Prof. Dr. Sinsi
|
Sarıkamış Harekatının Doğurduğu Sonuçlar
Sarıkamış Harekatının Doğurduğu Sonuçlar
Sarıkamış Harekatından sonra, Ruslar da en az Türkler kadar yıpranmıştı O güne kadar Türkleri pek ciddiye almayan Rusların, o günden sonra Türkleri ciddiye alması, bilinen bir gerçektir Türklerin en zor şartlarda bile böylesi bir harekata girişmesi, Rusları şaşkına çevirmiştir Ve Ruslar, bir yıl boyunca, kendi ordusunu cepheye sürmek yerine, Ermeni çetelerini kullanmıştır Ermeni çeteleri de geniş ölçekli bir katliam harekatına girişirler
(21 Mart 1918de Erzincan ile Erzurum arasındaki bölgede aralarında çocukların da bulunduğu çok sayıda Müslüman Türk ölü bulundu Ne var ki, Üçüncü Ordu henüz ana yollardan çıkıp köylere ulaşmamıştı ve buralarda daha büyük sayılarda ölü bulunması bekleniyordu
1 Nisan 1918de Erzurumda 2127 Müslüman Türk erkek cesedi bulunmuştu Olay tarihinde orada sadece Ermeniler bulunuyordu
1 Mayıs 1918de Trabzon ile Erzincan arasındaki köylerde, Müslümanların sadece katledilmediği, öldürüldükten sonra parçalandıkları kaydediliyordu " Genelkurmay Başkanlığı Arşivinden…)
Denilebilir ki, Sarıkamış Harekatı, Ermenilerin de kaderine tesir etmiştir Harekat Türk ordusunun zaferiyle sonuçlansaydı, muhtemelen, Ermeniler katliam yapma fırsatı bulamayacak ve ileride karşılaştıkları olumsuzluklarla karşılaşmayıp yerlerinde kalacaklardı
Bu konuda daha geniş bilgi edinmek isteyenler, Talat Paşanın anılarından yararlanabilirler
Sarıkamıştan sonra
Sarıkamış Harekatından sonra hiçbir şey bitmiş değildi Ruslar, sadece 1916/1917 kışında 100 binin üzerinde kayıp vermişti Bu rakam, sadece soğuk havaları ve salgın hastalıkları değil, aynı zamanda bölgedeki Türk gücünü de gösterir
Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun Türkiyedeki askeri ateşesi olan Pominakowski, kitabının 1917 tarihli bölümüne, "Durum oldukça ciddi olmasına rağmen, Enver Paşa hâlâ ümidini yitirmemiştir" notunu düşer Nitekim, 1918 yılında, Doğu Anadoludaki şartlar Türkiye lehine değişmeye başladığında, Enver Paşa, Rusların boşaltmaya karar verdiği Kars, Ardahan ve Batum vilayetlerinin zaptı için 3 Orduya emir verir
Sarıkamışta "tek kurşun atmadan" savaş dışı kaldığı söylenen 3 Ordu; Rus, Ermeni ve Gürcü gönüllülerden oluşan bütün mukavametleri kırarak, 14 Şubat günü Erzincanı, 24 Şubatta Trabzon ve Nenehatunu, 12 Martta Erzurumu geri aldı 4 Nisanda da Ardahan ve Sarıkamışı Sonra Van, 18 Nisanda da Beyazıt Türklerin oldu
Rus-Gürcü müdafaa kıtaları tarafından savunulan Batumda 600 subay ve 3 bin asker esir alındı Nihayet, 26 Nisanda Kars kalesi zapdedildi
Mayıs başlarında, Kafkas Cumhuriyetinin delegeleri, Türkiye ile barış yapmak için Batuma geldiler Vehip Paşa, Ahilkelek, Gümrü, Nahcivan gibi bölgelerin boşaltılması karşılığında, barış yapılabileceğini söyledi
Türk tarafının bu talebi, Ermeni topraklarının dörtte üçü demekti Kafkas Hükümeti, bu talebi kabul etti Fakat, Ermeniler kararsız kaldığından dolayı, Türkler mütarekeyi feshettiler Yakup Şevki Paşa, Gümrüde bulunan 17 bin kişilik Ermeni ordusuna hücum etti Ermeni ordusu mağlup oldu Şevki Paşa, Ermenileri takip etti ve Erivan önlerinde iken, Ermeni tümeni yok edildi
Bu sırada, Gürcüler, Almanların akıl vermesiyle, Kafkas Federasyonundan ayrılmaya karar verdiler Halil ve Vehip Paşalar, müttefikleri Almanlar ile Gürcülerin çevirdiği oyunlara çok kızmışlardı Ültimatom verilir ve Gürcülerin Türklerin şartlarını kabul etmemesi halinde, 30 Mayıs sabahı saat 4de Türk ordusunun Gürcü sınırını geçeceği bildirilir Bunun üzerine, Gürcüler de Türk tarafının şartlarını kabul ettiler
Enver Paşa, 5 Haziran günü, Vehip Paşa ile durumu müzakere etmek ve ileri harekat için gerekli tespitleri yapmak için Batuma gelir Türk birlikleri, 10 Haziranda Gümrüden Gürcistanın başşehri Tiflise doğru yürüyüşe geçti Tiflisin Türklerin eline geçmesini istemeyen Almanlar da buraya birlik gönderirler Ve Waronzovka bölgesinde, Türk ordusu ile Alman birlikleri karşı karşıya geldi Yapılan savaşta Almanlar geri çekilmeye zorlandı ve bir kısmı da Türklere esir düştü
Ve Türk ordusu, Ermenistan topraklarından geçerek, 20 Haziranda Genceye varır Ayrıca, Enver Paşanın emriyle Azerbaycan Ordusunun "İslam Ordusu" şeklinde teşkilatlandırılmasına başlanır
Türk Ordusu Baküye girdiği gün, Almanya, 1 Dünya Savaşını kaybettiğini kabul edip ateşkes ister Ve barış görüşmeleri için İtilaf Devletleri ile masaya oturur Böylece, Osmanlı Devleti henüz yenilmemesine rağmen, kaybedenler safında yerini alır Yani, gerçek anlamda bir yenilgi sözkonusu değildir
Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Ordusu isimli eserde, savaşın bittiği gün bile, Osmanlı Ordusunun cephelerdeki asker sayısının 1 milyon olduğu yazılmaktadır Bu, çok ciddi bir rakamdır
Bütün gelişmeleri tek tek yazmanın imkanı yok Burada anlatılmak istenen, Türk ordusunun Sarıkamıştaki kaybını telafi ettiği ve kaybettiklerini fazlasıyla aldığıdır Ve yenilginin baş aktörü nasıl Enver Paşa ise, bu galibiyetlerin de baş aktörü odur Üstelik, bunu, Birinci Dünya Savaşının en kritik günlerinde başarmıştır
Sonuç olarak
Sarıkamış Harekatının üzerinden 80 yıl geçti Bu yazı, ne Sarıkamışta yaşanan acıyı hafifletmek, ne de Enver Paşayı aklamak niyetiyle yazıldı Sadece, olaylara resmi tarihin penceresinden bakılmadı, o kadar
Evet, Sarıkamışta binlerce vatan evladı şehit oldu Kimi donarak, kimi vurularak Aynı evlatlar, diğer cephelerde de canlarını feda etmekten çekinmediler Bu asil davranışın üzerinden ideolojik hesaplar yapıp bir dönemi veya bazı kişileri karalamak, merhametle bağdaşmayan bir davranış biçimi olacaktır
O dönem, Türk milletinin ölüm kalım yıllarıydı Üstelik; düşman hem sayı, hem silah olarak üstündü Ve Müslümanlara karşı, bitmek tükenmek bilmeyen bir nefretle doluydular Mesela, Trablusgarb ve çevresinde Türk ve Araplara karşı savaşan General Nelson, bir mektubunda şöyle diyordu: "Ayaklananları yakmakta veya diri diri derilerini yüzmekte bizi serbest bırakacak kanunlar çıkartmalıyız Çünkü içimizde yanan intikam ateşi yalnız idam etmekle sönmüyor "
Müslümanlar, işte böylesi kin ve nefret ile karşı karşıyaydılar Ve, şöyle ya da böyle, bu nefret çemberinden kurtulmayı başardılar Birinci Dünya Savaşı sırasında, Osmanlı Devletine 6 milyon düşman askerinin saldırdığını düşünmek bile, insanın tüylerini diken diken etmeye yetiyor
Dr Ramazan Balcının deyimiyle; "Osmanlı Devleti, sömürgeci devletler gibi dünyayı paylaşmak için değil, varlığını sürdürebilmek ve bağımsızlığını koruyabilmek için savaşmıştır "
Sarıkamış Harekatı da, bu dört yıllık sürecin başlangıcıydı Birinci Dünya Savaşı bittiğinde, sadece Üçüncü Ordu ayakta kalmış ve bu ordunun askerleri, Kurtuluş Savaşının özünü teşkil etmiştir Çarlık Rusyasının çökmesinde de, Doğu cephesinin önemli bir rolü vardır Zira Ruslar, Fevzi Çakmakın verdiği rakamlara göre, Doğu cephesinde 1,5 milyon asker kullanmıştır
Evet, Sarıkamış Harekatı, bir dram değil, bir kahramanlık destanıdır Orada, savaş tarihinde benzeri görülmemiş bir emre itaat yaşanmıştır
|