![]() |
Türkçe Kelimeler (S-Ş) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkçe Kelimeler (S-Ş)SABASava 1- (Sapa, sopa) Sopa, değnek, savma aleti, savaş aleti 2- Söz, iddia, hitap SABACI: 1- Sopacı, sopayla dövüşen 2- Konuşmacı, hatip SABAK: (Savak) 1- Sopa, cop sopa kullanan, dövüşçü, sopa ile dövüşen 2- Kımız saklamak için beygir derisinden yapılan tulum SABAR: 1- Sapar, savar, döver, sopayla döven 2- Savar, savaşır, savaşçı 3- Hatip, konuşmacı SABI: 1- Sopa, cop 2- Savaş, dövüş 3- Söz, sohbet SABU: 1- Sopa, cop, değnek 2- Savaş, dövüşçü, dövüş ustası, savaşçı SAÇA: Saçı, bahşiş, armağan SAÇAN: 1- Cömert, dağıtan, harcayan 2- Yayıncı, yayın yapan SAÇI: 1- Armağan, bahşiş 2- Adak, inanç gereği dağıtılan nesne SAÇILIK: Armağan, hediye, bahşiş SAÇUK: 1- Eli açık, cömert 2- Armağan, bahşiş 3- Aleni, saklısız, gizlisiz SADAK: Okların, içinde muhafaza edildiği torba ok torbası SADU: İyi, çok iyi, ala SAGAY: 1- Düşünceli, Düşünen, sakınan 2- Özleyen, özlemiş, özlem oymaklarından SAGIM: 1- Emel, arzu, Murat 2- Düşünce, fikir, düşünceli, fikir sahibi 3- Sağlamlık,dayanıklılık SAGIN: 1- Özlem, hasret 2- Düşünce, plan, tasarım 3- Davet 4- Kıvılcım SAGINÇI: Sagınan, düşünen, özleyen, sakınca duyan SAGU: Ağıt, mersiye SAGUNDU: Özlenen, düşünülen, kollanan SAGUNDUK: Özlenen, düşünülen, özlemeye değer SAGUNUR: Düşünce, tasarım SAĞ: 1- Sağlık, dirilik, canlılık, yeterlilik 2- Akıl, fetanet 3- Doğruluk, inanırlık 4- Halis, saf, net SAĞ BİLGE: birl ![]() SAĞAN: Doğan türü, yırtıcı avcı bir kuş SAĞANAK: Sağanak, sert ve hızlı yağan yağmur SAĞANÇIĞ: Nefs, can, ruh SAĞBİLİ: birl ![]() SAĞDAÇ: Sağlıklı günlerin arkadaşı, can yoldaşı SAĞDIÇ: Sağdaç “ Damadın en yakın, en güvenilir arkadaşı” SAĞIK: 1- Düşünceli, planlı 2- Sağ, diri, uyanık 3- Ateş, kıvılcım, ateşli SAĞIM: 1- Yaşam, sağlık 2- Serap, algın SAĞIN: 1- Düşünce, tasarım 2- Özlem 3- Ateş, kıvılcım SAĞINÇ: 1- Kurgu, hayal 2- Sakınca, mahsur, endişe 3- Özlem SAĞIŞ: Hesap, matematik, sayış SAĞLAM: Sağlıklı, güçlü, dayanıklı, dirençli SAĞLI: (Sağlık) Diri, canlı, sağlıklı SAĞLICA(K): Sağlıklı, diri, esenlikli SAĞMAN: Sağlıklı, güçlü SAĞNAK: (Sağanak) SAĞRAK: İçki içilen kap, kupa, kadeh SAĞRI: 1- Sağrak 2- Sarı SAĞUNÇAK: Ağıt, mersiye SAĞUNMUŞ: 1- Özlem içinde olan 2- Düşünen, düşünceli 3- Davet eden, davetkar SAKA: 1- Akıllı, arif 2- Düşünceli, kaygılı 3- Sakal 4- Saklı, saklayan, koruyan SAKAR: 1- Alnında beyaz lekesi bulunan at 2- Uğursuz, sakıncalı SAKÇI: Koruyucu, muhafız SAKIK: Çoban yıldızı SAKIN: 1- Düşünme, tasarım, kaygılanma, kaygıyı ortadan kaldırma eylemi 2- Saklama, koruma,esirgeme 3- Uzaklaşma, ayrılma SAKINÇ: Düşünce, kaygı SAKIŞ: Kaygı, endişe SAKLI: 1- Korunmuş, mahfuz, esirgenen 2- Zinde, dinç, sağlıklı SAKLICA: 1- Gizli, örtülü, korunan 2- Hazine, mücevher SAKLIÇAK: 1- Gizli, gizlenmiş, örtülü 2- Yaşam, sağlık, esenlik SAKMAN: 1- Uyanık, diri, sağlam 2- Sokman, dize kadar çıkan çizme SAL: 1- Saldırı, saldırmak 2- Salmak, bırakmak, azat etmek, serbestlik 3- göndermek, yaymak,ulaştırmak, uzatmak SALAÇAK: Salınan, bırakılan, salınmış SALACUK: Saldıran, saldırıcı, gönderici SALAMAN: Salınan, bırakılan, azat edilen, serbest, azade SALAMIŞ: 1- Saldıran, düşmana karşı hamle ve manevra yapan 2- İyi kılıç sallayan, silahşor 3- Salmış, köle azat etmiş SALANÇU: Saldırgan, iyi kılıç kullanan SALAR: 1- Ordu sevk eden 2- İyi kılıç kullanan, silahşor SALÇI: 1- Salıcı, sevk edici 2- Salan, serbest bırakan 3- Karahanlılar döneminde, saray aşçılarının unvanlarından SALÇUK: 1- Salınmış, azat edilmiş, saltuk, eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız, otoriteye karşı çıkan 3- Saldıran 4- Silahşor, iyi silah kullanan 5- Küçük yel, esinti 6- Haber salan, mesaj yollayan SALDIRAN: Hücum eden, asker sevk eden SALDIRGAN: Saldırıcı, hücumcu SALDIRI: Hücum, taarruz SALDIRMIŞ: Hücum etmiş, taarruz etmiş SALDUR: Saldırı SALGARA: Salınmış, azade, başına buyruk, otorite tanımaz SALGIN: 1- Serbest, bağımsız 2- Serap, hayal SALGUR: Atak, tetik, saldırmaya hazır SALGUT: Mebus, vekil ![]() SALIK: 1- Vergi, vergi borcu, haraç 2- Haber, öğüt, tavsiye SALIKÇU: Haberci, öğütçü SALIM: 1- Serin esen yel, serinlik 2- Ferman, emirname 3- Üzüm demedi, salkım SALIN: 1- Serbest, serbestlik, salınma, boy gösterme 2- Jest, eda 3- salıncak SALINMIŞ: Serbest, azade, salaman SALKIM: Salınmış, sarkık SALTUK: 1- Serbest bırakılmış, azade, hürriyetine kavuşmuş eski köle 2- Başına buyruk, bağımsız SALTIN: Yalnız, yalnızlık içinde, tek kalmış SALUK: (Salık) Serbest, azade, hürriyetine kavuşmuş SALUM: 1- Özgürlük, azat 2- Kılış, silah SALUN: 1- Jest, mimik, eda, cilve 2- Boy gösterme, ortaya çıkma SALUNDU: 1- Özgür, hür 2- Edalı, boy gösteren SALUR: 1- Saldıran, saldırgan, asker salan 2- Silahşor, iyi silah kullanan 3- Saldırma, kılıç, silah 4- Serbest, azade SAMSA: Baklava türü bir hamur tatlısı SAMUKA: İnatçı, dirençli SAN: Sanmak, saymak, var kabul etmek SANAGA: 1- Serap, hayal 2- Niyet, maksat SANAĞ: Hesap, matematik SANAK: Matematik SANÇAK: Ucu sivri mızrak SANÇAR: Saplayan, batıran, dürten, mızrak kullanarak sançan, sançıcı, iyi silah kullanan SANÇI: 1- Ucu sivri demir, silah 2- Sivri bir aletin, vücuda değince verdiği acı 3- Acı duymak 4- Hayalet SANÇIĞ: Ucu sivri demir, kargı SANÇIŞ: Hamle, kılıç veya kargıyla yapılan dürtüş SANDUGAÇ: Bülbül SANEK: Hayran, meftun SANG: San, düşünce var sayma SANGI: Hayal, serap SANIR: 1- Hayal 2- Burç SANKUR: Hayret, şaşkınlık SANLAV: Hürmet, saygı SANLI: 1- Sanıcı, düşünücü 2- Şüpheci SANSAK: Anlayış, intiba SAPA: 1- Sopa, değnek 2- Kılıç sapı, kabza 3- Aykırı, farklı, başka SAPAK: 1- Sopa 2-Aykırı, aykırılık SAPAR: 1- Sabar, döver, dövücü 2- Aykırı, farklı 3- Kabza SAPURLUŞ: Devrim, ihtilal, ayaklanma, ayrılma SARAR: Saran, sarıcı, sarma eyleminde olan, ören, örücü SARGIN: 1- Sevimli, sempatik, çekici 2- Sargı, sarılı, örülü SARGUT: 1- Güneş ışığı 2- Bağış, ihsan SARI: 1- Sarı renk, sarışın 2- Sarılı, sarılmış, saran, sarılma SARICA: Sarılı, sarı gibi, sarıya çalan SARIG: Sarılı, sarılmış, örgülü SARIL: Sarılmaktan ![]() ![]() ![]() ![]() SARIM: 1- Suyu süzmeye yarayan, ince dokuma 2- Sarma, sarılma SARIP: Sarp, dik, sarılı, çıkılması güç, yalçın SARMAN: (Sarıman) 1- Sarışın, sarıya çalan 2- Sıcak kanlı, cana yakın SARMAŞIK: Sarılı, sarpa sarmış, sarılan SARTIK: 1- Sarılı, örgülü, örülmüş 2- Farklı, dikkat çekici SARU: 1- Sarı 2- Sıra dışı, farklı, dikkat çekici 3- Batı, batı yönü SARUCA: 1- Bir sungur türü avcı kuş 2- Sarıya çalan, sarışın SARUL: Sarılı, sarılmış SATI: 1- Satık, satuk, satılmışın dişisi 2- Pazar yeri (Eski Türk geleneklerine göre, çocukları sık ölen ya da olmayan ailelerin, çocuğu olduğunda, yaşaması ve uzun ömürlü olması için, onu Tanrı’nın sevdiği, toplumun sevip saydığı, bir ulu kişiye ya da onun ruhuna, çocuğu koruması, manevi bir destek vermesi bakımından emanet edilmesi eylemine satma-satılma adı verilir ![]() ![]() SATIÇ: 1- Satıcı, tüccar 2- Mertebe, rütbe SATIM: 1- Satıcığım 2- Ticaret SATIŞGAN: Satıcı, tüccar SATUK: Satı, satık, satılmış SATUN: Satın alma, satın alma gücü, paha SAV: (Sava) 1- Mesaj, haber, yeni haber 2- İddia- isnat 3- Ün, san 4- Savaş, vuruşma, dövüş 5-Öykü, atasözü, darbı mesel SAVA: (Sav) SAVACI: (Savcı) SAVAN: 1- Savıcı, savaşçı, def edici 2- Elçi, arabulucu SAVAR: Savaşçı, savıcı, defedici SAVARU: 1- Bahşiş, armağan 2- Geçici, muvakkat SAVAŞ: Harp, döğüş, vuruşma, savma, defetme SAVAŞGAN: Savaşçı, cengaver SAVÇISavcı, savacı)1- Elçi, haberci, resul, sözcü 2- Savaşçı, cengaver 3- Ünlü, meşhur, ün salmış SAVDUK: Uğurlama, veda SAVGAT: Armağan, bahşiş SAVGU: 1- Haraç, vergi 2- Şifa, derman SAVRIN: 1- Armağan, bahşiş 2- Ahd, azim SAVRUK: Savrulmuş, derbeder SAVTUR: Veda, uğurlama SAVUN: 1- Davet, çağrı 2- Savunma, savaş 3- Ağıt, mersiye, ölenlerin yiğitlik ya da hayırlı işlerini anlatmak için verilen yemek SAVUNDUK: Davetiye SAVUNGAN: Savunucu, savaşan, direnen, müdafi SAVUR: Eli açık, cömert, hovarda SAVURKAÇ: 1- Savurgan, hovarda, eli açık 2- Fırtına, katı yel SAVUT: 1- Koruyucu, koruyan, müdafi 2- Zırh, çelik yelek, demirağ SAY: (sag, sağ, sak, sayı) 1- Saygı, sayma, geçerli kılma 2- Düşünme, ölçme, seçme, tasarım, hesap, ödeşme 3- Taşlık yer 4- Zırh, göğüslük SAYAK: Saygılı, hürmetli SAYAN: 1- Saygılı, saygıdeğer, saygıya layık 2- saygı gösteren, efendi, ağırbaşlı SAYDAM: Saf, net, berrak, sayılabilen, açık, temiz, bilinen SAYDUR: Saygı duruşu, ihtiram duruşu SAYGI: 1- Hürmet, önem, değer, edep 2- Sayı, sayım, matematik SAYGIN: İtibarlı, hürmet gören, saygı gören, hatırı sayılır SAYIL: Seçilmiş, seçkin, sayılan SAYILGAN: Sayılan, saygı gösterilen,muteber SAYIM: Saygı, saygı gösteriş SAYIN: 1- Seçkin, değerli, muteber, güzide, muhterem 2- Saf, halis, arı 3- Güzel, ender rastlanan SAYINDI: Saygı duyulan, itibar gören, muhterem, saygın SAYIR: İçinden su çıkan mağara SAYIŞ: Ödenek SAYIT: Saygın, muteber SAYLAK: Sayılan, takdir gören, usta, uzman SAYLIK: Şeref, haysiyet, onur SAYMAN: Sayıcı, hesapçı, hesap ve sayı uzmanı SAYRI: Üzgün, mahzun, yorgun ilgisiz SAYVAN: Gölgelik, kamelya SAZAĞAN: (Sazan) Soğuk yel SAZAK: 1- Sazlık, bataklık 2- İnce yağan kar 3- Ak bulut 4- Çok konuşan, geveze 5-Poyraz, soğuk esen yel 6-Sezgin, sezici, uyanık SAZAN: 1- Soğuk esen yel 2- Sazlık, bataklık 3- Sezen, sezici SEBE: Sevgi, sevi SEBÜK: Sevik, sevilen, sevgi gören SEÇEN: 1- Titiz, seçici, ayırıcı 2- Konuşkan, hoş sözlü SEÇİL: 1- Seçkin, güzide, seçilmiş 2- Farklı, olağanüstü SEÇİLİR: Seçkin, güzide SEÇİLMİŞ: Seçkin, güzide SEÇKİN: 1- Farklı, göze batan, olağanüstü 2- İtibar gören, muhterem SEGREK: Seyrek, ender rastlanan SEĞİRTGEN: 1-Koşucu, atlet 2- Afacan, ele avuca sığmaz, tez canlı SEĞREK: Seyrek, nadir, az rastlanır SEKMEN: Seviye, mertebe SELÇİK: (Seligcik) 1- Temiz, pakize, namuslu, bakire 2- Küçük kılıç, bıçak 3- Açık,beliğ, fesahatli SELEK: Eli açık, cömert SELEN: 1- Salınan, sallanan, kıvrılan 2- Temiz, pak, namuslu, zarif, bakire 3- Fısıltı, hafif ses 4-Haber, havadis 5- Yılan (Tuva ve Çuvaşlarda) SELENGE: Kıvrılan, kıvrık SELİG(Silig): 1- Namuslu, temiz, dürüst, pakize 2- Kibar, narin, zarif SELİGÇİK: (Selçik) Temiz, namuslu, bakire SELİN: 1- Selen, salınan, haber, fısıltı 2- Sülün kuşu SEMİZ: 1- İri yarı, şişman 2- Besili, bakımlı SENGER: 1- Canavar, ejderha 2- Kale, burç SENGİ: Sevgi, sevi SENGÜN: Ordu komutanı, general SEPİL: 1- Yaygın, yayılmış, bulaşmış 2- Kale, hisar SEPİN: 1- Çeyiz, kalın 2- Yaygın, yayık SEREDAY: Yüzük, takı, aksesuar SERİM: 1- Gösteriş, teşhir 2- Sabır, metanet SERİN: 1- Gölge, gölgelik 2- Genişlik, gerilmişlik 3- Soğuğa yakın, hafif soğuk 4- Sabırlı, dayanıklı SERİNGEN: 1- Serince, serinleşmiş 2- Sabırlı, dayanıklı SEVEN: Sevmek ![]() ![]() ![]() SEVERGE: 1- Dost, yakın, yaren 2- Aşk, sevgi, tutku SEVGİ: Sevme eyleminin nüvesi SEVİ: Sevgi, sevgi eğilimi, sevgi yakınlığı SEVİGEN: Seven, sevgisini veren SEVİK: 1- Sevilen, sevgi gösterilen, sevgiye layık, sevgili 2- Dost, gönüldaş SEVİL: Sevilen, el üstünde tutulan SEVİLGEN: Sevilen, aşırı ilgi gören SEVİM: Sempati, alım, çekicilik- sevgiye yol açan SEVİMLİ: Çekici, sempatik SEVİN: Sevinç, mutluluk SEVİNÇ: Neşe, coşku, sevinme duygusu, mutluluk SEVİNÇEK: Sevinilecek şey, sevinç kaynağı SEVİNDÜK: Mutluluk, bahtiyarlık (Uzun süren bir çocuksuzluk döneminden sonra, çocukları olan ailelerin sık kullandığı, geleneksel adlardan) SEVİNMİŞ: Sevinçli, mutlu, mutlu olmuş SEVİNTİ: 1- Mutluluk, mutlu olmaya değen 2- Ferahlık, gevşeme, rahatlık, huzur SEVÜK: Sevilen, sevgili, canan SEYİRTGEN: Afacan, çalışkan, ele avuca sığmaz SEYREK: Az rastlanır, sıra dışı SEZEK: 1- Hassas, duygulu, ferasetli 2- Sezgi, anlayış, kavrayış, his SEZEN: Anlayan, kavrayan, hisseden SEZER: Hassas, duygulu, fark edici SEZGİ: İdrak, seziş, hissediş, ilham SEZGİN: Hassas, sezici SEZGİR: Hassas, narin, alıngan SEZİGEN: Sezen, sezgin SEZİK: Sezgin, içli SEZİKLÜ: Tedbirli, sezici SEZİM: Hissediş, anlayış SEZİMTAL: Hassas, duygulu SEZMİŞ: İdrak eden, anlayan SIBAK: Sopa, değnek SIDAL: Muktedir, güçlü, egemen SIGUN: 1- Yabani geyik 2- Emek, zahmet, sıkıntı SIĞIN: Erkek geyik, Ala geyik SIĞINAK: Sıkı korunan, sığınılacak yer, yoğun ve katı olan yer SIĞINDIK: Bağlılık, sadakat SIĞLAM: 1- Sağlam, sıkı, yoğun 2- Sine, bağır SIK: Katı, yoğun SIKI: Katı, sıkılmış, yoğun SIKILGAN: Daralmış, daralan, sıkılaşan, utangaç SIKIN: 1- Keder, yas, üzüntü, sıkıntı 2- Ala geyik SILIV: Temiz, pakize, bakire SILKIM: Cesur, gözükara SIN: 1- Deney, deneme 2- Endam, gösteriş SINAÇI: Hakem, sınayıcı SINAĞ: Sınav, imtihan, deneme SINAK: Deney, sınav, imtihan SINAUVU: Sınav, deney SINAYÇI: Hakem, sınayan SINÇI: Hakem, sınaçı SINDIRAÇ: Bülbül SIRAY: Çehre, yüz, beniz SIRGA: 1- Küpe, takı, aksesuar 2- Armağan, bahşiş 3- Halka, halkalı SIRGALU: Küpeli SIRMA: Sırlı, boyalı, gümüş tel SIYKIM: Sevgili, canan SIYLI: 1- Sevimli, sempatik, muteber 2- Armağan SIYLIK: Armağan, bahşiş SIYURGAL: Armağan SIZGIÇ: Kalem, yazgaç SIZIM: Sızı, yakınma, hüzün SİBEL: 1- Buluttan ayrılıp henüz yere düşmemiş yağmur tanesi 2- Buğday, buğday tanesi SİLGİ: Arınma, temizlik, parlaklık SİLİG: 1- Temiz, namuslu, dürüst 2- El değmemiş, bakir, bakire 3- Tatlı dilli SİNÇE: Çehre, beniz SİNGİL: Küçük kız kardeş SİNGİN: Mahçup, sıkılgan SİNKEL: İmtiyazlı, ayrıcalıklı SİNKİL: İmtiyazlı SİR: 1- Şeciye, soy, kök 2- Birleşik, birleşmiş SİREK: Zeki, akıllı SİTACU: Nazlı, narin, alıngan, hassas SİYAVUŞ: Sevimli, sempatik, sevgiye layık SİYENDİ: Sevilen, sevilmiş, sevgiye layık SİYREK: Az rastlanır, seyrek bulunur SİYUN: Sevim, sevimlilik, sempati, beğeni SİYURAN: Utkan, muzaffer SİYURGAL: 1- Ödül, armağan, ödül alma 2- Madalya, askeri nişan SİYURGATMIŞ: 1- Düşmanı bozguna uğratmış 2- Başarılı, ödül ve övgü almış SİYÜNÇ: Sevinç, mutluluk SİZGEK: Zeki, sezgin, müdrik SİZÜÇEN: Hassas, zeki, uyanık, akıllı SOBAY: 1- Bekar, yalnız, münferit 2- Silahını iyi kullanan, deneyimli asker, savaşçı SOĞAY: Sağlıklı, zinde, dinç SOKMAN: 1- Mert, dürüst 2- Diz kapağına kadar gelen uzun bir tür çizme (Türkmen çizmesi) SOKULAG: 1- Adak, kurban 2- Sokulgan, munis, cana yakın SOKULGAN: Cana yakın, munis SOKUM: Kurban, adak SOLAGAY: 1- Solak 2- Ters, hiddetli, öfkeli SOLAK: 1- Asker yöneten, asker sevk eden (Sulag) 2- Sol el ve ayağını kullanan SOLAŞIGLI: Yararlı, çok yararlı, iş bitirici SOLGUN: Rengi kaçmış, yıpranmış, hüzünlü SOLGUR: (Salgur) Atak, saldırı SOLIN: Araştırmacı, meraklı SOLMAGAN: Canlı, ölümsüz, solmaz SOLMAZ: Canlı, diri, çekici SOLTU: Soludu, soluklu SOLUK: Nefes, can SONGAR: Sungur, şahin SONUÇ: 1- Son, bitim, kıyı 2- Uç, sınır, limit Otmanlı ve Salçuklular döneminde, sınır karakollarında görev yapan kişiler verilen bir ad SORGUÇ: Başa takılan çelenk SORGUN: Söğüt türü bir ağaç SOYÇA: Soylu, soyluca SOYDAM: 1- Soylu, soyunu düşünen 2- Ailesine bağlı, yuvasına bağlı SOYDAN: 1- Soylu, soylu bir aileden gelen 2- Hanedan, hanedanlık SOYDAŞ: Aynı soydan gelen, aynı soyun kişileri SOYLAMIŞ: 1- Soyunu çoğaltıp, kutsayan, örgütleyen 2-söz, söyleyen, konuşmacı, hatip SOYLU: Asil, asalet sahibi SOYLUHAN: birl ![]() SOYON: (Sayın) SOYSAL: birl ![]() SOYURGAL: 1- Ödül, askeri ödül,madalya, nişan 2- Armağan, bağış, ihsan SOYURGAT: İhsan, bahşiş SÖKE: Diz üstü çöküş, çökme SÖKMEN: 1- Yiğit, gözü kara, düşmana diz çöktüren, dize getiren, buyruğunu dinleten 2- Sokman, uzun çizme SÖKÜR: 1- Kızgın, hiddetli, kabarmış 2- Dize getiren, diz çöktüren,buyruğunu dinleten SÖKÜRMÜŞ: Dize getirmiş, baş eğdirmiş SÖN: Güçten kesilme, azalma SÖNMEZ: 1- Canlı, enerjik, ateşli, iddialı 2- Parlak, göz alıcı SÖNÜ-k- : Sönük, pasif, cansız, heyecansız SÖYKEM: Sempati, sevim, sevimlilik SÖYLEM: Anlatım, hitap, hitabet, demeç, izah SÖYLENCE: Efsane, mit, destan, lejant SÖYÜ: 1- Aşk, sevda 2- Sevinç SÖYÜÇEN: 1- Aşık, sevdalı 2- Sevinçli, mutlu SÖYÜNDÜK: Sevindik SÖZBAY: birl ![]() SÖZBİR: birl ![]() ![]() SÖZEÇEN: (Sözen) SÖZEN: Hatip, konuşmacı SÖZER: birl ![]() SÖZERİ: birl ![]() SU: 1- Sıvı 2- Asker, er, erat SUBAK: Sopa, değnek, cop SUBAY: birl ![]() SUGAY: Aya benzer, ay parçası SUĞUNÇAK: Sığınak, sığınılacak yer, sine, bağır SUKTA: Sıkıcı, ezici, acı kuvvete sahip SULAK: 1- Asker sevk eden, sefere çıkan 2- Sulu, verimli SUN: 1- Çağrı, davet 2- İncelik, nezaket 3- Vermek, ihsanda bulunmak SUNA: 1- Emsalsiz güzellik 2- Yeşilbaş ördeği SUNAK: Adak, kurban SUNAR: 1- Davetkar 2- Cömert, abadan SUNAYAN: Çığırıcı, davetkar SUNÇA: Sunak, adak SUNÇAK: Adak, kurban SUNGU: Bağış, ihsan, ikram SUNGUN: 1- Yetenek, yetenekli 2- Sunulan, adak, hibe SUNGUR: 1- Kartal 2- Şahin SUNGURCA: Sungur yavrusu, küçük sungur SUNKA: Sunak SUNKAK: Sunak SUNKAR: Sungur SUNKUR: Sungur SUNTAY: birl ![]() SUNU: İkram, davet, bağış, armağan SUSKUÇAK: Küçük, körpe SUSÜ: Sağlık, şifa SUTU BOĞDA: Mübarek, Tanrısal, Tanrıdan gelen (Eski dönem Tanrı sıfatlarından) SUVAN: Savaşçı, cengaver SUVAR: Bolluk, bereket SUVAT: 1- Su kanalı 2- Suyun taksim edildiği yer SUYUN: (siyun, sevim) Sevimlilik, sempati, niyet SUYUNÇUK: 1- Sevinç, sevimlilik 2- Müjde SÜÇÜG: (Süçig) Tatlı, lezzetli, hoşa giden SÜDÜN: birl ![]() SÜLEDİ: Saldırgan, akın yapan, akıncı SÜLEK: Saldırgan, akıncı SÜLEMİŞ: 1- Akıncı, saldırgan, düşman üzerine asker yollayan 2- İyi silah kullanan, silahşor SÜLÜN: Uzun kuyruklu, renkli bir kuş SÜNE: Ruh, can SÜNGÜ: (Süngük) 1- Kesici ve delici, uzun bıçak 2- Kemik, kemik parçası, kemikle yapılan mızrak 3-Eskiden, mezar başlarına dikilen sırık SÜNGÜK: Süngü SÜNGÜŞ: Süngü darbesi, süngü hamlesi, süngüleme, savaş SÜRÇEK: Yemek, oyun ve eğlence için yapılan, gece toplantısı SÜREN: 1- Asker sevk eden, savaşa asker yollayan 2- Haykırış, nara, savaş narası SÜRER:Asker sevk eden SÜRGİT: 1- Payidar, kalıcı 2- Ulak, postacı SÜRÜN: Süs, makyaj, makyaj malzemesi SÜSÇEN: Kargı ve kılıç saplamada usta olan kişi SÜSMEN: 1- Süslü, süsü ve süslenmeyi seven 2- Tos atan, toslayan SÜSÜN: Süslü, işveli, sempatik, çekici SÜVERCE: Canan, aşık olunan, maşuka SÜYEK: Kemik, soy, sop SÜYGEN: Sevgili, canan SÜYÜK: Kemik, soy, oymak SÜYÜM: 1- Sevim, sempatik 2- Görüş, kanaat SÜYÜN: Sevim, sempati SÜYÜNÇ: 1- Sevinç,mutluluk 2- Müjde SÜYÜNÇÜ: (Süyünç) müjde SÜYÜRGE: Toy, şölen, ziyafet SÜYÜŞ: Buse, öpücük SÜZEM: Diksiyon, söz söyleme ve konuşma ahengi SÜZGE: Tarak, çok ince dişli saç tarağı SÜZGÜ: 1- Tarak 2- Süzgeç SÜZGÜN: 1- Arınmış, süzülmüş 2- Mest, mahmur, kendinden geçmiş 3- Göz alıcı, alımlı Ş ŞADŞat) 1- Ordu komutanı, general 2- Tigin, prens 3- Cesur ŞADAPIT: Şad’a bağlı birlik ve beyliklerin genel adı ŞAKAR: 1- Şakır, bülbül gibi öter 2- Çakar, cesur ŞAKIR: 1- Öter 2- Çakır ŞAKRU: Çağrı, mesaj, davet ŞAMAN: Kam, baksı ŞANÇI: Saplayıcı, iyi ok ve kargı kullanan, silahşor ŞANDA: Alçak ve rutubetli yer ŞANYU: (Tanyu) Sonsuzluk, genişlik ŞARA: (Çara) Ufuk, ufuk çizgisi ŞAŞ: 1- Şiş, sivri uçlu, et pişirme aracı 2- Taş 3- Dış kısım, dışarı dışarıda kalan, taşra ŞAŞLIK: Şiş, şiş kebabı ŞAYBAL: Şımarık, nazlı ŞAYLAN (çaylan): Nazik, kibar, neşeli, güler yüzlü ŞAYLIĞ: Şeref, onur ŞEYBAN: (Şeban, şıban, çıbın, zıbın) Sinek, haşarat ŞIMGA: Acele, aceleci ŞORAMUN: (Çoramun, çuramun) Ruhlarla ilgilenen, kötü ruhları kovan ŞORLAK: Şorul, şorul akan su, çağlayan ŞÖLEN: Yalnızca fakir ve kimsesizlere verilen toy, yemek ziyafeti, Bey yemeği ŞUMGA: Aceleci, tez kanlı ŞURLAK: Çağlayan ŞURLAYU: Çağlayan ŞÜYÜN: Müjde |
![]() |
![]() |
|