Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
misir

Misir

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misir



MISIR

DEVLETİN ADI: Mısır Arap Cumhûriyeti
BAŞŞEHRİ: Kahire
NÜFUSU: 55979000
YÜZÖLÇÜMÜ: 1001449 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslâm
PARA BİRİMİ: Mısır Lirası
Kuzeydoğu Afrikada yer alan, Kuzeyden Akdeniz ve doğudan Kızıldenizle kuşatılmış ve Sina Yarımadası ile Asya kıtasına da taşan bir ülke

Târihi

Dünyânın zengin bir mâziye sâhip olan ülkelerinden biri de Mısırdır Mısır, târih boyunca birçok medeniyetin beşiği olmuştur Arkeolojik kazılardan çıkarılan neticelere göre, bilinen ilk târihi MÖ 5000 yıllarında kurulmuş olan, Aşağı ve Yukarı Mısır Krallıkları ile başlar Bunlardan en eskisi Firavunlar dönemidir

Bugüne kadar sır olarak kalan ve dünyânın yedi hârikası arasında birincisi olan piramitler, bunların zamanlarında yaptırılmıştır Piramitlerin inşâsında kullanılan ve bâzıları 15 tona ulaşabilen dev taş blokların taşınması, hesaplarının “pi” sayısına uygun olması ve en ücrâ yerlerinin aydınlatılması gibi sırlar hâlen çözülememiştir Ayrıca teşekkülleri ayrı bir muamma olan ve rüzgârlar tesiriyle çeşitli hayvan şekillerini alan sfenksler de, bugün hayretleri üzerlerine çekmektedirler Bunu Menes Hânedanlığı ve arkasından Pers hâkimiyeti tâkip eder Perslerin, Kiyaniyan şahlarının sonuncusu olan Dârâ; Erbilde mağlup olunca Mısır, Makedonya Kralı Filipin oğlu İskenderin eline geçti İskenderiye şehrini kurdu Elde ettiği zaferleriyle ahlâkı bozuldu Sonunda işret ve sefâhetle öldü Bundan sonra Mısır, 640 yılına kadar Roma ve Bizans hâkimiyetinde kaldı

Bu târihte hazret-i Ömer, Eshâb-ı kirâmdan Amr ibni Âs komutasındaki bir orduyu Mısırın fethine gönderdi Mısır feth edilerek burada El-Fustat (Eski Kahire) garnizonu kuruldu Bu târihlerde bütün Mısır halkı İslâmiyetle şereflendi

Halîfe hazret-i Muâviye zamânında Arapça, halkın dili hâline geldi Din ve dil berâberliği sağlanmış olan Mısır, Abbâsiler döneminde refah ve huzur bakımından altın bir devir yaşadı Abbâsilerden sonra 1171 târihine kadar Fâtımîlerin elinde kaldı Bu târihte Selâhaddîn Eyyûbî tarafından fethedildi Eyyûbîlerden sonra 16 yüzyıla kadar Mısır, Türk asıllı Memlük Sultanlarınca idâre edildi Memlûkler zamânında idârî, askerî, iktisâdî ve daha birçok alanda yenilikler yapıldı Mısır tüccarları, ülkenin stratejik ve iktisâdî mevkiinin verdiği avantajlardan geniş çapta faydalanarak Çin-Avrupa arası ticâreti ellerine geçirdiler

Aynı târihlerde Osmanlı Devleti yükselme devrini yaşamaktaydı Pâdişâh Yavuz Sultan Selim Han, 1516da Mısır Seferine çıktı Önce Mercidâbık Ovasında Memlükleri kesin bir şekilde mağlup etti Sina Çölünü 13 günde zâyiat vermeden geçti Arkasından Ridâniyede Memlükleri tekrar yenerek Mısırı Osmanlı topraklarına kattı Böylece Osmanlı Devleti üç büyük kıtada topraklara sâhip olmuş ve buralarda İslâmiyetin yayılmasına ve kuvvetlenmesine hizmet etmiştir

İngilterenin Hindistan yolunu kapatmak maksadıyla Fransa İmparatoru Napolyon Bonoparte, 1798de Mısırı işgâl etti Fakat Akka Kalesinde Cezzar Ahmed Paşa tarafından hezîmete uğratıldı Bunun üzerine Fransızlar geri çekildiler Bu arada Kavalalı Mehmed Ali Paşa, Mısıra yardım için gönderildi Fransızlar yenilerek, 1801de tamâmen çekildi Mehmed Ali Paşa ise Mısırda kalarak vâli oldu Batı ülkelerinden teknik malzeme ve uzman personel getirtti Birçok medrese ve okullar açarak Mısırın en güçlü lideri oldu Kurduğu Mısır donanmasını 1827 Osmanlı-Yunan Savaşında yardım için gönderdi Ayrıca tarımın gelişmesi için kanallar açtırdı ve Mısır ekonomisini zenginleştirdi Kavalalı Mehmed Ali Paşa dînine bağlı iyi bir insandı Bundan sonra Mısır bozuldu Yerine büyük oğlu ve Cidde Vâlisi olan İbrâhim Paşa geçti İbrâhim Paşa, Sultan Mahmûd Hanın emriyle Vehhâbilerle harp ederek başşehirleri Deriyyeyi aldı Sonra Mora İsyânını bastırdı Bu arada Sultan İkinci Mahmûd Hana isyan ederek Kütahyaya kadar geldi Suriye, Adana ve Mısır ona verildi Halîfeden, müstakil vâli demek olan (Hidiv) ünvânını aldı İkinci defâ isyan ettiyse de İngiltere işe karıştı ve Suriye tekrar Osmanlılarda kaldı 1848de vefâtından sonra yerine Birinci Abbas, bundan sonra da 1854te İbrâhim Paşanın oğlu Saîd Paşa hidiv oldu Saîd Paşa, Süveyş Kanalını ve Port Saîd şehrini yaptırdı Bunun ölümünden sonra kardeşiİsmâil Paşa hidiv oldu Bunun 1879da azl edilmesi üzerine, oğlu Tevfik Paşa yerine geçti İngilizler bunun zamânında Mısır idâresine karıştı

Bu yıllarda Cemâleddin-i Efganînin reisliğini yaptığı Kahire Mason Locası üyeleri, İngilizlerle işbirliği hâlinde faâliyette bulunuyordu Din adamı olarak tanıtılan Abduh da bunların aralarındaydı Ekonomik ve askerî açıdan iyice zayıflamış olan Mısır, böylece 1882de İngilizlerce işgâl edildi

İngilizler, meşhur câsus yüzbaşı Lavrens kanalıyla halk arasında bölücü fitneler çıkartarak başta Mısır, Ürdün, Irak ve Suudi Arabistanı karıştırdılar İttihatçıların bâsiretsiz ve kararsız siyâsetleri bu gelişmeleri önleyemedi ve bu ülkelerin yavaş yavaş Osmanlı Devletinden ayrılmasına sebep oldu Böylece İngiliz kontrolüne geçen Mısırda Tevfik Paşadan sonra sırayla Abbas Hilmi Paşa, Hüseyin Kâmil Paşa ve Ahmed Fuad Paşalar başa geçti Fuad Paşa, Osmanlılardan tamâmen ayrılarak melik adını aldı 1936da ölümü üzerine oğlu Fâruk, melik oldu İkinci Dünyâ Harbi esnâsında Alman ve İtalyan birlikleri Mısıra saldırmışlardı Mısır, 1945e kadar harbe katılmadı Bu târihte Japonya ve Almanyaya karşı harp îlân etti Aynı yıl bağımsızlığını da elde ederek BMe üye oldu

İç isyanlar, dış borçlar, kanal problemi ve çeşitli harbler Mısıra ağır külfetler getirmişti Bu yüzden 1952 yılında askerî ihtilal oldu ve Melik Fâruk yurt dışına çıkarıldı Ertesi yıl cumhuriyet ilân edildi ve general Necib Cumhurbaşkanı oldu 1956da Sudan, Mısırdan ayrıldı Askerî ihtilâl, genç subaylar tarafından yapılmıştı Bunların içinde bulunan Cemal Abduh Nâsır, ordu içinde durumu en güçlü olanıydı İki sene sonra Cumhurbaşkanı Necibin askerî idâreye son vermek istemesi üzerine, zâten farklı fikirler taşıyan Nâsır, Necibi tutuklatarak Mısırı ele geçirdi

Nâsır, uyguladığı politika ile sosyalizmi Mısıra getirdi Mısırı batı dünyâsından kopararak Rusyanın kucağına düşürdü Rus askerî ve teknik yadımlarına kapılarını açtı Çeşitli sebeplerle yaklaşık 60 bin Müslümanı zindanlara attırdı Bir çok kuruluşları devletleştirdi Zehirli fikirlerini diğer Arap ülkelerine de bulaştırdı 1958-61 yılları arasında Suriye ile birleşme faaliyetine girdiyse de, Suriye, 1961 yılında bundan vazgeçti Bu arada İsraille anlaşmazlıklar başladı Zamanla Mısır-İsrail münâsebetleri gerginleşti Nâsır, Süveyş Kanalını millîleştirince, İngiltere, Fransa ve İsrail, Mısıra saldırmış, fakat ABD ve Rusyanın îkazları ile saldırı durmuştu İsrail sınırına ve Akabe Körfezine BM gücü yerleştirilmişti Nâsır, 1967de bu kuvvetleri geri çektirdi Kanalı İsrail gemilerine kapattı Bunun üzerine İsrail, Mısıra taarruz ederek, Mısır Hava Kuvvetlerini imhâ etti Altı gün süren muhârebelerden sonra İsrail, Sina bölgesini işgâl etti

1970te Nâsır ölünce yerine Enver Sedat geçti Mısır, 1973te İsraile taarruz etti 1975 ve 1977 müzâkereleri sonunda Camp David zirvesi gerçekleşti Buna göre, İsrail, Sinadan çekilirken Mısır, Kanalı İsrail gemilerine açmayı kabûl etti

Sedat döneminde Mısır, Rus tesirinden ve sosyalizmden ayrıldı İsraille barış yaparak, ABDye yanaştı Nasır politikasının tersine, Mısırı liberal ve hür dünya sistemine getirdi, fakat Arap dünyâsındaki liderliği sarsıldı ve ordu desteği zayıfladı Nihâyet Sedat 6 Ocak 1981de bir suikast neticesi öldürüldü Yerine eski Hava Kuvvetleri Komutanı Hüsnü Mübârek başkan oldu Ocak 1991 Körfez harekatında müttefik kuvvetler yanında yer alan Hüsnü Mübarek dış borçlardan kurtulmak için çeşitli çarelere baş vurmaktadır

Fizikî Yapı

Kuzeydoğu Afrikada yer alıp, Sina Yarımadası ile Asyaya bağlanan Mısırın kuzeydoğusunda İsrail, doğusunda Kızıldeniz ve Suudi Arabistan, güneyinde Sudan, batısında Libya ve Akdeniz bulunur Kuzeyi ve doğusu deniz, güneyi ve batısı çöl olan, şekil îtibâriyle kareyi andıran Mısır, 23° kuzey ve 31° kuzey enlemleriyle 25° doğu ve 35° doğu boylamları arasında yer alır Stratejik mevki îtibârıyle Asya, Avrupa ve Afrika arasında kilit bir noktadadır

Afrikanın ve Mısırın can damarı Nil Nehri, ülkeyi dört bölgeye ayırır: Nil Nehri havzası, Sina Yarımadası, Doğu (Arap) Çölü, batı ve güney çöller bölgeleri

Nil Nehri, başlangıcı Victoria Gölü olmak üzere 6390 km uzunluğundadır Eğer bu göle dökülen Kagera Nehrinin kaynağı başlangıç kabul edilirse, 6671 km olur Buna göre dünyâ nehirleri arasında, kolları hesâba katılmaksızın, en uzun olanıdır Nil, Bahrelgazal ve Mavi Nil ile birleştikten sonra 250 mlik çavlanlarla Mısır topraklarına girer Mısırı boydan boya geçerek Kahirede kollar ayrılıp, geniş bir delta yaparak Akdenize ulaşır Uzunluğu 500 km olan, 5000 km2lik, Nasır Gölünden çıktıktan sonra genişliği 500 m olan Nil Nehrinin Kahire yakınlarına ulaştığındaki genişliği 2 km civârındadır Burada biri Süveyş Kanalına birleşen bir başka kanal olmak üzere iki ana kola ayrılır Ortalama 3 km genişliğinde olup, bâzı yerlerde 23 kmye ulaşabilen Nil Nehrinin Reşit ve Damietta adlı bu iki büyük kolu arasındaki delta, en geniş yeri 250 km ve uzunluğu 160 km olan bir bölgedir Sanki Mısır bu bölgededir Mısırın can damarı, hayat kaynağı olan Nil, meydana getirdiği yemyeşil ve verimli havzasıyla, çoğunluğunu sarı çölün teşkil ettiği 1001449 km2lik muazzam toprakları ıssız bıraktırmış ve Mısırı 36000 km2ye sıkıştırmıştır

Nilin batısı, Libya sınırına kadar, 10000000 km2lik Büyük Sahranın uzantısı Libya Çölünün devâmı olan batı ve güney çölleri, ülkenin dörtte üçüdür Yüzölçümü 673000 km2lik çöl yaylasının ortalama yüksekliği, güney batıdaki 2000 metre yükseklikteki kayalık engebeli arâzi hâriç 250 m civarındadır Kızıldeniz kıyısındaki Doğu (Arap) Gölü ise nisbeten dağlık olup, en yüksek yeri 2100 mye ulaşır, kuzeyde Akdeniz, güneyde Kızıldeniz, batıda Süveyş Kanalı ve Körfezi doğuda da Gazze şeridi, Arap Körfezi ve İsraille çevrili, ucu güneye bakan üçgen şeklindeki Sina Yarımadası, Doğu Gölü bölgesi gibi sivri tepelerle kaplı bir yayladır Bu yüksek arâziler, Asya-Afrika bağlantılarını meydana getiren birçok boğaz ve geçitlerle doludur Mısırın en yüksek tepeleri olan Sina Dağı 2641 m ve El Thbet Dağı 2439 mdir

Mısırın yaklaşık 1000 m uzunluğundaki Akdeniz kıyıları, genel olarak dik ve girintisiz çıkıntısızdır Nil Nehrinin meydana getirdiği delta ağzı ise kısmen düzdür Kızıldeniz kıyıları 1800 kmdir Bâzı yerleri alçak ve kumluk, bâzı yerleriyse oldukça yüksektir Mevcut mercan kayalıkları ulaşımı aksatır 1869da kesin olarak açılmış Süveyş Kanalı ile Akdeniz ve Kızıldeniz birleştirilmiş ve Hindistana giden deniz yolu kısalmıştır

İklim

Mısır, sıcak ve kurak bir iklime sâhiptir Yaz ve kış olmak üzere iki mevsim hüküm sürer Kış ayları sert olmayıp, oldukça yumuşaktır Akdeniz kıyılarında yıllık yaklaşık 200 mm civârındaki yağışlardan başka, yağış pek görülmez Güney bölgelerde yaz günleri 43°Cye kadar ulaşabilen sıcaklık, kış aylarında 15°C civârına düşer Mısırın gece-gündüz arasındaki sıcaklık farkı ise yüksektir Meselâ çöl bölgesinde gündüz 37°C olan sıcaklık, gece 15°Cye kadar düşebilmektedir Ülkeyi etkileyen kuzey rüzgârlarından başka Nisan ve Mayıs aylarında ortaya çıkan “hamsin” rüzgârı, kum fırtınalarına sebep olur Bu kavurucu rüzgâr, ülkenin % 80ini kaplayan Batı Sahrasının uzantısı olan batı ve güney çöllerinden doğuya doğru eser

Tabiî Kaynakları

Mısırın kurak ve sıcak iklimi, ormanlık alanlarının olmasına ve bitki örtüsünün zenginleşmesine mâni olmuştur Kıyı bölgeleri de, Nil kıyıları ve havzasıyla çöllerde bulunan vaha ve kuyular çevresinde bitki örtüsü yemyeşil ve verimlidir Diğer bölgelerdeyse çoğunlukla sarı çöldür Çöller genellikle kurak bitki örtüsüne sâhiptir Ülkenin tek hayat kaynağı Nil suları, en önemli tabiî kaynağı teşkil eder Nil Nehri suları, bugün kontrol altına alınmış ve dolayısıyla ülkenin sâdece 1/28ini teşkil eden Nil Vâdisiyle bereketli deltasından yılda tek ürün yerine üç ürün alınmaktadır Nil sularıyla meydana gelen güneyindeki Assuan sunî gölünün çevresi 3000 km, yüzölçümü 5000 km2 ve en derin yeri 70 mdir

Bitki örtüsü gibi, hayvanlar bakımından da vasat olan Mısırda daha çok evcil hayvanlar görülür Çöl olan bölgelerde umûmiyetle ceylan, nubian keçisi, sırtlan, çakal, çöl tilkisi, yabânî tavşan ve vaşak yaşamaktadır Ayrıca birçok tür kuş ve yabânî ördek de bulunur Yaylalık bölgelerdeyse kaba çuha ve devekuşu yaşar Nil suları ise, tatlı su levreği bakımından zengindir

En önemli yeraltı kaynağı petroldür Batı ve doğu çölleri, Süveyş Körfezi ve Sina Yarımadası petrol bakımından oldukça zengindir Demir filizi, fosfat, kireçtaşı ve tuz diğer önemli tabiî kaynaklarıdır

Nüfus ve Sosyal Hayat

Afrika veAsya arasında köprü ve Avrupa ile Hindistan ve Uzakdoğu arasında deniz ulaşımında geçiş merkezi olan Mısır, târih boyunca birçok istilâlara sahne olmuştur Stratejik mevkii onu, Afrika Birliği, Arap Milliyetçiliği veİslâm Dünyâsı gibi büyük meselelerde büyük nüfûza sâhip kılmıştır Ülke coğrafyası, târihin en eski devirlerinden bu yana çok çeşitli milletlerin kaynaşması ile meydana gelen Mısırlıların % 99unu dar bir havzada yaşamaya zorlayarak, birlik ve berâberliğin kolayca meydana gelmesine sebep olmuştur

Mısır, 55979000lik nüfûsuyla, Nijeryadan sonra Afrikanın en kalabalık memleketidir Endüstrileşmedeki noksanlıklara rağmen, Nil Vâdisindeki nüfus yoğunluğu, Batı Avrupa milletlerinin en yoğun nüfuslu olanlarının yaklaşık iki katıdır Nüfusun büyük çoğunluğu, Hâmi soyundan olan beyazlardan meydana gelir Ayrıca Kıpti ve Nübyalılar da mevcuttur Halkın % 99u Müslümandır Arapça, halkın esas konuşma dilidir Yalnız köylerde yaşayan fellahların (köylüler) konuştuğu Arapça, şehirlerde konuşulandan biraz farklıdır Ayrıca İngilizce ve Fransızca yaygın olarak konuşulur

Halk, yaşayış tarzı bakımından beş gruba ayrılabilir Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Mısırda nüfusun çoğunluğunu teşkil eden fellahlar (köylüler) ile, genellikle şehirlerde yaşayan, okumuş ve ticârî sınıf arasında, dilde olduğu gibi hayat tarzında da farklılıklar göze çarpar Umûmiyetle Türkçe de bilen idârî kademeyi, çoğunlukla Araplar, Kuzey Afrikalılar, Türkler ve İngilizler teşkil ederler Ayrıca bugün azınlıkta kalan arâzi sâhipleriyle vahalarda yaşayan Bedevîler, siyâsî güçlerini kaybetmiş durumdadırlar Son yıllardaki Mısır liderleri, ekonomik ve politik birçok problemin eğitim ve öğretimle hâlledilebileceğine inandıklarından, özellikle 1952den sonra okul, öğrenci, öğretmen ve uzman sayıları artmıştır Sâdece ilk öğretim mecbûri, diğerleri isteğe bağlı ve ücretsizdir Yabancı okullardan başka 7 üniversite mevcuttur En meşhurları El-Ezher Üniversitesidir Halkın % 50si okur-yazardır

Afrika kıtasının en büyük şehri olan Kahire, Arap âleminin kültür merkezidir Araplar tarafından 969da kurulmuş olan bu şehirde eski ve târihî eserler bol olup, modern bir turizm merkezidir Dünyânın 7 hârikasından biri olan İskenderiye Fenerinin bulunduğuİskenderiye, Abu-Simbel tapınaklarının bulunduğu Assuan ve dünyânın en büyük sfenksiyle en büyük üç piramidinin bulunduğu Gize, diğer önemli büyük şehirleridir Gizedeki üç piramitten Kefren piramidi yanındaki “Horus” isimli sfenks 73 m uzunluğunda ve 20 m yüksekliğindedir

Mısır Türk sanat eserleri: Mısır, 826 senesinden Osmanlıların son zamanlarına kadar Türk tesiri altında kalmıştır Abbâsiler zamânından îtibâren Türk vâliler tarafından idâre edilmeye başlanan Mısırda Türk mîmârî tarzında birçok eser yaptırılmıştır Kahirede bulunan Abbâsi halîfelerinin türbeleri, Türk mîmârisinin güzel örneklerindendir Abbâsi Vâlilerinden Ahmed bin Tulun, bugün hâlâ duran ve ismini taşıyan İbn-i Tulun Câmiini yaptırdı Bu câminin tuğladan yapılması, binânın kaleyi andıran bir tarzda olması, mîmârî stilinde Türkistan ve Samarra tesirlerini açıkça göstermektedir Uygur yapılarında olduğu gibi, motifler büyük çapta ve sâdedir

Eyyûbîler zamânında ise dârülhadis, tekke ve eyvanlı medreseler, Türkistan mîmârî tarzında inşâ edilmiştir

Memlükler zamânında Türk hükümdarı, hâtunları ve beyleri Türk mîmârî tarzında birçok mescid, külliye, medrese, tekke, türbe ve hanlar yaptırmışlardır Bugün bunların büyük kısmı Memlük sanat âbideleri olarak ayakta durmaktadır

Yavuz Sultan Selimin Mısırı fethetmesinden sonra, Memlük mîmârî tarzı unutularak, Osmanlı mîmârî tarzı Mısıra yerleşmiştir Osmanlı devrinde vâlilerin yaptırdıkları mescidler, sebiller ve tekkeler, Osmanlı mîmârî tarzında yapılmıştır Bunlara örnek olarak Süleymâniye Câmii, Mahmûdiye Câmii, Murâd PaşaCâmii, Mehmed Ali Câmii, Kethüdâ Abdurrahmân Sebili, Osmanlı eserlerinden en tanınanlarıdır Mısırdaki Osmanlı câmileri büyük kubbeli ve ince minâreli klasik Osmanlı eserleri olup, çinileri Türkiyeden getirtilmiştir

Siyâsî Hayat

Başkanlık sistemine dayanan Mısır Cumhûriyeti, 25 idârî bölgeye (illere) ayrılır En güçlü lider kabul edilen başkan, altı yılda bir halk tarafından seçilir O da, hükûmeti kurar ve başkanlık görevini yürütür Ayrıca kendisine yardım edecek bir başkan yardımcısı vardır On üyesi devlet başkanınca tâyin edilen meclisin geri kalan 392 üyesi, beş yıl için halk tarafından seçilir Mısır vilâyetleri, vâliye bağlı olup, müdürlerle idâre edilen kazâların temsilcilerinden meydana gelen “il konseyi” tarafından idâre edilir

Mısırda 1952de yapılan askerî darbe, Melik Fâruku devirmiş ve yerine yeni bir politik sistemin devri başlamıştır

Sedat döneminde daha çok barışçı ve ekonomik kalkınmaya dönük bir politika tâkip edilmiştir Bunun neticesi ABD aracılığıyla gerçekleştirilen Camp David Barış Antlaşması ile İsraille barış sağlanmıştır Ayrıca ekonomik kalkınma gerçekleştirilmiş ve nükleer santraller yapılmıştır Enver Sedattan sonra yerine geçen Hüsnü Mübârek, liberal iktisad sistemi, özel teşebbüs, basın hürriyeti, çok partili demokrasi hayâtı olan Sedat modelinde bir değişiklik yapmadı

Ekonomi

Mısır, kişi başına millî gelir bakımından Afrikanın en zengin ülkesidir Fakat dünyâ ülkeleri arasında ortalarda yer alır 1980 yılından evvel Mısır, iktisâden dünyanın en kötü on ülkesi arasındaydı Camp David Anlaşmasından sonra Enver Sedatın yeni ekonomik tedbirleri ile % 10 kalkınma hızı ile dünyânın en hızlı kalkınan ülkeleri arasında yer aldı

Mısır, sulama sistemlerinin düzenlenmesinden evvel oldukça fakir ve dengesiz bir ülkeydi Daha sonra açılan kanallar ve inşâ edilen sulama sistemleriyle, Nil suları kontrol altına alınmıştır Böylece yılda ancak bir defâ alınabilen ürün miktarı üçe çıkmıştır Nil Vâdisi ve deltası tarıma elverişli olan bölgedir Ekilebilir alanların artmasına sebep olan barajlar ve sulama sistemleri gibi su kontrol sistemlerinin en önemlisi, Büyük Assuan Barajıdır Bu barajın inşâsı Kavalalı Mehmed Ali Paşa tarafından plânlanmış ve ancak çeşitli sebepler yüzünden 1902 yılında tamamlanabilmiştir En son olarak 1934te yükseltilmiş olan baraj, 4 km uzunluğunda, 110 m yüksekliğinde olup, 500000 hektarlık yeni bir arâzi bölümünü ekime müsâit kılmıştır Barajın hemen güneyinde 554 km uzunluğunda, 5000 km2 yüzölçümündeki Nasır Gölü yer alır

Böylece on iki türbini olan barajlardan yılda 10 milyar KWlık elektrik üretilebilmektedir Yaklaşık 130 milyar metreküp su hacimli baraj, son yirmi yıl içerisinde tarım ürünlerinde üç misli bir artışa sebep olmuştur

Baraj çevresi, Nil vâdi ve deltası ve kıyı bölgelerde daha çok pamuk, fasulye, mısır, buğday, şekerkamışı, akdarı, pirinç, soğan, patates, sebze ve meyve yetiştirilir

Mısır, mâden bakımından zengindir Petrol, manganez, çinko, demir, kurşun, fosfat, krom, altın, amyant, kükürt, volfram ve titan en önemli mâdenleridir Ayrıca, kireç taşı, tuz, bazalt ve pembe mermer oldukça bol çıkarılır

En önemli ihraç ürünleri; pamuk, pirinç, petrol, tabiî gaz, fosfat, tuz, demir, manganez, sigara, post ve deridir Buna karşılık dışarıdan buğday, makine, teknik malzeme, harp silahı, araç ve gereçleri satın alır

Mısır ekonomisi, tarımdan başka endüstri ve turizme de dayanır Tekstil, kimyevî ürünler, petro-kimyâ ve çimento başlıca endüstri dallarıdır Mevcut eski ve târihî eserler, her mevsim uygun iklimi ve kıyıları turistlerin ilgisini çekmektedir Dünyânın yedi hârikasından olan piramitler ve İskenderiye feneri, kral mezarları, sfenksler önemli turizm gelir kaynaklarıdır Bundan başka uzun ve çeşitli târihe sâhip olmasıyla Mısır, birçok milletin izlerini taşır Özellikle Emevîler, Abbâsiler, Memlükler ve Osmanlılardan kalma câmi ve medreseler, han ve kervansaraylar önemli târihî yerlerdir

Mısırın diğer önemli gelir kaynaklarından biri de Süveyş Kanalı ve Sina Yarımadasındaki mevcut petrol kuyularıdır

Süveyş Kanalı Firavunlar devrinden beri mevcuttu MÖ 600 yıllarında Nil ile Kızıldeniz birleştirilmişti Sonraları kumla dolmuştu Yavuz Sultan Selim Han, İkinci Selîm Han ve Üçüncü Mustafa Han zamanlarında kanal için teşebbüslerde bulunulmuş ve nihâyet 1859da Mısır Hidivi Saîd Paşa zamânında 50000in üzerinde işçi kullanılarak kanal kazılmaya başlandı 1869da hizmete açıldı ve üç yıl sonra senetleri İngiltereye satıldıysa da, 1956da millîleştirildi Genişliği 150 m, derinliği 14 m ve uzunluğu 172 km olan kanal, Mısır ticârî dengesindeki pürüzlerin yarısından çoğunu karşılamaktadır 1967 İsrail Harbi bu gelirlerin kaybına yol açtıysa da Enver Sedatın Camp David Antlaşmasını gerçekleştirmesinden sonra tekrar ekonomik kalkınma hızına katkıda bulunmaya başlamıştır

Ulaşım: Mısırda yerleşim merkezleri arasında yeterli bir ulaşım ağı vardır 5335 kmye varan demiryolları, devlet tarafından işletilmektedir Karayollarının uzunluğu ise 32241 kmye ulaşmıştır Bu yolların % 52si asfalt kaplıdır

Demiryolları ve karayollarının büyük bir kısmı yerleşim bölgesinin yoğun olduğu Nil Havzası boyunca yer almaktadır

Nilin büyük kısmında, belli tonaja kadar olan gemilerle ulaşım yapılmaktadır Aynı zamanda iki yanı denizle çevrili olan Mısırda her türlü geminin yanaşabileceği limanlar vardır Ülkenin büyük şehirlerinde ve büyük kısmında hava alanları bulunmaktadır Hava ulaşımı Mısır Hava Yolları tarafından sağlanmaktadır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.