![]() |
Minicik Sözlük (A) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Minicik Sözlük (A)A âb: su ![]() âbâ: babalar, atalar ![]() aba: yünden yapılmış kaba kumaş ![]() âbâd: ebedler, sonsuz gelecek zamanlar ![]() Abâdile: Abdullah isimli sahabeler ![]() abd: kul, köle ![]() abdal: dünya ile ilgisini kesen mânevî makam sahibi kişi ![]() abdest: su ile temizlik ibadeti ![]() abdiyet: kulluk ![]() abes: saçma, gayesiz, hikmetsiz, gereksiz ![]() abesiyet: abeslik, saçmalık ![]() âbıhayat: hayat suyu ![]() âbıkevser: Kevser adlı cennet havuzunun suyu ![]() âbid: ibadet eden ![]() âbidane: ibadet eden gibi ![]() abide: anıt ![]() abluka: kuşatma, etrafını çevirme ![]() abus: somurtan, surat asan ![]() acaib: şaşırtıcı, acayip ![]() Acam: Acemler, iranlılar, Arap olmayanlar ![]() acb: kuyruk sokumundaki küçük kemik ![]() acbüzzeneb: ölümden sonra dirilişin tohumu sayılan madde ![]() aceb: acaba, hayret ![]() Acem: Arap olmayan, iranlı ![]() acemi: işin yabancısı, tecrübesiz ![]() aceze: âcizler, güçsüzler ![]() acîb: benzeri görülmeyen, şaşırtıcı ![]() âcil: acele eden ![]() âcilen: acele olarak ![]() aciniyyet: mâcun halinde olma, yoğurulmuşluk ![]() âciz: güçsüz ![]() âcizane: güçsüzce ![]() âcize: güçsüz ![]() âcizem: güçsüzüm ![]() acûbe: şaşılacak şey ![]() acul: aceleci ![]() aculiyet: acelecilik ![]() acûze: güçsüz kocakarı ![]() acz: güçsüzlük ![]() aczâlûd: güçsüzlükle karışık ![]() Ad: Hud aleyhisselâmın kavmi ![]() âda: düşmanlar ![]() âdâb: edepler, ahlâk kuralları ![]() adale: kas ![]() adalet: hak sahibine hakkını vermek, doğruluk ![]() adaletname: mahkemeye davet yazısı ![]() adaletperver: adaletsever ![]() adaletullah: Allahın adaleti ![]() adall: iyice sapıtmış ![]() âdât: âdetler, alışkanlıklar ![]() adavet: düşmanlık ![]() adavetkârane: düşmancasına ![]() add: sayma ![]() addetmek: saymak ![]() aded: sayı, tane ![]() Adem: ilk insan ve ilk peygamber ![]() adem: yokluk, olmama, bulunmama ![]() ademabâd: ebediyyen yok olma ![]() ademâlûd: yoklukla karışık ![]() ademî: yoklukla ilgili, olmama ![]() ademistân: yokluk ülkesi ![]() ademiye: yoklukla ilgili ![]() ademiyet: yokluk ![]() âdemiyet: insanlık ![]() ademnüma: yokluk gösteren ![]() adese: mercek ![]() âdet: görenek, alışkanlık ![]() âdeta: sanki ![]() âdetullah: Allahın yaratıklardaki kanunları ![]() âdi: bayağı, aşağı, sıradan ![]() Adil: adalet eden, hakkı haklı olana veren ![]() âdilane: âdilce ![]() âdiliyet: âdillik ![]() âdiyât: her zaman olagelen alışılmış şeyler ![]() adl: hak gözetme, tarafsız hüküm, doğruluk ![]() adlî: adaletle ilgili ![]() adliye: adalet yeri, mahkeme binası ![]() Adn: cennette bir bölüm ![]() adüvv: düşman ![]() âfâk: ufuklar, taraflar, yönler ![]() âfâkî: dışımızda olanlar ![]() âfât: afetler, belâlar ![]() âferin: beğenme sözü ![]() âfet: başa gelen üzücü hâl ![]() afif: iffetli, namuslu, temiz ![]() âfil: gurub eden, batan ![]() âfitâb: güneş ![]() âfiyet: esenlik, sıhhat ve selâmet ![]() afüvkâr: affedici ![]() afüvv: affeden ![]() afv: bağışlama ![]() afvcûyem: af diliyorum ![]() afyon: ilaç ![]() âgâh: haberli, uyanık ![]() agel: sarık ![]() ağaz: başlama ![]() ağdiye: tekelcilik ![]() ağleb: daha galib, ekseriyet, çok defa ![]() ağleben: ekseriyetle, genellikle ![]() ağlebî: ekseriyetle ilgili ![]() ağmaz: kolay anlaşılmayan, pek derin ![]() ağniya: ganiler, zenginler ![]() ağrâz: garazlar, kötü niyetler ![]() ağrube: en garip ![]() ağsan: dallar ![]() ağuş: kucak ![]() ağyâr: başkalar, yabancılar ![]() ahad: birler ![]() ahadî: bir iki koldan nakledilen hadîs türü ![]() ahâlî: halk ![]() âhar: başkaları, diğerleri ![]() ahbâb: sevilenler, dostlar ![]() ahbâr: haberler ![]() ahcâr: taşlar ![]() ahd: söz verme, sözleşme, ahit ![]() âhenk: uyum, düzen ![]() âher: başka, diğer ![]() âheste: yavaş ![]() ahfâ: çok gizli ![]() ahfâd: torunlar ![]() ahî: kardeşim ahid: verilen söz, andlaşma ![]() Ahir: herşeyden sonra da var olan, varlıkların sonrasına da hâkim ![]() âhir: sonraki ![]() âhiren: sonradan ![]() âhiret: öbür dünya ![]() âhirîn: sonrakiler ![]() âhirzaman: dünyanın son zamanları ![]() âhize: alan, alıcı ![]() ahkâm: hükümler, kanunlar ![]() ahkem: en çok hükmeden ![]() ahlâf: halefler, öncekilerin yerine geçenler ![]() ahlâk: insanın iyi veya kötü hâlleri, bunlarla ilgili ilim ![]() ahlâkî: ahlâkla ilgili, ahlâka uygun ![]() ahlâkiyat: ahlâk ilmi ![]() ahlâkiyyun: ahlâk âlimleri ![]() ahmak: akılsız, budala ![]() ahmakane: ahmakça, budalaca ![]() Ahmed: çok hamdeden, övülmeye en lâyık olan ![]() ahmer: kırmızı ![]() ahrâr: hürriyetçiler ![]() ahsen: en güzel ![]() ahseniyet: en güzel olma ![]() âhû: ceylân ![]() âhufizâr: yanıp yakınma ![]() ahvâl: haller, durumlar ![]() ahvâlât: ahvaller, durumlar ![]() ahvel: şaşı ![]() ahyâ: diriler, canlılar ![]() ahyâr: hayırlılar, iyiler ![]() Ahyed: Peygamberimizin Tevrattaki ismi ![]() ahz: alma, tutma ![]() ahzâb: hizipler, bölümler, partiler ![]() ahzân: hüzünler, üzüntüler ![]() âid: geri gelen, dönen, dair, ilgili ![]() ailevî: aileyle ilgili ![]() âkab: hemen sonrası ![]() âkabinde: hemen sonrasında ![]() akaid: akideler, inanılan hakikatlar ![]() akaidî: îmanla ilgili ![]() akâmet: kısırlık, verimsizlik ![]() akar: gelir getiren mal ![]() akarib: akrabalar, yakınlar ![]() akçe: eskiden para ![]() akd: anlaşma, sözleşme ![]() akdam: kademler, ayaklar ![]() akdem: en önceki ![]() akdes: en mukaddes ![]() âkıbet: son, netice ![]() âkıbetbîn: işin sonunu görebilen ![]() âkıbetendişane: sonu için kaygılanırcasına ![]() âkıl: akıllı ![]() akıl: zihnin anlama ve düşünme sıfatı ![]() âkılane: akıllıca ![]() akılfüruş: akıllılık taslayan ![]() akılsûz: akla aykırı gelen ![]() âkib: hemen sonra gelen, izleyen ![]() akid: söz, sözleşme ![]() âkid: aralarında sözleşme yapanların herbirisi ![]() akide: îman, inanma ![]() âkif: devamlı ibadet eden ![]() akîk: değerli bir taş cinsi ![]() akîka: yeni doğan çocuk için şükür niyetiyle kesilen kurban ![]() âkil: yiyen, yiyici ![]() âkilüllâhm: et yiyen ![]() âkilünnebat: ot yiyen ![]() âkilüssemek: balık yiyen ![]() akîm: kısır, verimsiz, neticesiz ![]() akis: yansıma, yankı ![]() akl: akıl, anlama melekesi ![]() aklen: akılca ![]() aklî: akılla ilgili, akıl alanına giren ![]() akliyât: akıl alanına giren şeyler ![]() akliyyûn: aklı tek ölçü kabul eden felsefeciler ![]() akrabâ: yakınlar, hısımlar ![]() akrân: eş ve benzer olanlar, yaşıtlar ![]() akreb: daha yakın, pek yakın ![]() akrebiyet: yakınlık ![]() aks: yankı, yansıma, tersi ![]() aksâ: en son ![]() aksâm: kısımlar, bölümler ![]() aksisadâ: ses yankısı ![]() aksülamel: işin tersi, tepki ![]() aktâb: kutublar, büyük evliyalar ![]() aktâr: her yer ![]() aktrist: kadın oyuncu ![]() akvâ: en kuvvetli ![]() akvâl: sözler, konuşmalar ![]() akvâm: kavimler, ırklar ![]() âl: aile, sülale, soy ![]() âlâ: en yüce, daha iyi, pek iyi ![]() alâ: üst, üzere ![]() alafranga: Batı tarzında ![]() alâik: alâkalar ![]() alâim: alâmetler, belirtiler ![]() alâka: ilgi ![]() alaka: kan pıhtısı ![]() alâkadar: ilgili ![]() alâkadarane: ilgi gösterircesine ![]() alâküllihâl: her durumda, eninde sonunda ![]() âlâm: elemler, acılar ![]() alâmet: bellik, belirti ![]() âlât: âletler, gereçler ![]() alaturka: Türk usûlü ![]() alay: beş bölük erden oluşan askerî topluluk ![]() âlâyıîlliyyîn: yücelerin yücesi ![]() âlâyiş: gösteri, gösteriş ![]() aleddevam: devamla, devamlı olarak ![]() alelâde: sıradan ![]() alelamya: körükörüne ![]() alelekser: çoğunlukla, ekseriyetle ![]() alelinfirad: teklikle, bir olarak ![]() alelumum: genellikle, bütünüyle ![]() alelusûl: usûlen, öylesine, özen göstermeden ![]() alem: bayrak, sancak, nişan ![]() âlem: dünya, cihan, evren ![]() a'lem: en iyi bilen ![]() alemdar: bayrak tutan ![]() âlempesend: dünyaca ünlü ![]() âlemşümûl: âlemi kaplayan, dünya çapında ![]() alenen: açıkça, saklanmadan ![]() alenî: açık, gizli olmayan ![]() alerresivelayn: baş ve göz üstüne ![]() âlet: bir iş veya sanatta kullanılan vasıta ![]() âletiyet: aletlik ![]() alettahkik: araştırmayla ![]() Alevî: Hazreti Ali sevgisini meslek kabul eden ![]() aleyh: onun üzerine ![]() aleyhdar: onun tersi yönünde, karşı ![]() aleyhimüsselâm: Allahın selâmı onlara olsun ![]() aleyhissalâtüvesselâm: salât ve selâm onun üzerine olsun ![]() âlî: yüksek, yüce ![]() Aliaba: Peygamberimizin abası altına aldığı beş kişi ![]() Alibeyt: Peygamberimizin neslinden olan ![]() âlicenab: yüksek ahlâklı ![]() âlîcenabâne: yüksek ahlâklı birine yakışır biçimde ![]() âlihe: ilâhlar, tanrılar ![]() âlîhimmet: himmeti yüce ve gayreti çok kimse ![]() âlîkadr: kıymeti yüksek ![]() alîl: hasta, sakat ![]() alîlem: hastayım ![]() Alîm: sonsuz bilgi sahibi Allah ![]() âlim: bilen, bilgili ![]() âlimâne: âlimce ![]() âlîşân: şânı yüce ![]() âlîyat: yüce şeyler ![]() âliye: âletle ilgili âlîye: yüce, yüksek ![]() alîz: cılız ![]() Allah: bütün varlıkları yaratan Halıkımızın has ismi ![]() Allahüalem: Allah bilir ![]() Allahümme: Allahım! Allâm: herşeyi en iyi bilen, Allah ![]() allâme: pek büyük âlim ![]() Allâmülguyûb: dış duyular yoluyla bilinemeyenleri en iyi bilen Allah ![]() âlûd: bulaşık, karışık ![]() âlûde: bulaşmış, karışmış ![]() âlüfte: alışık, iffetsiz kadın ![]() âmâ: kör ![]() âmâde: hazır ![]() âmâk: derinlikler ![]() âmal: ameller, işler ![]() âmâl: emeller, beklentiler, istekler ![]() amame: sarık ![]() aman: yardım dileme sözü ![]() amazon: eski zamanlarda yaşamış savaşçı kadın ![]() amd: niyet, arzu, istek ![]() amden: niyet ederek ve isteyerek ![]() amed: gerekir, gelir ![]() amedî: gelme, geliş ![]() amel: iş, çalışma, uygulama ![]() amele: işçi, ırgat ![]() amelen: amelce, işçe ![]() amelî: iş olarak, uygulamalı ![]() amelisâlih: dine uygun iyi amel, güzel iş ![]() ameliyât: ameller, işler, bir tedavi biçimi ![]() amelmânde: iş yapamaz durumda ![]() âmennâ: inandık ![]() âmentü: îman esasları ![]() âmî: âlim olmayan sıradan kimse ![]() amîk: derin ![]() âmil: işleyen, etkileyen ![]() âmin: Allahım kabul eyle! âmir: emreden, iş buyuran ![]() âmirâne: emreden âmir gibi ![]() âmiriyet: âmirlik, emredicilik ![]() âmiyâne: bilgisizce, körü körüne ![]() âmm: umumi, genel ![]() âmme: herkes, kamu ![]() ammilgarâib: garipliklerin amcası ![]() ammizâde: amca çocuğu ![]() amûd: direk, sütun ![]() amûdî: dikine, direk gibi ![]() amyâ: tam kör ![]() ân: en kısa zaman ![]() ananât: gelenekler ![]() anâne: gelenek ![]() anânevî: gelenekle ilgili ![]() anarşi: karışıklık, kargaşalık, düzensizlik ![]() anarşilik: karışıklık, kanunsuzluk ![]() anarşist: düzen tanımaz, yıkıcı, isyancı, bozguncu ![]() anâsır: unsurlar, elemanlar, kavimler ![]() anbean: gitgide, gittikçe ![]() anber: güzel kokulu bir madde ![]() andelîb: bülbül ![]() anfeanen: gitgide, zamanla ![]() angarya: ücret vermeden gördürülen iş ![]() Anglikan: ingiliz kilisesi ![]() ânî: bir anda, hemen ![]() ankâ: hayâlî bir kuş ![]() ankebût: örümcek ![]() antika: eskiden kalma kıymetli eser ![]() Antranik: Ermeni örgütünün liderlerinden biri ![]() anûd: çok inatçı ![]() anûdane: inat ederek ![]() âr: utanma ![]() ârâ: fikirler, reyler ![]() Arabî: Arap, Arapça ![]() Arabîye: Arapça ![]() Arabîyyülibare: Arapça söz, ibare, metin ![]() ârâf: cennet ile cehennem arasındaki yer ![]() Arafat: hacda arefe günü vakfeye durulan dağın ismi ![]() arasât: ölümden sonraki dirilme yeri ![]() ârâz: arazlar ![]() araz: belirti, sonradan meydana gelen özellik ![]() arâzî: yerler, topraklar, tarlalar ![]() arbede: gürültülü patırtılı kavga ![]() Arefe: Mekkede hacıların arefe günü toplandıkları tepe ![]() arefe: bayramdan bir önceki gün ![]() ârız: gelip çatan, bulaşan, yapışan ![]() ârıza: aksama, aksaklık, engebe ![]() ârızî: sonradan olan, dıştan gelen ![]() ârî: arı, temiz, saf ![]() ârif: anlayışlı, sezgili, kavrayışlı ![]() ârifane: ârifçe ![]() ârifibillah: Allahı tanıyan ![]() ârifîn: ârifler, irfan sahipleri ![]() Aristo: eski bir filozof ![]() âriyeten: emaneten ![]() ark: su yolu, kanal ![]() arrâf: falcı, kâhin ![]() arş: ilâhî kudret ve saltanatın tecelli yeri ![]() arşın: 68 santimetrelik uzunluk ölçüsü ![]() arşî: arşa dair, mantıkta bir delil ![]() arşiv: kıymetli belgelerin saklandığı yer ![]() arûz: şiirde bir vezin türü ![]() arz: sunma, verme, gösterme ![]() arz: yer, yeryüzü ![]() arzî: dünyaya ait ![]() arzu: istek ![]() arzuhal: dilekçe ![]() arzukeş: arzulu ![]() asâ: baston, sopa, değnek ![]() âsâ: "benzer, gibi" mânâsında son ek ![]() asab: sinir, damar ![]() m;margin-bottom:0cm; margin-left:1 ![]() ![]() ![]() asabî: sinirli ![]() asabiyet: sinirlilik ![]() ![]() asabiyeten: asabilik bakımından ![]() asâkir: askerler ![]() asâlet: asillik, soyluluk ![]() asâleten: kendi adına ![]() âsâm: günahlar ![]() asamm: sağır, işitmez, katı ![]() asammane: sağırcasına ![]() âsân: kolay ![]() âsar: asırlar, çağlar ![]() âsâr: eserler, yapılanlar ![]() âsâyiş: barış, huzur ve güvenlik ![]() asdika: samimi dostlar, sadıklar ![]() asfiyâ: günahlardan arınmış büyük zatlar ![]() asgar: en küçük ![]() ashâb: sahipler, sahabeler ![]() asıl: kendisi, temel, kök ![]() asır: yüzyıl, çağ ![]() asırdîde: asır görmüş, çağ yaşamış ![]() âsî: isyan eden, başkaldıran ![]() asîl: soylu, terbiyeli ![]() asîlzâde: asîl kimsenin evladı ![]() âsîyâne: isyancı gibi ![]() asla: olması imkânsız ![]() aslâh: daha iyi, en üstün ![]() aslî: asılla ilgili, öze dair ![]() asliyet: asıllık, köklülük, soyluluk, gerçeklik ![]() aslüfasl: işin aslı ve ayrıntıları ![]() asm: "aleyhissalâtüvesselâm" duasının kısa yazılışı ![]() asr: asır, yüzyıl ![]() asr: ikindi vakti ![]() Asrısaadet: Peygamberimizin yaşadığı saadetli zaman ![]() asrî: çağa uygun ![]() astronomi: gökteki cisimleri inceleyen ilim ![]() âsûde: sessiz, dingin, huzurlu ![]() âsuman: gökyüzü, sema ![]() asvât: savtlar, sesler ![]() aşâir: aşiretler, oymaklar ![]() âşâr: öşürler, toprak ürünlerinin vergileri ![]() aşere: on'lar, on sayıları ![]() Aşereimübeşşere: cennetle müjdelenmiş on sahabe ![]() âşık: aşırı seven, vurgun, tutkun ![]() âşikâr: açık, belli, meydanda ![]() âşikâre: belli ederek, açıkça ![]() âşikâren: açıkça ![]() âşina: bildik, tanıdık, bilen, tanıyan ![]() aşîrât: aşireler, onda birler ![]() âşire: onda bir ![]() âşiren: onuncusu ![]() aşîret: kabile, oymak ![]() âşiyân: kuş yuvası, sevimli ev ![]() aşk: şiddetli sevgi, candan sevme ![]() aşknâme: aşkı anlatan yazı ![]() aşr: on sayısı ![]() atâ: verme, lütuf, ihsan ![]() atâlet: işsizlik, tembellik, durgunluk ![]() atâyâ: armağanlar, ihsanlar ![]() ateh: bunama, bunaklık ![]() âteşgede: ateşe tapanların mabedi ![]() âteşî: ateşle ilgili ![]() âteşîn: ateşli, canlı ![]() âteşpâre: ateş parçası ![]() âteşperest: ateşe tapan ![]() atf: atıf, bağlama, verme, yükleme ![]() atfen: birinin adına, birine yükleyerek ![]() atıf: verme, yükleme, bağlama ![]() âtıfet: karşılıksız sevgi, acıyıp esirgeme ![]() âtıl: tembel, durgun, işlemez ![]() âtî: gelecek zaman, ilerisi ![]() atiyye: hediye, ihsan ![]() atlas: üstü ipek altı pamuk kumaş ![]() attar: ıtriyat dükkanı, güzel koku satan adam ![]() Atûf: karşılıksız seven ve acıyıp esirgeyen Allah ![]() avâik: maniler, engeller ![]() avâlim: âlemler, dünyalar ![]() avam: ilimsiz, sıradan kimse ![]() âvân: zamanlar, anlar ![]() avâre: işsiz, şaşkın, başıboş ![]() avârız: arızalar, aksaklıklar, noksanlıklar ![]() âvaz: ses, seda ![]() avcıhattı: savaş cephesi ![]() avdet: geri gelme, dönme ![]() avene: yardımcılar ![]() âvize: içinde ampul bulunan ve tavana asılan süs ![]() avn: yardım ![]() avret: gizlenmesi gereken şey ![]() Avrupaperest: Avrupayı taparcasına seven ![]() avzen: havuz, göl ![]() âyâ: acaba, hayret! ayân: belli, açık seçik ![]() âyan: seçkinler, ileri gelenler ![]() ayânen: açıkça, besbelli ![]() ayânısâbite: varlıkların ilâhî ilimde ezelden beri bulunan hakikatları ![]() Ayasofya: şimdi müze olan önemli bir cami ![]() âyât: âyetler ![]() ayb: ayıp, utanılacak kusur ![]() âyet: Kurândaki her bir cümle, delil, bellik ![]() âyetülkübra: en büyük âyet ![]() âyin: dinî tören ![]() âyine: ayna ![]() âyinedar: ayna olan ![]() ayn: göz, aslı, kendisi ![]() aynelhayât: hayatın kendisi ![]() aynelyakîn: göz ile görmüşçesine kesin biliş ![]() aynen: tıpkı, tıpkısı ![]() ayniyet: aynı olma ![]() ayyâş: haram içkileri çok içen ![]() ayyuk: gökyüzünün pek yüksek yeri ![]() âzâ: uzuvlar, organlar, üyeler ![]() azâb: eziyet, işkence ![]() âzâd: salıverme, hür etme ![]() âzâde: hür, serbest, kendi başına ![]() âzam: en büyük ![]() azamet: büyüklük ![]() âzamî: en büyük, maksimum ![]() âzamîyet: en büyük oluş ![]() âzamüşşer: büyük kötülük ![]() âzâr: kötü sözle incitme ![]() azâzil: şeytan ![]() azhar: pek zahir, en açık ![]() âzim: azimli, kesin kararlı ![]() azîm: büyük ![]() azîme: büyük ![]() azîmet: dinî emirlere tam uyma ![]() azimkâr: azimli, kesin kararlı ![]() azimkârâne: azmederek, kararlı bir şekilde ![]() azîmüşşân: şanı pek büyük ![]() Azîz: pek izzetli, hep galip olan ve asla galebe edilemeyen ![]() aziz: Hıristiyanların mübarek bildikleri büyükleri ![]() azl: azil, atma, dökme, çıkarma ![]() azm: azim, kesin karar, kuvvetli niyet ![]() azm: kemik ![]() Azrâil: can almakla görevli melek ![]() azze: aziz oldu, şanı yüce oldu! |
![]() |
![]() |
|