![]() |
Hadîs Rivayetiyle İlgili Bazı Âdablar |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hadîs Rivayetiyle İlgili Bazı ÂdablarHadîs Rivayetiyle İlgili Bazı Âdablar 1- İcâzet 2- Başkasının Nüshasından Rivâyet Meselesi 3- Ezber Ve Kitaptan Rivayet Meselesi 4- Unutulan Bir Hadîsin Rivâyeti Meselesi 5- Hâfız Olmayan Âmâ İle Ümmî Olan Basîr´in Rivayetleri Meselesi 6- Yazılmış Olanla Ezberlenmiş Olan Arasında İhtilaf Çıkarsa 7- Hadîsin Lâfzen Veya Manen Rivayeti 8- Lahn´ın Düzeltilmesi Meselesi 9- Hadîsin İhtisar Edilmesi Meselesi 10- Hadîsin Takti´i (Bölünerek Rivâyeti) 11- Bir Hadîsi Birden Fazla Senedle Rivayet 12- Rivâyetlerin Birleştirilmesi (Telfîk-i Rivâyât) Hadîs rivayetinde bir kısım âdab mevcuttur ![]() ![]() ![]() Günümüzde, hadîs ta´lim ve taallümünde bu âdab ve şartlara uymak diye bir mesele söz konusu olmamakla beraber, selef dediğimiz ilk üç asır mensuplarının hadîs konusunda gösterdikleri titizlik ve gayreti, haşyet ve saygıyı bilmekte, anlamakta fayda var ![]() ![]() ![]() 1- İcâzet Bir râvi, şeyhinden hâfıza veya kitâbet (yazı) yoluyla almış olduğu hadîsleri rivâyet edebilmek için şeyhinin iznine muhtaçtır ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Başkasının Nüshasından Rivâyet Meselesi Râvi, mesmuatından olan bir şeyi rivâyet etmek isteyince, semâi hangi nüshadan vâki olmuş ise, o nüshadan, yahud güvenilen (sika) biri tarafından o nüsha ile mukabele edilmiş diğer bir nüshadan rivâyet etmelidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- Ezber Ve Kitaptan Rivayet Meselesi Selef ulemâsından bâzıları, her ne kadar, hadîslerin yazılmasını câiz görmüşse de, râvinin sâdece yazıyla yetinmesini uygun bulmamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "- Sika olduğu halde hadîsini ezberlememiş kimseden ilim alınır mı?" diye sorulunca: "- Hayır!" cevabını vermiştir ![]() "- Ya sika olduğu halde, "bu hadîsleri dinlemiştim" diyerek bir kitap gösterse?" diye sorulmuş: "- Böylesinden de alınmaz ![]() ![]() Râvi hakkında bilgi verirken görüleceği üzere, hadîs almada böylesine sıkı bir şart konulmuş olsaydı bize çok az sayıda hadîs intikal ederdi ![]() ![]() ![]() Kitaptan rivayeti câiz addeden bazıları, teşeddüd göstererek, bu cevaz, kitabın sahibinin elinden herhangi bir sebeple çıkmaması şartını koşmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dediğimiz gibi cumhur bunu da ifratkâr bularak mukabele edilmiş bulunan bir kitap, bir müddet sâhibinin elinden çıkmış bile bulunsa, kitabın herhangi bir tahrîfe uğramadığı kanaatine varırsa ondan rivâyeti câizdir ![]() ![]() 4- Unutulan Bir Hadîsin Rivâyeti Meselesi Bir kimse, kendi işitmiş bulunduğu hadîsleri ihtiva eden bir kitapta, kendi rivâyeti olduğunu hatırlayamadığı hadîse rastlarsa bunu rivayet etmeli mi etmemeli mi? diye bir mesele ortaya çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak, Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ile İmam Şâfiî (rahimehümullah) ve Şafiîlerin çoğunluğu câiz olacağına hükmetmişlerdir ![]() ![]() ![]() 5- Hâfız Olmayan Âmâ İle Ümmî Olan Basîr´in Rivayetleri Meselesi Görmesi sağlıklı (basîr) olan ümmî (okuma-yazması olmayan) kimse ile, hadîsini ezberlememiş âmâ´nın (gözlerini kaybetmiş, kör´ün) rivâyetleri makbul mü, değil mi? sorusu da ihtilaflara yol açmıştır ![]() ![]() ![]() 6- Yazılmış Olanla Ezberlenmiş Olan Arasında İhtilaf Çıkarsa Bir kimse ezberinde olanla kitabta yazılı olan arasında fark görürse, bakılır, eğer hadîsi o kitaptan ezberlemiş ise, kitaptakine uyar ![]() ![]() ![]() ![]() 7- Hadîsin Lâfzen Veya Manen Rivayeti Selef´in hadîs karşısında duyduğu saygı, haşyet ve titizliği gösteren bir diğer husus, hadîs´in lâfzen rivâyetine gösterdiği gayrettir ![]() ![]() ![]() ![]() Umumî prensip bu olmakla beraber, mânanın aynen korunması kaydıyla hadîsin değişik şekilde rivâyet edilebileceğini söyleyenler de olmuştur ![]() ![]() ![]() Hadîsin lâfzan rivayet edilmesi gereğine inananların şerî delilleri olduğu gibi, mânen rivâyet edilebileceğine hükmedenlerin de hükümlerini meşrulaştıran şerî delilleri vardır ![]() 1- Hadîs lâfzen rivayet edilmelidir, mânen rivâyet haramdır diyenlerin delilleri: Bir hadîste Resûlullâh (aleyhissalâtu vesselâm), kendi sözlerinin işitildiği şekilde rivayetini emreder: "Bizden bir şey işitip de, işittiği şekilde teblîğ edenin Allah yüzünü tâze kılsın ![]() ![]() Burada emredilen "işittiği şekilde tebliğ"in lafzî rivâyetle gerçekleşeceği açıktır ![]() 2- Hz ![]() ![]() ![]() 3- Ayrıca bâzı rivâyetlerde aynı mânaya gelen iki kelimeden birinin diğeri yerine kullanılmış olmasına Hz ![]() ![]() "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana buyurdular ki: "Yatağına vardığında önce namaz abdesti gibi bir abdest al, sonra sağ tarafına uzanıp şu duayı oku: lang=AR-SA dir=RTL style=´font-size:18 ![]() ![]() mso-ansi-language:AR-SA´>style=´mso-spacerun:yes´> اللّهُمّ اسلمتُ وجهي إليك وفوضْتُ أمري إليكَ وألجأتُ ظهري إليكَ رغبةً ورهبةً إليكَstyle=´mso-spacerun:yes´> تلجأ منكَ إ إليكَ اللّهم آمنتُ بكتابك الذي انزلتَ ونبيكَ الذي ارسلت ![]() Şayet o gece ölecek olursan fıtrat, yani İslâm Dini üzere ölürsün ![]() ![]() "Berâ (radıyallahu anh) der ki: Bu sözleri Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın huzurunda tekrar ettim ![]() ![]() ![]() Rivâyet sırasında yapılan böyle bir değişikliğe şâhid olan Ashab´tan "kizb" tavsîfiyle şiddetli reaksiyona şâhid olmaktayız: Ubeyd İbnu Umeyr anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Münâfık´ın misâli iki sürü arasında duran koyun (eş-şâtu´r-râbıda) gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ulemayı hadîsleri aslî kelimeleriyle rivâyet etmeye zorlayan, mânen rivayeti ancak, Arapçayı, fıkhı çok iyi bilenlere caiz görmeye sevkeden haklı durumlar da var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadîsleri mânen rivâyete cevaz vermeyenler bir de şunu söylerler: Hadîsi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´dan işitenin bu lâfızları değiştirme yetkisi olsa ondan işitenin de fazlasıyla böyle bir yetkiye sâhip olması gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Şu halde bu delil ve mülâhazalardan hareket eden selef uleması hadîsin mânen değil lâfzan rivâyetinde ısrar etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Hadîsî mânen rivâyet câizdir diyenlere gelince: Başta dört mezheb imamı olmak üzere âlimlerin çoğunluğu bu görüştedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nitekim, hadîslerin mâna üzere rivâyetini caiz görenler de gerek Hz ![]() ![]() l- Abdullah İbnu Süleyman el-Leysî´nin rivâyetîne göre Hz ![]() ![]() ![]() 2- Sahâbeden gelen bir çok rivâyet de onların mâna ile rivayeti esas aldıklarını gösterir: Urve İbnu Zübeyr anlatıyor: "Hz ![]() ![]() "- Ben bir hadîsi sizden bir seferinde başka, öbür seferinde bir başka şekilde işitiyorum" dedim ![]() "- Mânâda bir değişiklik buluyor musun?" dedi ![]() "- Hayır!" karşılığını verince: "- Böyle rivâyette bir mahzur yoktur" dedi ![]() İbnu Sîrîn de şöyle demiştir: "Ben bir hadîsin, her defasında mâna aynı kalmak şartıyla on şekilde rivâyet edildiğine rastladım" ![]() Zürâre İbnu Ebi Evfa´nın şöyle söylediğini Katâde rivayet eder: "Hz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbnu Mes´ud, Ebu´d-Derda, Enes, Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhüma ecmain) gibi birçok sahâbe rivâyetlerinin sonuna "ihtiyat kaydı" diyebileceğimiz, kayıtlar ilâve ederek, rivâyetlerinin Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın ağzından çıktığı şekle uyması hususundaki şüphelerini belirtmişler, dinleyicileri yanlış bir zanna düşmekten korumaya çalışmışlardır ![]() "Tam söylediğim gibi değilse de ona yakın bir söz söyledi ![]() "Resûlullah ya da buna yakın bir şey söylemişti ![]() "Bunun gibi, buna benzer bir şey söylemişti ![]() "Bunun gibi veya buna yakın bir şey söylemişti ![]() 3- İslâm Dini´ni âyet ve hadîsleriyle Arap olmayanlara kendi dillerinde açıklamak, tercüme etmek câiz olduğuna göre, Arap olanlara da müterâdif ve müsâvi olan başka Arapça kelimelerle nakletmek de câiz olmalıdır ![]() Bazı âlimler bu delili pek kuvvetli bulmazlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4- Hadîsler, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)´ın huzurunda yazılmadığına göre, Ashab sonradan aklında kalan mânayı rivâyet etmiştir ![]() 5- Hadîslerde lâfız maksûd değildir, vâsıtadır ![]() ![]() ![]() 6- Mâna ile rivâyeti câiz görenler, muhâlif tarafın dayandığı delilleri de çürütürler ![]() a) Pek çok tarikten ve farklı lâfızlarla gelmiştir, şu halde o da mânen rivayet edilmiştir ![]() b) Ayrıca "işittiği şekilde" tabirindeki "şekilde" sözü "işittiği mânaya benzer bir mânada" mânasını da taşır ![]() ![]() ![]() ![]() Keza "Berâ´nın rivâyetinde "Resûl" kelimesinin yerine "nebî" kelimesinin konmasını reddetmiş olması Nebî (aleyhissalâtu vesselâm) ile Cebrâil´in karıştırılmaması nüktesine binâendir ![]() ![]() ![]() ![]() Mühim Bir Kayıt: Mânen rivayeti câiz görenler, bu cevazı verirken bazı mühim şartlar koşarlar ![]() 1- Rivâyete ehil olan kişi bunu yapar ![]() ![]() 2- Mânen rivâyet yapacak kimse elfazı hatırladığı takdirde, aslî elfazla rivâyet etmelidir ![]() ![]() 3- Mânen rivâyet meselesi, günümüzün meselesi değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mânen Rivayet Üç Sûretle Olur, İkisi Câizdir 1- Bir lâfzı, onun tam müterâdifi yâni aynı mânadaki bir başka kelime ile değiştirmek câizdir: Cülûs-kuûd: ilim-mârifet; İstitâa-kudret; memmâm-kattât gibi ![]() ![]() 2- Kelimeler arasındaki müterâdiflik kat´î değil de zannî olursa bu durumda rivâyet câiz değildir ![]() 3- Ravi, mânayı kavradığı hususunda kesin kanaat sâhibi olduğu takdirde müteradif kelimelere müracaat etmeden, mânaya eksiklik, fazlalık katmadan, dilediği şekilde rivâyet edebilir, bu da câizdir ![]() Manen rivâyet işi, daha önce de belirtildiği gibi ehliyetli kişinin işidir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Hadîs Rivayetiyle İlgili Bazı Âdablar |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Hadîs Rivayetiyle İlgili Bazı Âdablar8- Lahn´ın Düzeltilmesi Meselesi Lahn ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hadîslere Lahn´ın girmesine sebep olan râviler daha ziyâde Arapça´yı sonradan öğrenen Arap asıllı olmayan kimselerdir ![]() ![]() Yeri gelmişken hemen belirtelim ki, Buhârî ile Müslim arasında bile bu noktada görüş ayrılığı vardır ![]() ![]() ![]() Hadîslere karışan bu Lahn sebebiyle Arap dilcileri nahivle ilgili şâhidleri hadîslerden almayıp, câhiliye şiirlerinden almayı an´ane hâline getirmişlerdir ![]() 9- Hadîsin İhtisar Edilmesi Meselesi İhtisar özetleme demektir ![]() ![]() Hadîs rivâyetinde bunun câiz olup olmadığı hususunda farklı görüşler vardır: 1- Mutlak surette memnudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- Hadîs, -râvînin kendisi veya bir başkası tarafından- tam olarak rivayet edilmişse, ihtisar edilerek rivayet edilmesi câizdir, rivayet edilmemişse câiz değildir ![]() ![]() 3- Âlim ve ârif olan râvinin, hadîsi, ihtisar etmesi bir şartla câizdir: Hazfedilen kısım, nakledilen kısımdan ayrı olmalıdır ![]() ![]() Cumhur´un, fıkıh ve hadîs usulcülerinin görüşü budur ![]() ![]() ![]() 10- Hadîsin Takti´i (Bölünerek Rivâyeti) Takt´i, kısımlara bölmek demektir ![]() ![]() ![]() ![]() Böylesi bir tasarruf mânaya eksiklik, fazlalık getirmeyeceği gibi, yanlış anlamaya da bâis olmaz ![]() ![]() Hemen belirtelim ki, her şeye rağmen hadîste taktî´e taraftar olmayan, mahzurlu bulan âlimlerimiz de vardır ![]() ![]() Herhangi bir rivâyette sıhhati şüpheli bir ziyâde olduğu takdirde bu ziyâdeyi rivâyetten çıkarmanın câiz olduğunda ihtilaf yoktur, yeter ki, şüpheli olan bu ziyâde kısım, hadîsin diğer kısmı ile irtibatlı olmasın ![]() ![]() 11- Bir Hadîsi Birden Fazla Senedle Rivayet Hadîs ulemasının, rivayet ve dolayısıyla hadîs karşısındaki titizlik ve hassasiyetini gösteren bir diğer âdâb, farklı senedleri olan bir hadîsin rivayetinde kendini gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kısaltma ile ilgili ikinci bir görüş daha var ![]() ![]() ![]() ![]() Üçüncü bir görüş Yahya İbnu Main ve Hâkim´e aittir ![]() ![]() ![]() ![]() Hâtibu´l Bağdâdî, bu tefriki yapanların rivâyet-i bilmâna´ya cevaz vermeyenler olduğunu, cevaz verenlerin böyle bir tefrike gitmediklerini, nahvehu ve mislehu kelimelerinin müteradif olarak kullandıklarını belirtir ![]() Nahvehu ve mislehu tâbirleri bilhassa Sahîh-i Müslim´de çok geçer ![]() ![]() 12- Rivâyetlerin Birleştirilmesi (Telfîk-i Rivâyât) Râvi, bir hadîsi muhtelif şeyhlerden almıştır, rivâyetler mânaları itibariyle müttehiddir, ancak lâfızları yönüyle farklıdır ![]() ![]() Bu, Müslim´de çok sık rastlanan bir usuldür ![]() ![]() Bâzan da bir cemaatten, aynı mânaya gelen bir rivayet zikredilir, ama kaydedilen metin hangisine ait olduğu belirtilmez, belki de metin hiçbirine ait değildir, ancak isimleri zikredilen şahıslar o mânada müttefiktirler ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|