İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet''İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet'' Yazar Nihan Azizlerli'nin, İstanbul'un kuruluşunu ve o dönemin yaşayışını günümüze kadar ulaşan binlerce yıllık kehanetlerle kurgulayarak kaleme aldığı ''İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet'' adlı romanı, okurla buluştu Şenocak Yayınları'ndan çıkan kitapta, İstanbul'un, Roma İmparatoru 1 Constantinus tarafından 330 yılında, erguvanların açtığı günlerdeki kuruluşu ve sonraki yılları, bilgiye sahip çıkmaya çalışan 22 kişiden oluşan ''Sır Sahipleri'' adlı bir örgütün gizemli dünyası ve günümüzdeki bir araştırmacı bakış açısıyla renklendiriliyor İstanbul'un milattan önceye dayanan büyülü anıtları, hamamları, tiyatroları, evleri, yer altındaki gizli tünelleri, sarnıçları ve hipodromunun kurgulanmış öykü şeklinde anlatıldığı romanda, kentin MÖ 7 yüzyılda Megaralılar tarafından kuruluşundan bugüne ulaşan kehanetleri de öykü ile yoğrulmuş olarak okura sunuldu Kitapta anlatılan İstanbul'un kehanetlerinden bazıları şöyle: MÖ 7 yüzyılda kendilerine yeni bir yer arayan Megaralılar, Delphi kahinine danıştı Kahin onlara 'körlerin ülkesinin karşısı'nı işaret etti Şifreli konuşan kahinin dediklerini anlamaya çalışan Megaralılar, körleri Khalkedon'da (Kadıköy) buldu Güzelim boğaz ve Sarayburnu'nu görmeyip, Kadıköy'e yerleşenler, ancak 'kör' olabilirdi Megalılar, bunun üzerine Delphi kahininin kehaneti ile Sarayburnu'na yerleşti İstanbul'un milattan önceki dönemde kurulduğu alanı ilk belirleyen bir karga oldu Kent kurulurken kesilen kurbandan aldığı bir et parçasını kaçıran karga, Sarayburnu'na kondu Bu karga bir alamet kabul edildi ve kent, Sarayburnu'na inşa edildi Roma döneminde İmparator 1 Constantinus, İstanbul'u yeniden inşa etmeye çalışırken kuşlar inşaat taşlarını çalıp sürekli olarak Sarayburnu tarafına taşıdır Büyük Saray, bu nedenle ilk kez bugünkü Sultanahmet yakınlarında Sarayburnu'na kuruldu Roma döneminde kent kurulurken bir yılan yuvasından çıkar ve onu gören bir kartal havalanır İki hayvan uzun mücadele sonrası yere düşer Yılan öldürülür, kartal tebrik edilir Müneccimler şu kehanette bulunur: 'Bu kent yeryüzündeki bütün şehirlerden daha fazla şan ve üne kavuşacak ama iki deniz arasında hep meyledecek' Roma İmparatoru Constantinus'a bir kahin, kent kurulurken şöyle dedi: 'İmparatorum bu şehir ve taht senin neslinindir Ta ki gemiler karadan yürüyene dek' (Osmanlı İmparatorluğu, kenti Bizans İmparatorluğu'nun elinden gemileri karadan yürüterek aldı) İstanbul'da Bizans döneminde yer alan iki sütun (Theodosius ve Arkadius sütunları), üzerinde kentin tüm geleceğinin yazılı olduğu kehanetinde bulunulur Günümüzde her iki sütundan da küçük kalıntılar mevcuttur Sütunların üzerindeki süslemeli kuşaklarda herkes kendi hayatından sahneler görebilirmiş Bizanslılar, İstanbul'u kuran ve bitirecek her iki imparatorun hem kendilerinin, hem de annelerinin isminin aynı olacağına inanıyordu Şehri kendi adını vererek kuran I Constantinus, Türkler fethettiğinde imparator olan ise 11 Constantinus'tur Her iki imparatorun annesinin adı da Helena'dır Osmanlı hanedanının 7 yöneticisinin, Bizans'ı yöneten son hanedanın 7 yöneticisini yeneceği söyleniyordu Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı'nın 7 padişahı, 11 Constantinus ise Bizans'ın son hanedanının 7 imparatorudur AZİZLERLİ'NİN GÖRÜŞÜ İstanbul Üniversitesi Klasik Arkeoloji Fakültesi'ni bitiren, bu alanda yüksek lisans yapan Nihan Azizlerli, 10 yıl boyunca çeşitli özel televizyon kanallarında editör, haber müdürü, spiker olarak görev yaptı Azizlerli, 2010 yılında ''Avrupa Kültür Başkenti'' olacak İstanbul'un, Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluğuna başkentlik yaptığını ve her dönemde dünyanın en ilgi çeken kentlerinden olduğunu anlattı ''Arkeolojiye olan merakım ve İstanbul'un ilgiye değer tarihi dokusu beni bu romanı yazmaya yöneltti'' diyen Azizlerli, Bizans döneminin İstanbul'unu anlatan çok sayıda akademik kitap bulunmasına rağmen, Türkçe yazılmış romanların sayısının yok denecek kadar az olduğunu kaydetti ''Kehanet''in bu eksikliği büyük bir başarıyla doldurduğuna inandığını ifade eden Azizlerli, ''Romanda kurgu yanında tarihi gerçeklere de yer verdim'' diye konuştu Ünlü yazarlar Christian Jacq ve Dan Brown'ın bazı ünlü büyük kentleri kitaplarında yücelttikleri gibi kendisinin de romanında İstanbul'u onurlandırdığını ifade eden Azizlerli, ''Kehanet'te, öncesi ve sonrasıyla, kaderi kehanetlerle belirlenmiş, Paganlık ve Hristiyanlık arasında gidip gelen Doğu Roma Başkenti'nin soluk kesen ilk 100 yılını ilgiyle okuyacaksınız'' dedi |
İstanbul'un En Eski Öyküsü: Kehanet |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul'un En Eski Öyküsü: KehanetEn ilginç Bizans kehanetleri Yeni Şafak gazetesinin haberine göre, Nihan Azizlerli Arkeolog bir yazar Bu açıdan romana konu olarak seçtiği İstanbul mekânları da arkeoloji biliminin süzgecinden geçirerek titiz bir araştırmayla kurgulamış Ortaya da gerçek mekânlarda geçen nefes kesen bir hikâye çıkmış Binlerce yıllık bir yer altı örgütü olan Sır Rahipleri'nin “gizemle dokunmuş” sırlarının peşinde nefes nefese bir roman olan Kehanet'in yazarı Nihan Azizlerli ile romanda geçen mekânların bugünkü hallerini ziyaret ettik Milattan sonra birinci yüzyılda Bizans sarayının tıpkı Topkapı Sarayı gibi geniş bir alana yayılan binalar topluluğundan oluştuğunu belirten Azizlerli ile Magnaura adlı bu saraydan geriye kalanları Cankurtaran ve Sultanahmet Medyanı arasınra kalan eski halı dükkânlarının bodrum katlarında bulduk MAGNAURA: İYİ HAVALAR Latince İyi Havalar anlamına gelen Bizans Sarayı Sultanahmet'ten Cankurtaran sahiline kadar uzanan bir alanda yer alıyor Bugün bu bölgede turistik dükkânlar, restoranlar ve oteller yer alıyor Bazı dükkânların bodrum katlarında tesadüfen bulanan saray kalıntıları dükkan sahipleri tarafından korumaya alınmış Katlınlar arasında mozaik zeminler, ayazmalar ve içinde hala temiz su bulunan sarnıçlar bile var İçinde dolaştığımız bu antik mekânları romanında yeniden canlandırdığını söyleyen Azizlerli 'Arkeolojiye olan merakım ve İstanbul'un ilgiye değer tarihi dokusu beni bu romanı yazmaya yöneltti' diyor Azizlerli, Bizans döneminin İstanbul'unu anlatan çok sayıda akademik kitap bulunmasına rağmen, Türkçe yazılmış romanların sayısının yok denecek kadar az olduğunu söylüyor 'Kehanet'in bu eksikliği büyük bir başarıyla doldurduğuna inandığını belirten Azizlerli'nin romanını elinizden bırakamayacaksınız KİTAPTA YER ALAN İSTANBUL KEHANETLERİ * MÖ 7 yüzyılda kendilerine yeni bir yer arayan Megaralılar, Delphi kâhinine danıştı Kâhin onlara 'körlerin ülkesinin karşısı'nı işaret etti Şifreli konuşan kâhinin dediklerini anlamaya çalışan Megaralılar, körleri Khalkedon'da (Kadıköy) buldu Güzelim boğaz ve Sarayburnu'nu görmeyip, Kadıköy'e yerleşenler, ancak 'kör' olabilirdi Megalılar, bunun üzerine Delphi kâhininin kehaneti ile Sarayburnu'na yerleşti * İstanbul'un milattan önceki dönemde kurulduğu alanı ilk belirleyen bir karga oldu Kent kurulurken kesilen kurbandan aldığı bir et parçasını kaçıran karga, Sarayburnu'na kondu Bu karga bir alamet kabul edildi ve kent, Sarayburnu'na inşa edildi * Roma döneminde İmparator 1 Constantinus, İstanbul'u yeniden inşa etmeye çalışırken kuşlar inşaat taşlarını çalıp sürekli olarak Sarayburnu tarafına taşıdır Büyük Saray, bu nedenle ilk kez bugünkü Sultanahmet yakınlarında Sarayburnu'na kuruldu * Roma döneminde kent kurulurken bir yılan yuvasından çıkar ve onu gören bir kartal havalanır İki hayvan uzun mücadele sonrası yere düşer Yılan öldürülür, kartal tebrik edilir Müneccimler şu kehanette bulunur: 'Bu kent yeryüzündeki bütün şehirlerden daha fazla şan ve üne kavuşacak ama iki deniz arasında hep meyledecek' * Roma İmparatoru Constantinus'a bir kâhin, kent kurulurken şöyle dedi: 'İmparatorum bu şehir ve taht senin neslinindir Ta ki gemiler karadan yürüyene dek' (Osmanlı İmparatorluğu, kenti Bizans İmparatorluğu'nun elinden gemileri karadan yürüterek aldı) * İstanbul'da Bizans döneminde yer alan iki sütun (Theodosius ve Arkadius sütunları), üzerinde kentin tüm geleceğinin yazılı olduğu kehanetinde bulunulur Günümüzde her iki sütundan da küçük kalıntılar mevcuttur Sütunların üzerindeki süslemeli kuşaklarda herkes kendi hayatından sahneler görebilirmiş * Bizanslılar, İstanbul'u kuran ve bitirecek her iki imparatorun hem kendilerinin, hem de annelerinin isminin aynı olacağına inanıyordu Şehri kendi adını vererek kuran I Constantinus, Türkler fethettiğinde imparator olan ise 11 Constantinus'tur Her iki imparatorun annesinin adı da Helena'dır * Osmanlı hanedanının 7 yöneticisinin, Bizans'ı yöneten son hanedanın 7 yöneticisini yeneceği söyleniyordu Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı'nın 7 padişahı, 11 Constantinus ise Bizans'ın son hanedanının 7 imparatorudur |
|