Türkçe Kelimeler (Y) |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türkçe Kelimeler (Y)YABAYapa, yapu 1- Yapı, oluşum 2- Alet, edevat YABAGU: Yabgu, genel vali YABALAK: (Yablak) Dayanıklı, metin, mütehammil YABAN: 1- Yabancı, yabani, vahşi 2- Yapan, yapıcı YABAY: Yapay, yapan, yapıcı, yapılmış YABGU: 1- Üst düzey yönetici, genel vali 2- Merkeze bağlı, özerk, bölge yöneticisi Göktürkler döneminde kullanılan unvanlardan YABIR: 1- Yapıcı, pozitif kişilikli, aktif, çalışkan 2- Güreşçi, dövüşçü YABIT: Yapı, yapıt, eser, mamulat YAD: Yabancı, el, değişik, farklı YADA: 1- Yabancı, yabancılık 2- Büyü, sihir, büyü yapmada kullanılan bir taş YADAÇI: 1-Yaya, piyade 2-yada taşını kullanan YADEL: birl Yad/Er Gurbet, yabancı memleketYADU: Yadçı, yad edici YAGLA: Talan, yağma YAĞADUR: Yağış, yağmur, bolluk, bereket YAĞAN: (Yagan, yakan) 1- Ucu ateşli ok 2- Yağmur 3- Gökten inen nur 4- Yakın, yar, canan YAĞDIKAR: birl Yağdı/Kar (kar yağarken doğan)YAĞDIBASAN: birl Yağdı/Basan Düşmana baskın yapan, düşmanı yok edenYAĞISAVAN: birl Yağı/Savan Düşmanı püskürten, düşmanı kovan, kovalayanYAĞISIYAN: birl Yağı/Sıyan (defeden,kovan)YAĞIŞ: (Yakız- Yavuz) Kara, yanarak kararmış, karaya çalan mec Cesur, gözü pek, şiddetli, yaman,yiğitYAĞMA: Ganimet, ganimet paylaşımı, bolluk YAĞMUR: Yağmur yağışı YAĞMURCA: 1- Sessiz ve kısa süren yağmur 2- Bir geyik türü YAĞRIK: Yakarış, dilek, niyaz YAĞRIKÇI: 1- Yakarıcı, duacı 2- Faydalı, yararlı, işe yarayan YAĞUK: (Yavuk) Sevilen, yakınlık duyulan, gönül yakınlığı YAKA: 1- Sınır, sınır bölgesi 2- Kıyı, sahil YAKACIK: Dağ eteği YAKAK: Ucu ateşli ok YAKAN: 1- Yakıcı, yok edici 2- yağan YAKARCA: Yakan, sıcaklığı artıran YAKARI: Dua, temenni, yakarış, dilek YAKI: 1- İlaç, em 2- Yakıcı, yakan YAKIT: Yakılan, enerji, ısı kaynağı YAKŞI: Yakışıklı, güzel, çekici, yakıcı, uygun, yakışan, doğru, iyi YAKŞILIK: İyilik, güzellik, uygunluk YAKTU: Işık, meşale, aydınlık YAKURA: Yakın, yakınlık duygusu YAKUŞUK: Yakışıklı, güzel, uygun, uyumlu YAKUT: Yakıt, enerji, yakılan YAKUZ: (Yağız) YALABIR: Parlak, parıldayan YALABUK: Parlak, parlayan, ışık saçan YALAP: Parlak, ışıltı, ışık saçan Eski dönem, Tanrı ad ve sıfatlarından YALAV: Alev, yalaz YALAVAÇ: (Yalvaç) YALAZ: 1- Yalın, çıplak, aleni 2- Yalın, parlak, ışıklı, alev YALÇIN: Dik, sarp, yukarıda, ulaşılmaz YALDIR: 1- Parlak, parlayan 2- Yıldır, yıldıran,caydırıcı, ürkütücü YALDIRAN: 1- Yıldırıcı, caydırıcı, ürkütücü 2- Parlak, parlaklık veren YALDIRIM: Yıldırım YALDIZ: Yıldız, ışık saçan parlaklık, parlayan, ışıyan YALDRUK: (Yaldırık) Parlak, parlatılmış YALGIN: Serap, yanıltıcı, görüntü YALIM: 1- Ateş, kıvılcım 2- Kılıcın keskin tarafı, ince ağzı 3- Yüksek kayalık YALIN: 1- Alev, parlaklık 2- Çıplak, net, açıkta olan, açık 3- Kınsız, kılıfsız kılıç 4- Tek başına, yalnız, korumasız YALINCA: Yalnız, tek başına YALINÇAK: Fakir, çıplak, garip, korumasız, sahipsiz YALMA: Yağmurluk, pelerin YALMAN: 1- Kılıcın keskin ağzı, kılıcın uç kısmı 2- Eğimli, dik tepe YALTUK: Yalınlık, yalın olma hali YALUNMUŞ: Yalın, çıplak, saf, arınmış YALUY: Büyü, tılsım, sihir YALVAÇ: Elçi, resul, nebi, peygamber YAM: 1- Ulak atı 2- At gibi, ata benzeyen 3- Çöl, kıymık YAMAÇ: 1- Bayır, dik yokuş, dağ ya da tepenin herhangi bir yanı 2- karşı, karşısı, öteki taraf YAMAN: 1- Müthiş, dehşetli, etki ve beceri bakımından olağanüstü 2- kötü, fena, üzücü YAMÇI: 1- Ulak, postacı 2- Ulak atı, postacı atı 3- Yağmurluk 4- Kalın, kolsuz yelek, kuzu derisiyle kaplı giysi YAMI: 1- Ulak atı 2- Çöp, kıymık 3- İtibar, nüfuz YAMTAR: 1- Yaman, güçlü, kuvvetli 2- Yağmurluk 3- Obur, iştahlı YAMUN: Denetleyici, murakıp, müfettiş YANAÇI: (Yanaç) Canip, candan YANAĞ: (Yanak) Yanak, kısım, yan YANAR: 1- Işıltı, ışık 2- Ateşli, sıcak kanlı, heyecanlı YANAŞIK: 1- Ev kızı 2- Evlatlık alınmış, kız çocuğu YANBAŞ: Sadık, bağlı, yakın, yanında,yanı başında, vefakar YANÇ: (Yanıç) Hilal, yarım ay biçiminde YANÇI: At zırhı YANÇUK: (Yancık) At zırhı, at örtüsü YANDAŞ: Yanında duran, destekleyen, taraftar YANDIK: Heybetli, gösterişli, azametli YANDU: İnançlı, inanmış, imanlı YANGAK: 1- Yanak 2- yanık, sevdalı YANGAL: Isı, hararet, ateş, ateşlilik YANGIR: Hazin söz, dokunaklı söz, hazin konuşma YANI: Cilve, işve, can yakıcılık YANIK: Sevdalı, aşık, istekli YANIT: 1- Ödül, mükafat 2- Karışık YANK: (Yang) Metod, tarz, usul YANKU: (Yankı) Aksi seda, eko YANKUÇİ: Mübaşir, mahkeme memuru YANTIR: Şehla, şehla gözlü YANTUK: Gösterişli, azametli YANTUT: Bedel, tazminat YANUÇ: İnce, zayıf, narin YANUK: 1- Esmer tenli, kara 2- Tutkun, aşık, sevdalı YANULMAS: Yanılmaz, deneyimli ve bilgili otorite YANUT: 1- Yanıt, karşılık 2- Ödül, mükafat YAPA: 1- Yaba, yapma, çaba, enerji 2- Bütün, hep, bütünlük 3- Vefa YAPAGI: Yapağı YAPAN: 1- Yapıcı 2- Yaban, vahşi YAPAR: Yapıcı, üretken, olumlu YAPARLI: Olumlu, yapıcı YAPI: Mamul, yapılmış YAPINÇ: (Yapınçak) Yapılmış, mamul, üretilmiş YAPRAK: (Yapurgak) Ağaç ve çiçek yaprağı YAPSIK: Memnuniyet, neşe, meftunluk YAPŞIN: Yapıcı, olumlu, becerikli YAPURGAK: (Yaprak) YAR: (Yarı) 1- Uçurum, dik bayır 2- Tanzim, tertip, organizasyon YARAGU: Yarar, fayda, faydalı, yararlı YARAĞ: (Yara, yarag) 1- yarar, fayda, faydalı, yararlı 2- Silah, zırh, kalkan YARAŞUK: Uyumlu, ahenkli, barışsever YARAŞUR: Uygun, münasip, layık YARATGAN: Yaratan, yaratıcı YARATU: Yaratma, tertipleme, düzenleme YARATUN: Yaratıcı, tertipli, düzenli, örgütlü YARATUR: Yaptırır, yaptırımcı, buyurucu, örgütleyici YARAY: Usta, ehil, beceri sahibi YARAYLI: uygun, münasip, yararlı YARÇI: Ortak, şerik, hissedar YARDAK: Yardımcı, asistan, muavin, refik YARGAN: 1- yararlı, faydalı, güvenilir, yakın 2- Koruyucu, muhafazakar 3- Mahkeme, yüksek mahkeme YARGI: Hukuk, hüküm, mahkeme, adalet YARGICI: (yarguçu, yagıçı, yargıç) Yargıç hakim, yargı mercii YARGIÇ: Yargıcı, hakim YARGIÇU: Yargıç YARGIN: (yarkın) 1- Gün ışığı 2- Şimşek, çakın 3- Canan, arkadaş, dost 4- Güler yüzlü YARGUÇİ: yargıcı, yargıç, hakim YARIM: 1- Yapıcı, yaparlı 2- yarış, müsabaka 3- Bölüm, bölünmüş YARIP: Yarı, yarım, bölük, bölünmüş YARIŞ: 1- Bölüş, bölüm 2- Müsabaka, karşılıklı, ileriye atılma YARIZ: Yarıcı, seri, çabuk, hızlı YARLIG: 1- Bağışlama, acıma 2- Ferman, buyruk YARLIGAÇ: İnayet, yardım, bağış, merhamet YARLIGAMAS: Acımasız, acımaz, bağışlamaz YARLIGAMIŞ: Bağışlayıcı, merhametli, rahman YARLIGAN: Rahman, bağışlayıcı YARLIGAR: Bağışlayıcı YARLIGASUN: Bağışlayıcı, rahman YARLIK: 1- Esirgeme, bağışlama 2- Buyruk, ferman YARLUĞ: İrade, istem, buyruk YARLUK: Muhtaç, yoksul YARLUKA: Bağış, lütuf, koruma YARMAKAN: (Yarmayan) Armağan, hediye YARP: (yarıp) Durgun, sabit YARPAN: (Yarban, yarıban) Sabit, sakin, kendi halinde YARŞI: Hissedar, ortak YARTIM: 1- Kısım, bölük, fırka 2- yardım, inayet, destek YARUK: 1- Işık, ziya, nur 2- Zırh, koruyucu YASA: (Yasağ, yasak) Yasa, kanun, nizam, kural, kaide, yasak YASAÇU: (Yasacı) 1- Parlamenter, Yasa yapan, yasa koyucu 2- Yasaya bağlı, yasal YASAĞ: yasak, yasa YASAL: 1- Disiplin, sıra, saf, ordunun yürüyüş düzeni 2- Yasalara uygun, nizami YASAN: 1- Tertip, düzen, tasarı, plan 2- İşaret, alamet, karar YASAR: (Yasur) yasaya uyan, yasayı uygulayan YASATAN: Yasalara saygılı YASATUR: birl Yasa/Tur Yasaya bağlı, yasayı uygulayanYASAVUL: Yasayı korumak ve uygulamakla görevli memur Zabıta, polisYASGUÇ: Nikap, gizlilik YASUN: (Yisun, İsun) Doğa, tabiat YASUT: (yasıt) Onur, şeref, haysiyet YASVUL: (Yasavul) 1- Polis, bekçi 2- Mübaşir YAŞ: Yaşam, ömür, dirilik, aydınlık, tazelik, ışımak, gelişim, yeşil, yeşillik, gençlik YAŞAGU: Ömür, yaşam, canlılık YAŞAM: Hayat, ömür, dirlik YAŞAR: Ömür, yaşam, hayatta kalış ![]() YAŞIL: 1- Yeşil renk mec Tazelik, gençlik, zindelik 2- Yeşillik, çimenlikYAŞIN: 1- Gizlilik, gizem 2- Şimşek, çakın YAŞIT: 1- Genç, körpe, taze 2- Eş, denk, eşit YAŞLAK: Giz, sır, esrar, gizli kalması gereken YAŞRU: Giz, gizlilik, gizem YAŞUK: 1- Işık, ışın, şua 2- Aşkın, aşık, aşmış YAŞURGAN: Ketum, sıkı ağızlı, sır vermez YATAĞAN: (yatağan, yatakan) 1- Kama türünde, iki tarafı da kesen bir bıçak 2- Tembel, miskin 3-Borcunu ödemeyen, üstüne yatan (Uygurlarda) YATI: Yatık, meleke, beceri, el yatkınlığı YATKIN: Yatık, yatan, uygun, uygunluk YATMAN: Muti, efendi, uyumlu, itaatkar YATUK: 1- Yatkın, becerili, meleke sahibi 2- Tembel, ağır kanlı YAVÇIN: (Yatçın) Konuk, yatıya gelen konuk YAVGA: Soy, sop, nesil YAVNIK: Sevinç, neşe YAVRİ: Zayıf, güçten düşmüş YAVRU: Zayıf, bakıma muhtaç, ilgi ve bakım bekleyen YAVUK: Yakın, yakında duran, yakınlık duyulan, sevgili YAVUZ: (Yağız) Kara Mec Sert, şiddetli, dehşetli, gözü kara, yamanYAY: 1- Yaz mevsimi 2- Silah, ok atmaya yarayan, gergin ip, gerginlik YAYAK: yaya, piyade YAYGARU: Bahar, ilkbahar, yaza doğru giden zaman YAYGIN: Yayık, yayılmış YAYGIR: (Yaykır) Uzay, sema, yıldızlar alemi YAYIK: 1- Yaygın, geniş, genişlemiş 2- Tufan, deprem 3- Altay destanlarında adı geçen, Tanrı Bayülken’in oğullarından YAYIN: Serap, feyezan YAYKIRU: Sema, feza, uzay YAYLA: Yaz yeri, yazlık Bahar, yaz aylarını geçirmek için çıkılan, yüksek dağlık bölgeYAYLAERİ: birl Yayla/Eri Yaylada yada yaylaya çıkarken doğan çocuklar için kullanılan adlardanYAYLAK: Yayla, yazlık, sayfiye YAYLIM: Yayılım, yayılma yeri, otlak, mera YAYMUT: birl Yay/Mut Yaz sevinciYAYUÇI: Yayıcı, dağıtıcı, haber yollayan YAYUK: 1- Yayvan, yayık, uçsuz bucaksız, geniş 2- Deprem, yer sarsıntısı YAZAL: Takı, süs, ziynet, mücevher YAZDIÇ: Anıt, kitabe YAZGAN: Yazan, yazıcı, yazgıyı tayin eden Eski dönem Tanrı ad ve sıfatlarından YAZGI: 1- Yazı, kader, mukadderat, alın yazısı 2- Tanrısal, ilahi YAZGULU: Talihli, bahtı açık YAZIÇU: Yazıcı, katip YAZIM: Yazgı, mukadderat YAZIN: 1- Yaz vakti, bahar vakti 2- Kader, alın yazısı YAZINÇ: Kader, alın yazısı, yazgı YAZIR: 1- Çok ülkeler gezmiş, görmüş 2- Çok ülke fethetmiş, fatih 3- yazar, yazıcı, katip YALIKSUZ: Günahsız YEDEN: 1- Yedeği olan, yedeğine alan, tedbirli 2- Yetkin, yeterli, usta YEĞ: (Yek, yeke) 1- Yüksek, ala, eftal, iyi, daha iyi 2- Soylu, asil, seçkin, güzide, mümtaz YEĞEN: 1- Yeğ, üstün tutulan, yeğin, yeğlenmiş 2- Kardeş çocuğu (Babası ya da anası ölmüş, ya da uzakta olup da yakın akrabaları tarafından yetiştirilen çocuklar için kullanılan adlardan) 3- Güveyi, damat YEĞİN: 1- Üstün, faik 2- Bereketli 3- Çok güçlü, hızlı, şiddetli YEĞİNEK: 1- Yığınak, küme 2- Üstün, faik, daha iyice YEĞNİ: 1- hafif 2- Alçak gönüllü, mütevazı YEĞREK: (Yekrek) Etfal, evla, iyi, üstün YEKREK: Evla, iyi, üstün, daha iyi YEKSEK: Tedbirli, ihtiyatkar YEKÜL: (Yeğül) Yeğni, faik, üstün, muzaffer YEL: Rüzgar, esi YELÇİ: Yel gibi, hızlı YELEÇ: Havadar, yel alan YELEGEN: Hızlı, süratli, yel gibi YELEĞİN: Yel alan yer, rüzgarlı yer YELEK: 1- yel gibi, hızlı 2- Okun arkasına takılan tüy, denge tüyü 3- Kolsuz ve yakasız üst giyeceği YELEKİN: (Yeleğin) Rüzgarlı, yel esen yer, yel alan yer YELEN: 1- Arzu, istek, dilek 2- Fırtına YELES: Yel esintisi, havadar, rüzgarlı YELESER: birl Yel/Eser Esintili, havadar, yel esen![]() ![]() YELESEY: birl Yel/Esey Yel esintisiYELİM: Hareket, eylem, devinim YELİN: 1- Yel uğrağı, yel alan yer 2- Yel değişi, yel teması YELİS: Havalı, havadar, rüzgarlı YELİZ: birl Yel/İz Havadar, rüzgarlı, havalıYELKİM: Havadar, havası güzel yer YELKİN: 1- Konuk 2- Hızlı, yol gibi YELME: Öncü, yol gösteren, mihmandar YEN: 1- Yenmek, alt etmek 2- Deri 3- Yeni, yenilik, orijinal YENCİLEK: Hafif, yeğin, narin, ince YENDÜN: Tercih, seçim, referans YENGİ: 1- Yeni, orijinal 2- Zafer, utku YENİN: Galip, muzaffer, utkan YENİŞ: Galebe, galibiyet, utku YENTÜR: Kalender YENÜL: Mütevazı, alçak gönüllü YEPREM: Aktif, faal, becerikli, çalışkan YERÇİ: Başkan, yol gösteren, mürşit ![]() YERÇİLİG: İzci, takipçi YERGİN: Mahzun, hüzünlü, bitkin, yere bakan, boynu bükük YERİNÜR: Durağan, üşengeç, müşkülpesent YERÜNMES: Hamarat, çalışkan, vurdumduymaz YESUGA: (Yesuge, yasagay) Yasa, yasak, yasaya bağlı, yasadan yana YESUKEN: (Yasuga, yasag, yasa) Yasa, yasak, yasalı, yasaya bağlı YEŞİL: (Yaşil) 1- Tazelik, taze, körpe 2- Çimen, çimenlik YEŞİM: Eski dönemlerde, Türklerce kutsanmış, değerli taş YET: (yeti, yete) Kudret, kuvvet, güç, yeterlilik, yetenek, beceri, maharet YETEK: Gaye, emel YETEN: Yeterli, yetkin, usta YETER: Yeterli, yetkin, uzman, usta YETGİN: (Yetkin) Çok çocuklu ailelerin, doğan çocuklarının sonuncu olması dileği ile verilen adlardan YETİ: 1- yetenek, kabiliyet 2- Yetkin, kamil, olgun, becerikli, mükemmel 2- Etki, etkileyici 3- Yitik, kayıp, harcanmış, zayi olmuş YETİŞGİN: (yetişkin) Yetişmiş, olgun, kamil, mükemmel, yetenekli YETİZ: Hazır, amade, yeterli, olgunluğa ermiş YETKİ: Sorumluluk, maharet, iş bitirme gücü YETKİN: 1- yetişkin, ehil, uzman, yeterli 2- Etkileyici, çekici, mükemmel YETMEN: Olgun, gelişkin, uzman, yeterli, yetenekli YEYGÜ: Armağan, bahşiş, ihsan YEYİN: Galip, kavi, üstte olan YEYNİ: Ehven, iyi YEYREK: Makbul, kabul gören, beğeni toplayan YEYTEM: Eski, kadim YIBAR: 1- Koku, parfüm 2- Kokulu mum YIĞ: Yığılı, toplu, birikim YIĞAÇ: 1- Ağaç 2- Erkeklik organı 3-Yığıcı, toplayıcı YIĞAN: (Yıkan) 1- Yığıcı 2- Yıkıcı YIĞIN: Birikim, kitle, yığılı olma hali, yığılmış, istifli YIĞINAK: Toplum, kitle YIĞINCA: Genel, teamül, sosyal kural, toplumun benimseyip uyguladığı kurallar YIĞLINÇ: (Yığlınçı) İffetli, edepli, namuslu YIĞNAK: Yığın, yığınak, toplum, cemaat YIĞRIK: Mahçup, utangaç YIKIN: (yığın) Afet, yıkım , zarar YIKINÇ: Yıkmış, yıkıcı YIKMIŞ: Yıkıcı, devirici, güçlü YILDIKU: Yıldız, yıldız kümesi YILDIR: Yıldırıcı, ürkütücü, heybetli, dehşetli, şiddetli, gözü kara, korkusuz YILDIRAN: Ürkütücü, korkutucu, heybetli, gösterişli YILDIRGAN: Yıldıran, ürküten, korkutan, şaşalı, gösterişli YILDIRIM: (Yaldırım) 1- Berk, yüksek voltajlı elektrik 2- Göz kamaştırıcı, ışık, aşırı parlaklık YILDIZ: Yaldız, parlak ışık, parlayan, ışıyan YILDURU: Berrak, net, temiz, billur YILGI: Yılma, dehşet, ürküntü YILGIN: Yılmış, ürkek, bezgin YILIĞ: Yılgın, yılmış, yılık YILKI: 1- At, at yavrusu 2- At sürüsü YILMA: 1- Yılmaz, azimli, dayanıklı, cesur, korkusuz 2- Dik yokuş, dağ yamacı YILMASIN: Yılmaz, korkusuz YILMAZ: Gözü pek, korkusuz, batur, dayanıklı, azimli YIRAGU: Yırcı, çalgıcı, enstrüman çalan, müzisyen YIRAK: Irak, uzak, mesafeli YIRI: Sol, sol taraf, tek taraf, tek taraflı YIRIM: 1- Solak 2- Yarım 3- yurt, toprak YIŞ: (Yaş, yaşıl) Orman, yeşillik içindeki bölge YIŞIK: 1- Tulga, demir örgülü tulga 2- ışık YİBEK: Ateşli, hararetli, heyecanlı YİGE: Dayanıklı, kavi, metin YİĞENEK: 1- Toplum, kitle, cemaat 2- Yeğen, yeğencik YİĞİN: Daha iyi, sıkı, dayanıklı, üstün, tercih edilir YİĞİT: 1- Yeğ, yiğ, iyi, daha iyi, sıkı, sağlam, güçlü, batur, cesur 2- Delikanlı, cıvan, genç 3- Koca, eş YİLUN: (Yulun) İri, heybetli, gösterişli, cesim YİNÇKE: İnce, zarif, narin YİNÇKELÜ: Nazik, anlayışlı, kibar YİNÇÜ: 1- İnce, zarif 2- İnci YİNDEK: Daimi, ebedi, sürekli, kalıcı YİR: Yer, toprak, arazi, arz, yeryüzü, dünya YİRÇİ: Kılavuz, izci, rehber, yer bilen, yer bildiren YİRDEŞ: Yurttaş, hemşehri, aynı toprağı paylaşan YİRDİNÇÜ: (Yirtinçü) Evren, kainat YİRGA: Mesut, mutlu, mutluluk dolu YİRTİNÇÜ: Evren, kainat YİSUN: (yasun, yosun) Doğa, tabiat, yeşillik YİTER: Varis, mirasyedi YİTİK: 1- Yetik, olgun 2- Keskin 3- Kayıp YİTİRMİŞ: Yitik, kayıp, kaybetmiş, yoksul YİTÜT: Meziyet, maharet, beceri YİZEK: Askeri kılavuz, öncü YOĞANAK: Yığınak, kütle YOĞÇI: Yuğcu, yuğ yapan, yokluk çeken, yas tutan, yasçı YOĞUN: Kalın, gür, iri, sık, sıkı, cüsseli, fazla, fazlalaşmış, katılaşmış YOKUŞ: Yukarı, yukarı doğru çıkan, dik yol, bayır YOL: Üzerinden gidilen ![]() ![]() mec 1- Kut, mut, baht, yazgı, kader 2- Örf, adet, töre, gelenekteamül, ilke, tarz, gidişat YOLA: 1- Örf, adet, usul, erkan 2- Meşale, kandil YOLAÇ: Yol gösterici, mihmandar, rehber, önder, öncü YOLAÇAN: birl Yol/Açan Önder, öncüYOLAK: birl Yol/ak 1- Dürüst, namuslu, temiz 2- Çığır, yenilik, gidişat 3-Kısa yol, kestirme yolYOLALDI: birl Yol/Aldı 1- İlerleme kaydeden, gelişen, uzman, profesyonel 2- Terbiyeli, yola gelmiş, geleneklerine bağlıYOLBAK: (Yolbaka, yolbakan) Konuksever, misafirperver YOLBİLİR: birl Yol/Bilir Görgülü, bilgili, usul erkan sahibiYOLÇU: 1- Önder, başkan, şef, lider 2- Peygamber, nebi 3- Gelenekçi, muhafazakar 4- Yolcu, yola çıkmış, yolunda giden YOLDAM: 1- Uysal, yola gelen, yolunda giden 2- Usul, metot, tarz YOLDAŞ: Aynı yolun yolcusu, aynı yolu paylaşan, aynı yola gönül vermiş, aynı yola baş koymuş,aynı, töre ya da prensipler üzerinde, fikir ve gönül birliği eden, çok yakınlaşmış dost, dava arkadaşı YOLERİ: birl Yol/Eri 1- Töreye bağlı, edep erkan sahibi, bilgili, deneyimliYOLKULU: birl Yol/Kulu mec Töreye ve kurallara bağlıYOLLUK: (Yolluğ) 1- Kutlu, mübarek 2- Olgun, ergin 3- Halas bulmuş, huzura kavuşmuş, mesut,bahtiyar YOLOĞLU: birl Yol/Oğlu 1- Fedai, serdengeçti 2- Adak, adanmış, kurban 3- Bağlı, kendini töreye bağlamışYOLUM: Usul, kaide, prensip YONAT: Tam, eksiksiz, kusursuz YONCA: Sulu yerlerde yetişen bir bitki türü YORÇU: 1- Askeri kılavuz, öncü, yol gösteren 2- Yorumcu, yorumlayan, eleştirmen YORDAM: 1- Alışkanlık, eğilim, usul, meleke, beceri 2- Jest, eda, işve, naz YORGA: (Yurga) Rahvan giden at YORNUK: İstirahat, istirahatgah, dinlenme yeri YOVAŞ: (Yavaş) Çelebi, efendi, ağırbaşlı, halim YÖNDEM: (Yöntem) Usul, tarz, teamül, töreye uygun biçimde olan YÖNET: 1- Biçim, tarz, yöntem 2- uygun, uyumlu, uysal, geçimli YÖNTEM: (Yöndem) YÖNTEN: Uslup, tarz, biçim YÖRGENÇ: Dağ dönemeci, dağ yolu YÖRTEM: Usul, biçim, tarz YÖYEN: Mevsim, sezon YUĞAK: Bir su kuşu YUĞKA: İnce YUĞRUŞ: (Yukruş, Yukruç) Eskiden, halktan biri olmasına rağmen, gösterdiği performans ve yararlılıklardan sonra, bey mertebesinde değerlendirilerek, devletin üst düzey kademelerinde görev alan kişi ![]() YULA: 1- Su kaynağı, yerden fışkıran su, göze 2- Işıldak, ışık veren, meşale, kandil YULU: Adalet YULYU: (Yulu, yuluk, Yulug) 1- Yardımcı, yardımsever, fedakar, adil 2- haraç, cizye, vergi 3- traş,traşlı, bakımlı 4- Yağma, yağmacı YULUĞBİRİM: birl Yuluğ/BirimUygurlar döneminde alınan mahsul vergisi YULUK: 1- Traşlı, matruş, bakımlı 2- Yağmacı YULUM: 1- Fedakar, yardımsever 2- Yolcu, yoluna bağlı, töresine bağlı YULUN: Yolcu, yola giden YUM: Mutluluk, neşe, ferahlık, rahatlık YUMLU: Mutlu, kutlu, mübarek, huzurlu YUMRU: 1- Yumulu, yumuk, yumruk 2- İri, heybetli, gösterişli YUMUK: Gül, goncagül YUMUŞ: (Yumuç) 1- Söz, öğüt, nasihat 2- Emir, ferman, buyruk 3- Müjde, müjdeli haber 4- Yumuk,yumulmuş, yumruk YUMUTGAN: Yapıcı, birleştirici, pozitif kişilik YUNAK: Üzerinde çamaşır dövülen ve yıkanan, büyük taş parçası YUNMUŞ: Yıkanmış, temiz, titiz, arık YUNT: 1- Çadır, oba, ev, yurt, vatan 2- Terbiyesi tamamlanmamış, yarı yabani at 3- Uygarlık,medeniyet YURÇI: 1- Becerikli, mahir 2- Yirçi, yer gösteren, rehber YURGA: Rahvan giden at ![]() YURT: 1- Vatan, kutsanmış toprak 2- Kaynak, asıl, kök 3- Uygarlık, medeniyet 4- Çadır, oba, ev YURTLAK: Yurt, vatan, sonradan yurt edinilmiş yer, yurtlaştırılmış yer ![]() YUTLUK: Kayıp, zarar YUTUM: Yudum, damla, tike, parça YUVANÇ: Teselli YÜCE: Yüksek, ulu, alicenap, haşmetli YÜCEL: Yücelik, ululuk, haşmet ![]() YÜĞNEK: Alçak gönüllü, mütevazı ![]() YÜĞNÜK: Salih, temiz YÜĞRÜK: Yürük ![]() YÜĞÜNT: Selam YÜKNÜ: Secde, secdede olan YÜKSEL: Yükseklik, ululuk, büyüklük YÜKSELEN: Ulu, kişi ![]() YÜKSELİŞ: Büyüklük, ululuk, ikbal YÜKÜN: Baş eğme, saygı duruşu, tazim ![]() YÜKÜNÇ: Eğilme, reverans YÜKÜNGEN: Eğilen, reverans yapan, saygılı YÜKÜNTÜR: Baş eğdirir, diz çöktürür ![]() YÜKÜNÜK: Eğilme, reverans YÜKÜNÜR: İbadet eden YÜLEK: Okun arkasındaki, denge tüyü ![]() YÜNKÜL: Hafif, narin YÜRE: Daire, helezon, çember YÜREĞİR: Yürekli, cesur YÜREKLİ: Cesur, korkusuz ![]() YÜRİK: Yaşam, hayat,, ömür, geçim ![]() YÜRÜM: Yaşam, hayat, ömür YÜZAK: birl Yüz/Ak Masum, günahsız![]() YÜZAKI: birl Yüz/Akı Masumiyet, temizlik, namus, namusluluk, başarı, beceriYÜZLÜG: (Yüzlüg, yüzlük) Soylu, dürüst, namuslu
|
|
|
|