Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Bilgisayar,Teknoloji & İnternet Dünyası > Bilim Teknik ve Teknoloji Merkezi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bilimi, etik, töre

Etik Bilimi (TöRe Bilimi) Nedir?

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Etik Bilimi (TöRe Bilimi) Nedir?



Tarihsel Gelişimi ve Farklı Etik Anlayışları [/b]

Her ne kadar etik anlayışının tam olarak ne zaman başladığı bilinmese de, dünyanın farklı yerlerinde birçok farklı toplulukta çok eski çağlardan beri etik anlayışının var olduğu bilinmektedir Dinler tarihi, felsefe tarihi ile antropolojik ve arkeolojik bulgular bunu kanıtlar niteliktedir
Felsefi etik anlayışına Antik Çağ Çin felsefesinde ve yine Antik Yunan felsefesindeDemokritos'un aforizmalarından bir kısmı etik sorunlara dairdir Demokritos'un etik görüşü doğa felsefesine dayanır; materyalist etik anlayışında ölçülü olmak huzur ve dinginliği getirir dinginlik ise mutluluğu ve insanın temel hedefi mutluluktur Sofistler ise daha farklı ve göreli bir etik anlayışını benimsemiştirler; genel geçer anlamda kabul görebilecek, doğru olabilecek hiçbir ölçü yoktur, her şeyin ölçüsü kişiye bağlı olduğu gibi etiğin ölçüsü de kişiye bağlıdır Etikte görecelilik ve öznelliği savunan ilk düşünce Sofistlerindir, bu da Sofistlerin etik düşüncesini önemli kılar Fakat Sofistlerin etik yaklaşımını önemli kılan bir başka nokta da Sofistlerin etik anlayışlarını özgür yurttaşlarla sınırlamayıp genelleştirmeleri, kölelerin de erdem sahibi olabileceğini, erdemleri öğrenebileceğini belirtmeleriydi Oysa Demokritos'un ve daha sonraki birçok ünlü Yunan filozofunun etik görüşlerinde kölelere yer verilmemiştir; onlar etik açısından gelişemeyecek insanlardır rastlanır Bu dönemlerde ortaya çıkan felsefi etik anlayışları, ortaya çıktıkları çağ ve bölgenin kültür ve toplumsal yapısıyla yakından ilişkilidir
Sokrates Sofistlerin göreceliliğine karşı çıkmış, erdemin ve bilginin kaynağının kişinin içinde bulunabileceğini öne sürmüştür Burada bilgi erdemdi, etik açısından üstün olmak bilgiye dayalıydı Sokrates'in etik düşüncesi bilgiye dayalı etik düşüncelerinin ilk örneklerindendir
Platon etik sorunlarını devlet ve toplum kavramlarıyla birlikte ele almıştır; bireysel etikten ziyade toplumsal etik üzerine yoğunlaşmıştır Platon'un etik anlayışı da çoğu Yunan filozofu gibi soylulara, köle olmayan özgür yurttaşlara yöneliktir Ona göre toplumun çoğunu oluşturan kitle ahlâklı olma, erdem edinme gibi yeteneklerden yoksundu Bu nedenle bu toplumsal etikte sınıflar arasında bir ahlâksal bağ olduğu söylenemez
Aristoteles'in etik anlayışı da yine yoğun toplumsal unsurlar barındırmış, dönemin tarihsel ve toplumsal gelişmelerinden de büyük oranda etkilenmiştir Aristoteles'in etik anlayışındaki en önemli noktalarda biri onun zoon politikon kavramıdır Zoon politikan özgür insandır, toplumsal (sosyal) insandır İnsan varlığının toplumsal oluşunun kabulü açısından bu ilk adımdı Aslında Aristoteles de kölelerin diğer vatandaşlarla bir tutulamayacağı fikrindeydi, köleler birer cansız nesneden farksızdılar ona göre de; yine de teorik zoon politikon tanımı etiğin tarihsel gelişimi açısından önemlidir Özünde erdem sahibi olabilme yetisine sahip insan, vasat olursa ideal etik seviyeye ulaşır İki uç kötü davranışın ortası, vasatı, erdemdir Örneğin kendini çok küçük görme ile kendini çok büyük görme arasındaki orta nokta, erdemli olan durumdur
Etik konusundaki fikirleriyle daha farklı bir anlayış ortaya çıkaran ve adından çok söz ettiren bir başka Antik Çağ filozofu da Epiküros'tur Epiküros'un ateist etik anlayışında, insanlığın amacı hazza ulaşmaktır Her ne kadar genelde farklı zannedilse de Epiküros'un haz kavramı bedensel hazdan öte acının yokluğudur Mutluluk kişinin acı, ıstırap, sefalet ve elemden kurtulmuş olduğu durumdur Acıdan kurtulmak için önerilen hayat tarzı ise sosyal yaşamdan uzak, münzevi ve sade bir hayat tarzıdır Epiküros'un düşüncesinde insan sosyal bir varlık değildir, sosyal bağları onun doğasından gelen doğal oluşumlar değildir
Antik Çağ'dan sonra Hristiyanlığın Batı'daki yükselişiyle kaynağı ebedi ve ilahi olan bir etik anlayışı yükselişe geçmiştir Bu dönemdeki en önemli etik anlayışlarından biri Aquinolu Thomas'ın etik anlayışıdır Bu anlayışta Skolastik felsefenin etik anlayışı ile Hristiyan ahlâk ve erdem görüşleri bir araya gelir Akılcı bir etik anlayışı olan bu anlayışta irade konusu da irdelenir Akla dayanan özgür bir irade fikri mevcuttur, akli olumlu davranışlar mümkündür, kişi iyiyi seçerek mutluluğa erişme şansına sahiptir, fakat son noktada gerçek ve nihai mutluluğa ancak Tanrı'nın istemesi ile kavuşulabilir Bundan sonra uzun bir süre etik sadece Tanrı kaynaklı görüşlere yer vermiştir
15 yüzyıldan başlayarak bu Tanrı ve din merkezli etik anlayışından kaymalar görülmeye başlar Örneğin Campanella'nın ütopik eseri Güneş Ülkesi dini etikten öte etik ile günlük bireysel ve sosyal davranışlar arasındaki bağlar vurgulanır Giordano Bruno dogmatik din etiğine karşı çıkan isimlerdendir Daha sonraki dönemlerde birçok yazar ve düşünürün eserlerinde din ve dogmadan soyutlanmış, kaynağı zaman zaman hâlâ ilahi olsa da, pratikte ilahiyattan uzaklaşmış, akla dayanan etik anlayışı tekrar yükselişe geçmiştir Montaigne ve Charron'un çalışmalarında bunun izleri bulunabilir
Bu dönemin sonlarında felsefi açıdan yerini genişleten İngiliz ampirik düşüncesi etik anlayışlarını da etkiler Thomas Hobbes geleneksel etik görüşlerine aykırı, materyalist felsefesiyle uyumlu bir etik anlayışına sahiptir Bireyin öncelikli hedefi kendi varlığını korumak ve sürdürmektir, bencillik insanın doğasında vardır, bu bireysel bencilliğin toplumun çıkarlarıyla örtüşmesi olumlu sonuçlar doğurur bu sebeple bireysel bencillik ile toplumun çıkarının örtüştüğü noktalar erdemlerdir Bireyin bencil yönelimi ile toplumun çıkarının örtüşmediği ve hatta toplumun çıkarının zarar gördüğü davranışlarsa kötü davranışlardır
Doğu felsefelerindeki erdem ve ahlâk anlayışına benzer unsurlar taşıyan bir etik anlayışı da ünlü filozof Spinoza tarafından ortaya atılmıştır Bu anlayışta kişi doğal durumunda tutkularının esiridir, aklının yardımıyla bu esaretten kurtulabilir Bu sebeple akli davranmak ile ahlâki davranmak aslında aynıdır Bilgi vurgusu taşıyan bir etik fikrine sahip olmuş bir başka ünlü filozof John Locke'dir Ampirik felsefesinden hareketle ahlâki olguların da deneyimlerin ürünü olduğunu ortaya koymuştur
Bir diğer ünlü filozof Kant ise etiği davranış, eylem ve tutkuların bulunduğu düzlemde değil fenomenlerin ötesindeki düzlemde tanımlar Kant'ın etik üzerine tanınmış eserleri bulunur; Pratik Aklın Eleştirisi ve Töreler met@fiziği gibi Alman filozof Feuerbach ise materyalist bir etik anlayışı ortaya koyar Hümanist vurgular da taşıyan bu anlayışta birey yaşayışı ve ilerlemesi için diğer birey(ler) ile ilişkiye girmek zorundadır ve bu (sosyal) ilişkiyle ahlâk oluşur Sosyal ilişkilerin olduğu her durumda ahlâk da olur Feuerbach'ın felsefi bencillik tanımı bu etik düşünceye farklı bir açı da katar; bireyin mutluluğu için çabalamasını bencillik olarak kabul etmez ve birey ile genelin çıkarlarının uyumunu garanti edecek genel bir sevgiyi tanımlar
Alman filozof Schopenhauer ise çok daha karamsar bir etik görüşünü benimsemiştir Varolmanın, yaşamanın acıdan ibaret olduğunu savunur; insan istemlerinin esiridir Bu etik görüşü çeşitli Doğu felsefelerine ve etik görüşlerine büyük benzerlik taşır Bu etik anlayışından çok daha farklı ve genel düşünceye karşı devrim niteliği taşıyan etik anlayışı ise ünlü Alman filozof Nietzsche'nin etik anlayışıdır Felsefesindeki güç kavramı üzerin inşa ettiği etik anlayışında, çoğu etik anlayışında erdem olarak nitelenen birçok davranış güçsüz ve dolayısıyla da olumsuz olarak nitelendirilmiştir Nietzsche'nin üstün insanı birçok etik anlayışta ahlâkî olarak tanımlanabilecek şekilde değildir Nietzsche'nin ortaya koyduğu ahlâk ve erdem, geleneksel ahlâkî standartların, iyi ile kötünün ötesindedir İyi bireyin gücüne güç katan şey, kötü ise onu güçsüz kılan şeydir Kısacası Nietzsche'nin etik anlayışı ortaya attığı güç kavramı temellidir

Met@-etik

Met@-etik, etik ifadelerin doğasını araştırır Şu tür sorular içerir: Etik iddiaların doğasında doğru veya yanlış olabilme mi vardır? Yoksa etik iddialar duyguların ifadelerinden mi ibarettir? Eğer doğru veya yanlış olabilmek doğalarında varsa, doğru olanları hiç var mıdır? Doğru olanları varsa mutlak anlamda mı doğrudurlar yoksa her zaman bazı birey, toplum veya kültüre göre mi doğrudurlar?
Met@-etik etik hüküm ve tavırların (tutum) doğasını inceler

Normatif Etik

Normatif etik, Met@-etik ile uygulamalı etik arasındaki köprü olarak tanımlanabilir Doğruyu yanlıştan ayıracak pratik ahlak standartlarını ve ahlaklı bir hayatın nasıl yaşanacağını bulmaya çalışır Bu, kişinin sahip olması gereken iyi alışkanlıklar, takip etmesi gereken görev ve sorumluluklar, veya davranışlarının diğerleri üzerindeki sonuçlarını içerebilir

Uygulamalı Etik

Uygulamalı etiğin bir şekli, normatif etik teorilerinin belirli (spesifik) tartışmalı meselelere uygulanmasıdır Bu durumlarda, etikçi savunulabilir bir teorik yapı benimser ve sonra teoriyi uygulayarak normatif tavsiyeler türetir
Fakat, çoğu kişiler ve durumlar, özellikle de geleneksel dindarlar ve hukukçular, bu yaklaşımı ya kabul edilmiş dini doktrine karşı bulur ya da var olan yasa ve mahkeme kararlarına uymadığı için uygulanamaz ve pratikten yoksun bulurlar Bunun dışında uygulamalı etikte kullanılan farklı yöntem ve yaklaşımlar da vardır Bu yöntem ve yaklaşımlara safsatalar (veya safsatacılık) örnek olarak verilebilir
Her ne kadar uygulamaları etikte incelenen soruların çoğu kamu politikasını içerse ve doğrudan kamusallaşmış uygulama ve olaylara dair olsa da, uygulamalı etik başlığı altında farklı sorularda incelenebilir Örnek vermek gerekirse: "Yalan söylemek her zaman yanlış mıdır? Eğer değilse, hangi zamanlarda izin verilebilirdir (caiz)?" Bu tip etik hükümleri oluşturmak her türlü normdan önceliklidir
Uygulamalı etiğin farklı uzmanlıklardaki etik problemleri inceleyen bazı alt dalları (disiplin) mevcuttur, örneğin: iş etiği, tıbbi etik, mühendislik etiği ve yasal etik gibi Her alt bu uzmanlıkların etik kuralları içerisinde ortaya çıkan yaygın mesele ve problemleri karakterize eder ve bunların kamuya olan sorumluluklarını tanımlar

-Kürtaj, yasal ve ahlaki meseleler
-Hayvan hakları
-Biyoetik
-İş etiği
-Kriminal adalet
-Çevresel etik
-Feminizm
-Eşcinsel hakları
-İnsan hakları
-Gazetecilik etiği
-Tıbbi etik
-Teknolojik etik
-Faydacı etik
-Faydacı biyoetik

Dinî etik

Dinî etik, gerek uygulamalı etik gerekse (genel) geleneksel dini etik başlığı altında incelenebilen bir etik perspektifi ve anlayışıdır Bu tutumda, etiğin temelleri dinidir Dinlerdeki ahlak kavramının çeşitliliği ve dinlerin çeşitliliği yüzünden, dini etik kavramı da ayrıntılar açısından farklılık ve çeşitlilik gösterir

Erdemler etiği

Erdemler etiği insanın nasıl birisi olması gerektiğini söylemeye çalışır Erdemler etiği ilk olarak Eski Yunan'da ortaya çıkmıştır Plato'nun Symposium'unda insanların sahip olması gereken dört erdem olarak Basiret, Adalet, Cesaret ve İtidal gösterilmiştir Aristo erdemleri ahlaki ve akli olarak ikiye ayırmıştır Dokuz akli erdemin en üstünde sophia yani teorik hikmet ve phronesis yani pratik hikmet gelmektedir Aristo da ahlaki erdemler olarak basiret, adalet, cesaret ve itidali verir Aristo'ya göre her ahlaki erdem her iki uçtaki kusurun ortalamasıdır Örneğin cesaret erdemi, korkaklık ve deli cesareti gibi kusurların ortasında yer alır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.