Chicago'da Tatil Nasıl Gidilir Ne Yenir Ne İçilir Ne Yapılır

Chicago'da Tatil

Chicago, ABDnin New York ve Los Angelesın ardından üçüncü büyük kenti Ama hiçbir zaman insanı diğer ikisi gibi korkutmuyor Onda samimi, insana hep doğru gelen bir şeyler var

Chicago denince aklınıza sadece Renée Zellweger ve Catherine Zeta-Jonesun muhteşem performanslarının yer aldığı müzikal geliyorsa, biraz daha düşünün Chicago sinemayı çok beslemiş bir kent Blues Brothers (1980) ve Chicago (2002) gibi müzikallerin dışında Meg Ryanın When Harry Met Sallysi (1989) ve Julia Robertsın My Best Friends Weddingi (1997) gibi romantik komedilerin; 1930ların içki yasağı döneminde suç dünyasını anlatan Johnny Deppli Public Enemies (2009) ve Brian De Palma imzalı The Untouchables (1987) gibi dramların hepsinde, başrolü oyuncularla paylaşmıştı

Muhtemelen bu filmlerden birkaç tanesini izlediniz ve artık kentin muhteşem panoraması yavaş yavaş gözünüzün önüne geliyor Michigan Gölünün hemen kıyısına kurulmuş Chicago, çok güzel bir kent Sadece doğasıyla değil, tarihi ve mimarisiyle de beyazperdedeki bu muhteşem kariyeri hak ediyor Özellikle de mimarisiyle Bir fi lm daha mı, diyeceksiniz belki ama mimari deyince Keanu Reeves ve Sandra Bullocklu The Lake Houseu (2006) anmadan geçmek, kentin mimari dokusuna bir güzelleme niteliğindeki fi lme de Chicagoya da haksızlık olur Chicago, özellikle gökdelenleriyle meşhur Dünyanın ilk gökdeleni Chicagoda inşa edilmiş 1884te inşa edilen Home Insurance Binası, 1931de yıkılmış belki ama 42 metre yükseliğiyle gökdelen kelimesini dünya kent literatürüne sokmayı da başarmış Kent merkezinin gökdelen ormanı içinde bugün, onun takipçileri tüm ihtişamlarıyla göğe yükseliyor Bu yapılar arasında en çok dikkat çeken, eski adıyla Sears, yeni adıyla Willis Kuleleri 1973 yılında dünyanın en yüksek binası olarak inşa edilen ve bu lakabı tam yirmi beş yıl taşıyan bu kuleler, halen ABDnin en yüksek yapısı

Chicagonun mimari nitelikleri, sadece yüksekliklerle ölçülmüyor tabii ki 1871 yılında meydana gelen büyük yangının ardından üçte biri yanan kent, bu tarihten sonra mimari açıdan büyük bir canlanma yaşamış Bu dönemde caddelerin iki yanına inşa edilen binalarda kullanılan brownstonelar (kırmızı kumtaşı), Chicagoya kendine özgü sempatik havasını kazandırmış Frank Lloyd Wrightın 1908-1910 yılları arasında inşa ettiği ve Prairie işçiliğini ve strüktürünü en iyi ifade ettiği Robie Evi de, modern mimarinin en önemli örneği olarak, Eyfel Kulesinden sonra anılıyor Hyde Parkta yer alan bu mansiyon, ziyarete açık Kentin diğer mimari harikalarını görmek için dilerseniz özel turlara katılabilir ya da yerin altında değil de üstünde giden metronun L trenine atlayarak Loop bölgesini gezebilirsiniz

Sadece gökdelenleri ve binalarıyla değil park ve bahçeleriyle de şehircilik adına cümle aleme parmak ısırtan Chicagonun (kentte toplam 552 park var) göl kenarı, pek çok yabani kuşun yaşadığı küçüklü büyüklü parklar, Chicagoluların teknelerini bağladıkları marinalar, okyanus kenarını aratmayan plajlar, eğlence, spor ve dinlence alanlarıyla dolu Bu alanlardan Loop bölgesindeki Millennium Parkı ve parkta yer alan ünlü mimar Frank O Gehrynin Cloud Gate isimli dev alüminyum heykeli ile Pritzker Konser Salonunu; kentin en büyük parkı olan Lincoln Parktaki Tarih Müzesi ve Hayvanat Bahçesini mutlaka görün Chicago, son yıllarda başka bir özelliğiyle de turistlerin akınına uğruyor 1980li yılların sonunda Charlie Trotter isimli bir genç bir girişimci, kentin en popüler semtlerinden Lincoln Parkta kendi adını taşıyan bir restoran açtı O güne kadar kalın hamurlu pizzalar, hot doglar ve İtalyan usulü biftekli sandviçler gibi kaba saba yemekleriyle tanınan Chicago, bir anda tüm gastronomi dünyasının ilgisini çekti Trotter, kentin gizli kalmış mutfak becerilerini ifşa ediyordu; gurme menüsü, çiğ yemekleri ve vejetaryen seçenekleriyle ilk defa etoburlar diyarında yükseliyordu Bu gösterişsiz ama son derece pahalı restoran, bugün hala ABDnin sayılı gurme tapınaklarından biri Onun takipçileri olarak birbiri ardına açılan mekanlar ise, kentin sokak hazineleri



Trotterın fazla tereyağı ya da krema ihtiva etmeyen balık ve et yemeklerinin, hiçbir zaman aynı tarifl e yapılmayan, her zaman yenilikçi mutfak ekibinin ellerinden çıkan muhteşem salatalarının tadına varmanızı ne kadar şiddetle tavsiye etsek de kentin diğer restoranlarına da şans tanımanızı öneririz Arka sayfadaki Yemeİçme kutusunda pek çok öneriye yer verdik ama birkaç tanesinden bahsetmeden geçmek doğru olmaz Bunlardan ilki yine Lincoln Parkta yer alan ve Trotter kadar ünlü bir diğer restoran Alinea Burası, moleküler gastronominin önemli bir temsilcisi olarak bilinen şef Grant Achatzın dünyanın farklı köşelerinde çalıştıktan sonra kendi memleketi Chicagoya dönerek açtığı modern tarzıyla dikkat çeken bir restoran Tadım menüsündeki yemeklerde lezzet kadar sunuma da önem veriliyor Öyle ki Achatz işi yeni bir yemek için özel olarak tabak tasarlamaya kadar vardırıyor Sebze ya da et yemeklerinin ardından görünümü bir Noel ağacını anımsatan balkabağı turtasını deneyebilirsiniz



Chicago etnik çeşitliliği her köşesinde hissedebileceğiniz bir kent Gettolaşma biraz keskinliğini kaybetmişse de tıpkı New York gibi burada da Küçük İtalya adı verilen bir bölge, Meksika, Alman, Çin ve Polonya mahalleleri ve güçlü bir Yunan topluluğu var Bu zenginlik doğal olarak yemeklere de yansımış Özellikle Meksika mutfağı, bu çeşitliliğin içinden sıyrılmış Bunda Rick Baylessin Fronterasının payı büyük Bırakın Chicagoyu ABDnin en iyi beş Meksika restoranından biri olarak gösterilen Fronterada tadacağınız istridyelerin (Meksikada yetişen özel bir acı biber ve sarımsakla hazırlanan bir sos eşliğinde sunuluyor), narenciye ile marine edilmiş balıkların ve Martini bardaklarında servis edilen karides ve kalamarların tadını unutamayacaksınızAncak Chicagoluların, modern mutfakları keşfetmek ya da Meksika yemeklerinin acısına boğulmaktan daha çok sevdiği bir şey var Onlar için Gold Coasta gidip buradaki biftek restoranlarında akşam yemeği yemek, en büyük eğlence

ABDnin en önemli sığır yetiştirme merkezlerinden biri olan Chicagonun klasik Amerikan biftek restoranlarını mutlaka deneyin Örneğin Gibsonsın devasa kaburga bifteklerini yemeden önce başlangıç için servis edilen minyatür hamburgerlerine (aslında hamburger ekmeği arasında, limon sosla servis edilen bir lokmalık kemiksiz biftek sandviç) doyamayacaksınız Kentin fi nans merkezi THe Loopta yer alan ve önceden rezervasyon kabul etmeyen Avec, salaş bir bar Ama sunulan yer mantarı yağı ve taze otlar ihtiva eden taleggio peynirli focaccioları, çeşit çeşit biraya harika birer eşlikçi Dışarıda kahvaltı etme alışkanlığı, Chicagoda hayli oturmuş Yüzlerce kahvaltı salonu arasında en ünlüsü kendi tarzını yaratan Ina Pinkneyin restoranı Büyük mağazalar ve fast food zincirleriyle dolu çirkince bir sokak olan West Randolphtaki en güzel şey Inanın restoranı Burada ahududu ve böğürtlenlerle süslenmiş pancakeler, çeşnili, etli omletler, tavuk sosisi, yağlı mısır taneleri, siyah fasulye ve çeşit çeşit peynirle uzun bir kahvaltı yapın Yan masanızda oturan bir sinema yıldızı olmayabilir ama mutlaka dünya görgüsüyle sohbete değer bir komşu olacaktır Kahvenizi yudumlarken size Chicagonun 1930larda iyice güçlenen gangsterlerini, özellikle de Chicago Outfi te yedi sene liderlik yapan ünlü mafya lideri Al Caponeu ya da aralarında Barack Obama ve Patti Smithin de bulunduğu ünlü Chicagoluları ya da Chicago ile bütünleşmiş isimleri anlatmaktan keyif duyacaktır

Chıcago için öneriler
Ulaşım
Illinois eyaletinde, Michigan Gölünün güneybatı kıyısında yer alan Chicago, ABDnin nüfus bakımından en büyük üçüncü kenti Bu nedenle uluslararası uçuşlarda seçenek hayli fazla İstanbuldan Chicagoya THYnin haftanın her günü direkt; Delta Airlinesın ise aktarmalı uçuşu var

İklim
Gölden gelen ve kentin Rüzgarlı Kent lakabını almasına neden olan soğuk rüzgarlar nedeniyle kış ayları çok soğuk ve kar yağışlı geçiyor Sıcak ve nemli yaz aylarında ise aynı rüzgarlar Chicagoluları ferahlatıyor Seyahat için en iyi zaman, yaz başlangıcı ve sonbahar ayları

Konaklama
Chicago JW Marriott Kentin finans merkezi Loopta, eski Continental & Commercial National Bankin binasında hizmet veren otel, Chicagonun en yeni ve cool konaklama alternatifi 1914 yılında Neo-Klasik tarzda, mimar Daniel H Burnham tarafından inşa edilen binayı otele dönüştürmek için tam 396 milyon dolar harcanmış The Fairmont Chicago Milennium Parkta, Lakeshore East kıyısında yer alan otel Michigan Gölü manzaralı Park Hyatt Chicago Tarihi meydan Water Towerda, nefes kesici bir kent manzarasına sahip otel, kenteki en büyük otellerden biri Zengin şarap kavına sahip restoranı NoMIyi mutlaka deneyin Renaissance Blackstone Chicago Hotel Chicagonun en eski otellerinden biri Geçirdiği renovasyondan sonra çok daha gösterişli Longman & Eagle Logan Squaredeki bu altı odalı küçük otel, daha samimi bir ortam arayanlara hitap ediyor Geri dönüştürülmüş malzemelerle ve tasarım objeleriyle dekore edilmiş odalarında Apple TV ve vintage kasetçalarlar bir arada

Yeme-içme
Charlie Trotters Üç Michelin yıldızlı restoran, rüştünü çoktan ispatlamış Bir Chicago klasiği Alinea Amerikanın en yetenekli şeflerinden Grant Achatzın şık restoranı, yaratıcı menüsü ve ilginç sunumuyla dikkat çekiyor Avec (615 West Randolph) Sade ama iyi yemekler sunan salaş bir bar Rezervasyonsuz gidebilirsiniz Hemen yanında, sahibi Paul Kahanın cesur yemekler sunduğu kardeş restoranı Blackbird var XOCO Meksika mutfağının harikalarını tadabileceğiniz ilham verici Frontera Grillin sahibi Rick Baylessin yeni mekanı Gilt Bar Chicago River North bölgesindeki restoranda Yeni Amerikan mutfağından örnekler sunuluyor Bodrum katındaki gizli bar Curioda ise 1930lardaki içki yasağı yıllarının atmosferi yaratılmış iNG Chicagonun ünlü şeflerinden Homaro Cantunun yeni projesi Imagining new gastronomy (yeni bir gastronomi hayal etmek) sözcüklerinin baş harflerini isim olarak alan bu yemek atölyesinde fiyatlar makul Şekerli-hardallı, zencefilli-hindistancevizli nano biralarını mutlaka deneyin Inas Kentin en gözde kahvaltı ve brunch mekanı Girl & the Goat 2008de TV yarışması Top Chefin birincisi olan Stephanie Izardın mekanında yerel çiftliklerden edinilen malzemelerle hazırlanan hafif yemekler rustik bir atmosferde sunuluyor Gibsons Klasik bir steakhouse Chicago ve çevresinin ünü tüm ülkeye yayılmış kırmızı etini denemek için doğru adres

Alışveriş-moda-sanat
Dose Market Yepyeni bir konsept: Dose için bir küratör tarafından planlanmış bir bitpazarı diyebiliriz Basında ve moda sektöründe çalışan dört kafadarın ortaya attığı bu fikre göre her ay, bir küratör titizliğinde seçilen küçük üreticiler, aynı çatı altında kurulan standlarda ürünlerini satışa sunuyor Bitpazarını ziyaret edenler, bienale gidiyormuş gibi biletini alıyor (8 dolar) Dilerse alanında uzman kişilerin eleğinde geçmiş yiyecek, kıyafet ve tasarım ürünlerini sergi gezer gibi geziyor, dilerse de bu satandlardan alışveriş yapıyor Chicago Nehrinin popüler kanallarından Ogden Slipin kıyısında yer alan River East Art Centerda ayda bir gün düzenlenen Dose Marketları kaçıramak için internet sitesine göz atın Transistor Burası hibrid bir mekan İçinde sanat galerisi, müzik ve elektronik dükkanı, kitapçı bir arada bulunuyor Scout Andersonvillede yer alan antikacı, ruhu olan bir dükkan Burada satılan her şey çok iyi durumda; sahibi Larry Vodak bir misyoner misali bulduğu parçaları elden geçirerek yeni sahipleriyle buluşturuyor

Kaynak; Bazaar/Zeynep Yosun Akverdi