![]() |
Helal Lokma.. |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Helal Lokma..Allah Teâlâ, insanı imtihan etmek için, yeryüzünde bazı şeyleri helâl, bazı şeyleri de haram kılmıştır ![]() ![]() Rahmet sahibi olan Rabbimiz, helâl ve haramı bildirmekle kalmamış, helâl sınırlarını, harama göre daha geniş tutarak harama ihtiyaç duyma veya mecbur kalma gibi ihtimalleri de ortadan kaldırmıştır ![]() ![]() İslâmiyet, insana helâl kazançla birlikte “helâl lokma”yı da tavsiye eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rivâyete göre bir şahıs, süt kabıyla Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzuruna geldi ve şöyle arz etti: “– Bu sütle orucunuzu açınız ![]() Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ise şöyle buyurdu: “– Bu süt, kimin tarafından verilmiştir?” Bunun üzerine o kimse: “– Bir kadın, bunu size hediye olarak göndermiştir ![]() ![]() Peygamber Efendimiz, bu cevap üzerine: “– Süt kabıyla geri dön ve ondan bu sütü nereden elde ettiğini sor ![]() ![]() O şahıs, o kadının evine gitti ve Peygamber’in sorduğu soruyu ona sordu ![]() “– Kendi koyunumdan ![]() ![]() ![]() ![]() “– Geri dön ve «O koyunu nereden elde ettin?» diye sor ![]() ![]() O şahıs, geri dönüp kadına Peygamberimiz’in -sallâllâhu aleyhi ve sellem- sorduğu soruyu sordu ![]() “– Kendi emek ve zahmetim sâyesinde aldım ![]() ![]() Adam geri dönüp kadının sözlerini Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e arz edince O: “– Şimdi bu sütle orucumu açabilirim ![]() ![]() Ertesi gün süt kabının sahibi, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in huzuruna gelerek: “–Geçen akşam ne olmuştu da bu süt kabını birkaç kez geri gönderdiniz?” diye sordu ![]() “– Allah Teâlâ, biz peygamberlere yalnızca helâl olanı yememizi emretmiştir ![]() Açıkça görüldüğü üzere, insannereden, kimden ve nasıl geldiğine bakmaksızın her önüne geleni alamaz, kullanamaz ve yiyemez ![]() “Ey peygamberler! ![]() ![]() ![]() ![]() “Ey iman edenler! ![]() ![]() Âyet-i kerîmeler, insanlara haramdan uzak durup, helâl lokma yemenin güzelliğini bildirmekle kalmıyor: “Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı, Allâh’a ait olmasın ”(Hud, 6) “Namaz bitince yeryüzüne dağılın ve Allâh’ın lütfundan isteyin ”(Cum’a, 10) “Yerde sizin için geçim vasıtaları yarattık ” (Hicr, 20) buyrularak da, rızık verenin “er-Rezzak” yani Cenâb-ı Hak olduğu ve insanın “helâl rızık kazanmak” uğrunda gösterdiği gayret nisbetinde Allâh’ın lütfuna nâil olacağı ayrıca bildiriliyor ![]() İlâhî kelâma kulak tıkayan nice insanlar ise, sanki aç kalacaklarmış gibi, haram yollara meyletmeye devam ediyorlar ![]() Hadîs-i şerîflerde buyrulur: “Helâli talep etmek, her müslüman erkek ve kadına farz kılınmıştır ![]() “Helâli talep etmek, bir çeşit cihaddır ![]() “Kendi alın teri ve zahmetiyle elde ettiği helâl rızkı yiyen kimsenin üzerine, cennetin kapıları açılır ve istediği herhangi bir kapıdan içeri girer ![]() “Allah, kulunu, helâl rızkı talep etme yolunda zorluk çekerken görmeyi sever ![]() ![]() ![]() “Öyle bir zaman gelecektir ki, kişi, malını helâlden mi, haramdan mı elde ettiğini önemsemeyecektir ![]() “Besleneceğin şeyleri helâl ve temiz yap ki, duâların kabul olsun ”(Münzirî, et-Terğîb ve’t-Terhib) Bir gün Sa’d bin Ebî Vakkas Hazretleri: “– Yâ Rasûlallâh, duâ buyur da, Allah Teâlâ, benim her duâmı kabul etsin! ![]() ![]() “–Duâlarınızın kabul olmasını istiyorsanız, helâl lokma ile besleniniz! Çok kimse vardır ki, haram yer, haram giyinir; sonra da ellerini kaldırıp duâ eder ![]() ![]() Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in bu konuyla alâkalı daha pek çok hadîs-i şerîfi olmakla birlikte, her biri helâl lokmanın ehemmiyetinde ayrı bir noktaya değinmektedir ![]() Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh-, kölesinin getirdiği bir sütten içti ve hemen kölesine dönerek: “– Bunu nereden aldın?” diye sordu ![]() “– Kehânette bulundum, (yani gaybdan bazı haberler verdim de) ücret olarak bu sütü aldım ![]() ![]() Bunun üzerine Ebûbekir -radıyallâhu anh-, içtiği sütü midesinden çıkarmak için boğazına parmak soktu ve neredeyse boğulacak şekilde istifrâ ederek, sütün hepsini çıkarmaya çalıştı ![]() “Allah’ım, mîdemde kalıp damarlarıma karışan kısmından Sana sığınırım ![]() ![]() Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- da bir gün yanlışlıkla devlet hazînesine ait olan bir zekât devesinin sütünden içmiş; onun milletin malı olduğunu fark eder etmez de hemen parmağını gırtlağına kadar sokarak istifrâ etmiş; o haramın, kanına karışmasına ve bedeninin bir parçası hâline gelmesine mânî olmaya çalışmıştı ![]() Abdullah bin Ömer -radıyallâhu anhümâ- şöyle der: “Namaz kılmaktan yay gibi, oruç tutmaktan çivi gibi olsanız bile haram ve şüpheli şeylerden kaçınmazsanız, Allah o ibadetleri kabul etmez ![]() Hasan-ı Basrî Hazretleri de: “Bir adamın servetinin nereden geldiğini öğrenmek istiyorsanız, nereye harcadığına bakınız ![]() ![]() ![]() Süfyan-ı Sevrî ise: “Kişinin dindarlığı, ekmeğinin helâlliği nisbetindedir ![]() ![]() * * * Peki, âyet ve hadîsler, İslâm büyükleri, acaba helâl lokma üzerinde neden bu kadar çok durmuşlardır? Nasıl ki, insanın ruhu ve bedeni, yani maddî ve mânevî olarak iki hâli varsa, Allah Teâlâ’nın emrettiği ibâdetlerin de zâhiri ve bâtını (dış yüzü ve iç yüzü) olmak üzere iki yönü bulunmaktadır ![]() İbâdetlerin görünen şekillerine ilâve olarak dış yüzlerine birtakım yorumlar getirmek, yani ibâdetlerin mânevî cihetleri üzerinde durmak (hikmetlerini düşünmek), onlara daha bir canlılık ve derinlik kazandırır ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak biz biliyoruz ki, bu ibadetlerin maddî açıdan olduğu kadar, mânevî açıdan da pek çok faydaları vardır ![]() ![]() Bu sebeple diyebiliriz ki, nasıl ki ibâdetlerin maddî ve mânevî yönden insan bedenine ve rûhuna tesiri varsa, ağza giren lokmaların da insan vücûdunda maddî ve mânevî tesirleri vardır ![]() Zira insan, hayatta kalmak için maddî olarak yeme ve içmeye ihtiyaç duyar ![]() ![]() ![]() Eğer insanın giyim tarzı, bulunduğu mekân vs ![]() ![]() Ayrıca Hak Teâlâ’nın haram kıldığı şeylerin, insan sağlığı açısından da ne kadar zararlı olduğunun ispatlandığı günümüzde, insan düşünmelidir ki; eğer beni Allah yarattı ise, benim için yararlı ve zararlı olan şeyleri, lâyıkıyla ancak O bilir ![]() O zaman, kabul etmeliyiz ki, Allâh’ın helâl kıldığı nîmetlerde insanoğlu için birçok hayır gizliyken, haram kılınmış, yasaklanmış olan şeylerde de bizim bilemediğimiz şerler gizlidir ![]() ![]() İbrahim bin Edhem Hazretleri bu hususta: “–Midelerine girenlerin helâl mi, haram mı olduğunu araştıranlar, îmân bakımından yükselirler ![]() ![]() ![]() ![]() Sehl -radıyallâhu anh- da: “Haram lokma, yiyenin âzâları -bilsin bilmesin, istesin istemesin- isyan eder ![]() ![]() ![]() Müfessir Merhum Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: “–İsm-i A’zam duâsı, helâl lokmadır ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanların isyanının sebebini, haram lokmada aramak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mevlânâ buyuruyor: “Bilgi de, hikmet de helâl lokmadan doğar; aşk da, merhamet de helâl lokmadan meydana gelir ![]() ![]() ![]() Netice olarak, insanoğlu, ibâdetler içine gizlenmiş olan faydaları ve hikmetleri çoğunlukla düşünmez; görmezlikten gelir veya bunun farkında bile olmaz ![]() ![]() İbrahim bin Edhem Hazretleri: “Kemâle erenler, ancak mîdelerine gireni kontrol etmekle kemâle erebilmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hak, cümlemize helâl lokma yemeyi lûtfeylesin ![]() ![]() ![]() Şebnem dergisi |
![]() |
![]() |
|