11-03-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türk Dış Politikasında 1950′Li Yıllar
Türk Dış Politikasında 1950′li Yıllar
Prof Dr Hüseyin BAĞCI
Demokrat Parti Dönemi Türk Dış Politikasının incelendiği bu kitap için, yazar hem yurt içi hem de yurt dışında çeşitli inceleme ve araştırmalar yaptığını belirtmiştir Bu inceleme ve araştırmalarda özellikle Washington ve Londradaki Public Record Office, British Library, Institute for International Strategic Studies, Library of London School of Economics, National Archives of the United States, Library of Congress, Institute of Turkish Studies gibi kurum ve kuruluşlardan yararlanılmıştır Yazar ayrıca çalışması için hem Türk hem de yabancı çok sayıda kişi ile bizzat görüştüğünü ifade etmektedir
Kitabın birinci bölümünde; Türkiyenin Batı İttifakına Girişi, ikinci bölümünde Menderes Hükümetinin Öncülüğünde Türkiyenin Ortadoğu Politikasındaki “Yeni Yönelişi”, üçüncü bölümde ise “Kıbrıs Sorununun” Ortaya Çıkışı ve Menderes Hükümetinin Kıbrıs Politikası ve Sonuç anlatılmaktadır
Kitap, Demokrat Partinin 14 Mayıs 1950′de seçimleri kazanıp iktidarı Cumhuriyet Halk Partisinden devralması ile başlamaktadır İncelenen dönem 27 Mayıs 1960′ta, Menderes hükümetinin iktidardan düşürülmesine kadar geçen dönemdir Kitapta İkinci Dünya Savaşından sonra Türkiyeyi doğrudan ilgilendiren olaylar ve kararlar da ayrıntılı olarak değerlendirilmektedir Kitabın ana teması, yazarın “Menderes Dönemi” olarak tanımladığı bu on yıllık süre içerisindeki Türk Dış Politikasının temelleri, gelişmesi ve uygulanmasıdır Bu haliyle kitap Türkiyede dış politika üzerine yapılan ilk “dönem çalışmalarından” biridir
Birinci bölümde Türkiyenin NATOya katılması incelenmektedir Özellikle, o dönemde Türk-Amerikan ilişkileri ve Menderes Hükümetinin Koreye asker gönderme kararı anlatılmaktadır Yazar Türkiyenin NATO ittifakı içine alınmasını, Menderes Hükümetinin en büyük başarısı olarak değerlendirmektedir Bu bölümde ayrıntılı olarak anlatılan bir diğer konu da ABDnin Ankara Büyükelçisi Mc Gheenin, Türkiyenin NATOya dahil edilmesi sürecinde Avrupa ülkelerinin yoğun tepkilerine karşı gösterdiği çabalardır
İkinci bölümde Menderes Hükümetinin Orta Doğu ve Balkan Politikaları incelenmektedir Yazar özellikle Menderes Hükümetinin Orta Doğu politikalarındaki “Yeni Yöneliş” ve onu ortaya çıkaran faktörler üzerinde durmaktadır Orta Doğuda “aktif politika” istemleri ve “Büyük Birader” politikası arayışları ve Bağdat Paktının kurulmasına varan gelişmeler değişik açılardan değerlendirilmektedir Balkan Paktının kuruluşu ve bu paktın Menderes Hükümetinin Orta Doğu politikası için olan önemi de ayrıntılı olarak bu bölümde anlatılmaktadır
Bandung Konferansı ve Menderes Hükümetinin o dönem bağımsızlığını yeni kazanan eski sömürge ülkeler arasında moda olan tarafsızlık politikasına niçin sıcak bakmadığı da ikinci bölümde yer almaktadır Yazara göre bunun temel nedeni Türkiyenin o dönemdeki ulusal güvenlik anlayışıdır Bu çerçevede Orta Doğudaki krizli yıllar (1957-58) ayrıntılı olarak ortaya konulmuştur Benzeri şekilde, Eisenhower Doktrini çerçevesinde ve 1956 yılında yaşanan Süveyş Bunalımı ile 1957 Türkiye-Suriye krizi esnasında, Türk ve Amerikan çıkarlarının ne dereceye kadar örtüştüğü de değerlendirilmektedir
Üçüncü bölümde ise Menderes Hükümetinin Kıbrıs politikası irdelenmektedir Yazara göre, Menderes Hükümetinin diplomatik ve hukuki önlemler alma gereğini duyması, Fatin Rüştü Zorlu vasıtasıyla, ancak Kıbrıs Sorununun Yunanistan tarafından Birleşmiş Milletlere getirilip uluslar arası bir boyut almasından sonra olmuştur Dışişleri Bakanı Zorlu tarafından kurulan Kıbrıs Komisyonunun adadaki Türk güvenlik çıkarlarını dünya kamuoyuna nasıl anlatmaya çalıştığı yine bu bölümde yer alan konular arasındadır Yazar ayrıca İstanbulda 6-7 Eylül 1955′te meydana gelen Yunan karşıtı olayların aynı komisyon tarafından dünya kamuoyuna nasıl anlatılmaya çalışıldığını, bu olayların Menderes Hükümetinin iç ve dış politikalarında nasıl bir dönüm noktası haline geldiğini anlatmaktadır Bu olaylar Menderes Hükümeti için gerek iç gerekse dış politikada önemli sorunlar yaratan ve prestij kaybına neden olan neticeleri de beraberinde getirmiştir Öyle ki, ilk defa bu olaylardan sonra Başbakan Menderesin popülerliğini yitirmeye başladığı görülmüştür
Sonuç bölümünde yazar incelediği konuların kısa bir değerlendirmesini yapmaktadır Yazarın Menderes Hükümetinin Kıbrıs politikasıyla ilgili değerlendirmesi şöyledir: “Demokrat Partinin Kıbrıs Politikası, planlanışı, uygulanışı ve ulaştığı sonuç bakımından kendisinden sonra gelen hükümetlere siyasi, diplomatik ve hukuki temel teşkil edecek bir baz oluşturmuştur ”
|
|
|