[KAPLAN]
|
Teröristle Mücadele Stratejimizdeki Temel Hatalar
Şu ana kadar PKK terörüne karşı bir tugay askerimizi feda etmişiz, etmeye de devam ediyoruz Hemen her gün bir veya birkaç şehit haberi geliyor Neredeyse çeyrek asırdır bu durum böyle Şehit sayısı bazı dönemler azalıyor, bazı dönemler ise yükseliyor En kötüsü buna karar veren de PKK desek yeridir Canı isteyince silahları susturuyor ve çatışmalar neredeyse kesiliyor… Canı isteyince silahları ateşliyor ve ortalık yeniden toz duman oluyor Kısacası inisiyatif güvenlik güçlerinde değil, terör örgütünde… Sürece bizler yön veremiyoruz İnisiyatif sahibi aktörler arasında Türkiye ikinci, hatta üçüncü sırada bile değil
Belki de en kötüsü bu… Yani inisiyatif sahibi olamamak, sürece yön veren değil, onun önünde sürüklenen olmak…
Terörle mücadelede yaptığımız pek çok hata var Ancak biz bu yazımızda terörle mücadelede yaptığımız hatalardan çok, teröristle mücadelede yaptığımız hatalara değineceğiz Hükümetlerin ve basının pek de ilgilenmediği, adeta kör bir nokta olarak kalan, ilgilenenin de hain ya da art niyetli olarak suçlanabildiği kolluk güçlerinin mücadele stratejilerindeki yanlışları sorgulayacağız:
******************************************************************
İlk önce kalabalık ve ağır hareket eden düzenli birlikler ile teröre karşı mücadele edilmez ABD, Avrupa, daha doğrusu gelişmiş hiçbir ülke bu işi böyle yapmıyor Diğer bir deyişle Türkiye terörle mücadelede kullandığı yöntem açısından dünyanın tersine bir yönde ilerliyor Düzenli birlikler ile terörle mücadeleyi sadece Afrika ve Asya’nın az gelişmiş ülkelerinde görmek mümkün… Batılı ülkeler bu yönteme terör karşısında hiç mi başvurmuyor? Elbette ki başvuruyorlar, fakat sınırlarının dışında… Örneğin Irak’ta, örneğin Afganistan’da… İsrail de Lübnan ve Filistin’de bolca bu yöntemi kullanıyor… Çünkü bu ülkelerde Batılı güçlerin ateşli silahları kullanmada hiçbir sınırı yok… Bazen bir düğün alayına bomba yağdırıyorlar, bazen bir çocuğu ‘terörist sanıp’ öldürüyorlar Ayrıca insan hakları ihlalleri sınırlamaları da bu ülkelerde yok… İster elektrik verirsiniz mahkumlara, isterseniz tecavüz edersiniz kadınlara… Bu nedenle Amerika askeri, İsrail askeri ya da İngiliz askeri terörle mücadelede ancak sınırların ötesinde kullanılabiliyor İngilizler bir ara Kuzey İrlanda’da mücadelelerini düzenli birliklerin üzerine oturtmak istediler de felaketle karşılaşıp, hatalarından geri döndüler… Kısacası düzenli birlikler terör karşısında ancak ateş gücünüzü neredeyse sınırsız kullanabildiğiniz, hukuki bağıtlarınızın en az olduğu yerlerde kullanılabilir Tabii siz Filistin, Irak ve Afganistan’daki kampanyalara başarılı diyebiliyorsanız
Teröre karşı düzenli birlikleri kullanmak son derece hatalıdır, çünkü ordular terörle mücadeleye göre dizayn edilmemişlerdir Eğer terör örgütleri ülkeyi rahatsız eden bir sivrisinekse, ordular bir ‘balyoz’a benzer Balyozunuz ne kadar ağır olursa ‘sivrisinek’i yakalamak o kadar zor olacaktır Sinek bir yere konacak, siz hızla balyozu kaldırıp duvara indireceksiniz Bir süre sonra bakacaksınız ki sivrisinek uçmaya devam ediyor, fakat duvarlar yıkık dökük olmuş Üstelik sizde sivrisinek kovalayacak, yani terörle mücadele edilecek hal kalmamış Onca ağır bir nesneyi kaldırıp indirdiğiniz için incinen, kırılan, ya da çıkan uzuvlarınız da cabası Bu nedenle terör örgütleri orduların terörle mücadelenin içinde olmasına bayılırlar Tam da istedikleri şeydir Tam da dişlerine göre bir hedeftir Havada sallanan balyozun tepelerine inme olasılığı sıfıra yakındır Onlar balyozu değil, onu tutan eli ısırırlar Balyozu tutan el sinirlendikçe daha bir sert saldırmaya, kendisini perişan etmeye başlar Oysa sivrisineğe karşı doğru mücadele aracı balyoz değil, sinekliktir, sinek kovucu tablettir veya sinek ilacıdır Bunlar hem daha hafiftir, hem de daha esnek Eli yormaz, çevreye zararı daha azdır
***************************************************************
Örneğimizi açalım: Terör bölgesi olarak tanımlanan Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesindeki toplam asker sayımız 250 000’den fazla Elbette bu askerlerimiz dış tehdit için de buralarda konuşlanmış durumdalar, fakat temel hedef PKK terörü Askerlerin tamamına yakını dağda, ovada terörist kovalıyor Peki, 250 000 askerin karşısında kaç terörist var? Son verilere göre Türkiye sınırları içindeki terörist sayısı 1 500 civarında Örneği biraz daha spesifikleştirelim: Gabar Dağı Türk askerinin korkulu rüyası Dağa çıkmak çok zor Dağ teröristlerin yuvası durumunda ve sık sık şehit verilen bir nokta Hatta bir siyasi parti, iktidara gelirlerse Gabar’ı teröristlerden temizleyeceklerini, Türk bayrağını dağın zirvesine çekeceklerini dahi söyledi Şu anda da dağın çevresinde iki tugay teröre karşı görev alıyor Akçay ve Siirt tugayları tamamen Gabar’a dönük olarak görevlendirilmiş durumdalar Yani neredeyse 10 000 askerin Gabar’daki teröristlere namluyu doğrulttukları anlaşılıyor… Hal böyle olunca dağın bir tür Kandil Dağı olduğunu ve dağda 3 000-5 000 teröristin yuvalandığını düşünebilirsiniz Hayır, yanıldınız… Dağdaki toplam terörist sayısı sadece ve sadece 35 Yani tüm bu düzenek 35 terörist için hazırlanmış durumda Bu teröristler ellerinde silah, dağda neredeyse canları istediği gibi dolaşıyorlar Dağa çıkışlar zorlu ve tuzak kurmaya müsait yollardan geçiyor Dağın dört bir yanından sular akıyor… Meyve ağaçları dağı teröristler için ayrı bir ‘güzelliğe’ sokuyor Dağda bol miktarda sığınak yapan teröristlerin silah ve yiyecek depoları da var Asker özellikle kış aylarında teröristlerin dağda rahatça gezindiğini biliyor Fakat operasyon yapamıyor Operasyon yapacağı zaman da topluca, çok sayıda asker dağa doğru yürüyor Bu tür operasyonlarda PKK kayıp vermiyor değil, fakat kayıpları çok az Teröristlerin hepsini öldürseniz ne olur ki? Topu topu 30-40 terörist ölür Yerlerine de yenileri gönderilir Eğer bir dağı sadece 35 terörist kontrol edebiliyorsa, bu terör örgütü için kolay bir iş olur
Askeri operasyon başladığında bunu günlerce öncesinden bilirsiniz Aynı renkte, aynı tipte onlarca, hatta bazen yüzlerce araç aynı anda hareket etmeye başlar Güneydoğu’nun kırsal kesiminde aynı tip ve renkte çok sayıda aracın hareket etmesi demek önce kuşların havalanması, ardından da herkesin bu durumdan haberdar olması demektir Güvenlik güçlerinin operasyon yaptığını anlamanız için iyi bir istihbarat ağına bile ihtiyacınız yokken hemen her yerleşim biriminde PKK’ya haber uçuran bir kişi de bulabilirsiniz Diğer bir deyişle PKK’lıların ani baskınla karşılaşması olasılığı düşüktür Toplu operasyonlarda teröristler karşılarında çok kolay hedefler görürler Uzun namlulu silahlar ile kayaların arasından gelen bir kurşun askerlerden birini hedef alır Vur-kaçlar böylece devam eder Öyle ki teröristler içinde daha fazla psikopat ruhlu olanlar bunu bir zevk haline dahi getirmişlerdir Canları sıkıldığında dağdan aşağılara inip kolay hedeflere ateş eden teröristler vardır Eğer komutan “ne pahasına olursa olsun araziye çıkıyoruz, mutlaka bir iki teröristi getireceğiz” dediyse yandınız demektir O gün en az birkaç şehit var demektir
Binlerce askerin 20-30 teröristin, bazen 3-4 teröristin peşinden koştuğu olaylara bizler ‘operasyon’ diyoruz Son derece verimsiz bir yöntem Çoğu zaman hava desteğinin zayıf olduğu, gerekli teçhizatın askerde olmadığı bir yöntem Tam bir balyozla sivrisinek avlama örneği… Oysa ki 35 teröristi ortadan kaldırmak için en az onlar kadar esnek hareket edebilen, emir-komuta zincirinin olabildiğince gevşetildiği, ileri teknoloji ile donatılmış, en önemlisi profesyonel ve işinin ehli en fazla 100, bilmediniz 150 komandoya ihtiyaç vardır Yani 100-150 rambo türü askere ihtiyacınız var Sadece teröre karşı eğitilmiş birimlere ihtiyacınız var Dağların çevresinde yine askeri birimler bulundurarak bu nokta vuruşu yapabilen terör ekiplerine destek olabilirsiniz Ancak asıl mücadeleyi terör timleriyle, yani ‘sineklik’le yapmak zorundasınız Aksi takdirde 10 000 askeri, eli silahlı 35 kişinin karşısına dizmek demek felakete davetiye çıkarmak demektir
İkinci önemli sorun uzmanlıktır… Terör bir uzmanlık işidir Bu nedenle terörle mücadele poliste ayrı bir birimdir Örneğin trafik şubesinden herhangi bir polisi bir terör operasyonunda kullanmaya kalkarsanız kendinizi mahkemede bulursunuz Terör mantığı, araçları, yönetimi, kullandığı kişiler ve diğer özellikleriyle savaştan çok farklı bir olgudur Terörist, bir askerden çok farklı düşünür Onun hedefi yok etmek değildir Askerliğin ötesinde medyayı hedefler, ekonomik ve siyasi hedefleri var Toplum psikolojisini kullanır vs Tüm bunlara karşı mücadele edecek olan güvenlik güçlerinin özel bir eğitimden geçirilmeleri gerekir Kısacası sıradan bir yüzbaşı ya da binbaşı dahi teröre karşı görevlendirildiğinde bir terör uzmanı değildir Terör bilgisinin hem kuram, hem de sahada arttırılması gerekir Aksi takdirde felaketi çağırıyorsunuz demektir Türk güvenlik güçlerindeki tablo ise oldukça endişe vericidir Bırakınız mesleği askerlik olanları, teröriste karşı çıkardıklarımızın % 90 kadarı er ve erbaştan oluşmaktadır Yani zorunlu askerliğini yapan, askerlikle normal zamanlarda neredeyse ilgisi olmayan kişilerden Bakmayın siz her şehit töreninde taşınan komando kıyafetli, elinde silah, gözünde sert bir bakış olan fotoğraflara Onlar daha ana kuzusudur Yaşları 20-25 arası, köyünden, kasabasından vatan hizmetine koşup gelen, askerlik eğitimleri dahi birkaç aylık olan askerlerdir Kimi aşçıdır, kimi terzi Kiminin aklında nişanlısı vardır, kiminin gözünde hamile karısı tütmektedir Akıllar karışıktır, hemen hepsi askerlik bitsin diye gün saymaktadır Üstelik askerlik eğitimlerinin tamamına yakınını çavuşları ve ast teğmenleri vermiştir Yani diğer zorunlu askerlik yapan kişiler Terör eğitimini ise neredeyse hiçbiri almamıştır Kendilerine öğretilen silahı nasıl kullanacaklarıdır, bir de nasıl saklanacakları Eratın dışında terör bölgesinde en çok görev alan astsubaylar ve uzmançavuşlar da Türk ordusunun saldırı konusunda en iyi eğitimli kesimi sayılmazlar Terör bilgileri ise el yordamıyla sahada öğrendikleridir Terörle mücadeleyi ayrı bir alan gibi görmezler Onlar vatanını seven asil Türk askeridir Karşılarında düşman askeri ya da terörist olmasının fark etmediğini düşünürler Oysa ki bu ikisi arasında dağlar kadar fark vardır
Mecburi askerliğini yapan asker bu tür bir mücadeleye öylesine hazırlıksızdır ki, hava kararınca dahi psikolojisi değişmeye başlar Dağda operasyona çıkıldığında gözlerdeki korku büyür Teröristlerin saldırmasına gerek yoktur, esen bir yel, uçan bir kuş, uzaklarda uluyan bir köpek dahi korku sebebi olabilir Komutanları kendilerine “ben uyarmadan sakın ateş etmeyin” dese de nafiledir En ufak bir olağandışı bir durumda tetiği sonuna kadar çeken er sayısı çok fazladır Sırf bu yüzden zor durumda kalmış, hatta şehit vermiş birlik sayısı da çok fazladır Gece nöbet tutarken bir kedi sesine, ya da birden bire gözüne görünen bir karaltıya namlusunu çevirip silahını boşaltan erler de çoktur Bir erin ateşi sonucunda tüm bir tugayın panik olduğu ve dağlara doğru neredeyse bir saat süren ateşin başladığı da görülür
Sözün özü, bırakınız terörle mücadeleyi, askerliği dahi bilmeyen kişiler ile Türk ordusunun işi daha da zordur Kayıp sayısı bu ortamda doğal olarak artacaktır İçlerinde birkaçı 15 aylık askerliği esnasında yeteneklerini geliştirip iyi bir asker ve hatta iyi bir terörist avcısı da olabilir Fakat o profesyonel asker değildir ve 15 ayı dolmuştur artık Yetiştirip kullanmaya başladığınız en kıymetli ve en tecrübeli adamlarınızın ana kucağına, karısının dizi dibine, işinin başına dönme vakti gelmiştir artık Bu kişilerin yerini alacak olanlar askere yeni gelen bıyıkları terlemiş sıfır bilgili erlerdir Bu süreç tekrar tekrar başlar TSK’nın subayları her seferinde sivilleri asker yapar ve yeniden sivil hayata gönderirler Dağlarda teröriste karşı ise tecrübe düzeyi asla yükselmez En iyi komandonuz artık kahvehanede, pubda ya da barda askerlik anılarını anlatıyordur
Tecrübesizliğin ve uzmanlaşma eksikliğinin en çarpıcı örneğini geçen hafta Pülümür’de (Tunceli) yaşadık Buradaki karakol belki de dünyanın en tehlikeli yerlerinden birinde Öylesine tehlikeli ki bazen üst düzey yetkililer dahi yol güvenliği yok diye buraya gidemiyorlar Bu bölgede öyle yerler var ki, terör tehdidi yüzünden ancak helikopterle ulaşabiliyorsunuz Eğer böylesine tehlikeli bir yerde karakol kuruyorsanız bu karakolun güvenlik önlemleri de en üst düzeyde oluşturulur Örneğin bu karakola gelecek tüm araçlar belli bir mesafede durdurulur Bu kontrol noktası ile karakolun arası tamamen kontrollü bölgedir Kontrolü yapacak kişiyi de en az bir kişi korur Eller her daim tetikte olur Araç kime ait olursa olsun kontrolden geçirilir Altı, üstü, bagajı, hatta motoru Şoför ve araç içindeki diğer kişiler karakola girecekler ise araçlarını bırakarak girebilirler Üstleri aranır, kimlikleri ‘temiz isimler’ listesinde kontrol edilir Listede adı yok ise, doğru belgelere sahip değilse ve görevli güvenli bir kişi olduğuna kanaat getirmediyse içeri alınmaz Sonra kayıt defteri olur ve buraya detaylı bir kayıt girilir Her gelenin filme alınması, ya da fotoğrafının alınması da diğer uygulamalardır Bir kameranın fiyatının ne kadar düştüğü düşünülecek olur ise tüm ülkedeki karakolları kameralarla donatmak mesele değildir Sonra, karakolun alışveriş yaptığı araçlar için ayrı bir yer oluşturulur Bu tür araçlar içeri alınmaz Mal indirim-bindirim yerleri korunaklı yerlerdir vs Şu saydığımız önlemleri arttırmak mümkündür Bugün Ankara’da veya İstanbul’da herhangi bir site dahi bunlardan çok daha fazlasını almaktadır Fakat ne iştir ki Pülümür’de dağların ortasında bir karakol her zaman mal getiren bir kamyonet olduğunu için uzaktan tanıdığı kamyoneti hiç düşünmeden içeri alıyor Ne bir kimlik kontrolü, ne bir parala, ne de araç kontrolü… Araç içeri girer girmez de araçtakilerden biri başlıyor karakol ortasında ateş etmeye Amacı yemekhane Üzerindeki bombayı patlatarak çok sayıda askeri öldürmek istiyor Fakat henüz 8 askeri şehit etmişken vurularak öldürülüyor Ancak aracın şoförü kaçmayı başarıyor
Pülümür Olayı neredesinden baksanız bir ihmaller zinciri… Felaket adeta davet edilmiş Ve ne yazık ki benzeri felaketleri bundan sonra da yaşamak olası Olayın ardından karakollara yapılan uyarılara bir süre uyulacak belki Göstermelik olarak komutanlar ‘kandırılacak’ belki Ancak bir süre sonra eski düzene geri dönülecek Çünkü benzeri manzaraları yıllarca görüyoruz Ankara’da bir orduevine girerken karşılaştığınız güvenlik önlemlerini dahi Güneydoğu veya Doğu Anadolu güvenlik birimlerinde görmeniz olası değil
Yol kontrol noktaları da benzeri durumdalar Kilometrelerce boş bir arazinin ortasında birkaç asker kontrol yapıyor Kontrol etmek için sizi durduran askeri neredeyse koruyan yok Diğer arkadaşları kendi halinde Eller tetikte değil Araçtan kimin çıkacağı ise belli değil Bazı olaylar var ki terörist kontrol noktasını tarayıp kaçıp gitmiş Hem şehit vermişiz, hem de teröristten iz bile bulamamışız Bu kontrol noktalarında kitap okuyanı da gördüm, İngilizce çalışanı da Bir de bunun tam tersi durumlar var Bazı askerler öylesine korku içinde araçları durduruyorlar ki, her an ateş edeceklerini sanıyorsunuz Eller tetikte, gözler buz kesmiş, sorular asabi… Fakat yine koruma önlemleri tam değil Araçlar belli bir mesafede yavaşlatılıp, dar bir şeride alınıp, ardından da kaçamayacağı ve saldırı düzenine geçemeyeceği bir noktaya çekilmiyor Korku ya da gevşeklik hali tedbirlerin alınmasını engelliyor
Er ve yedek subaylar bu kadar hazırlıksız ve eğitimsiz de, subaylar çok mu eğitimli sanıyorsunuz Ne yazık ki güvenlik güçlerimizin terörle mücadele bilgileri son derece sınırlı Zaten tüm bir orduyu terör konusunda eğitmek de kolay değil Ancak asıl sorunlu tayinler Sahada tecrübe kazanmış askerler en verimli olacakları zamanda kendilerini İzmir’de, ya da Bursa’da bulabiliyorlar Yerlerine ise sahayı yeni tanıyacak Aydın’dan ya da Antalya’dan isimler gelebiliyor Bu askerliğin doğasında var Ordular teröre karşı yapılandırılmıyorlar
***************************************************************
Sözün özü, uzmanlık olmadan terörle mücadelede başarı sağlamak çok zor Düzenli birlikler ile terörist peşinden koşmak hem pahalı, hem verimsiz, hem de kayıpları arttırmaya çok uygun bir yöntem Bakmayın siz askerin hayatı üzerinden siyaset ve kariyer yapanlara Terörle mücadelemizde sandığımız kadar başarılı değiliz
Yazar: Sedat Laçiner
|