Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Bilgisayar,Teknoloji & İnternet Dünyası > Bilim Teknik ve Teknoloji Merkezi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evrim, mantığı, sakat, teorisinin

Evrim Teorisinin Sakat Mantığı

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Evrim Teorisinin Sakat Mantığı





EVRİM TEORİSİNİN SAKAT MANTIĞI

Taraftarları evrim teorisine taassup sahibi dindarların dinlerine bağlı oldukları gibi körü körüne bağlıdırlar Bütün olumsuz bulgulara rağmen gerçekliği konusunda en küçük bir şüphe duymazlar Onlara göre evrim teorisi kanıt gösterilmesine gerek olmayan açık bir gerçektir
Evrimcilerin çok belirgin bir özelliği, inandıkları bu teoriyi tartışmaya çok inatçı bir şekilde karşı çıkmalarıdır Canlılığın rastlantıların ve doğa kanunlarının ürünü olduğuna körü körüne inanmışlardır ve bunu sorgulayan her türlü eleştiriye büyük bir öfkeyle cevap vermektedirler Kendilerine son derece somut deliller gösterilse de, bu delilleri tamamen görmezden gelir, konuyu demagoji düzeyine çekmeye çalışırlar
Fakat teori taraftarlarının açık bir taassup olan bu davranışlarını normal karşılamak gerekir Eğer var oluş gibi bilimsel bir sorunun sadece iki yanıtı varsa ve yanıtlardan birisi bilimsel verilerle geçersizliği gösterilmeden ret ve inkâr edilirse bu davranış gerçeği arayıp bulma değil, açık bir taraf tutma, koyu bir taassup olur Eğer taassup varsa o teori körü körüne inanılan bir dine dönüştürülmüş demektir Bir yaratıcının var olmadığını bilimsel kanıtlarla göstermeden ret ve inkâr ederseniz kendinizi karşıt cevaba mahkûm etmiş olursunuz Aynı şekilde var oluşun rastlantılarla oluşamayacağını iddia edenler bunu bilimsel kanıtlarla gösterip kanıtlamak zorundadırlar
Bu güçlü fakat aynı zamanda inatçı inanışı teorinin kurucusu ve üstadı Charles Darwinde de görüyoruz Charles Darwin teorisini kanıtlama yönünden düştüğü çıkmazların farkındadır Bocalayışlar içindedir ama hiç bir çıkmaz onu teorisini mantıklı, mantıksız; genelde saçma varsayımlarla savunmaktan alıkoyamaz
Aynı inatçı davranışı sayıları çok az olan bazı aklı başında evrim teorisi taraftarları dışında hemen hemen hepsinde görmekteyiz
Evrim taraftarlarınca inkâr edilemez bir gerçek olarak kabul edilmesi ortaya konulan bilimsel gerçeklerin teori paralelinde yorumlanmasına neden olmuştur Örneğin kademeli evrim doğası gereği devam etmesi gerektiğinden milyonlarca yıl önce yaşamış canlılara ait her fosil mantıken bir ara format canlısına ait olmak zorundadır Bilimsel bulguların o canlılarla günümüzde yaşayanları arasında herhangi bir farklılığın olmadığını (ya da negatif yönde farklılıkların olduğunu) göstermesi onlar için her hangi bir anlam ifade etmez Bu konularda aşırı sıkıştıklarında teoriye yeni eklemeler, çıkarmalar yaparak, yorumlar ekleyerek gerçekleri teoriye uyduramazlarsa teoriyi gerçeklere uydurmanın yollarını ararlar Teorilerinin gerçekliği konusu gözlerini öylesine kör etmiştir ki önlerinde duran gerçekleri sadece teorilerine ters geldiği için göremezler, görmek istemezler
Örneğin teori taraftarı bir biyolog, bir protein molekülünün yapısının çok karmaşık olduğunu gözleriyle görür Gördüklerini bilimsel bulgular inkârı mümkün olmayacak bir şekilde onaylar Bu karmaşıklığın içinde inanılmaz bir düzen olduğunu ve bu düzenin rastlantılarla kendi kendine oluşma ihtimalinin olmadığını gayet iyi bilirler Buna rağmen elinde en küçük bir kanıt olmadan canlılığın yapıtaşı olan proteinin, milyarlarca yıl önce ilkel dünya şartlarında rastlantılar sonucunda oluştuğunu iddia eder ve bu iddiasının gerçekliğini yürekten inanır Bununla da kalmaz, bir değil, binlerce proteinin rastlantılarla oluşup, sonra inanılmaz bir plan ve düzen içinde bir araya gelerek ilk canlı hücresini oluşturduklarını da bu iddiasına ekler Daha sonrada bu iddiasını kanıtlanmış bilimsel bir gerçekmiş gibi inatçılıkla savunur
Oysa aynı bilim adamı, boş bir arazide yürürken üst üste dizilmiş üç beş tuğlalı bir harabe görse, bu harabenin rüzgâr, yağmur, yıldırım, şimşek gibi doğa olaylarının etkisiyle ve rastlantılarla meydana geldiğini ihtimal dahi vermez ve bunu iddia etmez Böyle bir iddianın akıl ve mantık dışı olduğunu çok iyi bilir Gördüğü üç beş tuğlalı harabeyi bir zamanlar akıl sahibi birileri yapmıştır Muhakkak ki her yapıtın birde yapıcısı vardır
Bilim, bir sorunun birden fazla yanıtı varsa gerçek bulununca kadar her yanıtın doğru olabilirliğini kabul etmek zorundadır Gerçekler bilimsel bulgularla ortaya konulmadan yanıtlardan birini kesin doğru, diğerini kesin yanlış kabul etmek ve buna göre davranmak bilimsel bir davranış değildir Bu olsa, olsa ancak bir taassup olur
Fakat bilim taassup kabul etmez İnsanların zaafları nedeniyle yanılabilir, aldanabilir olması gayet doğaldır Doğru ve akıllı davranış gerçekler bilimsel bulgularla ortaya çıktıkça yanlışlarda ısrar etmemek, doğruyu kabullenmektir
Evrim teorisinin materyalizme, materyalizminde maddenin sakımı gibi bilimsel bir kanuna dayanıyor görünmesi özellikle aydın, yol gösterici konumunda olan insanlar arasında yayılmasının ve destek görmesinin ana nedenidir Bu nedenle uzun yıllar bilim ve toplum hayatını derinden etkilemiş, kimi insanlarca tartışılamaz gerçekler haline getirilmiş, taassupla savunulmuştur Öyle ki materyalizmi ve uzantısı olan evrim teorisini ret eden kişiler aklı, mantığı dolaysıyla bilimi ret etmiş duruma düşmekteydiler Bilim dünyasının önde gelen kişilerinden olan Einstein bile hesaplamalarla ortaya koyduğu evrenin durağan olmayıp genişlediği gerçeğini bilimsel kişiliğine zarar verebilir endişesiyle ilan etmekten çekinmiş, yıllar boyu gizlemek zorunda kalmıştır
Evrim teorisi taraftarı Dobzansky Evrimin ışığı dışında biyolojide hiçbir şeyin anlamı yoktur der Diğer ifade ile bir evrim teorisi taraftarı için evrim dışında bir başka gerçek yoktur Biyoloji ile ilgilenen herkes ister istemez bu gerçeği kabul etmek zorundadır
Tanımış evrim teorisi savunucusu bir bilim insanımız ise gerçekliği konusunda en küçük bir bilimsel kanıt ortaya koymaya gerek görmeden evrim kuramının tüm dünyadaki bilimsel faaliyetlerin direği olduğunu, bu direk yıkıldığı takdirde bilimin çökeceğini iddia edebilmektedir Bu bilim insanımız insanlık tarihindeki bilim çöplüğünün Newton mekaniği, Batlamyus Evren Modeli gibi nice yüzyıllar yadsınması mümkün olamayan doğrular zannedilen yanlışlarla dolu olduğunu unutmuş görünmektedir Bu bilim insanımız eğer gerçekten evrim teorisinin bilimsel faaliyetlerin direği olduğunu inanıyorsa ve bunu savunuyorsa bu varsayımını bilimsel kanıtlarla desteklemek zorundadır
Böyle bir varsayımının yanlışlığını gösteren pek çok kanıt olduğu halde doğruluğunu gösteren ya da ima eden tek bir kanıtın olmaması bu varsayımı en baştan yıkar
Taraftarlarınca inkâr edilemez bir gerçek olarak kabul edilmesi ortaya konulan bilimsel gerçeklerin teori paralelinde yorumlanmasına neden olmuştur Kademeli evrim mantığı gereği zaman içinde kesintisiz devam etmesi gerektiğinden milyonlarca yıl önce yaşamış canlılara ait bulunmuş her fosil bir ara format canlısına ait olmak zorundadır Bu evrimsel kaide tüm canlılar için geçerlidir Darwine göre hiçbir canlı şu andaki yapısını geleceğe taşıyamayacak, muhakkak evrimleşip değişecektir Fakat yüz milyonlarca yıl önce yaşayanlarla günümüzde yaşayanları arasında herhangi bir evrimsel farklılığın olmadığı (yada tersinimsel farkların olduğu) nice canlı türleri vardır Fosil kayıtları bunun böyle olduğunu açık bir şekilde gösterir Bu da evrim olayının yaşanmadığının açık ve kesin kanıtları olur
Fakat evrim teorisi taraftarları bu fikirde değildir Bilimsel bulguların o canlılarla günümüzde yaşayanları arasında herhangi bir farklılığın olmadığını göstermesi onlar için her hangi bir anlam ifade etmez Varılan bu gibi bilimsel sonuçlarda muhakkak bir yanlışlık ya da yanlışlıklar vardır Evrime ters gelen hiçbir bulgu tamamen bilimsel olsa dahi doğru olamaz
Bilimin teoriyle çatıştığı, inkârının da mümkün olmadığı durumlarda bilim teoriye uydurulmaya çalışılır Uydurulamıyor, değiştirilemiyor, inkârda edilemiyorsa eklemeler çıkarmalar yapılarak bu kez de teoriyi bilime uydurmanın yolları aranır
Sıçramalı evrim, ilk canlı hücresinin nasıl oluştuğu konusundaki varsayımlar bu tür çabaların ürünüdür Taraftarları için evrim teorisinin doğruluğu gözlerini öylesine kapatmıştır ki önlerinde duran gerçekleri sadece teorilerine ters geldiği için görmezler, görmek istemezler, daha sonrada bilimsel olduklarını iddia ederler
Ünlü bir evrim teorisi savunucusu olan Richard Dawkinsin şu sözleri evrim teorisi savunucularına özgü bir yaratıcının var olduğunu kabul etmektense imkânsız kere imkânsız kere imkânsızı (bilim tarafından kesin bir şekilde ret edilenleri) kabul etmenin daha kolay olduğu mantığını açık bir şekilde gösterir
-…Eğer bir Meryem Ana heykelinin sizlere el salladığını görseniz dahi, bir mucize ile karşı karşıya olduğunuzu sanmayın Çok küçük bir olasılıktır ama belki de heykelin sağ kolundaki atomların hepsi, tesadüfen, bir anda aynı yönde hareket etme eğilimi içine girmiş olabilirler


Alıntı Yaparak Cevapla

Evrim Teorisinin Sakat Mantığı

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Evrim Teorisinin Sakat Mantığı



DARWİNİN VE YANDAŞLARININ SAÇMALIKLARINDAN BİR DEMET

Darwin türlerin Kökeni kitabında canlıların evrimi konusunda elimizde yazılı soyağaçları bulunmadığı için soy ortaklığını çeşitli benzerliklerden çıkarmak zorundayız diye yazar Diğer ifade ile canlılardaki soy ortaklığının en büyük belirtisi canlılar arasındaki benzerliklerdir Nitekim insanların primatlardan evrimleştiği varsayımı (primatların bir alt filum olan tetrapodlarla evrimsel bir bağ kurulmamasına, bu nedenle kökenlerinin bilinmemesine rağmen) bu öngörüye dayanır Diğer ifade ile evrim teorisine göre insanlarla primatlar bazı yönlerden benzeşiyorlarsa gelişkin tür daha az gelişkin olan türden evrimleşmiştir
Charles Darwinin ortaya attığı teorinin özünü ifade eden Türlerin Kökeni kitabı pek çok bilimsel tezatlar ve hatta saçmalıklarla doludur Darwin akıl almaz bir mantıkla şunları yazabilmektedir
-Balıkların yüzme kesesi buna güzel bir örnektir Çünkü aslında bir tek amaç için yani yüzmek için yapılmış bir organ çok farklı amaç için yani solunum için değiştirilebilmesi gibi pek önemli bir olguyu açıkça göstermektedir
Yüzme kesesi belirli balıklarda işitme organına yardımcı olmaktadır Bütün fizyologlar yüzme kesesinin konum ve yapı bakımından yukarı omurgalı hayvanların akciğerleriyle kökendeş ya da benzer amaçlı olduğunu kabul etmektedirler Bundan dolayı yüzme kesesinin gerçekten akciğerlere ya da yalnız solunum amacıyla kullanılan bir organa dönüştüğünden şüphe etmek için hiç bir gerekçe yoktur

Darwinin yukarıdaki akıl almaz, bilim dışı cümlelerini okuyan bir kişi büyük bir şaşkınlıkla balıklardaki yüzme kesesinin zamanla akciğerlere dönüştüğü konusunda çok ciddi bilimsel bulguların, kanıtların olduğunu zanneder Aklı başında ayrıca teori sahibi bir bilim insanının böylesine bir iddiada bulunabilmesi için küçükte olsa bazı bilimsel kanıtlara, bulgulara ihtiyaç duyacağı açıktır Fakat Darwin teorisini aklınca kanıtlamak için bu gereksinimini aklının ucundan bile geçirmez Fakat bilim varsayımları gösterilen kanıtlar göre değerlendirir
Balıklarda bulunan basit bir hava keseciğinin sıcakkanlı canlılarda bulunan ve basite indirgenemez kompleks yapılar sergileyen ayrıca tüm yaşamsal organlarla olmazsa olmaz ilişkilerin olan bir organa dönüşmüş olabileceği varsayımının bilimsellik bir yana insan hayal gücünü de aşan bir saçmalık olduğu açıktır Bu konuda yorumu bilimsel ahlak sahibi okuyuculara bırakıyoruz

Darwin'in, bu sınırsız değişim fikrini en iyi ifade eden bilimsel kanıtlardan çok derin ve sınırsız bir hayal gücüyle ifade bulan Türlerin Kökeni'nde yazdığı şu cümlelerdir
-Bir ayı cinsinin doğal seleksiyon yoluyla giderek daha fazla suda yaşamaya uygun özellikler elde etmesinde, giderek daha büyük ağızlara sahip olmasında ve sonunda bu canlının dev bir balinaya dönüşmesinde hiçbir zorluk göremiyorum
Bu cümleyi Charles Darwini tanımayan ve canlılar konusunda en küçük bir bilgisi olmayan bir kişiye okur ve fikrini sorarsanız aldığınız cevap muhtemelen; bu satırları yazan kişi hem ayıları, hem de balinaları bilmiyor olacaktır
Gerçekten de elimizde yazılı soyağaçları bulunmadığı için soy ortaklığını çeşitli benzerliklerden çıkarmak zorundayız diye yazan ve bilim adamı olması gereken bir kişinin balinaların ayılardan evrimleşebileceği, bu konuda herhangi bir zorluk görmemesini açıklaması ve bu saçmalığı teorisine kanıt olarak göstermeye çalışması hayli ilginç ve ibret vericidir
Darwinin mantığına göre canlılar arasındaki soy ortaklığının benzerliklerden çıkarılması gerektiği düşünülürse iki canlı arasındaki soy benzerliğinin tespitinde ayılarla balinalar arasındaki benzerliklerin göz önüne alınması gerekecektir
Bütün içten ve gayretli çalışmalarımıza rağmen ayılarla balinalar arasında her iki canlının doğurarak çoğaldıkları, yavrularını emzirdikleri, balinaların suda yaşadıkları, ayıların ara sıra suya girdikleri, ciğerleriyle nefes aldıkları, sıcakkanlı oldukları dışında benzerlik bulamadık Fakat benzersizlikler binlercedir
Okuyucunun balinaların ayılardan evrimleşebileceği konusunda herhangi bir zorluk görmeyen Darwin mantığını daha iyi kavraması ve doğru karar verebilmesi için iki canlı arasındaki benzersizliklerden bir kaçını aşağıya alıyoruz
a)-Balinalar sadece denizlerde yaşar Ayılar ise ihtiyaç duyduğunda suya girer Hem karada hem suda yaşar
b)-Orkalar (katil balinalar) dışındaki tüm balinalar plankton denilen küçük canlılarla beslenirler Evrim teorisine göre planktonla beslenenler orkalardan evrimleşmiştir Ayılar ise hem otçul, hem etçildir Otlardan ağaç yapraklarına, böceklerden balıklara kadar çok geniş bir besin yelpazesi vardır
c)-Ayılar karasal hayvanlar en güçlülerinden biridir Özgür güçlü ve hızlıdırlar Hemen, hemen doğal düşmanları yoktur
d)-Ayıların vücutları sık tüylerle kaplıdır Balinaların vücutlarında ise tüy yoktur
e)-Ayıların dört ayağı, ayaklarında son derece kullanışlı pençeler vardır Balinalar ise bunlardan mahrumdur
f)-Ayı ve balinaların fizyonomilerinde en küçük bir benzerlik yoktur
Yukarıda yazdığımız gibi iki canlı arasındaki benzersizlikler öylesine çok ve derindir ki birbirlerinden evrimleştiklerini iddia edebilmek için ancak Darwin gibi hayal gücü sınırsız olmak ve bilimin gösterdiklerini bir kenara bırakmak, teorisini savunmak ve kanıtlamak için akıl, mantık, vicdan ve bilimsel ahlak dışı sınırsız bir hırsa sahip olmak gerekir Balina ve ayılar konusunda daha derin ve geniş bilgi almak isteyen okuyucularımız ilgili bölümlere müracaat edebilirler
Kendini bir doğa bilgini olarak takdim eden ve bu konuda bir teori hazırlayan bir kişinin hem ayıları hem de balinaları bilmiyor olması, öyle görünmesi hem garip hem de ilginçtir
Charles Darwin teorisini kurgularken çelişkilere düştüğünün genelde farkındadır
Maymun vücutlarının kıllı fakat maymunlardan evrimleştiği iddia edilen insan vücutlarının niçin kılsız olduğunu açıklama konusunda ortaya attıklarıyla kendisi bakınız nasıl çelişiyor:
-Erkekte kılların özellikle göğüste ve yüzde ve her iki eşeyde kol ve bacakların gövdeye bitiştiği yerlerde alıkonmuş olması insanın kıllarını dik durmaya başlamadan önce yitirdiği varsayımına uygun olarak böyle bir sonuç çıkarılabileceğini göstermektedir Çünkü bu gün en kıllı olan kesimler o zaman güneşten en iyi korunmuş olmak gerekir Bununla birlikte başın saçlarla kaplı olması dikkate çeken bir ayradır Çünkü baş her zaman güneşin etkisinde en çok kalan parçalardan biri olmakla birlikte sık saçlarla kaplıdır Ne var ki insanı da içine alan maymunlar takımının öbür üyeleri çeşitli sıcak bölgelerde yaşamakla birlikte kıllarla kaplıdır ve kılların genellikle en sık olduğu yer sırt kesimidir Bu insanın güneşin etkisi ile çıplaklaştığı varsayımını çürütmektedir

Maymun ve daktilo hikâyesi: Evrim teorisi taraftarlarına göre eğer evrim mekanizmaları düzgün işlerse daktilo başına oturmuş, tuşları rast gele basan bir maymun zaman içinde insanlık tarihini eksiksiz yazabilir Bu varsayımın evrim teorisi savunucularının akıl, mantık ve bilim dışı garipliklerinden bir başkası olduğu açıktır Şart olarak öne sürülen düzgün işlemesi gereken evrim mekanizmalarından kasıt doğal seleksiyon ve mutasyonlar olmalıdır Bu mantığa göre maymunun daktilo tuşlarını rast gele basması mutasyonların yerine geçmekte basılan harflerden işe yarayanların seçilmesi ise doğal seleksiyon olmaktadır
Fakat bu varsayım faydalıların seçilmesi için amacın en baştan bilinmesi gerekliliği ilkesine terstir Eğer siz ne yazacağınızı, ne yapacağınızı en baştan bilmezseniz rastlantılarla elinize geçenlerden işinize yarayacakları bilip seçemezsiniz Örneğin maymun rast gele İ harfini bassa İ harfinin insanlık yazarken gerekli olduğu bilinmediğinden diğer harflerden farkı olmayacak, dolaysıyla seçilip, biriktirilmeyecektir
Bilim insanı olduklarını varsaydığımız bazı kişilerin evrimsel mekanizmaların seçici özelliklerinin olduğunu, dolaysıyla amaç bilinmeden seçimin yapılabileceğini öne sürerler Sürerler ama bu seçiciliğin ne olduğunu bir türlü açıklayamazlar Bilimsel libaslar giyinmiş kimi kişilerin bu tür saçmalıkları tartışması ve hatta yadsınamaz gerçekler kabul etmesini ibret verici buluyor, esefle karşılıyoruz

Hurda deposuna düşen yıldırım hikâyesi: Evrim teorisine gönülden bağlanmış kimi evrim taraftarları hurda deposuna düşen bir yıldırımın evrim kuralları işlediği takdirde hurdaları çekip çevirerek zaman içinde tüm aksamlarıyla eksiksiz bir jumbo jet oluşturabileceğini varsayabilmektedirler
Bu varsayım cansız maddelere mutasyon, doğal seleksiyon gibi evrim mekanizmaları uygulanamayacağından temelde zaten mantıksızdır Fakat bir örnekleme olduğundan bu mantıksızlığı bir an için görmeyebiliriz
Bu iddiayı ortaya atan evrimci bilim insanımızın bu konudaki varsayımı şöyledir
-Tesadüf evrimde bir rol oynar (örneğin, rastlantısal mutasyonlar yeni özelliklerin oluşumuna yol verebilirler), ama evrim, organizmaları, proteinleri veya diğer birimleri oluşturmak için sadece tesadüfe dayanmaz Tam tersine; evrimin temel mekanizması olan doğal seleksiyon, istenen (adaptasyon sağlayan) özellikleri korumak ve istenmeyen (adaptasyon sağlamayan) özellikleri elemek yoluyla tesadüfî olmayan bir değişim sağlar
Fakat mutasyonların, ardından doğal seleksiyonun işlerlik kazanabilmesi için maddenin en azından en baştan basitte olsa bir düzenlilik oluşturması gerekir
Düşen yıldırımın ve oluşturduğu kasırganın sağa sola savurduğu parçalar düzenlilikler oluşturabilir mi? Böyle bir düzenlilik oluşsa bile termodinamiğin ikinci kanununa göre zaman içinde bozuma uğrayacağından uzun evrim süreçlerinde varlığını nasıl koruyup evrimleşecektir? Bu sorular ve cevapları bu varsayımın can noktaları olur
Böyle bir varsayımın işlerlik kazanabilmesi için en azından termodinamiğin ikinci kanunun tersine işlemesi kaçınılmazdır Bu nedenle böyle bir iddia akıl mantık ve bilim dışı bir saçmalık olur
Fakat bir evrimci varsayımı olan bu saçmalık sizleri şaşırtmasın Çünkü aynı evrimciler yukarıda saçmalıktan yola çıkarak bir canlı hücresinin rastlantılarla sıcak su havuzlarında oluştuğunu iddia edebilmektedirler Bu iddia bir önceki iddiadan binlerce kez daha zordur Bu tür iddialar denize düşenin yılana sarılması misali evrim teorisi taraftarlarının teorilerini korumak için ne kadar çaresiz kaldıklarının bir göstergesi olarak yorumlanmalıdır
Philip Johnson'ın ifadesiyle, evrimcileri dinlerken ya da öngörülerini okurken saçmalık detektörlerini hep açık tutmak gerekmektedir


Alıntı Yaparak Cevapla

Evrim Teorisinin Sakat Mantığı

Eski 11-04-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Evrim Teorisinin Sakat Mantığı




EVRİMCİLERDEN İTİRAFLAR

Evrim mekanizmalarının bilimsel bulgularla çelişmesi bazen evrim teorisi savunucularına öyle güç durumlarda bırakır ki yaptıkları savunmalar bir nevi itiraf haline alır Bir evrim teorisi savunucusu bilim insanı doğadaki basite indirgenemez kompleks yapıların oluşumunu evrim mekanizmalarıyla açıklayamayınca şunları söylemek zorunda kalmıştır:
-…Organizmalarda görünen bazı komplekslikler henüz anlamadığımız doğal olgular sayesinde ortaya çıkmış olabilir Ama bu, bunların doğal olarak ortaya çıkmış olamayacağını söylemekten çok farklıdır
Yine aynı bilim adamı bu konuda:
-Bilim, doğal seleksiyonun ötesinde de bazı güçlerin evrimde rol oynama olasılığını kabul eder Ama bu güçler doğal olmalıdır; varlıkları bilimsel kavramlarla kanıtlanmamış olan gizemli yaratıcı zihinlere atfedilemezler
Bu bilim insanımız kanıtlamanın iddia sahibine düştüğünü unutmuş görünmektedir
Fark edileceği gibi basite indirgenemez sistemlerin rastlantılarla oluşamayacağı, oluşmalarında bilinenlerin dışında bazı güçlerin olabileceği kabul edilmekte, bu güçlere doğal olma sınırı getirilmekte fakat nitelikleri nicelikleri konusunda bilgi verilemekte fakat sonuçta Yaratıcının varlığı kesin bir dille reddedilmektedir
Buradaki amacın var oluş sorusuna yanıt arayıp bulmak değil bir yaratıcı iradenin varlığını inkâr etmek olduğu açıktır Bir evim teorisi taraftarı için gerektiğinde her türlü akıl, mantık bilim dışı saçmalıklar kabul edilebilir ama bir yaratıcının varlığı kabul edilemez Eğer bu mantık bir taassup değilse başka ne olabilir?
Sistem ve düzen sahibi, belirli bir süreçte olsa devamlılık gösteren oluşumların birer eser olduklarını daha önce söylemiştik Eserler ise bilgi, irade, güç, madde ve zaman beşlemesinin sonucudur ve asla rastlantısal değildir Ortada bir eser varsa bir de eser sahibi var demektir Eğer var oluş bir eserse birde sahibinin, var edicisinin olması doğaldır Var oluş eserinin bir sahibinin olması gereği materyalist felsefe taraftarlarınca doğa gücü denen ne olduğu bilinemeyen bir güçle doldurulmaya çalışılır Çalışılır ama doğa gücünün var oluştaki düzenliliğin bir sonucu olduğu görmezlikten gelinir; eserin, eser sahibi olamayacağı gerçeği unutulur Bu muazzam yapının sahibi olarak yapının kendisi gösterilmeye çalışılır
İnanılan ve bilimsel olduğu iddia edilen bir felsefeyi savunmak için akıl, mantık ve bilim unutulur Bir yaratıcının varlığını bilim dışı ilan edip eseri eser sahibi olarak göstermeye çalışmayı bilimsel kabul etmek bu yaman çelişkinin en güçlü örneğidir Kaldı ki bu konuda gösterebilecekler en küçük kanıtları dahi yoktur Fakat bir yaratıcının var olduğunu gösteren kanıtlar milyarlarcadır Tüm var oluş bir yaratıcının var olduğunu hep bir ağızdan ikrar ve tasdik eder Bu büyük gerçeği göz ardı ederek yapay cevaplar aramak ne akla, ne mantığa ne de bilime uygun düşer


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.