Yakuza: Dead Souls İnceleme |
10-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yakuza: Dead Souls İncelemeYakuza: Dead Souls İnceleme 2005′ten bu yana süregelen Yakuza, birçok açıdan örnek alınabilecek, başarılı bir oyun serisiydi Başarılı tasarımı bir yana, rakamsal olarak da istikrarlı bir çizgi seyrediyor, SEGA’ya güzel paralar kazandırıyordu İlk oyunu 2005 yılında PlayStation 2 için hazırlanan Yakuza serisinin, sıradışı bir oyunla sonlanacağı haberi yayılınca, doğrusu seriyi takip etmiş biri olarak bu durum bende de bir merak uyandırmıştı Yayımcı firma SEGA’nın üzerinde durduğu bu “sıradışılık” ne olabilirdi ki en fazla? Aklıma herhalde her şey gelirdi de, böylesine ağır başlı bir serinin, gidip bir zombi oyununa dönüşeceği ve bu şekilde sona ereceği gelmezdi Netice itibariyle SEGA bu dönüşümü de gerçekleştirip, karşımıza Yakuza: Deads Souls ile çıkıyor Son zamanlarda popülerliğini iyice artıran zombi konsepti ile pastadan payını alacağını düşünen SEGA için, belli ki bu dönüşüm epey sancılı gerçekleşmiş Sadece serinin kırk yıllık konsepti değil, aynı zamanda seriyi bugünlere kadar taşıyan önemli teknik unsurları da bu dönüşümden etkilenmişe benziyor Öyle ki Dead Souls’a baktığımızda, gördüğümüz, zombi kıyameti ile bezenmiş rezil bir senaryo dahilinde, hareket ve ateş edemediğimiz hayli berbat bir aksiyon oyunundan ötesi olmuyor Yakuza: Dead Souls da, tıpkı diğer ana Yakuza oyunları gibi, bir Tokyo klonu olan kurgusal şehir Kamurocho’da geçiyor Oyunun başlarında, Kamurocho’da her şey alıştığımız çizgisinde seyretmektedir Sokakları dolduran kalabalıklar, kaldırım taşlarına vuran otel ve gece kulüplerinin ışıkları, zil çalan karınların ortak adresi lokantalar, barlar, gazinolar… her şey olması gerektiği gibidir; cezbedicidir Bu hayat dolu Kamurocho’da bir gün, herifin tekinin gidip birini feci şekilde ısırması ile, işin rengi değişir; şehrin hayat dolu yapısı solup dökülür ve artık o canlılıktan söz etmek imkansızlaşır Caddeler, sokaklar, oteller, kulüpler, lokanta ve barlar, gazinolar, hostess barları, arcade salonları, bowling salonları… ve nicesi, artık kalbi atmayan kalabalıkların yeni evi olmuşlardır Kamurocho’yu çekici kılan hiçbir noktadan bahsedemeyiz artık Koskoca şehir, tüm cizabesini yitirmiştir ve vasat bir zombi oyunu için, şimdi, bir o kadar vasat bir setting olacaktır Şehrin içerisinde dört kahramanımızın yolları kesişiyor Oyuna ilk olarak “Shun Akiyama” ile başlıyoruz Kendisi bir muhasebe şirketi işletmekte ve asistanı hastalanınca, ona doktor aramak üzere şehre inmekte Tüm bu sırada Yakuza ve Yakuza 4′ten hatırladığımız Akiyama’nın, gördükleri her canlıyı kemirme ihtiyacı duyan asalak ve sümsük insanlarla da uğraşması gerekmekte Bu noktada imdadına, yine Yakuza serisinden aşina olduğumuz karakterler yetişmekte Bunlardan biri, mafya babası “Goro Majima” oluyor Oyunun ilerleyen bölümlerinde ise bu iki isme, ikinci oyunun kötü karakteri “Ryuji Goda” ve serinin yıldızı “Kazuma Kiryu” dahil oluyor Bu dört isim, enteresan aylak baskınına karşı şehirde hayatta kalmak ve bu olanların kaynağını araştırmak üzere güçlerini birleştiriyorlar Bu isimler dışında oyun boyunca karşılaşabileceğimiz yeni isimler de mevcut, fakat bu isimler inanılmaz “düz” tipler Hikaye boyunca hiç gelişmeyen ve hikayeye katkıda bulunmayan bu karakterler, bize basit görevler vermekten de öteye geçemiyorlar Genel anlamda kötü bir çizgi seyreden senaryo için, birtakım kendini bilmez ergen fanatiğin kaleme aldığı bir fan-fiction benzetmesi yapsak, kesinlikle hata etmiş olmayız Zaman zaman saçmalayan senaryonun, bazen açıkça oyuncu ile alay ettiğini düşünüyoruz Mesela Kamurocho’nun karantinaya alınmış olması güzel bir örnek olacaktır Öyle feci şeyler olmuştur ki şehirde, şehrin bir bölümü derhal askeri güçler tarafından karantinaya alınmış, bu karantina da dev duvarlar ile sağlanmıştır Mükemmel bir bilimkurgu, değil mi? Ayrıca gayet de mantıklı görünüyor Ta ki şehrin karantina bölgesi dışında kalan bölümü gösterilinceye kadar Şehrin bu “temiz” kısmında hayat o kadar normal ki… karantina bölgesinden yükselen silah ve bomba seslerinin hiçbir etkisi olmuyor buraya İnsanlar normal hayatlarını yaşamaya devam ediyorlar Sokaklar, caddeler kalabalık, gençler el ele tutuşmuş geziyorlar, insanlar işlerinde, güçlerinde… Kimse dönüp, burada neler oluyor yahu diye sormak istemiyor Ya bu insanlar aşırı şuursuzlaştırılmışlar diyorsunuz kendi kendinize, ya da birilerinin sizinle feci maytap geçtiğini düşünüyorsunuz Biz bilemedik doğrusu hangisi |
|