Türkçe Kelimeler (K) |
10-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçe Kelimeler (K)KAANKagan Kagan sözcüğünün Moğol ağzındaki söylenişi KABA: Büyük, iri, şişkin KABAK: 1- Kapalı, kabuklu 2- Kabarık KABAL: Kapalı, zindan, mahpus KABAMIŞ: Kapalı, güçlü, mahfuz KABAN: 1- Kapan, kapıcı 2- Kabarık, asi, isyankar 3- Dik yokuş KABAR: 1- Kabarık, asi, kabadayı 2- Kapan KABARTU: Şişik, kabarık, kabarcık KABIŞ: Kavuş, kavuşma, birleşme, toplanma KACIR: Kaçır, kaçırıcı, korkutucu, ürkütücü KAÇ: (Kaçı, kaş) Kaçan, koşan KAÇAĞLI: Kaçaklı, kaçıcı, koşucu KAÇAN: 1- koşan, kaçan 2- Vakit, saat, vade KAÇGAR: (Koçgar,kaşgar) 1- Koç gibi, koç yiğit 2- koç başı KAÇIR: Kaçıran, kaçırtıcı KAÇIRA: (Kaçır) 1- Kaçıran, ürküten 2- Çalışkan, aktif KAÇMAS: 1- Kaçmaz, ürkmez, korkmaz 2- Evcil, munis KAÇUT: 1- Savaş, dövüş 2- Kısa mızrak, kargı KADAGAN: Buyruk, ser, emir, komut KADAK: (Katak,Katık) 1- Katı, sert 2- Mıh, çivi 3- Armağan, hediye KADAŞ: Arkadaş, yaren, yakın KADIR: (Katır) mec Güçlü, dayanıklı, metin, inatçı KADIRCA: Katır gibi KAGI : (KAKI) Öfke, şiddet KAĞAN: İmparator, hanların hanı KAĞANLI(G) : İmparatorluk, imparatorluğa mensup olma KAĞBA: Koruyucu, muhafız KAKIĞAN: Öfkeli, gözü kara KAKINÇ: 1- Kılıç ve kargı hamlesi 2- İhtar, ikaz 3- Hiddet, öfke KAKIZ: Gözü pek, hiddetli KAKŞA: Seri, aceleci, hızlı KAKUMAKLU: Gazaplı,şiddetli KAL: Ulu, saygıdeğer, hatırı sayılır KALABA: 1- Ulu, saygıdeğer 2- Sayıca çok, kalabalık, bolluk KALAKLI: Ulu, yüksekte KALANÇA: Bakiye, arta kalan, artık KALÇAV: Şakacı, nüktedan KALDUN: Kalan, artan, bakiye KALGAN: (Kalkan) Ok, kargı, kılıç gibi savaş aletlerine karşı koruma sağlayan siperlik KALGAY: Veliaht, şehzade KALIN: 1- Sert, dayanıklı 2- Mal, servet, varlık 3- Çeyiz 4- Yararlılık, fayda KALINGU: (Kalın) Kalıng, güçlü, dayanıklı KALISIZ: Şüphesiz, kararlı KALMUK: Güç gösterisi, güçlülük, kabadayılık KAM: Şamanist gelenekte, ulu kişi (Hekimlik, filozofluk, büyücülük, duacılık dahil olmak üzere, oba ya da oymakların, her türlü sorunuyla ilgilenen kişi) KAMALAG: Sedir ağacı KAMAN: 1- Kuman, kumanlı 2- Gözü kara, cesur, aman vermeyen KAMAŞIG: Melez, karışmış KAMAZ: Sarsıcı, sallayıcı,ürkütücü KAMÇI: Kırbaç KAMDU: Para yerine geçen eşya, emanet KAMŞAT: Şaşırtıcı, ürkütücü KAMU(Ğ): 1- Bütün, tam, hep 2- Halk, ahali 3- Destek, dayanışma KAN: 1- Soy, sop, kaynak, can, canlılık, soyluluk 2- Damarlardaki sıvı 3- Kağan, han KANAT: 1- Tüy, telek 2- Taraf, yön, cenah KANCI: 1- Kan güden soylu 2- Kanıcı, kanmış, inanıcı KANDI: İnançlı, kanık KANDUK: (Kanduk) Kandı, kanık KANDUKYURT: birl Kanduk/Yurt Gurbet KANG: (Kang, kan) Kan, soy, ata KANGSIK: 1- Kardeş gibikardeş yakınlığında 2- Üvey kardeş KAYNAK: (Kanak) mec Soylu KANIĞ: 1- Kanmış, kanık 2- Sevinç, neşe KANIK: 1- Kanma, inanma, kabul, ermek 2- Sevinç, neşe KANIŞ: Kandırış, cilve, işve KANITGAN: Şevk veren, kan kaynatan KANK: 1- Kan, soy 2- Ata, baba KANKLI: Soylu, soyu sopu belli, kanlı KANLI: Soylu KANTIK: 1- Kandırıcı, işveli 2- Uzakta, gurbette olan KANYUMAZ: birl Kan/Yumaz (Yumak, yıkamakdan) KAPALAN: Kaplan KAPAR: 1- Akıl, can, ruh 2- Kalkan, zırh 3- Kapan, tuzak KAPGAN: 1- Kanlı, soylu 2- Kalkan, zırh 3- Algan, fatih 4- Kaplan 5- Kapan, tuzak KAPGIŞAY: Saf, sade, halis KAPKIR: Hassas, imtizaçlı KAPLAN: Kapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvan KAPURTU: Kabartı, kabarık, kabadayı KAR: Kar tanesi KARA: Siyah renk, ak’ın karşıtı AncakBu sözcükte de Türkçe ad ve sıfatlar arasında özel bir yere sahiptir Çünkü birçok mecaz anlamı içinde barındırması ilgi çekicidir Birçok birleşik adın, başında ya da sonunda kullanılabildiğinden, çeşitli anlam değişiklikleri de ortaya çıkabilmektedir Bu yüzden, içerdiği tüm anlamları açıklamakta yarar vardır Bu durum,ayrıca Türklerin, sosyal yaşamlarında, renklere ne derece önem verip, ne derece zengin anlamlarla bezediğinin de önemli ipuçlarını verecektir Örneğin: Ak:Temizlik, güzellik, soyluluk, merkez Gök(mavi): Kutsallık, özgürlük, Kızıl(kırmızı): Dikkat, özen,tedbir, değişiklik, devrim, şiddet Yeşil: Doğum, tazelik, huzur, sükun anlamlarını içinde barındırmaktadır Renklerle yönler de anlatılabilir Ak: güney, Kızıl: Doğu, Sarı: Batı, Kara: Kuzey yönlerini anlatır Kara’nın öteki anlamlarına gelince: 1- Güç, şiddet 2- Olağanüstülük, harikuladelik 3- Ululuk, büyüklük, ulaşılmazlık 4- Cesaret, atılganlık, yiğitlik 5- Yas, keder, üzüntü, ölüm 6- Fakirlik, sıradanlık, (soylu olmamak) 7- Kötülük, bela, uğursuzluk 8- Esmer ten, yanık ten 9- Aşırı soğuk, kış KARAALMAZ: birl Kara/AlmazNamuslu KARABAŞ: birl Kara/Baş 1- Evlatlık 2- Kul, köle KARABATAK: birl Kara/BatakBir deniz kuşu KARACA: 1- Karaya çalan, esmer 2- Gözü kara, cesur, şiddetli 3- Bir ceylan türü 4- Halktan soylu olmayan KARACIK: 1- Esmer, kar tenli 2- Gözbebeği KARAÇIL: Kumral, karaya çalan KARAGA: Karga, kuzgun KARAĞLI: 1- Yaslı, matemli 2- Bakışları etkileyici KARAHAN: birl Kara/Han 1- Türk mitolojisinde “Tanrılar Tanrısı” 2-Devletlerinde, soylu olmayıp, kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kişilerin takındığı unvanlardan KARAK: 1- Kara/Ak 2- Gözbebeği 3- Bakış, nazar KARAKÇI: 1- Gözlemci, bakıcı 2- Karakeçi KARAKIRK: birl Kara/Kırk (Kırk sayısı da, üç ve dokuz gibi, Türklerin uğurlu sayılarındandır) KARAKITAY: birl Kara/Kıtay (Çinliye benzeyen, Çinlilerle kanı karışıp, melez olmuş) KARAKOL: birl 1- Kara el 2- Gözetleme yeri, gözetim alanı KARAKUŞ: birl Kara/Kuş (Mizan Yıldızı) KARAKÜNE: Kara gün KARAL: Vade, müddet KARAMIŞ: Bakmış, görmüş, açık göz KARAMAN: 1- Kara tenli 2- Yiğit, gözü kara KARANÇI: Bakıcı, gözlemci KARAOTAĞ: birl Kara/Otağ Eski dönem, toy ve şölenlerde, çocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribün (oğlu olanlar,Ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi) KARAOZAN: birl Kara/ozan (halk ozanı) KARASAGU: ağıt, mersiye KARASÜYÜK: birl Kara/Süyük (kemik) (avam, halktan) KARAŞAMAN: birl Kara/Şaman TŞamanist gelenekte, kötü ruhlarla uğraşan şamanlar KARAŞIN: Esmer, karaya çalan KARAUL: Bakış, gözlem yeri (Karakol sözcüğü buradan gelir) KARAÜREK: birl Kara/Yürek Cesur, korkusuz KARAV: Bakış, nazar, bakan KARAVUL: (Karaul) 1- Gözcü, keşif kolu 2- Muhafız KARAY: yardımcı, yararlı, yardımsever KARAYIŞ: bakış, bakan KARAYİR: birl Kara/Yer (kara toprak) KARÇAK: 1- Pençe 2- Büst, yarım heykel KARÇIGA: Bir şahin türü KARDAŞ: Kardeş, kardeş yakınlığı KARGI: Mızrak KARGIN: Meşbu KARGUY: 1- Bir atmaca türü 2- Gözetleme kulesi, dağ başlarına yapılan yüksek yapı |
Türkçe Kelimeler (K) |
10-28-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçe Kelimeler (K)KARIK: Karışık, melez KARIKSIZ: Saf, temiz, karışık olmayan KARIMIŞ: karışık, karışmış KARINÇIK: Bakış, nazar, göz kaçamağı KARINDAŞ: 1- Kardeş, kardeşlik 2- Kız kardeş, bacı (Kazak ve Kırgızlarda) KARLIGAN: karlar eriyince açan bir dağ çiçeği KARLIK: Karlı arazi, karlı dağ KARLU: Karlı, kar almış KARLUGAÇ: Kar çiçeği KARMAS: Karıştırmaz (Soyunu, neslini) KARŞI: Karşıt, zıt KARŞIT: Karşı Türk mitolojisinde, Ülgen’in yedi oğlundan biri ve Temizlik Tanrısı KARTAL: İri kanatlı avcı kuş (Karatal) KARUÇ: 1- Karış, karışık 2- Kara uç KARYAĞDI: birl Kar/Yağdı (Doğumu, kar yağdığı sırada olan) KASAR: 1- Keser 2- kasıntı, afili 3- Fırtına KASMIŞ: Afili, fiyakalı, kasıntı KAŞ: Kaş, korkusuzluk, cesaret KAŞGAR: Cesur, üstün vasıflı KAŞKA: 1- Yiğitlik, mertlik 2- Üstün vasıflılık 3- Dayanıklılık, metanet KAŞUK: Dayanıklı, metin KATAK: Katı, sert KATAN: 1- Sert, katı 2- Saplayan, (Kargı, ok) 3- Ekleyen, artıran KATGI (katkı): 1- Katı, sert, haşin 2- Yarar, yararlılık 3- Neşe, şenlik KATGIÇ: Katı, sert, dayanıklı, haşin KATI: sert, dayanıklı, haşin, güvenli, adamakıllı, etraf KATLICAK: Katıca,sertçe,şiddetli KATIGU: Çalışkan, gayretli, azimli KATIĞDI: Çok katı, şiddetli, kuvvetli KATIK: 1- Katı, sert, güçlük, şiddet 2- Katılan, katılım 3- Ekmek, yemek KATILGAN: Dayanıklı, metin, sert KATILIK: Güçlük, sertlik, dayanıklılık, haşinlik KATIRAK: Katıca, haşince KATIYEL: birl Katı/Yel (Kuru rüzgar) KATIZ: 1- Ağaç kabuğu 2- Tarçın KATLAV: Zırh, siper KATLIG: Katılık, sertlik KATMIŞ: 1- Saplamış 2- Katılaşmış 3- Eklemiş KATUN: (Hatun) İmparatoriçe, Kağan eşlerine verilen bir unvan (Kadın sözcüğü buradan gelir) KAVAN: Kovucu, defedici KAVÇIN: Konuk, kısa süreli misafir KAVŞIT: 1- Kavuşma, vuslat, kavuşulan yer KAVURT: 1- Kurt 2- Haşmet, ihtişam 3- Dayanıklılık, kalıcılık KAVUŞ: 1- Menzil, kavuşulacak yer 2- Buluşma, buluşma yeri KAY: 1- Tipi, kar fırtınası 2- Masal, hikaye KAYA: Taş bloğu mec 1- Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2- İhsan, inayet KAYAK: Kayık, sandal KAYALAK: 1- Kayık, sandal 2- kaya, kayalık KAYAN: 1- Çığ, çığ kümesi 2- Sel, sel suyu KAYAR: 1- Sel, sel suyu 2- Gurur, onur KAYAŞ: Hısım, akraba, kavim kardeş KAYÇI: Masalcı, destancı KAYDU: 1- Katı, sert, şiddetli 2- Kaygı, hüzün 3- Sel, sel suyu KAYGAÇ: Kayık, sandal KAYGAŞ: Mucize, olağanüstülük KAYGIN: 1- Üzgün, kaygılı 2- İsyankar, isyan halinde KAYGU: Kaygı, endişe, titizlik KAYGULU: Kaygılı, mahzun KAYGUN: Mahzun, üzgün, müteessir KAYGUSUZ: Vurdumduymaz, gailesiz, umursamaz KAYI: 1- Sel 2- Kar fırtınası 3- Muhkem, iyi korunan KAYIR: 1- Kayırma, hamilik, destek 2- Heybet, gösteriş 3- Azim, kararlılık KAYIRGAŞ: 1- Deste, demet 2- Kayırıcı, koruyucu KAYIRMIŞ: Kayıran, kayırıcı, destekçi KAYIRŞI: 1- İçli, merhametli 2- Karşı, muhalif, hizip KAYITGAN: Dik başlı, boyun eğmeyen KAYITMAS: Adil, adaletli KAYMAS: Adaletli, düzenli KAYNAK: Pınar, göze KAYNAR: 1- Pınar, göze 2- Ateşli, kızgın KAYNARCA: 1- Kaynak, pınar, menbaa 2- Ilıca, banyo KAYRA: Yardım, inayet KAYRAL: Yardım, destek KAYRALDIĞ: 1- Destekli, torpilli 2- Eli açık, cömert KAYRIM: Arka, destek, inayet KAYRU: Geri, arka, destek KAYTAG: Aldatıcı, adaletsiz, hilebaz KAYTBAY: Adil, adaletli, hakkaniyetli KAYTMAZ: Adil KAYTUN: Yardımsever KAYURTAR: Kurtarıcı, yardımsever KAZAK: 1- merkezden uzak kalan 2- Otoriteye bağlı olmayan,başına buyruk 3- Gezgin KAZAN: 1- Kazanç, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2- Kızan, kızgın KAZANCUK: 1- Kazanç, kar, getiri 2- Yemek kazanı, tencere KAZANÇ: Gelir, kar, artı değer, getiri KAZGAN: Kazan, kazanç KAZILIK: 1- Kazık 2- Kazma aleti 3- Kızgın, celalli KAZIRGAN: Şamanist gelenekte, kötü ruhların, doğruluğa gelmesi için,geçici bir süre için kaldığı ateş çukuru Bir nevi cehennem KAZU: Nimet, kazanç KAZUK: (Kozu, Kazık) 1- Kazma 2- Kazık, sırık KEBEK: Kabuk, ağaç kabuğu KEBENÇ: İtimat, güven, hoşnutluk KEBENÇÜ: Hoşnut, bahtiyar KEÇİG: 1- Geçit, köprü 2- Mutlu, sevinçli KEÇİKLİĞ: Mutlu, sevinçli KEÇİR: Bağışlayıcı, affedici KEÇÜRGEN: Bağışlayıcı, affedici KEDİMLİG: 1- Zırh, demir ağ 2- Giyimlik, giysi KEKMEN: Olgun, ergin, ermiş KELEŞ: Alımlı, yakışıklı, cıvan KELEZTİ: Hayal, serap KELGİN: Gelgin, suyu kabaran ırmak KELİŞTÜ: Olgunluk, gelişim, suhulet KELTEÇİ: Gelici, gelecek olan, halef KEMEÇ: Asker, askeri görevli KENÇEK: (Gençık, Genç) KENÇLİYÜ: Oğuz beylerinin, özellikle güz kurultayların dan sonraki toy ve şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük sofra Yağma sofrası KENDÜZ: Nefs, can, ruh KENEŞ: İstişare, müşavere LENGEŞ: Keneş KENGEŞLÜ: Danışık, anlaşık, dayanışmalı KENDİL: Gönül, gönüllü, temiz yürekli KENİ: (Kuni) Adaletli, adil, dengeli KEPKE: Örnek, numune KEPTİK: 1- Latif, şakacı 2- Eşit, müsavi KERAMUN: Karaman, esmer tenli KERAYET: Sahil, kıyı, plaj KEREGÜ: Ev, çadır, barınak KEREKLİ: Gerekli, elzem, ihtiyaç KEREKTÜ: İhtiyaç, lüzum, zaruret KEREKÜLÜG: Çadırlı, göçebe KERELTİ: Tanıklık, şehadet KEREN: Ulu, kebir, kadir KEREŞ: Kiriş, yay kirişi KERİ: 1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmiş, gergin KERİNÇSİZ: Eşsiz,emsalsiz KERKİ: Balta, nacak KERKİT: Nacak KERTÜK: (Kertik) 1- Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2- yapay, suni KESEN: 1- keskin, kesici 2- Bölüm, ara KESİ: Keskin, kesen, kesici, sert KESİK: Kesi, keskin KESKİN: 1- Sert mizaçlı, asabi 2- Uç, ekstrem 3- Kesici KEŞİKÇE: 1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adet KEŞİKÇİ: 1- Israrlı 2- Nöbetçi KET: 1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlı KETÇİK: Darbecik KETE: Ulu, büyük KEYİK: Baht, mutluluk KEZEGEN: Gezgin, çapkın KEZGEN: Gezgin, çapkın KEZGİÇ: Gezgin KEZİK: Cesaret, atılganlık, cüret KEZİR: (Kizir, keser) Cesur, cüretkar KIBI: Keşif, buluş KICIR: Öç duygusu, intikam KICURGAN: Gösterişli, mağrur KIDIK: Gedik, güdük KIĞILCIM: Kıvılcım, şerare KIĞITDUK: Davet, ikram KILAĞI: Kılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgi KILAĞUZ: Kılavuz, rehber KILAVUN: Düğün hediyesi KILDI: 1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amil KILGI: 1- İstem, irade 2- Yaratılmış, kılınmış KILICI:Yaratıcı, yapıcı, halik, kadim KILIÇ: (Kıl-Uç) Silah KILIG: 1- yaradılış, huy, karakter 2- Beceri, iş, yapıcılık KILIGLI: 1- İyi huylu, ahlaklı, görgülü 2- Becerikli, çalışkan, işgüzar KILIN: 1- Huy, yaradılış 2- Naz, işve KILINÇ:Kılınış, huy, karakter KILIVAN: Hediye, bahşiş, ödül KILUÇ: Kılıç KIMAÇA: Engel, mania KIMAR: Komar, homar, yakışıklı, cezb edici KIMIRTU: Kıpırdanış, devinim, jest KIMIZ: Ekşi, mayhoş anlamına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki KIMNA: Sürekli, daima, her zaman KIN: 1- Silah muhafazası 2- Gayret, çalışma 3- Suç, cürüm, ayıp KINAGU: 1- Ceza, cezalandırma 2- Çalışma, aktivite KINAY: Aktif, çalışkan KINCAL: İnce, narin, zayıf KINÇAK: Bıçak kılıfı KINGAL: İnce, narin KINGIR: Metin, dayanıklı, sebatkar KINIK: 1- Gayret, gayretli, çalışkan 2- Muhterem, şerefli, hakim KIP: Baht, talih KIPÇAK: 1- Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2- Çayırlık, geniş toprak,sahipsiz boş ve geniş arazi 3- Ağaç kovuğu 4- Bahtı açık, talihli KIR: 1- Kırmakdan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli beyaz renk 3- mec Olgunluk, tecrübe KIRAÇ: 1- Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz toprak, yaşlı toprak KIRAN: 1- Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yön, kenar, kıyı KIRAY: 1- Genç, delikanlı 2- Kıran, kan dökücü, vurguncu KIRCA: Kıra çalan, ,kırlaşmış mec Olgun, bilge KIRCI: 1- Kırıcı, sert mizaçlı 2- Kenar, uç, sahil KIRGI: 1- Kırım 2- Bir atmaca türü KIRGIL: Kırık, üzgün, kırgın KIRGIN: 1- Gönül kırgınlığı 2- Bozgun KIRGIZ: 1- Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, örnek KIRICI: 1- Kıran, bölen, yaran mec Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2- Kenar, sahil KIRIK: Kırılmış, bölünmüş KIRIM: 1- Kırış, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, küskünlük 3- Uç nokta, kenar KIRIY: Sahil, kenar KIRKIN: Bahşiş, hediye KIRKLI: Eski, Şamanist gelenekten, bazı değişiklikler yada dinsel motiflerin de eklenmesiyle, bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı “kırk ünlü ata ruhunun koruması altındaki kişi” KIRMAN: Kırma yeri, Kırman, harman KISIG: 1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlı KISIGLU: Hapis, mahpus, kıstırılmış KISRIK: Utangaç, mahçup KISTAVUL: Acele, aceleci, telaşlı KIŞIL: Kışlık, kış için ayrılmış KIŞLAK: Kışın kalınan yer, ez, kışlık ev KITAY: 1- Çinliye benzeyen , Çinliye karışmış 2- Kutay KIVANÇ: Gurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve öğünerek sevinme hali KIVAM: Olgunluk,yeterlilik KIVANDUK: Kıvançlı, mutlu KIVIK: Ara, fasıla KIVILCIM: Ateş parçası, şerare KIVLIK: Kıvanç ve mutluluk nedeni KIVRAK: 1- Kıvançlı 2- Hareketli, dayanıklı KIVRIM: Hare, iltiva KIYAK: 1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydıraç 3- Çekicilik, cazibe KIYAL: İmge KIYAN: 1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcı KIYAT: Çekici, cazibeli KIYGA: Zeki, çok akıllı KIYGI: Zeka, deha KIYIK: 1- Zeka, dahi 2- Çekici 3- Kaçak, kapçak KIYIKSIZ: Kaçmaz, sözünden dönmez, düz KIYIN: 1- Akit, sözleşme, anlaşma 2- Güç, kudret, otorite KIYIŞKAN: 1- Sözünün eri, sözünde duran 2- Cesur, gözü pek KIYMAÇ: Gamze KIYNAK: 1- Ünlü, meşhur 2- pençe, kartal pençesi KIYUK: 1- Mutluluk 2- Geyik KIZARIK: 1- Kızıl, kızıllaşmış 2- kızgın KIZGAN: Kızgın, kızışmış KIZGIN: Kızıllaşmış, asabi KIZI: Şiddet, asabiyet, kızama, kızgınlık KIZIK: 1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis KIZIL: 1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmış, kızarmış, kızgın KIZILALMA: birl Kızıl/Elma Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir Ülkü’yü motivasyonu içerir Bazen, fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin, “Birleşik Türk devletleri”nin imgesi KIZILGU: Kızarmış, kızgın T Kırgızların, Mürdi oymağı, dip dedelerinden KIZILHAN: birl Kızıl/Han Şamanist gelenekte Tanrı sıfatlarından KIZILOTAĞ: birl Kızıl/Otağ Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin oturduğu, şeref tribünü KIZIMTAY: birl Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) Tay KIZIRAK: (kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan KİÇİ: 1- Kişi, adam, insan 2- Küçük, minyon 3- Geçmiş, geçik, eski 4- Keçi KİÇİCİK: 1- Kişicik, insancık 2- Küçük, minyon KİÇİK: 1- Küçük, minyon, Geçik, geçmiş KİÇİN: Zincir KİÇKİ: 1- Eski, kadim 2- Kişi, insan KİÇKİNE: (Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim KİDGÜ: Giyim, giysi, elbise KİLÜKEN: Gülen, güleç, güleryüzlü, mütebessim KİNDİK: Orta, odak, merkez KİNEŞ: Şura, meşveret, kongre KİRİŞ: Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim Ok yayı olarak da kullanılır KİRTİ: Doğruluk, gerçekçilik KİŞİLİK: Karakter, şahsiyet, insan olma özelliği KİŞKEN: (Kiçgen) 1- Küçük, minyon 2- Geçen, geçmiş KİÇKENTAY: birl Kiçken/Tay minyon, minik KİYE: Kut, talih, ululuk KİYELİ: Mübarek, saygıdeğer, ulu KİZEK: 1- Kesik 2- Nöbet 3- Seyran, gezinti KİZİR: 1- Keser, kesici 2- Gever, gezgin 3- Atılgan, cesur KOBRAT: (Kubrat) Derlemek, toparlamak, örgütlemek KOBU: (Kovu) Buket, demet KOBURCUK: Kabarcık, kabarık, kabadayı KOCA: 1- Ulu, saygıdeğer, hürmete layık 2- Bilgili, tecrübeli, görüp geçirmiş 3- Gösterişli, azametli 4- Mert, düz, koç gibi KOCABAŞ: birl Koca/Baş Koruyucu, muhafız KOCAMAN: 1- Akıllı, bilge 2- İriyarı, cüsseli, heybetli KOÇ: Erkek koyun mec Düz, mert, yüz yüze dövüşen, hilesiz, yiğit, dayanıklı, yılmaz KOÇA: 1- Koç gibi2- Kibar, centilmen KOÇAK: Koç gibi, cesur yürekli KOÇAN: 1- Centilmen, kibar 2- Koşan, koşucu KOÇAŞ: Rehber, yol gösteren, önde giden KOÇGAR: (Kaçgar,kaşgar) 1- Koç başı 2- Koç gibi, koç yiğit KOÇİ: Koç gibi, koç yürekli KOÇLUĞ Koçluk) Koç olacak kuzu KOÇO: Kibar, mert KOÇU: 1- Koç gibi 2- Kibar, centilmen KOÇUM: 1- Yiğit, mert 2- Koşum, koşma KOÇUN: Düz, hilesiz, temiz yürekli KOÇUGAR: Mert, yiğit, özü sözü bir KODAR: Mağrur KODAZ: Mağrur KOKLUĞ: Koku, parfüm KOKULUG: Koku, Parfüm KOKUM: Parfüm KOKUŞ: Dalları, ok yapımına elverişli bir ağaç türü KOLAN: 1- Hediye, bahşiş 2- Kollayan, koruyan 3- At, eşek,katır gibi hayvanların, eyerini bağlamaya yarayan kemer KOLBAG: Kadınların, aksesuar olarak bileklerine taktıkları, boncuklu halka KOLBAŞ: Askeri birlik başı, komutan, askeri koruyup kollayan kişi KOLBAY: Askeri danışman KOLCUK: Kolcu, muhafız, koruyucu KOLÇAK: Kolcu, koruyucu, kollayıcı KOLÇU: Muhafız, bekçi KOLDAGÜÇ: Hami, koruyucu, şefkatli, merhametli, yardımsever KOLDAŞ: 1- Silah arkadaşı 2- Arkadaş, birbirini kollayan KOLGAK: İstek, heves, talep KOLGAY: Veliaht, şehzade (Kırım ve Kazan hanlıkları döneminde kullanılan bir aksesuar KOLKA: 1- Kolgu, kol takısı 2- Refika, hanım, eş KOLTAG: Arka, himaye, destek KOLUÇ: Kolcu, kolbaşı, komutan KOLUNÇUĞ: Yakarış, niyaz KOMAN: (Kaman,kuman) 1- Yurduna yabancı sokmayan 2- Aman vermeyen 3- Kumral KOMAS: Komayan, bırakmayan, aman vermeyen KOMUK: 1- Kabuk, ağaç kabuğu 2- Hazine, define KOMUR: Cesur, gözüpek KON: 1- Yurt, vatan 2- Konak, yerleşim, mekan KONAÇ: Aşiyan KONAG: 1- Konuk, misafir 2- Konuk ağırlanan ev KONALGA: 1- Konuk yeri, baş köşe 2- Menzil, konulacak, varılacak yer KONAT: 1- Cana yakın, munis, sokulgan 2- konuk ağırlayıcı, konuksever 3- Birlikte göç eden oba birliği KONCA: 1- Armağan, bahşiş 2, Gül KONÇUK: 1-Aşina, tanıdık 2- Konuk KONÇUY: Kağan kızı, prenses, soylu kız KONDU: Yerleşik, yerli KONDUR: Konuksever, cömert KONGAR: 1- Koyu kırmızı renkteki at 2- Kızıla yakın renk tonu KONIK: Can, ruh, yaşam KONŞUK: 1- Konşu, komşu 2- Yerleşim yeri 3- konuşma, laf KONUK: 1- Misafir 2- Can, ruh 3- Varılacak yer, menzil KONUL: 1-Kerevetlerin altındaki, yük konan boşluk, yüklük KONULGA: 1- Konuk yeri, baş köşe 2- Konuğa verilen yemek, değerli yemek KONUR: 1- Yakışıklı, civan 2- Gururlu, onurlu, mağrur 3- Kara ve kızıl karışımı renk, at rengi, doru at KONUŞ: 1- Yerleşim, karargah 2- Menzil, varılacak yer KOPAN: 1- Galip, utkan 2- Ulu, yüksek KOPTURU: Saygı duruşu, tören duruşu KOPU: Kop, çok, çokluk KOPUN: Çoklu, bereket, bütünlük KOPUZ: Saz, bağlama (Kop_Uz) KOR: 1- Öz, maya, asıl 2- Ateş parçası, ateş KORBA: Filiz KORCU: Korucu KORGAN: Korunan yer, kale, kurgan KORGAVUŞ: Savunucu, müdafi KORIÇI: Korucu, koruyucu, bekçi, yasak bölgeleri bekleyen ve koruyan kişi KORIG: 1- Koru, ağaçlık, yeşil bölge 2- korunan, yasak bölge KORKMAZ: Korkusuz, cesur KORKUNÇ: Korkutucu, ürkütücü KORKUT: 1- Heybetli, korkutucu, korku salan KORUĞ: 1- koru, koruluk, ağaçlıklı bölge 2- Koruma bölgesi 3- Yasak bölge, askeri bölge KORUKÇU: Koruyucu, korucu, muhafız KOŞ: 1- Koç 2- Dizi, sıra, dize KOŞAK: 1- Koşulan, koşturan 2- Neşide, destansı şiir KOŞAR: 1- Emredici, buyurucu 2- Koşucu, çalışkan, hareketli 3- Dizen, düzenleyen KOŞMA: Ölçülü, uyaklı söz KOŞUK: 1- Yan yana, birlikte, yaren, dost 2- Koşma, şiir KOŞUL: Hüküm, şart KOŞULGAN: Koşul koyan, buyurucu KOŞUM: 1- Koçum 2- Bağlı, yan yana 3- Atın, eyer, kulan, üzengi vb malzemelerinin tümü KOŞUN: 1- Asker, savaş birliği 2- Halk, ahali 3- Dizi, dize KOTKU: Alçak gönüllü, mütevazı KOY: 1- Koyun 2- Merhamet, acıma duygusu KOYLU: 1- Merhametli 2- İstikamet, yön, yönünü bilen 3- Koyunlu KOYU: Merhamet KOYULDAR: 1- Merhametli 2- Hürmetli KOYULMUŞ: 1- Merhametli 2- Çalışkan KOYUNLU:Merhametli KOYURGA: 1- Hürmet, lütuf 2- Acıma duygusu, merhamet KOYURTANG: Özgürlük, Hürriyet KOZAN: Kozalak KOZALAK: Çam, selvi gibi ağaçların sert çiçeği KOZAN: Kazan KOZGAV: Kıyam, isyan, başkaldırma KÖPÜRGE: 1- Köprü, geçit 2- Savaş davulu KÖÇET: Filiz, sürgün KÖÇMEN: Göçmen, göçücü KÖDÜRGÜ: Kurban, adak KÖGMEN: (Gökmen) 1- Tanrısal, ilahi 2- Sayın, saygıdeğer 3- Gücünü Tanrıdan alan KÖĞÜZ: 1- Göksel, Tanrısal 2- Göğüs, sine KÖK: 1- Gök 2- Aile, soy KÖKDAŞ: Emsal, örnek KÖKEN: Göğen, gelen, 2- Köken, soy, aile KÖKİM: 1- Göğüm 2- Soyum, ailem KÖKLÜ: 1- Tanrıdan gelen 2- Soylu KÖKTEM: 1- Bahar 2- Gençlik 3- Deha, akıl KÖL: Göl mec Ululuk, sonsuzluk, derinlik, bilgelik KÖLMÜK: Halk, ahali KÖLÜK: Yük hayvanı KÖMEK: 1- Yardım, arka, destek, inayet 2- Ahali, halk KÖMEN: 1- Hayal, düş 2- Irk, soy 3- Cevher, damar KÖMEY: Gerdan, döş KÖMÜÇ: Hazine, define KÖNG: (Könk) Cariye, odalık KÖNGÜL: Gönül, can KÖNİLİK : Adalet, doğruluk KÖNKAŞ: Künkaş, kenkeş, meşveret KÖNÜ: Adalet, doğruluk KÖNÜL : Gönül , can KÖP: Çok, gür, çokluk, bolluk KÖPTÜK: 1- Bereket, bolluk 2- Kalabalık KÖPÜK: Kabarcık, köpürcük, çoklu, artış KÖREGEN : Gören, görücü KÖREM: 1- Körpe, taze 2- Görgülü, terbiyeli KÖRGEN: Gören, görücü KÖRGÜZ: Görgülü, centilmen, beyefendi KÖRKE: Ağaçtan yapılmış tabak KÖRKEM: 1- Görkem, ihtişam 2- Hoş, güzel, latif KÖRKLÜĞ: Güzel, alımlı, cemile KÖRPE: Taze, cıvan KÖRÜ: (körüg) Gözcü, haberci, casus, gözlemci KÖRÜM: 1-Bakış, nazar, gözlem 2- Düş, rüya 3- Zeka, fehm KÖRÜMÇİ: Astronom, rasat, gözlemci, yıldızları inceleyen kişi KÖRÜMDÜK: Bakıcı, nezaretçi KÖRÜNÇ: 1- Görgü, muaşeret 2- Bakan, nazır KÖSEMEN: Tas artan koç KÖŞÜK: Dilek, temenni KÖTÜZ: Kıymetli KÖVENÇ: 1- Güvenç, güvence, teminat 2- Azamet, gurur KÖVEZ: Afi, çalım, fiyakalı KÖYMEN: 1- Yanıcı, yanık 2- Hayal KÖYMEZ: Yanmaz, ateş almaz KÖZLÜK: At kuyruğundan yapılan, göz kamaşması ve göz ağrılarının tedavisinde kullanılan bir dokuma KUANÇ: Kıvanç, sevinçli gurur KUANÇI: Kıvanç KUBAL: Gürz, demir topuz KUBAN: Kapan KUBAT: Kapalı, gizli KUBAY: birl Kubi/Ay Yakutların eski dönem “Temizlik Tanrıçası” KUBİ: (Kubil) Gökyüzü, feza, sema Mec Başsızlık ve sonsuzluk KUCAN: Göçen, göçer KUCAR: Göçer, göçücü KUÇAM: Deste, demet, bağ KUÇAR: Göçer, göçmen KUDA: Sihir, büyü KUDAGAÇI: Büyücü, doktor KUDAK: Kadak, katı, sert KUDEKAN: Buyruk, sert, emir, azar KUKUN:kıvılcım, ateş parçası KUKUŞ: 1- Gonca, gül 2- Şaka, latife KUL: Bağımlı, bağlı, köle mec Bağlılık, sadakat KULA: 1- Kızıl ve karışımı renk, doru, bordo 2- Yelesi, ve kuyruğu kara, gövdesi kızıla çalan at 3-Yabani at 4- Gözü kara,atılgan KULAÇ: 1- Açıklık, mesafe 2- İki kol arasındaki ara KULAGU: 1- Yaratıcı, kılıcı, hükmedici 2- Kula gibi 3- Korkusuz, gözü kara KULAN: 1- Galip, utkan 2- Vahşi at 3- Yaban eşeği KULANŞI: 1- At terbiyecisi 2- Mu*****inas, müzisyen KULBAK: Merhametli, yardımsever KULDAM: Sadık kul KULGA: Güvercin KULGU: 1- Müfettiş, murakıp 2- Güvercin KULİ: (kulıg) Cesur, gözü kara KULPU: 1- Kilit 2- kulluk, kulluk eden KULUGA: Güvercin KULUN: Tay, süt emen çağdaki at yavrusu KUMAÇ: Solgun, soluk KUMAK: 1- Yardım, kömek 2- Sevda, aşk KUMAN: 1- Solgun 2- Kumral, sarı ile kahverengi arası renk 3- Aman vermeyen, dirayetli KUMANDI: Mutlu, sevinçli KUMARAL: Kumral, buğday tenli KUMARGA: Kuşatma, muhasara KUMRAL: Buğday tenli KUL: 1- Koyun 2- Can, ruh 3- Uçurum 4- Adalet KUNAN: 1- İki yaşına gelmiş kısrak 2- Adaletli, adil KUNAR: Bereket, bolluk KUNARLI: Bereketli, münbit KUNDUZ: Dere kenarlarında yaşayan, kürkünden börk yapılan bir hayvan KUNİ: Adalet, hakkaniyet, adaletlilik KUNT: 1- Dayanıklı, metin 2- Sade, gösterişsiz KUNUK: 1- Mahzun, elemli 2- Konuk KUPÇI: İnce, zarif KUPTAN: Niyaz, dua, yakarış KUR: Düzen, sıra, hiyerarşi, düzenleme KURAL: Düzen, düzenlilik, kaide KURALAY: Ceylan, ahu KURAR: Organizatör, düzenleyici KURAY: Bir çeşit bozkır bitkisi ot KURÇ: (kuruç) Kılıç yapımında kullanılan, iyi bir çelik türü KURÇAK: Heykel, yontma taş KURÇI: 1- Kürçü 2- Kurucu KURÇIK: Kurum, kuruluş, yapılanma KURGA: 1- Tecrübeli, bilge 2- İnce, narin KURGAN: 1- İstihkam, kale 2- Anıt, anıt mezar KURIDIN: Batılı, batı bölgesinden KURUM: Figür, dans KURIMLAK: Cilveli, hareketli, kıvrak KURIKAN: 1- Kürkan, damat 2- Hisar, kale 3- Ağaçlık bölge KURLAS: Düzen, işleyiş, ahenk KURMAN: Düzgün, düzenli, düzenleyici KURMUŞ: Planlı, düzenli, örgütlü KURT: Bağımsızlığına olan düşkünlüğü, evcilleşmeyen tek hayvan oluşu, mücadeleciliği, hareketliliği,gururlu ve zeki oluşu, özellikle de sosyal ve örgütçü oluşu ve daha bir çok özellikleriyle, Türklere benzeyen ve Türklerin de çok eskiden beri kutsayarak, sembolleştirdiği hayvan KURTAK: Kurulu, ayarlı KURTAR: Kurtarıcı KURTARAN: Kurtarıcı KURTGA: Tecrübeli, gün görmüş KURTUL: Haraç, vergi, cizye KURTULGU: 1- Vergi, haraç 2- Kurtuluş, istiklal KURTULMUŞ: Özgür, bağımsız, azade KURTUN: Batılı, batıdan KURUĞÇIN: Kurşun KURUK: Koru, park, koruluk KURULTAY: birl Kurul/Tay Kongre, divan, oturum Gerek seçim, gerekse devlet için önemli kararların alındığı seçkinler meclisi KURUM: 1- Kuruluş, düzen, düzenleme 2- Çalım, jest, afi 3- Kaya parçası KURUT:1- Kurt 2- Kale burcu 3- Kurutulup, suyu alınmış peynir topağı KUSKUN: Atın kuyruğundan geçirilip, eyere bağlanan kayış KUŞ: Kuş KUŞÇAK: Kuşçu, kuş eğiticisi KUŞÇU: Kuş eğiticisi KUT: 1- Uğur, talih, baht 2- Tanrısal, mübarek 3- Can, ruh, dirilik, yaşam kaynağı, yaşam gücü 4- kader, yazgı 5- Erk, iktidar 6- Bereket, nasip KUTADGU: Kutsanmış, kutlu, değerli, yararlı KUTALAN: birl Kut/Alan mübarek KUTALDI: birl Kut/Aldı kutlu, mübarek KUTALMIŞ: birl Kut/Almış kutlu, mübarek, kutsanmış KUTAMIŞ: Kutsamış, değer vermiş, mübarek eylemiş KUTAN: 1- Dua, yakarış, niyaz 2- Bir avcı kuş 3- Saban, pulluk KUTAR: Kutsar, kutsayan, kut veren KUTAŞ: Kutlu, mübarek KUTAY: birl Kut/Ay T 1- Ateş parçası,ateş 2- Şamanist gelenekte,” Ateş Tanrısı” 3- İpek, ipekli kumaş 4- Tanrıça 5-Paha biçilmez, değerli T İlhanlı hanlarından, Argun Han’ın evdeşi ve Keykatu Han’ın anası KUTGARU: Buyruk, fermen KUTKU: Ağırbaşlı, alçak ,gönüllü KUTLU: 1- Mübarek, Tanrısal 2- Bahtiyar 3- Kabul görmüş, saygıdeğer KUTLUCA: Uğurlu, bahtı açık KUTLUĞ: Kutlu, mübarek KUTLUĞ İNANÇ: (Kutluk İnanç) Kutlu/İnanç KUTLUK: Kutlu KUTLUK : (Kutluğ) Kutlu, mübarek KUTSANDI: Kutlu, mübarek KUTUN: 1- Mesut, mutlu, nurlu 2- Mukaddes, kutsal KUTUNMUŞ: Kutlu, mübarek KUTUR: Kutlu, mübarek KUTUZ: birl 1- Kut/Uz 2- Yaban öküzü KUVANÇ: Kıvanç, gurur, mutluluk, iftihar KUVANDUK: Kıvanç, mutluluk, iftihar, gurur verici KUVART: 1- Kurt 2- Dayanıklı, kavi, metin KUVAT: Sevinç, mutluluk KUVRAG: Toplum, toplumcu KUYAK: Zırh, demirağ KUYAN: Tavşan, bozkır tavşanı KUYAŞ: Güneş ışığı KUYDUNG: Beden, vücut KUYMU: Sevinç, neşe KUYTAK: Mahfuz, siper KUYTURKA: Bağış, ihsan, lütuf KUYULDAR: Saygıdeğer, saygıya layık KUYUM: Aksesuar, küpe, bilezik KUZ: Dağın, güneş görmeyen yamacı KUZAY: Kuzey yönü, güneşin az olduğu yer,Karanlık ve soğuk yer KUZLAK: Bebe, yavru KUZU: 1- Koyun yavrusu 2- Yavru, bebe KÜÇ: Güç, dirayet, kudret KÜÇKARA: birl Küç/Kara (Acı kuvvet) KÜÇEM: 1- Güç, kudret 2- zorba KÜÇEY: Güçlü, gücü yeten KÜÇİ: Güç, güçlük, zorluk KÜÇİN: An, kısa zaman parçası KÜÇKEY: Güçlü, zorlu KÜÇLÜK: Güç, güçlük, zorluk, kudret KÜÇÜK: Ufak, minyon KÜÇÜLÜ: Güçlü, zorlu KÜÇÜLÜK: Güçlük, güç, zorluk KÜÇÜM: Güç, kudret KÜKLER: Müneccim, yıldız falcısı KÜKREK: 1- Onur, gurur 2- Kükreyiş, kükreyen KÜL: 1- Ateş, ateşlilik, yakıcılık, yok edicilik 2- Yenilmezlik 3- Ulu, ünlü 4- Cesaret, gözü karalık 5-Göl, göl gibi geniş ve büyük KÜL TİGİN: birl Kül/Tigin Birkaç anlam: 1- Ateş prensi 2, yenilmez prens 3- Ulu prens 4- Yok edici prens KÜLÇUR: Ululuk, yüksek mevki, saygıdeğerlik KÜLE: 1- Güle , gülüş 2-Demet,bağ, deste KÜLEGEÇ: 1-Güleç, güler yüzlü 2-Name, melodi KÜLEGEN: Gülen, güler yüzlü KÜLEK: 1- Fırtına, kum fırtınası 2-Bakraç, tahtadan yapılmış yoğurt kabı KÜLEM: Bereketli, münbit KÜLER: birl Kül/Er Ulu, saygın kişi KÜLTEM: Deste, demet, buket KÜLÜG: (Külük) 1-Ünlü, meşhur, çok tanınan 3-Hızlı,seri KÜLÜNK: Kazma KÜMÜŞ: Gümüş KÜN: Gün, güneş KÜNANA: birl Gün/Ana Şamanist gelenekte, göğün yedinci katına bakan tanrıça KÜNÇEK: Güneşlik, şemsiye KÜNDEŞ: 1- Gündeş, güneşe eş değerde 2- İzci, takipçi, halef KÜNDÜN: Gün ışığı KÜNDÜZ: Gündüz KÜNEŞ: Güneş KÜNGERÜ:Arzu, dilek, temenni KÜNG: Cariye, dişi köle KÜNİ: 1- Adil, adaletli, hukukçu, yasalara bağlı 2- İtaatkar, muti KÜNKAŞ: Danışma, nasihat KÜNTEM: Günlük, gündelik KÜNÜÇEN: Muti, itaatkar, saygılı KÜNÜLÜK: 1- Şemsiye, 2- Günlük, yevmiye KÜR: 1- Gür, sık, bol, bolluk 2- Canlı, diri, sağlam, sarsılmaz 3- Gürleyen, kükreyen, kabadayı, gözü kara, yürekli 4- Öz, maya, özünü yitirmemezlik 5- Düzen, düzenlilik 6- Çare, çözüm, deva KÜRÇE: Esas, asıl, maya, öz KÜRÇİ: Kabadayı, gözü kara KÜRHAN: (Gürhan) birl Kür/Han Türk mitolojisinde, Kara Han’ın oğullarından KÜRİ: İç geçiren, imrenen, kıskanç KÜRKAN: birl 1- Kür/Kan (Gür/Kan) 2- Damat (Körekan) KÜRMEN: Özlü, soylu KÜRÜGEN: 1- Gürgen 2- Köregen, damat KÜRÜM: Basiret, meleke KÜRÜNÇ: 1- Özlü, soylu 2- Düzen, düzenli 3- Kıskanç KÜŞLİK: 1- Güçlük, güç, zorluk 2- Mutlu, mutluluk KÜŞÜM: 1- Ar, edep, hicap 2- Güç, güçlülük KÜVENÇ: Güvenç KÜVENÇİ: Güvence, garanti KÜZ: Güz, sonbahar, hazan KÜZNEK: Işık kırılması |
|