Cadı - Kitap Özeti |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cadı - Kitap ÖzetiKİTABIN YAZARI: HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR Fikriye Hanım kocasını öldükten sonra, küçük kızıyla birlikte dayısının evine yerleşmiştir Bu durumdan pek hoşnut olmayan Emine Hanım daha kocasını toprağı bile kurumadan Fikriyeyi başka biriyle birlikte evlendirip başından savamanın planlarını yapmaya koyulmuştur Bunun için çöpçatan kadınlara bol miktar paralar adadı Bir gün Fikriyeye hayırlı bir kısmet bulunduGörünürde zengin hali vakti yerinde kalem müdürü Naşit Nefi Efendinin iki çocuğundan sonra başka bir pürüz görünmüyorduAncak Fikriyenin de küçük kızı olduğu için bu sorun pek önemli değildi Aslında daha büyük sorunlar ve pürüzler vardı Naşit Efendinin ilk karısı Binnaz öldükten sonra ruhlar aleminden yalıya ziyaretler yapmaya başladığı rivayet ediliyordu Buna dair çok kuvetli kanıtlar vardı Naşit Efendinin ikinci karısının esrarlı bir şekilde yalının bahçesinde ölmesi, üçüncü eşininde evi terk etmesi cadı söylentilerini güçlendiriyordu Emine Hanım bu söylentilere rağmen Fikriyeyi, Naşit Efendi ile evlendirmeye kara vermişti Hiç bir şeyden haberi olmayan Fikriye dayısını ve yengesinin isteklerine boyun eğdi Ancak söz kesildikten sonra dedikodular daha yoğunlaştı ve Fikriye cadı olayını duyduktan sonra sözden vazgeçti Ancak yengesi ve çöpçatan kadın bunların Naşit Efendiye atılmış iftiralar olduğunu söyleyerek Fikriyeyi kandırdılar Bir gün eve Habibe Hanım adında eski dostlarından eli değnekli,yaşlı bir konuk gelir Fikriye Hanıma yapılan bu kötülük karşısında susamıyacağını belirten Habibe hanım Naşit Efendinin üçüncü eşinin yanına gidilmesini teklif ederTeklif Emine Hanım ve çöpçatan kadın tarafındanada onay görür ve ertesi gün hazırlanılır ve Şükriye Hanımın evine gidilirŞükriye Hanım iyi bir eğitim görmüş,kibar,güzel ve okumuş bir hanımdır Naşit Efendinin yalısında geçirdiği günleri kaleme almış, bu konuda bir kitap yazmıştıŞimdiyse yazdıklarını konuklarına aktarıyordu Şükriye Hanım babasının batıl inançların saçmalığı konsunda yaptığı konuşmalardan sonra Naşit Efendi ile evlenmeye karar vermiştiAncak cadı hakkındaki dedikodular ve ikinci eşin başına gelen esrarlı ölüm onun içindeki korkuyu atamamasına yol açmıştı Naşit Efendi kibar bir İstanbul beyefendisiydiÜstelik Şükriyeden de hoşlanmıştıOna karşı kibar davranıyordu Yalı Rumeli sırtlarındaydıYalıda erkek hizmetlilerden başka Emektar hizmetçi İrfan kadın,Naşit Efendini çocukları Nesip ile Ragibe çocukların bakıcısı Gülendam ve Şükriye Hanımın yatalak kaynanası vardı Nesip ile Ragibe gayet şımarık çocuklardı üstelik yalıda onlara kimse ses çıkaramıyorduŞükriye hanım çocukların yanında her zaman türlü türlü yemişlerin, en pahalı şekerlemelerin bulunduğunu farketiÇocuklara bunların kim tarafından getirildiğini sorduğunda Cadı annemiz karşılığını aldıBuna şaşıran Şükriye yalıda bu yemişlerin kimin tarafından alındığına dair bir arştırmaya koyulduHiç kimse şekerlemelerin kimin tarafından alındığını bilmiyorduSağlıklı bir sonuca ulaşamayan Şükriyenin, cadı konusundaki şüpheleri biraz daha artı Öncelikle Gülendamın ağzını aradı ancak burdan bir sonuç alamadıDaha sonra İrfan Kadından bu konuda bir kaç şey öğrenebildiİrfan Kadına göre Binnaz Hanımın ruhu yalıyı dolaşıyordu ve çocuklara yemişleri Binnazın ruhu getiriyorduİrfan Kadın bir kaç kez cadıyı görmüştü Üstelik ikinci eşin ölümüyle cadının bir ilgisi vardıİkinci eş çocuklara iyi davranmaması yüzünden cadı tarafından cezalandırılmıştıİrfan Kadın Şükriye Hanıma çocuklara iyi davranması konusunda öğüt verdi Artık Şükriyenin cadını varlığı konusunda şüpheleri iyice artmıştıBu konuyu kocası Naşit Efendi ile konuştular Naşit Efendi olaylara mantık çerçevesinde bakıyor, bunların kendilerinin bilmediği görünmez bir düşman tarafından yapıldığını savunuyordu Ancak her geçen gün cadının varlığı konusunda kanıtlar çoğalıyorNaşit Efendi cadıyı inkar etsede Şükriye Hanımın şüpheleri her geçn gün artıyordu Naşit Efendiden başkasının açmasının imkansız olduğu kasadan Binnaz Hanımın mücevherleri alınıp Binnaz Hanımın yazısıyla bir not bırakıldıktan sonra Şükriye artık cadının varlığına tammiyle inanmıştıArtık cadı hakkında ileri geri konuşulmuyor aziz ruh deniliyorduÖlmekten korkan Şükriye Hanım aziz ruhun adına her gün yasin okuyor Binnaz Hanımın adını saygıyla anıyordu Bu saygılarını göstermek içn yalı halkı Binnaz Hanımın kabrini ziyarete karar vermişti Hisar mezarlığındaki kabir çevresi kalın parmaklıklı bir kafes içindeydiKabirin tek anahtarıda Naşit Efendideydi ve kabirin içine hiç bir yabancı giremezdi Kabir içine girdiklerinde onları mezarın üzerinde kalemle yazılmış mutasavvıfça bir şiir bekliyordu Bu şiirin dışardan biri tarafından yazılması çok güçtüOnlar bu şiir hakkında yorum yaparken Mezarın başında duva okuyan, okul inşatında çalıştığını öğrendikleri bir ırgat başıyla karşılaştılar Irgat başı duva okumasını sebebini Binnaz Hanımın ruhunu görmesine bağlayınca, artık cadını varlığı konusunda şüphe kalmamıştıAncak Naşit Efendi neye inanacağını şaşırmış vaziyeteydi Sonraki günlerde Naşit Efendi çeketinin cebinde bir not buldu Not Binnaz Hanımın el yazısıyla yazılmıştıNotun içeriği Binnaz Hanımın niye geri geldiği ile ilgili sırlara cevap veriyorduDaha sonra bir medyuma danışmaya karar verdiler ancak medyum cadının varlığını kabul etmesine rağmen cadının çok güçlü olduğunuBu konuda kendisnin yapacak bir şeyiolmadığnı, canlarını seviyorlarsa cadının isteklerini kabul etmelerini söyledi Kocasından ayrılıpğ baba evine gitmek isteyen Şükriyeyi babası caydırdı Yalıya tabancasıyla gelen babası korkmaması gerektiğini ona bugün çocuklardan birini dövmesini cadı gelirse onu vuracağını böylece cadı yalanın biteceğini söylediŞükriye babasının dediğini yaptı ve çocukları tokatladıŞükriye ve babası cadıyı beklemeye başladılar Kahvelerini içtikten sonra uykuya dalan baba,kız cadının gürültüsüyle uyandılar Binnaz Hanımın ruhu karşılarındaydı Babası Ateş etti ama ruha bir şey olmadı, her ikiside bayıldılarAyıldıklarında neyseki ufak tefek şeyler dışında pek bir şeyleri yoktu Cadının varlığını kabulenen baba ve Naşit Efendi Şükriyenin ayrılma kararına karşı çıkamadılar Şükriye kitabını kapatı ve anlatacaklarını bitirdiFikriye evlenmekten caydı Emine Hanımın ise buı karar karşısında diyecek pek bir şeyi yoktu Cadı dedikoduları tüm İstanbula yayılınca Naşit Efendi evlenecek bir eş bulamadıÇocuklarını büyütü evlendirdiKendisi de artık daha küçük bir eve yerleşti Artık mektuplar ve cadı görünmüyordu Eve daha sonra bir bir zarf geldiMektup eski yalı komşusu Rahmetli Aramdil Hanımın büyük oğlu Kadir Beyden geliyorduMektup her şeyin iç yüzünü ortaya koyuyorduCadı diye bir şey yoktu Aramdil Hanımla, Binnaz Hanım çok iyi dostular hangisi önce ölürse birbirlerine çocuklarını emanet etmişlerdiAramdil Hanım, Binnaz Hanıma verdiği söz doğrultusunda ,Naşit Efendinin evlenmesini engelleyerek çocukları üvey annelerinin şerinden korumak istemişti Bunun için farketirmeden yalının üstünden kendi yalısına bir kapı,altındanda bir tünel yaptırmıştı Avrupada heykel tıraşlık eğitimi almış küçük oğlunada Binnaz Hanıma benzeyen bir kostüm yaptırmıştıHer şey Kadir Beyin yalıyı yıktırmasıyla ortaya çıkan geçitler ,annesinin sandığındaki Binnaz Hanımın elbisesi ve Aramdil Hanımın notlarıyla açıklığa kavuşuyordu Cadının omadığı artık kanıtlanmış,bütün gerçekler ortaya çıkmıştı Naşit Efendi gazetelere gerçeklerle ilgili ilan vermesine rağmen Cadı dedikodularını önleyemediBir daha asla kendine bir eş bulamayan Naşit Efendi ömrünün sonuna kadar yanlız yaşadı KİTAPTAKİ KİŞİLER Naşit Nefi Efendi : Kalem müdürü olarak hali vakti yerinde bir İstanbul beyefendisi Binnaz Hanım : Naşit Nefi Efendinin eceliyle ölen ilk eşi Ruhlar aleminden yalıya ziyaretleri yaptığı sanılan cadı Şükriye Hanım : Bir kaza sonucu yalının bahçesinde ölen Naşit Nefi Efendinin ikinci eşinden sonraki eşi İrfan Kadın :Yalının emektar hizmetçisi Gülendam : Çocukların bakıcısı Nesip İle Ragibe : Naşit Efendinin ilk karısından olan çocukları Fikriye Hanım : Naşit Efendini dördüncü eş adayı Tek çocuklu taze dul Emine Hanım : Eşi öldükten sonra evine yerleştiği dayısının eşi Aramdi Hanım: Yan yalının sahibi Binnazın ölmeden önceki en iyi arkadaşı Kadir Bey : Aramdil Hanımın büyük oğlu Esrarı açıklığa kavuşturan kişi KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER Kitapta metafizik ve karmaşık bir olay üzerinde durulmasına rağmen genelde toplum üzerideki tahliller dikkati çekmekte Bununla birlikte bu tahliler okuyucuyu esas konudan uzaklaştırıp bu tahlilere yöneltmekteBundan dolayı esas olaylar,gerilim,akış bir anda durağanlaşmakta okuyucuyla konu arasındaki etkileşim kesilmektedir Kitapta yazar, akılcı çözümün dışına çıkmamış kitabıda akılcı bir çözümle bitirmiştir Kitap tahlilleri,olayları değerlendirişindeki akılclıkla; getirdiği sosyal,toplumsal,psikoljik eleştirilerle iyi bir eser olarak nitelendirilebilir Ancak eser konu olarak gerilim tarzında olmasına rağmen bunu için gerekli muhteva,akış ve etkiliyeceliğe sahip değildir Şuda unutulmamlıdırki tür olarak gerilim tarzı roman dünya edebiyatındaki türdaşlarına nazaran Türk romancılığında gelişmiş bir tarz değildir |
|