Prof. Dr. Sinsi
|
Anadolu'nun Piramitleri
Anadolu'nun Piramitleri
Herodot : " burada öyle bir anıt var ki, bilinen bütün öbürlerini aşar"
Tarihin babası olarak bilinen Herodot, ünlü eserinde Lydia hakkında bilgi verir*ken, "Pek öyle adı anılacak olağanüstü şeylere sahip değildir" di*ye başlıyor  Görüntüsü bugün bile pek değişmeyen Lydia'da Herodot'un ilgisini çeken tek şey, Lydia Kralı Al*yattes'in görkemli mezarı (ya da tümü*lüsü) olmuş  "Ama, Mısır ve Babil'*deki anıtlar bir yana, burada öyle bir anıt var ki, bilinen bütün öbürlerini aşar" diye devam ediyor, "Bu, Kro*isos'un babası Alyattes"in mezarıdır, etekleri büyük taşlarla örülmüş bir toprak yığınıdır  "
"küçük esnafın, el işçileri*nin ve aşk satıcısı kızların top*ladığı paralarla" yapılmıştı  
Yakın çevresinde yer alan 100 ka*dar tümülüsten belirgin biçimde ayrı*lan bu dev mezar; Herodot'un bildirdi*ğine göre, "küçük esnafın, el işçileri*nin ve aşk satıcısı küçük kızların top*ladığı paralarla" yapılmıştı  Yakının*dan geçtiğini de söyleyen Herodot'un anlattıklarına bakılırsa, o dönemde anıtın tepesinde beş tane blok taş bu*lunmaktaydı Taşların üzerinde de, ya*pımına katılan her meslek dalının ver*diği para miktarı yazılıydı Herodot, ödenmiş en yüksek miktarın, fahişelik yapan küçük kızlardan geldiğini be*lirtmişti Çünkü, bu devirlerdeki Lydia geleneğine göre, genç kızlar evlenme*den önce, bedenlerini satarak çeyiz parası biriktirirlerdi  
Eski Lydia bölgesi
Eski Lydia bölgesi, o dönemde gü*neyindeki Karia'dan Büyük Menderes Irmağı ile ayrılıyordu Ülke, doğudan bugünkü Uşak kentiyle, kuzeydoğu*dan ise Kütahya'nın Gediz ve Simav ilçeleriyle Phrygia'ya sınırdı Kuzeyde ise Akhisar ya da eski adıyla Thyate*ira, Lydia'nın son kenti sayılıyordu Batıda da Aolis ve İonia'daki kıyı kentleri, Lydia'nın denizden ayrıldığı doğal sınırlar olarak kabul ediliyordu Lydia kral mezarları ise bugün bu bü*yük bölgenin içinde, Göl marmara civarında yer alıyor 
Çok sayıda tümülüs nedeniyle "Bintepeler" adı verilmiş
Antik devirlerdeki adı "Gygaia Limne" ya da "Koloe Limne" olan gölün güney ve batısı hemen neredey*se bu tümülüslerle kaplı  Bu nedenle bölgeye yöre halkı, haklı olarak "Bin*tepeler" adını vermiş Lydia'nın mer*kezi sayılan Sardis antik kenti de, Bin*tepeler'e yaklaşık 25-30 km kadar uzaklıkta 
Batı Anadolu'da M Ö I binde egemen olan Lydia Krallığı'nda üç kral sülalesinin art arda hüküm sürdü*ğü biliniyor
"Alyadlar" "Heraklid*ler'" ve "Mermnadlar" (şahin oğulla*rı) adlarıyla tanınan bu kral sülalele*rinden ilkinin geçmişi; Herodot'un bil*dirdiğine göre, M Ö II binin ortaları*na kadar geri gidiyor İkinci sülalenin ise, ülke yönetimini M Ö 1185 yıllan civarında ele geçirmiş olduğu kabul ediliyor Bu ikinci kral sülalesi, yani Heraklidler'in egemenliği de M Ö 680 yıllarına kadar sürüyor
Bu tarihlerde 3 ve Mermnadlar Sülalesi'nin ilk kralı olan Gyges, Kral Kandaules'i devirip tahta çıkmıştı Mermnadlar'ın 141 yıl süren hüküm*ranlığı süresince Lydia, politik ve eko*nomik açıdan önemli bir güç haline geldi M Ö 680-546 yılları arasında geçen bu kısa dönem içinde Lydialılar kendilerine özgü eserler yarattılar Gyges ile başlayan bu dönem ve Mermnad soyu; Ardys, Satyattes ve Alyattes ile devam etti  Pers Kralı Kyros'a yenilen Kroisos'la bu parlak dönem sona erdi ve Sardis'te M Ö 336 yılına kadar süren satraplık (merakediyorum notu: Perslere bağlı eyalet) döne*mi başladı 
Tümülüsle*rin özellikle üçü olağanüstü büyük*lükleriyle dikkatleri eski çağlardan beri üzerlerine topluyorlar
İşte Bintepeler'de, tümülüslerden oluşmuş bu kraliyet nekropolünün (mezarlık), Lydia Krallığı'nın son kral soyu olan Mermnadlar zamanında ya*pılmış olduğu sanılıyor Bu tümülüsle*rin özellikle üçü olağanüstü büyük*lükleriyle dikkatleri eski çağlardan beri üzerlerine topluyorlar M Ö 6 yüz*yılda yaşamış İonialı şair Hipponax bile, "Alyattes tümülüsünün üstüne çıkınca güneşin battığı yer doğru bak*tığında, ilk tepe Gyges, sonraki de Ardys'in mezarlarıdır" diyor Bu üç dev tümülüs, bugün karayolunun ke*narında 3-4 km arayla art arda sırala*nıyorlar Aralarında farklı boyutlarda küçük tümülüsler olmasına rağmen bu üçü kolayca fark ediliyor
Bu küçük tümülüslerin kimlere ait olduğu belki hiçbir zaman bilinmeye*cek  
Çünkü, henüz bunlara ait tarih*sel bir kayıt yok Roma döneminde bütün mezarların hırsızlar tarafından en az bir kez soyulmuş olması da bir başka olumsuzluk  Defineciler, çok*tan boşalmış olduğu sanılan bu anıtla*ra günümüzde bile saldırılarını sürdü*rüyorlar
Bintepeler'de defineciler daha çok kazı çalışması yapıyor
Mezar odasına giden 85 metre uzunluğunda bir tünel
Bintepeler'de ilk kazı çalışması* 1853 yılında, İzmir Almanya Konsolosu Spiegelthalt tarafından Al*yattes tümülüsünde gerçekleştirildiği biliniyor Bu dönemde güneyden açı*lan bir tünelle bir odaya ulaşılmış Herodot'tun tümülüsün tepesinde ol*duğunu yazdığı kayalardan biri bu dö*nemde iyi durumda durmaktaymış 1952 ve 1957'de Hanfmann bu taşı yazılarında belirtmiş Ancak, 1962 yı*lında yapılmak istenen bir ölçme ça*lışması sırasında, taşın defineciler ta*rafından dinamitlenerek dört parçaya ayrıldığı; yapılan açma sonunda da tü*mülüsün soyulmuş olduğu anlaşılmış Bazı seramik parçalarının da bulundu*ğu bu çalışmayla ulaşılan en önemli sonuç, mezar odasına giden 85 metre uzunluğunda bir tünelin ortaya çıka*rılması olmuş  
Bölgede ikinci çalışmayı 1962-66 yıllarında Amerikalılar yapıyor
Bölgede bunu izleyen ikinci çalış*ma, Amerikalılar'ın 1962-66 yıllan ara*sında Gyges tümülüsünde yaptığı arke*olojik kazı çalışması  Gölün 2 km ka*dar güneyindeki, yaklaşık 50 metre ka*dar bir yükseklikte ve 200 metrelik bir yarıçapta olan bu tümülüsten elde edi*len ilk bulgular içinde, uzunluğu 90 metre kadar olan ve kireç taşından ya*pılmış bir "krepis duvarı" (basamak, basamaklı duvar) var Kayda geçen daha önemli bir bulgu ise, duvarın üze*rinde, girişten yaklaşık 44 m sonra ya*zılı olan "Gugu" kelimesi  
Toplam 130 metre uzunluğundaki antik tünel*ler çok ilginç sayılıyor
Arkeolojik açıdan çok önemli ola*rak nitelenen bu bulgu, Asur belgele*rinde adı geçen ve ünlü kral Asurbani*pal'e elçi göndermiş olan "Luddi Kra*lı Gugu"nun varlığı kanıtlıyor Bu isimle anılan kişinin, Lydia Kralı Gyges ile aynı kişi olduğu idda edili*yor Ne var ki, bu tümülüsün mezar odası bulunamamış  Ancak, toplam 130 metre uzunluğundaki antik tünel*ler çok ilginç sayılıyor Ele geçen ka*lıntılar arasında, tünelin girişinden 63 5 metre içerde bulunan ve tarihle*me açısından önemli olan Roma döne*minden kalma bir testi var Arkeolog Robin U Russin'e göre, mezarın için*de yapılan ve Gyges dönemini temel alan (M Ö 680-645) tarihleme çalış*maları doğru ise, bu tümülüs Lydia'da yapılan en erken tümülüs  
Bintepeler'deki sonuncu büyük Lydia kral tümülüsü, 300 metrelik ya*rıçapı ve yaklaşık yine 50 metrelik yüksekliği ile, gölün 1 2 km güneyin*deki Kral Ardys'in anıtsal mezarı  Yanından geçen yolun yapımı sırasın*da kireçtaşı duvarları dozerle zedele*nen; sıralamada üçüncü, ama yüksek*lik ve büyüklükte ikinci sırada yer alan bu tümülüste şimdiye kadar hiç*bir bilimsel kazı çalışması yapılma*mış (merakediyorum notu: bu yazı Ocak 1998 tarihlidir Umarız, bu tarihten sonra çalışma yapılmıştır) Bazı bilimadamlarınca en esrarlı tümülüs olarak kabul edilen yığma te*penin gerçekte Kral Tmolus, Tos, ya da Atys veya Ardys'e ait olduğu konusunda bir kararsızlık var Ancak, genel görüş bu isimlerin tamamının aynı ki*şiye ait olduğu yolunda  Halkın Mu*taf Tepe olarak adlandırdığı bu tümü*lüs diğerlerinden çok daha kayalık bir yapı sergiliyor Bu nedenle içine doğ*ru herhangi bir şekilde tünel açmak çok daha güç  
Bölge yıllardır arkeologlar tarafın*dan devamlı kazılıyor
Yalnızca bü*yük tümülüsler değil, küçük mezarlar da bilimadamlarının ilgisini çekiyor Tabii, bunların kimlere ait olduğu ko*nusunda bulgular elde etmek büyük olasılıkla imkansız Ele geçenler yal*nızca küçük kaplar, seramik parçaları, daha yakın zamanlara ait kandiller, bazı bronz eşyalar ve birkaç kemik ve iskelet parçası  Mezarın içindeki mi*mari özellikler, taş işçiliği, kullanılan malzemenin yapısı ve mezarın iç pla*nına ilişkin bilgiler, bilimadamlarınca önemli bulgular olarak kabul ediliyor Bilimadamlarının karşısında bulunan defineciler ise anıtları dış görünüşüne aldanıp, akıllarına esen yere vurmuşlar kazmayı  Birçok tümülüsün yüzeyi, definecilerin altın sevdası nedeniyle delik deşik olmuş  
Bölge, bilimadamlarının ilgisini çekti*ği kadar definecilerin de gözdesi ha*linde
Dışarıdan göründüğü kadarıyla, bölge, bilimadamlarının ilgisini çekti*ği kadar definecilerin de gözdesi ha*linde Defineciler, 1989 yılı başların*da Gyges ile Ardys tümülüsleri ara*sında bulunan ve Salihli-Gölmarmara yolunun hemen üzerinde yer alan bir tümülüste kaçak kazılar yapmışlar Tümülüsün güney eteğinde, genişliği 3 m, uzunluğu 12 m ve derinliği de 4 m'ye varan bir çukur açmışlar Bunun üzerine Manisa Müzesi Müdürü arke*olog Hasan Dedeoğlu başkanlığında 12 gün süren bir kurtarma kazısı ya*pılmış  
Tümülüsün içindeki delik, mezarın da*ha antik çağlarda soyulduğunu göste*riyor
"BT 89" tümülüsü olarak adlandı*rılan 12 m yüksekliğinde ve 38 m ya*rıçapındaki tümülüsün içindeki delik, Hasan Dedeoğlu'na göre, mezarın da*ha antik çağlarda soyulduğunu göste*riyor  Bu ilk soygundan günümüze arta kalan buluntular ise, definecilerin düşündüğünün aksine, pek masum ka*lıntılar sayılıyor Bazı örnekler ver*mek gerekirse; iki araba tekerleğine ait dağılmış ve kömürleşmiş parçalar, 10 2 cm uzunluğunda bronzdan ve fi*gürin şeklinde yapılmış araba dingili*ne ait pimler, 11 3x4 5x3 3 cm boyut*larında bronz koç başlan, 3,9x3 5 cm çapında iki minik bronz çan  Bu iki çanın atın koşumlarında ses çıkarmak amacıyla yapıldığı sanılıyor Çift kulplu küçük ve kırık bir amphora, kumaş parçası, demir halka, ahşap ka*lıntılar ve yine kırık vaziyette bir ala*bastron kap  Tümülüs buluntuları dikkate alınarak yapılan tarihleme, mezarın I Dareios (M Ö 520-485) yıllarına ait olduğu kanısını kuvvet*lendiriyor
Türki*ye'nin sahip olduğu en önemli kültür ve arkeoloji hazinelerinden biri
Bintepeler tümülüsleri, Lydia arke*olojisi açısından çok önemli ve bir benzerini dünyanın başka bir yerinde bulmak mümkün değil  Bu bakım*dan, Lydia Kral Nekropolünü, Türki*ye'nin sahip olduğu en önemli kültür ve arkeoloji hazinelerinden biri olarak kabul etmek gerek  Görece olarak dar sayılan kraliyet nekropol alanın hemen dışındaki bölgelerde de çok sa*yıda tümülüs var Ama bütün bu alan, şimdi adeta definecilerin keyfine terk edilmiş durumda  Binlerce yıldan gü*nümüze kalan bu etkileyici kültür böl*gesi geleceğe doğru giderek "erime" safhasına girmiş Definecilerin kasıtlı çabaları, çiftçilerin tarla sürerken bi*linçsiz yonttukları etekler ve karayolu çalışmasına kurban gitmiş bazı tümü*lüsler bunun çok kesin kanıtlan  
İrfan UNUTMAZ
Lydia devleti ve egemenlik alanı  
Türkiye Halkının İlkçağ Tarihi - Prof Dr Bilge UMAR
Herodot, Herakles Oğulları yerine Mermnos (Şahin Oğulları) soyu*nun geçmesini, Herakles soyunun son kralı Kandaules'in istemeyerek eşini incitmesine, onurunu yarala*masına bağlar Kandaules, eşinin olağanüstü güzel olduğunu; güven*diği subayı Gyges'e sık sık söyler*miş Onun buna pek inanmadığını görünce, sarayda eşiyle yattıkları odaya saklanmasını ve kraliçe so*yunup yatağa girerken onu çıplak görmesini buyurmuş Gyges, bu iş*ten affını istemişse de kral diretmiş Ancak, kraliçe olup biteni anlayınca çok ağırına gitmiş Gyges'i çağırtıp, ona "Ya öleceksin, ya da kralı öldü*rüp onunu yerine geçecek ve be*nim kocam olacaksın" diye onu zor*lamış  Aynı gece Gyges kralı uy*kusunda öldürüp kral olmuş  
Lydialılar kendi kıyılarındaki Hellen kentlerinin güçlenmesini ön*lemeya çalıştılar
Gyges, tahminlere göre M Ö 687'de kral olmuştu Onun zamanın*da, Lydialılar kendi kıyılarındaki Hellen kentlerinin güçlenmesini ön*lemeya çalıştılar Gyges ilk olarak, Miletos, Smyrna, Kolophon kentleri üzerine ordu gönderdi Kolophon'u ve Srylos Magnesia'sını (Manisa) ele geçirip haraca bağladı Gyges'in M Ö 652 yılında Kim*merler'e karşı savaşırken ölmesi üzerine yerine oğlu Ardys geçti
Ardys, önce Priene'yi ele geçirdi, Miletos'a karşı savaşı sürdürdü Kimmerler'in başkent Sardis'i ele geçirmelerine engel olamadı ve M Ö 621 yılında öldü Ardys'in yeri*ne oğlu Sadyattes geçti Bu kral da Kimmerler'le başa çıkamadı ve M Ö 609'da öldü Onun yerini de oğlu Alyattes aldı Alyattes büyük bir kraldı ve Kimmerler'in kökünü kazıdı Smyrna'yı (İzmir) uzunca sü*ren bir kuşatmadan sonra M Ö 600'de aldı Kentin geleceğini Lydia için tehlikeli gören kral, Smyrna'yı yakıp yıktırdı Buna karşılık diğer bir İonia devletçiği olan Klazomenai, Lydia ordusu yenmeyi başardı Kral, Lydia'nın Miletos'la yaptığı ge*leneksel savaşı bir türlü sonuçlan*dıramadı M Ö 604 yılında Tiran Thrasyboulos yönetimindeki Mile*toslular'la barış yapıldı
Güneş tutulması ile sonlanan savaş
Alyattes, Lydia'nın batıda istediği dengeyi kurduğuna inanınca doğu*ya döndü Beş yıl boyunca İran'la savaşa tutuştu Altıncı yıl iki ülkenin ordusu Kızılırmak'ın doğusunda sa*vaşa girmişken, Miletoslu filozof Thales'in o yıl içinde olacağını ön*ceden bildirdiği güneş tutulması, M Ö 585 yılı 28 Mayıs günü gerçek*leşti İki ordu da bunu savaşın bıra*kılması için tanrısal bir buyruk saydılar Kızılırmak, iki ülke arasında sınır sayıldı Lydialılar, İran barışın*dan sonra yine batıya yöneldiler Şimdiki Edremit yakınlarında, yeri henüz saptanamamış eski Edremit'i kurdular
Lydialılar para basan ilk ulus olmayı altın tozu taşıyan Paktolos Çayı'na mı borçlu?
Alyattes M Ö 563 yılında ölünce yerine oğlu Kroisos geçti Bu kralın döneminde Lydia'nın başkenti Sar*dis, zenginliğinin doruğuna ulaştı Bu zenginlikte, kent içinden akan Paktolos Çayı'nın (Şart Çayı) taşıdı*ğı suda altın tozlarının bulunması ve Strabon'a göre Bergama ile onun batısındaki "Kalarga" tepesi arasındaki madenden altın çıkarıl*masının payı vardı Belki bu neden*le Lydialılar, değişim ölçüsü olması için para basan ilk ulus olmuşlardı Lydia paralarının üzerinde aslan başı ve boğa başı kabartması vardı
Lydia Krallığının yıkılışı
Lydia Krallığı bu mutlu dönemi
Lydia Krallığı bu mutlu dönemi yaşarken, İran'da da bir sülale deği*şikliği yaşanıyordu İran'ı böylesi bir çalkantılı dönemde yakalayan Kroisos, hem sınırlarını Kızılırmak'ın ötesine uzatmak, hem de Kapadok*ya'yı ele geçirmek için harekete geçti Kızılırmak'ı aşıp, henüz yeri saptanamamış Pteria kentine ulaştı Savaş bu yörelerde yapıldı ve her iki taraf da kesin sonuç alamadı Er*tesi günü iki ordu da birbirine sal*dırmadı Lydialılar bağlaşıklarından yardım alıp ertesi bahara İran'a ye*niden saldırmak için Sardis'e geri döndüler Paralı askerlerini de bı*raktılar Oysa Kyros da, gizlice tüm ordusuyla Sardis önlerine gelmişti İki ordu Sardis ile Gediz ırmağı ara*sındaki ovada savaşa tutuştu Kyro*s'un ordusundaki develer Lydia atlı*larını ürkütmüş, ordu kentin içine geri çekilmişti Kuşatmanın 14 gü*nü çok dik olduğu için çıkılamaz sa*nılan ve gereğince korunmayan bir bölümden İranlılar hisara sızıp ken*ti ele geçirdiler Böylece, dili ve ya*zısı henüz yeterince çözülememiş Lydia Krallığı yıkılmış oldu
Türkiye Halkının İlkçağ Tarihi - Prof Dr Bilge UMAR
Lydia ve Lydialılar
"Herodot Tarihi" Heredotos
Lydialılar'ın görenekleri Yunanlı*lar'ınkine benzer  Ayrıldıkları nokta şudur ki, Lydialılar kız çocuk*larını fahişeliğe bırakırlar Bizim bildiklerimiz içinde ilk olarak altın ve gümüş para basan ve ilk olarak ufak tefek ticaret işlerine girişenler bunlardır Kendileri anlatırlar ki, bugün gerek kendi ülkelerinde, ge*rekse Yunanlılarda oynanan oyun*ları türetenler de kendileridir Bu Etruria'nın koloni haline getirildiği zamana rastlar; bakınız ne anlatı*yorlar bu konuda: Manes oğlu Atys zamanında kıyıcı bir kıtlık sarmıştı bütün Lydia'yi  Bir süre dişlerini sıktılar Lydialılar, sonra kıtlık sürüp gittiği için çareler aradılar Her biri kendince bir çare ileriye sürdü Bu oyunlar, zar, aşık kemiği ve top oyunları, tavladan gayri, hepsi o zamanda ortaya çıkmıştır Çünkü Lydialılar tavlayı biz bulduk demiyorlar Bunları bulduktan sonra, bakınız ne yapıyorlardı açlıklarını bastırmak için: Yiyecek peşinde koşmamak için iki günün birini oyuna veriyorlardı Ertesi gün de oyunu bırakıp yemek yiyorlardı On sekiz yıl boyunca böyle yaşadılar Ama kıtlık azalacağı yerde açlığı büsbütün artınca, Kral Lydialılar'ı ikiye ayırdı, "Kim kalacak, kim gi*decek kur'a çekilsin" dedi Kaderin kalmak üzere ayırdıkları gene ken*di hükmü altında bulunacaktı Gö*çedecek olanlara da oğlunu veri*yordu kral olarak, ki adı da Tyrrhe*nos'tu Böylece, ülkeden çıkmak üzere ayrılmış olanlar İzmir'e indi*ler, orada gemiler edindiler İşleri*ne yarayacak şeyleri yüklediler, bir yurt ve yaşama çaresi peşinde kıyı kıyı dolanıp, sonunda Umbria'ya yanaştıkları güne kadar denizlerde gezdiler Orada kentler kurdular ve torunları bugün de orada oturmak*tadır Lydialı adlarını değiştirdiler ve kendilerini yola çıkaran kral oğ*lunun adını aldılar Yeni adları olan Tyrrhennoslar sözünü onun adına göre türetmişlerdir
"Herodot Tarihi" Heredotos
Mitolojide Lydia
"Mitoloji Sözlüğü" Azra ERHAT
Sardis yakınlarındaki Bozdağ, es*ki bir Lydia dağı, adı da "Tmo*los"  Bu dağ Diyonysos dininin kaynağı olarak gösteriliyor Tmolos adlı bir Lydia kralından da söz edili*yor: Ares'in oğlu olan bu kral, Arte*mis'in arkadaşlarından birine saygı*sızlık etmiş, tanrıça da üstüne azgın bir boğa salmış, onu öldürtmüş Oğ*lu ölüsünü Bozdağ'a gömmüş bu yüzden dağa Tmolos adı verilmiş
Tarkhon, Roma'nın kuzeyinde bu*lunan Taquinii ve daha başka şehir*leri kurmakla ün salmış Etrüsk kahramanı  Telephos'un oğlu olduğu söyleniyor Etrüskler'i Lydia'dan İtalya'ya o götürmüş Tarkhon ak saçlı olarak doğmuş, bu da şanlı bir alın yazısı değilmiş
Lydia Kralı Tantalos, hem efsane*de dal budak salmış lanetli bir so*yun atası, hem de ölüler ülkesinde çektiği ceza ile ünlüdür Kendisi Ze*us ile Plüton'un oğlu sayılır Çocuk*larının da Pelops ile Niobe olduğu genellikle kabul edilir Efsaneler, la*nete uğramasının nedenlerini açık*lıkla dile getirmezler: Tantalos Manisa Spil Dağı'nda krallık kurmuş, çok güçlü ve zengin bir adammış Asıl suçunun, bu üstünlüğü tanrıla*rın kendisine bağışladığı nimetler*den gurur duyması, şımarıp ölçüyü kaçırması olduğu ileri sürülür
Herakles çıldırıp İphitos'u isteme*yerek öldürünce, bu suçtan nasıl arınacağını öğrenmek için Delphoi'*deki Apollon Tapınağının bilicisine başvurur Bilici de, üç yıl köle ola*rak çalışması gerektiğini söyler Lydia Kralı Tmolos'un dul karısı Omphale Herakles'i satın alır, ona birçok işler gördürür ve koca olarak da kullanır Sanatçılar, Herakles'i uzun Lydia entarisi giymiş olarak Omphale'nin dizinin dibinde iplik bükerken betimler Kraliçe de aslan postuna bürünmüş gösterilir
Lydos, Lydialılar'a adını veren kurucu kahraman  Heredofa göre Lydos Atys'in oğlu, Atys de Manes'*in oğluydu Manes ise Zeus ile Oke*anos'un kızı Killirhoe'den doğmuş*tur Lydos'un Tyrrhenos adında bir de kardeşi vardır, Lydos nasıl Lydi*alılar'a isim babası olmuşsa, Tyrrhenos da Tyrrhenoi yani Et*rüskler'e adını vermiştir
"Mitoloji Sözlüğü" Azra ERHAT
|