|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
altay, çak, günü, kalgançı, kıyamet, türklerinde |
![]() |
Altay Türklerinde Kıyamet Günü: Kalgançı Çak |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Altay Türklerinde Kıyamet Günü: Kalgançı ÇakAltay Türklerinde Kıyamet Günü: Kalgançı Çak Çok eski zamanlardan beri, çeşitli tabiat afetleri insanları korkutmuş, bu korkular kavimlerin ve insanların birbirleriyle de olan mücadelesiyle karışarak kıyamet, "âhir zaman", Altay Türklerinde ise "Kalgançı Çak" (Kalan Son Zaman) tabirleriyle, dünyanın çökmesi tasavvurları anlatılmıştır ![]() Eski Türkler, kıyamet meselesine daha az ilgi duymuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Kalgançı Çak"ı tasvir eden iki rivayet tespit edilmiştir ![]() ![]() Altay Türkleri, birgün dünyanın sonunun geleceğine inanırlar ve bu gelecek son güne, yani kıyamete "kalgancı çak" derler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kalgançı Çak geldiği, kara yer od'la (ateşle) kaplandığında Büyük Kaan Ata Tanrı (Kayra Kaan Ada Kuday), kulaklarını tıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() «Bu yana bak Mangdaşire! Yardım et! Köngül otunu yok edemedim ![]() ![]() Mangdaşire'den ses çıkmaz ![]() «Büyük kagan ulusunu bıraktı, cins aygır sürüsünü bıraktı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() May-Tere'den ses çıkmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alltay Türkleri arasındaki başka bir anlatıya göre ise Ülgen, Tanrı'dan korkmayı ve kendilerini değiştirmeği öğretmek üzere May-Tere'yi insanlara gönderecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Teleüt Türklerine göre; "kalgançı çak" geldiğinde gök demir, yer sarı bakır olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ünlü Alman bilimadamı Radloff ve Verbitskiy'nin derledikleri kıyamet mitosu ise edebiyatın betimleme sanatının ilk güzel örneklerinden birisidir: “Kalgançı çak geldiği zaman gök demir, yer sarı bakır olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aşağıda, Şamanizm'in ahir zaman anlayışını yansıtan, Proben I'de [9] bulunan Altay Türkçesi metnini veriyoruz ![]() ![]() ![]() Kalgançı Çak (Orjinal Metin) A ![]() (Teleŋet kijilerdĭŋ sözŭbĭle (Teleget kişilerin sözü ile) Ķalġançı çak kelerde Dünyanın sonu geldiğinde Teŋeri temĭr polip ķalar, Gökyüzü, demir olur Yer yes polip ķalar, Yeryüzü, bakır (pirinç) olur Ķân ķânġa ķançıġar, Hanlar birbirine kanıkar (saldırır) Ķalıķ ķalıķķa ķara sanajar, Halklar, birbirini kara sanır (kötülük hazırlar) Ķadu taş, odılar, Katı taş, ufal(an)ır Ķadu aġaş, ķaķşalar, Katı ağaç, gevşer (yerinden kopar) Ķiji, ķarı(ş)ça polor Kişi, bir karış (bilek) kadar (küçük) olur Ergeķçe er polor, Erkek, küçük parmak boyu olur Er tisķini ķısķa polor, Erin dizgini kısa olur (yuların bağı) Ayaķtıŋ paşķa pĭ polor ![]() Ayak, başa bey olur (Kâse başa bey olur) Aba palazın tanıbas Baba çocuğunu tanımaz (şefkat göstermez) Pala abazın tanıbas Çocuk babayı tanımaz (saygı göstermez) Pağır paşķa çıġar, Başa bakır çıkar (Sarımsak, başa çıkar ![]() At pajınça altın Atbaşı kadar altın Ayaķtü aşķa turbas, Bir kap yemeğe durmaz (değerini tutmaz) Ayaķ aldınaŋ altın çıġar, Ayağın altından altın çıkar Anı alar ķiji yoķ polor ![]() Onu alan kişi olmaz ![]() B ![]() (Altay ķijilerdiŋ sözŭbile) (Altay kişilerin sözü ile) Ķalġançı çaķ ķelerde Dünyanın sonu geldiğinde Ķara yer otķo ķalarda, Kara yer, ateş(l)e tutuştuğunda Ķayraķaıı ada ķuday, Kayrakan Ata Huday, Ķulaġın yaba tudŭnar ![]() Kulağını kapatır ![]() Ol çaķta orön puzŭlŭp O zaman yer(in dışı) bozulup Orön, ürön, üzülüp ķalar ![]() Yer (toprak) ve ürün, birbirinden kopar Ķuruŋdaydıŋ ķu salķın (Bir) başbuğun kuvvetli sesi çıkarsa Ķijinĭ ķubuķsŭdar, Kişiyi sevindirir (avundurur) Töŋözöķ çayķalar, Bataklıktaki ot tümsekleri çalkalanır ![]() Temĭr üzeŋe tübii tijĭler, Demir üzenginin dibi delinir Temene üdŭ yırtılar ![]() İğne deliği, yırtılır ![]() Ķalıķ yon puzŭlar, Halk, bozulur ![]() Ķara ķurt ķanat taġınar, Kara böcek, kanat takınır, Ķara ķözŭnö ķan çabılar ![]() Kara göze kan yayılır ![]() Ķara su ķanbıla aġar, Kara su, (su kaynakları) kanla (karışıp) akar ![]() Yer tigirer, tü tesķiner, Yer, tıkırdar; dağ, tersine döner ![]() Yemirt yemireler, Dağ yamaçları, çöker ![]() Teŋeri tirler, Gökyüzü, titrer ![]() Teŋis çayķalar, Deniz, çalkalanır ![]() Yer aŋdanıp ķırtıjı tömön polor, Yeryüzü aktarılıp üstü aşağı gelir, Yeŋes ķodorılıp ķoġı ķalar, Ağaç yosunu koparılıp külü (tozu) kalır ![]() Teŋeri tērmenĭp, yigĭ açılar, Gökyüzü depreyip dikişi açılır (yarılır), Teŋis çaybalıp tübŭ ķörünör; Deniz, çalkalanıp dibi görünür; Teŋis tiibündö Deniz dibinde Toġus ayrı ķara taş, Dokuz ayrı kara taş, Toġus yerdeŋ üzŭler, Dokuz yerden kopar ![]() Toġus yerdeŋ iizŭlze, Dokuz yerden koparsa, Toġus ķurçulŭ ķayrçaķ çıġar, Dokuz kuşaklı (çevreli) kutu çıkar ![]() Toġus temĭr attū ķiji aııaŋ çıġar ![]() Dokuz demir atlı kişi, ondan çıkar ![]() Anıŋ eķūzü paşçı polor, Onun ikisi başbuğ olur Alardıŋ mingen attarı Onların binmiş (binit) atları Uruşķan ulu sarı, Vuruşan büyük sarı (at üzerinde) Aldınġı ķoldorı ķılıştŭ polor, Ön(deki) kolları kılıçlı asker olur Art ķuyruġŭ üldülŭ polor, Arka kuyruğu (ise) mızraklı (asker) olur, Aġaşķa tabârza Ağaçlara doğru yürüse (hücum etse), Aġaştı ender, Ağaç(ları) imha eder ![]() Tındūġa tabūrza Canlıya doğru yürüse (hücum etse) Tındūdŭ ender ![]() Canlıları imha eder ![]() Albattı yonġo amır yoķ polor, Halk için asayiş yok olur Ayġa, ķünge yarķın yoķ polor, Ayda ve Gün(eş)te ışık yok olur ![]() Aġaş tazılıııaŋ ķodorılar ![]() Ağaç(lar), kökünden koparılır ![]() Adazı palazınaŋ ayrılar, Babası, çocuğundan ayrılır ![]() Ölöŋ üzŭlör, Nebat, (kökünden) koparılır ![]() Ürönŭ tügöııör ![]() Ürünü tükenir ![]() Ene erķezĭneŋ ayrılar, Anne(ler), nazlı çocuk(lar)ndan ayrılır(lar) ![]() Erĭ yoķ ķalar ![]() Erkeği yok olur ![]() Yerde ķöngül tegen ölöŋ özör, Yer (üstün)de köngül (gönül) denen nebat yetişir ![]() Ölöŋnöŋ sarı manġıs çıġar, Nebattan sarı çekirge çıkar ![]() Malġa labârza, Hayvana doğru yürürse (rastlarsa), Maldı soror, Hayvanı yutar, (öldürür ![]() Ķijē tabârza, Kişiye doğru yürürse (rastlarsa), Ķijinî soror ![]() Kişiyi yutar, (öldürür) ![]() Ol çaķta Şal Yime ķıy salar: O zaman Şal Yime seslenir: "Peri ķörgiin Maŋdı Şire" "Mandı Şire, beri bak!" "Pir polıjıŋ etķin!" tir, "Bir yardım et" der, "Ķöngül tegen ölöŋ gö" "köngül (gönül) denen ota" "Ķolim yetpedi" tir, "Elim yetmedi ![]() ![]() "Ķöngül tegen ölöŋnŭŋ tazılı" "köngül (gönül) denen otun kökü," "Ķoŋır yılan" tir ![]() "Koyu renk(li) yılan" der ![]() Maŋdı Şire, uııçuķpas ![]() Mandı Şire, cevap vermez ![]() Anaip polbazı Şal Yime ķıy salar Böyle cevap olmayınca Şal Yime (tekrar) seslenir: "Yân ķân albattızın taştadı," "Yân Kân halkını bıraktı (gitti)," "Yaķşı aygır ürŭn taştadı," "İyi aygır sürüsünü bıraktı (gitti)," "Yar yemirilĭp, su sôldı," "Yar çöküp, su kurudu," "Yaķalū ton elep," "Yakalı elbise aşındı (eskidi)," "Yaķazı yırtıldı ![]() "Yakası yırtıldı ![]() "Yaķârulû yurt," "Hakimiyeti olan yurt, (memleket)" "Yaķâŋı yoķ ķaldı ![]() "Hakimiyetini kaybetti ![]() "Yarıķtüġa yürŭm yoķ poldı ![]() "Işıklı (güne doğru) hareket (hayat) yok oldu ![]() "Uyalū ķuş," "Yuvalı kuş," "Uyazın taştadı ![]() "Yuvasını bıraktı (gitti) ![]() "Turulü ķiķ," "Duracak yeri olan geyik," "Türūn taştadı," "Duracak yerini bıraktı (gitti)," "Palalü ķadıt," "Çocuklu kadın," "Palazın taştadı ![]() "Çocuğunu bıraktı (gitti) ![]() May Tere, uııçuķpas ![]() May Tere, (yine) konuşmaz ![]() Onıŋ ķinĭnde Erliķtĭŋ pâttırları Onun arkasındaki Erlik (Han)in alpları (kahramanları) Ķaraş—pıla Ķerey, Karaş ile Kerey, yer üstiinö çıġarlar ![]() Yer üstüne çıkarlar, (peydah olurlar) ![]() yer üstŭnö çıķķanda Yer üstüne çıktıklarında Ülgönîŋ pâttırları Ülgen'in kahramanları Maŋdı Şire bĭle May Tere Maıjdı Şire ile May Tere Alarbıla yūlajarġa Onlarla savaşmak için, Teŋeriden tüjörlör ![]() Gökten inerler ![]() May Terenĭŋ ķanŋaŋ May Tere''nin kanından (kanı ile) Yer otķo ķalar ![]() Yer ateşe kalır (ateş yeri sarar) ![]() Ķalġaııçı çaķ andĭ polor ![]() Ahır zamaıı böylece olur (meydana gelir) ![]() |
![]() |
![]() |
|