpan bitkilerdir Türkiyenin 2 Kuş Cenneti olan Efteni Gölü, kuşlar ve bitkiler için doğal bir habitat alanıdır

Kurugöl (Sülün Yetiştirme Sahası) : Düzcenin Üçköprü Köyüne 35 km uzaklıkta bulunan Kurugöl ve çevresi, Orman Bakanlığınca, Sülün yetiştirme ve yerleştirme alanı olarak belirlenmiştir Bu amaçla bölgeye sülün salınmıştır Nesli tükenmekte olan sülünlerin, doğal ortamı içinde çoğalmasını sağlamak için yörede av yasağı uygulanmaktadır Eskiden yöreye adını veren göl, çevredeki su kaynakları toplanarak yeniden canlandırıldı Düzce ve Kaynaşlı'ya hakim bir yükseklikte bulunan Kurugöl, yeni yetişen Çam, Köknar vb ağaçlardan oluşan ormanlık saha içinde güzel bir manzaraya sahiptir Kurugöl, günübirlik gezi ve piknik alanı olarak değerlendiriliyor





Hasanlar Baraj Gölü : Hasanlar Baraj Gölü, Yığılca ilçesinin ulaşım yolu üzerinde bulunmakta ve sulama ve enerji üretimi amaçlı olarak kullanılmaktadır Göl çevresi piknik yapmak için ideal bir yapıya sahiptir Olta balıkçılığı yapılan göl geçen yıl ilk kez düzenlenen ve geleneksel hale getirilmesi planlanan “Yelken Şenliklei” ile de adını duyurmuştur

KAPLICALAR

Derdin Kaplıcası : Düzcenin 17 km güneyinde, 400 metre rakımlı, etrafı ormanlık alanla çevrili Derdin (Dolay) Kaplıcası çevresine şifa dağıtmaktadır Kaplıcadaki su, duru, renksiz ve kokusuzdur 2 lt/s debideki suyun sıcaklığı ise 42 derecedir Derdin Kaplıcası özellikle mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, böbrek, şeker ve ayrıca deri hastalıkları için oldukça şifalıdır Derdin Kaplıcasında konaklama amacıyla 15 odalı küçük bir otel de bulunmaktadır

Efteni Kaplıcası : Efteni Kaplıcası, Düzce-Gölyaka batı yolu üzerinde, Düzcenin 18 km batısında, Efteni Gölünün kenarındadır Değişik sıcaklıklarda üç havuzu bulunan Efteni Kaplıcasında konaklama evi ve pansiyonlarda bulunmaktadır Kaplıcadaki suyun debisi 2lt/s, sıcaklığı ise 42 derecedir Efteni Kaplıcası romatizmal hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalığı tedavi edici niteliktedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Cami ve Mescitleri

Konuralp Camisi (Merkez)

Düzce ilçe merkezinde olmasından ötürü Merkez Camisi de denilen Konuralp Camisi XIVyüzyılda yapılmış, fakat zamanla yapılan onarımlar nedeniyle özelliğinden uzaklaşmıştır
Bu cami, Osmanlı devletinin kuruluş yıllarında Osman Gazinin komutanlarından Konuralp adına yaptırılmıştır XIXyüzyılda Dilaver Ağa tarafından yapılan onarım sırasında cami özgün biçimini yitirmiştir

Bu caminin altında eski bir kilisenin olduğu sanılmaktadır Bu kiliseye ait olan mermer taban döşemeleri müzede koruma altına alınmıştır

Cami dikdörtgen planlı olup, duvarları moloz taştan yapılmış ve yer yer de ağaç hatıllarla takviye edilmiştir Caminin doğu ve batısında bulunan ve dışarıya taşan payandalarla duvarları desteklenmiştir İbadet mekanının içerisinde iki sıra halinde üçer direk iç mekanı üç sahna ayırmıştır İbadet mekanı iki sıra halindeki pencerelerle aydınlatılmıştır Pencerelerde lokmalı demir şebekelere benzeyen orijinal ağaç şebekeler bulunmakta olup, bunların bazıları orijinaldir Dışarıya çıkıntısı olmayan basit bir mihrabı bulunmaktadır Bunlar dikdörtgen ve ağaç sövelidir İbadet mekanının üzeri tavan ve ahşap çatı ile örtülüdür Caminin yanındaki kare kaide üzerinde yuvarlak gövdeli, tek şerefeli minaresi sonradan eklenmiştir
Caminin yanında Konuralp'in türbesi bulunmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Türbeleri

Konuralp Türbesi (Merkez)

Konuralp Camisinin yanında bulunan türbe Düzce yöresini Bizanslılardan 1323te alan Osman Gazinin komutanlarından Konuralpe aittir

Türbenin mimari yönden herhangi bir özelliği bulunmamaktadır Kare planlı, moloz taştan yapılmış basit bir yapıdır Türbe içerisinde üç mezar vardır Bu mezarlardan birisinin Konuralpin yakınlarından Ali Hamzaya aittir

Çoban Dede Türbesi (Çilimli)

Düzce, Çilimli ilçesine bağlı Karaköyde Kastamonulu Şeyh Şaban-ı Velinin müritlerinden Şeyh Çoban dedenin türbesi bulunmaktadır XVIyüzyılda buraya yerleştiği sanılan Çoban Dedenin türbesi basit bir yapı olup, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır

Şeyh Aliyyül Müslihiddin Türbesi (Çilimli)

Düzce, Çilimli ilçesine bağlı Karaköyde Kastamonulu Şeyh Şaban-ı Velinin müritlerinden Şeyh Aliyyül Mislihiddinin türbesi bulunmaktadır XVIyüzyılda buraya yerleştiği sanılan Şeyh Aliyyül Müslihiddinin türbesi basit bir yapı olup, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır

Yabalı Hasan Dede Türbesi (Çilimli)

Düzce, Çilimli ilçesine bağlı Karaköyde Kastamonulu Şeyh Şaban-ı Velinin müritlerinden yabalı Hasan dedenin türbesi bulunmaktadır XVIyüzyılda buraya yerleştiği sanılan Yabalı Hasan Dedenin türbesi basit bir yapı olup, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır

Ahmet dede Türbesi (Cumayeri)

Düzce, Cumayeri ilçesinin 3 km güneydoğusunda, Arabacı Köy yolu üzerinde Ahmet dedenin türbesi bulunmaktadır Kaynaklarda Ahmet Dede ile ilgili bir bilgiye rastlanmamıştır
Türbe basit bir yapı olup, mimari herhangi bir özelliği bulunmamaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #5
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Hamamları

Konuralp Hamamı (Merkez)

Düzce merkezindeki Konuralp Camisinin yakınında küçük bir hamamdır Bu hamamın ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığını gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır Kaynaklarda da bu konuda bir bilgiye rastlanmamaktadır Hamamın Konuralp tarafından şehir yeni baştan düzenlenirken yaptırıldığı söylenmektedir

Düzcenin en eski yapılarından biri olan bu hamamın güney dış duvarı antik yapılardan alınmış mermer bloklarla örülmüştür Bunun dışında hamam moloz taşlarla yapılmıştır Dikdörtgen planlı olup, girişin sağ ve solunda iki hücre, soğukluk ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir Sıcaklık ve soyunmalık arasındaki haçvari büyük paye iki bölümü birbirinden ayırdığı gibi meydana gelen kare planlı alan dört kubbe ile örtülmüştür Hamamın üzeri çatı ile kaplı olup, sıcaklık kısmının bulunduğu mekanın üzeri çatı ile kaplıdır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #6
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Konuralp Müzesi



Konuralp Müzesi çevrede bulunan Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerin toplanması ile oluşturulmuştur Müzede eserler iki ayrı seksiyon halinde, üç salonda sergilenmiştir

Müzenin arkeoloji bölümündeki eserlerin bazıları Bolu Müzesinden buraya getirilmiştir Prehistorik çağlardan başlayarak Bizans dönemi sonuna kadar tarihlenen günlük kullanım kapları, süs eşyaları, sikkeler, figürinler bulunmaktadır Ayrıca Roma ve Bizans dönemine ait çeşitli boyda heykeller, heykel kaideleri, Roma İmparatoru Antonius Piusun (MS138-161) 1991 yılında Konuralpin güneyindeki bir tarlada bulunan büstü, ostotekler, mimari elemanlar bu bölümü tamamlamaktadır Müzede bulunan mezar stelleri antik Konuralp hakkında bilgiler vermektedir

Müzenin etnoğrafik bölümünde XIXyüzyıldan itibaren günümüze kadar gelen Bolu yöresinde kullanılmış aletler, ateşli ve kesici silahlar, günlük kullanım eşyaları, halı, kilim ve düz yaygılar, hamam takımları, el işleri ile giysiler sergilenmektedir

Müzenin bahçesinde ise Konuralp Tepecik Nekropolünde 1937 yılında bulunmuş, MÖIyüzyıla tarihlendirilen girlandlı bir lahit, Konuralpte bulunmuş kitabeler, sütunlar, sütun başlıkları ve mimari eserler sergilenmiştir

Konuralp yöresinde ele geçen bir takım eserler İstanbul Arkeoloji Müzelerinde sergilenmektedir Bunların başında 1931 yılında bulunmuş bereket tanrıçası Tyche heykeli, Roma dönemine ait (MSIIyüzyıl) oturan kadın heykeli, Konuralpin Sarafiye Mevkiinde bulunan ve MSIIIyüzyıla tarihlendirilen mermer çocuk heykeli gelmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #7
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Köprüleri

Konuralp (Üskübü) Köprüsü (Akçakoca)

Konuralpin Efteni Gölüne dökülen Tabak deresi üzerinde bulunan köprünün kitabesi bulunmamaktadır Bu nedenle de ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir Büyük mermer bloklardan harç kullanılmadan yapılmış olan 10 m uzunluğunda, 3 gözden meydana gelen köprü MSIyüzyıla ait Roma eseridir

Bu köprü günümüzden yaklaşık 50 yıl öncesine kadar kullanılıyordu Bugün bu köprünün yanında ulaşım için yeni bir köprü yapılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #8
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Sur ve Kaleleri

Düzce surları Bizans döneminde yapılmıştır Bunlar Akçakoca yolu kenarından, antik köprünün bulunduğu yerden başlayarak ilçedeki Hamam Sokağına kadar uzanmaktadır Günümüzde evlerin bahçelerinde kalan surların kalıntıları zaman zaman yeni yapılanmada, temellerde ve bahçe duvarlarında kullanılmıştır Düzce ile antik tiyatro arasındaki yol üzerinde surlara ait Atlı Kapı denilen bir kapının kalıntıları görülmektedir Bu kapı ve lentosu üzerinde at tasvirleri ile Grekçe bir kitabe bulunmaktadır

MS253-268 yıllarında İmparator Gallienus zamanında basılmış sikkelerde bu şehir surlarına ait iki kuleli sur kapısının resmi görülmektedir Roma döneminde yapılmış olan kaleden günümüze herhangi bir kalıntı gelememiştir

Yörede yeterli bir arkeolojik kazı yapıldığında surlara ve kaleye ait kalıntıların ortaya çıkması da olası dahilindedir

Ceneviz Kalesi (Akçakoca)



Düzce, Akçakoca ilçesinin 2,5 km batısında ormanlık alandaki kalenin Cenevizliler dönemine ait olduğu kaynaklarda geçerse de bu kalenin Bizans döneminde yapıldığı iddia edilmektedir Bu kale XIIIyüzyılda Haçlı Seferleri sırasında Cenevizlilerin hakimiyetine geçmiştir Bu dönemde kalenin surları daha kuvvetlendirilmiştir

Kale denizden 100 m yükseklikte bir falez üzerine yapılmıştır Kalenin yarım yuvarlak çıkıntıları, yüksek bir kulesi bulunmaktadır Sur duvarları moloz taş ve tuğladan yapılmıştır Osmanlılar tarafından karakol kalesi olarak kullanılmıştır Kalenin iç avlusunda 530x530 m ölçüsünde bir su sarnıcı bulunmaktadır Kalenin doğusunda ve batısında iki koy bulunmaktadır

Günümüzde kale Akçakoca Belediyesi tarafından plaj ve piknik alanı olarak işletilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #9
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Su Yolları ve Kemerleri



Düzce Akropol Tepesi ile Kemer Kasım Köyü yolu üzerindeki sırtlar arasında su yollarına ait kemerler bulunmaktadır
Moloz ve yontma taştan yapılmış olan su kemerlerinin ayaklarından 11 tanesi günümüze kadar gelebilmiştir Bu su yolları Osmanlı döneminde de kullanılmıştır Su yollarının ayakları yuvarlak kemerlerle birbirlerine bağlanmıştır Bu kemerlerin üzerinde tuğladan su künkleri bulunmaktadır Bazı kaynaklarda da Osmanlı döneminde bu künklerin ahşaptan yapıldığı yazılıdır Ancak bunlardan herhangi bir iz günümüze gelememiştir
Günümüzde bu kemerlerin ayakta kalabilenleri çevredeki tarlalar ve bahçeler arasındadır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #10
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Kaplıca ve İçmeleri

Efteni Kaplıcası (Merkez)

Düzcenin 18 km batısında, Düzce-Gölyaka yolu üzerinde, Efteni Gölünün kenarında Efteni Kaplıcası bulunmaktadır Denizden yüksekliği 118 m olan Efteni Gölünün çevresinde kaplıcanın tesisleri bulunmaktadır

Kaplıcanın suyunun sıcaklığı 42 C Olup, özellikle romatizma başta olmak üzere bir çok hastalığa iyi gelmektedir

Derdin Kaplıcası (Merkez)

Düzcenin 17 km güneyinde ormanlık alanlarla çevrili 400 m yüksekliğindeki bir tepe üzerinde Derdin kaplıcası bulunmaktadır Bu kaplıcanın suyunun sıcaklığı 42 Cdir Özellikle mide, bağırsak, safra kesesi, karaciğer, böbrek, şeker ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir

Derdin İçmeleri (Merkez)

Düzcenin 15 km uzağında Derdin İçmeleri bulunmaktadır Bu içmelerin de bir çok hastalığa iyi geldiğine inanılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

Düzce'den Muazzam Yerler

Eski 11-04-2012   #11
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Düzce'den Muazzam Yerler



Düzce Doğal Güzellikleri

Fakıllı Mağarası (Akçakoca)

Düzce, Akçakoca ilçesinin 8 km güneydoğusunda Fakıllı Köyünde bulunan mağaraya 15 m uzunluğunda ve 1 m yüksekliğindeki bir girişten sonra ulaşılmaktadır Mağara içerisinde çeşitli yönlere doğru giden yollar bulunmaktadır İçerisi sarkıt ve dikitlerle kaplıdır

Güzeldere Şelalesi (Gölyaka)



Düzcenin Gölyaka ilçesinde bulunan Güzeldere Şelalesi Düzceye 28, Gölyakaya da 16 km uzaklıktadır Güzeldere Köyünde Bıçkı Deresi üzerinde bulunan bu şelale 135 m yüksekliğindedir Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Koruma Genel Müdürlüğü tarafından “Orman İçi Dinlenme Yeri” olarak tescil edilmiştir Şelalenin bulunduğu alanda kayın, gürgen, köknar, porsuk, sarıçam, karaçam, kestane, ıhlamur, akçaağaç, dişbudak, ceviz, orman kavağı, orman söğüdü, orman gülü, kara yemiş, papaz külahı ağaçları vardır Ayrıca burada çeşitli yaban hayvanları bulunmaktadır

Samandere Şelalesi (Merkez)



Düzcenin güneydoğusunda, il merkezine 26 km uzaklıktaki Samandere Köyünde Samandere Şelalesi bulunmaktadır Bu şelalenin suyu ormanlık bir alandaki kayalar arasından, Cadı Kazanı denilen yerden kaynamaktadır Şelalenin arkasındaki kaya içerisinde doğal olarak meydana gelmiş bir mağara bulunmaktadır Şelalenin suyu mağarada bir süre kaybolmakta, ardından yeniden ortaya çıkmaktadır Suyun akışı oldukça şiddetli olup, bu yüzden beyaz köpükler halinde yüksekten dökülmektedir

Bu şelale Orman Bakanlığınca Tabiat Anıtı olarak tescil edilmiştir Ayrıca buradaki 500 m yükseklikteki ağaçlar ve iki küçük şelale ile Cadı Kazanı denilen bölüm de tescillidir

Aktaş ve Sarıyayla Şelaleleri (Akçakoca)

Düzce Akçakoca ilçesindeki Sarıyayla ve Aktaş köyleri içerisinde küçük şelaleler bulunmaktadır Bu şelalelerin çevresinden piknik alanı ve mesire yeri olarak yararlanılmaktadır

Efteni Gölü (Merkez)



Düzcenin 14 km Güneybatısında bulunan Efteni Gölü deniz seviyesinden 100 m yüksekliktedir Elmacık Dağının eteklerinde bulunan bu göl, Asar, Uğur, Küçük Melen sularının ve derelerin oluşturduğu tatlı su gölüdür Bu gölün ana çıkış noktası Büyük Melen Nehrini oluşturmaktadır

Son zamanlarda Efteni Gölünü besleyen su kaynaklarının tarımsal alanların sulanması amacı ile başka yönlere kaydırılmasından ötürü göl, kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır Bunun üzerine bu kaynaklar tekrar göle yönlendirilmiştir Ancak, göl yine de eski durumuna kavuşamamıştır

Efteni Gölü Kuş Cenneti (Merkez)

Efteni Gölü ve çevresinin 580 hektarlık kısmı Orman Bakanlığınca “Düzce Efteni Gölü Su Kuşları Koruma ve Üretme Sahası” olarak koruma altına alınmıştır

Efteni Gölü göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunmaktadır Bu gölün çevresinde Kuğu, Karabatak, Flamingo, Su Tavuğu, Boz Kaz, Yeşilbaş Ördek, Sakar Meke, Sumru, Kız Kuşu, Çulluk, Balık Kartalı, Balıkçıl, Yılan Boyun, Angıt kuşları barınmaktadır Günümüzde de Efteni Gölünde avlanmak yasaklanmıştır Ayrıca kuş türlerinin yanı sıra burada ender rastlanan bitki türleri de bulunmaktadır Bunların başında gölün içinde nilüfer, süsen, düğün çiçekleri, kamış, nane, su mercimeği bitkileri; gölün kenarında da söğüt, dişbudak, kızılağaç, çınar gibi ağaçlar gelmektedir

Kurugöl (Kaynaşlı)

Düzce, Kaynaşlı ilçesinin Üçköprü Köyüne 3,5 km uzaklıkta bulunan Kurugöl, çevreye ismini vermiştir Bu göl çevredeki su kaynaklarının toplanması ile yeniden canlandırılmıştır Orman Bakanlığı burasını Sülün yetiştirme Alanı olarak belirlemiştir Böylece nesli tükenmekte olan sülünün doğal ortamda çoğalması sağlanmıştır Av yasağının uygulandığı bu bölge çam, köknar gibi ağaçlardan oluşan ormanlık bir alandır

Hasanlar Baraj Gölü (Yığılca)

Düzce, Yığılca ilçesinde bulunan Hasanlar Baraj Gölü, sulama ve enerji üretimi için yapılmıştır Çevresi piknik alanı olarak kullanılmakta ve burada olta balıkçılığı da yapılmaktadır Aynı zamanda gölde yelken şenlikleri de düzenlenmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.